Etiket: Bize

  • Yükselince doları bahane ettiler, düşünce dolardan bize ne dediler

    Diyarbakır’da fırıncılar, doların 7,20 seviyelerine çıkmasını bahane ederek un fiyatlarına zam yapan üreticilerin doların düşmesine rağmen yaptıkları zamları geri çekmemesine tepki gösterdi.

    Geçtiğimiz yaz aylarında, doların 4 liradan 7,20 liraya çıkmasını bahane eden bazı fırsatçılar ürünlere fahiş fiyatta zam yapmış, zam nedeni ile vatandaşlar mağdur duruma düşmüştü. Doların artışını bahane ederek zam uygulanan ürünlerden biri de vatandaşların en temel ihtiyacı olan un ürünleriydi. 50 kilogramlık torbası 70 liradan bir anda 110 liraya fırlamasını doların yükselmesine bağlayan üreticiler, son dönemlerde dolar fiyatlarının 5,15 seviyelerine düşmesine rağmen yaptıkları zamları geri almadı. Diyarbakır’daki fırıncılar da üreticilerin doları bahane ederek yaptıkları zamları, doların düşmesine rağmen geri çekmemesine tepki gösterdi.

    “Un fabrikalarının halkı düşünmesi lazım”

    Konu ile ilgili İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulunan fırın işletmecisi Metin Çelik, doların yükseldiği dönemlerde un fiyatlarının da durmadan yükseldiğine dikkat çekti. Doların düşmesi üzerine un üreticileri ile görüştüklerini ve kendilerinin dolarla alakalı olmadığını belirttiklerini kaydeden Çelik, “Un fiyatları 70 lirayken 110 liraya kadar çıktı. Muhakkak ki bu işe bir el atılması lazım. Yetkililerden yardım bekliyoruz. Dolar yükseldi, buğdayı dolar üzerinden dışarıdan alıyoruz diyorlar, üreticiler köylüden dolarla mı alıyorlar? Türkiye’de yaşıyoruz, Türk milleti olarak dolar mı kullanıyoruz, lira kullanıyoruz. Bu duruma itiraz ettiğimizde dolar bazında çalışmadıklarını söylüyorlar. Burada ikiyüzlülük oluyor. Tüm un fabrikalarına sesleniyorum, halkı düşünmeleri lazım. Bizim halkımız ekmeği ekmek ile yiyen insanlar. Bir torba una bu kadar zam gelmesi vicdana sığar mı, yetkililerin bu konuya bir el atmaları lazım” dedi.

  • Taner Öcal: “Kimse bize düştü gözüyle bakmasın”

    Kardemir Karabükspor Teknik Direktörü Taner Öcal, hakemlerin maçlarını adil bir şekilde yönetmeleri durumunda bugün artı 4 puanda olacaklarını söyleyerek, “Kimse bize düştü gözüyle bakmasın” dedi.

    Kardemir Karabükspor, ligin 17. haftasında deplasmanda karşılaşacağı Gazişehir Gaziantep maçının hazırlıklarını sürdürüyor. Hasan Doğan Tesisleri’nde Teknik Direktör Taner Öcal gözetiminde çalışmalarını sürdüren kırmızı-mavili ekip, düz koşu, ısınma hareketlerinin ardından pas ve taktiksel çalışmalar yaptı.

    “Kimse bize düştü gözüyle bakmasın”

    İdman öncesi gazetecilere açıklamalarda bulunan Teknik Direktör Taner Öcal, eğer hakemler maçları doğru yönetselerdi bizim bugün artı 4 puanımız olacaktı diyerek, “Maalesef bize düştü gözüyle bakarak basit hatalar yapıyorlar. İnşallah bunu tekrarlamazlar. Bizler hakemlerden adil bir yönetim bekliyoruz. Sonuçta biz buraya eğlenmeye gelmedik. Burada bize kimse düştü gözüyle bakmasın. Mücadelemizi sonuna kadar getireceğiz. Bu hafta da önemli bir maça çıkıyoruz ve rakibimize saygı duyuyoruz. Ben futbolcularıma saygı duyulduğunu hissediyorum. Oynadıkça, üstüne koydukça özellikle üçüncü bölgeden son maçta 7 tane net pozisyonumuz var. Bu da bizi mutlu ediyor. Biz oraya puan almaya gidiyoruz. Futbolcularıma güveniyorum. İnşallah orada güzel bir maç oynayarak devre arasına yüzümüzü gülerek girmek istiyoruz” dedi.

    “Bu çocuklar tabanca gibi olacak”

    Genç bir takım olduklarını da ifade eden Öcal, “Oyunsal anlamında diğer takımlara göre eksiğimiz olsa da bunu koşarak ve mücadele ederek kapatmak istiyoruz. Bu hafta Yusuf ve Ahmet yok ama onların yerine oynayacak çocuklar var. Burada en güzel şey üstüne koyarak gitmeleri. Geri dönüşler çok güzel. Başkanımız Mehmet Yüksel’in bu kadar çabasına, emeğine ve dik durmasına bizler sahada nasıl destek oluruz onun çabasındayız. İnşallah Gazişehir karşısında puan alıp ikinci devrede de bu çocuklar tabanca gibi olacak. Olur muyuz olmaz mıyız bilmiyoruz ama biz matematiksel olarak düşmedikçe bunun mücadelesini sonuna kadar vereceğiz” diye konuştu.

  • Aykut Kocaman: “Bu şekildeki galibiyetler gideceğimiz yolda bize çok yardım edecek”

    Atiker Konyaspor Teknik Direktörü Aykut Kocaman, takımın fizik gücünün şu an için yeterli olmadığını ancak zorlu mücadelelerde aldıkları bu galibiyetlerin ikinci yarıdaki hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olacağını söyledi.

    Spor Toto Süper Lig’in 16. hafta mücadelesinde evinde ligin ikinci sırasında yer alan Kasımpaşa’yı 3-2 mağlup eden Atiker Konyaspor’da Teknik Direktör Aykut Kocaman, maç sonu düzenlenen basın toplantısında konuştu. Kocaman, “Önce Kasımpaşa’dan başlamak lazım. Şu anda lig ortalamasının üzerinde hücum gücüne, atak gücüne sahip bir takımla kendi sahamızda mutlak kazanmayı istediğimiz bir maçta, çok da iyi ve hazır olmadığımız bir dönemde karşılaşmak maçın zorluk derecesini daha da arttıran bir faktördü ki maç boyunca çok net bir şekilde gözüktü. Kaleye çok kolay gelebilen bir takım Kasımpaşa takımı. Deplasmandaki en fazla şut atan, en çok gol atan takımların başında geliyor Kasımpaşa. Ortalaması da yediği 2 attığı 2. Bizim ana stratejimiz bu ortalamalarda kendi lehimize olacak olan durumu oluşturabilmekti. Eksik sayılabilecek bir kadroyla bunu bu şekilde oluşturabilmekti. Eksikliği sadece olmayan oyuncular anlamında söylemiyorum, iyi ve fiziksel anlamda hazır durumda olduğumuz söylenemez. Özellikle bu seviyede ligin ilk 4,5, bu günkü seviyesiyle oyun organizasyonun da problem olacağını tahmin etmiyorum anca fiziksel seviyemiz o seviye de değil. O gerçek bu gün bir kere daha gözüktü” şeklinde konuştu.

    Bu seviyede kora kor mücadele etmek için bir adım daha öteye çıkmaları gerektiğini ve bunun için de zamana ihtiyaç olduğunu belirten Kocaman, “Umarım bu zamanı elde ederiz. Özellikle bu anlamdaki galibiyetler, bu şekildeki galibiyetler gideceğimiz yolda bize çok yardım edecek. Böylesine karmaşa ve zorluk dolu bir maçta ve çok da iyi olmadığımız bir maçta, önce hakkını teslim edelim Kasımpaşalı oyuncuları da kutluyorum. Özellikle maçın ikinci yarısı kora kor, iki takımında maçı çok çok istediği bir hale doğru geldi. Biraz kendi oyun alanından çıkar bir hale geldi. Ancak öbür taraftan maçı kazanmamızdaki en büyük faktör herhalde sahadaki oynayan oyuncu gurubumuzun girenlerle beraber, kulübeyle beraber maçı gerçekten tüm yürekleriyle istemeleri haliydi. Yoksa oyun kalitesi ve benzeri şeylerle anlatmanın bir anlamı yok, yanıltıcı olur. Hakikaten kendi sınırlarını, fizik gücü çok yüksek bir takıma karşı, kendi sınırlarını zorlayan bir oyun oynadılar. Özellikle ligin ikinci yarısında bir adım daha yukarı çıkaracak hem organizasyonu hem de aynı zaman da fizik gücünü yakalamamız lazım” ifadelerini kullandı.

  • Taner Öcal: “Maçı ciddiye almamak bize pahalıya patladı”

    Spor Toto 1. Lig’in 16. haftasında sahasında Denizlispor’a 3-2 mağlup olan Kardemir Karabükspor’un teknik direktörü Taner Öcal, konsantrasyon eksikliği, biraz da maçı ciddiye almamanın kendilerine pahalıya mal olduğunu söyledi.

    Maçın ardından açıklamalarda bulunan Öcal, maçın ilk 15-20 dakikasına kötü başladıklarını belirterek, “O dönemde 3 gol yedik. Daha sonra maçtan önce söylediğim gibi biz kendi futbolumuzu oynarsak buradan başarılı sonuçlar alacağımızı biliyorduk. Daha sonra devre arasında çocuklarla konuştuk; biz kendi futbolumuzu oynayalım, gerisini rakip takım düşünsün. Oyunun 20. dakikadan sonra maça ağırlığını koyan bir Karabükspor vardı. Futbol anlamında güzellikler vardı bizim adımıza. Oyunsal anlamında üstüne koyarak giden bir takım vardı. Hafta içinde de çalışmıştık ve söylediklerimizi aynen uyguladılar ama maalesef ilk 15-20 dakika özellikle çalıştığımız şekilde gol yemek bizi demorolize etti. Sonuçta toparlandık ve futbol adına iyi şeyler yaptık. Üstüne koyarak gidiyoruz. Bundan sonra golleri atmaya başladık, inşallah puanlar da almak istiyoruz. Bu çocuklar bunu hak ediyorlar. Futbolcularımla gurur duyuyorum. Gelecek hafta çok daha güzel bir Karabük takımı olacak” dedi.

  • Diyanet Başkanı Prof. Dr. Erbaş: “Suriye, Irak ve Yemen bize ders olsun”

    Mardin’de hutbe veren Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, dillerin, renklerin, ırkların farklılığının zenginlik olarak görülmesi gerektiğini belirterek, “Suriye, Irak ve Yemen bize ders olsun” dedi.

    Mardin’de bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Şakir Nuhoğlu Camii’nde hutbe verdi. Erbaş, “Değerli kardeşlerim, biz Allah Resulü Efendimizin Medine-i Münevvere’de gerçekleştirmiş olduğu o barış yurdunu, ashabı kiramın, Medine’nin binlerce kilometre uzaklarına kadar taşıdığı o medeniyetin çocuklarıyız, bizler sevgi medeniyetinin çocuklarıyız. Bizim ecdadımız fethetmek için gittiği yerleri önce gönüller fethederek gerçekleştirmiştir. Nerede bir zulüm var, nerede bir huzursuzluk var, oralara giderek oradaki huzursuzluğu ortadan kaldırmak, orada mazlumlara zulmeden zalimlerin zulmüne engel olarak bu fetihleri gerçekleştirmiştir. Ve gittiği her yere kervanlarını dolu götürmüş, boş getirmiştir. Kervanlarında gittiği yerlerdeki zulme nasıl engel olurum, açları nasıl doyururum, yoksulları nasıl yoksulluktan kurtarırım amacıyla hep gitmiş ve o insanların kültürüne, inancına, mezhebine, hiçbir farklılığına dokunmadan bunları gerçekleştirmiştir. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Ama bugün bakıyoruz ki sömürgeciler gittikleri yeri hep sömürmek için gitmişler, fitne, tefrika yaymışlar ve oralara hakim olmuşlar. 150 seneden bu yana İslam dünyasında fitne ve tefrika çıkararak emellerine ulaşmaya çalışmışlardır. Endülüs’te 7 asır boyunca binlerce camisiyle, binlerce ilim merkeziyle, Avrupa’nın aydınlanmasına katkı sağlayan Endülüs İslam Devleti’ni yerle bir ederek binlerce camiden bir cami bırakmamışlardır. Sonra yüzlerini doğuya dönmüşler ve doğuda İslam dünyasını fitne ve tefrikaya düşürerek yine sömürge emellerine kavuşmuşlar ve Müslümanların yer altı ve yer üstü zenginliklerini de bir şekilde sömürmüşlerdir” dedi.

    Irak’ta büyük bir fitne çıkarıldığını belirten Erbaş, “1 milyon Iraklı kardeşimizi, Müslüman kardeşimizi hangi mezhepten, hangi inançtan olursa olsun yerlerinden yurtlarından etmişler ve onlara Anadolu toprakları, sizler, hepimiz ensar olmuşuz. Suriye’den 3,5-4 milyon kardeşimiz yerinden yuvasından olmuş ve bizler onlara ensar olmuşuz. İşte bugün Yemen’de 30 milyon Yemenli kardeşimizi çeşitli fitnelerle, tefrikalarla birbirine düşürmüşler ve 11 milyon insan şu anda açlıktan, susuzluktan, hastalıktan ölümle yüz yüze bırakılmış durumda. Kardeşlerim işte bunlar bizlere ders olsun” diye konuştu.

    “Suriye, Irak ve Yemen bize ders olsun”

    Farklılıkların zenginlik olarak görülmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Erbaş, “Dilimizin, rengimizin, ırkımızın farklılığını zenginlik olarak görelim. Müminler ancak ve ancak kardeştir. Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kıblemiz bir, inancımız bir. Birlerimiz o kadar çok ki farklılıklarımızla uğraşacak, hiçbir şekilde onlara tenezzül edecek durumda değiliz. Farklılıklarımız bizim zenginliğimizdir. Sakın ha şeytanın hilelerine kanmayın, aldanmayın. O sizin için apaçık bir düşmandır. Eğer fitne çıkarıp bizim farklılıklarımızı aramızda birtakım ayrılıklara sebep olacak şekilde propagandalar yapanlar olursa sakın onlara aldanmayalım, çünkü şeytan apaçık bir düşmandır, hep bunlarla uğraşır. Suriye bize ders olsun, Irak bize ders olsun, işte bugün Yemen bize ders olsun. Bu şekilde şeytanın hileleriyle ortaya çıkmış olan ortamlarda mazlum duruma düşmüş olan, sürgün duruma düşmüş olan, aç ve susuz duruma düşmüş olan kardeşlerimize de yardım etmek bizim boynumuzun borcudur. Hem dualarımızla hem yardımlarımızla Müslüman kardeşlerimizin yanında yer almak zorundayız. Çünkü bizim tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. 4. Murat zamanında Nijerya’da çıkan bir açlık, susuzluk ya da benzeri birtakım olaylardan dolayı birkaç bölük askerle, kervanlarla, buradan uçakla 10 saatte varılan Nijerya’ya kadar bizim ecdadımız yine toplanan yardımları oralara götürmüşler. Bugün o bölgelerde bizim askerlerimizin keplerini, potinlerini ve üzerindeki elbiseleri hatıra olarak 400 seneden beri muhafaza eden kardeşlerimiz var. İşte biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Rabbim birliğimizi, beraberliğimizi daim eylesin inşallah. Vatanımızı, milletimizi, ezanımızı, bayrağımızı ilelebet payidar eylesin. Bütün Müslümanları şeytanın fitne ve fesadına ve tefrikasına düşmekten muhafaza eylesin. Allah ibadetlerimizi kabul eylesin.”