Etiket: Birliği’nde

  • HKÜ ile Kalyon PV iş birliğinde ilk eğitim

    HKÜ ile Kalyon PV iş birliğinde ilk eğitim

    Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) ve Kalyon PV arasında kurumsal eğitim işbirliği kapsamında ilk eğitim gerçekleştirdi. Kalyon PV Ar-Ge Merkezinde gerçekleştirilen eğitimde, HKÜ İletişim Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Damlasu Temizel, “Ekip Yönetimi ve Entegrasyonunda Etkili İletişim Teknikleri” konusunu ele aldı.

    Bölgenin ilk vakıf üniversitesi olarak yenilik, girişim ve inovasyon odaklı kurulan HKÜ ile Türkiye’nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikası olan Kalyon PV arasında yapılan işbirliğine dayalı organize edilen kurumsal işbirliği eğitimlerine start veridi. Gruplar halinde gerçekleşen eğitimde Temizel; Ekipler evreninde etkin iletişim rotası oluşturma, stratejik iletişim yönetimi ve kurumsal düzeyde ekip entegrasyonu uygulamaları konularında detaylı bilgiler aktardı.

    Kalyon PV Ar-Ge Merkezinin ev sahipliği yaptığı ve iki gün süren etkinlik, katılımcıların sorularının yanıtlanması ile sona erdi. Ar-Ge ve kurumsal eğitim işbirliği kapsamında eğitimler devam edecek.

  • YÖK ile TSE iş birliğinde bulaşıcı hastalıklarla mücadele kılavuzu hazırlanacak

    YÖK ile TSE iş birliğinde bulaşıcı hastalıklarla mücadele kılavuzu hazırlanacak

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile TSE arasında teknik alanlarda iş birliği hayata geçiyor. İlk aşamada ’Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu’nu beraber hazırlayacağız. Bu Kılavuz, COVID-19 salgını ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapsamında üniversitelerde sağlıklı ortamlar oluşturmaya odaklanacak” dedi.

    Korona virüsle mücadele kapsamında yükseköğretim kurumlarında sağlıklı, temiz ortamların oluşturulması, hijyen koşullarının sağlanması ve enfeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması amacıyla Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığı arasında iş birliği protokolü imzalandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığında düzenlenen imza törenine Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, YÖK Başkanı Yekta Saraç ve TSE Başkanı Adem Şahin katıldı. Bakan Varank, törende yaptığı konuşmada, TSE ile YÖK Başkanlığı arasında imzalanacak iş birliği protokolü ile üniversitelerde yüz yüze eğitimin güvenli ve sağlıklı koşullarda gerçekleştirmek adına önemli bir adım atacaklarını söyledi. Okullarda salgınlarla mücadelede hijyen ve sanitasyon koşullarını geliştirmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte 27 Temmuz’da protokol imzaladıklarını anımsatan Varank, tüm çocukların zamanı geldiğinde okula güvenli bir şekilde dönmelerini istediklerini, bu amaçla eğitim kurumlarına yönelik “Hijyen Şartlarının Geliştirilmesi, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu”nu hazırladıklarını kaydetti. Okullarda etkin bir hijyen yönetimi kurarak çocuklar, personel ve ailelerin hastalık yükünü azaltmayı hedeflediklerini aktaran Varank, uygulama aşamasını geçen okulları “Okulum Temiz” belgesiyle belgelendirdiklerini belirterek, bugüne kadar 67 özel okulu denetlediklerini ve belgelendirme sürecini tamamladıklarını dile getirdi.

    “Üniversitelerde sağlıklı ortamlar oluşturmaya odaklanacak”

    Şimdi yeni bir çalışmanın heyecanı içerisinde olduklarını ifade eden Varank, “Birazdan imzalayacağımız protokolle, yükseköğretimde yüz yüze eğitimin geleceği için önemli bir çalışmayı başlatacağız. Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ile TSE arasında teknik alanlarda iş birliği hayata geçiyor. İlk aşamada ’Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu’nu beraber hazırlayacağız. Bu Kılavuz, COVID-19 salgını ve bulaşıcı hastalıklarla mücadele kapsamında üniversitelerde sağlıklı ortamlar oluşturmaya odaklanacak. Bununla birlikte üniversitelerde hijyen koşullarının sağlanması, enfeksiyon kontrol önlemlerinin uygulanması ve takibi için gerekli altyapı geliştirilecek. Bu noktada biz Bakanlık olarak tüm teknik birikimimizi aktaracağız. Ayrıca eğitim, denetim ve belgelendirme faaliyetleri yoluyla da yine üniversitelerimizin yanında olacağız. Talep eden tüm üniversitelerimiz, sunduğumuz imkanlardan faydalanabilecek” diye konuştu.

    “Bu standartlar isteyen üniversitelerimiz için bir çerçeve niteliği taşıyacaktır”

    YÖK Başkanı Yekta Saraç ise YÖK’ün, “Küresel Salgında Yeni Normalleşme Süreci” adıyla bir rehber yayımladığını hatırlatarak, “Buna göre salgının bölgesel ve yerel seyri, üniversitelerimizin alt yapı imkanları ve ilgili programlardaki öğrenci sayılarına göre üniversitelerimiz 2020-2021 eğitim ve öğretim döneminde planlamalarını yapacaklardır. Bu süreçte sağlıklı ortamların sunulması için bir takım standartların geliştirilmesi gerektiği de muhakkaktır. Bu standartlar isteyen üniversitelerimiz için bir çerçeve niteliği taşıyacaktır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile birlikte hazırlayacağımız ’Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi ve Enfeksiyon Kontrol Önlemleri Kılavuzu’ gerek bu Covid-19 salgını gerekse diğer bulaşıcı hastalıklar ile mücadele kapsamında önemli bir adımdır. Amacımız üniversite kampüslerinin ve eğitim öğretim ortamlarının sağlıklı ortamlar olmasını sağlamak” ifadelerini kullandı.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank ve YÖK Başkanı Saraç, konuşmaların ardından iş birliği protokolü metnini imzaladı.

  • Anadolu Üniversitesi üniversite-sanayi iş birliğinde yeni adım attı

    Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, üniversite-sanayi iş birliği kapsamında Kocatepe Staj Konsorsiyumu Protokolüne imza attı.

    Eğitimin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliğiyle yürütülen Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine de önem veren Anadolu Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesinin yürütücülüğünü üstlendiği Kocatepe Staj Konsorsiyumunun paydaşları arasında yer alarak yeni bir iş birliğini daha hayata geçirdi. Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde gerçekleştirilen törene katılan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, üniversite ile sektörü bir araya getirecek Kocatepe Staj Konsorsiyumu Protokolüne imza attı. Anadolu Üniversitesinin paydaşlar arasında yer aldığı konsorsiyumda, ayrıca Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Eskişehir Sanayi Odası ile Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası da bulunuyor.

    “Yaptığımız çalışmaları sahada görmek istiyoruz”

    Konsorsiyuma ilişkin görüşlerini dile getiren Rektör Çomaklı, “Bu tarz ortaklıklar oldukça zor meydana geliyor ancak birlikteliklerin sağlanmasının ardından ise faydalarının sürekli artarak devam ettiğine şahit oluyoruz. Bu nedenle de üniversitemizin böyle bir ortaklıktan geri kalması da düşünülemezdi. Bölge ve kültür yapısı itibarıyla birbirine yakın iki üniversite ve şehrin yer aldığı böyle bir konsorsiyumun öğrencilerimiz ve personelimiz açısından oldukça faydalı olacağını düşünüyorum. Bu ortaklığı önemli kılan diğer bir durum da uygulayıcılar olan Eskişehir Sanayi Odası ile Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasının da burada bizimle beraber hareket ediyor olmalarıdır. Çünkü bu durum aynı zamanda işin sahaya inmesi demektir ve bizim için de oldukça önem taşımaktadır. Çünkü yaptığımız çalışmaları asıl sahada görmek istiyoruz ve sahanın yansımalarını da kendi bünyemizde akademik olarak sürdürmek istiyoruz” diye konuştu.

  • Anadolu Üniversitesi üniversite-sanayi iş birliğinde önemli bir protokole imza attı

    Eğitimin yanı sıra üniversite-sanayi iş birliğiyle yürütülen Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerine de oldukça önem veren Anadolu Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesinin yürütücülüğünü üstlendiği Kocatepe Staj Konsorsiyumunun paydaşları arasında yer alarak yeni bir iş birliğini daha hayata geçirmiş oldu.

    Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde gerçekleştirilen törene katılan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, üniversite ile sektörü bir araya getiren Kocatepe Staj Konsorsiyumu Protokolüne imza attı. Anadolu Üniversitesinin de paydaşlar arasında yer aldığı konsorsiyumda ayrıca Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Eskişehir Sanayi Odası ile Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası da bulunuyor.

    “Yaptığımız çalışmaları sahada görmek istiyoruz”

    Konsorsiyuma ilişkin görüşlerini dile getiren Rektör Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, “Bu tarz ortaklıklar oldukça zor meydana geliyor ancak birlikteliklerin sağlanmasının ardından ise faydalarının sürekli artarak devam ettiğine şahit oluyoruz. Bu nedenle de üniversitemizin böyle bir ortaklıktan geri kalması da düşünülemezdi. Bölge ve kültür yapısı itibarıyla birbirine yakın iki üniversite ve şehrin yer aldığı böyle bir konsorsiyumun öğrencilerimiz ve personelimiz açısından oldukça faydalı olacağını düşünüyorum. Bu ortaklığı önemli kılan diğer bir durum da uygulayıcılar olan Eskişehir Sanayi Odası ile Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasının da burada bizimle beraber hareket ediyor olmalarıdır. Çünkü bu durum aynı zamanda işin sahaya inmesi demektir ve bizim için de oldukça önem taşımaktadır. Çünkü yaptığımız çalışmaları asıl sahada görmek istiyoruz ve sahanın yansımalarını da kendi bünyemizde akademik olarak sürdürmek istiyoruz” diye konuştu.

  • “Avrupa Birliğinde Sosyal Politika Uygulamaları” SDÜ’de ele alındı

    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü tarafından düzenlenen “Avrupa Birliğinde Sosyal Politika Uygulamaları” konulu etkinlik, İİBF Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Almanya Eski Milletvekili ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Özel Danışmanı olan Mustafa Erkan’ın konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte, sosyal politika alanında bilgiler aktarılarak, Avrupa Birliği kapsamında değerlendirmeler yapıldı.

    Erkan, sözlerine SDÜ’de öğrencilerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade ederek başladı. Yıllarca Almanya’da yaşamış ve çalışmış olmasına rağmen Türkiye’nin sosyal yapısına uzak olmadığını belirten Erkan, Türkiye’nin kültürel dokusuna, sosyo-ekonomik yapısına hâkim olduğunu söyledi.

    “Sosyal Bilimler öğrencisi olmayı göze aldıysanız rekabeti de göze almışsınız demektir”

    Bu anlamda Almanya perspektifinden Avrupa ile Türkiye arasındaki fark ve benzerlikleri daha iyi analiz edebilme şansı bulduğunu belirten Erkan, sorunların çözümü için öncelikle bütün sorunların argümanlarının ortaya konulması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek kişilerin gençler olduğunu söyleyen Erkan, Üniversite sayıları ve öğrenciler üzerinden yaptığı analizlerde gençlerin karamsar ve ümitsiz olduğu sonucuna ulaştığını belirtti ve “Fakat beni üzen durum gençlerin karamsar olması değil, karamsarlıklarına rağmen kendilerini geliştirmek için çaba göstermeyip bahanelerin arkasına sığınıyor olmalarıdır. Sık sık sizlerle bir araya gelerek sorunlarınızı dinleyip, çözüm üretmeye çalışıyorum. Özellikle diğer ülkelere gerçekleştirdiğim seyahatlerde önceliğim kendi ülkemizdeki öğrencilerin eğitim durumlarıyla, başka ülkelerdeki öğrencilerin durumları arasında mukayese ve değerlendirme yapmak oluyor. Evet, alanınızda rekabet çok sert ancak bu durumu sadece kendi ülkemizde varmış gibi düşünmeyin. Bu durum tüm dünyada aynı şekilde ve siz bir Sosyal Bilimler öğrencisi olmayı göze aldıysanız rekabeti de göze almışsınız demektir” dedi.

    “Türk gençleri daha zeki”

    Avrupa ve Türkiye’deki gençleri kıyasladığı zaman Türklerin çok daha zeki olduğunu düşündüğünü belirten Erkan, “Beni başarılı kılan tek şey sizlerin arasından geliyor olmak, bu topraklardaki insanlarla aynı geni taşıyor olmak. Ben hiçbir zaman hayallerimden ve hedeflerimden vazgeçmedim. Sizlerden de tek ricam hayallerinizden ve hedeflerinizden geçmeyin” diye konuştu.

    “Okunan üniversite adı değil, kişisel gelişim düzeyi önemli”

    Erkan, okunan üniversite isimlerinin artık çok önem arz etmediğini, bireylerin kişisel gelişimlerini ne düzeyde geliştirdiklerinin çok daha önemli olduğunun altını çizdi. Bu noktada birçok öğrencinin, “3.30 ve üzeri not ortalaması, TOEFL, IELTS veya YDS’den yüzde 80’lil başarı seviyesi elde etmiş olmak, Kulüp ve Derneklerde aktif şekilde rol almış olmak, üniversite sürecinde en az iki staj yapmış olmak” şartlarını sağlamaları durumunda, iş başvurusu yapacak oldukları kuruma referans mektubu yazdığını belirtti.

    AB sosyal politika değerlendirmesi

    Genel hatlarıyla AB’nin sosyal politika uygulamalarını değerlendiren Erkan, Avrupa Birliği’nin ne zaman, ne amaçla kurulduğuna ve şu anda Avrupa Birliği’nin ne aşamada olduğuna ilişkin bilgiler paylaşarak Türkiye ekseninde değerlendirmeler yaptı. Erkan, Avrupa Birliği’nin geçirdiği safhaları; “1974 Sosyal Eylem Planı”, “Avrupa Tek Senedi”, “Çalışanların Temel Sosyal Haklara İlişkin Topluluk Şartı ve Eylem Planı, “ Maastrich Antlaşması ve Ekli Sosyal Bölüm”, “Amsterdam Antlaşması ve Sosyal Bölüm”, “Nice Antlaşması ve AB temel Haklar Şartı”, “Lizbon Antlaşması ve AB Sosyal Politikasının Bugünü” başlıkları altında ayrıntılı olarak aktardı.

    “Avrupa’ya renk verenler, başta Türkler”

    Avrupa’nın kültürünü yabancıların oluşturduğunu, Almanya’ya renk verenin yabancılar ve başta da Türkler olduğunu söyleyen Erkan, “Biz olmasaydık Avrupa ve Almanya şu an olduğu gibi olamazdı, her şeyi bizden öğrendiler ve öğreniyorlar. Onların kültür zenginliğine en büyük katkıyı biz sağladık.” dedi.

    “Kimse çalışkan insanın karşısında duramaz”

    Erkan, gençlerin geleceği şekillendirme noktasında çok büyük görevlerinin olduğunu, bu görevlerini yerine getirme çabalarında ise her zaman cesur ve girişimci olmaları gerektiği mesajını verdi. Aziz Sancar’ın, “Bir şeyler söylemekle hiçbir şey olmuyor; çalışmak gerek, çaba sarf etmek gerek. Sadece çok çalışarak başarı elde edebilirsiniz. Çabayla elde edilen başarıyı kimse inkâr edemez. İster Amerika ister Avrupa isterse de dünyanın herhangi bir yeri olsun, kimse çalışkan insanın karşısında duramaz” sözlerini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün, “‘Cesaret gösteren ve tehlikeye atılan kazanır. Komutanlar Napolyon’u taklit etmeli, mağlubiyet korkusunu aklına getirmemelidir” sözlerini aktararak konuşmasını tamamladı.