Etiket: böbrek

  • (Özel Haber) Böbrek Hastalarının Çok Su İçmesi Zararlı

    Dünya nüfusunun yüzde 10’unda, Türkiye’de ise 18 yaşından büyük insanların yüzde 15’inde görülen böbrek rahatsızlıklarında hastanın bol su içmesi akciğer ödemine yol açıyor.

    Bülent Ecevit Üniversitesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Ali Borazan, böbrek hastalarının fazla su içmemesi, suyu düzenli olarak içmesi gerektiğini söyledi. Toplumda böbrek hastalarının bol su içmesi yönünde yanlış bir bilgi olduğunu ifade eden Borazan, “Hastaların son dönem böbrek yetmezliğine gelmemesi için, özellikle toplumda yanlış olarak bilindiği gibi fazla su içmemesi gerekir. 2 saatte bir bardak su veya sulu şeyler içmesi hasta için yeterlidir. Çok fazla su içtiği takdirde, son dönem böbrek yetmezliğine girmişse veya kalp yetmezliği varsa, hastanın kendi kendini boğması olarak tabir ettiğimiz, akciğer ödemi görülebilir. Bu yüzden hastalarımızın çok su içmek yerine düzenli olarak su içmesi gerektiğini önerebiliriz” dedi.

    NON STEROİD AĞRI KESİCİLER BÖBREK HASTALARI İÇİN TEHLİKELİ

    Böbrek hastalığının ilerlememesi için alınması gereken önlemlerden bahseden Prof. Dr. Ali Borazan, Böbrek hastalarının nonsteroid adı verilen ağrı kesicilerden kaçınması gerektiğini ifade etti. Tek doz ağrı kesicilerin bile böbrek hastası olan insanlara çok zararlı olduğunu ifade eden Borazan, bu ağrı kesicilerin son dönem böbrek yetmezliğine gidişi hızlandırdığını söyledi.

    BÖBREK HASTALARININ ÖLÜM ORANI HASTA OLMAYANLARA GÖRE 10 İLE 30 KAT ARASI DAHA FAZLA

    70 yaşındaki böbrek hastası olmayan bir insan ile 40 yaşında bir böbrek hastasının ölüm ihtimalinin aynı olduğunu söyleyen Bülent Ecevit Üniversitesi Nefroloji Ana Bilim Dalı Uzmanı Prof. Dr. Ali Borazan, “Bir kişide böbrek hastalığı varsa, böbrek hastası olmayanlara göre ölüm oranı 10 ile 30 kat arası daha fazla olarak görülmektedir. Çünkü böbrek hastalarının vücutlarında tüm sistemler olumsuz olarak etkilenmektedir. Özellikle kardiyovasküler rahatsızlıklarda ölüm oranı çok daha fazladır. 40 yaşında bir böbrek hastasının ölme ihtimali 70 yaşındaki böbrek hastası olmayan bir insanla aynı orandadır” dedi.

    TÜRKİYE BÖBREK HASTALIKLARI TEDAVİSİNDE GELİŞMİŞ ÜLKELER İLE AYNI SEVİYEDE

    Böbrek nakli, Hemodiyaliz, Periton(Karın) Diyalizi olmak üzere üç tedavi yönteminin de Türkiye’de başarılı bir şekilde yapıldığını söyleyen Borazan, böbrek hastalıklarının tedavi yöntemleri olarak, Türkiye’nin gelişmiş ülkeler ile aynı seviyede olduğunu ifade ederek, dünyada böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan tüm modern tedavi yöntemlerinin Türkiye’de de en iyi şekilde uygulandığını söyledi.

    BÖBREK NAKLİ YAPILAMAYAN HASTALARDA ÖNCELİK PERİTON(KARIN) DİYALİZİ

    Böbrek naklinin en önemli tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Prof. Dr. Borazan, “Böbrek nakli yapılamayan hastalarda, öncelikle Periton Diyalizinin daha uygun bir tedavi yöntemi olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın böbrek hastalıkları koruma programı çerçevesinde bu hastalıklarda öncelikle uygulanması gereken tedavi yönteminin Periton Diyalizi olduğu önerilmektedir” ifadelerini kullandı.

    ACISIZ OPERASYON

    Böbrek hastalıklarında böbrek naklinin ardından en öncelikli tedavi yöntemi olarak kullanılan Periton Diyalizi’nde karın boşluğuna, ince, yumuşak silikondan yapılan bir tüp, acısız, küçük bir ameliyat ile yerleştiriliyor. Daha sonra hastalar günde 4 kez özel periton diyaliz solüsyonunu karın boşluğundaki tüpe uyguladıktan sonra vücuttaki atık sıvılar diyaliz solüsyonuna geçerek vücuttan atılıyor. Periton Diyalizi ameliyatı gerçekleştirilerek karın boşluğuna tüp takılan 10 yıllık böbrek hastası 69 yaşındaki Ekrem Demircan ise, gerçekleştirilen ameliyat sonrasında “Hiçbir şey hissetmedim, ameliyat gayet güzel geçti. Hocama çok teşekkür ediyorum” dedi.

  • Böbrek Nakilli Hasta Anne Oldu

    Böbrek nakli olarak sağlığına yeniden kavuşan Esra Emsen (23) Medicana Çamlıca Hastanesinde yaptığı doğumla anne oldu.

    Annesinin böbreği ile yeniden hayat buldu

    Esra Emsen, 17 yaşında nedeni tam olarak bilinmeyen bir sebeple böbrek yetmezliğine girdi. Baş ağrısı, bulantı, kusma ve şuur kapanması ile hastaneye başvuran Emsen, 1 ay süre ile tedavi gördüğü hastanede 3 gün boyunca yoğun bakımda kendini bilmeden yaşadı. Böbrek yetmezliği teşhisi konan Esra Emsen tedavisi için kısıtlı yaşama sebep olan, beslenmeyi etkileyen zor bir tedavi yöntemi olan diyaliz yerine, yeniden sağlığına kavuşmasını sağlayacak böbrek nakli olmaya karar verdi. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen böbrek nakli operasyonunun ardından eski sağlığına kavuştu.

    Su içmek ve normal yemek yiyebilmenin verdiği mutluluğun anlatılamaz olduğunu ifade eden Esra, “Böbrek yetmezliği teşhisi konulup diyalize girdiği süre ile nakilden sonraki hayatını kıyasladığında, nakilden önce yaşadığımın farkında değildim” dedi.

    ‘O Benim Umudum Oldu’

    Nakil olduktan 2,5 yıl sonra eşiyle tanışıp mutlu bir evlilik yapan Esra Esmen, eşinin her zaman yanında ve desteğiyle hayata başka bir boyut kazandırdığını söyledi. Esra Esmen, evliliklerinin ilk yılında aldıkları hamilelik haberi ile hayata daha da bağlandı.

    Hamilelik süresi boyunca Medicana Çamlıca Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alp Gürkan, Nefroloji Uzmanı Dr. Halim Yılmaz ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Besen tarafından takip edilerek sağlıklı bir hamilelik geçiren Esmen, dünyaya getirdiği erkek bebeğine “O benim umudum oldu” diyerek Umut Alp adını verdi.

    Medicana Çamlıca Hastanesi konusunda uzman hekimleri tarafından değerlendirilen Umut Alp bebeğin sağlığının iyi olduğu belirtildi.

    Bebeğine sağlıklı bir şekilde kavuşan Esra Esmen yapmış olduğu organ bağışı ile herkesin bir gün organ nakline ihtiyacı olabileceğini bir kez daha vurguladı.

  • Türk Böbrek Vakfının ‘Sağlıklı Beslenme’ Seferberliğine Çocuklardan Destek

    Türk Böbrek Vakfı, Çocuklara Yönelik Eğitimlerini ‘Borusan Çocuk Korosunun konseriyle taçlandırdı.

    Ülkemizde böbrek sağlığının korunmasına yönelik birçok proje gerçekleştirdiklerini belirten Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk; “Projenin Trakya bölgesi dışında diğer illerde de hayata geçirilmesi hedeflerimiz arasında. ‘Böbrek sağlığının korunması için sağlıklı beslenme ve hayat tarzı önerileri’ eğitimlerinin verilmesi adına, başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarla işbirliğine her zaman hazırız.”

    Türk Böbrek Vakfı’nın en önemli amacı olan, kamu yararına ülkemizde böbrek sağlığının korunması ve böbrek hastalıkları ile mücadele faaliyetleri kapsamında; Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile imzalanan İşbirliği Protokolü gereği eğitimlere ara verilmeden devam ediliyor. Gelecek nesillerde hastalıkların önlenmesi açısından önemli rol oynayan beslenme eğitimlerine, Milli Eğitim Müdürlükleri destek veriyor.

    Etkinlik kapsamında, Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü konferans salonunda 500 öğrencinin katıldığı Sağlıklı Beslenme ve Hayat Tarzı Önerileri eğitiminin ardından, Türk Böbrek Vakfı’nın 30. yılı nedeniyle Kapaklı ilçesinden katılan öğrencilere Borusan Çocuk Korosu tarafından da bir konser verildi.

    Ülkemizin geleceği olan çocuklarımıza Türk Böbrek Vakfı tarafından çok önem verildiğini aktaran Vakıf Başkanı Timur Erk, ülkemizde böbrek hastalıkları riskinin dünya ortalamalarının üzerinde olduğunu belirtti; “Dünyada ortalama her 10 kişiden birinde bu risk varken, ülkemizdeki risk oranı her 7 kişiden biri olarak görülüyor. Bu yüksek riskin giderilmesi için yetişkinlere yönelik yapmış olduğumuz bilinçlendirme ve farkındalığı artırma faaliyetlerimizin yanında, geleceğimiz olan çocuklarımız içinde bu eğitimle bilinçlendirme ve farkındalıklarını artırmayı amaçlıyoruz” dedi.

    Böbrek hastalıklarının sağlıklı beslenme yöntemleri ile önlenebilir olması üzerinde çok durduklarını anlatan Erk, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bu konuda İstanbul ve Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile “İşbirliği Protokolleri” imzaladık. Bu kapsamda dört yıldan bu yana devam eden bu eğitimlerimiz ile mümkün oldukça çok çocuğa ulaşmayı hedefliyoruz. İstanbul ve Tekirdağ dışındaki il ve ilçelerde de çeşitli organizasyonlar çerçevesinde bu eğitimleri sürdürüyoruz ve olumlu gelişmeleri izliyoruz. Son 4 sene içinde tuz tüketiminde günde 3 gram azalma olduğu bir hakikattir.”

  • Konya’da 2 Kişiye Böbrek Nakli Gerçekleştirildi

    Konya’da 2 kişiye başarılı bir operasyonla böbrek nakli yapıldı.

    Konya’da 2 yıldır böbrek yetmezliği bulunan işçi emeklisi Mehmet Güneş, eşinden alınan böbrekle eski sağlığına kavuşurken, 6 yıldır böbrek hastası olan 9 çocuk annesi 42 yaşındaki Hangül İşlek ise annesinden alınan böbrekle tedavi oldu.

    Ameliyatlar hakkında bilgi veren Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Erikoğlu, her iki ameliyatı da laparaskopik yöntemle yaptıklarının altını çizerek, “İki hastamız için böbrekleri kapalı yöntemle aldık. Buna laparaskopik yöntem diyoruz. Bu yöntemle yapılan ameliyatlarda hastayı 2. gün taburcu edebiliyorsunuz. Bu yöntem ameliyatın daha rahat geçmesini sağlıyor. Hastanın daha az ağrı duymasını sağlıyor. Ameliyattan sonra kesik küçük olduğu için daha az bir iz kalıyor. Laparaskopik yöntemle yapılan ameliyatlarda hastalar daha konforlu bir hayat sürmekte. Tüm dünyada laparaskopik yöntemle yapılan ameliyatların artması sonucunda canlı nakiller sayısında bir atış saptandı. Ünitemizde de son bir yılda özellikle bu nakil sayısında artış olduğu gözleniyor. Ünitemizde son 4-5 yıldır verici ameliyatların hepsini kapalı yöntemle yapmaktayız. Hastalar bu nedenle daha çok ünitemizi tercih edebilmekteler” dedi.

    “BÖBREK YETMEZLİĞİNİN BÜYÜK ORANDAKİ SEBEBİ ŞEKER VE TANSİYON HASTALIĞIDIR”

    Prof. Dr. Mehmet Erikoğlu, şeker ve tansiyon hastalığının böbrek yetmezliğinin en büyük nedeni olduğunu söyleyerek, “Hastalarımızdan Mehmet Güneş’in 2 yıldır böbrek yetmezliği bulunuyordu. Şimdiye kadar diyalize girmesine ihtiyaç olmamıştı. 46 yaşındaki eşinden kapalı yöntemle aldığımız böbreği naklettik. Şuan herhangi bir sorunumuz yok. Hastamızı taburcu etmeyi planlıyoruz. Mehmet Güneş’in hem tansiyon hem de şeker hastalığı bulunuyor. Böbrek yetmezliğinin büyük orandaki sebebi şeker ve tansiyon hastalığıdır. Bu nedenle bu hastalıklara sahip olan kişilerin mutlaka kontrollerini düzenli yaptırması gerekiyor” diye konuştu.

  • Çocuklarda Böbrek Reflüsü, Böbrek Yetmezliğine Yol Açabiliyor

    Çocuklarda çok sık görülen problemlerden olan böbrek reflüsü, tedavi edilmediği takdirde böbrek yetmezliğine sebep olabiliyor.

    Medicana Bahçelievler Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Semih Ayan, böbrek fonksiyonları sağlıklı olan bir bireyde, idrarın böbrekten mesaneye tek yönlü akması gerektiğini belirterek, genetik veya anatomik bozukluklar sebebiyle böbrek reflüsü geliştiğinde idrarın yüksek basınçla böbreğe geri gittiğini ve bu durumun erken yaşlarda ve çocuklarda böbrek yetmezliğine yol açabileceğini belirtti.

    Böbrek reflüsüne yol açabilecek gelişim kusurunun nedeninin net olarak bilinmediğini, daha çok doğumsal genetik bozukluklara bağlı olarak gelişebileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Semih Ayan, “Ailede böbrek reflüsü hikayesi veya kardeşi böbrek reflüsü olan çocuklar, uzman bir hekim tarafından değerlendirilmelidir“ dedi.

    Ayan, “Böbrek reflüsü için erken dönemde tanı koymak zordur. Henüz gebelikteki anne karnında yapılan ultrason takiplerinde bile çocuk böbreğinin genişlemiş olması ile yüksek dereceli reflüden şüphe edilmesi gerekir ve doğum sonrası incelenmesi önemlidir” dedi. Ayan, yenidoğan döneminde ve okul öncesi yaşlarda ateşli idrar yolu enfeksiyonu geçiren çocuklarda bu hastalığın mutlaka akla gelmesi gerektiğini belirterek, karın ve böğür ağrısı, yaşıtlarına göre büyüme gelişme geriliği, gündüz idrar kaçırma gibi yakınmaların da hastalığın belirtileri olabileceğinin altını çizdi. Ayrıca bazı durumlarda idrar kesesinde fonksiyon bozukluğunun bulunmasının da böbrek reflüsüne yol açabileceğine ve bu fonksiyon bozukluğunun giderilmesi ile reflünün engellenebileceğine dikkat çekti.

    Dr. Ayan, “Bu hastalıkta, böbrek hasarına yol açmamak için hastalığın derecesine göre ilaçlı tedavi, takip veya cerrahi tedavi planı yapıyoruz. Düşük dereceli böbrek reflüsü olan çocuklarda, idrarın tam boşaltılması, düşük doz antibiyotik kullanımı ile ergenlik çağına kadar kendiliğinden düzelme beklentisi ile takip yapılır. Bu dönemde hastalığın böbreğe zarar vermesine neden olacak idrar yolu enfeksiyonunu engellemek için düşük dozda antibiyotik kullanılması ve varsa idrar kesesinin fonksiyon kusurlarının tedavisi gerekir. Ayrıca hastalar doktor kontrolünde olmalı, aralıklarla idrar yolu enfeksiyonu ve böbrek fonksiyonları açısından izlenmelidir. Bu durumdaki erkek çocukların sünnet edilmesi de enfeksiyon riskini azaltmak için tavsiye edilir. Böbrek reflüsü tanısı olan çocuklarda antibiyotik kullanımına rağmen ateş, idrar yolu enfeksiyonu görülüyor ve reflü böbreğe zarar veriyorsa ve beklemekle düzelmeyecek bir takım anatomik bozukluklardan kaynaklanıyor ise cerrahi tedaviye başvurulmalıdır. Cerrahi tedavi, açık ya da kapalı olarak her hastaya göre ayrı planlanarak yapılır” dedi.