Etiket: Burak Codur

  • Seçim Rüzgarı

    Seçim arifesinde olduğumuz şu günlerde aday adaylarımız yavaş yavaş görücüye çıkmaya başladı. Bilindiği üzere hemen hergün bir adayımız basın mensuplarının karşısına çıkıyor. Bu süreci ben şahsımca sessizliğe son veren fırtınanın esintisi olarak isimlendiriyorum.

     

    Adalet ve Kalkınma partisinde ismi geçen kişilerden eski milletvekili Muzaffer Gülyurt, Sadullah Kara, Bekir Korkmaz, Sadettin Aydın ve mevcut Belediye başkanı Ahmet Kücükler büyükşehir belediyesi aday adaylıklarını açıklarken eski sağlık bakanı Recep Akdağ ve İl başkanı Murat Kılıç sessizliklerini korumayı tercih edenlerden…

     

    Bu isimlerden ; Ahmet Küçükler ustalık dönemi olarak gördüğü üçüncü dönemde aday olabileceğinden ümitli olduğunu gösterirken, Sadullah Kara adaylığının hemen hemen garanti olduğunu ve sözlerinden kendine olan güvenini yansıttı.Eski milletvekili Muzaffer Gülyurt ise bir tarafına eski milletvekillerinden Mücahit Daloğlu’nu, bir tarafına eski il başkanı Hüseyin Tanfer‘i alarak güçlü bir görüntü bıraktı zihinlerde.Meclis tecrübesi oluşu ve fazla sayıda destekcisi olmasıda Muzaffer hocayı benim gözümde bir basamak önde gösterdi bu yarışta.

     

    Alt belediyelere bakacak olursak mevcut başkanlardan Orhan Bulutlar’da Palandöken belediyesi başkan aday adaylığını açıkladı.Palandöken’in imarındaki yanlışlıklar dışında başarılı bir başkanlık dönemi geçiren Bulutlar’a karşı bu seçimde Cenap Köksal ve Dadaşkent eski belediye başkanı Ensar Coşkun’da Palandöken adaylığını açıklayanlardan…Basın toplantısında tanıştığımız Ensar Coşkun sıcak ve mütevazı tavrı ile kafalarda ki ön yargıları yıkarak Palandöken için güzel bir isim olabileceğini gösterdi.

     

    Yakutiye’de ise hafta sonuna kadar pek bir hareketlilik söz konusu değildi.Ha pardon ! Ali Korkut’un açtığı parka, Başbakan’ın göz yaşı döktüğü kızın ismini vermekten başka…Bu, siyaset arenasında hepsinden büyük bir atak aslında.Nenehatun, Kara Fatma gibi analarımızın, değerlerimizin adı o parka niye verilsin değil mi ? Merak ediyorum Başbakan o kız için göz yaşı dökmeseydi fotoğraf çekildiğiniz parkın girişinde hangi isim yazacaktı ? Kendi değerlerimiz, kendi şehitlerimiz varken çok uzaklara gitmek belki adaylığı garantiler lakin BAŞKANLIĞI garantilemez !

     

    Ak parti de bunlar yaşanırken Milliyetçi Hareket Partisinde ise ayın ikisi bekleniyor. Aday adaylığı başvurusu ile vakit harcamak istemeyen MHP, aday adaylarını kendi kafasından belirlemiş gibi gözüküyor. Mücahit Himoğlu, Jale Alcan, Haluk Pirimoğlu, İsmail Köse ve Kamil Aydın arasından bir tercih yapılması beklenirken Haluk Pirimoğlu ve değerli öğretim görevlisi Jale Alcan her fırsatta aday olmadıklarını dile getiriyorlar. Eski milletvekilimiz Mücahit Himoğlu ise gündemi uzaktan takip ederek bu konuda pek yorum yapmazken, İsmail Köse isminin bu aralar pek bir yoğunlaştığı söylenebilir. Bu doğrultu da karar kılındığı takdirde ise İsmail Köse’nin yaşı dolayısı ile MHP’nin mevcut oylarını azaltacağı şüphesiz.Oysa ismi geçen kişilerin arasında oy oranını artıracak isimler varken…

     

    Seçim rüzgarı etkisi altında kalan zihninizde, ufak bir fırtına estirmek istedim. Bu iş ! Takım tutar gibi parti tutmak değil ! Ceketi koysak bile alırız değil ! O istedi, bu istedi diye değil ! Kazanalım başarısızda olsak olur diye değil ! Ne de olsa kazanamayacağız diye değil ! Yaşlıya hürmetimiz var diye yaşlıyı getirmek değil ! Çoluk çocuğu aday edip şehri oyuncak ettirmek hiç değil ! Birlik, beraberlik için, Erzurum’un bekası için, Türkiye Cumhuriyet’i için, herşeyin en güzeli, Dadaşlar diyarı Erzurum’a layık olanın en iyisi için…

  • Kahpe Fotoğraf

    Kahpe Fotoğraf

    Yıllardır balıkçıların mesken tuttuğu Galata köprüsünde önceki gün oltaya insanlık takıldı.Yeni yeni türlerin çıkışına aşina olduğumuz bu köprü avlanan bu tür ile  karın doyurmak yerine kan dondurdu.

     

    Pazartesi günü basına düşen bu fotoğraf tüm fotoğraflardan farklıydı.Çok şey ifade ediyor fakat karşısında hiç birşey söylenemiyordu.Uzun bir süre olağanca sessiz bir şekilde fotoğrafa bakakaldım.O gün 54 yaşında ki Cevdet yirmi senedir geçimini sağladığı balıkçılık için Galata köprüsünün yolunu tutmuş.Bir balık tutup kovaya atmış.Balığın kovada can verme süresinde ise Cevdet amcanında kalbiyle savaşı başlamış.Cevdet o günün ilk balığını, yaşamının ise son balığını tutmuş.Olayın dramatikliği de ne acıdır ki bu noktadan sonra başlıyor.Yıllarca bir arada balık tuttuğu insanlar cesetin kaldırılmasını bile beklemeden balık tutmaya devam ediyorlar.Üç metre ötede yatan arkadaşları için bir ceket,  birde acil servisi aramaktan başka birşey yapmıyorlar.Tekrar oltalarına dönen bu vatandaşlar gayet soğukkanlı  bir şekilde kameralara demeç vermeyide ihmal etmiyor.Sonrasında ise Cevdet amcanın yanına değilde oltalarının başına koşuyorlar.Buna geçim gayesimi dersiniz, dünya malına tapma mı dersiniz, vicdansızlık mı bilmem ama son zamanlarda gördüğümüz en etkiliyeci fotoğraf, en kahpe durum olduğu muhakkak…

     

     

     

     

    Resmen insanlık öldü diye haykıran bu fotoğraf insanımızın duyarsızlaştığının ispatı, sağlaması, herşeyi…Yolda gördüğümüz bir hayvanı yolun kenarına atmadan yola devam etmeyen bizler iki metre ilerimizde yatan yıllarca yanyana olduğumuz ahbapımızın kaldırılmasını beklemeden işimize devam eder hal almışız.Benliğini kaybetmiş bizler ne yazık ki hala inançlarımızdan,  amaçlarımızdan, ideallerimizden bahsediyoruz.Oysa bu insanlığa herşey fazla…Çünkü bizlerin gözünde insanlığın Cevdet’in kovasındaki balık kadar kıymeti yok.Balık karın doyurur peki ya dostluk, ya insanlık ?

  • Yakın tarih unutturuluyor

    Yakın tarih unutturuluyor

    Önce ki haftalarda köşemde değinmiş olduğum bir yazımda Halk eğitimin yıkılmasının yanlış olduğunu savunmuş sizler tarafından tepkiyle karşılaşmıştım. ” Zaten eski püskü bir yerdi, niye yıkılmasın…” gibi ! Oysa üç kişiden ikisi dün yıkık dökük olan binanın bugün tarihi olduğunu hatırlayabildi.Ama iş işten çoktan geçti.

     

    Bugünlerde ise kimilerine yine garip gelecek ama erzincan kapı tarafından geçmek nedense hiç ama hiç içime sinmiyor.Halk eğitimin yıkılmasına engel olamasakta fikrimizi beyan edebilmiştik ama eski spor salonunun yıkımından haberimiz dahi olmaması benim şahsen içimi acıtıyor !

     

    Muhtemelen birçoğunuz eski spor salonunun nesi tarihiydi diyeceksiniz.Görüntü olarak pek iç açıcı değildi evet belki haklısınız ama başarıları tarihiydi, şehre kattığı değerler tarihiydi.Şehrimize kazandırdığı sporcularla özellikle boks dalında tüm ülkeye damgasını vurmuştu yakın tarihte ! Maddi olarak o mekanın kalışı bugünümüzde kayıp olarak gösterilmiş olsada asıl kaybı şuan oranın yıkımıyla manevi yönden yaşıyoruz !

     

    Olaylara biraz duygusal yaklaşıyor yada sığ düşünüyor olabilirim ama unutulmasın ki İbrahim erkallardan, Nurullah Akçayır’lardan önce memleketimizi bu salonun varlığıyla Nazif Kuran, İdris Taş, Şakir Urvasızoğlu, Sebahattin Codur, Cazım Vuraler, Cemil Tozoğlu, Selami Karakelle, Celal Tanay, Şefik Pirimoğlu, Şevki Deniz gibi yumruklar tanıttı ! Kimi Dünya Şampiyonu oldu kimi Ülke, kimi bölge ! Hiç birşey olmasa bu sebeplerden, bu başarılardan dolayı bu salona el vurulmaması gerekirdi. Hadi bizi geçtik ama o başarıları yakalayanlara, nezaketen birşeylerin sorulması gerekirdi.Şehrimizde yakın tarihi hatırlatan bu yuvaların yeri senelerce çıplak kaldığı zaman, anlamaya başlayacaksınız demek istediklerimi. Halk eğitimin yerinde olduğu gibi…

  • Neden + 18

    Neden + 18

    Şu günlerde tüm halkımız seçim rüzgarına kapılmış olsa da ben bu hafta ki yazımda bu durumun aksine davullu zurnalı bir konuyla size konuk oluyorum.

     

    Geçtiğimiz günlerde davetli olduğum bir düğünde oynayanları izlemek yerine, onları keyifle eğlendiren şarkılara dikkatimi verdim.Senelerdir aşina olduğumuz bu şarkılarla  ilk defa bu kadar haşır neşir olmuştum.Yakınlaştığımı hissettiğim her an da ise en az iki katı uzaklaşıyordum.   ” Sabunu koydum legene gör başına ne gele, anasının yanında güzel yari kucakladım, kaldım iki avrat arasında…” gibi birçok şarkı ailelerin eğlence kaynağıydı. Çoğu ne eşliğinde oynadığının farkında bile değildi senelerce benimde farkına varamadığım gibi…

     

     

     

    Kafam’da bu konuyu analiz ederken yanıma batıdan gelen bir dostun yaklaştığını fark etmemle toparladım kendimi.Ta ki ” bu şarkılar ne Codur ”diyene kadar…Bizim senelerce dinleyip de dikkat edemediğimiz şarkılar ( oyun havaları ) ilk dinlemesinde dikkatini çekmişti. Batının insanı ayrı bir dikkatli oluyormuş diye bir espri bile yaptım kendi kendime.Sonrasında ise zorlada olsa çekti beni düelloya…

     

     

     

    ” Bu şarkılar Erzurum kültürüne yakışır mı  Sayın Yazar ? ”   Tabi benden cevap yok !

     

     

    ” Ailelerin bulunduğu yerde açık saçık şarkılara nasıl yer verilir ? ”  Tahmin ettiğiniz üzere bunada müziğin gürültüsünü bahane ederek yanıtsız kaldım.Ne diyebilirdim, şarkıları ben yazmamıştım ya ! Zaten bu soruları yönelten vatandaşında yapmak istediği yazarlığımı sorgulamaktı. Böyle bir durum varsa kaleminiz neden yazmıyora getiriyordu.Haksız mıydı ? Kesinlikle haklıydı çünkü benimde kafamda soru işaretleri oluşmuştu bu soruyla alakalı.Yanıtsız kalmamın sebebi buydu aslında ! Senelerdir sadece pistte değil kafa yapısı olarak bu şarkılarla gerçekten oynatıldığımızı düşünmeye başlamıştım.

     

     

     

    Neredeyse her alanda +18’e takılan bu havalar benide müthiş derecede şaşırtmıştı.Dahası batılı misafirlerin sözleri ile beni  yerin dibine soktu bile diyebilirim.O günden beri inanın hala şoku atlatamadım.Bu yüzden özellikle müzik ile uğraşan üstadlara, sonrasında da çok değerli halkımıza soruyorum.Ailemizin, çoluğumuzun çocuğumuzun bulunduğu bu ortamlarda söylenen oyun havaları  biz  Erzurum halkına yakışık kalıyor mu ? Uzaklardan gelen dostların, akrabaların bu tarz tepkileri ile karşılaşmamamız için daha duyarlı olmamız gerekir.Herşeyden önce bizlere yakışmaz ! Unutmayalım ki o şarkılar bizlerin yüzünden Erzurum’u temsil ediyor ve yine unutmayalım ki değer kazanmak zordur ama kaybetmek kolaydır !  Bu topraklar atalarımız sayesinde nam yürüttü senelerce.O kadar yılın zoru, çabası iki şarkıyla gitsin diye değil !

  • Haluk Pirimoğlu Erzurum Büyükşehir Adayı mı  ?

    Haluk Pirimoğlu Erzurum Büyükşehir Adayı mı ?

    Seçimlere yaklaştığımız şu günlerde kulislerde adı geçen isimler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Ama doğru, ama yanlış… Adayların açıklandığı güne kadar da bu söylentiler devam edecek kuşkusuz.

     

    Son günlerde Milliyetçi Hareket Partisi’nin Erzurum’u tekrar kazanmak için çalışmalarını hızlandırdığını söyleyebiliriz. Kamil Aydın, Jale Alcan, Cemal Polat derken önceki gün Erzurum’un sevilen isimlerinden Haluk Pirimoğlu ismi yerel medyada yer buldu…Bu haber halk tarafından ilgiyle karşılandı.Halkımızın merakını giderebilmek adına hemen telefonu aldım elime…

     

    Onlar kadar bu haberin doğruluğunu benimde merak ettiğim şüphesizdi.Bir yazar olarak bu konunun kulağıma daha önce gelmemesi beni fazlasıyla şaşırttı.Bu yüzden haberin doğruluk payının yüksek olma ihtimalini göz önünde bulundurarak Sayın Pirimoğlu’na ulaştım. Uzunca sohbet ettik.Ne var ne yok, kendi ağzından duymak istiyordum. Neden aradığı mı da az çok tahmin etmişti zaten.Öfkeli olduğu belliydi ses tonundan.Sonrasında da söylediklerinden…

     

    Basına karşı kızgındı.Fakat sevgiyle yaklaşımı öfkesini  alıp yok ediyordu. Merak edilen soruyu yönelttiğim de ‘’ Böyle bir şey düşünmüyorum Burak’cım ‘’ dedi evvela, ‘’ sağolsun sevenlerimiz yakıştırmış ama…’’  Aması sayın Pirimoğlu çıkan haberlerden rahatsızdı.Bu yüzden de neredeyse her cümlesinin sonunda bir ama vardı…Oysa halkın çoğunluğu ismini duyunca mutlu olmuştu.Bu yüzden teşekkür etmeyi de  unutmadı, telefon konuşmasında…Herkese uzaklardan bolca selamlar söyledi.

     

    Kendisinin geniş açıklamalarına yer vermeyi düşünürken sizleri daha erken aydınlatabilmek için sadece  bu konuda ki düşüncelerini paylaşabildim…

     

    Aldığım duyuma göre önümüzde ki hafta Erzurum’a gelecek olan Pirimoğlu’nun bu konuda yeni açıklamaları olursa sizlere ileteceğim. Şimdilik şunu söyleyebilirim ki Haluk Pirimoğlu şuan MHP  Erzurum Büyükşehir Belediye  Başkanlığına aday değil ama yarın ne olur bilinmez.