Etiket: böbrek

  • Uşak’ta Dünya Böbrek Günü etkinlikleri

    Dünya Böbrek Günü dolayısıyla Uşak Medikal Park hastanesi Kronik Böbrek hastalıklarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak amacıyla hastane içerisinde bir takım faaliyetler gerçekleştirdi.

    Etkinliğe Ak Parti Uşak Milletvekili Dr. Âlim Tunç, Kronik Böbrek Hastalıkları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Fatih Türkoğlu dernek üyeleri ve Doktorlar katıldı.

    Dünya böbrek günü dolayısıyla yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi; “Kronik Böbrek Hastalığı dünyada ve ülkemizde salgın halini almış önemli bir halk sağlığı sorunudur. Böbrek hastalığı erken saptanırsa sıklıkla önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir. Ancak hastalığın farkındalığının düşük olması, erken dönemde tespit edilmesine imkân vermemektedir. Bireylerin hastalığının farkında olmaması nedeni ile son dönem böbrek yetmezliği gelişmekte ve yaşam kalitesi bozulmaktadır”.

  • Dünyada her 10 kişiden biri böbrek hastası

    Elbistan Şehit Hilmi Özer İlçe Sağlık Müdürü Dr. Kazım Çıtak, dünya genelinde her 10 kişiden birinin böbrek hastası olduğuna dikkat çekerek, “Diyabetiniz var mı? Kan basıncınız yüksek mi? Kalp hastası mısınız? Ailenizde böbrek hastası var mı? Kilonuz fazla mı? Sigara içiyor musunuz? Yaşınız 60’dan büyük mü? Bu sorulardan en az birisine yanıtınız evet ise, kronik böbrek hastalığı için risk altındasınız” dedi.

    Elbistan Şehit Hilmi Özer İlçe Sağlık Müdürlüğü görevlileri, Dünya Böbrek Günü etkinlikleri kapsamında Çatova, Geçit Mahallesi’ndeki okullarda öğrencileri böbrek sağlığı taramasından geçirdi. Ayrıca Elbistan’daki hamilelere yönelik de Böbrek Sağlığı ve Gebelikte Hipertansiyon konulu eğitimler verildi.

    Elbistan Şehit Hilmi Özer İlçe Sağlık Müdürü Dr. Kazım Çıtak, Dünya Böbrek Günü ile bu çerçeve yapılan faaliyetlere ilişkin olarak verdiği bilgide, ilçedeki tüm okullara yönelik olarak böbrek taramasına başlandığını söyledi. Hamilelere yönelik de eğitimler verdiklerini kaydeden Çıtak, ülkemizde her 6-7 erişkinden birinde kronik böbrek hastalığı bulunduğunun altını çizdi.

    Çıtak, şöyle konuştu:

    “Kronik böbrek hastalığı, böbrek işlevinin yıllar süren uzun bir dönemde ilerleyici kaybı ile karakterizedir. Dünyada her 10 kişiden birinde böbrek hastalığı bulunmaktadır. Ülkemizdeki durum daha da kötüdür. Türk Nefroloji Derneği’nin yaptığı büyük bir tarama çalışması, Türkiye’de her 6-7 erişkinden birinde çeşitli evrelerde kronik böbrek hastalığı bulunduğunu göstermiştir. Kronik böbrek hastalığının tanısı oldukça kolay ve ucuzdur. Kanda kreatinin ve idrarda protein ölçümü tanının büyük oranda konulmasını sağlar. Dünya Böbrek Gününde kronik böbrek hastalığı için risk altında olan herkesi bu basit testleri yaptırmaya davet ediyoruz.”

    Elbistan Şehit Hilmi Özer İlçe Sağlık Müdürü Dr. Kazım Çıtak, kronik böbrek hastalığından korunmak için 8 altın kural olduğunun altını çizerek, “Diyabetiniz var mı? Kan basıncınız yüksek mi? Kalp hastası mısınız? Ailenizde böbrek hastası var mı? Kilonuz fazla mı? Sigara içiyor musunuz? Yaşınız 60’dan büyük mü? Bu sorulardan en az birisine yanıtınız evet ise, kronik böbrek hastalığı için risk altındasınız. Kronik böbrek hastalığından korunmak için 8 altın kural: Düzenli egzersiz yapın. Sağlıklı beslenin ve vücut ağırlığınızı koruyun. Tuzu azaltın. Yeterli sıvı alın. Sigara içmeyin. Ağrı kesici ilaçlardan kaçının. Kan basıncınızı ve kan şekerinizi düzenli olarak ölçtürün. Risk grubunda iseniz böbreklerinizi düzenli olarak kontrol ettirin. Sağlıklı yaşam için böbreklerinizi koruyunuz” ifadelerini kullandı.

  • Dr. Çağlar: “Bira içerek böbrek taşı düşürülür kanısı yanlış”

    Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Çağlar, “Özellikle ‘bira içerek böbrek taşı düşürülür’ kanısının aslında yanlış olduğunu belirtmek isterim. Biranın ya da alkolün böbrek taşı üzerine hiçbir faydası yok” dedi.

    Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Mustafa Çağlar, böbrek taşı tedavisinde doğru bilinen yanlışlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Samsun Medical Park Samsun Hastanesi Üroloji Kliniğinden Opr. Dr. Mustafa Çağlar, “Böbrek ve idrar yolları taşları toplumda sık görülen ürolojik hastalıklardandır. Taşları eriten, durduğu yerde parçalayan inanılmaz hiçbir ilaç ya da bir karışım yoktur. Taşların yüzde 10-15’i ilaçlarla ve diğer enstrümanlarla eritilebilir, taşların yüzde 85-90’ı ise sadece cerrahi girişimle kırılarak vücuttan çıkarılabilir. Özellikle ‘bira içerek böbrek taşı düşürülür’ kanısının aslında yanlış olduğunu belirtmek isterim. Biranın ya da alkolün böbrek taşı üzerine hiçbir faydası yok. O kadar su içerseniz yine taşınızı düşürürsünüz. Halk arasında o su kaynağı çok faydalı, bu sıvı çok faydalı gibi bazı düşünceler var. Bu hacme dayalı bir şey, o kadar musluk suyu da içseniz zorlayıp yine o taşı düşüreceksiniz. Karadeniz’de bulunan kötek balığının da beyninin olduğu bölgede bulunduğu öne sürülen taşın ezilip, içine limon eklenerek içilebilir sıvı haline getirildiğinde böbrek taşını parçaladığı iddia edilmiştir. Bu iddia toplumumuzda oldukça kabul görmüştür. Ancak bunun kimyasal veya tıbbi bir etkisi ispatlanmamıştır. Bir de yoğurt suyunun taşının kumu döktüğü söylenir. Yoğurt suyu kemikleşme için çok faydalıdır, saf oksalattır. Bizim yüzde 80 üstünde gördüğümüz taşlar kalsiyum oksalat, kalsiyum fosfat taşlarıdır. Yani yoğurt suyu içildiğinde vücudumuzda kum meydana gelebilir. Varsa taş, taşı büyütürüz. Türkiye’de su içmekten çok hoşlanılmamaktadır. Ancak suya bir şey eklendiğinde örneğin, mısır püskülü kaynatılarak hazırlanan bir su, kiraz çekirdeğinin olduğu içecekler ya da keçiboynuzu kaynatılarak hazırlanan içecekler tercih edilmektedir. Hangi içecek olursa olsun bütün içeceklerin temeli sudur. O bitkinin taşı düşüreceğine inanarak onu kaynatıp bolca içtiğinizde böbrek fazla idrar üretecek ve taş düşürmeye yardımcı olacaktır. Bazı bitkilerin içerisinde ise çeşitli kimyasallar bulunur. Bu kimyasallar herkese iyi gelemez. Çünkü doğada o kadar çok çiçek, ot, o kadar çok sistemin meydana getirdiği kimyasal kökenli madde var ki, siz analizini yapmadan herhangi bir şey kaynatıp içtiğinizde böbreklerinizde karaciğerinizde, kalbinizde, damarlarınızda ve bağırsaklarınızda hasara sebebiyet verebilirsiniz. Bu yüzden gelişigüzel, kulaktan dolma ot ve bitkilerin kaynatıp içilmesi geri dönüşümsüz hasarlara, bazen de ölümlere sebebiyet verebilir” diye konuştu.

  • Kastamonu’da ilk kez prostat kanseri ve böbrek kanseri ameliyatı karın zarı açılmadan yapıldı

    Kastamonu’da ilk kez 3 boyutlu Full HD görüntülemeyle 4 santimetre büyüklüğündeki böbrek tümörü çıkartılırken, böbrek korundu ve yine ilk kez prostat kanser ameliyatı da aynı yöntemle yapıldı. Her iki ameliyatta da karın zarı açılmadan ameliyatlar gerçekleştirildi.

    Op. Dr. Emin Kemal Küçük tarafından Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde geçen hafta prostat tümörlü bir hastanın prostat dokusu Kastamonu’da ilk kez 3 boyutlu Full HD görüntüleme sistemi kullanılarak laparoskopik yöntemle karın zarı açılmadan başarılı bir şekilde çıkartıldı ve ameliyattan sonra 1 gün bile geçmeden hasta ayağa kalkarak yürümeye başladı. Hasta 3 gün sonra taburcu edildi.

    Yine son bir ay içinde Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde Op. Dr. Emin Kemal Küçük tarafından Kastamonu’da ilk kez 3 boyutlu Full HD görüntüleme sistemi kullanılarak 4 santimetre böbrek tümörlü hastanın tümörü karın zarı açılmadan laparoskopik (kapalı) yöntemle böbreğin geri kalan tümörsüz kısmı korunarak çıkartıldı. Ameliyattan bir gün sonra yürüyebilen hasta 3 gün sonra taburcu edildi.

    Op. Dr. Emin Kemal Küçük, 3D gözlüklerle derinlik algısı oluşturulan sistemle operasyonların hastanın içindeymiş gibi yapıldığını, görüntülemenin mükemmel olması nedeniyle 3 boyutlu film izler gibi ameliyat alanının her yerine ulaşılabildiğini söyledi. Daha önceleri sadece robot yardımı ile yapılan ameliyatlarda 3 boyutlu görüntüleme sağlanabilirken artık yeni geliştirilen laparoskopik görüntüleme sisteminde de 3 boyutlu görüntüleme ile ameliyatların yapılabildiğini belirten Op. Dr. Küçük, artık Kastamonu’da Özel Kastamonu Anadolu Hastanesinde ürolojik laparoskopi ameliyatlarını (prostat kanseri, böbrek kanseri gibi) 3 boyutlu görüntüleme ile yapabildiklerini kaydetti.

    Op. Dr. Küçük, “Görüntüleme teknolojisindeki ilerlemeler yani yüksek çözünürlüklü 3 boyutlu görüntüleme sistemi sayesinde laparoskopik cerrahinin kalitesi yükseliyor, doğal 3 boyutlu görüntü ve derinlik algısı sağlanıyor. Daha önceden 3 boyutlu görüntüleme ile ameliyat yapabilmek sadece robotla yapılan ameliyatlarda mümkünken teknolojideki ilerlemeler sayesinde artık laparoskopik ameliyatlarda 3 boyutlu görüntüleme ile yapılabilmektedir. 3 boyutlu görüntüleme sayesinde sanki açık ameliyat yapıyormuşsunuz gibi, kapalı cerrahi yapıyorsunuz, derinlik algısı da olduğu için daha kolay ve hızlı dikiş atmak mümkün, kan damarları daha iyi ayırt edilebilmekte kanamalar daha az olmakta. Laparoskopide karın içi ya da pelvik organların cerrahi tedavisinde geniş ameliyat kesileri (10 cm-20 cm yaklaşık 1-2 karış) yerine 0.5-1 santimetrelik kesilerden yerleştirilen 3-4 adet trokar aracılığıyla bu ameliyatlar yapılmaktadır (laparoskopik ameliyatları 3-4 delikten ve ince kanallar içinden gerçekleştiriyoruz). Organların görüntüsü teleskopa monte edilmiş ufak kamera sistemi ile bir ekrana yansıtılarak organın yaklaşık 10 kat büyütülmüş görüntüsü eşliğinde cerrahi gerçekleştirilmektedir. Laparoskopik böbrek kanseri ve prostat kanseri operasyonları daha rahat ve daha kısa sürede ve daha az kanama ile yapılabilmekte operasyonlar sonrası hastalar 2-3 gün içinde taburcu edilebilmektedir” dedi.

    Ürolojik laparoskopik vakalarda görüntüleme sisteminin çok büyük öneminin olduğunu söyleyen Op. Dr. Küçük, “Artık yüksek çözünürlüklü ve 3 boyutlu sistemlerin uyarlanması ile ürolojik laparoskopi ameliyatları daha ayrıntılı ve daha hızlı yapılabilmektedir. Standart laparoskopik sistemlerin yerini giderek derinlik algısı ve daha iyi görüntü kalitesi sağlayan 3 boyutlu Full HD sistemlerin gelecek seneler içinde alacağını düşünmekteyim. 2D laparoskopik sistemlere göre 3D Full HD sistemler cerrahın derinlik algısına hitap etmekte stür (dikiş) atarken hızlı ve konforlu bir biçimde işlemi gerçekleştirebilmeyi mümkün kılmaktadır” diye konuştu.

    Op. Dr. Emin Kemal Küçük, “Laparoskopik cerrahide kullanılan ufak kesiler nedeniyle laparoskopik cerrahi sonrası açık cerrahideki geniş ameliyat kesilerine göre çok az rahatsızlık ve ağrı olmakta ve kozmetik açıdan daha iyi bir görünüm sağlanmaktadır. Hasta açık cerrahiye bağlı oluşan büyük bir yara izi ile yaşamak zorunda kalmıyor. Laparoskopik ameliyat sonrası açık cerrahiye göre ameliyat ağrısı, bu nedenle ağrı kesici kullanımı, hastanede yatış süresi ve iyileşme süresi oldukça azalmaktadır. Laparoskopi ile açık cerrahinin artık tartışılır bir tarafı kalmadı ameliyat eğer aynı etkiyi sağlayacaksa laparoskopik olarak yapılmalı. 3 boyutlu görüntülemenin Laparoskopi’ye de girmesi ile robotla yapılan ameliyatlara göre 2 boyutlu görüntülemedeki dezavantaj olan derinlik hissi olmaması ve buna bağlı güçlükler artık yaşanmıyor, robota pek de ihtiyaç kalmıyor” şeklinde konuştu.

    Laparoskopide artık 3 boyutlu Full HD sistemin girmesi ile robotik radikal prostatektomi ameliyatlarına benzer sonuçlar elde edilebildiğini ifade eden Op. Dr. Emin Kemal Küçük, şöyle konuştu: “Anostomoz dikişleri çok daha kolay ve hızlı atılabiliyor böylece idrar kaçırma oranları oldukça azalıyor, saç teli kadar ince idrar kaçırmayı engelleyen kasları bu teknikle daha iyi görerek koruyabilmekteyiz. Görüntü kalitesinin daha iyi olması nedeniyle penis sertleşmesini sağlayan sinirler, daha iyi görüntülenerek bu sinirler daha iyi korunuyor. Böylece iktidarsızlık gibi cinsel fonksiyon bozuklukları daha az olmaktadır”

    laparoskopik 3D Full HD görüntüleme ile yapılan laparoskopik ameliyatların robot ile yapılan ameliyatlardan çok daha ekonomik olduğunu belirten Op. Dr. Küçük, bu ameliyatların karın zarı açılmadan gerçekleştirildiğini ifade ederek, şunları kaydetti: “Hızla gelişen Kastamonu’muzda, bu ameliyatların yapılabilmesinin yolunu açan Özel Kastamonu Anadolu Hastanesine ve yöneticilerine teşekkür ediyorum.”

  • 1 buçuk yaşındaki Sümeyye böbrek yetmezliğine yenildi

    Sakarya’nın Kaynarca ilçesinde, karın şişliği ve böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle uzun süredir hastanede tedavi gören bir buçuk yaşındaki minik Sümeyye Özay yaşam mücadelesini kaybetti.

    Yaklaşık 1 sene önce evinde ateşi çıkan ve karnı şişen Sümeyye Özay’ı ailesi Kocaeli Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Uzun süredir Kocaeli Umuttepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören ve yüzde 70 böbrek yetmezliği olan minik Sümeyye Özay hayata tutunamadı. Minik Sümeyye Kaynarca ilçesi Uğurlu Mahallesi Kıstafan Camiinde Cuma namazı sonrası kılınacak cenaze namazının ardından Kıstafan aile kabristanlığına defnedilecek.