Etiket: Bülent Arınç

  • Başlıksız yazı 74629

     

     

    ‘Hiç kimse İsrail’e çocuk öldürmesini iyi bilirsin demedi’

     

    Bülent Arınç, partisinin Bursa İl Teşkilatı tarafından Merinos Parkı’nda düzenlenen bayramlaşma töreninde konuştu.

    'Hiç kimse İsrail'e çocuk öldürmesini iyi bilirsin demedi'

     

    Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 60’lara yaklaşan bir oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildiği zaman Türkiye’de yeni bir dönemin başlayacağını belirterek, “Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmasını gerektiren 20 sebep sayarsanız, 20 sebebe bedel ben size başka bir şey söyleyeyim. Obama ve Putin de dahil dünyada hiç kimse İsrail’in Cumhurbaşkanı’na, “Sen katilsin, çocuk öldürmesini iyi bilirsin” dememişti. Evet dünyada tek bir insan çıkıp 76 milyonu arkasına alarak bunu söyledi” dedi. Arınç, Erdoğan’ın bitmek tükenmez bilmeyen enerjisinden de bahsederken, “Adam bir aşırtma gol atmış kardeşim, sanki Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi. Ayağının tersiyle küt 90’dan ampul gibi dikmiş oraya” benzetmesinde bulundu.

    Partisinin Bursa İl Teşkilatı tarafından Merinos Parkı’nda düzenlenen bayramlaşma töreninde konuşan Bülent Arınç, Ak Parti hükümetinin gezi provakasyonu, 17 ve 25 Aralık darbesiyle yıkılmak istendiğini hatırlatarak, “Yıllarca Ak Parti ile içiçe geçmiş ve Ak Parti’den fevkalade istifade etmiş bir grubun içerisinden bazıları hükümet karşıtı eylem operasyona girdiler. Başbakanımızın tabiriyle “bir darbeyi gündeme getirdiler”. Hukuk yoluyla veya hukuku alet ederek hükümetin sonunu getirmeye çalıştılar. Orada da plan farkedildi tedbirler alındı 17 ve 25 Aralık operasyonları da sonuçsuz kaldı. Bunlara başka bir hükümet maruz kalsaydı 2002’den önceki üç partili hükümet gibi 4-5 partili hükümetler gibi hiç birisi bir gün bile dayanamazdı. Güçlüydük halktan yüzde 50 destek almıştık. Aklı başında bir hükümetimiz vardı. Bu operasyon da boşa çıktı. Onun da gayesi 30 Mart’ta seçimin kaybedilmesi, Ak Parti’nin çökecek noktaya gelmesiydi. Ocak ayına girdiğimizde herşeyin tedbiri alınmıştı. Oyunlar, hileler, deşifre edilmişti. Cascavlak ortada kalan emniyet, yargı görevlileri, bazı kurumlarda yuvalanmış çete gibi çalışan kötü maksatlı insanların planları deşifre oldu. İyilerine bişey demiyorum. Kenarda kalıp da bunlarla ilişiği olmayan, haberi olmayan duysa bile kabul etmesi mümkün olmayan saf temiz binlerce onbinlerce insanı sözümün içine koymuyorum. Organize ve tek gayesi siyasi amaçla hükümeti yıkmak olan ve malesef bir plan dahilinde çalışan organizasyondan söz ediyorum. Onun da hesabı görüldü. Arkasından 30 Mart geldi. 30 Mart’a giderken bütün siyasi partiler içiyle dışıyla 7 düvel gibi ak partinin üzerine çuvallandılar. Halkımızı yanımıza aldık. Ona oyunları deşifre ettiğimizi gösterdik. Gizli açık ittifaklara rağmen Ak parti çok şükür 30 Mart’ın galibi oldu” dedi.

    “KILIÇDAROĞLU YOLDA GÖRSE EKMELEDDİN İHSANOĞLU’NU TANIMAZDI, O ŞİMDİ MHP İLE CAMİYE, CHP İLE GEZİ PARKI’NA GİDİYOR”
    Başbakan Erdoğan’ın güçlü bir lider olduğunu, diğer Cumhurbaşkanı adaylarında böyle bir vasıf olmadığını kaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Başbakan olamadıkları gibi partilerini başarıya götüremediler. Seçimlerden başarıyla çıkamadılar. Söyledikleri ve yaptıklarıyla ülkenin huzur ve güveniliğinni sağlanmasına katkıları olmadı. CHP ve MHP’nin adayı siyasetçi değil. Aslında olması lazımdı. Benim geldiğim siyasi çizgi, her defasında bir kişiyi Cumhurbaşkanı adayı yapmıştı. Birinci tura girseniz kendi partinizin ilkelerini benimsemiş adayla “ben de varım” deseniz daha doğru olurdu. İki parti ve diğerleri kendilerinden bir adayın oy alamayacağını hatta gülünç ve komik kalacağını düşündükleri için Ak parti seçmeninden veya ortadaki seçmenden daha çok oy alabileceğini düşündükleri birisini aday gösterdiler
    Şahsıyla ilgili küçümseme yaparsak bu bize yakışmaz.

    Geçmişte bildiğimiz ve tanıdığımız bir insandı. Ama iddia ediyorum, Sayın Kılıçdaroğlu yolda görse kendisini tanımazdı. Aday olacağı kulağına söylendiğine kadar Ekmeleddin denen şahsın ismini bile tanımazdı. Ne yaptığını bilmezdi. Biz biliriz. Çünkü onu İKÖ genel sekreteri yapan da arkasında duran da beraber hac ve umre yapmaktan ulaslararası konferanslarda onu taktim etmeye kadar bilir, tanırız. Ama o bilmez. MHP Genel Başkanı bilir, bu kadar bilmez. Adeta sarıldılar. Kurtarıcı gibi baktılar. O şahsın kabul edip etmemesi kendi takdiridir. Bana böyle bir teklif edilse, “siz bende bir eksiklik mi gördünüz, Recep Tayyip Erdoğan veya Abdullah Gül’ün karşısına aday çıkartmak isterseniz, benim benim karakterimden şüphe mi ettiniz” der böyle bir şeyi kabul etmezdim.

    Hayatı boyunca en büyük desteği aldığı Başbakan ve Cumhurbaşkanımıza karşı ve özellikle CHP’nin böyle bir teklifine inanmazdım, şahsen koşa koşa gideceğine inanmazdım. Ona yakışmayan şeyler ziyaretler yapıyor. Camiye giderken yanında MHP’liler var, Hacıbektaş’a giderken CHP’liler var. Kabristan kabristan dolaşıyor. Adnan Menderes’in kabrine gidiyor. Bunların hepsi güzel şeyler ama adaylıktan önce sen bunları hiç yaptın mı? Mesela memleketi Yozgat’a ömrü boyunca iki kez gitmiş. Bursa’ya gelmişliği yok. “Oraya git” diyorlar gidiyor. Gezi olaylarına CHP ile gidiyor, bir başka yere MHP ile gidiyor. İyi de ne yapıyorsun. Bak şimdi Diyarbakır’a gitti. Diyarbakır’a giden eğer oy toplamak istiyorsa oradakilerin ağzıyla kendini konuşmaya mecbur hissediyor. Diyarbakır’da diyor ki, “Kürtçe anadil geçmişte yasaklandı, bu bir cinayetti. Anadilde eğitim bile olabilir”.Bir gazeteci soruyor “Öcalan’ın affedilmesi gündeme gelebilir mi?” “Mecliste gündeme gelirse ben ne yapabilirim” diyor. Bahçeli’nin yüzüne bakmak isterdim. Bunları içimizden birisi söylediği zaman, “yav vatan haini” diyen Bahçeli, aday yaptığı insanın sözlerini duymazdan geliyor. Allah bizi o durumlara düşürmesin

    Alnımız açık başımız dik. adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan gibi bir Cumhurbaşkanı adayımız var. İçi dışı bir. Özü sözü bir. Önü arkası bir. Bu adam bunları söylüyor. “Ama arkasından ne yapar” diye endişe duyan birisi var mı? Yapacakları yaptıklarının teminatı. Keşke bütün Cumhurbaşkanlarımız onun gibi olsaydı. “2023-2053-2071 hedefine nasıl dolu dizgin gideceğimizin heyecanını yaşayacağım” diyor. Ne kadar güzel.

    Keşke bütün Cumhurbaşkanlarımız böyle olsaydı, hepsi böyle hizmet etseydi. Türkiye’yi bugün uçuracak noktaya gelseydi. 2007’de büyü bozuldu. Bu memleketin tertemiz evladı, önüne konan engelleri aştı. Milletimiz Gül gibi bir Cumhurbaşkanına kavuştu. O da 7 yıl boyunca bu ülkeye en başarılı hizmetleri yaptı. Onun davasını sahiplendi. Bugün 4*100 bayrak yarışı gibi önündeki atlete bayrağa veriyor. O daha hızlı koşacak. Kurban olduğum allah neler verdi. bu ülkeye”

    “OBAMA VE PUTİN DAHİL KİMSE İSRAİL’E ÇOCUK ÖLDÜRMESİNİ İYİ BİLİRSİN DİYEMEDİ”
    Arınç, Tayyip Erdoğan’ın aile hayatı, okuduğu okullar, yaptığı işler ve söylediği sözlerin belli, dünya kredisinin ise ortada olduğunu kaydederek, “Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması gerekirken 20 tane sebep sayarsanız 20 sebebe bedel ben size başka bir şey söyleyiyim. Bir İsrail’in askerine, komutanına, Başbakanına, bakanına, Cumhurbaşkanına kimse dünyada Obama da dahil Putin de dahil “Sen katilsin, çocuk ve adam öldürmesini iyi bilirsin” dememişti. Evet dünyada bir tek insan çıktı. 76 milyonu arkasına aldı. Yanında oturan Cumhurbaşkanına “Bana bak, çok yüksek sesle konuşma, bu edep dışıdır, ben seni dinledim, şunu iyi bil, siz çocuk öldürmesini bilirsiniz, siz katilsiniz, sesini yükseltme” diyebilidi.

    5 sene öncesinin Davos’undan bahsediyorum. Televizyonlarda gördüğünüz zaman yüreğinizde heyecan hissediyorsunuz. Bunu yapan insana nasıl dua ediyorsunuz. Bunu kimse söyleyemedi dünyada. O geceyi hiç unutamıyorum. Büyük gazete yazarları televizyonlara bağlandı. “Türkiye mahvoldu” dediler. “Bunu söyledi ya dolar 3 lira olacak’ dediler. ‘Amerika bir daha telefonlara çıkmaz’ dediler. ‘İsrail sadece bu sebeple Türkiye’yi batırır” dediler. Allah dilerse zalimlere karşı sizi aziz eder. İki saat sonra ne oldu biliyormusunuz. “Başbakan hazırlayın uçağı mı Türkiye’ye dönüyoruz” dedi. Eline yapıştı İsrail Cumhurbaşkanı, Türkiye’den özür diledi. Hamdolsun İsrail’e özür dileten bir Cumhurbaşkanımız olacak inşallah. Onlar da yaptıklarını bilecekler. Zalim sultana karşı hakikati haykırmak en büyük cihatsa bunu yapmış bir insanı Cumhurbaşkanını seçeceksiniz, .

    Bundan daha büyük şeref olur mu? bütün milletimiz için. Bir vicdan borcudur söylemek istiyorum. Türkiye’nin en çok satan gazetelerden birisinin patronuyla daha sonra konuştum. Dedi ki bizim genel yayın yönetmeni aradılar. “Patron mahvolduk, Tayyip Erdoğan öyle bir yanlış yaptı ki Türkiye bunun altında kalacak. Biz de yarın şöyle bir başlık atmak istiyoruz” dediler. Telefonda onlara ağzıma geleni söyledim. Patron söylüyor. “Ulan ben Anadolu çocuğuyum be ilk defa gurur duydum bu gece. İlk defa bu gece bu memleketin bir evladı olduğuma kanaat getirdim”. Başbakanımızın çok da sevmediği bir patrondan bahsediyorum. Faturası ne olursa olsun, benim izzetimi, benim şerefimi yükselten bir Başbakana sadece teşekkür ederim. Bunu söyleyebildim. Siz Allah rızası için bir şeyi inanarak yaparsanız mizansen olarak değil, siz izzet sahibi olursunuz, Hadisi şerifte “cesur olan izzetli olur” diyor. İzzet sahibi olmaya mecburuz. Birileri çok korksa, istemese bile inşallah Türkiye’nin Cumhurbaşkanı yüzde yüz hak ederek, yüzde yüz başarıyla birinci turda seçilecek. Bu yetmez, birinci turda en yüksek oyla seçilmesi lazım. Bu mesajın herkese verilmesi lazım” diye konuştu.

    “METİN OKTAY OLSA MADALYA TAKARDI”
    Türkiye’nin yüzde 60’lara yaklaşan bir oy oranıyla Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtiği zaman Türkiye’de yeni bir dönemin başlayacağını vurgulayan Arınç, “Arkası 2015tir. 2015te de inanıyorum ki Ak Parti’miz tekrar iktidar olacaktır. Yeni bir 5 yıl başlayacaktır. Daha büyük hizmet yılları olacaktır. Çalışkan bir hükümet, çalışkan bir Cumhurbaşkanı. Birbirinin işlerine burnunu sokarak değil, Türkiye’nin izzet ve itibarını yükseltmek için elinden geleni yapacaktır. Başbakanımız sözünün eridir. Bir insan mertse, içi dışı birse onda görür. Cesur insan arıyorsa onda görür. Çalışkan arıyorsa onda görür. 24 saate 2 saat uyku uyumayan bir insan. Diyarbakır’da 45 derecede miting yapıyor. İstanbul’da bir başka toplantıya katılıyor. Başakşehir’de akşam futbolcu gibi 3 gol atıyor. Böyle bir aday dünyanın neresinde var. Adam bir aşırtma gol atmış kardeşim sanki Cumhurbaşkanlığı seçimi gibi, ayağının tersiyle küt sanki 90’dan ampul gibi dikmiş oraya . Hiç mi yorulmuyorsun mübarek ya . Rıdvan Dilmen’in ayağı kırılmış, öbürünün adalesi kopmuş 5 dakikada üç gol atıyor. Bunu kim yaptı. Rahmetli Metin Oktay olsa madalya takardı. Böyle Cumhurbaşkanı olacak” şeklinde konuştu.

  • Arınç’tan gençlere tavsiye: Âşık olun,güzel duygudur

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gençlere ‘aşık olması’ tavsiyesinde bulundu. Arınç, “Bir delikanlı veya bir genç kız mutlaka âşık olmalı; bunlar güzel duygulardır.” dedi.

     

    Bosna-Hersek temasları kapsamında dün Zenitsa Üniversitesi’ni ziyaret eden Bülent Arınç, Türk dili ve edebiyatı bölümünde oluşturulan kütüphanenin açılışını yaptı. TİKA ve Ziraat Bankası’nın desteğiyle kurulan ve Türk fikir adamı Fethi Gemuhluoğlu’nun kütüphanesinde konuşan Arınç, Gemuhluoğlu’yla ilgili bir anekdotu paylaştı. Türk fikir adamının, burs vereceği öğrencileri mülakata aldığını belirterek, “Bizim gençlerimizin hali malum, ben dâhil. Şimdi şöyle bir soruyla karşılaştığınızı düşünün: ‘Evladım sen hiç aşık oldun mu?’ ‘Aman efendim estağfurullah. Herhalde ilahi aşkı kastediyorsunuz. Haşa ben nerede, bir kıza aşık olmak nerede.’ derdi bizim gençlerimiz. ‘Git âşık olmayan adamdan hayır gelmez.’ derdi. Çocuk söyleyeceğine pişman olurdu.” Anekdotu paylaştıktan sonra gençlere, aşık olmaları tavsiyesinde bulunan Bülent Arınç, bunların güzel duygular olduğunu ifade etti.

     

     

     

    Bülent Arınç’a ayrıca Zenitsa Üniversitesi tarafından fahri hukuk doktorası tevdi edildi. Bu, üniversitenin verdiği ilk fahri hukuk doktorası oldu. Başbakan Yardımcısı Arınç, Bosna’daki temaslarına Mostar’da devam etti.

  • Arınç’tan Gezi Parkı açıklaması: Başbakan bazı topluluklara randevu verdi

    Arınç’tan Gezi Parkı açıklaması: Başbakan bazı topluluklara randevu verdi

    Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan Erdoğan’ın, Gezi Parkı konusunda taleplerde bulunan bazı topluluklarla çarşamba günü görüşeceğini bildirdi.

     

    Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan‘ın “Bu olayların başında bulunan, ilk günlerde bulunan bazı toplulukların talepleri üzerine kendilerine randevu verdiğini” söyledi. Arınç, “Zannediyorum bir kısmı ile Çarşamba günü görüşmeler yapacaktır, bir kısmıyla farklı zamanlarda bir araya gelecektir.” dedi.

     

     


    Bülent Arınç, Bakanlar Kurulu sonrasındaki açıklamasında iki gündem maddesinin ele alındığını belirterek, “Her kurulda olduğu gibi Avrupa Birliği ile ilgili süreci değerlendiriyoruz. AB Bakanımızın verdiği bilgiler etrafında Avrupa Birliği’nde ve bu dönem içerisinde yapılabilecek konular görüşüldü.” dedi.

    İkinci ana gündem maddesinin ise Gezi Parkı ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili olarak hükümet içerisinde bir müzakere açtıklarını söyleyen Bülent Arınç, “İçişleri Bakanlığımız bir brifing verdi. Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve ilgili daire başkanları olmak üzere konu üzerinde bütün bakanlarımız düşüncelerini ifade ettiler. Bundan sonra alınabilecek tedbirler yapılması gereken hususlar Sayın Başbakanımız tarafından talimat olarak arkadaşlarımıza iletildi.

    Başbakanımız ülkeye döndüğü andan itibaren bu konudaki düşüncelerini ifade ettiğini biliyoruz. Önce İstanbul’da yapılan MKYK’da daha sonra Adana ve Mersin’de muhtelif açılışları takiben yaptığı konuşmalarda sonra Ankara’ya dönüşlerinde büyük kalabalıkların kendisini karşılaması ve onlara hitaben yaptığı konuşmalarının içeriiğini hepimiz biliyoruz. Bildiğiniz gibi hafta sonunda da önce Ankara’da sonra İstanbul’da legal mitingler yapılacaktır.

    Kanuna uygun olarak belirlenen mahallerde belirlenen usul ve süre içerisinde. Bu mitinglerde de Sayın Başbakanımızın Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu olumlu şartları tekrar ifade edeceğini, bu olaylar başladıktan bugün geldiği nokta itibari ile geçirdiği sefahatı ve bugün artık Türkiye’nin huzur ve sükunun avdet etmiş, kanunsuzluklara yasa dışı eylemlere karşı yapılması gereken tüm işlemlerin de bitirildiği bir hafta sonunu hep beraber görmüş olacağız.” ifadelerini kullandı.

    “TÜRKİYE BUNU YAŞAMAMALIYDI”

    Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elbette Sayın Başbakanımızın önceki açıklamaları benim Başbakan Vekili olarak yaptığım değerlendirmeler, ilgili bakanlarımızın açıklamaları ile durum şu merkezde görebildiğimiz kadarıyla: Taksim’de ve Kızılay’da gruplar zaman zaman toplanmakta, sloganlarla ellerindeki pankartlarla düşüncelerini ifade etmekteler.

    Bir takım aşırı gruplar ve illegal örgütler de bu toplantıları bahane ederek çevreye zarar vermektedir. Bu çevre sadece kaldırımdan veya bankomatlardan veya oturulan banklardan ibaret değildir. Bunların içerisinde sizlere tek tek bilgi verilmişti, ambulanslardan tutunuz polisimizin kullandığı araçlara kadar, özel ticari araçlardan özel araçlara kadar ve maalesef pek çok işyerinin tahrip edilmesine kadar büyük bir tahribat gözlenmektedir.

    Giderek azalmıştır ama bu olaylar içerisinde yurttaşlarımızdan da vefat edenler olmuştur, yaralananlar olmuştur, gözaltına alınanlar ve haklarında tutuklama kararı verilen zannedersem iki kişi olmuştur. Bütün bunlar etraflıca değerlendirildi. Türkiye bunu yaşamamalıydı, olayların büyümesine yol açan gerçek amacın ne olduğunun az çok biliyoruz.”

    “HÜKÜMET İŞİN BAŞINDADIR”

    Bu konuda yapılması gereken işleri de hükümet tarafından tek tek tespit dildiğini dile getiren Arınç, “Vatandaşlarımızın huzur ve sükun içerisinde güven içerisinde olmalarını tekrar diliyorum. Hükümetimiz işin başındadır. İşe vaziyet etmektedir. Güvenlik güçlerimiz görevlerinin bilinciyle hareket ediyorlar.


    Türkiye’de artık yasa dışı eylemlere kesinlikle izin verilmeyecek ve bunlara karşı kanunun üzerimize koyduğu görevler mutlaka yapılacaktır. İyi niyetle başladığı söylenen eylemler konusunda ise eğer konu çevre duyarlılığı, eğer konu insan hakları ise eğer konu demokrasi ise bunları konuşmak bunları muhataplarımızla tartışmayı gerçekten isteriz.

    Sayın Başbakanımız bu olayların başında bulunan, yani ilk günlerde bulunan bazı toplulukların talepleri üzerine kendilerine randevu vermiştir. Zannediyorum bir kısmı ile Çarşamba günü görüşmeler yapacaktır, bir kısmıyla farklı zamanlarda bir araya gelecektir. Onlara işin gerçeği anlatılacak, onların da düşünceleri Sayın Başbakanımız tarafından dinlenecektir. Yine bizlere, bakanlarımıza bu konuda gelebilecek bütün taleplere de demokratik bir olgunlukla karşılayacağımızı ifade edebilirim.” diye kaydetti.

     

     

     

    İşin güvenlik boyutunun, mali boyutunun, dış itibar boyutunun önemli olduğunun altını çizen Arınç, “Bunlara zarar verebilecek tüm eylemlere karşı da güvenlik güçlerimiz de istihbaratımız da yetkili amir ve mevkide bulunanlarla mücadelemizi sürdüreceğimizi halkımızın huzur ve güvenlik içerisinde olmasını ve bundan büyük bir memnuniyet duyacağımızı söylemek istiyorum.” diye ekledi.

     

     

     

    Kendisine Başbakan Erdoğan’ın hangi isimlerle görüşeceği sorulması üzerine ise Arınç, şu cevabı verdi: “Kimler bu isimler bilmiyorum. Bir gurup talepte bulunduğunu, Başbakanımız olumlu talep verdiğini biliyorum.

     

     

    Taksim Gezi Platformu adıyla beni ziyaret eden Taksim Gezi Parkı, Topçu Kışlasıyla ilgili bilgiler verdiler. Sonunda da kamuoyuna açıkladıkları talepleri koydular. Biz neyi yapıp neyi yapamayacağımızı söyledik.

     

     

    Onlar şu olmasın bu olsun noktasındaydılar böyle bir dayatmayı kabul edemeyiz. Bunu bize teklif edemezsiniz. Buna karar verecek olan Büyükşehir’dir. Ama, Patrona Halil İsyanı’nda kelle isteriz gibi onu görevden alın bunu şöyle yapın, gözaltındakileri bırakın, şunlara şunlara ilişmeyin, her taraf bizim olsun, böyle bir anlayış 2013 Türkiyesinde AK Parti iktadarında kesinlikle söz konusu olamaz.

    Bütün gözaltılar kaldırılsın, bu insanlar serbest kalsın derken polise karşı cinayet işleyenler dahil değil mi? Kaldırım taşlarını kaldırmış, insanlara karşı eylem yapanları yargı süreci başlatmak zorunda değil miyiz? Bizleri arayanlar bu işin asıl muhatabı biziz, onların söylediklerine itibar etmeyin dediler. Bildiriyi okudular. Bunlar ne oldu diye merak ediyorlarmış. Bize sorsunlar. Türkiye bir kabile, aşiret devleti değil. Hukuk devletinde herkes yaptığının karşılığını görür. Hukuk devleti demek kanun hakimeyetinin sağlandığı hakim karşısına çıkılan devlettir. Biz istediklerimizi verin, yoksa yakar yıkarız anlayışı doğru, demokratik bir anlayış değil. Taksim konusunda duyarlı olanlar sadece beni ziyaret edenlerle sınırlı değil.”

  • Bülent Arınç: Birilerinin bizi silkelemesi lazım

    Bülent Arınç: Birilerinin bizi silkelemesi lazım

    Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Akabe Vakfı tarafından düzenlenen “Hıtamuhu Misk-Esma-i Hüsna” programında konuştu. Arınç, “İstanbul’da biraz ötede başka duygular içinde olan topluluklar var. Onlar da kendilerince tatmin oluyorlar. Sloganları var, sosyal medyadan paylaştıkları var. Birilerinin bizi uyarması, silkelemesi lazım. Ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz? Her yaptığımız işin veya yapamadıklarımızın hesabını vermek çok önemli. ” dedi.

     

    ‘ONLAR DA KENDİLERİNCE TATMİN OLUYORLAR’

    Kuran-ı Kerim’den surelerin okunarak açılışın yapıldığı programın ilerleyen bölümlerinde açılış konuşması yapan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Böyle bir toplantı Türkiye’nin de içinde bulunduğu ortamda ne ifade ediyor diye aklıma geldi. Düşününüz ki hemenİstanbul’da biraz ötede başka duygular içinde olan topluluklar var. Onlar da kendilerince tatmin oluyorlar. Sloganları var, sosyal medyadan paylaştıkları var. İnandıkları yaşam tarzı içerisinde onları mutlu eden olaylar var. Bir başka yerde çatışma var, kavga var, nefret var. Birbirlerinin boğazlarına sarılıyorlar. Bir başka yerde bütün bunlardan habersiz yaşayan insanlar var. Ama biz buraya geldik, burayı tercih ettik. Çünkü buradan hepimizin alacağı çok büyük dersler olduğunu düşünüyorum” dedi.

    “BİRİLERİNİN BİZİ UYARMASI, SİLKELEMESİ LAZIM”

    Arınç, “Bu kadar günlük meşgaleler içerisinde, bu kadar başka başka şeyleri ciddiye alarak onların peşinde koşmak herhalde bir tarafa biz bugün kulluk vazifelerimizi hatırlayabilirsek hepimiz için dünya ve ahret saadetine vesile olacak. Olayları anlamak için buna ihtiyacımız var. Birilerinin bizi uyarması, silkelemesi lazım. Ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz? Her yaptığımız işin veya yapamadıklarımızın hesabını vermek çok önemli” diye konuştu.

    “YAŞANAN OLAYLAR İNSANLARI KENDİNE GETİRMELİ”

    Yaşanan olayların insanları kendilerine getirmesi gerektiğini belirten Bülent Arınç, “Böyle sohbetleri, kitapları okumalı ve dinlemeliyiz. Biz kimiz, ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz, yapmadıklarımız var mı, mevki makam peşinde miyiz,birilerinin bizi sarsması lazım. Birilerinin yüzümüze bakarak, ‘Yanlış yapıyorsun, Rabbimizin bize gösterdiği budur demesi lazım. Bize kalırsa biz bundan uzağız. Çünkü bütün kafamız, fikrimiz o an ki olayı çözmekle meşgul. Halbuki bunun bir öncesi olduğu gibi bir sonrası da olacaktır. Ahiret, hesap günü var ve mutlaka hesaba çekileceğiz” şeklinde konuştu

  • Arınç: Çevrecilerden  dilerim

    Arınç: Çevrecilerden dilerim

    Cumhurbaşkanı Gül’le görüşen Başbakan Vekili Bülent Arınç açıklamalar yaptı. Arınç, Gezi Parkı eylemleri için, “O ilk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır, haksızdır. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum” dedi.

     

    Arınç’ın konuşması şöyle:

    Şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanımızla devam eden olaylar konusunda kendisinin görüşlerini almak istedim.
    Gerek Cumhurbaşkanı, gerek muhalefet liderleri durumun normale dönmesi için çağrılar yaptılar.
    Hiç kuşkusuz Cumhuriyet’imiz farklılıklarımızı zenginleştirmek üzere kurulmuştur. Gerek partimiz gerek hükümetimiz olarak farklılıklara saygı duyduk. Her seçim sonrası sayın Başbakanımız Türkiye’nin Başbakanı olacağını vurgulamıştır.

     

     

     

    TÜM TALEPLERE AÇIĞIZ

    Herkes bizi takdir etmek zorunda elbette değil ancak biz, bizi takdir etmeyenlerin de görüşlerine açığız. Herkes elbette bize oy vermek zorunda değil ama biz bize oy vermeyenlerin de talep ve beklentilerine duyarlıyız. Her bir vatandaşımızın sorumluluğu bizim üzerimizdedir her bir vatandaşımızın en temel insani hakkı, özgürlüğü, yaşam tarzı bizim sorumluluğumuz altındadır. Demokratik bir kültür içinde ve yasalar çerçevesinde ifade edilen tüm tepkilere, bütün taleplere sonuna kadar açığız. Yeter ki şiddet olmasın.

    Şu anda hepimizin ve toplumun ortak arzusu, sokaklara huzur ve güvenin en önemlisi de sağduyunun hakim olması. Şunu memnuniyetle ifade etmekteyim ki iki günden beri takip ettiğimiz kadarıyla şiddet ya da vandallık içeren gösteriler artık süratle ivme kaybetmeye başladı. Şiddet içermeyen demokratik bir tepki olarak ortaya konan gösterileri saygı ve sağduyu içinde takip ettiğimizi söylemek isterim. Devletimiz, Hükümetimiz gelişmelere bütünüyle hakim durumdadır” dedi.

     

     

     

    POLİSİN İLK GÜNKÜ TAVRI…

    Şiddet içermeyen gösterileri saygı ve sevgiyle takip ediyoruz. Polisimiz tarafından gösterilerin ilk zamanlarında ortaya konan aşırı tedbir, haklı olarak tepki toplamıştır. Bununla ilgili incelemeler de idari yoldan başlatılmıştır. Ancak son 5 gündür polis, büyük bir fedakarlık içinde, vakar ve sağduyu içinde bu milletin bir evladı olarak, milletin kendi evlatlarına karşı son derece hassas bir konumdadır” dedi.

     

     

     

    TOPLUMLA İNATLAŞMAYIZ

    Her seçim sonrası başbakanımız kitlelerin karşısına çıkmış, oy verenlerin değil herkesin başbakanı olduğunu defalarca söylemiştir. Yaşam tarzları bizinm çok önemlidir. Kendi yaşadığımız sıkıntıları başkalarına yaşatmak bizim yapacağgımız bir iş değildir. Toplumla inatlaşacak bir anlayışın içinde olmayız. Herkes bizi takdir etmek zorunda değildir, biz bunların da talep ve beklentilerine kulağımızı kapatmayız.

    HATAY’DAKİ ÖLÜM

    Yanlış bilgilendirme olsa da meşru, haklı tepkilerini ortaya koymuştur.Bunlara büyük saygı duyuyoruz. Maalesef haklı başlayan eylem bugün çok farklı noktaya çekilmiştir.Bazı masum tepkiler marjinal gruplar tarafından kullanılmaktadır. Özellikle Türkiye’nin ekonomisine büyük darbe vurmuştur. Bugün duyduğumuz bir haber bizi çok üzmüştür.Hatay’da Abdullah Cömert isimli bir genç yaşamını yitirmiştir. Bu gence allahtan rahmet, ailesine, ülkemize sabır diliyorum. Sosyal medya bu işi provoke etmek istiyor. Hayatını kaybeden gencin ateşli silahla ölmediği anlaşılmaktadır. Bir sert cisimle başı zedelenmiş olabilir ama kesin ölüm nedeni rapor sonra anlaşılacaktır. Cenaze töreni hepimizin üzüntüsüdür ama bundan başka bir sorun çıkarmak isteyenlere karşı  tüm tedbirlerimizi aldık.

     

     

     

    ÖZELEŞTİRİ VERİRİZ

    Ağaçların oradan sökülmemesi üzerine vicdani bir çevre duyarlılığı ile yola çıkan olayların geldiği noktayı görmek, akıl sağlığı olan herkesin düşünmesi gereken konudur. Gezi Parkı eylemine başlayanlar makul ve haklı tepkilerini ortayakoydular. Ancak daha sonra olayın geldiği nokta farklı bir yerdi. Şiddetin dili ile konuşulmaya başlandığında haklı talepler geride kaldı. Ankara’da kaldırım taşlarını sökmek, otobüslere saldırmak suretiyle ağır hasar meydana gelmiştir. Esnaf da olaylardan etkilenmiştir. Herkesin emeği ile oluşan varlıkların, kamu malının bu şekilde zarar görmesi bu ülkedeki herkese yapılmış bir haksızlıktır. Biz herkesin hükümetiyiz. Sandıktan çıkan sonuçları doğru okumak için ne kadar hassas davrandıysak bugün de öyleyiz. Özeleştirimizi yaparız, kimsenin şüphesi olmasın.

    TÜRKİYE’NİN İMAJI ZEDELENDİ

    Uluslararası basının olağanüstü ilgisi nedeniyle, Türkiye’nin imajı zedelenmiştir.Bugüne kadar ne kadar hassasiyuet içinde olduysak bugünden sonra da aynı hassasiyet içinde olacağız. Muhalefet partilerinin sağduyu çağrısında bulunmalarını rica ediyoruz. MHP ve BDP’nin baştan beri olan tutumunu takdir ediyoruz.

     

     

     

    CHP’YE ELEŞTİRİ

    CHP’ye Taksim’e destek için gittik sözlerine teşekkür ediyoruz ancak milletvekillerinin kışkırtıcı bir tavrı var. Kılıçdaroğlu’da üzerine düşeni yapacaktır. Gösterileri sabırla izleyen vatandaşlarımızdan daha fazla sabır bekliyoruz. Anne ve babalardan, çocuklarını kaostan uzak tutmalarını rica ediyoruz.İlgi ve fedakarlık bekliyoruz.

    POLİSE TEŞEKKÜR

    Türkiye bunların altından kalkacak güçtedir. Haklı taleplerini tepkilerini gösteren vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yorgun güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum.

     

     

     

    GAZ SIKILMASI İŞİ ÇIĞRINDAN ÇIKARDI

    3 ya da 4 ağaçın sökülmesi üzerine yurtseverler bir eylem başlattılar. Bu eylemler haklıdır, meşrudur. İçlerinde Sırrı Süreyya Önder de bulunuyordu. Emniyet güçlerimizin gaz kullanması olayları çığrından çıkartmıştır.

    SORULAR-YANITLAR

    Arınç bir soru üzerine gözaltında çok fazla insan olmadığını söyledi. Alınanların bir saat sonra serbest bırakıldığını belirten Arınç ‘Kimsenin uzun süre gözaltında kalmasını istemeyiz’ diye konuştu.

    EKSİK, YANLIŞ YAPABİLİRİZ

    Arıç bir başka soru üzerine ise  ‘Biz ülkeyi yönetirken yanlışta, fazla da , eksikte yapabiliriz. Yargısal denetime tabiiyiz.Olaylar başladığında daha net olarak bakabilseydik, bunun bir çevre eylemi olduğunu düşünebilseydik, böylesine bir güç gösterisine kalkılmasıydı bu üzücü noktaya gelinmezdi. Kamu görevlilerinin kademe kademe yanlış anlamaları, davranmaları sözkonusu olabilir.Bunun gereği yapılabilir’ diye konuştu.

     

     

     

    ÜSLUP AÇIKLAMASI

    Arınç olayların gelişiminde hükümetin üslubunun payı olup olmadığı sorusuna da şu yanıtı verdi:

    ‘Üslup şüphesiz önemli. Her birimizin kendisi için önemlidir.Bir insanın ne oldğunu anlamak için üslubuna bakmak lazım. Hepimiz yanlış yapabiliriz, sert ve kırıcı olabiliriz. bunu bir siyaset tarzı olarak seçenler bile olabilir. Ama siyasetçiye düşen olgun, kucaklayıcı olabilir.Elbette olaylar ilk başladığında çığrından çıkabileceğini düşünmüş, uyarmak için farklı bir üslup kullanmış olabilir. Ötekileştirici, ayrıştırıcı, özel hayata saldırı içermeyen bir üslup kullanılmalıdır.’

     

     

     

    ÇÖZÜM SÜRECİ

    Çözüm süreci sağlıklı gidiyor. Genelkurmay zaman zaman böyle açıklamalar yapar. 6 aydır Türkiye’de herkesin beklediği tablo yaşanıyor.

    BİLGİ ALACAĞIM

    Ankara’da ilk olaylarda yaralanan kişiye ilişkin bilgi alıp sunacağım. Polisler bu ülkenin yabancısı değil. Şehit olduklarında, gazi olduklarında en çok üzüldüklerimiz onlar.Aşırı şiddet kullanabiliyorlar. Pasif durumdalar.Kendi canları mevzubahis olunca gaz kullanmaları mümkün oluyor.

     

     

     

    ÖZÜR DİLENİR Mİ?

    Göstericilerin özür dilemesi talebine ilişkin soruya Arınç’ın yanıtı şöyle oldu:

    -Çok haklı talebi varsa erdemdir özür dilemek. Ben sözünün eri bir insanım. Ben Bursa’da söyledim çevreci duyarlılıkla çıkan insanlara gaz sıkmak doğru değildir. Bu insanlara şiddeti tasvip etmiyorum.Burada neler yapılacağını doğru olarak anlatmak lazım. Bunu anlatacak biri lazımdı. Bu belediye başkanı olabilir, vali olabilir.Ben de eşimde itilmişlik, kakılmışlık duygusunu yaşadık ama hiç isyan etmedik, kavga etmedik. Demokrasi içinde mücadale ettik ve kazandık.

    -Halkımızın kafa karışıklığını gidermek üzere, bu konuda iyi bir bilgilendirmeye ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu konuda dava açan ve yürütmeyi durdurma kararını istihsal eden dernek yetkilileriyle de bugün ve yarın görüşeceğim. Onların taleplerini ve düşüncelerini de alacağım. Yine bu konuda ilk eylemleri başlatan arkadaşlarımızdan talep olursa, onların da olaylara hangi gözle baktıklarını dinleme imkanı bulacağım.

    ÇEVRE DUYARLILIĞI OLAN EYLEMCİLER…

    Arınç, konuşmasında şiddet uygulayan, kamu mallarına zarar veren göstericilere tepki gösterdi.  Arınç ‘İlk olayda çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlıştır o insanlarımızdan özür diliyorum. Ama sokaklarda tahribat yapanlara özür borcumuz olduğunu düşünmüyorum’ diye konuştu.

     

     

     

    ABD TEPKİSİ

    Arınç ‘BD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin tepkisine ne dersiniz’  sorusuna da şu yanıtı verdi:
    ‘Böylesi tepkileri ortaya koyanların sıkıntısı Ak Parti iktidarından memnun olmamalarıdır. Kerry ya da diğerleri kendi ülkelerinde böyle olaylar yaşandığında nasıl davranıyorlar? Ekonomik gücümüzü kıskanan bazı ülkeler böyle açıklamalar yapabilir. ‘

     

     

     

    KAPATMAK ELİMİZDE

    Bazı merkezlerden olayların yönlendirildiğini biliyoruz, asparagas haberler yapıldıklarını biliyoruz. Demokratik olduğumuzu buradan da anlayabilirsiniz. ABD’den bir telefonla bu olayların yönlendirildiğini görebilirsiniz. Bir kirlilik yaşatılıyor. Bunların hedefi olayların yatıştırılmaması. Hedeflerinde polisler var.İstersek bunları anında kapatabiliriz.
    27 Mayıs olaylarından önce de aynısı oldu. Üniversite öğrencileri öldürüldü gömüldü gibi. Şimdi de internet üzerinden böyle saçmalıklar sürüyor. Olayların bittiği anda sağlıklı bir açıklama yapılır.

     

     

    ‘REFERANDUM YAPILABİLİR’
    Mahkeme kararı sonrası gereken adım atılır. Karar gözetilerek değerlendirilemlerde bulunulacaktır. Zaten kesin bir proje yok. Her şey düşünce aşamasında. Burada ne yapılacağı konusunda net bir kararımız yok.  Bazen belediyelerimiz referandum yoluyla bile halk üzerinden anket yapılıyor. Şimdi de böyle bir yöntem yapılabilir. Ben desteklerim.

    BAŞBAKAN’A SORMADIM

    Arınç bir başka soru üzerine de ‘bu yaptığım konuşmayı Başbakan’a sormadım. Bu hükümetimizin düşünceleridir.Teyit almamıza gerek yok.Geçmiş yıllardan beri birbirimizi yakinen tanırız. Cumhurbaşkanı Gül’ün tavrını takdir etmek gerekir.Sürekli olumlu mesajlar veriyor’ diye konuştu.