Koru Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Erdem Yıldırım, hipofiz tümörlerinin kabaca her 5 kişiden birinde görülebileceğini söyledi.
Hipofiz adenomları hakkında bilgi veren Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Erdem Yıldırım, hipofiz bezinin orta hatta, burun ve sinüslerin arkasında ince bir kemik dokusu ile bu dokulardan ayrılmış, beyin ile doğrudan bağlantılı mercimek büyüklüğünde, vücudun neredeyse bütün hormon dengesini sağlayan ufak bir bez olduğunu belirterek, “Hipofiz bezi yerleşim olarak aynı zamanda beynin kabaca yüzde 60’ını besleyen iki şah damarımızın ortasında ve her iki görme sinirinin altı ve ortasında bulunur. Boyutunun aksine salgıladığı ve salgılattığı hormonlar yaşamsal fonksiyonların devamı açısından çok önemlidir. Kalsiyum metabolizması ve pankreasın salgıladığı hormonlar dışında vücut metabolizmasının neredeyse tamamı; adet görme, üreme sağlığının düzenlenmesi, çocuk sahibi olma, doğum eyleminde rahim kasılmaları, doğum sonrası süt salgılanması, kandaki tuz ve su dengesinin sağlanması, stres hormonlarının üretilmesi, çocukluk ve ergenlik döneminde büyüme, kemik uzaması, kan şekeri dengesi, vücutta hormonlar tarafından sürdürülen neredeyse bütün görevlerin sağlanmasının temelini hipofiz bezi oluşturur” diye konuştu.
Doç. Dr. Yıldırım, hipofiz bezinde tümör varlığı durumunda da bu tümörün hormon salgılaması, kitle etkisi ile görme siniri üzerinde baskı ve görme bozukluğu oluşturması veya her iki şekilde kişilerde şikayetler geliştirdiğini ifade etti. Herhangi bir şikayet oluşturmaksızın tesadüfen yapılan tetkiklerde de hipofiz adenomlarının tespit edilebildiğine dikkati çeken Yıldırım, tümörün hormon üretmesi sonucunda kişilerde bazı metabolik değişiklikler oluşabildiğini söyledi. Doç. Dr. Ali Erdem Yıldırım, “Örneğin kortizon salgılanmasını sağlayan bir tümör, kişilerde sebebi açıklanamayan ciddi kilo artışına, özellikle boyun ve karın bölgesinde aşırı yağlanmaya neden olabilmekte, enfeksiyonlara çok savunmasız hale getirebilmektedir. Büyüme hormonu salgılatan bir tümör, erişkin kişilerde eller, ayaklar, burun ve kulaklarda, iç organlarda kalp ve akciğer yetmezliklerine varabilen kontrolsüz büyüme nedeni olabilmektedir. Bazı erişkin hastalar ayakkabı numarasında artış veya ellerinin çok fazla büyümesi nedeniyle yüzüklerinin artık ellerine olmaması gibi şikayetlerle hastaneye başvurabilmektedir. Prolaktin hormonu üreten tümörler erkek veya kadınlarda meme başından süt gelmesi, adet görememe, cinsel istekte azalma ve çocuk sahibi olamama şikayetlerine sebep olabilmektedir” diyerek hastalarda oluşan durumları sıraladı.
Görme sinirlerine baskı yapan tümörler tam körlüğe sebep olabiliyor
Görme sinirlerine baskı yapan tümörlerin erken dönemde görme
çerçevesinde daralma ve ileri bası halinde tam körlük gibi şikayetlere sebep olabildiğini belirten Yıldırım, “Hipofiz bezinde tümörden şüphe edildiğinde hipofiz bezine yönelik görüntüleme, hipofiz bezi ilişkili kan hormon seviyeleri, görme testleri uygulanır. Hipofiz bezi tümörlerine yaklaşım deneyimli merkezler tarafından yapılmakta, tedavi seçenekleri uygulanmakta, gerektiğinde cerrahi ve sonrası takibi bir ekip tarafından idare edilmektedir” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Ali Erdem Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çoğunlukla iyi huylu olan bu tümörün, hipofiz tümörü cerrahisi konusunda deneyimi olan cerrahlarca kişinin hayatından tamamen çıkması mümkün olmaktadır. Günümüzde tıptaki hızlı ilerleme ile endoskopik endonazal yöntem (burun yoluyla endoskop eşliğinde yapılan beyin ameliyatı) sayesinde bu hastaların tedavisi daha güvenli, daha yüksek başarı oranları ile yapılabilmektedir. Burundan endoskopik yöntem ile girilerek yapılan ameliyatlarımızda kesi bile olmadan hastalar 2 gün gibi kısa bir sürede evlerine sağlıkla gitmenin, ayrıca yüksek operasyon başarısı ile iş ve sosyal hayatlarına hızlı bir şekilde dönmenin mutluluğunu yaşamaktadırlar.”
Kronik obstrüktif akciğer hastalığı KOAH’ın ortaya çıkma sebebinin en başta sigara olduğunu belirten Bursa Özel Hayat Hastanesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, 40 yaş üstü erişkinlerin yüzde 20’sinde KOAH rahatsızlığının görüldüğünü söyledi.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Mustafa Eren, Türkiye geneli böbrek taşı rahatsızlığı görülme oranının yüzde 1 ile 13 arasında değiştiğini ve bu oranın Kahramanmaraş’ta yüzde 20 olduğunu söyledi.
Samsun Diş Hekimleri Odası Başkanı Abdullah İlker, “Türkiye’de yılda 1 kişiye 1 diş fırçası bile düşmemekte, her 2 evden birine hiç diş fırçası girmemektedir” dedi.
Çocukluk döneminin en önemli sağlık sorunlarından biri olan “çocukluk çağı havayolu aşırı duyarlılığı” toplumun %20’sini etkilemekte ve her 5 çocuktan birinde görülmektedir. Genetik geçişli ve yapısal olan bu duyarlılığa sahip çocuklar, çevredeki zararlı etkenler ve alerjenlere maruz kaldığında; öksürük, burun akıntısı ve gözlerde yaşarma sorunu yaşar. Eğer duyarlılık seviyesi yüksekse çocuklar basit bir gribin ardından; nefes darlığı ve şiddetli öksürük nöbetleriyle yatağa düşmektedir.