Etiket: Büyütmede

  • Göğüs büyütmede ’Subfasyal / Kas Zarı Altı’ tekniği

    Göğüs büyütmede ’Subfasyal / Kas Zarı Altı’ tekniği

    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Rıza Öreroğlu, göğüs büyütme ile ilgili az bilinen ’Subfasyal / Kas Zarı Altı’ tekniği hakkında bilgiler verdi.

    Estetik cerrahi dünyada en yoğun talep gören cerrahi dallarından biridir. Gerek cerrahi yöntemlerde gerek cerrahide kullanılan tamamlayıcı teknolojilerde her geçen gün yeni gelişmeler olmakta. Bu gelişmeler estetik operasyonlardan alınan sonuçların hem daha estetik hem de daha doğal görünümlü olmalarına önemli katkılar sağlıyor. Günümüzde en çok gerçekleştirilen estetik operasyonlardan biri ’Göğüs Büyütme’ operasyonlarıdır. Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Rıza Öreroğlu, bu operasyonlar hakkında bilgi verdi.

    Göğüs büyütme operasyonları hakkında bilgi veren Dr. Ali Rıza Öreroğlu, ’’Göğüs büyütme operasyonları büyük çoğunlukla göğüslerin içine yerleştirilen protezler yardımıyla gerçekleştirilir. Operasyon geçiren ve geçirmeyi düşünen kişilerin birçoğu da alacakları sonuçların özellikle doğal görünümlü olmasını tercih ediyor. Bu nedenle alınacak sonuçların hem daha doğal olmalarını hem de daha güzel görünmelerini sağlayan, meme büyütme cerrahisine ilişkin ‘Subfasyal/ Kas Zarı Altı’ yöntemden ve popülerlikleri giderek artan yeni nesil protezlerden bahsetmek oldukça yerinde olacaktır’’ dedi.

    Meme büyütme ameliyatlarına dair en çok bilinen yöntemlerden ikisinin ‘Kas Altı’ (Submuscular) ve ‘Kas Üstü’ (Subglandular) teknikleri olduğunu belirten Dr. Öreroğlu, ’’Burada kastedilen, protezlerin meme içinde yerleştirildikleri düzlemdir. ‘Kas Altı’ yöntemde protezler göğüs kası altına yerleştirilirler. ‘Kas Üstü’ yöntemde ise protezler göğüs kası ve meme dokusu arasına, meme bezlerinin altına yerleştirilirler. İki yöntemin de avantajları ve dezavantajları vardır. Anatomisi uygun olan hastalarda tercih ettiğim ‘Subfasyal/ Kas Zarı Altı’ yöntem ise önceki bahsedilen iki yöntemin avantajlarına sahipken, dezavantajlarından uzaktır’’dedi.

    Dr. Öreroğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı: ’’Meme büyütme ameliyatının ‘Subfasyal / Kas Zarı Altı’ yöntemle gerçekleştirilmesi demek, protezlerin ‘fasya’ denilen, göğüs kasını kaplayan tabaka, zar ile göğüs kası arasına yerleştirilmesi demektir. Protezlerin bu düzlemde yerleştirilmesinin, birtakım komplikasyonlara dair risklerde azalma, daha doğal ve göze hoş gelen sonuçlar elde edilmesi gibi birçok avantajı vardır. ‘Subfasyal / Kas Zarı Altı’ yöntem kullanıldığında göğüs kası kesilmediği için ve protezler onun arkasına yerleştirilmediği için, genel olarak daha konforlu bir protez yerleştirilme yöntemi olmakla beraber, bu yöntemle gerçekleştirilen meme büyütme ameliyatından sonraki iyileşme süreci de daha konforludur. Bahsedilen bu göğüs kasını saran zar, protezler bu zar ve göğüs kası arasına yerleştirildiklerinde, protezlere doğal bir destekleme sağlar, çeşitli vücut hareketleriyle gerçekleşme riski olan protezlerin yer değiştirme riskini azaltır. Ayrıca sağlanan bu destekle, protezli göğüslerin sarkma eğilimi de azaltılmış oluyor. Ve en önemlisi, meme ve protez aynı cepte olduklarından dolayı, memenin dinamiği, yani hareketleri, gerçek memeye çok daha yakın oluyor’’ şeklinde konuştu.

  • Göğüs büyütmede bunlara dikkat!

    Ergenlik çağından itibaren göğüslerin kadınlar için önemli bir organ ve kadınlığın sembolü olduğunu ifade eden Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mesut Özcan, memelerin aynı zamanda gözlerini hayata yeni açmış canlının beslenme kaynağı olarak anneyi sembolize eden önemli bir unsur olduğunu söyledi.

    Gelişme geriliği sonucunda yeterli büyüklüğe ulaşamayan ya da çeşitli sebeplerle küçülebilen göğüsleri meme dokusu arkasına yerleştirilecek silikon protezler ile daha dolgun, daha dik ve estetik olarak daha iyi görünümlü hale getirmenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Mesut Özcan; “Meme yapısı metabolizmal durumlardan ya da hormonal değişikliklerden kolaylıkla etkilenebilir. Bu da göğüslerde çeşitli değişimlere neden olabilmektedir. Özellikle gebelik ve emzirme gibi bir sürecin sonucunda memelerde küçülme gibi yapısal değişiklik en sık karşılaştığımız durumlardan biridir. İşte bunlar gibi çeşitli nedenlerle yapısal değişimler geçirerek şekil bozukluğuna uğrayan memeler nedeniyle kadınlar kendilerini rahatsız hissedebilmektedir. Kadın bedeninde görünümü fiziken tamamlayan göğüslerin hacimsel durumu ve şekli; hem kadının psikolojisi üzerine baskı oluşturabilir, hem de cinsel ve sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir” dedi.

    Meme büyütme estetiği ile ilgili en sık sorulan sorulardan birinin de gebelik ve emzirme ile ilgili olduğunu kaydeden Özcan, kullanılan silikonun kas altına yerleştirildiğini, bu teknikle süt bezlerine ve kanallarına zarar verilmediğini dolayısıyla da meme büyütme estetiğinin gebeliğe de emzirmeye de engel olmayacağını belirtti. Prof. Dr. Mesut Özcan, “Memenin şekil olarak kendisine has bir orjinalliği vardır. Literatürde tanımlanmış tek tip bir meme şekli yoktur. Yuvarlak, damla ve düz litaretürde geçen şekillerdir. Göğüslerin şekil itibariyle kişiden kişiye değişik olması ve çeşitli nedenlerle geçirilen yapısal değişimler ile şekil bozukluğuna uğraması sonucunda yapılacak meme büyütme estetiği mutlaka kişiye özel planlanmalıdır. Mevcut rahatsızlık kaynağı için, vücudun genel anatomik duruşu göz önüne alınarak yapılacak ameliyat planlaması ile ancak yüz güldürücü sonuçlar alınabilir.” diye ekledi.

  • MÜSİAD Expo iş büyütmede önemli rol oynuyor

    Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) düzenlediği 16’ncı MÜSİAD EXPO kapılarını açtı. 700 şirketin katılım sağladığı fuarda MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı ve Kaanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan, MÜSİAD Expo’nun iş büyütmede önemli rol oynadığını söyledi.

    Katılımcı iş adamları ile yatırımcıları bir araya getirerek, ticari iş birliği ve küresel ortaklıklar için yeni fırsatlar sunan MÜSİAD Expo, büyük ticaret kapasitesi ve gönül birliği organizasyonuyla, Asya’dan Avrupa’ya, Afrika ülkelerinden Türkî Cumhuriyetlere kadar yabancı iş adamı, yerli ve yabancı katılımcı firmalarla her iki senede bir İstanbul’da yapılıyor.

    CNR Expo Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen ve bu yıl 16’ncısı düzenlenen MÜSİAD Expo yerli, yabancı toplamda 700 şirketi bir araya getirdi. Dünyanın dört bir yanından iş dünyası temsilcilerini ağırlayan fuarda Kaanlar Şirketler Grubu’nun standı da yoğun ilgi gören firmalar arasındaydı.

    Fuar hakkında açıklamalarda bulunan MÜSİAD Genel Başkan Yardımcısı ve Kaanlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Abdurrahman Kaan, “MÜSİAD 1990 yılından beri 26 yıldır ülkemizde faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu. Bu yıl 16’ncısını düzenlediğimiz MÜSİAD Expo ile 8 Hall’de hizmet veriyoruz. Ülkemizde 86, yurtdışında da 65 ülkede 171 noktada hizmet veren bir kuruluşuz. Bu fuarda işlerimizi büyütürken ülkemiz için faydalı olan birleşmeleri de sağlıyoruz. Fuarımız iki yılda bir düzenlenmekte. 2 yıl önce 7 bin yabancı iş adamımızı misafir etmişken şimdi ise böyle bir kriz ortamında 10 bin yabancı iş insanını ağırlıyoruz. Yaklaşık 500’ün üzerinde firma katılım sağlamış durumda. Yerli olarak da 81 ilimizden de önemli birçok misafirimiz var. Aynı zamanda iş görüşmeleri yapıyoruz. Satın alma görüşmelerinde bir önceki yıllara göre iki ya da üç katı teyit var. Başarılı bir fuar bekliyoruz” diye konuştu.

    Kaanlar Şirketler Grubu hakkında da bilgi veren Abdurrahman Kaan, “1978 yılından beri gıda sektöründeyiz. 1984 yılından beri süt ürünleri, 1995 yılından itibaren de zeytin imalatçısı olarak faaliyet gösteriyoruz. Şu anda peynir ve zeytin sektöründeki imalatçılar içerisinde ilk üçte yer alıyoruz. 25’e yakın ülkeye de ihracat yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Meme Büyütmede Kök Hücre Enjeksiyonu

    Estetik Cerrahi Uzmanı Prof.Dr. Ahmet Karacalar, kök hücre enjeksiyonunun meme büyütmede özellikle yağ rezervi fazla olan kişilerde silikonla büyütmeye çok iyi bir alternatif olarak uygulanabildiğini belirtti.

    Kök hücre enjeksiyonuyla dikişsiz ve doğal bir şekilde bir ya da iki beden büyüme gerçekleştirilebildiğini ifade eden Prof.Dr. Ahmet Karacalar, “Üstelik yağ alınan yerlerde de şekillenme yapacağı için işlem tam bir beden heykeltıraşlığıdır. Bir diğer önemli avantajı da ortaya çıkmaya başladı. Özellikle doğum sonrası meme üstünün boşalmasına bağlı yalancı meme sarkmalarında da bu sorunu kesi olmadan çözebiliyor. Kilo verme ya da yaşa bağlı memedeki gevşeme sorununu giderir ve memeyi dirileştirir. Meme dikleştirme ve dirileştirme içinde kök hücrenin etkisi ve yararları giderek daha çok fark edilmektedir. Diriliğini kaybetmiş meme özellikle doğum sonrası ya da kilo kayıplarında sık görülen bir sorun. Diriliğini kaybetmiş meme yalancı olarak sarkık ta görülür. Bu tür memelerde kayıp hacmin eklenmesi memeye daha diri ve daha kalkık bir görüntü verir. Bu tür memelerde dikleştirme operasyonu genellikle yanlış bir seçim olur. Memeyi küçültürken bazı kalıcı izler bırakılması anlamına gelir. Yalancı meme sarkmalarında teşhis bu nedenle çok önemlidir. Meme başı ile meme altı kıvrımı arasında ki ilişki bir memenin sarkık olup olmadığını gösterir. Yukarıda ki şekilde de görüldüğü gibi ideal meme başı meme altı çizgisi ile aynı ya da üzerinde olmalıdır. Bunun altında olduğu zaman meme sarkması tanısı konur. Özellikle ilk evre meme sarkmalarında da kök hücre ile meme dikleştirme mümkün olabilir. Meme sarkmasının fazla olduğu evre 2 ve evre 3 sarkmalarda ise fazla dokuyu çıkarmadan memeyi dikleştirmek mümkün olmaz.” diye konuştu.

    Diriliğini kaybetmiş memelerde kök hücre enjeksiyonu tercih edilecek ise öncelikle yağ rezervine bakıldığını kaydeden Prof.Dr. Ahmet Karacalar, şöyle konuştu:

    “En az 300 cc yağ verici alanı olan kişiler bu işleme uygundur. Enjektörle alınan yağların bir bölümü kök hücre elde etme cihazı ile kök hücreler ayrıştırılır. Bu kök hücreler ile yağ hücreleri bir karışım haline getirilir. Memenin boş olan yerlerine ve memeyi kaldıracak şekilde kritik noktalara enjeksiyon yapılır. İşlemden sonra meme hareketini kısıtlayıcı bir sütyen giyilir. Dikiş ya da dren kullanılmaz. Hastane yatışı gerekmez. Sonuç olarak kök hücre ile meme dirileştirme ve dikleştirme uygun kişilerde bedeni de şekillendirdiği için modern bir yöntem olarak öne çıkıyor.”

  • Meme Büyütmede En Başarılı Ameliyatlar Protezle Sağlanıyor

    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op.Dr. İlgi Güler, protezle meme büyütme ameliyatlarının daha sık olarak estetik amaçla yapıldığını ifade ederek, “Günümüzde meme büyütmek için yaptığımız en başarılı ameliyatları protezlerle sağlıyoruz” dedi.

    Op.Dr. İlgi Güler, meme büyütme ameliyatının kimler için uygun olduğunu şöyle açıkladı:

    “Meme boyutunu küçük bulan, hamilelik ve emzirme sonrası meme hacminde azalma olan, aşırı kilo alıp verme sonrası meme dokusu deforme olan ve doğuştan gelen meme gelişim problemi olan kadınlar meme büyütme ameliyatı için uygun adaylardır. Aynı zamanda meme kanseri sonrası meme rekonstrüksiyonu ihtiyacı olan insanlar için de uygun bir tedavidir. Protezlerle yapılan meme büyütme ameliyatları memenin gelişimini tamamladığı 18 yaşından itibaren yapılabilir. Protez seçimi. Ameliyat öncesi değerlendirmede meme anatominiz, deri esnekliğiniz, vücut tipine göre yaptığımız ölçümler ve sahip olmak istediğiniz meme boyutu gibi kriterler birlikte değerlendirilerek uygun protez tercih edilir. Protez teknolojisinin de gelişmesiyle meme büyütme operasyonlarının güvenilirliği arttı. Kullanılan protezler Amerika’nın FDA kurumu tarafından onaylıdır. Üretici firmalar protez ömrünü sınırlandırmıyorlar; yani protez kullanımı sonrası proteze bağlı olmayan; ancak emzirme, aşırı kilo alıp verme, yer çekimi gibi kişiye bağlı nedenlerle meme dokusunda tekrar deformasyon gelişirse protezin çıkarılması ya da değiştirilmesi gerekebilir.”

    Op.Dr. İlgi Güler, ameliyat tekniği hakkında da şöyle konuştu:

    “Protez memeye meme altı oluğu, meme başı çevresi, koltuk altı veya göbek deliğinden yapılan küçük kesiklerden, meme bezi altına, kas altına, fasya altına ya da bir kısmı bezin bir kısmı da kasın altında kalacak şekilde dual planda yerleştirilebilir. Protezin nereye yerleştirileceği kişiye göre değişkenlik gösterir. Mesela meme bezi kalınlığı yeterli olan hastada protez genellikle bez altına yerleştirilirken eğer bez kalınlığı yeterli değilse protez genellikle kas altına yerleştirilir. Ameliyat genel anestezi altında yapılır ve 1-2 saat kadar sürer. Meme büyütme sonrası cerrahi sutyen giydirilerek ameliyat sonlandırılır. Meme büyütme sonrası dönem. Meme büyütme ameliyatı sonrasında ilk bir kaç gün özellikle kollarınızı kaldırırken ağrı kesicilerle kontrol altına alınabilen ağrılarınız olabilir, 2 gün sonra duş alabilirsiniz,3-4 gün sonra işinize dönebilirsiniz. Cerrahi sutyeni 6 hafta kullanmalısınız. 6 hafta ağır sporlardan uzak durmalısınız. Meme büyütme sonrası 6-8. haftada şişlikler kaybolur, protez yer çekimi etkisiyle vücuda yerleşir, daha doğal bir sonuç ortaya çıkar. Protez emzirmeye engel mi, meme kanseri riskini artırır mı? Protez meme bezinin arkasında kaldığından ve meme bezi ile meme başı arasındaki süt kanalları sağlam kaldığından ameliyat sonrasında emzirme etkilenmez. Protezler biyolojik olarak uyumludur, meme kanseri riskini artırdıklarına dair bir bulguya rastlanmadı. Meme büyütme sonrası ikincil ameliyat gerekir mi? Her ameliyatta olduğu gibi meme büyütme sonrasında da istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir. Kanama, enfeksiyon gibi sorunlar uygun cerrahi teknik ve antibiyotik ile kontrol altına alınabilir. Meme şeklinin istenilen gibi olmaması, hastanın memnun kalmaması mümkündür. Ancak ilk değerlendirmeden ameliyat sonrası sürece kadar titiz çalışılması uygun implant seçimi hastaya uygun teknikler kullanılması bu olasılığı azaltır. Kapsül kontraktürü ( meme sertleşmesi) tüm meme büyütme tekniklerinde görülebilen bir durumdur, hafif formları takip edilebilir. Ancak ciddi boyutlara ulaştığında ikincil ameliyat gerekebilir. Meme büyütme için yağ enjeksiyonlarından da faydalanabiliyoruz; fakat genelde tek seferde ihtiyaç kadar olan yağın karın bölgesinden alımı ve enjeksiyonu pek mümkün olmadığı gibi, zamanla enjekte edilen yağın vücut tarafından emilimi söz konusu olduğundan bu yöntem tek başına meme büyütmede yeterince etkili değil.”