Etiket: bitki

  • Burhaniye’de Tıbbı ve Aromatik Bitki Yetiştiriciliği Kursu açıldı

    Balıkesir’in Burhaniye ilçesi, ilk kez Tıbbı ve Aromatik Bitki Yetiştirme Kursu’na ev sahipliği yapıyor. Balıkesir Büyükşehir Çiftçi Eğitim Merkezinde Balıkesir Meslek Edindirme Kursları(BALMEK) tarafından düzenlenen kursa 19 ilden 120 kişi katılıyor.

    Balıkesir Büyükşehir Çiftçi Eğitim Merkezi Müdürü Nazım Tanrıkulu, kursun Türkiye de bir ilk olduğunu anlattı. Merkezde yaklaşık 150 çeşit aromatik bitkinin bulunduğunu anlatan Tanrıkulu,” İlk kez düzenlediğimiz Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştirme Kursuna 19 ilden ve çok değişik mesleklerden 120 kişi katılıyor. Kursumuz 9 gün devam edecek. Teorik derslerin ardından sahada uygulama yapacağız. Lavantadan, naneye ve papatyaya kadar çok sayıda tıbbı ve aromatik bitkileri tanıtarak yetiştirme yöntemlerini anlatacağız. Kursumuzun yararlı olacağını düşünüyorum” dedi.

  • Bitki Sağlığı Kliniği Uygulama ve Araştırma Merkezi bölgede öncü

    Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde faaliyet gösteren Bitki Sağlığı Kliniği Uygulama ve Araştırma Merkezi, bitki sağlığı konusunda bölgede ve Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. Bitki Sağlığı Kliniği, tarım sektöründe, iyi tarım uygulamalarının yeteri kadar bilinmemesi, yanlış dozlarda ilaç kullanımı, eğitimsiz çiftçiler, ihracatı artırmaya yönelik alınması gereken tedbirlerin bilinmemesi, tarım sektöründen yeterli verim alınamaması gibi sorunlara çözüm üretme adına bölgede çiftçilere yarar sağlıyor.

    Mustafa Kemal Üniversitesi Bitki Sağlığı Kliniği Uygulama ve Araştırma Merkezi 2016 yılı Kasım ayında DOĞAKA ile yapılan protokol sonrasında kurularak, kliniğin amacının bitkilerde görülen hastalıkları araştırmak ve bunun çözüm yollarını bulmak olduğu belirtildi.

    MKÜ Bitki Sağlığı Kliniği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Şener Kurt, klinik bünyesindeki laboratuvarların son derece ileri tanı teknolojik cihazlarla donatıldığını belirterek, her türlü mikro biyolojik tanıyı klinik yapısında geliştirebildiklerini ve doğru tanıyı koyabildiklerini söyledi.

    Klinik bünyesinde bir gezici aracın bulunduğunu ve üreticilerin ayağına gittiklerini kaydeden Prof. Dr. Kurt, “Şu anda bizim temel hedef kitlemiz üreticiler, ihracatçılar ve bu konuda araştırma yapan uzman kişiler. Ve bunlara yönelik biz bu merkez bünyesinde hizmetler üretiyoruz. Klinik bünyemizde üç tane laboratuvardan oluşuyor. Bitki hastalıkları, bitki zararları ve yabancı ot laboratuvarlarında oluşan bir merkezimiz. Ve bu merkezde aynı zamanda gezici bir klinik aracımız var. Aynı zamanda bu laboratuvarlarda görevli beş profesör öğretim üyesi hocamız var. Herkes kendi alanında uzman. Gelen taleplere bağlı olarak biz üreticilere bu hocalarımızla birlikte üreticinin ayağına giderek yerinde, üretici ile birlikte biz buna üretici odaklı diyoruz biz hizmetle yerinde sorunu tespit edip buna göre daha çok teknik, bilimsel ve ekonomik hızlı bir tanı geliştirerek buna yönelik bir mücadele yöntemi, tedavi yöntemi ortaya koyuyoruz. Bu şekilde yapılan ilk uygulama Türkiye’de üniversitemiz bünyesinde bu merkezde sağlanmış oldu. Herhangi bir şekilde diğer üniversitelerde ve bakanlık bünyesinde bir benzeri bulunmuyor. Türkiye’de bir ilk olma özelliğini şu anda koruyor. Bu şekilde kapsamlı bir faaliyet gösteren bir merkez olarak dünya ile işbirliği halinde diğer ülkelerdeki merkezlerle işbirliği kurmaya çalışıyoruz. Ve onlarla istişareli olarak bu yapıyı biraz daha güçlendirmeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla şu anda oldukça iyi noktada sadece bitki patolojisi alanında değil aynı zamanda veteriner mikrobiyolojisi, gıda patojenleri ve hatta insan hekimliği alanında da hizmet verebilecek potansiyele sahibiz. Klinik bünyesinde laboratuvarlar son derece ileri tanı teknolojik cihazlarıyla donatılmış durumda. Her türlü mikro biyolojik tanıyı da bu bünyemizde yapımızda geliştirebiliyoruz, doğru tanıyı koyabiliyoruz” dedi.

    Kliniğin Tayfur Sökmen Kampüsü içerisinde AR-GE binası içerisinde hizmet verdiğini vurgulayan Kurt, “Merkezimizin önemli bir destek kaynağı, finansman kaynağı Kalkınma Bakanlığına bağlı Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı ve Mustafa Kemal Üniversitesi Rektörlüğü. Kamu ve üniversite işbirliği sonrasında dışarıdan yine Ticaret Borsası ve Akdeniz İhracatçılar Birliği’nin desteğiyle burası finansman olarak desteklenmiş ve kurulmuş oldu. Şu anda artık tamamen kendi öz kaynaklarıyla ve yapmış olduğu hizmetlerle faaliyetlerini sürdürüyor. Bu anlamda tabi daha iyi noktalara götürmeyi hedefliyoruz. Sadece burada değil bu tür yapıların bu tür klinik merkezlerini bölgemizde ve ulusal çapta diğer bölgelerde de hayata geçmesi en büyük hedefimiz” diye konuştu.

    Bitki Sağlığı Kliniği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde aktif olarak 5 uzman personelin bulunduğunu onun dışında doktora ve yüksek lisans yapan öğrencilerin de bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Şener Kurt ayrıca, “Bir memurumuz var, özellikle döner sermaye işlerini yürüten bir muhasebe görevlimiz var. Onun dışında tabi klinik faaliyetleri ve iş potansiyeli arttıkça daha da kalabalık bir boyuta ulaşacağımızı tahmin ediyoruz” ifadelerine yer verdi.

  • Eczacılık fakültesi serasında yüzden fazla tıbbi bitki yetiştiriliyor

    İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi bünyesinde kurulan iki ayrı serada oluşturulan tıbbi aromatik bitkiler bahçesinde yüzden fazla tıbbi bitki yetiştiriliyor.

    Seralarda yetiştirilen bitkiler bir taraftan fakülte öğrencilerinin eğitimlerine fayda sağlarken diğer taraftan Turgut Özal Tıp Merkezi Geleneksel Tıp Tedavileri bölümüne materyal sağlıyor. Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Çiğremiş, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, devletin geleneksel tıp ve alternatif tedavilerle ilgili yeni hedeflerinde bitkilerle tedavilere zemin hazırlayacak materyalleri yetiştirmek üzere fakülte olarak tıbbi bitki işine koyulduklarını söyledi. Tıbbi aromatik bahçelerinin yirmi dönümlük bir arazi üzerinde kurulduğunu belirten Dekan Çiğremiş, “Burası yüzden fazla tıbbı bitki türünü yetiştirdiğimiz bir alan. Fakülte bazında bu uygulamadan dolayı da çok gururluyuz. Burada daha çok bitkilerle tedavi alanıyla ilgili kullanabileceğimiz bitki türlerini yetiştirmeye yoğunlaşıyoruz” dedi. Dekan Çiğremiş, Zeytinburnu Belediyesinin tıbbi aromatik bitkiler bahçesinden sorumlu olan Ziraat Teknisyeni Mehmet Ali Altıokka’nın, Eczacılık Fakültesinin tıbbi aromatik bahçesinin gelişmesinde çok önemli katkıları olduğunu ifade ederek, destekleri için teşekkür etti. Turgut Özal Tıp Merkezi bünyesinde açılan Geleneksel Tıp Tedavileri Bölümüne de tıbbi aromatik bitkiler bahçesinin materyal sağlayacağını kaydeden Dekan Çiğremiş, “Fakültemizin böyle bir bahçeye sahip olması bizler için bir avantaj ve gurur kaynağı. Mezun olan öğrencilerimizin eğitimlerinde yeni bir sayfa açıldı. Biz buna eczacılıkta uzmanlık adını veriyoruz. Bunun iki tane dalı var, birisi klinik eczacılık, birisi de fitofarmasi. Devletimizin yönelmesinin nedeni şu, birçok kişi böyle bitkisel ilaçlar yapıp sattığını veya merdiven altı üretimler yapıp sattığını söyleyerek insanlarımızın hayatıyla oynayabilmektedir. Dolayısıyla devletimiz şimdi buna el attı ve bu konunun yani bu tip bitkilerle tedavilerin veya ilaçların hazırlanmasının, satılmasının uzman kişilerce yapılması gerekliliğini söyledi. Onun için de fitofarmasi uzmanlarını yetiştireceğiz. Hem öğrencilerimiz için hem de uzmanlarımız için uzmanlık eğitimi alacak asistanlarımız için bu bahçe ve bu ortam bulunmaz bir nimettir. Öğrencilerimiz buraya geldikleri zaman bu bitkileri görerek, tanıyarak bize daha çok fayda sağlayabilecekler” şeklinde konuştu. Dekan Çiğremiş, İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesini tercih eden öğrencilerin pişman olmayacaklarını ifade ederek, “Buraya bilim insanlarını ve uzmanları davet ediyoruz. Öğretim elemanları olarak Eczacılık Fakültesini tercih etmelerini, buraya gelmelerini istiyoruz. Üniversitemizde gerçekten liyakata, bilime dayalı bir sisteme sahibiz. Herkese değer veren, çalışana değer veren bir sistemimiz var. Öğrencilerimiz içinde fakültemizi tercih ettikleri zaman bir avantaj ve ayrıcalık olacağını iddia ediyoruz ve buraya gelerek bu avantajlardan faydalanarak buradan mezun olarak ayrılmalarını istiyoruz” ifadelerini kullandı. İnönü Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Eczacılık Meslek Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Arabacı ise, bitki dağılımıyla ilgili bilgi vererek, “Bahçemizde iki seramız var. Bunlardan bir tanesi üretim serası. Burada biz bitkileri tohumdan itibaren üretimini yapıyoruz. Buradaki otsu bitkilerin tamamını tohumdan ürettik. Bu tohumların bir kısmını da Zeytinburnu Belediyesinin tıbbı ve aromatik bahçesinden temin ettik. Burada bitkilerin dağılımı daha çok tıbbi kullanım alanlarına göre yapılmıştır. İmünüss sistem hastalıklarında kullanılanlar, yara yanıklar, termatolojik olarak konular gibi sınıflandırmalar burada yapılmış ve mevcuttur. 100’den de fazla otsu bitki örneğimiz var. Ayrıca bahçemizin bir kısmı da odunsu bitkilerden oluşmaktadır” diye konuştu. Zeytinburnu Belediyesi Tıbbı Aromatik Bitkiler Bahçesi Sorumlusu Ziraat Teknisyeni Mehmet Ali Altıokka da Zeytinburnu Belediyesi tarafından yapılan tıbbi aromatik bitkiler bahçesinin bu konuda yapılan çalışmaların öncüsü konumunda olduğunu söyledi. Altıokka, tıbbi aromatik bitkiler konusunda yapılan çalışmalara destek vermenin kendileri için önemli olduğuna değinerek, “Çünkü bu bitkiler birçok alanda kullanılabiliyor. Özellikle eczacılıkta burada yoğun miktarda kullanılabilmektedir. Aynı şekilde bu bitkiler baharat olarak yemek sektöründe yine yoğun miktarda da kullanılabiliyor. Yine tekstilde, giyim sanayinde birçok sektörde bu bitkilerden faydalanılabilmektedir. Bizler için önemi bu bitkilerin sadece kullanımı değil floru açısından da değerlidir. Çünkü ülkemiz bu bakımdan çok zengin bir yapıya sahiptir. Avrupa Kıtasında yetişebilen bitki çeşit sayısı on iki, on üç bin tür iken bizim ülkemizde yetişebilen tür sayısı on bir bine yakındır ve bu türlerin yaklaşık 3 bin 500 endemik olan türlerdir. Bu türlerin korunabilmesi, geleceğe aktarabilmesi bizler için çok önemlidir. Onun için birçok kuruma bu şekilde destek vermeye, yardım etmeye özen gösteriyoruz” diye konuştu.

  • Bitki çaylarına rağbet arttı

    Kış mevsiminin yaklaşması ile aynı günde birkaç mevsimin yaşanmaya başlanması hastalıkları da beraberinde getiriyor. Vatandaşlar hastalıkların etkisini azaltabilmek için soğuk havaların vazgeçilmez içeceği bitki çaylarına akın ediyor.

    Havaların yavaş yavaş soğuduğu, sık sık sıcaklık değişimlerinin yaşandığı günler, soğuk algınlığı, nezle ve gribe de davetiye çıkarıyor. Vatandaşların hastalıklardan korunmak için ilk başvurdukları yöntem ise bitki çayları oluyor.

    Soğuk havaların gelmesi bitki çaylarına rağbeti artırırken, aktarlarda en çok Ihlamur, zencefil, zerdeçal, tarçın, adaçayı gibi şifalı bitkiler ile çeşitli bitkilerin bir araya getirildiği karışımlar satılıyor. İstanbul Mısır Çarşısı’nda çeyrek asırdır esnaflık yapan aktar Mahmut Yıldız, bitkilerin şifa dağıtan yönünün saymakla bitmeyeceğini, vatandaşların her bitkiyi çay olarak kaynatıp içmemelerini ve bilinçli bir şekilde kullanmaları gerektiğini belirterek, “İnsanlar yıllardır bitkisel çayları kullanıyorlar ve bunların faydalarını gördüklerinden dolayı da tabii ki bizden talep ediyorlar. Biz yıllardır satıyoruz burada. Tabii ki bilinçli kullanmak her şeyin başında gelir. Vatandaşlarımız bitkileri alırken bilinçli hareket etsinler. Çünkü her çayı, her bitkiyi çay olarak kaynatıp içmek doğru değil. Alacakları şeyleri bilerek alsınlar. Örneğin adaçayı, ıhlamur, havlıcan, zencefil, tarçın, karanfil Bunların hepsinden bir karışım yapıp içerisine yarım dilim de limon koyarlarsa hem vücudun soğuğa karşı direncini artırır hem daha sağlıklı güne başlarlar. Gün içerisinde de tüketilebilir” diye konuştu.

    Kilosu 280 TL’ye Ihlamur var

    Ihlamur en çok tüketilen bitki çayı olmakla birlikte bitki çaylarının en pahallısı olarak dikkat çekiyor. Serbest piyasada fiyatı 145 TL olan gram altını sollayan ıhlamur, İstanbul Mısır Çarşısı’nda 180 TL ile 280 TL arasında cep yakan fiyatı ile alıcı bulmaya devam ediyor. Soğuk algınlığına iyi geldiği ve vücut direncini arttırmasıyla bilinen ıhlamurun fahiş fiyatlardan satışa sunulması vatandaşların 50 ile 100 gramlık paketleri tercih etmesine sebep oluyor.

  • Tıbbi ve Aromatik Bitki Bahçelerinin Tanıtımı Yapıldı

    Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü ile ORAN Kalkınma Ajansı’nın ortaklaşa yürüttüğü ’Tıbbi Aromatik Bitkilerin Yaygınlaştırılması’ projesi çerçevesinde oluşturulan bahçelerin tanıtımı yapıldı.

    Proje çerçevesinde fideler Özvatan ilçesinde düzenlenen Tarla Günü etkinliğinde üreticilere teslim edildi. Törene Özvatan Kaymakamı Menderes Topçuoğlu, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Özkan Kayacan, Özvatan Belediye Başkanı Halit Demir ile birlikte sivil toplum örgütleri ve üreticiler katıldı.

    Törende konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Özkan Kayacan, “Tıbbi ve Aromatik bitkiler insanlık var olduğu günden beri deneme yanılma yöntemleri, kimi zamanda profesyonel tıp aracılığı ile insan, hayvan ve hatta bitki sağlığı için kullanılmışlardır. Bugün, bazı kesimlerin alternatif tıp olarak adlandığı yöntemlerin de aslında pek çoğu eczacılık tıp ve moleküler biyoloji uzmanları tarafından bilimsel olarak kanıtlanarak insanların hayatına girmeye başlamışlardır.

    Dünya’da her yıl yapılan Ar-Ge harcamalarında en büyük payı ilaç endüstrisi almaktadır. Bununla birlikte sentetik kimyasalların sağlık yönünden etkileri düşünüldüğünde, günümüzde kullanılan ilaçların birçoğunun etken maddesi konumundaki tıbbi ve aromatik bitkilerin önemi açıkça görülmektedir” dedi.

    Kayacan, “Tıbbi ve aromatik bitkiler üretimi alternatif bir üretim metodu olarak, özellikle kırsal alanlarda yoğun emek istemesi sebebiyle işsizliğin azalmasına ve tarımsal gelirin artmasına katkı sağlamaktadır. Tıbbi ve aromatik bitkilerin ekim nöbeti sisteminde değerlendirilebilmesi, gıda sanayinde hammadde ya da işlenmiş olarak kullanılabilmeleri ve tamamlayıcı ya da alternatif tıbbın bir parçası olarak görülmeleri nedeniyle giderek önem kazanmaktadır” ifadesinde bulunarak şunları söyledi:

    “Türkiye’nin tıbbi ve aromatik bitkilerin dış satımında dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olduğunu, birçok tıbbi bitkinin dış satımını yaparken, aynı zamanda birçok bitkinin de dış alımını gerçekleştirdiğini ve dünyada tıbbi ve aromatik bitkiler için giderek artan bir talep bulunmaktadır. Buradan hareketle 2016 yılında proje birimi tarafından hazırlanan, ORAN Kalkınma Ajansı ile İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğümüzün arasında imzalanan protokole istinaden, Civanpercemi bitkisinin ekiminin ve bilinirliliğinin artırılması ve Biberiye, Karabaş, Adaçayı ve Tıbbinane bitkilerin demonstrasyonun yapılmasına yönelik faaliyetlerin yerine getirilmesi amacıyla 12 ilçede 23 üreticiye 87.500 adet fide dağıtılmıştı” dedi.

    Protokol konuşmaları ardında uygulama bahçesi tanıtımı ve plaket töreni ile program sona erdi.