Etiket: Bize

  • Kahraman astsubayın babasından şehit Sekin’in kardeşine: “Niye ağlıyorsun, bu çocuklar büyük bir şeref verdi bize”

    15 Temmuz kahramanı şehit Astsubay Ömer Halisdemir’in babası Hasan Hüseyin Halisdemir, İzmir’deki terör saldırısında şehit olan polis Fethi Sekin’in yakınlarını ziyaret etti. Baba Halisdemir, ağlayan Sekin’in kardeşlerini, “Niye ağlıyorsun. Ben seviniyorum, büyük bir şeref verdiler bize. Türkiye’nin bayrağına, toprağına, vatanına sahip olan çocuklarımız var” diyerek teselli etti.

    İzmir Adliyesi’ne yönelik terör saldırısında kahramanca şehit olan 44 yaşındaki polis memuru Fethi Sekin’in ailesi, Elazığ’ın merkez Olgunlar Mahallesi Beyzadeefendi Camii’nde taziyeleri kabul etmeye devam ediyor. Malatya, Bingöl, Diyarbakır, Adana, Kilis, İzmir ve İstanbul başta olmak üzere birçok kentten tanıyan tanımayan birçok vatandaş, şehit Sekin’in taziyesine geliyor. Bugün de 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi sırasında Ankara Özel Kuvvetler Komutanlığında darbeci general Semih Terzi’yi öldürdükten sonra şehit düşerek ülkenin kaderini değiştirenler arasında yer alan Astsubay Ömer Halisdemir’in babası Hasan Hüseyin Halisdemir, şehit polisin ailesini ziyaret etti. Niğde’den gelen baba Halisdemir’e, Elazığ Valisi Murat Zorluoğlu ve Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz da eşlik etti.

    Şehit babası Halisdemir, şehit polisin kardeşleri Vedat ve Ahmet Sekin’e uzun uzun sarıldı. Şehidin kardeşlerinin gözyaşı döktüğünü gören baba Halisdemir, “Bu çocuklar bizlere çok büyük şeref verdi. Niye ağlıyorsun. Ben seviniyorum, büyük bir şeref verdiler bize. Türkiye’nin bayrağına, toprağına, vatanına sahip olan çocuklarımız var. Çok şükürler olsun bize. Ben çok ağladım, çok destanlar yazdım. Hasandağı’na da çıktım ama sonradan toparlandım” diye konuştu.

    Daha sonra Halisdemir, şehidin kardeşi Ahmet Sekin’e Türk bayrağına sarılı Kur’an-ı Kerim hediye etti.

    Babası şehit oğluyla son konuşmasını anlattı

    Baba Halisdemir, 15 Temmuz kahramanı Ömer Halisdemir ile olan son görüşmesini detaylarıyla anlattı. 15 Temmuz gecesi oğlu Ömer Halisdemir ile 1 saat görüştüğünü aktaran baba Halisdemir, “Oğlum baba ’Benim içimde çok ağır bir sıkıntı var, senin bu duruma nasıl bir tercümanın var’ dedi. Oğlum dedim önce bir su iç, ondan sonra Yasin-i Şerif oku. Yarabbi bana yardım et de dedim. Oğlum dedim hazırlığın tam olacak, elin belinde olacak dedim. Sonra bana ’Baba ben senin her dediklerini yaparım da, yalnız çok ıslanıyorum’ dedi. Bende ’Korkma oğlum’ dedim. Benim bu kelimelerimden mi etkilendi bazen hesap ediyorum belki de olabilir” dedi.

    Daha sonra taziye evinde dua eden Halisdemir, şehit yakınlarına başsağlığı dileyerek ayrıldı.

  • Milletvekili Boynukara: “Terör eylemleri ile bize mesaj vermek istiyorlar”

    AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, son günlerde artan terör olaylarıyla verilmek istenilen mesajın, “Suriye ve Irak’tan çıkın” olduğunu kaydetti.

    Türkiye’de gerçekleştirilen terör eylemlerinde küresel istihbarat örgütlerinin olduğunu vurgulayan AK Parti Adıyaman Milletvekili Adnan Boynukara, Türkiye’nin bölgede ve dünyada söz sahibi olmasını istemeyen küresel güçlere dikkat çekti.

    Türkiye’nin 2009 yılından itibaren farklı ülkelerin hedefine konulduğunu kaydeden Adnan Boynukara, “Türkiye 2009’dan sonra farklı ülkelerin hedefine konulmuş bir ülkedir. 2009’ın nedenlerini hatırlamakta fayda var. 2008 sonunda Birleşmiş Milletlerde batı ittifakının dışına çıkarak oy kullandı. Bu önemli bir kırılma noktasıydı. İkincisi dünyada milyarlarca insanın içinden geçirdiği ancak yüksek sesle konuşmaktan kaçındığı bir dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız açık bir şekilde dile getirdi. İsrail’in uyguladığı devlet terörünü kamuoyuna taşıdı. Onun ardından Türkiye AK Partiyle birlikte kendi iç sorunlarını halkıyla vatandaşıyla çözme yolunu tercih etti. ‘Türkiye bir şeyler yapıyor ve bizden habersiz yapıyor’ diye bakıyorlardı. Türkiye ilk defa insani yardım anlamında dünya birincisi oldu. Türkiye küresel vicdan oldu. Kendilerini dünyanın efendisi olarak görenlerini rahatsız etti.

    Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında hedefe konulmaya başlandı. Aslında denemeleri Brezilya’da denediler ve başardılar. Ama Türkiye’de istedikleri oyunu oynayamadılar. Çünkü bu millet Recep Tayyip Erdoğan ve hükümete güveniyor.

    Bu olaylar üzerine MİT krizi yaşandı. Ardından çevre duyarlılığı üzerinden Gezi Kalkışması, ardından 17-25 Kalkışması yaşandı, ardından 15 Temmuz Kalkışması yaşandı. Bunların her biri başlı başına bir darbe girişimidir” dedi.

    Yaşanan terör eylemleri ile Türkiye’ye mesaj verilmek istendiğine dikkat çeken Boynukara, “Tüm darbe kalkışmaları boşa çıkınca DHKP-C gibi küçük terör örgütlerinin eylemleri ile ülke hedefe konulmaya başlandı. Bizim için terör örgütlerinin isimlerin ne olduğunun bir önemi yok. İstanbul Beşiktaş, Kayseri, İzmir’de ki eylemler gibi eylemler düzenleniyor. Bu eylemlerin arkasında küresel istihbarat örgütleri var. Eylemlerin tarzı, seçilen mekanlar, eylemlerde kullanılanlar ile bize mesaj vermek istiyorlar. Bize açık mesaj Suriye’den ve Irak’tan uzak durun diyorlar. Biz niye buralardayız buna bakmamız lazım. Bu ülkeler egemen devlet olsalar bizim burada bulunmak için hevesimiz yok. Yönetim boşluğu terör örgütleri tarafından dolduruluyor, bu terör örgütleri Türkiye’ye tehdit oluşturuyor. Kendi ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak için pozisyon alıyoruz. Bölgemizde kaosun derinliğini önlemek için Rusya ile görüşme trafiğine giriyoruz. Ama diğerleri bu görüşmeye karşılar ve kaosun devam etmesini istiyorlar. Kaosun faturası Amerika’ya değil, Avrupa’ya değil. Bu kaosun faturası bize kesiliyor. Bizi bundan vazgeçirmek için terör eylemleri yapıyorlar. Terör eylemlerinde taşeron örgütleri kullanıyorlar” ifadelerini kullandı.

    Türkiye’nin 200 yıllık makus tarihini değiştirmenin gayretinde olduklarını belirten Boynukara, “Biz vatandaşlarımızın can güvenliğini korumanın gayretindeyiz. Siz 100 eylemi önleseniz, çıkıp kamuoyuna biz bu kadar eylemi önledik diyemezsiniz. Ama bir eylemi kaçırırsanız üzücü bir durum ortaya çıkar. Umarız istihbarat ile kolluk kuvvetleri birlikte bu eylemleri sonlandırır. Şuan millet devletinin yanında, en ufak bir endişe kaygı söz konusu değil. Biz buradayız. Bu toplumun 200 yıllık makus tarihini değiştirmeyi amaçlıyoruz ve bunu gerçekleştireceğiz. Türkiye açısından geleceğin aydınlık olduğunu görüyorum” şeklinde konuşmasını tamamladı.

  • Konuk: “Hz. Mevlana’nın sevgi öğretisi bize yol gösteriyor”

    TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin Şeb-i Arus’unun 743. seneyi devriyesi nedeniyle yaptığı açıklamada, “Onun 743 yıl önce fani dünyadan ayrılırken yanık bıraktığı mum asırlar aşarak bizim yolumuzu aydınlattı. Onun felsefesinin Konya Şeker’de yaktığı mum da başka mumları yakarken ışığından bir şey kaybetmeyecek” dedi.

    Ölümü doğum olarak gören aziz bir öğretiyi insanlığa miras bırakan Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin temsilcilerinden olduğu kutlu ışığın hala dünyaya yol gösterdiğini ifade eden Genel Başkan Recep Konuk, “Alemden maksat, insandır’ diye sesleniyor zamana sığmayan, zamandan taşan, zamanları aşan felsefesiyle Hazret-i Mevlana. Onun insan sevgisi, ilim, akıl ve erdem ile örülmüş felsefesi Konya Şeker’de bizim de ilham kaynağımızdır. Konya Şeker’i, Konya Şeker yapan budur. Bu değerleri özümseyip, o değerlerin oluşturduğu temel üzerine inşa edildi Konya Şeker. Bu anlamda da Konya Şeker sadece bir ticari işletmeler bütünü değildir. Yükselen her sanayi tesisi bir amaca hizmet eder; insana, bizim insanlarımıza” dedi.

    “Şeker fabrikası umut üretir”

    Şeker Fabrikasının sadece şeker üretmediğini, iş ürettiğini, umutları yeşerttiğini, umut ürettiğini, tarlaya atılan tohumdan bereket ve zenginlik ürettiğini, on binlerce hanenin sofrasında aş ürettiğini ifade eden Başkan Recep Konuk, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Sanayileşme ya da yatırım stratejinizin temeli bu bilinç ve yaklaşım üzerine inşa edilmişse fabrika veya sanayi tesisinin anlamı şu olur; her tesis insanların, bizim insanımızın, çiftçimizin daha çok üretmesi, refahı ve mutluluğu, için araçtır. O tesislere de o gözle bakınca üreticiyle bir gönül bağınız oluşur, vicdani sorumluluklarınız, ticari hedeflerinizin önüne geçer. Mesela yaklaşımınız buysa ürüne hammadde demezsiniz, ürün üründür, onu üretene de tedarikçi demez üretici ortak dersiniz. Bunun sonucunda da akılla bezenmiş, insan sevgisiyle şekillenmiş, ilmin ışığında projelendirilmiş ve erdem ile taçlanmış tesisleriniz refah ve zenginliğin yayılmasına vesile olur. ‘Her sebep meydana getirdiği şeyden yücedir’ diyor Hz. Mevlana. Bizim varlık sebebimiz, amacımız insan sevgisi, insanların refahı, mutluluğudur. Ve o amacın bugün için meydana getirdiklerinden daha çok yapacaklarımız var, daha büyük hayallerimiz var. Çumra Şeker Entegre Tesisleri o amacın gerçekleşmesi için inşa edilen tesislerden sadece bir tanesidir. O tesislerde üretilen şeker, daha çok tarlanın ekilmesidir. O tesislerin inşası ile faaliyete geçen Sıvı Şeker Tesisi, bizim insanımızın ürünüyle rekabet edenlerle, onun tarımsal faaliyetini tehdit edenlerle ilmin ışığında mücadelenin ilk kalesidir. Sert şeker, çikolata, bisküvi, kek, gofret, unlu mamuller üretim tesisleri tarladaki çiftçinin ekonomik sürecin her aşamasında yer alarak, oluşan katma değer sayesinde artan refahtan daha fazla pay almasının aracıdır. Dünyanın en büyük Et-Süt Entegre Tesisi dünyanın en gözde ovasının bitkisel üretimin yanında hayvancılığın da lideri olabilmesi amacıyla bölgeye kazandırılan lokomotiftir. Biyoetanol tesisi pancardan, yani toprağın bereketinden alternatif ürünler üreterek, tarımsal üretimde sürekliliğin teminatıdır. Yem Fabrikası, pancar dışındaki ürünlerin de değerlendirilmesinin hem teminatı, hem de hayvancılığın da gelişimine katkı vererek bizim insanımızın gelirinin arttırılmasının bir aracıdır. Serada denenen ürünler, bizim çiftçimizin gelecekte daha çok üretmesine zemin hazırlayacak çalışmalardır. Seydibey Dondurulmuş Parmak Patates Tesisi bizim topraklarımızın bereketinden bizim insanımızın daha fazla pay alması için inşa edilen tesislerdir. Altınekin Tohum İşleme Tesisinin varlık sebebi topraktan daha fazla ürün alınmasına imkân yaratarak, çiftçinin yüzünün gülmesidir. Hamyağ Fabrikası yağlı tohumlar için dışarıya giden dövizin yönünün Konya Ovasına döndürmenin ve o dövizin Konya çiftçisinin geliri olmasının aracıdır. Meyve suyu sirke ve pekmez tesisleri tarla ve meradan sonra bağ ve bahçeden de çiftçinin kazanması içindir. Bulgur Tesisleri ve Un Fabrikası ovada en çok üretileni hem işleyen, hem de çiftçi lehine fiyat regülasyonu işlevini üstlenecek işletmelerdir” ifadelerini kullandı.

    Başkan Recep Konuk, mesajında, yaptıkları yatırımları Hz. Mevlana’nın şiirleri ve sözleri ile açıkladı. Konuk, “Konya Şeker’i herkesten ve her şeyden farklılaştıran kuruluşundaki ‘âlemden maksat, insandır’ yaklaşımıdır. Onun için, kendisi büyüdükçe çevresine yaydığı bereket de daha fazla olmaktadır” dedi.

    Hazret-i Mevlana’nın asırlar öncesinden, zamanlarla sınırlanamayan felsefesinin rehberliğinde Konya’daki yaklaşık elli bin pancar üreticisinin amacının bereketi artırmak olduğunu ifade eden Konuk; “O’nun‘Bardağımız küçükse, deryayı suçlamaya hakkımız olmaz’ öğüdü bizim yatırımlarımızın ilham kaynağıdır. Bizim insanımızın, bizim üreticimizin deryadan daha çok su alabilmesi için elindeki bardağı büyütmenin aracıdır her yükselen tesis, her inşa edilen fabrika. O bardak büyüdüğü için sadece 12 yıl önce bin 187 kişiye ekmek kapısı olan Konya Şeker bugün yaklaşık 10 bin kişinin ekmek kapısıdır. Refah deryasından çiftçi için pay alan bardak sayıları arttığı içindir ki, dün sadece üreticisinden şeker pancarı alabilen Konya Şeker, bugün şeker pancarının yanına ayçiçeğini, mısırı, arpayı, buğdayı, patatesi, üzümü, elmayı, sütü besiyi de ekleyebilmişti. O bardaklar hem büyüdüğü, hem de sayısı arttığı içindir ki, 16 yıl önce üreticisine ürün bedeli olarak sadece 56.680.147 TL ödeyebilen Konya Şeker bugün 1.341.288.295 TL’yi aşkın ürün bedeli ödeyebilmektedir” dedi.

    TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı, Pankobirlik ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Konuk, açıklamasını şöyle tamamladı: “İşle öğüt veren, sözle öğüt verenden iyidir. Çünkü kulağı duyan da görür bu öğüdü, duymayan da.’ On binlerce üreticinin Konya Şeker nezdinde gerçekleştirdiği tam da budur. Ve bir hayalimiz daha var, yaptıklarımızla başarılabileceğini göstermiş on binler olarak, başka on binlerin de başarısı. Hazret-i Mevlana’nın dediği gibi ‘bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.’Onun 743 yıl önce fani dünyadan ayrılırken yanık bıraktığı mum asırlar aşarak bizim yolumuzu aydınlattı. Onun felsefesinin Konya Şeker’de yaktığı mum da başka mumları yakarken ışığından bir şey kaybetmeyecek. Onun yaşadığı topraklarda, Onun ektiği tohumlardan ilhamını almış olan Konya Şeker, ölümü düğün olarak gören, vuslat olarak kabul eden Hazret-i Mevlana’nın hem zamanları, hem sınırları aşıp insanlığı aydınlatan felsefesinin takipçisi olarak, insanı alemin maksadı olarak görüp, bizim insanımızın ve insanlığın refah ve mutluluğu için üretmeye ve çalışmaya devam ediyor, devam edecek.”

  • Bakan Özlü; “Deprem bize bir çok şeyi öğretti”

    Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, yaşanan depremlerin bir çok şeyi öğrettiğini söyledi.

    12 Kasım 1999’da yaşanan Düzce Depremi’nin yıldönümü nedeniyle İstanbul’dan Ankara geçerken Düzce’ye uğrayan Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Dr. Faruk Özlü, Valiliğe ziyarette bulundu. Bakan Özlü’yü Vali Zülkif Dağlı, AK Parti Düzce Milletvekili Fevai Arslan, AK Parti il Başkanı Hikmet Keskin, Jandarma Komutanı Albay Yılmaz Özdemir ve Emniyet Müdürü Hüseyin Deniz karşıladı.

    Özlü depremin birçok şey öğrettiğini belirterek “Depremi hep beraber yaşadık. Allah bir daha göstermesin. Deprem bize birçok şeyi öğretti. Öncelikle binalarımızı sağlam yapacağız, düzgün bir şehirleşme için çalışacağız. Bakın birçok ülkede deprem oluyor Japonya gibi, hatta şiddeti bizde ki kadar aşağı yukarı ama ölü sayısına bakıyorsunuz ya çok ya da hiç yok. O bakımdan depremden ziyade binalarımızı, şehirleşmemizi düzgün yapacağız. Sağlam konutlar yapacağız. Derme çatma yerlerde oturmayacağız. Düzce’nin bunu hak ettiğine inanıyoruz. Zaten bizde çalışmalarımızı Düzce’nin siyasileri olarak, valimizle birlikte, milletvekillerimizle birlikte, il başkanımızla birlikte bunun için çalışıyoruz çalışacağız. Düzce’de bir şeylerin değişmesi, Düzce’nin yeni bir çehreye, yeni bir çevreye sahip olması için çalışıyoruz. Burada yeni bir çevre düzeni planı yapacağız. Bunun için çalışıyoruz. Yakında Düzce’nin yeni bir çevre düzeni planı ortaya çıkacak” dedi.

    Oyuncak OSB beklemede

    Bakan Faruk Özlü, Düzce’ye yapılması planlanan oyuncak OSB ile ilgili olarak ise “Eski Bakanımız Fikri Işık bey eski Başbakanımızın ziyaretinde burada açıklandı. Düzce’ye bir oyuncak OSB kuralım diye açıklandı. Bizde bunu Ankara’da takip ediyoruz. PAGEM diye bir kuruluş var. Plastik üreticilerinin organizasyonu onların başkanları ve yönetim kurulu ile toplantılar yaptık. Oyuncak OSB’yi Düzce’ye kuralım diye. Oyuncak OSB için Gümüşova bölgesinde kendilerine bir alan önerdik. Plastikçiler İstanbul’da ağırlıklı olarak bulunuyorlar. Amaçları İstanbul’daki dağınık yerlerdeki olan fabrikaları bir yere toplamak için bedelsiz arazi istiyorlar. Biliyorsunuz Düzce’de hazine arazisi olarak verebileceğimiz bir yer yok. Bizde kamulaştıracağız kamulaştırdığımız araziyi onlara OSB olarak tahsis edeceğiz. Mali açıdan çok rahat değiller, oyuncakçıların mali yönden durumlarını toparlayıp bu işe girmelerini bekliyoruz. Yani top PAGEV’de” diye konuştu.

    Bakan Faruk Özlü, Valilik ziyaretinin ardından Ankara’ya hareket etti.

  • İstifa eden CHP’li başkandan Kılıçdaroğlu’na: “HDP’ye sahip çıkıyorsun, bize niye sahip çıkmıyorsun”

    CHP Bursa İl Başkanlığı tarafından görevden alınması için MYK’ya sevk edilen CHP Bursa İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar, yönetimi ile birlikte istifa etti. Parti binasında açıklama yapan Büyükışıklar, “Parti içinde ‘seçimle gelen, seçimle gider’ diyemeyen Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’yi savunmaya geldiğinde bu sözleri tüm ulusa söyleyebilmiştir” dedi.

    Parti binasında yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen CHP İnegöl İlçe Başkanı Halil Büyükışıklar, bugüne kadar parti için birçok fedakarlıklarda bulunduklarını belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi İnegöl ilçe yönetimi olarak arkadaşlarımla beraber dürüst, çalışkan ve onurlu birer Atatürkçü olmaya dikkat ettik. Aldığımız tüm görevleri bugün ve daha öncesinde her zaman büyük bir özveri ile gerçekleştirmeye çalıştık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurucusu olduğu laik, sosyal demokrat ve adaletli bir parti olduğuna inandığımız CHP’de maddi manevi fedakarlıklarda bulunduk. Tüm kamuoyununda bildiği gibi bizler yönetime geldiğimiz gün itibarı ile İnegöl’de CHP ve sol siyaset adına çok farklı bir izlenimi yarattık. Halkımızın takdirini aldık. Bu çalışkan ve onurlu duruşumuz siyaseten beklentisi olan bazı şahısları yani Genel Başkanın da daha önce ifade ettiği dinazorları rahatsız etmiştir. Dinazordan kasıt asla yaş kıstası değildir. Aksine koltuk, mevki ve makam için her şeyi göze alan hizipçi, şövenist ve kulisçiler topluluğudur. İçerisinde her yaştan partili bulunmaktadır. Bir ay önce başlayan bu karmaşık süreçte beni ilçe başkanlığından aldığını iddia eden İl Başkanlığı, MYK’nın görüşmeyi reddettiği konuyu neden tekrar İl Disiplin Kurulunda yeni bir soruşturma şeklinde başlatmak zorunda kalmıştır. Bu süreçte tüzüğü bilmediklerinin en büyük ispatı budur. Biz asla İl Başkanlığı ile mücadele etmekten kaçmıyoruz. Lakin şahsım adına iddia edilen uydurma ve düzmece suçların hiçbirisi suç değildir. Tamamı parti faaliyetleri gereği süreci hızlandırmak adına yapılmış başarılı çalışmalardır. İlçe kongresinden bugüne süregelen olayların asıl nedeni tamda budur. Önce il delegasyonu sabote edilmiştir. Sonrasında İl Başkanı ile yakınlığı olanlar tarafından Kadın Kollarımız ve Gençlik Kollarımız karıştırılmış ve ilçe yönetimi yıpratılmaya, çalıştırılmamaya uğraşılmıştır” diye konuştu.

    Başarı sağlayamayan bu grupların sonrasında tüzüğün tek cümlesini kullanarak demokrat olmayan bir karara imza attığını ifade eden Büyükışıklar, “Hatta birçok il yöneticisinin konunun detaylarından haberi bile yoktur. Bu süreçte bir aydır mücadelemizi sürdürüyorduk. Fakat parti içinde ‘seçimle gelen, seçimle gider’ diyemeyen Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’yi savunmaya geldiğinde bu sözleri tüm ulusa söyleyebiliştir. Cumhuriyetçi ve Atatürkçü çizgisinden çıktığına inandığım, ben şahsım adına yönetim kurulu üyelerini bağlamayan fikrim doğrultusunda Sayın Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bırakana kadar ya da yeni bir genel başkan seçilene kadar sadece ilçe başkanlığı görevimden değil parti üyeliğimden de istifa ediyorum. Yönetim kurulum ise seçimle gelen seçimle gider ilkesinden yola çıkarak, benim görevden alınmam konusunda yapılanlardan dolayı yönetim kurulundan istifa etmişlerdir. Bazı yönetim kurulu üyeleri hariç birçoğunun parti üyeliği devam etmektedir. Yönetim kurulu istifa sayısına göre ilçe yönetimi düşmüştür. Bu yaşananlar sırasında bizlere sahip çıkan gerçek cumhuriyetçi, Atatürkçü ve demokrat parti üyelerimize binlerce teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.