Etiket: bitki

  • “Bebeklerinizi bitki yağları ile şımartın”

    Shiffa Home Marka Müdürü Sevil Gülsoy, bitki yağlarının bebekler üzerinde kullanımı hakkında bilgi verdi. Gülsoy, “Neşeli bebekler için bitki yağlarını keşfedin.. Bebeklerinizi bitkisel yağlar ile şımartın” dedi.

    Shiffa Home Marka Müdürü Sevil Gülsoy bitki yağlarının bebekler üzerinde kullanımı hakkında bilgi verdi. Gülsoy, “Bebeğinizin cildini şımartmak istiyorsanız kullanabileceğiniz en güzel yağlar zeytinyağı, tatlı badem yağı ve Hindistan cevizi yağı” dedi. “Bebek cildi deyince herkesin aklına eminim tertemiz bir cilt geliyordur” diyen Gülsoy, “Bebek cildinin narin, kuru ve hassas olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Yetişkin insana göre tenleri 5 kat daha incedir. Dolayısıyla bebek cildi geçirgendir. Ciltlerinin korunmaya daha çok ihtiyacı vardır. Yetişkinlere yönelik bakım ürünlerinde yüzde 1 oranlarında sentetik kokular kullanılırken bu oran bebek ürünlerinde yüzde 4-5’lere kadar çıkabiliyor. Sentetik kokular çocuklarda solunum sistemlerine, alerjik rahatsızlıklara, kaşıntı gibi sorunlara sebebiyet verebilir.. Hal böyleyken özellikle bebek ve çocuklarınıza cilt bakım ürünü kullanırken kimyasallardan olabildiğinde arınmış ürünleri tercih etmekte fayda var” diye konuştu.

    “Bebeğinizi şımartın”

    Bebeğinizin cildini ’şımartmak’ için kullanabilecek en güzel yağların zeytinyağı, tatlı badem yağı ve Hindistan cevizi yağı olduğunu söyleyen Gülsoy, “Sabit olan bu yağları bebeğinizin cildine direkt olarak masaj yaparak uygulayabilirsiniz. Hem yağlar hem de bebeğinizle temas halinde olmanız size olumlu sonuçlar gösterecektir. Çocuğunuzda uyku bozukluğu, ani öfkelenmeler, mızmız davranışlar varsa uçucu yağlardan papatya yağı, bergamot yağı veya gül yağı oldukça etkilidir. Çocuğunuz uyumadan önce odasına aromaterapi lambasına veya ağzı açık bir kapta kalorifer üzerine koyacağınız bu yağlar çocuğunuzun saha sakin ve uykuya dalmasını rahatlatmaya yardımcı olur” şeklinde konuştu.

    Sentetik kokuların gerçek kokularla aynı etkiyi vermeyeceğini söyleyen Gülsoy, koku hakkında şunları kaydetti: “Burun, direkt beynimizde bir tür işlem merkezi olan sinir sistemi ile tüm duyusal heyecanımızı idare eden limbik sisteme bağlanır. O yüzdendir ki kötü kokular bize her zaman kötü şeyler, güzel kokular da güzel şeyler hatırlatır. Bitkilerde bulunan eterik yağlar da beden, zihin ve ruh sağlığını olumlu etkileyerek yetişkinlerde ve çocuklarda olumlu sonuçlar vermektedir. Geçmiş yüzyıllarda oldukça sık kullanılan aromaterapi sentetik kokuların çoğalmasıyla unutulur gibi oldu. Fakat unutmayın ki sentetik kokular gerçek kokularla aynı etkiyi vermez. Bu konuda beynimizi kandıramıyoruz”.

  • 180 tıbbi ve aromatik bitki türü koruma altında

    Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Ali Nihat Gökyiğit Botanik Bahçesi bünyesinde 8.5 dekarlık alanda kurulan tıbbı ve aromatik bitkiler bahçesinde yaklaşık 180 tür koruma altına alındı.

    Yrd. Doç. Dr. Serpil Demirci Kayıran, Ali Nihat Gökyiğit Botanik Bahçesi içerisinde yer alan tıbbi ve aromatik bitkiler bahçesinin ülkenin tıbbi bitki türlerinin önemli bir bölümüne ev sahipliği yapmasının yanı sıra bu bitki türlerinin korunmasında da önemli bir görev üstlendiğini söyledi.

    Yaklaşık 180 farklı türden tıbbi ve aromatik bitki örneğinin yer aldığı Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesinde bitki türlerinin 8 farklı adaya içerdikleri etken madde gruplarına göre yerleştirildiğini belirten Kayıran, “Bunlar, uçucu yağ ve kokulu bitkiler adası, alkaloit, glikozit ve flavanoit bitkileri adası, tıbbi soğanlı bitkiler adası, boya ve musilaj bitkileri adası, çalımsı bitkiler ve ağaççıklar adası ve farklı tıbbi ve baharat türleri adasıdır. Tıbbi bitki türleri tamamen tanıtım amaçlı olup, bu bitkilerin tedavi amacıyla kullanılması kesinlikle önerilmemektedir. Bu amaçla bahçe içerisinde uyarı tabelaları yer almaktadır” dedi.

  • Alakır Vadisi’nde yeni bir bitki türü bulundu

    Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Alakır Vadisi’nin bulunduğu bölgede yeni bir gelincik türü bulundu.

    Akdeniz ve Celal Bayer Üniversitelerinden bir ekip, Kumluca Alakır Vadisi’nin bulunduğu bölgede yeni bir gelincik türü buldu. Yeni türe ’Alakır Gelinciği’ adı verilirken, nesli kritik olarak tehlike altında olan türün dünyada sadece Alakır Vadisi’nde yayılış gösterdiği belirlendi. ’Dibek Tabiatı Koruma Alanı Florası’ adlı çalışma sırasında bulunan bitki türünün varlığının Alakır Nehri’nin akışıyla vadide oluşturduğu iklime dayandığı öğrenildi.

    Güney Anadolu’dan yeni bir tür olan Alakır Gelinciği (Glaucium alakirensis) AÜ Uygulamalı Fen Bilimleri Enstitüsünden Ayşen Özçandır’ın yüksel lisans tez çalışması kapsamında bulundu. AÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından da desteklenen Özçandır’ın ’Dibek Tabiatı Koruma Alanı Florası’ adlı master tez çalışması kapsamında bulunan yeni türün, lokal endemik/tek nokta endemiği olduğu ve Alakır Vadisi’nden başka hiçbir yerde yayılış göstermediği belirtildi.

    Yeni gelincik türü nesli ’kritik’ tehlikedeki bir tür olarak Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliğinin (IUCN) kırmızı listesi için de önerildi. Sarımsı turuncu renkli yeni türün ormanlardaki açık taşlık alanlarda ve bin 120- bin 360 metre yükseklikteki kireç taşı yamaçlarda yetiştiği, mayıs ve haziranda çiçeklendiği ve olgun meyvelerini hazirandan ağustosa kadar verdiği gözlemlendi.

  • Türkiye’nin sucul ve karasal bitki haritası belirlenecek

    2018 yılına kadar 81 ilde tamamlanması planlanan Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter ve İzleme Projesiyle, Türkiye’nin karasal ve sucul biyolojik çeşitliliğine ilişkin harita ortaya çıkarılacak.

    Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve 81 ili kapsaması planlanan projede bugüne kadar 34 ilde 9 binden fazla flora, bin 202’si de fauna (belirli bölgede yaşayan) olmak üzere toplam 10 bin 258 takson (tür-alt tür) tespit edildi. 2018 yılında tamamlanması planlanan projede ortaya çıkan verilere göre tespit edilen bin 157 taksonun gıda üretiminde, bin 36 türün bitkisel ilaç sektöründe, 485 türün ise peyzaj bitkisi olarak kullanıldığı belirlendi.

    2013 yılında başlatılan projede bugüne kadar 34 ilde çalışmalar tamamlanırken, 42 ilde ise araştırmalar devam ediyor. Projeyle Türkiye’nin karasal ve sucul biyolojik çeşitliliğine ilişkin harita ortaya çıkarılması amaçlanıyor.

    “Bazı türler tehdit altında”

    Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) kategorilerine göre bugüne kadar tespit edilen flora taksonlarından 165 adedinin CR-Çok Tehlikede, 326 adedinin EN-Tehlikede, 695 adedinin de VU-Zarar Görebilir statülerinde olduğu belirlendi. Fauna taksonlarına bakıldığında ise 21 adedi CR-Çok Tehlikede, 41 adedi EN-Tehlikede, 57 adedi de VU-Zarar görebilir statüsünde olduğu bilgisine ulaşıldı.

    Biyolojik çeşitliliğin envanterinin ortaya çıkarılabilmesi amacıyla yürütülen çalışmalarla, tür, habitat ve ekosistem gidişatı hakkında bilgiler de ortaya çıkarılacak. Türlerin azalmasına ya da yok olmasına neden olan tehditlerin de belirlenmesine olanak sağlayacak olan projeyle söz konusu tehditlerin ortadan kaldırılması için çözüm üretilmesi hedefleniyor.

  • Samsun’da 147 endemik bitki ile 1 endemik memeli tespit edildi

    Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü Samsun’da 147 endemik bitki ve 1 endemik memeli tespit etti.

    Orman ve Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü Samsun Şube Müdürlüğü Samsunda Hacıosman Tabiatı Koruma Alanı, Sarıgazel Tabiat Parkı, Vezirsuyu Tabiat Parkı, Kızılırmak Deltası YHGS, Terme Gölardı Simenlik Gölü YHGS, Kızılırmak Deltası (Ramsar Alanı), Yeşilırmak Deltası (Tampon Alan), Ladik Gölü (Tampon Alan), Bayraktepe Tabiat Parkı, Amazon Tabiat Parkı ve Şahinkaya Kanyonu Tabiat Parkı olmak üzere toplam 66 bin 648 hektar alanı koruyor.

    Müdürlük tarafından 2016-2017 Merkez Av Komisyonu kararlarına sunulmak üzere Samsun’a 21 adet devlet ve genel avlağı yapıldı. Samsun’da 5 adet tabiat parkı, 1 adet tabiat koruma alanı, 2 adet yaban hayatı geliştirme sahası, 1 adet uluslararası öneme haiz sulak alan (RAMSAR alanı), 2 adet ulusal öneme haiz sulak alan, 2 adet sülün üretim merkezi, 1 adet geyik üretim merkezi, 14 adet devlet avlağı ve 7 adet genel avlak bulunuyor. 2016 yılı toplam yatırım bütçesi ise 3 milyon 793 bin TL olarak belirlendi.

    Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter Projesi tamamlandı. Bu proje kapsamında bin 784 damarlı bitki (147 tanesi endemik), 51 memeli (1 tanesi endemik), 362 kuş, 29 balık 6 tanesi endemik), 12 sürüngen, 9 çift yaşarlılar, 376 tohumsuz bitkiler ve 382 omugazsız hayvan türü tespit edildi. Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Envanter Projesi kapsamında endemik ve izlenmesi gereken bitki türleri için Ondokuz Mayıs Üniversitesi ile 2019 yılına kadar izlenmesi protokolü imzalandı. Kızılırmak Deltası’nda turna (grus grus) envanter ve halkalama çalışmaları yapılmıştır. 31 adet turna sayılmış bunlardan 4 çiftinin ürediği ve yanlarında 5 adet yavru tespit edildi. Sayımı yapılan yavru turnalara GPS takılarak takibi sağlanıyor.