Etiket: Boğazını

  • 86 yaşındaki komşusunu boğazını keserek öldürdü

    Bodrum’da 25 yaşındaki bir genç, aynı sitede oturduğu 86 yaşındaki komşusunu boğazını keserek öldürdü. Genç, aynı bıçakla intihar etmek isterken yakalandı.

    Edinilen bilgiye göre; Bodrum’un Akyarlar Mahallesi’nde bir sitede oturan 25 yaşındaki E.E., yan komşusu olan Mühtez Acunaş’ı (86) boğazını keserek öldürdü. Manik depresif kişilik bozukluğu hastası olduğu idea edilen E.E., komşusunu öldürdükten sonra evden ayrıldı. Acunaş’ın villasının önünde kan izleri olduğunu gören komşuları, seslendikleri komşularından haber alamayınca içeriye girdi. Acunaş’ın kafasının kesik olduğunu gören komşuları jandarmaya haber verdi.

    Jandarma ekiplerinin villada yaptığı incelemede evden hiçbir değerli eşya alınmadığı ve evin hiçbir yerinde zorla giriş yapılmadığı ortaya çıktı. Bunun üzerine güvenlik kameralarını titiz bir incelemeye alan jandarma ekipleri eve en son girenin E.E. olduğunu belirledi. Bunun üzerine E.E.’nin evine baskın yapan ekipler, yaşlı kadının boğazını kestiği bıçakla kendini yaralayan E.E.’yi etkisiz hale getirerek ambulans ile Bodrum Devlet Hastanesi’ne kaldırdı.

    “Öldürmek zorundaydım”

    E.E.’nin jandarmaya verdiği ilk ifadede, “O kadının kulağında dinleme cihazı vardı. Öldürmek zorundaydım” dediği öğrenildi. E.E. hastanede yapılan tedavisinin ardından Bodrum Adliyesi’ne getirildi.

    İstanbul’dan Bodrum’a 1 ay öce geldiği öğrenilen Mühtez Acunaş’ın cesedi ise otopsi için Muğla Adli Tıp kurumu’na gönderildi.

  • NASA, İstanbul Boğazı’nı uzaydan görüntüledi

    Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), İstanbul Boğazı’nın uzaydan çekilen görüntülerini sosyal medya hesabı üzerinden yayınladı.

    NASA, resmi sosyal medya hesabı üzerinden İstanbul Boğazı’nın görüntülerini “İstanbul Boğazı’nda seyahat. Avrupa ve Asya arasındaki kıta sınırı” yorumuyla takipçileriyle paylaştı. Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan çekilen görüntüleri şu ana kadar 692 binden fazla kullanıcı izledi. Görüntüleri çeken astronot Jeff Williams da görüntüleri aynı zamanda Twitter hesabından paylaştı.

  • “Kanser Tedavisinde Sirke Suyu İçerek Boğazını Yakan Hasta Var”

    Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Esra Kaytan, kanser tedavisi gören hastaları, her duyduklarına inanmamaları konusunda uyararak, “Tedavi bütüncül olarak yapılması gereken bir tedavidir. Ana kurallarımızı belirlememiz gerekiyor. Hiçbir şeyi abartmadan yapmak daha iyidir. Sirke suyu içip yemek borusunu yakarak tedavi alamayan hastalarımız var” dedi.

    Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) tarafından ilk olarak 1994 yılında düzenlenen Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi’nin (UROK) 12’ncisi Antalya’da 800 katılımcı ile devam ediyor. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği üyeleri arasında radyasyon onkolojisi uzmanlarının yanında tıbbi onkoloji, medikal onkoloji, iç hastalıkları gibi farklı alanlarda çalışan branş uzmanları bulunuyor. Alanında uzman hocalar, kongre kapsamında basın mensupları ile bir araya geldi. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Serdar Özkök, radyasyon onkolojisinin hızlı bir değişim içerisinde olduğunu ifade ederek tüm tedavi yöntemlerinin hastalara uygulanabildiğini belirtti.

    “CİHAZLARIN ATIL DURUMDA KALMA RİSKİ VAR”

    Tedavilerde Türkiye’de tek bir sağlık alıcısı olduğunu belirten Özkök, “Özel sigortalar büyük şehirlerde daha yoğun kullanılmakta. SGK en büyük alıcı ve ödeyicisidir. Uygulamalarda ücretler son derece düşük kaldı. Cihazlar yurt dışından gelen cihazlar. Önümüzdeki yıllarda bu cihazların atıl durumda kalma riski var. İşletme maliyeti düşük kalırsa atıl durumda kalabilir. İlaç tedavilerine vurduğumuz zaman son derece ucuz olan tedaviyi karşılayamayacak duruma gelebiliriz. İmmunoterapi tedavisinde son zamanlarda büyük gelişmeler kaydedildi. Kanser ve İmmunoterapi çok büyük ümitler vaad ediyor. Kanser tedavisinde tuğlaları yavaş yavaş koyuyoruz. Bu tedaviler ile yaşam süreleri daha da uzayacak” diye konuştu.

    “DOĞAL YOLLA ÜRETİLEN BESİNLERİ TÜKETMEK ÖNEMLİ”

    Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Esra Kaytan Sağlam ise tedavideki paydaşlardan bir tanesinin radyosyaon tedavisi olduğunu ifade etti. Hasta yakınlarına hastaların beslenmesi konusunda büyük görevler düştüğünü belirten Prof. Dr. Sağlam, “Doğal yolla üretilen besinleri tüketmek önemli. Bizim biraz daha pazarlardan alışveriş yapmak esaslarımız arasında olması gerekiyor. Daha az şeker kullanmalıyız. Et süt ve yumurta gibi proteinleri etkin miktarda almak çok önemli. Daha az sentetik ürünler kullanmalıyız. Vitaminler içerisinde en güncel B vitamini geliyor. Hastalarımıza önerimiz, radyoterapi alan hastaların daha doğal beslenmeleri, daha az şeker kullanmaları önemsiyoruz. Yedikleri ürünleri uygun pişirme yöntemi ile en uygun katkıyı vermiş oluyoruz” dedi.

    “SİRKE SUYU İÇİP BOĞAZINI YAKAN VAR”

    Kanser tedavisi konusunda çok ciddi bilgi kirliliği olduğunu paylaşan Prof. Dr. Sağlam, “Tedavi bütüncül olarak yapılması gereken bir tedavidir. Ana kurallarımızı belirlememiz gerekiyor. Hiçbir şeyi abartmadan yapmak daha iyidir. Önemli olan hasta ve yakınları ile bağlantı kurup her duyduklarına inanmamalarını sağlamak oluyor. Sirke suyu içerek yemek borusunu yakarak tedavi alamayan hastalarımız var” diye konuştu.

    “KANSER HASTALARININ BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU IŞIN ALMAKTADIR”

    12. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Genel Sekreteri Prof. Dr. Yıldız Güney ise, “Hastalarımız tedavilerini aldıktan sonra hastanede yatmaları şart değil. Çok rahatlıkla taburcu olabiliyorlar. Tümör çapının belli sınırlarda olması gerekiyor. Yalnız kötü huylu tümörlerde değil iyi huylu tümörlerde de uygulayabiliriz. Tamamen iyi huylu tümörlerde de nokta atışı yaparak güzel ve konforlu tedaviler yapabiliyor. Daha öncelerinde hasta ışın aldıysa genellikle ikincil ışınları yapamazdık. Kanser hastalarının büyük çoğunluğu ışın almaktadır. Sosyal medyada ve duyulduğu için tüm hastalarımız nokta atışı için geliyorlar. Tercihlerini bu yönde kullanmak istiyorlar. Ama biz seçilmiş ve uygun hastalarda uygulanması gerektiğini anlatıyoruz. Sonuçlar da artık başarılı olduğu için bir dirençle karşılaşmadık” ifadelerini kaydetti.

    “1979’DAN SONRA 30 YIL UNUTTUK”

    12. Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi Bilimsel Sekreteri Prof. Dr. Ferah Yıldız, “Son yıllarda immunoterapinin hücresel üniteyi arttırdığı ortaya konuldu. Memede radyoterapide uyararak hastanın sağ kalımını arttırabilecek deneyler var. Çok büyük bir gelecek vaat ediyor. Aşı çalışmaları var. Uzun dönemli klinik verilerimiz yok. 50 yıl önceki çalışmalara tekrar döndük. 1979’dan sonra 30 yıl unuttuk. İmmunoterapi yeniden gündeme geldi. Vücudun kendi hücreleri tümöre karşı çalışıyorlar. İmmunoterapiyi iki aşamadan inceliyoruz. Ön çalışmaları ümit vaat ediyor” dedi.

    “EN ÖNEMLİSİ HASTAYA BİLGİ PAYLAŞIMINDA BULUNMAK”

    Radyoterapide yan etkilerin azaltılması gerektiğini ifade Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Zeynep Özsaran da tedavide yeni tekniklerin geliştiğini söyledi. İntraoperatif tedavisinin 100 yıl öncesine dayandığını belirten Özsaran, “Ameliyat sırasında yapılan radyoterapi uygulamasıdır. Hasta açısında çok avantajlı bir tedavidir. Hasta açısından tek tedavi uygulanıyor. Doktor açısından doktor tümör yatağını görüyor ve o bölgeye uyguluyor. Çok dikkatli davranılması gereken bir yöntemdir. Bu konuda yapılmış büyük çalışmalar var. Lokal kontrolde farklılıklar var. Çok çok iyi hasta tercihi yaparsak bu tedavi yöntemi uygulanabilir. Belli yaşın üzerinde ve erken evre olan olgularda olmasına dikkat edilmesi gerekir. Geç yan etkiler bizim için her zaman önemli olan etkenlerdir. En önemlisi hastaya bilgi paylaşımında bulunmak” diye konuştu.

  • Suriyeli Çocuğun Önce Boğazını Kesti, Sonra Kesik Başı Kuyuya Attı

    Gaziantep’te 12 yaşındaki Suriyeli çocuğun boğazını keserek öldüren zanlının, talihsiz çocuğun kafasını gövdesinden ayırdığı ve bir kuyuya attığı ortaya çıktı.

    Önceki gün, Şahinbey ilçesi, Karayılan Mahallesindeki bir depoda boğazı kesilmiş bir çocuk cesedi bulunmasının ardından cinayet zanlısının yakalanması için başlatılan araştırma sonrası, cinayeti, cezaevinden yeni çıkan CP.’nin işlediği öğrenildi.

    BAŞINI GÖVDESİNDEN AYIRIP KUYUYA ATMIŞ

    Uyuşturucu bağımlısı olduğu öğrenilen C.P., yakalandıktan sonra, 12 yaşındaki Suriyeli çocuğu, kullanılmayan depoya götürüp tuvalette kafasını gövdesinden ayırdıktan sonra kesik başı poşete koyduğu, daha sonra da kullanılmayan metruk bir evin bahçesinde bulunan su kuyusuna attığını itiraf etti.

    SURİYELİ ÇOCUK 250 TL İÇİN CANINDAN OLMUŞ

    Katil zanlısı C.P.’nin 12 yaşındaki Suriyeli çocuğu, ustasının başka birine iletmesi için verdiği 250 TL’yi istemesi ve çocuğun vermemek için direndiği için işlediği öğrenildi. Emniyetteki ifadesinde susma hakkını kullandığı öğrenilen katil zanlısı mahallelinin linç girişimi sonucu yaralanması sonrası getirildiği Şehitkamil Devlet Hastanesi’den güvenlik gerekçesi nedeniyle morg kapısından çıkarıldığı görüldü.

    İTFAİYE EKİPLERİNİN 11 SAATLİK ÇALIŞMASI SONUCU KESİK BAŞ KUYUDAN ÇIKARILDI

    Öte yandan, katil zanlısının çocuğun kim olduğu anlaşılmaması gerekçesiyle kafasını kestiği ve kuyuya attığını itiraf ettiği belirtildi. Evli ve ailesinden ayrı yaşadığı öğrenilen katil zanlısı C.P.’nin öldürdüğü iddia edilen Suriyeli çocuğun kesik başı itfaiye ekiplerinin 11 saatlik çalışması sonrası 20 metre derinliğe sahip olan dibi çamurlu su ile dolu kuyudan çıkarıldı.

  • Boğazı Kesilerek Öldürülen Necla’nın Katil Zanlısı, Cezaevinde Boğazını Keserek İntihara Kalkıştı

    Zonguldak’ta bir ay önce başına poşet geçirilerek boğulduktan sonra boğazı kesilmiş halde bulunan 23 yaşındaki Necla Sağlam’ın katil zanlısı Tolga K., bulunduğu cezaevinde boğazını ve bileklerini keserek intihara kalkıştı.

    Isparta’da okuduğu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü’nden mezun olarak 8 ay önce Zonguldak’taki Türkiye Taşkömürü Kurumu’nda memur olarak göreve başlayan 23 yaşındaki Necla Sağlam’ın öldürülmesi olayında flaş gelişme yaşandı.

    Meşrutiyet Mahallesi Karadeniz Apartmanı’ndaki dairesinde yalnız yaşayan Necla Sağlam’ın başına poşet geçirilerek boğulduktan sonra boğazı kesilmiş halde bulunmasının ardından tesisatçı Tolga K. tutuklanmıştı.

    Beycuma M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na gönderilen Tolga K.’nin boğazını, kollarını ve bileklerini keserek intihara kalkıştığı öğrenildi. Durumu ağır olan Tolga K., cezaevi yönetimi tarafından İstanbul’daki Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi.

    OLAYDAN 23 SONRA TUTUKLANDI

    Tolga K.’nin, cinayetten birkaç gün önce su tesisatındaki arızayı tamir etmek için Necla Sağlam’ın evine gittiği ortaya çıktı. Tolga K., mevcut delil durumu ve kuvvetli suç şüphesi nedeniyle 18 Mart 2016 tarihinde tutuklandı.

    CEZAEVİNDE CANINA KIYMAK İSTEDİ

    18 Mart 2016 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Tolga K., Beycuma M Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti. 34 yaşındaki su tesisatçısı Tolga K., polisteki sabaha kadar süren sorgusunda, Cumhuriyet Savcılığı’nda ve sevk edildiği nöbetçi mahkemede susma hakkını kullanmıştı.

    Olayla ilgili hiçbir şekilde konuşmayan katil zanlısı Tolga K., tutuklandıktan altı gün sonra intihara kalkıştı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.