Etiket: Buğday

  • Buğday üreticisi bu yıl umutlu

    Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, buğdayda bu yıl sezonunda başlayan yağışın üreticiyi sevindirdiğini söyledi.

    Türkiye’nin 22 milyon tonluk buğday üretiminin 850 bin tonunu karşılayan Adana’da, geçen yıllarda yağış olmaması nedeniyle birçok yerde ürün tarlada yeşermedi. Birçok üretici tarlasını sürüp farklı bir ürün ekti. Bazı üreticiler ise vahşi sulama yöntemi ile ürünü kurtarmaya çalıştı. Ancak bu yıl ekim yapıldıktan bir süre sonra başlayan yağmur, buğdayın kısa sürede istenilen boya ulaşmasını sağladı.

    Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, yağışların bu yıl üreticinin yüzünü güldürmesini beklediklerini belirterek, “Buğdayda 2017 sezonunun olumlu geçeceğine inanıyoruz. En kötü koşulda geçmiş yıllardan çok daha fazla ürün alınacak” dedi.

    Yağış yüzde 15 arttı

    Girmen, bu yıl yağışlarda geçen yıla göre artış olduğunu belirterek, “Bu yıl yağışta geçen yıla göre yüzde 15’lik bir artış var. Ülke genelinde şu an itibariyle bitki gelişiminde bir olumsuzluk olmamakla birlikte mayıs ayında da beklenen yağmurların alınması durumunda, bitki gelişiminde dolayısıyla üretim de problem yaşanmayacak görünüyor. Bölge genelinde yağışların yeterli olması nedeniyle hububat gelişimi oldukça iyi durumda. Adana bölgesinde başaklanma oluştu. Özellikle Yüreğir ve Seyhan ovasında bitki gelişimleri rekoltenin iyi olacağını gösteriyor. Bu yıl Adana ve çevresinin geçen yıla göre çok daha iyi olduğu söylenebilir” ifadelerini kullandı.

    En çok ekilen tahıl

    Türkiye’nin en çok ekilen tahıl cinsinin buğday olduğunu kaydeden Girmen, şöyle devam etti:

    “2016 yılı verilerine göre Türkiye’de dünya buğday üretiminin yüzde 3.3’üne karşılık gelen 22 milyon ton buğday üretilmiştir. Benzer şekilde buğday üretim alanları, tüm tarım üretim alanımızın yaklaşık yüzde 20’si ile de ilk sırayı almaktadır. Dünyada yetiştirilen tahıllar içinde mısır ve çeltikten sonra en fazla üretilen üründür. 28 yabani buğday taksonuna ev sahipliği yapan Türkiye’de yüzlerce yerel çeşit ve 2016 itibarıyla 198 ekmeklik, 61 makarnalık tescilli çeşit bulunmaktadır. Türkiye’de yaklaşık her 5 çiftçiden dördü buğday yetiştirmektedir. Dünyada insan gıdası olarak buğdaya olan talep, iklimleri buğday yetiştirmeye uygun olmayan ülkeler de dahil olmak üzere giderek artmaktadır.”

  • Otomobil buğday tarlasına uçtu

    Antalya’nın Manavgat ilçesinde 2 metre yüksekten buğday tarlasına uçan otomobil hurdaya dönerken sürücü kazayı burnu bile kanamadan atlattı.

    Edinilen bilgiye göre, Manavgat-Alanya D-400 Karayolu kenarındaki servis yolunda Alanya istikametine gitmekte olan Hasan Güdücü’nün kullandığı 07 LFV 52 plakalı otomobil Manavgat’a 1 kilometre mesafede Ulualan mevkiinde yaklaşık 2 metre yüksekliğindeki beton bariyerden aşağıya uçtu. Yol kenarında bulunan buğday tarlasına takla atarak düşen ve hurdaya dönen otomobil sürücüsü kazayı burnu bile kanamadan atlattı.

    Sürücü olay yerine gelen ambulans ile tedbir amaçlı hastaneye götürüldü.

  • Kamyonet buğday tarlasına devrildi: 1 yaralı

    Çanakkale’nin Çan ilçesinde buğday tarlasına devrilen kamyonetin sürücüsü yaralandı.

    Büyükpaşa köyünden Çan ilçesine giden 17 ZE 541 plakalı kamyonet kontrolden çıktı. Kamyonet tarlaya devrilirken, sürücüsü 27 yaşındaki E. K. hafif yaralandı. Kazayı gören diğer sürücüler sağlık ekiplerine haber verdi. E.K., sağlık ekipleri tarafından Çan Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

  • Günün ilk buğday satışı Bakan Ağbal’dan

    Maliye Bakanı Naci Ağbal ve beraberindeki heyet Gaziantep Ticaret Borsası’nı ziyaret etti. Hububat bakliyat satış salonlarında işlem yapan GTB üyeleriyle bir araya gelen Bakan Ağbal, günün ilk buğday satışını gerçekleştirdi.

    Gaziantep iş dünyası ile toplantılar gerçekleştirmek üzere Gaziantep’e gelen Maliye Bakanı Naci Ağbal, ilk ziyaretini sabah erken saatlerde Gaziantep Ticaret Borsası’na yaptı. GTB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ve üyeler tarafından karşılanan Bakan Ağbal, burada hububat ve bakliyat satış salonlarında GTB üyeleriyle bir araya gelerek günün ilk buğday satışını yaptı. Üretici ve tüccarlarla sıkı bir pazarlık yapan Bakan Ağbal, günün ilk buğday satışını 1,50 liradan gerçekleştirdi.

    Bakan Ağbal, daha sonra GTB’de düzenlenen ‘Gaziantep Esnaf Buluşmaları’ toplantısına katıldı. GTB üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda Bakan Ağbal’a Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AK Parti Gaziantep milletvekilleri Ahmet Uzer, Mehmet Erdoğan, Abdulkadir Yüksel, Canan Candemir Çelik, İl Emniyet Müdürü Erhan Gülveren, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, AK Parti İl Başkanı Mehmet Eyüp Özkeçeci ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Mehmet Karayılan eşlik etti.

    Toplantının açılış konuşmasını yapan GTB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, Bakan Ağbal ve beraberindeki heyeti GTB’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Gaziantep gıda sanayisi hakkında açıklamalarda bulunan Tiryakioğlu, Gaziantep’in tarıma dayalı gıda sanayinde Türkiye’nin başkenti konumunda olduğunu ifade etti. Gaziantep’in makarna, bulgur, un, bakliyat, pamuk ve Antepfıstığı gibi çeşitli tarıma kökenli sanayi kollarında Türkiye üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını tek başında karşıladığını kaydeden Tiryakioğlu, “Türkiye’nin çeşitli illerinden mısır, buğday, arpa gibi tarımsal ürünler şehrimize gelmekte. Bu ürünler burada işlendikten sonra iç ve dış pazarlara sunulmakta. Bugün Ortadoğu’nun temel gıda ihtiyaçlarının karşılanmasında şehrimizi ülkemiz adına kilit önem taşımakta” dedi. Tiryakioğlu, ayrıca Gaziantep Ticaret Borsasının çalışmaları ve global projeleri hakkında da bilgiler verdi.

    Et borsası kurulması için çalışmalar

    Türkiye’nin en büyük et borsasını Gaziantep’e kurmak için çalışmalarda sona geldiklerini aktaran Tiryakioğlu, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin katkılarıyla hizmete açılacak olan et borsasının en kısa süre içerisinde temelini atmayı planladıklarını vurguladı. Tiryakioğlu, emtia merkezi ve lisanslı depolarla da Gaziantep’i bölgenin en önemli tarım üssü ve cazibe merkezi haline dönüştürmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi. Maliye Bakanı Naci Ağbal ise yaptığı konuşmada, ülkenin kalkınması ve büyümesi için tüm paydaşlarla bir araya geldiklerini belirterek, ülke tarımının gelişmesi için yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

    Tarıma 30 milyarlık bütçe ayrıldı

    Bakan Ağbal, “2017 yılında tarım sektörü için ayırdığımız bütçe 30 milyar lira. Bunun 13 milyar lirasını çiftçimize doğrudan destek olarak aktarıyoruz. Yaklaşık 5-6 milyar lirasını Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerinden yine çiftçimize üreticilerimize aktarıyoruz. Özellikle tarımda son dönemde sulama yatırımlarına, gölet yatırımlarına ve kanal yatırımlarına özel bir önem vermeye başladık. Lisanslı depoculuğun gelişmesi ile ilgili çalışmalara da hız verildi. Lisanlı depoculuk sektörde alıcı ve satıcı açısından piyasayı düzenleyen bir sistem olacak” dedi. Gaziantep’te oluşturulan birliktelik ruhunun takdire şayan olduğuna dikkat çeken Bakan Ağbal, “Gaziantep’in tarımda elde ettiği başarıyı ve gelişmişliği taktir etmemek mümkün değil. Bu kadar ticaretin döndüğü, ticaretin oluştuğu Gaziantep, Türkiye’nin önünü açan önemli şehirlerden bir tanesi. Sonuna kadar sizlere destek olacağız. Gaziantep inşallah daha da büyüyecek ve gelişecektir. Gaziantep’in potansiyeli ve müthiş bir gelişim kültürü var, müthiş bir ticarete yatkınlığı var. Özellikle dünyaya açık bir şehir olduğunu her zaman gösterdi. O açıdan bizde üzerimize ne düşüyorsa sonuna kadar yapacağız. Ticaret Borsamızın bütün bu yapacağı projelerde bakan olarak söz veriyorum, sonuna kadar yanlarında olacağız” diye konuştu.

    “İşlerin önünü açacak anayasa değişiklikleri yapıyoruz”

    Yeni anayasa ve cumhurbaşkanlığı hükumet sistemi hakkında da açıklamalar yapan Bakan Ağbal, ’’Şu yaptığınız işlerin önünü açacak anayasada değişiklik yapıyoruz. Bu ülke yıllarca çok sıkıntılar çekti. 90’lı yıllardaki istikrasızlıkların ve siyasi kırılganlıkların ne kadar maliyeti olduğunu hepimiz biliyoruz. Ülke 11 yıl boyunca yerinde saydı, AK Parti iktidara geldi, gerçekten bugüne kadar, olağan üstü hizmetler yaptı. Siyasi ve ekonomik olarak kalıcı bir istikrar sağladı. Şimdi tarihi bir fırsatın eşiğindeyiz. Bu kadar güzel işleri yaptık. Türkiye her bakımdan uluslararası alanda söz sahibi haline geldi. Gelin diyoruz hadi bir sıçrama daha yapalım, 1990’da Türkiye’de kişi başına milli gelir yaklaşık 2 bin 600 dolar aradan 12 yıl geçmiş 2002 yılında kişi başına milli gelir 3 bin 500 dolar, 12 yıl boyunca yerinde saymış niye? Çünkü sürekli krizler olmuş’’ ifadelerine yer verdi.

    Bakan Ağbal, toplantı sonrası ayrıca GTB üyelerinden gelen soruları da cevap verdi.

  • Gökçel: “Buğday ithalinde yanlıştan dönsünler”

    Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) 230 bin ton ekmeklik buğday ithal edeceğini açıklamasına ve ihale açmasına tepki göstererek, “Türkiye eğer buğdayını kendi vatandaşına yetecek miktarda üretemiyorsa, yurt dışından buğday ithal etmek zorunda kalıyorsak, bir yerlerde yanlışlar var. Hükumetten buğday ithali yerine kendi çiftçisini desteklemesini istiyoruz. Bu yanlışlarından lütfen dönsünler” dedi.

    TMO’nun, Ocak ayı başlarında, “Üst kalite buğday fiyatlarını dengelemek amacıyla kuruluşumuzca 13.01.2017 günü AB menşeli yüksek kalite ekmeklik buğday ithalat ihalesi yapılacak olup, limanlarımızdan un sanayicilerine bekletilmeden satılacaktır” açıklamasına, Mersin Ziraat Odası’ndan tepki geldi. Basına yansıyan bu haberi duyduğunda büyük üzüntü yaşayan Mersin Ziraat Odası Başkanı Gökçel, hükumetten buğday ithali yerine kendi çiftçisini desteklemesini istedi.

    “Tuzun koktuğu yerdeyiz”

    TMO’nun buğday ithalatına ilişkin açıklama yapan Başkan Gökçel, Türkiye’nin buğday ithal edeceğine ilişkin haberi duyduğunda çok üzüldüğünü dile getirdi. Bu ithalat kararının, Türk üreticisinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya çıkardığını belirten Gökçel, “Tuzun koktuğu yerdeyiz. Türkiye, toprak yapısı, coğrafi koşullar, iklim özellikleri ve arazi miktarı açısından özellikle hububatta kendi ihtiyacını üretebilecek durumda. Ama geçtiğimiz yıllarda da gözlemlediğimiz kadarıyla tarımda genel yaşanan sıkıntılar hububat üretiminde de yaşanıyor. Nedir bu? Girdilerin, maliyetlerin yüksekliği ve oluşan fiyatların düşük olması. Burada çiftçilerimiz üretimden uzaklaşıyor, hububata uygun olan arazilerini ekip dikmek istemiyor. Üstüne bir de son yıllarda yaşanan kuraklık buna tuz biber ekti. Yani hem üreticiler gelir elde edemediği için üretimden uzaklaştılar, hem de iklim koşulları nedeniyle ülke üretiminde azalma oldu” diye konuştu.

    “Üreticileri piyasa şartlarına karşı korumazsanız, bütün gıda ürünlerini ithal etmek zorunda kalırız”

    Buğday ithalatı kararıyla sadece hububatta, buğdayda, arpada değil, bütün tarım ürünlerinde Türk üreticisinin ne denli önemli olduğunun bir kez daha gözler önüne serildiğine dikkat çeken Gökçel, “Biz hep söylüyoruz; üreticileri eğer siz piyasa şartlarına karşı korumazsanız, ürettiği ürünlerden yeterince gelir elde ettiremezseniz, üretici üretimden uzaklaşır, dolayısıyla ihtiyacımız olan bütün gıda ürünlerini mutlaka yurt dışından ithal etmek zorunda kalırız. Bu ilk etapta fiyatında uygun, ucuz olabilir ama uzun vadede üreticilerimizin üretimden daha fazla uzaklaşmasına, üretimin daha da düşmesine neden olur. Bu durum ileride bizim ihtiyacımızı artırır ki, bu da bize bu ürünü sağlayabilecek insanların fiyat artırımına gitmesine neden olur ve biz daha pahalıya ürünleri tüketebiliriz. Bu konuya dikkat çekmek istiyorum, yetkilileri de buradan uyarıyorum. Siz ne kadar üretime, tarıma destek verdiğinizi iddia ederseniz edin, maalesef çiftçi borç batağında, borcunu çeviremiyor, üretimden uzaklaşıyor” ifadelerini kullandı.

    “Çiftçi para kazanamadığı için hububat üretiminden uzaklaşıyor”

    Bugün artık çiftçilerin, kendilerini geçindirecek gelir elde edemedikleri için hububat üretiminden uzaklaşarak, özellikle buğdaya uygun olan bölgelerde meyve ve sebzeye yönelmeye başladıklarına işaret eden Gökçel, ancak burada da hüsran yaşadıklarını söyledi. Gökçel, “Umutla başka çeşitlere yöneliyorlar. Özellikle Adana ve Tarsus’ta son yıllarda buğday ekilen arazilerde narenciye, diğer meyveler ve yavaş yavaş sebzeye yönelme var. Çukurova’da eskinin ekin tarlaları bugün yerini meyve ve sebze bahçelerine bıraktı ama bu da çiftçinin derdine çare olmadı. Narenciyeyi 30-40 kuruşa satıyoruz, sebze fiyatları ortada. Çiftçilerimiz çare arıyor, gelirlerini artırabilecek umuduyla farklı üretimlere yöneldiler ama maalesef orada da çiftçi bir türlü beklediği sonucu alamadı, o ürünlerden de para kazanamıyorlar ve buralardan da yavaş yavaş uzaklaşmaya başlıyorlar. Böyle bir keşmekeşlik ve çarpık bir durum var” şeklinde konuştu.

    “Buğday ithalinde yanlıştan dönsünler”

    “Hükumetten buğday ithali yerine kendi çiftçisini desteklemesini istiyoruz” diyen Gökçel, beklentilerini şöyle anlattı: “Kendi çiftçimizi öyle bir desteklemeliyiz ki, piyasa şartlarına karşı korumalıyız. Burada tabi biz üretici olarak fırsatçılık da yapmak istemiyoruz, iç piyasadaki tüketicilerin de pahalı ürün tüketmesini istemiyoruz. Asla düşüncemiz bu değil. Ama onu dengeleyecek sistemin kurulması lazım. Eğer üretici maliyetleri düşürecek destekleri alırsa uygun fiyatlara da iç piyasadaki tüketiciye ürün satabilecektir ki, bu iki tarafı da mutlu eder.”

    Buğday ithalini yanlış bir karar olarak değerlendiren Gökçel, bu yanlıştan dönülmesini isteyerek, şunları söyledi: “İklimi, toprağı, arazisi uygun bir Türkiye eğer buğdayını kendi vatandaşına yetecek miktarda üretemiyorsa, yurt dışından buğday ithal etmek zorunda kalıyorsak, bir yerlerde yanlışlar var. O yanlışları yapanlar da kendileri bilirler, yanlışlarından lütfen dönsünler. Bugün buğdayda, geçmişte samanda, meyvelerde oldu. Önümüzdeki günlerde tarımda üretilen temel gıda maddeleri ithal edilirse bundan biz üzüntü duyarız.”