Etiket: BMC

  • BMC Power Genel Müdürü Dr. Dur: “600 beygir gücündeki yerli motorumuzu çalıştırdık”

    Sakarya’da Yerli Sanayi ve Teknoloji programında her türlü motoru yerli ve milli şekilde üretebileceklerini söyleyen BMC Power Genel Müdürü Dr. Osman Dur, “Yerli ve milli imkanlarla üretilen 600 beygirlik ağır vasıta motorunu çalıştırdık. Hedefimizde olan bin-bin 500 beygir gücünde ki motorun tasarım ve üretim çalışmaları ise sürüyor” dedi.

    Mimar Sinan Mühendisler Birliği (MSMB) tarafından Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde bulunan bir restoranda ’Sakarya’da Yerli Sanayi ve Teknoloji’ konulu program gerçekleştirildi. Toplantıya eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Sakarya Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Fatih Savaşan, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, BMC Power Genel Müdürü Dr. Osman Dur, birlik üyeleri ve misafirler katılım sağladı. MSMB tanıtım filmiyle başlayan program, MSMB Sakarya Temsilcisi Osman Şahin’in açılış konuşmasıyla devam etti.

    Açılış konuşmasının ardından sunum yapan Dr. Dur, “Konu Sakarya ama aslında genelde Türkiye’nin sorunu. Sorun, milli teknoloji üretmek. Milli teknoloji artık olmazsa olmaz. Türkiye gerçekten çok fırsatları, iklimi, şartları olgunlaştırdı. Bahane kalmadı. Yerli ve milli teknolojinin üretilebilmesi için sihirli bir değnek yok. Türkiye artık aklını başına alıp, bugünlerde de kararlı bir duruş tepe noktalarda olsa da organizasyonel yapı olarak oturmuş değil. Onun için STK’lara, bizlere çok açık, samimi ve bütün yüreğimizle öneri, eleştiri, rapor hükümete sunup doğru bir model bulunması lazım. Milli teknoloji deyince işin içerisinde devlet ve kamu kurumu var, üniversiteler, sanayiciler var. İşlerimizi usulüne göre yapamazsak ne teknoloji geliştirebiliriz, ne bilim üretebiliriz, ne de sanayi. Bilimsel olarak; psikologlar, sosyologlar, eğitimciler, milli ve manevi değerlerimizin temsilcileri, sanayicilerimiz hepimiz işin içerisine yüreğimizi koyarsak biz bu işin altından çok rahat kalkarız” dedi.

    Motor yapımının bu zamana kadar sanayici işi görüldüğünü ancak işin asıl beyninin akademik camia olduğunu belirten Dr. Dur, “Biz motor yapıyoruz ve motor için bize bilim adamı lazım. Motor yapmak bu zamana kadar sanayici işi olarak görüldü. Motor yapmak sanayici işi değildir. Motor yapmak bir akademik projedir. 150 yıldır pistonlu motorlar piyasada. Bu kadar ülke de sanayici var. Bu işin beyni akademik camiadır. Bu değeri, bu önemi biz devlet olarak akademik camiaya vermiyoruz. Şu an da Türkiye’de yaklaşık 200’ün üzerinde üniversite var. Devlet TÜBİTAK’a yüklendiği kadar bu üniversitelere yüklenmiyor. Bu ülkeyi battığı bataklıktan çıkarabilecek olan kurumlar üniversitelerdir. Bin bir türlü teknolojiler gelişti artık. Dolayısıyla Türk sanayisinin sıkıntısı bu, önce sanayide gördüğünü yapıyordu şimdi kendi kabiliyeti oralardan aldığı kabiliyetle bir üst seviyeye geldi. Ama tıkandı çünkü buradan öte akademik bir camianın elini tutması lazım, uluslararası rekabette farkın aşılabilmesi için devletin üniversiteleri daha fazla ön plana çıkarabilmesi lazım. Başka türlü üniversitelerin öne geçmediği bir sektör mümkün değil ayakta kalarak rekabet edemez. Yıllardır üniversite-sanayi işbirliği 15 yaşında birbirini sevmiş, 80 yaşında hala evlenememiş bir aşk hikayesi gibidir üniversite-sanayi işbirliği. Bu kavramlar yordu ve hakikaten üniversite-sanayi işbirliği var dediği zaman kaçıyorum. Üniversite-sanayi işbirliği demek gerçekten çok ciddi bir proje. Dolayısıyla bu alanda hem üniversite hem kamu kurumları hem de sanayiciler omuz omuza vermeli. İş başa düştüğü zaman ülke olarak bir olmamız gerek. Sanayici ile üniversite öyle olmadığı müddetçe yani can boğaza geldi bunu bilelim. Gerçekten öyle olmak mecburiyetindeyiz. Başka türlü mümkün değil. Bir şekilde bu model kurgulanmalı. Bir silkelenmemiz lazım. Akademik cami, endüstri, kamu kurumları omuz omuza verip eğer biz bu ülkede bunu yaptığımız takdir de bizi kimse tutamaz ben buna inanıyorum” diye konuştu.

    “Akademisyenler işin içerisine girip dizini bükmeden bu ülke kurtulmaz”

    Uğraşlarına rağmen yeterli derecede destek ve talep bulamadıkları konusunda da bilgiler veren Dr. Dur, “Motor projesinde Türkiye’de ki bütün üniversitelere ayda 1 gidiyorum. Motorun parçalarını açarak yapamadığımız kısımları gösteriyoruz ve yurt dışından almak mecburiyetinde kaldığımız söylüyoruz. Mastır, doktora da ya da herhangi bir şekilde buralarda temas eden bir hoca varsa bizimle temasa geçsin diyoruz. Yoksa biz bunu öyle ya da böyle yapacağız. Yabancı firmalardan da destek alarak. O yabancı firmalardan destek alırken bu hocalarımız aramıza girsin ve öğrensinler beraber. Bir şekilde akademisyenler işin içerisine girip dizini bükmeden bu ülke kurtulmaz. Üniversitelere giderek bizlerle temasa geçmelerini söylüyoruz. Daha sonra ticaret odalarına da giderek anlatıyoruz. Sanayicileri de geziyoruz yaptıklarımızı anlatıyoruz. Beraber bir proje yapabilmek için o kadar uğraşıyoruz ki buna rağmen yeterli derecede destek ve talep bulamıyoruz” şeklinde konuştu.

    “600 beygirlik yerli motorumuzu çalıştırdık”

    Yerli motoru tasarlayıp, üretebilecek durumda olduğumuzu ve devam ettirdikleri proje kapsamında 600 beygir gücünde ki bir motoru çalıştırarak TÜBİTAK’a teslim ettiklerini de aktaran Dr. Dur, “Elimizdeki bütün imkanları kullanarak Allah’a şükür ki bizim şu anda 150’e yakın mühendisimiz oldu. Bu emek bu çabalarla bir buçuk, iki sene önce başladığımız proje de 600 beygirlik bir tane motoru 3 ay önce çalıştırdık. İstanbul Teknik Üniversitesi’nin laboratuvarlarında ilk ateşlemesini yaptık ve motor çalıştı. Şu anda motor TÜBİTAK’ta ama bu bizim ihtiyacımız olan motor değil. Bize bin-bin 500 beygir lazım. Yerli ve her şeyi bize ait motoru tasarlayıp, üretebilecek durumdayız. Şu anda bu modelle motoru çalıştırdık. İnşallah AB’nin bazı dayatmaları var. Bunun için de biz jeneratör motorları olarak Afrika’ya sattığımız kamyonlarda kullanılmak üzere ve askeri alanda kullanılmak üzere bu motorun hizmete geçebilmesi için çalışmalar başladı. Seri imalata doğru gidiş devam ederken askeriyeden bir ihale daha aldık 600 beygir motorlar tank taşıyıcı ve 380 beygirlik kirpilerin motorları onun ihalesini de aldık. Bunlar içinde çalışmaları başlattık. Bundan sonra bin – bin 500 beygir var hedefimizde. Ben inanıyorum ki artık Türkiye’de dizel motor problemi bitmiştir, inşallah bunu çözeceğiz. Eğitimimizi aldık, bilgimizi edindik ve motorla ilgili teknolojimizi kazandık. Ve inşallah üretime başlayacağız, seri imalata o da Sakarya’da olacak. İstihdam ve hep birlikte, üreten bir Türkiye’ye gidebilmek adına bu yolculuğu tamamlayacağız” ifadelerini kullandı.

    Proje sunum videoları ile devam eden program plaket takdimi ile sona erdi.

  • BMC – Türk Metal Sendikası toplu iş sözleşmesi imza töreni yapıldı

    BMC ile Türk Metal Sendikası arasında 01.09.2017-31.08.2019 dönemini kapsayan 2 yıllık toplu iş sözleşmesi düzenlenen tören ile imzalandı.

    BMC ile Türk Metal Sendikası arasında bin 453 mavi yakalı işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi düzenlenen tören ile imzalandı. Törene, Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak, BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, BMC Yönetim Kurulu Üyesi ve Ortağı Talip Öztürk ile basın mensupları katıldı. BMC Fabrikasındaki çalışanlar ise imza törenini canlı yayında fabrika yemekhanesinde toplu halde izlediler.

    Törende konuşan Türk Metal Sendikası Başkanı Pevrul Kavlak, mavi yakalı işçilerin zor dönemlerde şirkete sahip çıktıklarını belirterek, “Onlar en zor günlerde yılgınlığa kapılmadan işyerine sahip çıkmıştır. Fabrikada kimse kalmamış ama onlar icracılar makinaları kaçırmasın diye aylarca gece gündüz fabrika kapılarında nöbet tutmuştur. Belki bir daha kullanamayacağını bile bile, içerideki makinalar paslanmasın diye bakımını yapmışlardır. İşte böyle bir bilinçte iş yerini evi, işini namusu bilen emekçilerden söz ediyoruz. BMC’yi oralardan buralara getiren bir kahraman aranıyorsa onlar emekçilerdir” dedi.

    “Herkese 480 lira brüt, saatlik ücretine 1.60 kuruş zam yapıldı”

    Başkan Pevrul Kavlak, imzaladıkları sözleşmenin ayrıntılarından bahsederek, şöyle konuştu:

    “Bugün burada bir müjde vermek istiyorum. 2017 ve 2018’de Türk Metal Sendikası’nın imzaladığı en yüksek sözleşmeyi de BMC ile imzalıyoruz. Hepimize hayırlı olsun. Sözleşmenin kısaca ayrıntıları şöyle; 9 lira saatlik ücretin altında olanlar 9 liraya çekildi. Herkese 480 lira brüt, saatlik ücretine 1.60 kuruş zam yapıldı. Her kıdem yılı içinde 10 kuruş yani 30 lira ayrıca bir zam yapıldı. Bu da toplamda ortalama saatlik ücretleri 27.14’e tekabül ediyor. Sosyal haklarda yüzde 30’a yakın bir artışla ayrıca Ramazan ve Kurban Bayramı’nda yüzde 30’un üzerinde artışla ve 200 liralık bir erzak yardımı da bu sözleşmenin en önemli maddelerinden bir tanesidir”.

    “Bundan daha güzel bir mutluluk olamaz”

    Törende söz alan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak ise Afrin’in kurtarılmasından ve toplu sözleşmeyi imzalamaktan dolayı duyduğu mutluluğu ifade ederek, “Kahraman ordumuzun yeni bir Çanakkale ruhuyla yürüttüğü 60 günlük mücadelenin sonucunu aldık. Afrin terörden kurtarıldı. Bir de bugün BMC emekçilerine, ortaklarımla birlikte 4 yıl önce verdiğimiz sözü tuttuk ve bunun ilk işareti olan bu günde Türk Metal Sendikası Başkanı’nın huzurunda toplu sözleşmeyi imzalıyoruz. Bundan daha güzel bir mutluluk olamaz” diye konuştu.

    “Yapacaklarınızı çok fazla söylerseniz engellerler şer güçleri çelme takar”

    Önümüzdeki 3 yılda 5 milyar dolar ciro hedeflediklerini belirten Ethem Sancak, savunma sanayinde ve kamyon üretiminde yeni markalarla milletin huzuruna çıkacaklarını söyleyerek, “İnşallah bu yıl 1 milyar dolar ciroyu geçerek dünya savunma sanayi şirketleri liginde önemli bir yer tutacağız. Ondan sonraki yıllar için de sizden ricam bizi izlemeye devam edin. Nice kirpilerimiz ve eserlerimiz olacak. Önümüzdeki 3 yılda 5 milyar dolar ciro hedefliyoruz. Bu yıl 1 milyar dolardayız. Aradaki 4 milyar dolarlık ciroyla muazzam markalar üreteceğiz. Zaten şu anda ‘Kirpi’ diye biliyorsunuz ama kirpi bir lojistik ulaşım aracıdır. Pasif bir savunma aracıdır. Şimdi onları bir taarruz silahına dönüştürdük. 5 tane kardeşi var onun. Amazonlar; Şahinler, Muranlar var. Havanlısı, makinalı tüfeklisi, sütre gerisinden atanır var. Orada bile bir sürü markamız var.

    Brüksel Uluslararası Otobüs fuarında dünyanın en iyi dizayn ödülünü BMC aldı. Fatihler, Yavuzlar gibi efsane kamyon markalarımız var. Onlar bu yıl bitmeden en yeni teknolojilerle yine huzurunuza çıkacaklar. Savunma sanayi alanında da ciddi adımlarımız olacak. Savunma sanayi kendine özgün bir alandır. Yapacaklarınızı çok fazla söylerseniz engellerler. Şer güçleri çelme takar. Burada yapacaklarımızı söylemiyoruz. Ürünlerimizle milletin huzuruna çıkacağız” ifadelerini kullandı.

    “Hedef 36 ay içerisinde yüzde yüz yerli payına ulaşmak”

    BMC Yönetim Kurulu Başkanı Sancak, 36 ay içinde yüzde yüz yerlilik payına ulaşmayı hedeflediklerini belirterek, “Savunma Sanayinin devlet katkılı ve sivil yerli ve milli markalarının hedefi ki bunun ana aktörlerinden bir tanesi BMC’dir. 36 ay içerisinde yüzde yüz yerli payına ulaşmaktır. Bunun için milli motoru ve yerli imkânlarla üretilmiş yüzde yüz yerli zırhın yapılması gerekiyor. Bunları başardığımız zaman yüzde yüze çıkarız. Bunun için de hayalden öteye fiile dönüşmüş ciddi hedeflerimiz var ve projelerimiz var. Bunu başaracağız ve 36 ay sonra inşallah Savunma Sanayimiz yüzde yüz imkânlarla kendi bütün ürünlerini havada, karada, denizde üretecek hale gelecektir. Bu konuda milletimize söz veriyoruz” dedi.

    Konuşmaların ardından, BMC ile Türk Metal Sendikası arasında 01.09.2017- 31.08.2019 dönemini kapsayan 2 yıllık toplu iş sözleşmesi imzalandı.

  • BMC Yönetim Kurulu Başkanı Sancak:

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Uzay Havacılık Savunma Kümelenmesi’nin toplantısına katılan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, Türkiye’nin geleceği açısından savunma sanayiinde dışa bağımlılığın azaltılarak yerli ve milli üretimin payının artırılması gerektiğini söyledi.

    Toplantıda açılış konuşmasını yapan BTSO Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, dünya ekonomisinin geleceğine yön verecek olan uzay, havacılık, savunma ve raylı sistemler gibi sektörlerde çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Hem üretim hem de teknoloji açısından Bursalı firmaları bu alanlarda söz sahibi yapmak istediklerini kaydeden Burkay, 50 milyon TL’lik yatırımla BUTEKOM’u (Bursa Teknoloji Koordinasyon ve Ar-Ge Merkezi) Bursa’ya kazandırdıklarını belirterek, “BUTEKOM, stratejik sektörler arasında yer alan otomotivden havacılığa, tekstilden rüzgar enerjisine kadar birçok alanda dönüşüme öncülük eden; üretim, test, sertifikasyon ve eğitim faaliyetleri ile entegre edilmiş bir merkez olarak ülkemizin ekonomik kalkınmasında öncü olacak. Bursa’da inovasyona dayalı üretimin önünü açacak olan BUTEKOM’la firmalarımız uluslararası alanda daha rekabetçi bir yapıya kavuşacaklar. UR-GE ve kümelenme çalışmalarıyla da Bursa sanayisini stratejik sektörlerde daha güçlü bir üretim merkezi haline yükselteceğiz” dedi.

    Savunma sanayiinin Türkiye için önemine işaret eden Ethem Sancak ise, ülkenin geleceği açısından bu sektörde güçlü bir yapının oluşturulması gerektiğini ifade etti. Türkiye savunma sanayiinde dışa bağımlılığın azaltılarak yerli ve milli üretimin payının artırılması gerektiğini vurgulayan Sancak, “Ülkemiz son 10 yıllık süreçte bu yolda önemli ilerlemeler kaydetti. BMC olarak katıldığımız, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de düzenlenen ve dünyanın en büyük savunma sanayii fuarları arasında yer alan IDEX 2017’de Türkiye, Çin ile beraber fuarın en fazla ilgi gören ülkesi oldu. Bu gerçekten bizler için gurur verici bir durum. 50 ülkeden 1.000’in üzerinde katılımcıyı ağırlayan, kara ve deniz savunma sanayi endüstrisinin devlerini buluşturan organizasyonda BTSO öncülüğünde fuara katılan firmalarla da bir araya geldik. Bursalı firmaları orada görmekten ötürü ayrıca mutluluk duyduk.” ifadelerini kullandı.

    Bursa’nın Türkiye sanayiinin kalbi olduğunu söyleyen Ethem Sancak, gelecek hedeflerine ulaşabilmeleri adına otomotiv ve savunma gibi sektörlerde Bursalı firmalarla iş birliği yapmak istediklerini belirtti. Bursa’da bu sektörlerde faaliyet gösteren çok önemli firmalar olduğunu ifade eden Sancak, Türkiye’nin daha güçlü bir ülke olabilmesi adına Bursalı sanayicilere büyük iş düştüğünü belirtti.

    Konuşmaların ardından Uzay Havacılık Savunma Kümelenmesi Derneği Başkanı Dr. Mustafa Hatipoğlu bir sunum gerçekleştirdi. BTSO çatısı altında faaliyet gösteren başta Uzay Havacılık Savunma olmak üzere kümelenmelerin faaliyetleri hakkında katılımcılara bilgiler veren Dr. Hatipoğlu, Bursa’nın söz konusu sektörlerde büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyledi. Hatipoğlu ayrıca BTSO’nun GUHEM (Gökmen Uzay Havacılık ve Eğitim Merkezi), BUTEKOM ve Kirazlıyayla Eğitim Merkezi gibi projeleriyle bu potansiyele önemli katkılar sağladığını vurguladı.