Etiket: Bugün

  • Sekmen: “Erzurum bugün nüfus artışını konuşuyor”

    Sekmen: “Erzurum bugün nüfus artışını konuşuyor”

    Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Abdurrahmangazi Mahallesi’ndeki TOKİ konutlarında ikamet eden vatandaşlarla bir araya geldi. Başkan Sekmen, “Kalite standardı yüksek modern yaşam alanları inşa ettik, etmeye de devam ediyoruz. Erzurum’u birlikte geliştirecek, birlikte güzelleştireceğiz” dedi. Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhur İttifakı’nın Erzurum Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Sekmen, seçim çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Başkan Sekmen, seçim temasları kapsamında bu kez Abdurrahmangazi Mahallesi’ne çıkarma yaptı. Bölgedeki TOKİ konutlarında ikamet eden seçmenlerle bir araya gelen Başkan Sekmen, 5 yıllık hizmet döneminin özetini çıkarmakla kalmadı, Erzurum’da yeni dönemin ipuçlarını da verdi.

    50 YILDIR ERİYEN ŞEHİR, ÖZÜNE DÖNMEYE BAŞLADI

    Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Erzurum’un tarihi binlerce yıl öncesine dayanan bir kent olduğunu hatırlatarak, şehrin bu uzun geçmişinden dolayı bir ticaret ve cazibe merkezi olduğuna vurgu yaptı. Sekmen, AK Parti iktidarlarından önceki son 50 yıllık dönemde şehrin bu unvanını kaybettiğini ve sürekli gerilediğini dile getirerek, “Bir şehir düşünün ki; sürekli göç vererek, eriyerek ve tükenerek onlarca yılı arkasında bırakıyor. Ve AK Parti ne zaman ki iktidar oluyor; hem bu bölgenin ve hem de bu kadim şehrimizin makûs talihi değişmeye başlıyor. Bir zamanlar sürekli kan ve nüfuz kaybıyla gündem olan Erzurum, bugün artık nüfus artışını konuşuyor, değişimi konuşuyor, gelişimi konuşuyor. Yani Erzurum artık özüne dönüyor, kendini buluyor. Şundan emin olun ki; Erzurum’u en son bundan 5 yıl önce gören Dadaşlar bile bugün Erzurum’u tanımakta güçlük çekiyor. Biz bu şehre işte böyle bir gelişim ve değişim süreci yaşattık” diye konuştu.

    “BU SADECE VATANDAŞLIK GÖREVİ DEĞİL!”

    Abdurrahmangazi Mahallesi’ndeki ev hanımları ve genç kızların da büyük ilgi gösterdikleri seçmen buluşmasında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, “Erzurum’da bugüne kadar hiç yapılamamış işleri AK Partili belediyeler yaptı, yani biz yaptık. Erzurum’da ulaşımdan altyapıya, çevre düzenlemelerinden konut üretimine, kentsel dönüşümden eğitim, kültür ve sanata, sosyo-ekonomik hamlelerden ticaret hayatına varıncaya kadar bu şehrin hemen her alanda yükselişini AK Partili belediyeler sağladı, yani biz sağladık. AK Parti iktidarlarımız Türkiye’nin önünde yeni ufuklar çizerken, AK Partili yerel yönetimler olarak bizler de yerel kalkınma hamleleri gerçekleştirdik. Şehrimizin dünüyle bugünü arasında dağlar kadar fark var, bunu hepiniz görüyorsunuz. O halde bu şehri çok daha iyi noktalara taşımak da yine sizlerin elinde. Sizler, Cumhur İttifakı’mıza, AK Parti’mize ve AK Partili belediye başkan adaylarına vereceğiniz oylarla sadece vatandaşlık görevinizi yapmış olmayacaksınız. Sizler aslında 31 Mart’ta sandık başına Erzurum’un yarınları için de gideceksiniz” ifadelerini kullandı.

  • Kireçci, “Bugün esaret zincirini kırmanın, tutsak kadınları özgürlüğe kavuşturmanın vaktidir”

    Kireçci, “Bugün esaret zincirini kırmanın, tutsak kadınları özgürlüğe kavuşturmanın vaktidir”

    Erzurum Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu 8 Mart Dünya Kadınlar günü dolayısıyla sendika şube merkezinde basın açıklaması yaptı.

    İl kadın komisyon Üyeleri ve 3 Merkez İlçe Kadın Komisyon Üyeleriyle birlikte yapılan açıklamaya İl Müftü Yardımcısı Müsaffa Akbulut da katıldı.

    Müftü Yardımcısı Akbulut un sonunda dua yaparak tamamlanan basın açıklamasında Eğitim-Bir-Sen İl Kadın Komisyon Başkanı Esra Kireçci, “Bugün esaret zincirini kırmanın, tutsak kadınları özgürlüğe kavuşturmanın vaktidir” dedi.

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü, kadınlarımızın sorunlarının tartışılması için bir imkân, güncel meselelerinin ele alınması için bir fırsat, bazı gerçeklerin altının çizildiği bir gündem olageldiğini anlatan Esra Kireçci, şunları kaydetti; “Bugünün ilanı ve kadın sorunlarının tarihsel bağlamından soyutlanarak anlaşılması, yorumlanması ve değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, çözüm önerileri de bu bağlamdan kopuk olamaz.

    Her kültür, kadın, aile ve toplumsal değerlerini kendi kodları içinde anlamlandırmış, buna göre bireylere rol ve statü vermiştir. Devletlerin kuruluşu, devamlılığı ve gelişimiyle birlikte meydana gelen sosyal, siyasal, ekonomik ve teknolojik değişimler bazı rolleri kısıtlamış veya ortadan kaldırmış, yeni roller ve konumlar ortaya çıkarmış; her toplum, dünüyle bugünü arasında sağlıklı değişimler geçirdiği ölçüde kendini korumuş, başka medeniyetlere benzeştiği, özendiği oranda savrulmuş, değer kaybına uğramış ve yozlaşmıştır.

    Sanayinin gelişmesi, ticaret hayatında çok farklı sektörlerin ortaya çıkması, iş gücü ihtiyacı nedeniyle kadınların üretim hayatında daha fazla yer alması hatta bu iş gücü ihtiyacının çocukları dahi bir çalışana dönüştürmesi neticesinde geçmişten günümüze sorunlar daha karmaşık bir hâl almış ve derinleşmiştir.

    Sanayileşmeyle birlikte üretime dayalı maddi kazanımın hazzı ile sadece yeni değil, ayrıca neredeyse tamamen ters bir istikamete yönelen materyalist Batı, geleneksel değerleri hayatın ve insanın merkezinden söküp atmıştır. Sadece insan enerjisi değil, insanı anlamlı kılan etik, estetik, dini, manevi, kültürel, ruhsal, ailevi ve şahsi bazı değerler de daha fazla üretim ve daha fazla kazanç uğruna maalesef feda edilmiştir. Geleneksel değerlerle modern hayat arasındaki değişim kendi makuliyetini kaybettiği zaman toplumun psikolojisini, sosyal işleyişini, aile düzenini tehdit eden bir risk olmuştur.

    Modernleşmeyle birlikte başlayan değişim ve gelişimler bir ilerleme, üretimde bir zenginlik, ekonomide bir büyüme meydana getirdiği gibi, bu değişim, sağlıklı yönetilmediği zamanlarda sömürüye aracılık etmiş, özne olan insanı nesneye, aktör olması gereken kadınlarımızı kapitalizmin figürüne dönüştürmüştür.

    Ne var ki, 8 Mart gibi günler mazlumun zalime zulmünü haykırmaktan öteye geçmemekte, haklının hakkını almasına zerre kadar hizmet etmemektedir. Kazanmaktan başka bir şey düşünmeyen kapitalist düzen, dizginlenemez bir hızla, yatışmaz bir iştahla her şeyi kazanç ve rant aracına dönüştürmektedir. Bu durum, kadın, çocuk, erkek her şeyi sömürü tezgâhının bir nesnesine hâline getirmekte; amacı, aracı, objesiyle her şeyi sadece kâra hizmet eden bir patronaj dünyasını herkese dayatmaktadır. Dahası, sömürü düzeninin en vahşi yöntemi olan savaşlar, parçalanan aileler, kaçırılan çocuklar, tutuklanan ve istismar edilen kadınlar, dağılan toplumlar ortaya çıkarmaktadır. Bosna-Hersek’te, Afganistan’da, Somali’de, Filistin’de, Gazze’de, Arakan’da, Irak’ta, son olarak Suriye’de yaşanan bu zulümler, kapitalist sömürü düzeninin, emperyalist devletlerin milletleri bölmesi, en çok da kadınların ve çocukların mağdur edilmesiyle devam etmektedir.

    Bugün Suriye’de savaşın yüzlerce acı sonucunun bir parçası olarak önümüzde duran Suriyeli kadınların zindanlardaki tutsaklığı vicdanları harekete geçirmiş, sağır sultanlara adaleti haykırmak, bizim coğrafyamız söz konusu olduğunda kör baykuşu oynayanlara bu zulümleri en yalın hâliyle göstermek için, içinde bizim de bulunduğumuz ‘vicdan hareketi’ tüm dünyaya seslenmek için yürüyüşe geçmiştir.

    Bizim inancımıza göre ilahi öğreti erkeklerle kadınları birlikte muhatap alıp ikisini de eş değer özne olarak tanımlayıp birbirinin velisi olarak tanımlamıştır. Hayat, ikisiyle mukim, ikisinin birlikteliğiyle tastamam, ontolojik gerçeklerle anlamlı ve yaşanılır kabul edilmiştir.

    Bizim tarihimizin birçok kesitinde kadınlarımız toplumsal liderlik görevi üstlenmiştir. Anadolu’nun kalkınmasında öncü Fatma Bacı’dan istiklal mücadelemizin sembol isimlerinden Nene Hatun’a kadar çok başarılı rol modellerle hayatın her alanında yerlerini almıştır. Eğitimden edebiyata, sanattan ticarete, bilimden tekniğe kadar birçok alanda ender ve eşsiz örnekler yetiştirmiş medeniyet değerlerimizle bağımızı koparmadan, güncel olanı da yakalayarak, başkalaşan değil, ufku görerek değişimi kendi iradesiyle yaşayan bir toplum olmalıyız.

    Kötülükleri engelleyip iyilikleri yayan, insan yetiştirmeyi ve örnek şahsiyetlere kavuşmayı amaç edinen toplumlarda roller farklı olsa da amaçlar aynıdır.

    Cinsiyetleri birbirinden ayrıştıran veya yarıştıran ya da tamamıyla eşitleyen yaklaşımlar yerine her bireyin kendi ontolojik gerçeklerine uygun bir şekilde var olacağı ve rol üstleneceği, müktesebatı ölçüsünde statü kazanacağı, yozlaşmaya kapalı, sürdürülebilir yollara ve yöntemlere ihtiyacımız var.

    Her zaman haktan, hukuku ayakta tutmaktan, adaletten yana olan Eğitim-Bir-Sen olarak, kadınlara yapılan işkence ve istismarı şiddetle, nefretle kınıyor; bu insanlık ayıbının bir an önce son bulmasını istiyor, bütün tutsakların hür, kadınların özgür, çocukların geleceği yaşayacağı adil bir dünya temenni ediyoruz.

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün emeğe daha fazla değer katmasını, insana daha çok saygı kazandırmasını, kültürümüzün ihya edileceği bir iklim ortaya çıkarmasını, değerlerimizin kök salacağı bir ortam oluşturmasını, örnek kadınlarımızın daha iyi anlaşılacağı bir eğitim sistemine hizmet etmesini arzuluyor; bugünün kadınlarımızın sorunlarının daha iyi anlaşılmasına vesile olmasını, çözümüne hizmet etmesini ve hayırlar getirmesini diliyoruz.”

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bugün 28 Şubat utanç gününün yıldönümü”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bugün 28 Şubat utanç gününün yıldönümü”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün 28 Şubat. Postmodern darbesinin demokrasimiz adına o utanç gününün yıldönümü. Yani başörtülü kızlarımın üniversitelere alınmadığı bir günün yıl dönümü. Bu çileleri CHP ile çektik. Bu CHP zihniyetidir. Bu camilerimize ahıra çeviren bu CHP zihniyetidir” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstasyon Meydanı’nda düzenlenen Erzurum mitinginde konuştu. Kar yağışı ve soğuk havaya rağmen alanı dolduran binlerce Erzurumlu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sevgi gösterisinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Erzurum Kongresi’nin 100. yıl dönümüne hazırlandıklarını belirterek, “Unutmayın vatan bir bütündür bölünemez. İlkemizi bir asır önce buradan haykırmıştık. Çünkü manda ve himaye yani vesayet kabul edilemez şiarını tüm dünyaya ilan etmiştik. Ama birileri ne diyor? Bölücü örgütün himayesinde olanlar ne diyor? Kürdistan Kuzey Irak’ta çok seviyorlarsa oraya gitsinler. Benim ülkemde Kürdistan diye bir bölge yok. Böyle bir bölünmeye asla müsaade etmedik ve etmeyiz” diye konuştu.

    “Utanç gününün yıldönümü”

    Erdoğan, “Bugün 28 Şubat. Postmodern darbesinin demokrasimiz adına o utanç gününün yıldönümü. Yani başörtülü kızlarımın üniversitelere alınmadığı bir günün yıl dönümü. Bu çileleri CHP ile çektik. Bu CHP zihniyetidir. Bu camilerimize ahıra çeviren bu CHP zihniyetidir. Başörtülü kızlarımızı odalarda hesaba çeken rektör yardımcısı hanım CHP’nin milletvekili oldu biliyorsunuz. Daha bize ne anlatıyor bunlar. Bizi aldatamazsınız” diye konuştu.

    “Biz bugün Türkiye’nin beka meselesinden bahsettiğimizde bazıları bunu istihza ile karşılıyor” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Türkiye’nin içinden geçtiği dönemin hassasiyetini tüm yönleriyle milletimizle paylaşıyoruz. Türkiye son 6 yıldır çok yönlü saldırıya maruz kaldı. Bunların hiçbiri tesadüf değildi. Hesapsız kitapsız değildi” dedi.

    “Bay Kemal sen darbecisin darbeci”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını söyle sürdürdü:

    “Bay Kemal sen darbecisin darbeci. Sen darbecilerle berabersin. Geçmişinizde de zaten bu var. Kendinizi aklayamazsınız. Menderes’in ipini çekenlerin zihniyeti neyse sizin zihniyetiniz aynı. İşte şimdi de sen bölücü terör örgütüyle berabersin” diye konuştu.

    “Bugün yokluk kuyruğu yok varlık kuyruğu var”

    CHP Genel Başkanı Kılıçtaroğlu’nun Batman’da yaptığı konuşmaya değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün baktım Batman’da konuşuyor. Ne diyor? Domates, biber, patlıcan? Sizin tarihinizde yokluklar kuyruğu vardı bay Kemal. Senin baban da bunu iyi bilir sen de iyi bilirsin. Detayına girmeyeyim. Bugün yokluk kuyruğu yok varlık kuyruğu var. Halkımı sömürmek isteyenlere, simsarlara fırsat vermemek için biz bu adımı attık” diye konuştu.

    Dadaşlarla buluşmak bize güç veriyor

    Soğuk havaya rağmen meydanı dolduran Erzurumlulara teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her fırsatta Dadaşlarla buluşmak bize güç veriyor. Erzurum Asya’nın kapısı, Türkiye’nin tapusu Erzurum. Erzurum medeniyetimizin tarihimin medarı iftiharı Erzurum. Her oğlu Alparslan her kızı Nene Hatun Erzurum. Erzurum Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, cumhuriyetin gözbebeği Erzurum. Erzurum mücadelesiyle, tarihimizi yazan türküleriyle, kültürümüzü yaşatan gönül tellerimizi titreten Erzurum. Erzurum kilidi mülki İslam’ın Erzurum. Mevla’ya emanet olsun Erzurum. Bir aylık bir aranın ardından bugün sizleri kar ve tipi altında gönülden selamlıyorum. Milli mücadelemizin ateşi Erzurum’da yakılmıştır. Erzurum Kongresi’nde ne denilmişse Kurtuluş Savaşı’nda o yapılmıştır. 100. yıldönümüne hazırlanıyoruz. İlkemizi bir asır önce buradan haykırmıştık. Manda ve himaye yani vesayet kabul edilemez ilkesini tüm dünyaya ilan etmiştik” dedi.

    “Kişi sevdikleriyle beraberdir”

    “Kişi sevdiğiyle beraberdir” Hadisi Şerifini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kim kimle kol kola. CHP, HDP sözde İYİ Parti ve ne yazık ki Saadet Partisi. Dördü bir araya gelmişler. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Ya huyundan ya suyundan ya dilinden kapacak. CHP ile kol kola olan ne olacak? Onlar gibi olacak. Aynı şekilde İYİ Parti’yle, aynı şekilde HDP’yle. Bizim ittifakımızın adı Cumhur İttifakı. Nerede başladı? 15 Temmuz’da başladı. Yenikapı ruhuyla yürüyor. Pazara kadar değil mezara kadar. Erzurum 31 Mart’ta istikrarımıza, istiklalimize, istikbalimize göz dikenlere bir kez daha derslerini veriyor muyuz? 31 Mart’ta bir kez daha milli iradeye sahip çıkıyor muyuz? 31 Mart’ta bir kez daha tevazu samimiyet ve gayretle memleket işi gönül işi diyor muyuz? Gönül belediyeciliği diyor muyuz? Büyükşehir ve tüm ilçelerde Cumhur İttifakı ve AK Parti’li MHP’li adaylarımıza sahip çıkıyor muyuz? Maşallah. Kar boran fırtına benim Dadaşlarımı engellemiyor. İşte yine meydandasınız. Teşekküre geldiğimde inşallah temennim hava daha güzel olur” dedi.

    Bugüne kadar Erzurum’a 24 katrilyon lira yatırım yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “110 bin metrekarelik alanda Yakutiye bölgesinde millet bahçesi yapıyoruz. Bin 500 metrekarelik bir de millet kıraathanesi yapacağız. Bin 200 yataklı Erzurum şehir hastanesini de inşallah kuruyoruz. Erzurum şehir hastanesi konforuyla tanışacak. Erzurum’u asla ihmal etmedik etmeyeceğiz. Erzurum’da 10 bin konut projesini tamamladık, hak sahiplerine teslim ettik. Ulaşımda 49 kilometre bölünmüş yolu 557 kilometreye çıkardık. Biz Ferhat’ız sizde şirin. Ferhat’ı Şirin’le kavuşturduk. Erzurum kent içi trafiğini rahatlatmak için tramvay için çalışmalara başladık” diye konuştu.

    “Sen İzmir’e su veremiyordun”

    Erdoğan, “Bay kemal ne diyor, Ankara’da, İstanbul’da eğer biz belediyeleri alırsak suyu ucuzlatacağız diyor. İzmir sendeydi İzmir’de suyu ucuzlattın mı? Muğla sendeydi suyu ucuzlattın mı? Sen İzmir’e su veremiyordun. DSİ devreye girdi İzmir’e su verdik. Hastanelerle ilgili söylediği yalanlar. SSK Genel Müdürüyken bunlar ölüleri rehin aldılar. Önümüzdeki dönem Erzurum’u inşallah daha büyük hizmetlerle buluşturacağız” diye konuştu.

  • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez: “İkinci sondaj gemimiz bugün yola çıkacak”

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, “Bugün yola çıkacak ikinci gemimizi de Ocak sonu itibariyle Akdeniz’de olmasını bekliyoruz. Onunla da yine hem Akdeniz hem Karadeniz’de sondajlarımıza devam edeceğiz” dedi.

    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Doğal Gaz Cihazları Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (DOSİDER) 25’inci kuruluş yıl dönümü programına katıldı. Programda açıklamalarda bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’de bugün doğal gaz piyasasının ayakları tam olarak yere bastığını söyleyerek, “Bunda son 15-16 yılda dağıtım sektörüne yapılan 24 milyar liradan daha fazla altyapı yatırımı ve hukuki düzenlemelerin payı da şüphesiz çok büyük” dedi.

    Dönmez: “Ülkemiz son 10 yılda ortalama yüzde 5-6 büyürken, bu sektör yüzde 10 büyüdü”

    Yaklaşık iç tesisat piyasasında 100 milyar TL’lik bir piyasa büyüklüğünün sağlandığını belirten Dönmez, “Yine baktığımızda doğrudan ve dolaylı olarak istihdam 100 bin kişi civarında. Bu süreci sırtlayan en önemli iki rakamdan birisi. Ülkemiz son 10 yılda ortalama yüzde 5-6 büyürken, bu sektör yüzde 10 büyüdü. Neredeyse iki kat büyüdü. Bu da doğal olarak yatırımcıların ilgisini çekti. Bu sebeple yurtiçindeki ve yurtdışındaki yatırımcıların büyüyen ve gelişen doğal gaz piyasamıza yatırım yapmaya bir kez daha davet ediyoruz” diye konuştu.

    “An itibariyle 80 ilimiz doğal gaz kullanıyor”

    Dönmez, 2002 yılında doğal gaz sağlanan il sayısının iki elin parmaklarını geçmediğini vurgulayarak, “Ülkemizin tarihine ve büyüklüğüne yakışmayan bu tabloyu tamamen değiştirdik. An itibariyle 80 ilimiz doğal gaz kullanıyor. Geçtiğimiz ay ilk yüz günlük hedefler kapsamında, iki ilimize daha doğal gaz götürdük. Birisi Artvin, birisi Şırnak. İnşallah nasip olursa yılbaşı itibariyle Hakkari’ye de doğal gazı götüreceğiz ve 81 ilimizin tamamına bu çağdaş yakıtı ulaştırmış olacağız” ifadelerini kullandı.

    “Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk 100 gününde, 42 ilçemize daha doğal gaz götürdük”

    Dönmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımızın liderliği ve milletimizin takdiriyle uygulamaya geçen Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin vizyonu ve kararlılığı sayesinde ilk 100 günde, biraz öncede ifade ettiğim gibi 42 ilçemize daha doğal gaz götürdük. Gittiğimiz her yerde vatandaşlarımızın, Cumhurbaşkanımız olmak üzere, bizlere göstermiş oldukları teveccüh bizler için en büyük mükafat ve motivasyon kaynağıdır”.

    “Alt yapı hizmetinin ilk gittiği yerde iziniz kalıyor”

    Hayır duası almanın son derece önemli olduğuna vurgu yapan Dönmez, “Ben iş hayatına 80’li yıllarda telekom sektöründe başladım. O zamanlar rahmetli Özal zamanıydı; telekom atağı yapmıştı, birçok ilçede hatta şehir merkezlerinde bile telefon yoktu. İnsanlar yıllarca sırada bekliyordu. Bizim evimize 15-20 yıl sonra gelmişti. Alt yapı hizmetinin ilk gittiği yerde iziniz kalıyor” dedi.

    “Memleketin en ücra yerlerine ulaşmak için bu hizmeti götürmek boynumuzun borcudur”

    Osmanlı devlet adamlarından Halil Rıfat Paşa’nın “Gidemediğin, ulaşamadığın, dokunamadığın, varlığını hissettiremediğin yer senin değildir” sözünü dile getiren Dönmez, “Şimdi biz gitmesek de, kalmasak da o köy bizim köyümüzdür demedik hiçbir zaman. Ama memleketin en ücra yerlerine dahi ulaşmak için bu hizmeti götürmek boynumuzun borcudur dedik” diye konuştu.

    “Dünyanın etrafını üç kere dolaşacak bir alt yapıyla önemli bir dönüşüme imza attık”

    Dönmez, 2002’den bu yana doğal gaz kullanımını yaygınlaştırarak, sadece bu tabloları değil, aynı zamanda Türkiye’ye yakışmayan bu durumu da ortadan kaldırdıklarını söyleyerek, “Gelişmiş ülkelerin sahip olduğu bu imkanları da milletimize sunmuş olduk. Bugün itibariyle yaklaşık 130 bin kilometrelik doğal gaz şebekesi uzunluğumuzla, ulaşamadığımız hemen hemen hiçbir yer kalmadı. Aslında başka bir ifade ile dünyanın etrafını üç kere dolaşacak bir alt yapıyla bu alan da önemli bir dönüşüme de imza attık. Kara demeden, deniz demeden gece gündüz arama faaliyetlerimiz devam ediyor. Oruç Reis Karadeniz’de, Barbaros Hayrettin Paşa Akdeniz’de yine onlarla sismik araştırmalar yaparken Fatih gemimizle derin denizlerde. Biliyorsunuz ki ilk sondajımıza da başlamış olduk” ifadelerini kullandı.

    “Bugün yola çıkacak ikinci gemimizi de Ocak ayı sonunda Akdeniz’de olmasını bekliyoruz”

    Dönmez sözlerini şöyle tamamladı: “Ayrıca, bugün inşallah yola çıkacak ikinci gemimizi de Ocak sonu itibari ile Akdeniz’de olmasını bekliyoruz. Fatih gemimize bir kardeş daha gelmiş olacak. Onunla da yine hem Akdeniz hem Karadeniz’de sondajlarımıza devam edeceğiz. Türkiye’yi enerji teknolojilerinde merkez yapmaya kararlıyız. Yurt dışına enerji teknolojileri ihraç eden bir ülke olma yolunda hızla ilerliyoruz. Kamu özel sektör sivil toplum ve üniversite iş birliği ile bu hedeflerimize de inşallah kısa zamanda ulaşmış olacağız. Bu kapsamda DOSİDER üyelerinin ülkemize katkıları çok önemli. 1 milyar dolar ihracatla sizler ülkemizin hedeflerine ulaşmasında hayati bir öneme sahipsiniz, hayati bir yer tutuyorsunuz”.

  • Dün provası paniğe neden olan gemi yangını söndürme tatbikatı bugün gerçekleştirildi

    Trabzon’un Ortahisar ilçesi açıklarında dün öğle saatlerinde provası yapılan ve paniğe neden olan gemi yangını söndürme tatbikatı bugün gerçekleştirildi.

    Trabzon İl Sağlık Müdürlüğü Ulusal Medikal Kurtarma ekibi (UMKE) tarafından organize edilen ve ‘Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik’in isminin verildiği tatbikat Ayasofya açıklarında yapıldı. Tatbikatta senaryo gereği İstanbul’dan Trabzon’a gelmekte olan klor gazı yüklü bir gemide makine dairesinde patlama oldu ve yangın çıktı. 14 mürettebatlı gemide 4 kişi klor gazından etkilenirken, toplam 11 kişi de yaralandı. Gemiden gelen acil durum çağrısı sonrası Sahil Güvenlik ve Kıyı Emniyeti ekipleri tarafından yangınla ilgili UMKE ve AFAD ekiplerine bilgi verildi. Gemideki yangın söndürülürken, yaralılar da dikkatli bir şekilde tahliye edildi.

    Gemi yangını tatbikatına Sahil Güvenlik ve Kıyı Emniyeti ekipleri, bir Sahil Güvenlik helikopteri, AFAD ve UMKE ekipleri ile Trabzon Liman Başkanlığı personelinin de içinde yer aldığı 124 kişi ile 22 araç katıldı.