Etiket: Bozuldu

  • DEAŞ’ın referandum planı bozuldu: 6 kişi gözaltına alındı

    Adana’da terör örgütü DEAŞ yönelik yapılan operasyonda referandumu provoke edileceği öne sürülen 6 kişi gözaltına alındı. Firari olan 10 kişi ise aranıyor.

    Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM) ekiplerin, terör örgütü DEAŞ yönelik şafak vakti operasyon düzenledi.

    ’Referandumu provoke edecek 6 kişi gözaltında’

    TEM ekipleri ve Özel Harekat polislerinin desteği ile önceden belirlenen 20 farklı adrese 400 polisle baskın yapıldı. Terör yuvası mahallelere önce zırhlı araçlar ve ellerinde uzun namlulu silahlarıyla özel hareket ekipleri girip geniş güvenlik önlemi aldı. Ardından söz konusu evlere girildi. Düzenlenen operasyonda , referandum seçimleri provoke edecekleri iddia edilen 6 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan zanlılar sağlık kontrolünden geçirilmek üzere Adli Tıp Birimine getirildi. Şüpheliler buradaki işlemlerinin ardından sorgulanmak üzere emniyete götürüldü. Yapılan operasyonda firari olan 10 şahısı yakalama çalışmaları ise devam ediyor.

    Öte yandan, operasyonu takip eden gazetecilerde, terör örgütünün hedefinde yer aldı. Gözaltına alınan bir zanlının yakınları gazetecilere taşlarla saldırmak istedi ancak araya giren polis buna izin vermedi. Daha sonra polis gazetecileri bölgeden uzaklaştırdı.

  • İBB ve Rotterdam Belediyesi arasındaki kardeşlik bozuldu

    İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisinde yer alan grup partilerin ortak olarak sunduğu Rotterdam şehri kardeşlik protokolünün iptal edilmesi teklifi oy birliğiyle kabul edildi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Afyonkarahisar’da yaptığı konuşmada, 2005 yılında Rotterdam Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan kardeşlik protokolünün tek taraflı iptal edilmesiyle ilgili talimat vermesinin ardından konu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisine geldi. İBB Meclisi bu ay ki 3’üncü oturumunda mecliste yer alan grup parti üyelerinin ortak kararıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Rotterdam şehrinin kardeş şehir protokolünün iptal edilmesiyle ilgili teklifte bulunuldu. Toplantıda İBB Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Temel Başalan, İBB Meclisi CHP Grup Başkanvekili Ertuğrul Gülsever, İBB Meclisi MHP üyesi Muharrem Yaman ve İBB Meclisi Bağımsız Meclis üyesi Hüseyin Avni Sipahi’nin imzasıyla hazırlanan teklif okundu. Daha sonra ise mecliste yapılan oylamada bütün meclis üyelerinin oy vermesiyle birlikte kardeşlik protokolü tek taraflı olarak iptal edildi.

    İBB AK Parti Grup Sözcüsü Kağan Şahin’in okuduğu ortak bildiri şöyle:

    “Türkiye ile Hollanda arasında 400 yılı aşkındır devam eden güçlü ve dostane ilişkiler geçtiğimiz dönemde yerel yönetimler dahil olmak üzere birçok alanda zuhur bulmuş ve bu dostluğun bir yansıması olarak İstanbul ile Rotterdam arasında 2005 yılında kardeş şehir anlaşması imzalanmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hollanda’dan gelen heyetleri geleneksel Türk misafirperverliğinin bir göstergesi olarak her zaman en üst düzeyde ağırlamıştır. Ancak 11 Mart 2017 tarihinde Türk toplumuyla ve diplomatik temsilcilerimizle bir araya gelmek amacıyla Hollanda’yı ziyaret etmek isteyen Dış işleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuşuna hiçbir haklı gerekçe gösterilmeden izin verilmemiştir. Yine aynı amaçla Rotterdam’a gelen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız Sayın Fatma Betül Sayan Kaya araç güzergahının polislerle kesilmesi, ülkemizin Rotterdam Başkonsolosluğu girişine müsaade edilmemesi ve sınır dışı edilmesi gibi akıl almaz, tarihte benzeri görülmemiş ve başta Viyana Sözleşmesi olmak üzere uluslararası hukuk normlarını hiçe sayan bir uygulamaya maruz bırakılmıştır. Mezkur uygulamayı protesto etmek amacıyla barışçıl bir şekilde bölgede bulunan Türk vatandaşlarına Hollanda polisi köpeklerle saldırmış, Türk vatandaşları Nazi dönemi dönemi şiddet eylemlerini bilfiil yaşamıştır. Hollanda hükümetinin bu düşmanca uygulamalarına, Rotterdam Belediye Başkanı şehirde OHAL ilan etmesi ve demeçleriyle destek vermiştir. Demokrasiye ve insan haklarına bağlılığını her vesileyle vurgulayan Hollanda makamlarının, seçilmiş ve ülkemizi temsil eden bir hükümetin iki bakanına karşı gerçekleştirmiş olduğu düşmanca, korkak ve aciz davranışları tüm Türk halkının haklı ve büyük bir tepkisini çekmiştir. Köklü diplomatik ilişkilerimizde maruz kaldığımız bu tehlikeli, hasmane ve ön yargılı zihniyeti İstanbul halkı adına İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi olarak şiddetli bir biçimde kınadığımızı belirtir ve İstanbul – Rotterdam kardeş şehir anlaşmasının iptal edilmesi hususundaki teklifimizin teklif karar olarak onaylanmasını arz ederiz.”

  • Ertürk: “Uyduruk bir kararla yediğimiz bir golle tüm konsantrasyonumuz bozuldu”

    Kayserispor Teknik Direktörü Hakan Ertürk, “Uyduruk bir kararla yediğimiz bir golle tüm konsantrasyonumuz bozuldu” dedi.

    Fenerbahçe’ye 3-0 yenildikleri maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kayserispor Teknik Direktörü Hakan Ertürk, “Maçla alakalı söyleyeceğimiz çok bir şey yok. İkinci maça çıkıp orada elimizden geleni yapacağız. Hiç pozisyon vermediğimiz bir ilk yarıda ve son dakikalarda uyduruk bir kararla yediğimiz bir golle tüm konsantrasyonumuz bozuldu. Bununla alakalı çok fazla bir şey söylemeyelim ama biz çok iyi giderken bazı şeylere herkesin dikkat etmesini istiyoruz. Ligde hafta sonu Kasımpaşa ile çok önemli bir maça çıkacağız. Kasımpaşa ile çok önemli hata sonu çok önemli bir lig maçımız var. Kasımpaşa 5 gün dinlenip maça çıkacak biz üç gün dinlenip çok önemli bir maça çıkacağız. Bizim için önemli olan lig. Önceliğimiz de bu şekilde. Olmazsa olmazımız lig. Kupayı da önemsiyoruz. Ama ikinci maça çıkacağız orada da elimizden gelenin en iyisini yapıp ya devam diyeceğiz ya da kupayı noktalayacağız” diye konuştu.

  • Başbakan Yıldırım: “Doğru, bir rejim değişikliği var. Adana Kebabı yiye yiye rejim de bozuldu, her şey bozuldu”

    Başbakan Binali Yıldırım, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) anayasa referandumundan evet çıkması halinde ülkedeki rejimin değişeceği iddialarına esprili bir yanıt vererek, “Doğru, bir rejim değişikliği var. Çünkü milletvekilleri anayasa değişikliğinde gece gündüz çalıştılar. Her ilde değişik yemekler yiyorlar. Ne rejim kaldı ne bir şey. Adana Kebabı yiye yiye rejim de bozuldu, her şey bozuldu” dedi.

    Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Mersin’de Şehir Hastanesinin açılışını yaptıktan sonra karayoluyla geldiği Adana’da Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ile birlikte partisinin Adnan Menderes Spor Salonu’nda düzenlediği Sandık Yönetim Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantının açış konuşmasını yapan AK Parti Adana İl Başkanı Fikret Yeni, yapılacak olan anayasa referandumunda evet oyunun kentte birinci sırada çıkacağına ilişkin Başbakan Yıldırım’a söz verdi.

    Başbakan Yıldırım, AK Parti’nin kurulduğu 2001 yılından bu yana karşılaştıkları zorluklardan bahsetti. Karşılaştıkları tüm vesayet odaklarını birer birer yok ederek bu günlere geldiklerini anlatan Başbakan Yıldırım, 2007’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerine atıfta bulunarak, “Mecliste 363 milletvekilimiz aslanlar gibi oyunu verecek cumhurbaşkanını seçecekti. Ama ne oldu? Bir icat çıkardılar. İcat ne? 367 milletvekili olmadan Meclis toplanmaz, cumhurbaşkanı seçilemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan beri hiç olmamış bir şeyi yapmaya karar verdiler. Yapılacak şey belliydi. Dedik ki arkadaşlar biz vekiliz, bu kararı biz vermiyorsak bunu asıl olan verir, vatandaşın kendisi verir. Bunu Türkiye’ye soralım dedik. Hatırlayın, 21 Ekim 2007 Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından doğrudan seçilmesi için sandık başına gittik. Orada Adana, yüzde 61’le evet dedi. 2017 geldi. 10 yıl geçti. Her yıl için 1 puan. 10 yıl geçti, üzerine 10 daha koyarsak yüzde 71 en az. Tamam mı? Hedef yüzde 71. Plaka bir de sıfır bir Adana olunca birinciliği de başkasına kaptırmak yok, tamam mı?” şeklinde konuştu.

    Sözleri partilileri tarafından sık sık tezahüratlarla kesilen Başbakan Binali Yıldırım şöyle devam etti:

    “Diyorlar ki ’Ya bu anayasa değişikliğine ne gerek var? Bu anayasa değişikliğini ne yapacaksınız?’ Onlar 2007’de anlamamışlar. 2011’de de anlamadılar. 2014’te de anlamadılar. 2015’te de anlamadılar. 2016’da hiç anlamadılar ama şimdi anlayacaklar. Bu yapılan değişiklik aslında 2007’deki değişiklik. Dolayısıyla eksik kalan işlerin tamamlanmasıdır. Ondan başka bir şey değil. Eğer siz cumhurbaşkanını doğrudan seçiyorsanız görevi de, sorumluluğu da, yetkiyi de ona vereceksiniz. Hesabı da ondan soracaksınız. Yarın önünüze geldiği zaman ne diyeceğiz? Yetki verdim. Şunları yapacağım diye söz verdin niye yapamadın? E bana engel oldular. Anayasa’da engel var, sorumsuzluk var, itidal yetkisi yok. Olur mu öyle bir şey? Tabii ki olmaz. Nisanda yapacağımız halk oylaması 2020’de cumhurbaşkanımızın halk tarafından seçilmesinin gereği olan mecburi değişikliktir. Onun için bundan böyle. İşler gecikti. Mazeret arkasına sığınma yok” ifadelerini kullandı.

    15 Temmuz darbe girişimini hatırlatan Başbakan Yıldırım’a partilileri “Öl de ölelim, vur de vuralım” diye seslendi. Başbakan Yıldırım ise, “Bizim görevimiz yaşatmak. Öldürmek bizim işimiz değil. Biz Adalet ve Kalkınma Partisiyiz. AK Partiyiz. AK Parti’ye yakışan yaşatmaktır ama alçaklık varsa haddini de bildirecektir” şeklinde karşılık verdi.

    Referandumda ’evet’ için destek isteyen Yıldırım, Adana’nın yarım kalmış metrosunun tamamlanması için söz verdi. Yıldırım, bir partilinin tramvay isteğini de kırmayarak, “Ne üzüyorsun kendini. Tramvay da tamam. O da olur merak etme. Ne dedik yapmadık? AK Parti ne söz verdi de yapmadı?” diye konuştu.

    Yıldırım, şöyle devam etti:

    “Ulukışla-Pozantı yolunu bilirsiniz. O yolun ne halde olduğunu bilirsiniz değil mi? Oradaki o kamyoncular seyahat edenler ne kadar büyük acı yaşadığını biliyorsunuz değil mi? Şimdi buradan gidiyorsunuz Pozantı’dan viyadük tünel, ver elini Niğde. Oradan da Ankara. İşte ne için evet? Adana’ya hızlı tren için evet. Adana Mersin arasında yeni demiryolu hattı kurmak için evet. Adana’nın geleceği için evet. Refahı için evet. Türkiye’nin birliği, beraberliği, kardeşliği için evet. Terörün bir daha ülke gündeminde kalmaması için evet. Yarım kalan metronun tamamlanması için evet. 4 bin 415 sandık var. 1.5 milyona yakın seçmen var. Sandık deyip geçmeyelim. Seçim, sandıkta kazanılır. Seçim sandıkta kaybedilir. Siz sandık yöneticileri olarak vatandaşlarımızı, hemşehrilerimizin verdiği oyların çalınmaması için gereken dikkati göstereceksiniz tamam mı? Dikkatli olacağız, gözümüz gibi sandıklara bakacağız.”

    “Elitaş tıraş olmaya bile vakit bulamadı”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Referandumdan evet çıkarsa rejim değişecek” çıkışına da esprili bir dille cevap veren Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

    “Doğru, bir rejim değişikliği var, çünkü milletvekilleri Anayasa değişikliğinde gece gündüz çalıştılar. Her ilde değişik yemekler yiyor. Ne rejim kaldı ne bir şey. Adana kebabı yiye yiye rejim de bozuldu, her şey bozuldu. ’Bu bir dayatmadır’ diyorlar. Be kardeşim. Gözüm. Kemal Bey. 1 ay boyunca bu vekiller gece demedi, gündüz demedi Mecliste çalıştılar. Ne söyleyeceklerse hepsini söylediler. Bizim Mustafa Elitaş tıraş olmaya bile vakit bulamadı. Sakallı. Hala anlamadınız mı? Bunun neresi dayatma? Milletin vekilleri görüştü kararını verdi. Siz, milletin vekillerinin verdiği kararı tanımazsanız millet sizi tanır mı? Tanımaz değil mi? Bu da evet. Şimdi, önümüzde 2 ayımız var. 2 ay boş durmak yok. Sokak sokak dolaşacağız. Her hemşehrimizin kapısını çalacağız. Gerçekleri anlatacağız. Var mısınız? Milletin kafasını karıştıranlar, Türkiye’nin hızını kesenler, Türkiye’nin geleceğini geciktirenler, aydınlık yarınlarına engel olanlara hesap sormaya var mısınız? Bu millet o kadar şeye evet dedi ki sayıyorum, 12. En son Türkiye’yi karanlığa gömmek isteyen alçak FETÖ hainlerine dur diyen, demokrasiye evet diyen de sizsiniz. Allah sizden razı olsun. 15 Temmuz gecesi darbeye dur dediniz. Aydınlığa, demokrasiye evet dediniz. İşte bizim hedefimiz böyle bir milletin, şanlı milletin önünü açmak, önündeki engelleri kaldırmaktır.”

    AB Bakanı Ömer Çelik ise, karşılaştıkları kumpaslara karşı Adana’nın her daim bir adım önde olduğunu söyleyerek, “Devletimize milletimize, varlığımıza, birliğimize, dirliğimize kast eden 15 Temmuz’daki darbe girişimi karşısında da o hainlerin karşısına Adana’da en önce bu teşkilat çıkmıştır. Bizi yasaklarla engelleyemediler. Siyasi suikastlerle engelleyemediler. Darbelerle engelleyemediler. 15 Temmuz darbe girişimiyle yıkamadılar. Şimdi 2002’den beri yürüttüğümüz büyük mücadelenin önemli bir aşamasına geldik. Sayın Başbakanımızın güçlü liderliğiyle Milliyetçi Hareket Partisi ile yürütülen görüşmeler sonucunda Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu anayasa değişikliğini yapmak üzere TBMM’den bu değişikliği geçirdik. Şimdi aziz milletimizin huzuruna geldi. Bu Türkiye için tarihi bir şanstır. Türkiye 200 yıldır bu konuları tartışıyor. Bugün artık millet karar verecektir. Millet bu sistem değişikliğiyle karar verecektir. Ve kendi içimizde bütün bu zaafları aşmak işin önümüzde büyük bir fırsat var. Yapmamız gereken şey şudur; Adana’da sandıklardan evet çıkaracağız ama bu yetmez. Adana’da sandıklarda eveti patlatacağız ama bu yetmez. Adana’da, Türkiye’de en çok evet çıkan il olmaya hazır mıyız?” dedi.

  • Yerli et üretimi azaldı, vatandaşın damak tadı bozuldu

    Trabzon’da yerel et üretiminin neredeyse bitme noktasına gelmesi yöre insanının yıllardır alışmış olduğu damak tadının bozulmasına neden oldu. Bir çok yerde yöre dışından gelen etlerle hazırlanan Akçaabat köftesinin bile artık bilinen tadı değişirken, vatandaşlar bu duruma çare bulunmasını istiyor.

    Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Trabzon Kasaplar ve Celepler Odası Başkanı Temel Korkmaz, Trabzon’da yerli et üretiminin neredeyse bitme noktasına geldiğini ve bu nedenle şehrin et ihtiyacının yöre dışındaki illerden sağlandığını belirterek doğal ortamda beslenmeyen hayvanın etinin bölgenin damak tadını da bozduğunu söyledi.

    Trabzon’da yapılan yerli et üretiminin geçmişte Trabzon’un et ihtiyacını karşıladığını ancak bugün gelinen noktada bunun ancak yüzde 10’unu karşılandığını kaydeden Korkmaz, “20-30 yıl önce Trabzon’da üretilen et kendisine yetiyor durumdaydı. Yüzde 20 civarında bir açık olurdu. Onu da Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum civarından temin edilirdi. Bugün gelinen noktada Trabzon’da hayvancılık bitti. Tahmini rakamlara göre şu an yerli ihtiyacımızın ancak yüzde 10’unu karşılayabiliyoruz. Bunun dışında et dışarıdan geliyor. Özellikle Konya bölgesinden, Güneydoğu’dan Trabzon’a yoğun şekilde et girmektedir. Trabzon’da olan da yerli besi dediğimiz besicilik modern ağıllarda yapıyor. Bölgemizde çayırda beslenen kara sığır dediğimiz sığırcılığın da artık olmadığını söyleyebiliriz. Eskiden mezbahada günde 100-200 tane kesim yapılırdı. Bugün ise günde tahminen 5-10 tane kesiliyor” dedi.

    “Lezzetle ilgili şikayetler geliyor”

    Vatandaşların etin lezzetiyle ilgili şikayet aldıkların dile getiren Korkmaz, “Etin lezzetiyle ilgili şikayetler geliyor. Eski tat yok. Vatandaş bu konuda haklı. Hayvanların artık bin bir çeşit ottan aldığı gıdalar artık yok. Hayvanın yediği yem hem sütüne hem de etine etki eder. Doğal ortamda beslenen bir hayvanla sürekli arpa, kepek, mısırla beslenen hayvanın eti arasında lezzet bakımından mutlaka fark vardır. Bizim damak zevkimiz yerli hayvana endekslidir. Özellikle Akçaabat bölgesinde sarı ot vardır. Bu ottan beslenen havyanın yağı bile sarı olurdu. Tereyağına sarı yağ demesinin nedeni de otundan dolayıydı. Bugün gelinen noktada artık kimse sığır bakmıyor. Bakmadığı için de Trabzon’da yerli hayvan üretimimiz bitmiş vaziyette. Bu da etimize, sütümüze, Akçaabat köftemize, ağız tadımıza her şeyimize etki ediyor” diye konuştu.

    “Türkiye’de hayvancılıkla ilgili bir politika yok”

    Türkiye’nin hayvancılıkla ilgili bir politikası olmadığını iddia eden Korkmaz, “Halen Türkiye Kasaplar Federasyonu’nda denetleme kurulu başkanlığı görevini yürütmekteyim. Bununla ilgili hükümete çok ciddi raporlar sunduk. Türkiye’de hayvancılıkla ilgili bir politika yok. Bugün hala sıkıntıların aşılacağı noktasında bir şey gözükmüyor. Şimdi KDV’yi kaldırdılar evet bu olumlu etki yaptı. Bu olmasaydı şu an etin kilosu 60-70 TL olacaktı. Buzağı üretimi yok, bir sıkıntımız da bu. Devletin ciddi teşviklerle buzağı açığını hızla kapatması lazım. Devletimiz fındığa teşvik veriyor. Buna şiddetle karşıyım. Bence üretilen fındığa, üretilen hayvana her türlü üretime destek verilmesi lazım. Boş araziye destek vermekle vatandaşı tembelliğe alıştırmanın hiçbir faydası yok. Devlet köydeki boş araziye destek verene kadar örneğin üretilen büyükbaş hayvana 500 TL ekstra para veriyorum dese herkes üretmek zorunda kalır. Biz bunu yapmayıp da boş araziye para verdiğimiz sürece özellikle Güneydoğu’da ciddi istismara uğruyor. Binlerce dönüm yer yazdırılıyor binlerce TL haksız para elde ediliyor. Biz buna karşıyız. Türkiye’de hayvancığın geliştirilmesi yeniden eski seviyeye çıkarılması gerekir. Bir tarım hayvancılık ülkesi olan Türkiye’nin eski dönemine kavuşması çok da zor değil” ifadelerini kullandı.

    Trabzon’da kasaplık yapan Şaban Kakışım da Trabzon’da yerli et üretiminin yok denecek kadar az olduğuna dikkat çekerek vatandaşın eski lezzeti aradığını söyledi. Kalkışım, “Trabzon’da yerli et üretimi artık yok denecek kadar az. Etlerin çoğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan geliyor. Lezzet farkı çok. Müşterilerimiz bizden damak tadı istiyor. Yerli etten aldığı damak tadını dışarıdan gelen ette bulamıyor. Kurbanda pazara gelen büyükbaş hayvanların yüzde 99’u hep Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan geldi. Bazı uyanıklar bunu yerli malı diye halka sattılar” şeklinde konuştu.