Etiket: borsa

  • Borsa İstanbul’un Gong’unu Kadın Erkek Eşitliği İçin Emine Erdoğan Çaldı

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Borsa İstanbul’da düzenlenen programa katılarak, Kadın Erkek eşitliği için Borsa İstanbul’un “GONG”unu çaldı.

    Borsa İstanbul ev sahipliğinde, UN Global Compact (UNGC), Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women), Dünya Borsalar Federasyonu (World Federation of Exchanges-WFE), Borsa Yatırım Fonlarındaki Kadınlar Platformu (Women in ETFs), Sürdürülebilir Borsalar Girişimi (Sustainable Stock Exchanges Initiative-SSE) ve Uluslararası Finans Kurumu (International Finance Corporation-IFC) iş birliğiyle iş dünyasını toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştirmeye ve kadınların ekonomik hayatta güçlenmesini desteklemeye çağırmak amacıyla bir etkinlik düzenlendi. Programa, süteks grup Yönetim Kurulu Başkanı ve iş dünyası sözcüsü Nur Ger, Koç Holding CEO’su Levent Çakıroğlu, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Doktor Talat Ulussever, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan katıldı. Program’da Kadın’lar gününe özel olarak kadın erkek eşitliği için İstanbul Borsa’sının gongu Emine Erdoğan tarafından çalındı.

    Programdan bir konuşma yapan Bakan Ramazanoğlu konuşmasına 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlayarak, “Kadınların ekonomik, kültürel ve sosyal hayatta güçlenmesi konularında farkındalık oluşturmak amacıyla buradayız. Her türlü ayrımcılığın sona erdiği kadınların ekonomik, kültürel ve siyasi hayatta hak ettikleri yeri aldığı bir dünya temenni ediyorum. Ulusal ve Uluslararası konularda bu konuyu gündeme getirmeyi, öncülülük etmeyi ve bu konuda yapılan tüm çalışmalara destek olmayı hedefledik. Kadınlara, eşit haklarla çalışma fırsatı sunmayan toplumlar zenginleşemez. Toplumların gelişmesi ancak, kadının her alanda statüsünün yükseltilmesi ile mümkün olur. Kadınlarımız için fırsat eşitliğini öne çıkaran her projeye destek vermemeye ve paydaşlarımızla işbirliğine devam edeceğiz. Borsa İstanbul’un açılış gongunu bu sefer kadınlar için eşitlik ve adalet için çaldık. Umuyorum ki, bu sesi tüm dünyayı tüm dünyadaki kadınlar adına söylüyorum; Doğu’dan Batı’ya tüm dünya duyar. Bu ses kadın girişimcilerimizin, kadın çalışanlarımızın sesi olsun. Emeğin adaletin, kadına karşı şiddeti engellemenin sesi olsun. Aynı zamanda vatan için eşleri evlatları şehit edilen onurlu vefakar kadınlarımızın, annelerimizin sesi olsun. Savaş bölgesinde öldürülen yüz binlerce kadınımızın sesi çığlığı olsun. Borsa İstanbul aracılığı başta Birleşmiş Milletler Uluslararası toplumların bu sese kulak vermesini istiyorum” dedi.

    “KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ KOMİSYONU, SİYASİ KARARLILIĞIN GÖSTERGESİDİR”

    Programdan dolayı memnuniyetini dile getiren Emine Erdoğan “iş dünyasında cinsiyet eşitliğini ilerletecek şirket politikaları geliştirmesi geleceğimiz için bir umuttur diyerek”, “Kadının güçlenmesi prensiplerinde yer alan 7 ilkeye imza koyan liderleri tüm kalbimle tebrik ediyorum. Şirketlerin yönetim kurullarında kadınlara daha çok yer verilmesi, tüm kadın ve erkeklere işte adil davranılması gibi ilkeler, daha iyi bir dünyanın müjdecisidir. Ülkemizde kadının güçlendirilmesi adına son 10 yılda yetmez ama diyeceğimiz pek çok önemli gelişmeler oldu. 2004 ve 2010 yıllarında Anayasanın 10’uncu maddesinde yapılan değişikle kadın erkek eşitliğini gözeten birçok düzenleme yapıldı. 2009 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kadın erkek fırsat eşitliği komisyonunun kurulması, bu konudaki siyasi kararlılığın bir göstergesidir. Bu tür düzenlemeler kadınların güçlenmesi noktasında önemli sonuçlar vermiştir. 2002 seçimlerinde parlamentoda kadın temsil oranı yüzde 4.4 iken 7 Haziran 2015 seçimlerinde bu oran yüzde 17.82’ye çıkmıştır. Şu anki parlamentomuzu oluşturan 1 Kasım seçimlerinde ise 81 kadın vekil sayısı ile yüzde 14.73 oranında bir temsil gücüne sahip olduk. Siyasetteki kadın varlığının son 13 yılda yüzde 10’luk artış göstermesi önemli bir ilerlemedir. Türkiye’de akademi de kadın oranı ise dünya ortalamasının üzerindedir. 2015 verilerine göre, üniversitelerde kadın öğretim elemanı yaklaşık yüzde 43’tür. Fakat isteriz ki kadınlarımız cam tavan engelini aşarak üniversitelerin yönetim kademelerinde etkin bir şekilde var olabilsinler. Keza kamu kurum ve kuruluşlarındaki yüzde 36 oranındaki kadın personelin üst düzey karar verici konuma gelmeleri kadın duyarlılığın yaygınlaşmasında beklentimizdir. İş dünyasında kadın varlığına bakacak olursak, kadın istihdam oranının son 10 yıl yüzde 20.8’ den yüzde 27.5’e yükseldiğini görüyoruz. Kadınların iş gücüne katılma oranı ise 8.3 bir artış göstermiştir. Kadınlarımızın ekonomiye katkısını teşvik amacıyla evde imal ettikleri ürünleri iş yeri açmaksızın satışa sundukları halinde vergiden muaf tutulmaları kadınlar için önemli bir motivasyondur. Aynı şekilde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılarak kobi kredileri için yüzde 75 olan kefalet oranı kadınlar için yüzde 85 olarak planlanmıştır. Tüm bunlar kadınlarımızın iş piyasasındaki etkinliğini artıracak düzenlenmelerdir” diye konuştu.

    “İŞ DÜNYASI LİDERLERİ,KADIN GÜCÜ ARTMASI İÇİN PROAKTİF YAKLAŞMALIDIR”

    Dünya da yüzde 49 oranında kadın olduğunu ifade eden Erdoğan, “Dünyada yaygın pratiğin aksine birbirini tamamlaması ve birbirine destek vermesi beklenir. Cinsiyet adaletinin var olduğu bir dünya kadın ve erkeğin birbirini tamamlayan özelliğin yansıdığı daha dengeli bir hayat vadetmektedir. Bu vesile ile kadın erkek eşitliğinin cinsiyet adaleti gibi bir değer kriteri ele alınmasının önemi üzerine durmak isterim. Zira kadınların özel sorumlulukları hesaba katılmadan ele alınan eşitlik arada eşitsizlikler doğurabilir. Söz gelimi kadınların çocuk sahibi olması ve çocuğun yetiştirilmesinde bazı geleneksel roller bir takım ayrıcalıklar gerektirmektedir. Hükümetin yaptığı düzenlemeler bu anlamda çok önemlidir. Doğum nedeni ile ücretsiz geçen sürenin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesi bunlardan bir tanesidir. Doğuma bağlı yarı zamanlı çalışma imkanı ve babalık izin süresinin arttırılması da kadınlarımızın hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerdir. Bu uygulamalar erkeklerin vereceği destek ve yüksek farkındalık ile gerçek amacına ulaşabilir. Bu noktada iş dünyasının liderlerini kadın gücünü arttırma noktasında daha proaktif yaklaşımlara davet ediyorum” dedi.

    “İFADEM ÇARPITILARAK, BAMBAŞKA NOKTAYA ÇEKİLMİŞTİR”

    Türkiye’nin kadına seçme seçilme hakkını veren ilk ülkeler arasında olduğunu ifade eden Erdoğan, “Türkiye 1934’te dünyada kadıların seçme ve seçilme hakkı kazandığı ilk ülkelerdendir. Bir ülkenin tarihinde kazanımlar olduğu gibi elbette bir takım uygulama sorunları da vardır. Nitekim seçilme hakkının tüm kadınları kapsamaması bir ayrımcılık sorunu doğurmuştur. Mesela başörtülü kadınlar seçimle hakkına ancak 80 yıl sonra ulaşabilmişlerdir. Öte yandan Türkiye’de bazı etnik ayrımlar konusunda birikmiş sorunlarımız olmuştur. 60 ve 80 darbeleri Türkiye tarihinin enkazlarıdır. Geçmiş hafta tarihimizin bu tür enkazlarına atıf yapan bir ifadem çarpıtılarak bambaşka noktaya çekilmiştir. Oysa kazanımlarıyla birikmiş sorunlarıyla geçmiş, hepimizin ortak geçmişidir” şeklinde konuştu.

  • Oda Ve Borsa Personellerine “Etkili Zaman Yönetimi Eğitimi”

    Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) ev sahipliğinde oda ve borsa personeline yönelik, “Etkili Zaman Yönetimi” eğitimi düzenlendi.

    Samsun Ticaret ve Sanayi Odası’nın 2016 yılı eğitim planı çerçevesinde ilçe oda ve borsa personelinin de katılımıyla, Eğitmen Halit Mirahmetoğlu tarafından, “Etkili Zaman Yönetimi” eğitimi verildi. Samsun TSO Davut Altan Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen eğitimde konuşan Halit Mirahmetoğlu, her alanda zamanın önemine vurgu yaptı. Zamanı iyi yönetmek gerektiğini belirten Halit Mirahmetoğlu, “Zamanı herkes farklı şekilde değerlendirir. Bu bazılarına göre yavaştır bazılarına göre de hızlıdır. Bu durum kişiliklere de yansıyabilir. Zaman herkese eşit dağıtılmış kıt bir kaynaktır ve geri döndürülemez. Zaman biriktirilemez, alınıp satılamaz, çoğaltılamaz. Zaman yönetimi karar ve planlama ile ilgilidir ayrıca, bireysel ve kurumsal boyut içerir. Zaman sürecinde olaylar ardışık gerçekleşir” dedi.

    “KENDİMİZİ YÖNETMEK ZAMANIN PÜF NOKTASI”

    Ölçülebilirlik açısından zaman türlerinin nesnel zaman ve öznel zaman olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Mirahmetoğlu, “Zaman aynı para gibidir ve iyi değerlendirmek gerekir. Plansızlık, öncelikleri belirleyememek ve sıralayamamak, ertelemek, kendini gereğinden fazla işe adamak, acelecilik, kırtasiyecilik ve verimsiz okuma bile bile düştüğümüz zaman tuzağıdır. Önceliklerimizi bilmeliyiz ve sıralamaya koymalıyız. Başkalarından önce kendimizi yönetmeliyiz. Kendimizi yönetmek zaman kontrolünün püf noktasıdır. Zamanı iyi kullanmak için kendimizi değerlendirmeliyiz, günlük çalışmalarımızı ayarlamalıyız” diye konuştu.

    MURZİOĞLU: “ÖNCELİĞİMİZ ÜYE MEMNUNİYETİ”

    Samsun TSO olarak kurumsallaşma çalışmalarına ve bu çerçevede personel eğitimlerine büyük önem verdiklerini kaydeden Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Salih Zeki Murzioğlu, “2016 yılı planlarımız çerçevesinde bir eğitim çalışmasını daha yapmış bulunmaktayız. Üyelerimize daha iyi hizmet sunabilme adına kurum içi eğitim çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Eğitimlerimize ayrıca, ilçe oda ve borsalarımızın personellerini de dahil ediyoruz. Üye memnuniyeti bizim önceliklerimizin arasında başta gelmektedir. Kurum içi eğitimlerimize, üye memnuniyet odaklı olarak devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

  • Ttso Üst Üste 4. Kez TOBB Oda Ve Borsa Akreditasyon Sistem Belgesi’ni Almaya Hak Kazandı

    Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası, üst üste dördünce defa TOBB Oda ve Borsa Akreditasyon Sistem Belgesi’ni almaya hak kazandı.

    Ankara’da düzenlen törende Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ile birlikte TTSO’nun dördüncü defa Akreditasyon Sistemi Belgesi’ni Yönetim Kurulu Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu’na takdim etti.

    Başkan Hacısalihoğlu TOBB Oda Borsa Akreditasyon Sistem Belgesini dördüncü kez almaya hak kazanan TTSO’nun hizmetlerinin Avrupa düzeyinde olduğunu belirtirken Hacısalihoğlu’da Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasının TSE tarafından denetime tabi olmuş ve hizmet alanında ISO-9000 Kalite Belgesi aldığını ve hizmetlerini her iki standartta da başarıyla devam ettirdiğine işaret etti.

    Akreditasyon ’un Amacı hakkında açıklamada bulunan Hacısalihoğlu “ Odalarımız ve Borsalarımız arasında kalite bilincinin yerleştirilmesi, Oda ve Borsa sisteminin iş dünyası nezdinde saygınlığının ve hizmet türlerinin artırılması, hizmet kalitelerinin iyileştirilmesi, Oda ve Borsa sistemlerinin birbirine yakınlaşmanın sağlanması ve bu sayede Türk oda ve borsa sisteminin Avrupa oda ve borsa sistemine uyumunun sağlanmasıdır” dedi.

    Hacısalioğlu 4. kez TOBB oda/borsa akreditasyon sistem belgesi almaya hak kazanan TTSO’nun bu başarıyı camia olarak sağladıklarını belirterek bütün meclis üyeleri, meslek komite üyeleri, başkanlık divanı, yönetim kurulu üyeleri, oda çalışanları ve üyelerimizin hep birlikte ortak başarısı olduğunu sözlerine ekledi.

  • Tıbbi Mikrobiyolog Barış Ata Borsa: “Zika Virüsü Şimdilik Korkulacak Boyutlarda Değil”

    Amerika kıtasında ortaya çıkan ve hızla yayılmasından endişe edilen Zika virüsü için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) acil durum alarmı verdi. Henüz tedavi edici bir ilacı bulunmayan virüsle ilgili konuşan Tıbbi Mikrobiyolog Barış Ata Borsa, ‘’Zika virüsü şimdilik korkulacak boyutlarda değil’’ dedi.

    Son olarak Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından acil durum alarmının verildiği Zika virüsü ile ilgili konuşan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Barış Ata Borsa, WHO’nun bu alarmı vermesinin nedenlerine değindi. İlk olarak yakın zamanda Ebola virüsünün neden olduğu bir salgın yaşanmış olmasının, verilen alarmın nedeni olabileceğini söyleyen Borsa, “İkinci neden ise Zika virüsüyle yakın ilişkili tehlikeli virüslerin olması. Şuanda ciddi bir hastalık tablosu yok ama virüsler çok sık yapı değiştirebiliyorlar ve oluşturdukları hastalık da buna bağlı olarak değişebiliyor. Bu nedenle hızla yayılan Zika virüsünün daha ciddi hastalıklara yol açmayacağını söyleyemeyiz’’ dedi.

    ‘’ZİKA’YA YAKIN VİRÜSLERİN TEHLİKELİ OLMASI PANİK HAVASI OLUŞTURDU’’

    Zika virüsünün çok bilindik olmadığını ancak virüsün ‘ailesi’ olarak görülebilecek virüslerin varlığının, tehlikeli olarak bilindiğini dile getiren Borsa, “Son yıllarda sıtmadan sonra ciddi bir tehdit oluşturan sivrisinek ilişkili diğer bir hastalık olan virüslerden Deng ateşi, Batı Nil Hummasına sebep olan virüsler ve bunlara benzer birkaç virüs daha, Zika virüsünün akrabası olarak görülebilir. Bu virüsün diğerleri ile aynı aileden olması panik oluşmasına yol açtı diyebiliriz. Yoksa şuana kadar ciddi bir hastalık tablosu yok ve hastalığın alanı da Orta ve Güney Amerika ile sınırlı gibi görünüyor. Avrupa ve ABD’de görülen birkaç vakanın ise bu bölgelerden enfekte olarak giden hastalar biliniyor’’ diye konuştu.

    HAMİLELER RİSK ALTINDA

    Virüsten etkilenen şuandaki hastaların klinik tablosunun çok ağır olmadığını ifade eden Borsa, ‘’Hastalığın özel belirtileri yok. Baş ağrısı, kas ağrısı, eklem ağrıları, döküntü şeklinde süren ve bir hafta sonunda son bulan bir hastalık. Virüsle ilgili şuanda sıkıntı oluşturan nokta ise hastalığın ne olduğunun bilinmemesi ve yakın ilişkili olduğu virüslerin tehlikeli olması’’ diyerek konuşmasını sürdürdü. Virüsün, hamile kadınlara etki ettiğinde bebek üzerinde ciddi sorunlara yol açtığını vurgulayan Borsa, “Gebeliğin son dönemlerinde plasenta yoluyla bebeğe ulaşan virüs, bebekte doğumsal bazı anormallikler ortaya çıkarıyor. Özellikle mikrosefali dediğimiz kafatasının normalden küçük olması ve bununla ilişkili olarak bazı beyin hasarlarına sebep olması ortaya çıkan en büyük sorunlar. Bilinen en tehlikeli hasarı bu olan virüs, sağlıklı yetişkinlerde şuana kadar ölüme veya şiddetli bir hastalığa neden olmadı’’ ifadelerinde bulundu.

    “TİCARET YOLLARININ ARTMASI VE İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ, SİVRİSİNEKLERLE İLİŞKİLİ VİRÜSLERİN HIZLA YAYILMASINA SEBEP OLUYOR”

    Zika virüsünün şuanda spesifik bir tedavisi olmadığını ve an itibariyle buna ihtiyaç da olmadığını belirten Barış Ata Borsa, “Çoğu viral hastalıkta olduğu gibi bunun da semptomatik tedavisi var. Hastalara yatak istirahatı öneriliyor’’ dedi. Virüsün ortaya çıktıktan sonra hızla yayıldığına dikkat çeken Borsa, bunun nedenini ‘bulaşma yolu’ olarak ifade etti. Virüsün özellikle Aedes tipi sivrisineklerle bulaştığının altını çizen Borsa, ‘’Bu sivrisinekler son yıllarda dünyanın birçok yerinde görülüyor. Bunun sebepleri ise iklim değişiklikleri ve ticaret yollarının artması. Özellikle ticaret gemileriyle bu tür virüsler her yere taşınabiliyor buna Türkiye de dâhil. Daha önce bu sivrisinek türü ile taşınan ve Deng ateşi ile Batı Nil Hummasına yol açan virüsler Türkiye’de de görülen hastalıklardı. Her ne kadar Zika virüsü enfeksiyonuna şuana kadar ülkemizde rastlanmasa da bu daha sonra karşılaşılmayacağı anlamına gelmiyor’’ diye konuştu.

    “VİRÜS TÜRKİYE’DE GÖRÜLEBİLİR”

    Şu ana kadar Türkiye’de görülmeyen Zika virüsünün daha sonra ortaya çıkma ihtimalinin olabileceğini dile getiren Borsa, “Bu virüsü taşıyan sivrisineğin ülkemizde görüldüğünü biliyoruz. Bu açıdan dikkatli olmak gerek. Kas ağrıları, eklem ağrıları ile gelen ve durumu başka şekilde açıklanamayan hastalarda bu virüsü de araştırmak gerekebilir’’ diyerek konuşmasını noktaladı.

  • Sektörünün Yenilikçi Markası Çuhadaroğlu Borsa Yolunda

    60 yılı aşan bilgi, kalite ve güvenirliliği ile sektörünün yenilikçi markası olan Çuhadaroğlu, halka arz için Deniz Yatırım ile anlaştı.

    Sektörünün önemli kuruluşlarından biri olan Çuhadaroğlu Metal Sanayi ve Pazarlama Anonim Şirketi halka arz sürecini başlattı. Halka arz hazırlıklarını sürdüren Çuhadaroğlu, süreci Şubat ayında tamamlamayı planlıyor. Halka arz geliri ile yatırımlarını tamamlayacak olan Çuhadaroğlu, profil üretimi ve cephe sistem uygulamalarında kapasitesini önemli ölçüde artıracak.

    Borçsuz yapısı, istikrarlı büyüme ve karlılığı ile Çuhadaroğlu’nun 2015 yılı dokuz aylık konsolide cirosu 164 milyon TL, ana ortaklık net karı 18,7 milyon TL düzeyinde bulunuyor. Halka arzda birim pay fiyatı 2 TL, halka açıklığı yüzde 26 ve arz büyüklüğü 37 milyon TL olacak. Halka arz sonrasında piyasa değeri 142,5 milyon TL olacak Çuhadaroğlu için borsada 20 işlem günü süreyle günlük alım emri uygulanacak.

    Halka arz süreci ile ilgili aracılık hizmeti için Deniz Yatırım’la el sıkışan şirketin Genel Müdürü Kenan Aracı, “Çuhadaroğlu, sahip olduğu entegre yapı sayesinde üretimden sistem kurulumuna kadar hizmet veren, külçe halindeki alüminyum ham maddeden mimari ve endüstriyel uygulamalarda kullanılan profil (ara mamül) ve mamüllerin (Interax ürünleri) üretimini gerçekleştiren köklü ve güvenilir bir kuruluştur. Halka açılma çalışmaları çerçevesinde Deniz Yatırım’la anlaştık. SPK ve Borsa İstanbul’a başvurularımızı yaptık. Borsa’ya yeni bir soluk getireceğimize inanıyoruz” diye konuştu.

    Kenan Aracı, “Çuhadaroğlu sahip olduğu know-how ve tecrübesi ile geliştirdiği alüminyum sistem tasarımları sayesinde yüksek katma değerli ürünler satmaktadır. Şirket bünyesinde oluşturulmuş teknik destek ve ARGE departmanlarımız müşterilerden gelen istekleri sürekli olarak değerlendirmektedir. 600 kişiyi aşan kadrolarımızla kendi alüminyum sistemlerimizi geliştiriyor, tasarlıyor ve müşterilerimize verdiğimiz uygulama desteği ile rakiplerimizden farklılaşıyoruz. Beyaz yakalı çalışanlarımızın yaklaşık yüzde 30’unu mimar ve mühendislerimiz oluşturuyor. Bu mühendislik altyapısı sayesinde ihtiyaca özel çözüm üretiyor ve nitelikli proje desteği sağlayabiliyoruz” diye konuştu.

    Kenan Aracı, halka açılmayı, kurumsallaşma yönünde stratejik bir adım ve önemli bir aşama olarak değerlendirdiklerini ifade etti. “Halka açılmamız, kurumsal yönetim anlayışının şirket faaliyetlerine yön vermesi ve şirketin kurumsallaşması yönünde çok önemli bir itici güç olacaktır” diyen Aracı, “Faaliyetlerimizi daha sağlam temeller üzerinde sürdürme imkânı sunacaktır. Borsa’ya açılma yolunda sürdürdüğümüz çalışmalarda önemli bir aşamayı daha geride bırakıyoruz. Şubat ayında tamamlamayı öngördüğümüz halka arz sürecimizi yönetmek üzere Deniz Yatırım’la çalışmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.

    Deniz Yatırım İcra Kurulu Üyesi Hüseyin Melih Akosman da, sektörünün önemli bir oyuncusu olan Çuhadaroğlu’nun yatırımcılarla buluşmasına aracılık etmekten büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. Akosman, şöyle konuştu:

    “Çuhadaroğlu’nun da içinde olduğu alüminyum sektörü, inşaat sektörünün yanı sıra otomotiv, ulaştırma, savunma ve makine sanayinde kendine yeni kullanım alanları bularak yaygınlaşmaktadır. Çuhadaroğlu, son 10 yılda yaptığı yatırımlarla alüminyum sektöründeki bu ivmeyi yakalamaya çalışan önde gelen kuruluşlardandır. Çuhadaroğlu düzenli olarak büyüyen, büyüme planları olan, önemli karlılığa sahip bir şirket. Halihazırda profesyonellerin yönetiminde, borçsuz, köklü ve güvenilir bir kuruluşun halka arzına cazip bir fiyatlama ve halka arz yapısı ile aracılık etmek ve borsaya güçlü bir şirket daha kazandırmak bize büyük heyecan veriyor.”