Etiket: Boyutlu

  • Okul önlerine üç boyutlu yaya geçidi

    Düzce Belediyesi Destek İşleri Müdürlüğü tarafından okul önlerinde öğrencilerin güvenliğini sağlamak amacıyla üç boyutlu yaya geçidi uygulaması başlatıldı.

    Düzce Belediyesi Destek İşleri Müdürlüğü ekipleri Kalıcı Konutlar Farabi Lisesi önündeki yolda bulunan üç boyutlu yaya geçidinin uygulama çalışmalarına başladı. Optik yanılsamaya neden olan üç boyutlu yaya geçidi, sürücülerde yolda kasis bulunduğu izlenimi uyandırarak araçların yavaşlamasını sağlıyor. 3 boyutlu geçitten öğrencilerde böylelikle güvenli şekilde karşıya geçebiliyor.

    Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay, öğrencilerin ve yayaların güvenliğini sağlamak amacıyla üç boyutlu yaya geçidi uygulaması başlattıklarını belirterek, “Bu sayede artık çocuklarımız yaya geçidinden daha güvenli bir şekilde geçebilecek. Sistemi Düzce genelinde ki tüm okul önündeki yaya geçitlerine uygulamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Cd sürücüsünden iki boyutlu yazıcı yaptı

    Kütahya’nın Hisarcık ilçesi Şehitler Ortaokulu’nda görev yapan Müdür Yardımcısı İbrahim Sezer, eski Cd sürücüsünden iki boyutlu yazıcı yaptı.

    Bilişim derslerinde kullanılan kodlama sistemini çocuklara öğretmek ve onların düşüncelerini daha ileri seviyeye götürmek için eski cd sürücüsünden iki boyutlu yazıcı yaptığını ifade eden İbrahim Sezer, “ Bozuk iki Cd sürücüsünü birleştirerek sürücü kartı ve motor kullanarak siensi yazıcı yapımını gerçekleştirdim. Yazıcıda kalem kullanarak bilgisayardan gönderdiğimiz her türlü resmin çizimini yapabiliyoruz. Denemelerimizde gayet başarılı olduk. Bunun yanında kalem yerine yakıcı lazer uç veya oyucu aparat takarak ahşap üzerinde oyma ve çizme çalışması yapabiliriz. Çizim yapmak için önce resmi bilgisayar üzerinde programa yerleştiriyor, programın alt ve üstündeki program ayarlarını da yaptıktan sonra yazıcıya gönderiyoruz. Akabinde iki boyutlu siensi yazıcı bilgisayarda gördüğü görseli büyükten küçüğe çizgileri ayarlayarak kağıda aktarıyor. Bu arada bilgisayardaki resim üzerinde çizim yapılan yerler mavi renkle gösteriliyor” dedi.

    Bu projeyi gerçekleştirmekteki amacının okulda kodlamaya gelen öğrencileri daha hevesli hale getirmek olduğunu belirten Sezer, ”Çünkü görsel olduğu zaman çocukların ilgisi daha da artıyor. Bu nedenle çoğu öğrenci kodlamayı öğrenmek istiyor. İlgi ve alakası olan öğrencileri öğle saatlerinde ve okul çıkışında müsait olan saatlerde çağırarak onlara kodlama ile ilgili gerekli bilgileri veriyoruz. Zaten Bilişim derslerinde bu konu ile ilgili çalışmalarımız var. Bu proje sene sonu yapacağımız sergiye güzel bir örnek oldu” diye konuştu.(MA-EFE)

  • Türkiye’de ilk defa üretildi: ‘Ham madde olarak seramik kullanılan 3 boyutlu yazıcı’

    Eskişehir’de bulunan bir tasarım atölyesinde Türkiye’de ilk defa ham madde olarak kilin kullanıldığı 3 boyutlu yazıcı üretildi.

    Endüstriyel işletmelerin ya da büyük ölçekli üretim yapan fabrikaların maliyetlerinin önemli ölçülerde azaltılmasının önünü açan 3 boyutlu yazıcılar, daha kaliteli ve dayanıklı ürünler elde edilmesini sağlıyor. Hammadde olarak genellikle bakır, bronz, seramik, ahşap, bambu hatta sıvı reçinenin kullanıldığı yazıcılarda son dönemlerde farklı ürünler de değerlendiriliyor. Bu kapsamda yola çıkan baba ve oğul, Türkiye’de ilk defa Eskişehir’de plastik yerine kil kullanılan yazıcı tasarlandı. Türkiye’de daha önce yapılmamış olan bu 3 boyutlu yazıcı ile çizilen objeler kil ile üretilirken baba Cenk ve oğul Ulaş Tigin, ilerleyen dönemlerde ürünlerini geliştirmek istiyor.

    “En son tasarladığımız model Türkiye’de bir ilk”

    Eskişehir’de Tripedia Tasarım Atölyesinin işletmeciliğini yapan Makine Mühendisi baba Cenk Tigin tasarladıkları modelin Türkiye’de bir ilk olduğunu ifade ederek, “Biz normalde plastikle çalışan 3 boyutlu yazıcıları hem tasarlıyoruz hem üretiyoruz. En son tasarladığımız model Türkiye’de bir ilk. Plastik yerine kilden üretim yapıyor ve ham madde olarak kil kullanılıyor. Bizim zaten 3 yıllık bir tecrübemiz var. Anadolu Üniversitesi’nden gelen bir istek üzerine beraber çalıştık. Daha önce kullandıkları bizimkinin üçte biri ebatlarında baskı yapabilen bir makineydi. Büyük bir makine yapıp yapamayacağımızı sordular. Biz de araştırdık, inceledik 2 aylık bir tasarım sürecinden sonra Türkiye’de ki ilk kil makinesini tasarladık ve üretmeyi başardık. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi daha çok kendi tasarımlarını üretmek için kullanıyor. Biz şu anda makineyi denemek için internetten indirdiğimiz ve ya kendi tasarladığımız objeleri çizdik ve makinede üretmeyi başardık. Bundan sonrasında Anadolu Üniversitesi kendi tasarımlarını bu makine ile üretecek. Boyut olarak 400 milimetre çapında ve 700 milimetre boyunda döküm yapabiliyor. Biz şu anda bunu daha çok atölye, ev ve ya okullarda kullanılabilecek şekilde masaüstü modelini tasarlıyoruz. Eylül ayının sonuna doğru da onu üretmeyi planlıyoruz” dedi.

    “Farklı malzemeler üzerinde ilerlemeyi planlıyoruz”

    Anadolu Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Endüstriyel Tasarım Bölümü mezunu Ulaş Tigin ise daha farklı malzemeler ile üretim yapmak istediklerini ifade ederek, “Makinenin tasarımını henüz bitirdik. İlk siparişimizi de bu hafta içerisinde teslimat yapacağız. Gelecekle ilgili durumları henüz bilemiyorum ama yurt dışında da çok nadir bir teknoloji. Özellikle seramikle çalışan 3 boyutlu yazıcılar. Gelecekte bunu değerlendireceğiz. Biz burada farklı bir teknoloji çalıştık. Normalde çalıştığımız teknoloji plastik malzemeyi eriterek, üst üste bindiren bir sistem. Biz burada direk sıvı materyalleri basınçlı bir tüpün içerinden kafa kısmına aktararak baskı sağlıyoruz. bu farklı teknoloji bize plastik dışındaki malzemeleri kullanma imkanı sunuyor. Sıvı olarak kullanabildiğimiz farklı polimerler, farklı kil gibi malzemeleri kullanıyoruz. Bu konuda malzemeyi de detaylandırıp farklı malzemeler üzerinde ilerlemeyi planlıyoruz. Biz bundan 5 sene önce evimizin garajında başladık. Yaklaşık 1.5 senelik bir çalışmanın ardından beraber bir şirket kurup bunu profesyonel hayata dökmeye karar verdik. Son üç senedir de profesyonel olarak bu işi yapıyoruz” şeklinde konuştu.

  • Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 3 boyutlu devrim

    Türkiye’de sayılı kliniklerde kullanılan Trans Özofageal Ekokardiyografi (3 boyutlu Ekokardiografi) Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanmaya başladı.

    Üç boyutlu ekokardiografi ile artık kardiyologlar adeta bir cerrahın göğsü açık baktığı şekilde kalbi “olduğu gibi” görmeye başladı.

    Ekokardiografide gerçek bir devrim niteliği taşıyan bu uygulama ile artık kalbin fotoğrafı değil gerçek görüntüsü görülebiliyor. Ayrıca görüntüsel ortamda kalp evrilip çevrilip ince ince kesitler alınarak adeta doğranabiliyor ve kalp hastalıklarının tanısı ve değerlendirilmesi çok daha zengin, detaylı ölçümlerle daha doğru şekilde yapılabiliyor.

    Yılda 500’e yakın Trans Özofageal Ekokardiyografi( TEE ) yapılan Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Kardiyoloji Kliniği’nde 2 adet TEE probu bulunmakta.

    Kalbe 3 boyutlu olarak bakma imkanı sunan 3 D TEE cihazı ile kalp içerisinde kan pıhtısı veya enfeksiyon odağı varlığı, kalp deliklerinin incelenmesi, protez kalp kapağı değerlendirilmesi ve kalp kapak yetersizliğinin derecesi belirlenebilecek.

  • Zor geçecek bir ameliyatı 3 boyutlu yazıcı ile kolay hale getirdi

    Rize’de ‘komplet uterin bicornis’ hastası kadına 3 boyutlu (3D) yazıcı ile organın birebir aynısı yapılıp, yapay organ üzerinde defalarca deneme yapıldıktan sonra başarılı bir ameliyat gerçekleştirildi.

    Daha önce 4 tane düşük ve bir tane de 24 haftalık ölü doğum yapan ve halk dilinde “çift başlı rahim” olarak bilinen ‘komplet uterin bicornis’ hastası 40 yaşındaki kadına farklı bir tedavi metodu ile ameliyat gerçekleştirildi. Kadın doğumda ilk kez kullanılan yöntemle kadına ait rahim bölgesi önce 3 boyutlu ultrason cihazı vasıtası ile bilgisayarda çizim programına aktarıldı. Daha sonra 3 boyutlu (3D) yazıcı ile organın birebir aynısı yapıldı. Yapay organın üzerinde defalarca deneme yapıldıktan sonra ameliyat başarılı bir şekilde gerçekleştirildi.

    Ameliyatı gerçekleştiren Kadın Doğum Uzmanı Dr. Evren Akmut, 3 boyutlu yazıcı marifeti ile hastanın daha kısa sürede ameliyat edildiğini, yoğum bakım sürecinin en aza indirildiğini ve başarılı geçen ameliyatın ardından 1 gün içerisinde hastanın taburcu edildiğini dile getirdi. Çayeli Devlet Hastanesinde 2 yıldır doktorluk yapan Akmut, 3 boyutlu yazıcı teknolojisi ile bir deneme haklarının olduğu cerrahi müdahalede başarı sağladıklarını söyledi. Çift başlı rahim adı verilen hastalıkta cerrahi müdahalede başarı oranının düşük olmasının sebebini sorguladıklarını ve bu sorgulamanın sonunda 3D yazıcı ile organı birebir modeller oluşturarak denemeler yapabileceklerini düşündüklerini belirten Akmut, “Hastayı anlamak adına biz hastaya ekstradan bir MR çektirdik. MR görüntülerini ve hastanın muayene sonuçlarını değerlendirdik. MR görüntüsünde hastada ‘complet uterin bicornis’ yani çift başlı rahim olduğunu anladık ama ayrımın çok derin olduğunu, rahim ağzına kadar bu ayrımın indiğini gördük. Bir operasyon gerçekleşmeden hastanın çocuk sahibi olamayacağını gördük. Kendimize ‘Neden bu operasyon başarılı değil’ diye sorduk. Bunu anlamak adına da burada 3D yazıcıda operasyonu gerçekleştirebileceğimiz, kesebileceğimiz, dikebileceğimiz birebir örnek modeller oluşturduk” dedi.

    Modellerin üzerinde denemelere başladıklarını dile getiren Dr. Akmut “Çıkarttığımız bu modeller üzerinde çalışmalara başladık. Önce var olan ameliyatı simüle ettik, gerçekleştirdik. Bu ameliyatı gerçekleştirdiğimizde şunu fark ettik, eğer geniş bir rezeksiyon yaparsak, geniş bir doku çıkartırsak rahimin iç hacminin ileri derecede küçüklüğünü fark ettik. Rahimin iç hacmini arttırmak adına kısmi olarak parça çıkarttığınızda ameliyat sonrası hastalarda geniş tabanlı bir perde olduğunu gördük. Literatür ile karşılaştırdık, yapılan ameliyatlarla karşılaştırdık, bu ameliyat görüntülerine ulaştığımızda yine aynı sonucu gördük. Bunun üzerine şunu düşünmeye başladık, iç hacmi nasıl genişletebiliriz de yukarıda perde olmamasını nasıl sağlayabiliriz. Yine aynı modeller üzerinde uygulamaya başladık. Uygulama operasyonları gerçekleştirdik. Bu operasyonlar sonrasında rahimin arka yüzünden ‘D’ şeklinde Flap alıp bunu rahimin tabanını oluşturacak şekilde birbirine yaklaştırdığımızda, iç hacmi geniş ve ameliyat sonrası da rahim içerisinde herhangi bir geniş tabanlı perde olmadığını anladık. Yaptığımız üç aylık bir çalışma sonrasında hasta ve hasta yakınıyla yaptığımız modeller üzerinde hastaya bu ameliyatı anlattık. Yani klasik yöntem yapıldığında ne sonuca ulaşıyoruz, bizim yöntem ne için gerekli, bunu anlattık hastaya. Hastanın onayını aldıktan sonra operasyon hazırlığını tamamlayıp, hastaya operasyonu gerçekleştirdik. Adım adım maket üzerinde uyguladığımız şekilde operasyonu gerçekleştirdik, başarılı bir ameliyatla hasta bir sonraki gün taburcu oldu. Şuan hastamız iyileşme aşamasında. Bir sonraki aşamamız gebeliği sağlamak olacak” ifadelerini kullandı.

    3D yazıcı sayesinde cerrahi müdahalelerin daha kolay hale geldiğini dile getiren Evren Akmut, “Her vakaya değil ama kompleks vakalarda bu metot uygulanabilir. 3D yazıcı kullanmak ameliyat öncesi anatomik yapıyı anlamamızı ve operasyon öncesi operasyon stratejisini belirlemekte önemli. Bununla ilgili yapılan literatürlerde, 3D yazıcı ile yapılan modelleme sonrası operasyonlarda ameliyat süresinin kısaldığı, anestezi alış süresinin kısaldığı ve hastanın yoğun bakım ihtiyacının kısaldığını gösteren çalışmalar var. Cerrahi müdahalede deneme yanılma yöntemi yoktur çünkü hasta üzerinde bunu deneyip yanılamazsınız. Hasta üzerinde başarılı olma durumunuz var. Yani başarısız olmayı hasta üzerinde kabul etmiyoruz. O yüzden başarısız olacaksak da 3D modeller üzerinde başarısız olalım” şeklinde konuştu.