Etiket: Bitmiyor

  • Apartman Sakinlerinin Yangın Korkusu Bitmiyor

    Bolu’da geçtiğimiz hafta çatısında yangın çıkan apartmanda gece saatlerinde tekrar yangın çıktı. Yangına 3 katlı apartmanın zemin katında bulunan fırının sebep olduğu açıklandı.

    Edinilen bilgiye göre, saat Çarşamba gecesi 23:30’da Alpagut Mahallesi Zerdali Sokak’ta bulunan Nur Apartmanı’nın çatısında bir hafta da ikinci kez yangın çıktı. Geçtiğimiz hafta çıkan yangında alev alev yanan apartmanın çatısı itfaiye ekipleri tarafından söndürülmüş, yangına sebep olan fırının sahipleriyle apartman sakinleri arasında kavga çıkmıştı. Kavgada fırının sahibi yaralanarak hastaneye kaldırılırken, 6 kişi gözaltına alınmıştı.

    Apartmanın çatısında çıkan yangına izinsiz çalıştığı ifade edilen Salıbeyler Ekmek Fırını’nın bacasının neden olduğu belirtildi. Apartman sakinleri korku içinde kendilerini dışarıya atarken, çatıyı saran alevler apartmanda yaşayanlar tarafından yangın tüpleriyle söndürüldü. İtfaiye ekipleri çatıda söndürme çalışması yaptılar. Gözyaşlarına boğulan apartman sakinlerini komşuları teselli etti.

    Geçtiğimiz hafta çıkan yangın sonrasında fırın sahipleri ile apartman sakinlerinin kavgasında bir kişi yaralanması ve 6 kişinin gözaltına alınmasının ardından polis ekipleri bölgede geniş güvenlik önlemleri aldılar. Apartman sakinlerinin fırına yaklaşmasına izin verilmezken, mahalle halkı fırın sahiplerine tepki gösterdi. Polis yangınla ilgili inceleme başlattı.

  • Karnabaharın Faydaları Saymakla Bitmiyor !

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, besinlerin baş tacı olabilecek karnabaharın faydaları hakkında bilgiler verdi.

    Besinlerin sağlık için önemi tartışmasız büyüktür.

    Kış sebzelerinden biri olan Karnabahar, pişirilirken etrafa yayılan kokusu nedeniyle bazı kişilerin uzak kaldığı bir besindir. Karnabahar pişirilirken kendine has olan bu kokunun sebebi içeriğinde bulunan kükürtlü bileşiklerdir. Ancak herkesin bilmesi gereken şu ki bu sebze sağlık deposudur. Karnabahar, vitamin ve mineraller bakımından oldukça zengin bir besindir. İçeriğinde C,B1,B2 ve A vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, fosfor, fosfat ve demir minerallerini barındırır. Ayrıca bakır, demir, manganez ve çinko kaynağıdır. Karnabahar tüketilirken çoğunlukla beyaz kısmı (karın bölgesi) kullanılsa da aslında yaprakları da oldukça faydalıdır. E vitamini de yapraklarında bolca bulunmaktadır. Karnabahar, yoğun C vitamini ve manganez içeriğiyle güçlü bir antioksidandır. Karnabahar, içeriğindeki özel bileşikler sayesinde kanseri önlemek adına oldukça faydalı bir sebzedir. Bu bileşikler kanserojen maddelerini devre dışı bırakmada ve ortadan kaldırmada etkili olan enzimleri aktivite etmektedir. Yani kansere karşı koruyucudur. Kalp hastalıkları riskini azaltıcı etkisi vardır. Besleyici olan bu sebze vücuda güç verir. İçeriğindeki vitamin ve mineraller sayesinde yorgunluğa karşı birebirdir. Sinir sistemine iyi gelir ve sinirleri kuvvetlendirir. Enfeksiyonlara karşı etkin ve antibakteriyel özellikteki bu besin idrar yolları enfeksiyonlarında etkilidir. Karnabahar mide ülserine karşı koruyucudur ve içeriğinde bulunan glukoraphanin adlı madde , mide yüzeyini koruyucu etki göstermektedir. Potasyumu sayesinde tansiyonu dengeler. Beynin çalışmasını destek verir.Kolestrolü düşürür. Yüksek orandaki lifleri sayesinde bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak vücuttaki zararlı maddelerin uzaklaştırılmasında etkilidir. Kabızlığı giderir ve idrar söktürür. Hem düşük kalorili hem bol lifli bir besin olmasından dolayı zayıflamaya yardımcı bir sebzedir. Karnabaharı az su ile çok fazla haşlamadan ve ya buharda pişirmek besin öğelerinin kaybını koruyacağından daha sağlıklı bir seçenektir.

  • Aydın’da Yeşil Ciplere Olan Rağbet Hiç Bitmiyor

    Türkiye’de kişi başına en fazla araç düşen illerin başında gelen Aydın’da şehir merkezlerinde yaşayanlar sıfır kilometre araçlara rağbet gösterirken, dağ köylerinde yaşayanlar ise asırlık yeşil ciplerden vazgeçmiyor. Yeni model ciplerden daha kıymetli olan eski ciplerin gördüğü işi yeni araçların görmediğini belirten köylüler arızalanan cipleri tamir ettirebilmek için adeta sanayide sıraya giriyor.

    Türkiye’de en fazla eski model cip varlığına sahip ilerlin başında gelen Aydın’a her gün aradeniz Bölgesi başta olmak üzere diğer illerden de cip geldiğini belirten köylüler Aydın’ın verimli dağlarındaki incir, zeytin ve kestane üretiminde en büyük yardımcılarının arazili ve 4 çekerli eski cipler odluğunu belirtiler. 1941 yılında ilk olarak ABD ordusu için imal edilen 1951 yılından sonra da Türkiye’de imal edilip kullanılan ve halk arasında Tuzla Cip olarak bilinen arazi araçlarının alternatifinin üretilmediğini ifade eden köylülerden Ahmet Yardımcı, Aydın’da halen 65 yaşında ciplerin dağ köylerinde kullanıldığını belirtti.

    Aydın’da bir elin parmak sayısını geçmeyecek kadar az tamircisi olmasına rağmen halen piyasada olan yüzlerce cip bu tamircilerin elinde saat gibi onarılıp ekonomiye can veren Aydın’ın verimli dağlarında 60 yıldır yol kat ediyor. Adeta köylünün katırı onumunda olan eski ciplerin adeta Aydın için üretilmiş makineler olduğunu belirten Aydın’ın duayen cip tamircilerinden Gürbüz Özince “Aydın’da bazıları hobi, bir çoğu ise arazi şartları nedeniyle mecburiyetten eski cipleri kullanıyor. Yeni araçlar bilgisayarla tamir edilebiliyor ama bu araçlar ancak usta kulağı ve gözü ile sıkıntısı belirlenip tamiratı yapılıyor. Bu arabalar kemikli ve şaseli araba olduğu için nesilden nesile tamir edilip kullanılabiliyor.

    CİPLERİN TARİHÇESİ

    1941 yılında ABD ordusu için imal edilen hafif, manevra kabiliyeti yüksek ve sağlam ciplerin CJ serisinde 8 ayrı modeli geliştirilip üretildi. Bu araca benzer özellikteki aşırı lüks olmayan ancak çok dayanıklı araçların üretimi Türkiye’de de 1970 yılına kadar devam etti. 1970 yılından sonra üretilmeyen araçlar yoğun olarak dağların verimli olduğu Aydın ve Karadeniz bölgesinde kullanılıyor. Yeni araçlar hem çok pahalı hem de fazla dayanıklı olmadığı için tarım sektöründe kullanılamıyor. Yaylalardaki çiftçiler tarafından kullanılan birçok araç halen miras yoluyla babadan oğla geçiyor. Özellikle yolu arazisi engebeli ve yolu kötü olan bölgelerde cipler çiftçinin eli ayağı oluyor.

  • (Özel) Asgari Ücret Tartışmaları Bitmiyor

    Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun bin 300 liraya çıkarılan asgari ücretin maliyetinin yüzde 40’ının hükümet tarafından karşılanacağını açıklaması, yeni bir tartışma başlattı. Bazı esnaf desteği yeterli bulurken, bazıları yetersiz buldu.

    2015’in son aylarında en çok konuşulan konuların başında gelen asgari ücret tartışmaları, asgari ücretin bin 300 liraya yükseltilmesiyle sonuçlandı. Asgari ücret yükseldi ancak tartışmalar son bulmadı. Asgari ücret maliyetinin yüzde 40’ını hükümetin karşılayacağını söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’nun açıklamaları yeni bir tartışma başlattı. Yanında eleman çalıştıran kimi esnaf uygulamayı yeterli bulurken kimileri durumdan rahatsız oldu.

    “ESNAF İÇİN GÜZEL BİR GELİŞME”

    İzmir’de beton delme, kesme üzerine faaliyet gösteren bir iş yerinin sahibi olan Tamer Ulusan, asgari ücret zammının gelir seviyesi düşük insanlar için çok iyi olduğunu söyledi.

    İşçilikten geldiğini anlatan Ulusan, şöyle konuştu: “Biz de çok bekledik patronumuz zam yapsın diye. Birçok insan mutlu olmuştur diye düşünüyorum. Ülkemizde asgari ücretin bin 300 lira olması güzel bir şey. Hükümetimizin buna destek vermesi çok güzel bir şey. Birçok insan asgari ücretin üzerinde çalışıyor zaten. Alım gücünün artacağını düşünüyorum. İnsanların bütçesine olumlu yansıyacaktır. Devletin destek vermesi esnaf için çok güzel bir gelişme. Biz her zaman devletimizin yanındayız.”

    “ALIM GÜCÜ DÜŞEBİLİR”

    Oto yedek parçası üzerine faaliyet gösteren bir firmanın ortaklarından olan Kemal Belce ise bu artıştan imalatçının çok fazla etkilendiğini söyledi. Ara toptancıların zamdan direkt etkilendiğini vurgulayan Belce, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Devlet bu kararı almadan önce bir piyasa araştırması yapsaydı daha iyi olurdu. Yedek parçaların çoğunun maliyeti yüzde 10-15 zam gördü. Devlet yüzde 40’ını karşıladığı halde yine imalatçıların bazıları fırsat haline getirdi, bazıları gerçekten maliyete yansıdı.” Asgari ücret zammının etkilerinin 1-2 ay sonra piyasaya yansıyacağını kaydeden Belce, “Alım gücü düşebilir. Devletimizin buna daha güzel bir formül bulması daha iyi olurdu” dedi.

    “İŞÇİLER AÇISINDAN BÜYÜK BİR GELİŞME”

    Asgari ücret artışı nedeniyle işverene çok büyük bir yansıma beklemediklerini ifade eden Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Ali İnal da “Zaten asgari ücrete yüzde 10 oranında bir zam yapılacaktı. Sadece asgari ücretin artması 100-150 TL gibi bir fark oluşturacak. Bunun yüzde 40’ını devlet karşılayacak zaten” diye konuştu.

    Asgari ücret zammını işçiler açısından büyük bir gelişme olarak yorumlayan İnal, sözlerine şöyle devam etti: “İşveren kısmında bir sıkıntı var. İlk açıklama yapıldığında işçi çıkarma söylemleri oldu. Bu piyasaya illa yansıyacaktır, işten çıkarmalar olacaktır. Burada en çok küçük esnaf zorlanacaktır. Şuan için Türkiye açısından iyi bir gelişme var.”

    İşverenin en çok merak ettiği konunun asgari ücretin kendilerine olan maliyeti olduğunu anlatan İnal, “Asgari ücret bugün net olarak bin 5 lira. İşverene maliyeti bin 400 lira gibi bir rakam. Bin 300 lira olduğunda bu rakam, devlet desteği düşüldükten sonra bin 680 civarında olacak. İşveren burada 200 liralık bir artışın derdinde” şeklinde konuştu.

  • Kahvenin Yararları Saymakla Bitmiyor

    Nöroloji Profesörü Aytekin Akyüz, “Kahvenin yararları saymakla bitmiyor, pek çok hastalığı önlüyor, ömrü uzatıyor” diye konuştu.

    Uyku kaçırır diye tüketiminden kaçınılan eskilerin “40 yıl hatırı vardır” diyerek manevi anlam da yüklediği kahvenin “ilaç” gibi yararları saymakla bitmiyor. Kahvenin inme riskini yüzde 25 azalttığını bildiren Nöroloji Profesörü Aytekin Akyüz, “Sigara içmeyen kişilerde, günde 3-5 fincan kahve tüm nedenlere bağlı ölümleri yüzde 15 azaltmaktadır. Böylece orta derecede (en az 3 fincan) kahve tüketimi kalp damar, beyin damar, karaciğer hastalıkları ile kanser, alzhaymır, parkinson, Multiple sklerozu önleyici rolünün yanında ömrü de uzatıyor. Kahve sağlıktır” dedi.

    NEDEN KAHVE İÇMELİYİZ

    İzmir Kent Alsancak Tıp Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Aytekin Akyüz de, çeşitli ülkelerde yapılan araştırma sonuçlarını değerlendirerek kahve tüketiminin insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerine dikkat çekti. Kahve tiryakilerini sevindirecek açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Akyüz, sabah içilen çay ya da kahvenin uyanıklığı artırdığı gibi kişinin kendisini iyi hissedip toparlanmasına, sosyalleşmesine neden olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akyüz, kahvenin dünyada en yaygın kullanılan psikoaktif ve stimulan (uyarıcı- canlandırıcı) madde olduğunu kaydetti.

    Prof. Dr. Akyüz, Amerikan Diyet Tavsiye Komitesinin günlük beş fincan kahve veya 400 miligram kadar kafeinin uzun dönemde sağlık için bir risk taşımadığını bildirdi. Akyüz, “400 bin kişinin dahil edildiği bir çalışmada 13 yıllık bir izlem sonucunda günde 3-4 fincan kahve kullanımının kalp damar hastalıkları dahil tüm nedenlere bağlı ölüm oranlarını en az yüzde 10 azalttığı saptanmıştır. Günümüzde kahvenin antioksidan ve antiinflamuar etkisi daha iyi anlaşılmaktadır” diye konuştu.

    BUNAMA VE PARKİNSONUN GELİŞME RİSKİNİ AZALTIYOR

    Kahvenin potansiyel olarak tansiyon yüksekliği yapmasına rağmen koroner arter hastalığı riskini azaltıp kalp yetmezliğine karşı koruduğunu belirten Prof. Dr. Akyüz, kahvenin yararları konusunda sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Orta derecede kahve kullanımı koroner kalp hastalığını 10 yıla kadar geciktirir, kalp yetmezliğine karşı korur. Son yapılan çalışmalarda kahve ile ritim bozuklukları arasında bir ilişki saptanamamıştır. Yine günde 3-5 fincan kahvenin damar tıkanıklıkları riskini azalttığı ileri sürülmektedir. Kahvenin damarlar üzerine olumlu etkisi beyin damarları için de geçerlidir. Günde üç fincan kahve inme riskini yüzde 20-25 oranında azaltmaktadır. Düzenli kahve tüketiminin şeker metabolizmasını düzelttiği Tip 2 diyabet riskini azalttığı ve aşırı şişmanlarda kilo kaybına yol açtığı saptanmıştır. Kahve, alzhaymır ve diğer demanslar, parkinson hastalığı ve Multipl Skleroz gelişme riskini azaltmaktadır. Kahve, kısa süreli olumlu metal etkilerinin yanı sıra bilişsel fonksiyonlarda uzun süreli fayda da sağlamaktadır.”

    Kahvenin hafızayı güçlendirdiğini anlatan Akyüz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Hafif bilişsel bozukluğu olan ve günde 3-5 fincan kahve içen kişilerde bunama dönüşümün 2-4 yıl engellendiği saptanmıştır. Kafeinli kahve parkinson hastalığını önlemede faydalıdır ve günlük kahve miktarı arttıkça hastalık gelişme riski azalmaktadır. Ayrıca parkinson hastalarında hareketleri kontrol etmede de yardımcı olmaktadır.Günde en az 4 fincan kahve içenlerde Multipl Skleroz (MS) gelişme riskinin 1/3 oranında azaldığı saptanmıştır. Orta ve ağır kahve tüketimi (3-6 fincan) bazı kanserlerde önleyici etki sağlar. Bir araştırmada günde 3 fincan kahvenin karaciğer kanseri gelişme riskini yüzde 50 azalttığı gösterilmiştir. Sigara içmeyen kişilerde, günde 3-5 fincan kahve tüm nedenlere bağlı ölümleri yüzde 15 azaltmaktadır. Böylece orta derecede (günde en az 3 fincan) kahve tüketimi kalp damar hastalıkları, beyin damar hastalıkları karaciğer hastalıkları kanser, alzhaymır, parkinson, Multiple sklerozu önleyici rolünün yanında ömrü de uzatmaktadır.”

    RİSKLERİ DE VAR

    İzmir Kent Hastanesi doktorlarından Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Akyüz, kahvenin birçok pozitif etkisinin yanı sıra bazı negatif medikal ve psikiyatrik etkilere de sahip olduğunu söyledi. Akyüz, hipertansiyon, anksiyete, uyku bozukluğu, depresyon, kafein kesilme semptomları ve glokom gelişimi için potansiyel risklere sahip olduğunu belirterek “Kahve-kafein ani kesilirse baş ağrısı depresyon huzursuzluk sinirlilik uykusuzluk kabızlık sersemlik konsantrasyon güçlüğüne neden olabilir” dedi.