Etiket: Çağı

  • Bursa’da ‘ipek çağı’ başlıyor

    Büyükşehir Belediyesi’nin ‘Bursa İpeği Yeniden Hayat Bulacak’ projesi kapsamında açılan ‘Bir Şehir, Bin Emek; Bursa İpeği’ adlı sergi göz kamaştırdı.

    İpek sergisi Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde açıldı. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, serginin açılışını Bursa Valisi İzzettin Küçük ile birlikte gerçekleştirdi. Recep Altepe, serginin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Bursa ipeğinin canlandırılmasını hedeflediklerini söyledi.

    Altepe, kozasından ipliğine, kumaşından son ürününe dek her aşamada uygulamalar yapıldığını belirterek, “Büyükşehir Belediyesi olarak, hem somut hem de somut olmayan kültürel miras çalışmaları kapsamında kent belleğindeki tüm değerleri gelecek nesillere aktarmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. ‘Bursa İpeği Yeniden Hayat Bulacak’ projesi ile Bursa ipeğini yeniden üretmeye başladık” dedi.

    İpek şehri Bursa’da ipek tarihine yönelik araştırmalar gerçekleştirildiğini anlatan Altepe, “Bursa’da öncelikle geçmişte ipek üretimi yapan aileleri tespit ederek, onların yeniden ipekle ilgili çalışmalara başlamasını sağladık. Bu alanda tespit edilen Muradiye İpek Fabrikası şehrimize kazandırıldı. Aynı zamanda Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’ni şehrimize kazandırdık. Kırsal alanların gelişimini desteklemek amacıyla Orhaneli, Keles, Harmancık, Büyükorhan ve İnegöl ilçelerimizde ipek halı, ipek dokuma ve ipek triko atölyeleri açıldı” dedi.

    Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde özel bir çalışma ekibi oluşturularak ipek ürünlerin ortaya çıkarıldığını anlatan Başkan Altepe, bu kapsamda koza üretimi yapan çiftçilerin de desteklendiğini, koza üretimin sağlıklı şartlarda yapılabilmesi için dut bahçelerinin bakımının dahi yapıldığını, öğrencilere ‘İpek böceği besleme seti’ dağıtılıp kendi kozalarını üretmelerinin sağlandığını vurguladı.

    Başkan Altepe, Uludağ Üniversitesi ile de ipekle ilgili çalışmalar yapıldığını belirterek, “Üretim şehri Bursa, tarihi ve kültürel birikimiyle yaşayan müze bir kent kimliğini taşıyor. İpek şehri Bursa’da ipeğimiz yeniden canlanıyor, ipek çağı başlıyor. İpeğimizin korunarak üretiminin sürdürülebilir olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm bu koruma ve geleceğe taşıma süreçlerinin sonunda elde edilen ürünleri de Bursalılarla paylaşıyoruz. Kozasından ipliğine, kumaşından son ürününe kadar artık Bursa’da yeni bir ipek çağı başlıyor. ‘Bir Şehir, Bin Emek; Bursa İpeği’ adlı ipek ürünleri sergimiz, ipekböcekçiliğine desteğimizin, açtığımız atölyelerin doğal bir sonucudur. Burada 100’ü aşkın tasarım sergileniyor” diye konuştu.

    Antibakteriyel ürünler

    Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde ve beraberindeki atölyelerde üretilen ipek ve ipekli ürünlerin antibakteriyel özelliğinin Uludağ Üniversitesi ile yapılan çalışmalar sonucu tescillendiğini kaydeden Başkan Altepe, ayrıca üretim sürecinin sürdürülebilir olması için de Bursa ipeğinin coğrafi işaretinin alınmasına yönelik çalışmaların devam ettiğine dikkati çekti. Altepe, Bursalıları, Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi’nde ipeğin serüvenine şahit olmaya davet etti.

    Bursa Valisi İzzettin Küçük de Bursa’nın bir markasını daha yeniden gün yüzüne çıkaran Altepe’yi tebrik ederek, ipeğin çağın gereklerinde uygun şekilde sunulmasının önemli olduğunu söyledi.

  • Bilimin Altın Çağı Asya’da Görücüye Çıktı

    Bursa Büyükşehir Belediyesi Bilim Teknoloji Merkezi tarafından hazırlanan, 7. ile 12. yüzyıl arasında yaşamış Müslüman bilim öncülerini konu alan “Altın Çağ Sergisi” Asya Pasifik Bölgesi Bilim ve Teknoloji Ağı’nın (ASPAC) Çin’in başkenti Pekin’de yapılan 2016 yılı konferansında tanıtıldı.

    Uludağ Üniversitesi Rektörü ve Bilim Teknoloji Merkezi (BTM) Danışmanı Prof. Dr. Yusuf Ulcay, Çin Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada Altın Çağ Sergisi’ni tanıttı.Bilimin insanlıkla aynı yaşta olduğunu belirten Prof. Dr. Ulcay, medeniyetlerden miras olarak aktarılan bilime ancak ev sahipliği yapılabileceğini söyledi. Prof. Dr. Ulcay, bilime Anadolu’da da ev sahipliği yapabilmek adına Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin kurulduğunu kaydetti. Bilimin tarihinin çok yakın zamana dayandırıldığını, ancak bunun da bir yanlış olduğunu ifade eden Prof.Dr. Ulcay, “Bilimi Newton’dan, Edison’dan itibaren varsaymak çok yanlış. ortaçağa karanlık geçmişinden dolayı küsen Avrupa, doğunun da ortaçağını karanlık sayarak görmezden gelmiştir. Ancak Avrupa’nın karanlık çağ olarak adlandırdığı ortaçağda özellikle İslam medeniyetleri bilim alanında altın çağını yaşamıştır. Biz de Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi olarak farklı bir şey yapmak istedik ve unutulmaya yüz tutmuş, fakat döneminde İslam toplumlarına altın çağı yaşatmış Müslüman bilim adamlarını “Altın Çağ Sergisi”yle bütün dünyaya yeniden hatırlatmak istedik” şeklinde konuştu.

    Altın Çağ Sergisi’nde 9 farklı bilim alanında eserleri, keşifleri ve formülleri bulunan 30’a yakın Müslüman bilim adamının konu alındığını vurgulayan Prof. Dr. Ulcay, İbn-i Sina’dan İbn-ül Heysem’e El-Ceziri’den Zeng He’ye kadar dünyanın birçok farklı noktasındaki alimin bu sergide daha yakından tanınabileceğini sözlerine ekledi.

    “BİLİM DÜNYASINA ALTIN ÇAĞI YENİDEN YAŞATACAĞIZ”

    Bursa Bilim Teknoloji Merkezi Koordinatörü Rıfat Bakan da bu sergi ile bilim dünyasına altın çağı yeniden yaşatacaklarını söyledi. Serginin ilk yurtdışı lansmanının Çin’in başkenti Pekin’de gerçekleştirilen ASPAC 2016 Konferansı’nda yapıldığını kaydeden Bakan, “Altın Çağ sergisi Müslüman ilim adamlarının 600-1600 yılları arasında hayata geçirdikleri buluşları uygulamalı düzenekler ile ziyaretçilere sunan gezici sergi çalışmasıdır. 600 mekrekare alanda 9 farklı bölümden oluşan sergide 33 adet kullanılabilir düzenek, 17 adet kiosk, 120’nin üzerinde pano, 7 adet teşhir dolabı bulunmaktadır. Ayrıca 1 adet şadırvan, 1 adet semerkant ve 1 adet çocuk robotu da sergide yer almaktadır. Altın Çağ Sergisi ile Müslüman ilim adamlarının bilim tarihine yön vermiş eserlerini uygulanabilir düzenekler ile geniş kitlelere tanıtmak amaç edilmiştir. İki dilde yapılmış çeviriler, videolar, interaktif düzenekler ile ziyaretçinin sergiyi gezerken aktif olması ve icatların çalışma prensiplerini öğrenebilmesi sağlanmaktadır” dedi.

    Bu serginin kendini bilime adamış tüm toplumları etkisi altına alacağına inandıklarını belirten Bakan, “Asya başta olmak üzere gezici sergimizi tüm dünyada bilim meraklılarının beğenisine sunmak istiyoruz. Belki de Avrupa’yı bile küskün kaldığı ortaçağı ile barıştıracak olan Altın Çağ sergisinin bilimin geçmişi adına birçok toplumu yeniden düşünmeye sevk edeceğine inanıyoruz. Şimdiden birçok tanıtım ajansı sergiyi dünyaya pazarlamak için tekliflerde bulunmaya başladı” şeklinde konuştu.

    Pekin’de yapılan ASPAC 2016 Konferansı’na Prof.Dr. Ulcay ve Bakan’ın yanı sıra BTM Proje Uzmanı Nazım Enes Altan, Endüstriyel Tasarımcı Ömer Faruk Boyacı ile TÜBİTAK Bilim Merkezleri Müdürü Bekir Çengelci de katıldı.

  • Türkiye’de İmmünoterapi Çağı Başlıyor

    Hematolojik İmmünoloji Derneği’ tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Hematolojik İmmünoloji Kongresi, KKTC’de gerçekleştiriliyor.

    ‘Hematolojik İmmünoloji Derneği’ (HİD) tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Hematolojik İmmünoloji Kongresi, 24-27 Mart 2016 tarihleri arasında KKTC Girne Elexus Resort Otel’de gerçekleştiriliyor. Türkiye’den 300’e yakın katılımcının yer aldığı kongrede, lenfoma, lösemi, myeloma gibi kan, lenf bezi, kemik iliği ve organ kanserlerinin tedavisinde başarılı sonuçlar alınan kişiselleştirilmiş immünoterapinin, dünyadaki ve Türkiye’deki durumu ve gelecekteki konumu ele alındı. Kongrenin basın toplantısında, hastaların tedavisinde yıllardır alışılagelmiş bir tedavi olan kemoterapinin yerini yakın gelecekte immünoterapinin alabileceğinin altı çizildi. Sadece hastalıklı hücrelere etki eden akıllı ilaçlar sayesinde; hastaların yaşam kalitesinin yükseleceği ve yaşamlarında uzama sağlanabileceği anlatıldı. Kongrede, immünoterapi alanındaki gelişmeler akademisyen, araştırma görevlileri, sağlık çalışanları ve öğrencilerin paylaşımlarıyla tartışılırken, bu konuda Türkiye’de bulunan bazı merkezlerinin de yer aldığı ve devam eden klinik çalışmalarının sonuçları değerlendirildi.

    Basın toplantısında konuşan HİD Başkanı Prof. Dr. Osman İlhami Özcebe, “Ülkemiz, hematoloji alanında yetişmiş çok değerli bilim insanlarına sahip. Bu alanda yetişmiş hematolog sayısı 400’ün üzerinde. Dernek olarak amacımız uzmanlarımızın yaptıkları çalışmaları birbirleriyle paylaşmalarına ve dünya gündemini takip etmelerine aracılık etmek” dedi.

    Bu önemli misyona hizmet amacıyla Hematolojik İmmünoloji Derneği’ni 2015 yılında kurduklarını belirten Özcebe, “1.Hematolojik İmmünoloji Kongresi ile bilimsel faaliyetlerimizi ulusal platforma taşıdık. Kongremizde 250’nin üzerinde bilim insanımız bilgi paylaşımında bulunuyor ve tıp eğitimi alan öğrencilerimizin de kongremize katılımlarını sağlayarak, ülkemizin geleceği için çok önemli ve hayırlı bir yatırım gerçekleştiriyoruz. HİD’in hedefi , ülkemizde immünoterapinin özellikle hematoloji alanındaki kullanımıyla ilgili bilimsel çalışmalar planlamak ve gelişmiş ülkelerdeki standartları yakalamak adına gayret sarf etmek olacaktır” ifadelerini kullandı.

    İmmünoterapi’nin, hematolojik kanserler ve organ kanserlerinde son yıllarda giderek yaygınlaşan bir tedavi yöntemi olduğunu belirten HİD Genel Sekreteri Doç. Dr. Serdar Şıvgın, “Bu tedavide temel yol, insan bağışıklık sisteminin daha da güçlendirilerek tümör hücreleriyle savaşma yeteneğini artırmaktır. ABD’de Başkan Obama’nın başlattığı ‘kanser: aya yolculuk 2020’ adlı proje kemoterapiden immünoterapi’ye dönüşüm sürecidir. Beş yıl içinde 20 bin hastada 20 tümör tipi için yeni immünoterapilerin klinik denemeleri uygulamayı amaçlandı. Bu kapsamda; ülkemizde de bu yeni ilaçların hasta tedavisinde yer alması bekleniyor ve bazı ilaçlar erken erişim programları kapsamında özel izinler alınarak kullanılabilir” açıklamasını yaptı.

    Yıllardır hematolojik kanserlerde tedavi için uygulanan kemoterapilerin insan yaşamında çok önemli ilerlemeler sağladığını sözlerine ekleyen Şıvgın, “Ancak bu yöntemin hastalarda ateş, kanama, damar içinde pıhtılaşma, akciğer enfeksiyonları gibi pek çok yan etkisi mevcut. Bunun yanı sıra saç dökülmesi, sosyal ve psikolojik sorunlar da gelişiyor, hasta normal yaşamından uzaklaşmak zorunda kalabiliyor. Vücudun direncini ve savunma sistemini güçlendirmeye yönelik tedavi yöntemi ‘immünoterapi’, bu olumsuzlukları azaltabilecektir” dedi. Şıvgın klinik çalışmaların lenfoma, lösemi, myeloma gibi hematolojik kanser türleri üzerinde başarılı sonuçlar verdiğini belirtti.

    HİD İkinci Başkanı Prof. Dr. Filiz Vural ise kanserle mücadelede bir diğer önemli tedavi yöntemi olan kök hücre nakli uygulamalarında Türkiye’nin Avrupa Birliği ülkeleri düzeyinde olduğunu söyledi. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne akredite nakil merkezlerine sahip olduğunu ve nakil sayısı bakımından da Avrupa’da 4. sırada yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Filiz Vural, “Ülkemizde 2000’li yılların başında 10 civarı kök hücre nakil merkezinde yaklaşık 100 kök hücre nakil işlemi gerçekleştirildi. 2015 yılında toplam 77 merkezde yaklaşık 3 bin 600 kök hücre nakli uygulandı. 14 yıllık süreçte ülkemizde nüfus başına düşen kök hücre nakli aktivitesi yaklaşık 8 kat artış gösterdi” dedi.

    Kongrede, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay tarafından başarıyla yürütülen TÜRKÖK Projesi de özel oturumda ele alındı. Ulusal doku bankası TÜRKÖK, kök hücre naklinde dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak amacıyla devlet, sivil toplum ve Türk bilim insanları tarafından el ele verilerek başlatıldı. Projenin hedefi ülke genelinde 250 bin gönüllü vericiye ulaşılarak maliyet ve süreçleri daha da azaltmak. Bağışlanan örnekler Sağlık Bakanlığı himayesinde dünya standartlarında ve büyük bir gizlilik ile korunuyor. Bakanlık doku tiplendirme sonuçlarını tamamen kendi bünyesinde tutuyor ve havuzda herhangi bir hastaya uyan doku var ise bağışçıya ulaşarak yeniden onamı alınıyor. Hastalar için donör taraması başvurularına, 24 saat içinde yanıt veriliyor.

    Ulusal doku bankası TÜRKÖK projesinde 120 bin vericiye ulaşıldı. Bu verilerin 81 bininde detaylı doku grubu taramaları tamamlandı ve sisteme yüklendi. Proje ile 47 hastaya kök hücre nakli yapılırken, 21 hastaya donör bulundu. TÜRKÖK Projesi, her an herkesin kök hücre nakline ihtiyacı olabileceği mesajı ile gönüllü bağışçı sayısını yükseltmek için çalışıyor ve bulaşıcı ciddi bir hastalığı olmayan 18-55 yaş arası sağlıklı ve kan bankasına gidip kan verebilen herkesi hayat kurtarmak için kök hücre vericisi olmaya çağırıyor.

  • Ağrı’da Okul Çağı İşitme Tarama Programı Başladı

    Ağrı İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından tüm birinci sınıf öğrencilere yönelik “Okul çağı işitme taraması” başladı.

    İl Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından tüm birinci sınıf öğrencilere yönelik Tutak ve Diyadin ilçelerinde “Okul çağı işitme taraması” startı verildi. Okul çağı işitme taraması hakkında bilgi veren Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar, Programlar ve Kanser Şube Müdürü Murat Kaya, “Ülkemizde çocukluk çağında sık görülen sağlık sorunlarının erken tanınması ve gerekli tedavilerin sağlanabilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığınca çeşitli tarama programları yürütülmektedir. Yenidoğan, tarama ve İşitme tarama programları, bu kapsamda yürütülen çalışmalardır. Okul çağı çocuklarda sık görülen işitme kayıplarının erken tanısına yönelik olarak tarama programı başlatılmıştır. Tarama programı kapsamında ilimizdeki kamu, özel ilköğretim okullarında eğitim gören 1.sınıf öğrencilerine işitme taraması yapılacaktır. İşitme taraması, TSM’ de görevli doktor, ebe, hemşire ve sağlık memuru tarafından tarama odyometri cihazı ile yapılacaktır. Tarama sırasında çocuklar uygulayıcı tarafından risk faktörleri açısından sorgulanacak ve risk faktörlerinden herhangi birinin varlığı durumunda, test yapıldıktan sonra çocuk testten geçse de kalsa da mutlaka işitme taraması rehberinde bulunan sevk formu ile kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına sevkleri ve takipleri yapılacaktır. Yapılan tarama testleri, birinci basamakta sunulan diğer sağlık hizmetleri gibi ücretsizdir. İlimizde kamu, özel ilköğretim okullarında 1.sınıfta eğitim gören çocuklara sahada uygulanmaya Tutak ve Diyadin ilçelerinden başlanmış olup, program çerçevesinde dönem sonuna kadar tüm ilçelerde taramanın tamamlanması planlanmıştır”dedi.

  • Bursa’nın ‘Altın Çağ’ı Eba’da

    Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, BTM’deki ‘Altın Çağ Sergisi’nin Fatih Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA) yer alacağını söyledi.

    Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nde (BTM) sunulan ‘Altın Çağ Sergisi’ni gezdi. Müslüman ilim adamlarının 600-1600 yılları arasında hayata geçirdikleri keşifleri uygulamalı düzeneklerle sunan sergi Başkan Altepe’den tam not aldı. Özel serginin Fatih Projesi kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı’nda (EBA) yer alacağını anlatan Başkan Altepe, “Bursa Bilim ve Teknoloji Merkezi’nin kente değer kattı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Fatih projesine destek vermekten mutluluk duyuyoruz. Türkiye, hedefleri olan bir ülke. Bilinçli, eğitimli, vizyon sahibi, birikimli nesiller ve çocuklar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Öğrencilerin okullarında aldıkları eğitimi pratikte de algılayabilmeleri için çok önemli bir uygulama” dedi.

    Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Bilişim Ağı (EBA) Koordinatörü Ali İhsan Baykal da eğitime desteklerinden dolayı Başkan Altepe’ye teşekkür etti. Çalışma hakkında bilgiler veren Baykal, “Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü Fatih projesi kapsamında EBA’da üretilen pek çok içerik, video ve kitap Türkiye’deki öğrencilere, sınıflardaki etkileşimli tahtalar, tablet bilgisayarlar ve ‘eba.gov.tr’ ortamında öğrenci ve öğretmenlere ulaşıyor. Bu çalışmada temel amaçlardan biri eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanacak olması ile kaliteli içeriklerin okullara, öğretmen ve öğrencilere sunulmasıdır. BTM’deki deney setlerini de bu sayede Türkiye ile paylaşabiliyoruz. Bursa’nın oluşturduğu bu imkânı Hakkâri, Trabzon, Konya ve Kayseri’deki öğretmen, öğrenci ve veliler dahi EBA sistemi üzerinden girerek rahatlıkla görebiliyorlar” dedi.

    ALTIN ÇAĞ SERGİSİ

    Altın Çağ Sergisi, BTM’de 600 metrekare alanda 9 farklı bölümden oluşuyor. Sergide, 33 kullanılabilir düzenek, 17 kiosk, 120’nin üzerinde pano ve 7 teşhir dolabı bulunuyor. Ayrıca 1 şadırvan, 1 Semerkant ve 1 çocuk robotu da görülebiliyor. Müslüman ilim adamlarının bilim tarihine yön vermiş eserlerini uygulanabilir düzeneklerle geniş kitlelere tanıtmayı amaçlayan sergiyle, iki dilde yapılmış çeviriler, videolar, interaktif düzeneklerle ziyaretçinin sergiyi gezerken aktif olması ve buluşların çalışma prensiplerini öğrenebilmesi sağlanıyor.