Etiket: Bitkiler

  • Bafra’ya Tıbbi Bitkiler Parkı

    Samsun’un Bafra ilçesinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Bafra Meslek Yüksek Okulu tarafından “İbn-i Sina Tıbbi Bitkiler Parkı” kuruluyor.

    Bafra Meslek Yüksek Okul Müdürü Prof. Dr. Ali Kemal Ayan tarafından hazırlanan proje kapsamında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Bafra Şevket Aşçı Turizm Fakültesine ait alanda Tıbbi Bitkiler Bölümü öğrencileri için İbn-i Sina Tıbbi Bitkiler Parkı oluşturuluyor.

    Bafra Meslek Yüksek Okul Müdürü Prof. Dr. Ali Kemal Ayan, Karadeniz Bölgesi’nde İbn-i Sina Tıbbi Bitkiler Parkı oluşturma çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Bu parkı kurmalarındaki temel amaçlarının öğrencilere uygulama alanı ve Karadeniz Bölgesi’ndeki tıbbı ve aromatik bitkilerin envanterlerini çıkartarak burada bir üretim alanı oluşturmak olduğunu belirten Ayan, “Yaklaşık 2 sene önce başlamış olduğumuz bu alanda öğrencilerimizle üniversitemizin yereldeki yöneticilerinin katkılarıyla bu alanı oluşturup geliştirmeye çalışıyoruz. Şimdilik bu alanda 80’e yakın çalı ve ağaç formunda tıbbi bitki ve 50’ye yakında fide formunda tek yıllık bitkiler yetiştirmeyi çalışıyoruz. Bütün Karadeniz Bölgesi’nde tıbbi bitki ve onların envanterlerini ve numunelerini bu alana getirerek bu alanda çoğaltıp ve tarımda alternatif tıbbi ve aromatik bitki neler olabilir bunlarla ilgili araştırmalar ve çalışmalar yapmaktayız. Karadeniz Bölgesi’nde ve Türkiye’de çok az olan bu tip tıbbi bitkiler parkına Karadeniz’e kazandırmaktan çok mutluyuz. Bafra bu tıbbi ve aromatik bitkileri özellikle tütüne alternatif alanlarda yetiştirilmesiyle ilgili çalışma ve fizibilite içerisindeyiz. Aynı zamanda bu alan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve bu konuyla tıbbi bilgilerle ilgili çalışan çiftçilerimizin veya Tarım Bakanlığından destek alan çiftçilerimizin tohum, fide ve uygulama deneyimleri edinebilecekleri tohum alabilecekleri, fide alabilecekleri Tarım Bakanlığımızın ve çiftçilerimizin bir uygulama istasyonu haline gelecektir. Öğrencilerimizin yanında bölgedeki çiftçilerimizin tıbbi ve aromatik bitkilerle ilgili deneyimlerini arttırmak, bu konuyla ilgili uygulamalı eğitimleri geliştirmek ve araştırmalarımızı yapmak için bu alanı oluşturduk” dedi.

    Bitkilerden parfüm elde edilmesi

    İbn-i Sina Parkı’nda bazı atölye çalışmaları yaptıklarını belirten Ayan, “Bu atölye çalışmalarımızdan ilki fitoterapi uygulamaları olacak. Yine homeopati uygulamaları olacak. Krem yapımı yine destilasyon yöntemlerinin oluşturulması, bazı kozmetik özelliği olan bitkilerden parfüm elde edilmesi gibi uygulamalı atölye çalışma alanı aynı zamanda bu alan. Tıbbi Bitkiler Bölümü öğrencilerimizle birlikte bu atölye çalışmalarımızı Türkiye’nin her tarafından konuyla ilgili uzmanlar getirerek uygulamalı atölye çalışmalarını bu alanda gerçekleştireceğiz. İbn-i Sina Tıbbi Bitkiler Parkı’nın Ondokuz Mayıs Üniversitemize ve Karadeniz Bölgesine hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

  • Endemik bitkiler yandı

    Balıkesir’in Ayvalık ilçesinin Lale adasında endemik bitkilerle kaplı makilik alanda yangın çıktı.

    “Gönül yolu köprüsü” ile ana karaya bağlı olan Lale adasında yangın çıktı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Çanakkale Doğal Varlıkları Koruma Kurulu Başkanlığı’nın denetiminde 2. derece sit alanı olan endemik bitkilerle kaplı makilik alanda çıkan yangın korkulu anlar yaşattı. Henüz sebebi bilinmeyen yangına Balıkesir İtfaiye Grup Amirliği’ne bağlı Ayvalık İtfaiye Grup Amirliği bünyesindeki 4 arozöz ile müdahale edildi. Yangın 1 buçuk saatlik müdahalenin ardından söndürüldü.

    Lale adasının Edremit Körfezi’ne bakan yamaçlarında özellikle gençlerin sevgilileriyle buluşma yeri olarak kullandıkları bölgede kuru otların tutuşmasıyla başladığı tahmin edilen yangınla alakalı tahkikat sürüyor.

  • Bitkiler İçin Güneş Enerjisiyle Havadan Su Üreten ‘Akıllı Bakıcı’

    Amasya Üniversitesi’nde öğrenim gören Hilmi Yüksel’in tasarladığı ‘akıllı bitki bakıcısı’, havadan su üretip sistemdeki güneş paneli ve diğer diğer parçaların işleyişiyle bitkilerin el değmeden yetiştirilmesini sağlayacak.

    Kocaeli İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde araştırmacı olarak görev yapan ve seralar üzerine proje tasarlayan birimde bilgisini geliştiren Hilmi Yüksel, öğrenimini sürdürdüğü Amasya Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Uzaktan Eğitim Mekatronik Bölümü’nde güneş enerjisi de kullanılarak havadan su üretip bitkinin bakımını sağlayan proje tasarladı.

    Projesinin prototipini yapıp bir miktar toprağa diktiği bitkinin bakımını başarıyla sürdüren Yüksel, “Bir bitkinin ihtiyaçlarını kendi üzerinde sensörler ve diğer gözlem araçları yardımıyla anlık takip edecek, bu ihtiyaçları az olan ortamlarda bile ekonomik özel yöntemlerle üretip ayrıca dışarıdan eklenmiş olarak stokta tutulan diğer girdilerle birlikte bitkiye ihtiyacı kadar vererek bitkinin hayati ihtiyaçlarını karşılayıp gelişimini sağlayacak bir sistem planladım” dedi.

    Sistemin güneş paneli, elektronik kontrol sistemi, ısı ve soğukluk üreteci sensörler, stok hazneleri ve diğer tarımsal yardımcı araçlardan oluştuğunu anlatan evli ve 3 çocuk babası Yüksel, “Güneş panelinden üretilen elektrik enerjisinin bir kısmı bataryaları şarj ederken bir kısmı peltier adındaki ısı ve soğukluk üreteci levhasını besler. Peltier levhasına uygulanan elektrik bu levhanın bir yüzeyini ısıtırken diğer yüzeyini verilen enerjinin şiddeti oranında buzlanma derecesini bulacak seviyelerde soğutur. Bitki kökü ve yapraklarından açığa çıkan doğal buharlaşmaya uğramış nemli hava ortam havasıyla da karışarak kot farkı oluşturulmuş hava kanalından doğal olarak geçer. Kanalın içine yerleştirilmiş peltier levhasının sıcak yüzeyi hava girişine ayarlanmıştır ve nemli havada ilk önce burada ısınır. Daha sonra kanalı takip ederek levhanın soğuk yüzeyiyle temasa geçer ve yoğuşmaya uğrayarak su damlacıkları üretilir. Bu damlalar süzülerek altta bulunan su haznesinde birikir. Sistem kontrol ünitesi sensörler yardımıyla toprak ve yaprak nemini sürekli ölçer. Bitkiye su verilmeyi gerektiren değerleri algıladığı an itibariyle bitki özelliğine göre önceden programlanmış miktarda suyu biriken su haznesinden alarak bitkinin köküne damlatıcılar yardımıyla verir. Yine sisteme eklenmiş olan diğer algılayıcılar ile bitki ortamındaki ısı veya soğuklanma belirlenip fan yardımıyla peltierin soğuk veya sıcak tarafından ihtiyaç kadar alınarak bitkinin nefes ortamına aktarılır. Güneş panelinin üretme değerlerinden veya eklenecek diğer algılayıcıyla yardımıyla güneş ışınlarının şiddeti algılanarak gerekiyorsa bitkiye gölgeleme perdesi mekanik olarak açılması suretiyle gölgeleme uygulanır. Kamera veya hareket algılayıcı sensörler yardımıyla bitki üzerinde haşere algılaması yapılır. Bitki özelliklerine göre önceden haznesine konulmuş olan ilaç yine kontrol ünitesinin karar vermesiyle veya programlanmış periyotlu püskürtücüler yardımıyla bitki ilaçlanır” diye konuştu.

    Milli savunma, ulaştırma ve güvenlik alanlarında da farklı projeleri olduğuna değinen 43 yaşındaki Yüksel, ebatları büyütülebilecek sistemin ormanlarda yeni fidan dikiminde fidanları koruyup ortamında tutundurma sağlanana kadar takip etmeye yaramasının yanı sıra tatil planları yaparken saksılarını komşularına emanet etmeyi düşünenler tarafından da kullanılabileceğini söyledi.

  • Tıbbi Ve Aromatik Bitkiler Yetiştiriciliği Paneli

    Tokat’ın Turhal ilçesinde “Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Yetiştiriciliği” paneli düzenlendi.

    Tokat Valiliği, Gazi Osmanpaşa Üniversitesi(GOÜ), İl ve İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüklerinin organize ettiği panel Prof. Dr. Necmettin Erbakan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

    Panele Kaymakam Bünyamin Yıldız, GOÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Kasap, GOÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Ali Sakin, Turhal Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Geniş, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür Vekili Ümit Ok, İl Genel Meclisi Üyeleri ve çiftçiler katıldı.

    Turhal Meslek Yüksekokulu(MYO) Müdürü Prof. Dr. Ömer Faruk Taşer’in moderatörlüğünde yapılan panelde Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Orta Karadeniz Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Başak Özyılmaz ve Turhal Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Muammer Gürçay sunumlarını gerçekleştirdiler. Panelde Turhal tarımının mevcut durumu, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğindeki potansiyeli ve bu potansiyeli harekete geçirilmesi için yapılması gerekenler konuşuldu.

    Panelde bir konuşma yapan Kaymakam Bünyamin Yıldız, “İlçemiz çok önemli tarım potansiyeline ve tarımsal sanayi deneyimine sahiptir. Bu potansiyelin kullanılması için büyük projeler hazırlıyoruz. İlçemizin ürün bazlı Tarım Master Planı’nı hazırlıyoruz. Bağcılık konusunda yaptığımız projeleri diğer tarım ürünler için de yapıyoruz. Tıbbi aromatik bitkilerde dünyada ve ülkemizde ciddi gelişim trendinde olan bir alan. İlçemizin bu konudaki potansiyelini kullanarak, bu gelişmelerden payımıza düşeni almalıyız” dedi.

  • (Özel Haber) Bitkiler De Masum Değil

    Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Müberra Koşar, yaygın kanının aksine bitkisel tedavinin tamamen doğal olmadığını, bitkilerin de ilaçlar gibi yan etki barındırdığını söyledi.

    ERÜ Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Müberra Koşar, doğal olduğu düşünüldüğü için bilinçsizce kullanılan bitkilerin içindeki etken maddelerin aslında kimyasal bileşiklerden oluştuğunu ifade etti. Bitkilerin içeriğindeki kimyasal bileşiklerden dolayı zararlı olabileceğini belirten Prof. Dr. Koşar, “Bitkilerle tedavi denildiğinde halkımızın en fazla yanlış anladığı şey her doğal olan şey zararsızdır algısıdır. Bu çok yanlış bir tabirdir. Doğal olan her şey yine zararlıdır” dedi.

    Bitkisel ürünlerin tıbbi ilaçlarda olduğu gibi belirli dozlarda kullanılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Müberra Koşar, bitkilerin uzman önerisi ile sadece eczanelerden alınması gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Koşar, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bitkilerde en önemli şey bitkinin adının doğru konulmasıdır. Örneğin papatyaya benzeyen birçok bitki var ve bunların içerisinde zehirli olanlar da var. Dolayısıyla biz bu ürünlerin tam teşhisini bilen kişilerden alarak kullanmalıyız. Kalitesinden emin olduğumuz bitkileri kullanmalıyız. Aksi takdirde hem hiçbir etki elde edemeyiz hem de tamamen istemediğimiz etkiler ortaya çıkabilir. Ayrıca bitkilerin içerisindeki etkin bileşimler tamamen kimyasal moleküllerdir. Yani bir maddeyi bitkiden izole edip hapın ve şurubun içerisine koyduğunuzda nasıl ilaç oluyorsa yine bitkiyi kullandığınızda bu içerisindeki etkiyi gösteren madde yine bir kimyasal moleküldür. Bu nedenle bitkisel ürün olsa da önce doğru tanımlanıp içerisindeki etken madde belirlenmeli, sonra da hangi dozda kullanılacağı belirlenmelidir.”

    “BİTKİSEL TEDAVİ KORUMAK VE TIBBİ TEDAVİYİ DESTEKLEMEK İÇİN KULLANILMALI”

    Prof. Dr. Müberra Koşar, bitkisel ya da alternatif tedavinin yalnızca tıbbi tedaviye destek olmak ve hastalıklardan korunmak için kullanılabileceğine dikkat çekti. Uzun süre ilaç kullanılması gereken kronik rahatsızlıklarda doktor önerisi ile kullanılan tıbbi ilaçların terk edilmemesi gerektiğinin altını çizen Koşar, “Bilimsel olarak gri bölge dediğimiz bir alanımız vardır. Bitkilerle tedavi bu gri bölgede yer almaktadır. Dolayısıyla bitkileri hem koruyucu amaçlı hem de tedavide yardımcı ürün olarak kullanıyoruz. Yani bitkisel ürünler, kesinlikle modern tedaviyi terk etmeden, onlara destek olmak amacıyla ya da hastanın yaşam kalitesini artırmak amacıyla kullandığımız ürünlerdir. Ağırlıklı olarak da bizim kronik rahatsızlıklardan öte akut rahatsızlıklar dediğimiz ani ortaya çıkan rahatsızlıklarda biz bitkileri kullanıyoruz. Gribal enfeksiyonlar, soğuk algınlığı bunlara örnektir. Sürekli ömür boyu ilaç kullanılması gereken rahatsızlıklarda da bitkileri destek olarak ya da yaşam kalitesini artırmak için alabiliriz. Bir diyabet hastası kesinlikle ilaçlarını bırakmamalı ve içerisinde şekerli ürünler olan bitkisel destekleri almamalıdır. Kalp hastaları, tansiyon hastaları bunlar yine mutlaka kendi ilaçlarını kullanmalı ve kullanacakları diğer bitkisel destek ürünlerini de hekimleriyle veya eczacılarıyla konuşarak kullanmalıdır. Çünkü pek çok bitkisel ürünün normal kullanılan ilaçlarla çok fazla etkileşimi var. Dolayısıyla bu etkileri ya artırıyorlar ya da azaltıyorlar. Her ikisi de hasta için çok tehlikelidir” ifadelerini kullandı.