Etiket: çağrı

  • Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’tan ebeveynlere çağrı

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, buluğ çağı döneminin önemine değinerek, “Bu yaşlarda biz eğer dinimizi güzel öğrenirsek, ileri ki yaşlarımız da haramlardan, yanlışlardan, yanlış hareketlerden, yanlış davranışlardan kendimizi korumuş, kurtarmış oluruz” dedi.

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, iki günlük Edirne programının son bölümünde, Yıldırım Mahallesi’nde romanların ağırlıklı olarak yaşadığı bölgede bulunan Kur’an Kursu ve Gençlik Merkezi’ni ziyaret etti. Erbaş, ailelere, gençlere ve çocuklara seslenerek, buluğ çağı döneminde ve öncesinde neler yapılması gerektiği hakkında tavsiyelerde bulundu.

    “Buluğ çağına kadar çocuklarımıza ibadetlerin nasıl yapılması gerektiğini öğreteceğiz”

    Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, burada yaptığı konuşmasında, gençlerin ve ailelerinin buluğ çağı öncesinde ve sonrasında neler yapması gerektiğini vurgulayarak, “Rabbimiz buyuruyor ki, biz insanı en güzel bir suretle dünyaya getirdik. Yeni doğan bir bebeğe baktığınız zaman, o güzelliği o bebekte görüyoruz değil mi? O bebeğin güzelliğini büyüdüğü zaman yanlış hareketler, yanlış davranışlar, haramlar, İslam’dan uzak yaşayış, onun o güzelliğini bozuyor. Bozmaması için o bebeğin o yaradılıştaki güzelliğini devam ettirebilmesi için artık buluğ çağına erdikten sonra ibadetlerimizi yapacağız. Buluğ çağına kadar da ibadetlerin nasıl yapılması gerektiğini öğreneceğiz. İnancımızın ne olduğunu öğreneceğiz. Bunun da belli bir yaşı vardır, işte o yaşta burada gençlerimiz var, çocuklarımız var. Bu yaşlar. Bu yaşlarda biz eğer dinimizi güzel öğrenirsek, ileri ki yaşlarımız da haramlardan, yanlışlardan, yanlış hareketlerden, yanlış davranışlardan kendimizi korumuş, kurtarmış oluruz. Ve güzel bir insan olarak etrafımızı da faydalı ışık saçan etrafımızı aydınlatan bir şahsiyet bir kişilik olarak bu dünyadaki ömrümüzü devam ettirir ve ömrümüz bittikten sonra da rabbimizin huzuruna anlımız ak, yüzümüz pak bir şekilde çıkmış oluruz” dedi.

    Konuşmasının ardından 15 Temmuz Gençlik Merkezi’ni gezen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş’a, Mega Genç Spor Kulübü tarafından isminin yazılı olduğu futbol takımı forması hediye edildi.

  • Yok olmanın eşiğindeki Eskişehirspor’dan tarihi çağrı

    Yeni transferlerine kapanmayan dosyalardan dolayı lisans çıkaramayan Eskişehirspor yönetimi, resmi siteden tarihi bir çağrıda bulundu.

    Geçmişten gelen borçlardan dolayı bu sezon yeni transferlerine lisans çıkaramayan Eskişehirspor, maçlara U-21 takımı ile çıkmaya devam ediyor. Ligde oynanan 3 maçta sadece 1 puan alabilen Eskişehirspor’da yönetim transferin son gününe kadar dosyaları kapatmak için çabalıyor. Eskişehir’in atanmışları, seçilmişleri, iş adamları ve önde gelen isimlerinin sessiz kaldığı günlerde, Eskişehirspor taraftarı kulüplerinin yok olmaması için müjdeli bir haber bekliyor. Yönetim ise lisans tescil yasağının kaldırılması için alacaklılardan imza alabilmek için uğraşıyor.

    “Eskişehirspor yok olmanın eşiğinde bir mücadele vermektedir”

    Eskişehirspor’un resmi internet adresinden yapılan açıklamada ise, kulübün tarihindeki en zor günlerini yaşadığı belirtildi. Açıklamada Eskişehirspor’un yok olmanın beşiğinde olduğuna vurgu yapılarak, “Türk futbol kamuoyunun yakından takip ettiği üzere Eskişehirspor Kulübümüz tarihindeki en zor zamandan geçmekte, yok olmanın eşiğinde bir mücadele vermektedir. Geçmişte Kulübümüzde görev almış futbolcu ve antrenörlerin alacakları sebebiyle Kulübümüz hakkında uygulanan lisans tescil yasağının kaldırılması için her türlü çaba ve gayret gösterilmesine ve bu borçların ancak Kulübümüzün yaşatılması halinde ödenebileceğinin defaatle belirtilmesine karşın bir bölüm eski futbolcu ve antrenörümüz halen lisans tescil izni vermemiş, transfer tescil döneminin sona ermesine saatler kalmış olmasına karşın halen Eskişehirsporumuzun yaşayabilmesi için gerekli lisans tescillerinin yapılmasına müsaade etmemiştir” denildi.

    “İzinlerin toplanamaması halinde kulübümüzün yok olmanın eşiğine geleceğini kamuoyunun bilgisine sunarız”

    Lisans tescil izni vermemiş alacaklılara çağrıda bulunulan açıklamanın devamında, “Halen lisans tescil izni vermemiş eski futbolcu ve antrenörlerimize bir çağrıda bulunarak bu kişileri en geç 30 Ağustos 2018 tarihi saat 18:00’e kadar transfer izni vermeye davet ettiğimizi ve izinlerin toplanamaması halinde kulübümüzün yok olmanın eşiğine geleceğini kamuoyunun bilgisine sunarız. Aynı saat itibariyle başarısız olmamız ve mevcut lisans tescil sınırlamasını kaldıramamamız halinde ise Eskişehirsporumuza lisans tescil izni vererek önünü açmak için gayret göstermiş ve izin vermeyerek mevcut duruma sebebiyet vermiş eski futbolcu ve antrenörlerimizin isimlerini kamuoyu ile paylaşacağımızı büyük Eskişehirspor taraftarı ve Türk futbol kamuoyununa bildiririz” ifadeleri yer aldı.

  • TZOB’dan fındık üreticisine çağrı: “TMO’yu bekleyin”

    Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarım ve Orman Bakanlığı ile yaptığı görüşmelerde Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) piyasaya kısa bir süre sonra gireceğini öğrendiklerini bildirerek, “Üreticimize sesleniyorum; TMO’yu bekleyin. Fiyat TMO’da yüksekse fındığınızı TMO’ya, piyasada yüksekse piyasaya verin, kesinlikle emanete fındık bırakmayın” dedi.

    TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar yaptığı açıklamada, ülke ekonomisine her yıl yaklaşık 2 milyar dolar döviz getirisi sağlayan, Karadeniz Bölgesi’nin ana geçim kaynağı olan fındıkta hasadın çok büyük bölümünün tamamlandığını, kurutulan fındıkların yavaş yavaş piyasaya girdiğini belirtti. Karadeniz çiftçisinin gözü kulağının alım fiyatlarında olduğunu vurgulayan Bayraktar, “TMO piyasaya girecek. Fakat, TMO’nun, üretici maliyetleri, enflasyon ve üretici refahı göz önünde bulundurularak piyasaya en az kilogram başına 15 liradan girmesi gerekir” diye konuştu.

    Üreticinin piyasa fiyatlarını takip etmesi, kendisi için hangi fiyat karlı ise ürününü oraya satması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

    “Piyasadaki fındık fiyatının üzerinde bir fiyat vererek ödemesini bir ya da iki hafta içinde yapacağını söyleyip, çiftçinin elinden fındığını alanlar olduğu duyumları da kulağımıza geliyor. Ortada ne sözleşme var ne para takası var. Üreticinin bir yıl boyunca emek harcadığı ürününü alarak kayıplara karışıyorlar. Üreticilerimize sesleniyorum, tanımadığınız insanlara fındığınız vermeyin.”

    Bayraktar, fiyatların 15 liranın üzerine çıkabileceğini, üreticinin acele davranmaması gerektiğini, fındığı ihtiyacı kadar satmasının kendi çıkarına olacağını da sözlerine ekledi.

  • ARSİADER’den milli ve yerli üretim seferberliğine çağrı

    Arifiye Esnaf Sanayici ve İş Adamları Derneği Yönetimi (ARSİADER), milli ve yerli üretim seferberliği için çağrı yaptı.

    ARSİADER yönetimi; iş dünyasına, ticari, sosyal ve kültürel derneklere, sivil toplum kuruluşlarına ve birçok kurum ile kuruluşlara milli üretim seferberlik çağrısında bulundu. ARSİADER Dernek Başkanı Fatih Fahri Yeter, son yıllarda Dünya genelinde küresel ve emperyalist güçlerin ekonomik olarak döviz ve kurları ile ithal edilen ürünler üzerinden Türkiye’ye savaş açtıklarını belirtti. Fatih Fahri Yeter, “Geçtiğimiz günlerde ABD Başkanı Trump’ın küstahça açıklamalar yaptığı ayrıca ambargo uygulamak gibi tehdit vari söylemleri ile yaptırımlarını kabul etmiyor ve devletimizin her daim yanında olduğumuzu açıkça beyan ediyoruz. Bu gibi baskı ve yaptırımlar gösteriyor ki ekonomik, siyasi ve psikolojik savaş içerisinde olduğu apaçık ortadadır” dedi.

    Ülkenin geçtiği süreçte yerli üretim yapmanın önemine değinen Yeter, “Özellikle son birkaç gündür özellikle ülkemizde yaşananlar, dış güçlerin ekonomik yaptırımları ve döviz kurlarının yükselişi, siyasi baskılarının arttığı bu dönemde ülkem insanlarının, sanayicilerin, iş adamlarının, çiftçilerin, ev hanımlarının kısaca topyekun üretim yapmamızın ne kadar elzem ve önemli olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bunlara karşılık vatandaş olarak tarlaları, arazileri, bir karış toprağı, balkondaki içi toprak dolu saksısı dahi olan bütün herkesin kendisi için değilse de ülke ve gelecek nesiller için en az bir fidan ve tohum dikmeli. Köylerde yaşayan çiftçilerin ahırı olan her vatandaşın büyükbaş, küçükbaş, tavuk vb. yetiştirmeli. Et, süt yumurta üretilmelidir. Ülke ekonomisine destek olmalıdır. Bunlar yapılırken bir yandan da profesyonel üretime geçilmeli; büyükbaş, küçükbaş, kanatlı hayvan çiftlikleri yapılmalı ve sayıları arttırılmalıdır. Tarımda yerli tohum üretilmeli topraklar boş bırakılmamalıdır. Seralarda üretim arttırılmalı ve tarım alanları bölünmemelidir. Ayrıca ülkemizin bir tarım ülkesi olduğunu asla unutmamalıyız” diye konuştu.

    Herkesi milli üretim seferberliğine davet ettiklerinin altını çizen Fatih Fahri Yeter, “Başta iş dünyası olmak üzere; tüm sivil toplum kuruluşlarını, ticari, sosyal ve kültürel dernekleri bu milli üretim seferberliğine topyekun davet ediyoruz. Bir tohumdan ne olur demeyin, Türkiye’de herkes bir tohum ekse tek seferde 80 milyon tohum olur. Farklı bir bakışla bakarsak ABD ve İsrail mallarından bir tanesini bir gün almasak ne olur demeyin 80 milyonun aynı anda bu ürünleri boykot ettiğini düşünelim bir haftada veya bir yılda ne kadar ürün alınmadığını düşünerek hesabını siz yapın. Her vatandaş üzerine düşeni yapmalı, silkelenip ülke ekonomisine katkı sağlamak için çok çalışmalıyız. Tüm sivil toplum kuruluşları ile birlikte hareket ederek toplumu bilinçlendirmek için bu seferberliğe duyarlılık göstermelerini ve destek vermelerini bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • 34 bin lira kaybeden esnaftan vatandaşlara çağrı, “Bulanlar polise teslim etsin”

    Kayseri’de beyaz poşet içinde bulunan 34 bin TL parayı kaybeden esnaf, “Parayı bulanların polise teslim etmelerini rica ediyorum” diyerek çağrı yaptı.

    10 Temmuz Salı günü akşam saatlerinde aldığı bir iş karşılığında 10 bin TL çek, 12 bin TL nakit para aldığını söyleyen ve dekorasyon işi ile uğraşan Muammer Budak, “Kendi kasamızdan da 12 bin TL nakit para ekleyerek beyaz bir poşetin içine koydum. Akşam saat 22.30 civarında arabama binerek iş yerimden eve doğru gittim. Eve yaklaştığım sırada arabada para dolu poşetin olmadığını fark ettim. Tekrar iş yerine gittim ve parayı aramaya başladım” dedi.

    İş yerini ve arabayı tekrar tekrar kontrol etmesine rağmen para dolu poşeti bulamadığını söyleyen Muammer Budak, “İş yerinden çıkıp eve gittiğim sıralarda poşeti yanlışlıkla çöp zannederek atmış olabilirim veya çalınmış olabilir diye polis ekiplerine haber verdim. Polis ekipleri sağ olsunlar çok ilgilendiler. Parmak izi ve kamera kayıtlarına yol kenarlarına baktılar. Ama tüm aramalara rağmen poşeti bulamadık” diye konuştu.

    Poşetin içinde bulunan paraları, alınan malzemelerin ödemesinde kullanacağını ifade eden Budak, “Burada Kayseri halkının duyarlı olduğunu bildiğim için bulan arkadaşlardan önemle rica ediyorum. Bu para benim kendi şahsi param değildir. Bir iş ödemesi içindi. O parayı ben işimi yapmak için kullanacaktım. Eğer bulan veya gören arkadaş var ise önemle rica ediyorum. Gerek polis noktalarına gerek Esenyurt’ta Nurihas mahallesinde büromuz var. Büromuza getirirlerse çok memnun oluruz” çağrısında bulundu.