Etiket: bırakmayacak”

  • Kaymakam Öner, gitmedik köy bırakmayacak

    Burhaniye ilçesinde, Kaymakam Hüseyin Öner, kırsal mahalle gezilerine devam ediyor. Vatandaşların sorunlarını, isteklerini dinlemek amacıyla kırsal mahalleleri ziyaret eden Öner, sorunları yerinde tespit ediyor. Kaymakam Hüseyin Öner, beraberinde İlçe Jandarma Komutanı Alim Burak Çelik, İlçe Milli Eğitim Müdürü Bora Zihni, İlçe Sağlık Müdürü Dr. Faruk Kendigelen, İlçe Tarım ve Orman Müdürü Muhsin Pala, İlçe Müftüsü Hacı Öz, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Selçuk Çiftçi ve Belediye Muhtarlıklar Müdürü Yüksel Yüce ile 5 kırsal mahalleyi daha ziyaret etti.

    Ziyarete, Bahadınlı İlk ve Ortaokulunu ziyaret ederek başlayan heyet, okul öğretmenleriyle gerçekleştirilen sohbet sonrası öğrencilerle okuma programına katıldı. Sırasıyla, Yaylacık, Çamtepe, Korucuoluk ve Karadere Mahallelerini ziyaret ederek vatandaşla bir araya gelip onlarla sohbet eden Kaymakam Öner, “Yapılan ziyaretlerle bütün mahallelerimize ulaşıp vatandaşların sorunlarını mahallinde dinliyoruz. Herhangi bir nedenle kamu hizmetlerine erişemeyenlere ulaşarak istedikleri hizmeti sunmak, sorunlarını dinlemek, devletimizin şefkat elini en ücra mahalleye kadar uzatmak istiyoruz. Mahalle sorunlarını bizzat yerinde dinlemek ve çözümü için gerekli çalışmaların yapılmasını amaçlıyoruz” dedi.

  • Mağdur aile Adil Gür’ün peşini bırakmayacak

    Manisa’da 2 yıl önce meydana gelen kazaya karışan ünlü anketçi Adil Gür, tam kusurlu ve bilinçli taksirle birden fazla kişiyi yaralaması nedeniyle 1 yıl 21 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılırken, kazada ağır yaralanan Ahmet Ata Ertan’ın ailesi ise cezayı az bularak, girişimlerin devam edeceğini belirtti.

    Olay, 2 yıl önce Manisa’nın Kula ilçesinde yaşandı. Eskişehir’de faaliyet gösteren bir özel okulun öğrencilerini yaz kampına götürecek olan ve içinde 9 öğrenci ve 3 öğretmenin bulunduğu 26 AT 290 plakalı Çağlar İngin’in kullandığı minibüs, aynı istikamette seyreden Adil Gür’ün hakimiyetindeki 34 MSN 34 plakalı otomobil ile çarpıştı. Kazanın etkisiyle öğrencileri taşıyan minibüs şerit değiştirip bariyerlere çarpıp devrildi. Kazanın ardından yapılan incelemelerde Adil Gür’ün otomobil lastiklerinin eskimiş, yıpranmış ve kullanım ömrünün dolduğu tespit edildi. Kula’da devam eden mahkeme kararı açıklanırken; Adil Gür’ün 1 yıl 21 ay 10 gün hapis cezasına çarptırılmasına, suçun işleniş biçimi ve oluşturulan tehlike göz önüne alınarak sanığın sürücü belgesinin 1 yıl 6 ay süreyle geri alınmasına karar verildi.

    “Tazminat davasına ilişkin hukuki sürecimiz devam etmektedir”

    Yaşanan kazada yaralanan 14 kişinin aralarında Ahmet Ata Ertan isimli öğrenci de bulunuyordu. Mahkeme kararı sonrası açıklamalarda bulunan Ahmet Ata Ertan’ın babası Ahmet Fırat Ertan ve annesi Melek Ertan, tazminat davası açacaklarını belirtti. Ahmet Ata Ertan’ın kazada büyük yaralar aldığını anlatan aile bireyleri, “Kaza sonucunda oğlumuz Ahmet Ata Ertan’ın da aralarında olduğu öğrenci ve öğretmenler yaralanmıştır. Oğlumuz Ahmet Ata Ertan söz konusu yaralanma nedeniyle, sağ kol dirsek üstünden kolu kopmuş, sol kulak ve yüzü büyük ölçüde hasar görmüş ve kısmi kayıp yaşanmış, sırt, kalça ve omuz bölgesinde kayma ve vücudun belli bölgelerinde yanıklar ve kas-iskelet sisteminin tümünde hareket kaybı oluşmuştur. Alınan 5 raporda da sanık Adil Gür tam ve asli kusurlu bulunmuştur. Söz konusu karar her ne kadar oğlumuz Ahmet Ata Ertan’ın sağ kol dirsek üstünden kopan kolunu, geleceğini geri getirmeyecek olsa da, annesi ve babası olarak çocuğumuzun geleceği ile oynayıp, hiçbir pişmanlık göstermeyen sanığın daha fazla ceza alması gerektiğini düşünsek de, sanığın cezasız kalmaması bizi bir nebze rahatlatmıştır. Şimdi ise tazminat davasına ilişkin hukuki sürecimiz devam etmektedir” dedi.

  • Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu: “Bu ülke kimseye pabuç bırakmayacak”

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, “Bu ülke kimseye pabuç bırakmayacak. Sadece yüzeysel düşünerek, arka plana bakmadan, kuklayı elinde tutanı görmeden davrananların kimin ekmeğine yağ sürdüklerini gözden geçirmesi gerek” dedi.

    Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu ilk olarak Değirmenönü Mahallesi’nde esnafla bir araya geldi. Bir kavuncu ile sohbet edip, kavun yiyen Çavuşoğlu, bir dondurmacıdan da dondurma yedi. Vatandaşların çok yoğun ilgi gösterdiği Çavuşoğlu, tek tek el sıktı, sohbet etti.

    Bursa Yıldırım Muşlular Derneği’nin düzenlediği ve 80 çocuğun sünnet ettirildiği toplu sünnet cemiyetine katılan Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, burada bir konuşma yaptı. Çavuşoğlu, “Bugün bizim aramıza nifak tohumları saçmak isteyenler, bizim harcımız 1071 yılında karıldı. 1071 yılında kimlerle mücadele ediyorsak, o günden bu yana aynı istikrarla süren mücadelemizi, bundan sonra da kararlılıkla sürdüreceğiz. Bizimle göğüs göğüse mücadele etmeyi göze alamayanların, kaçanların ve içimizde taşeron kurmak suretiyle bu memlekete operasyonu düzenlemek isteyenlere sözüm; ‘ne yaparsanız yapın beraberliğimizi, birliğimizi, kardeşliğimizi ve kararlılığımızı asla bozamayacaksınız. İş birlikçileriniz kim olursa olsun, son terörist etkisiz hale getiriline kadar mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Bunların amaçları, bu memleket üzerine kapatamadıkları hesabı, içimizdeki taşeronları kullanarak yeniden gündeme getirip bizi karıştırmak istiyorlar. Her kim bunu yapıyorsa aklını başına toplasın. Bu ülke kimseye pabuç bırakmayacak. Sadece yüzeysel düşünerek, arka plana bakmadan, kuklayı elinde tutanı görmeden davrananların kimin ekmeğine yağ sürdüklerini gözden geçirmesi gerek” dedi.

    Türkiye şehitler verirken yapılanların sadece terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürdüğünü dile getiren Çavuşoğlu, “Bu, güvenlik güçlerimizin moralini bozmaktır. Birliğimizi, kardeşliğimizi, beraberliğimizi güçlendireceğiz, vazgeçmeyeceğiz. Burada Balkanlardan, Kafkaslardan, Trakya’dan, Doğu’dan gelen çocuklarımız var. Biz buyuz. Etle tırnak birbirinden ayrılmaz. Biz bu millete hizmetkar olmak için yola çıktık. Bu uğurda, her şeyi yapacağız” diye konuştu.

    Ayrıca geçtiğimiz aylarda Hakkari Çukurca’da şehit olan Harun Arvas’ın kardeşi Mehmet Kasım Arvas ve yeğeni Yusuf Eymen Arvas da toplu sünnet cemiyetinde sünnet oldu.

  • Türkiye’nin tam donanımlı ilk biyomedikal cihazı yalnız ve yaşlı hastaları yalnız bırakmayacak

    Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde gerçekleştirilen UBİCTÜS 2017’de Yrd. Doç. Dr. Haydar Özkan ve ekibinin geliştirdiği, yalnız yaşayan yaşlı hastaların sağlık durumlarını her an ölçen giyilebilir biyomedikal cihaz projesi olan Tele-Sağlık İstanbul Projesi’nin detayları aktarıldı.

    Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde kullanılan tüm cihazların üretimi ve geliştirilmesinde başta rol oynayan biyomedikal sektörünün Türkiye’deki durumu “2. Ulusal Biyomedikal Cihaz Tasarımı ve Üretimi Sempozyumu”nda (UBİCTÜS 2017) ele alındı. Son yıllarda sağlık turizminin yaygınlaşması ve ekonomik kazanımlarının artması ile birlikte teşhis ve tedavi için cihaz geliştirmenin önü de açılmış durumda. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) öğretim üyeleri de bu alana katkı sunan projeler geliştiriyor.

    “Türkiye’nin tam donanımlı ilk biyomedikal cihazı”

    Biyomedikal sektörünün gelişimine katkı sağlayacak bir proje de FSMVÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Haydar Özkan ve ekibinin geliştirdiği, İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteklediği “Tele-Sağlık İstanbul Projesi”. Proje İstanbul’da yalnız yaşayan yaşlı hastaların sağlık durumlarını her an ölçen giyilebilir bir biyomedikal cihazı kapsıyor. Üretilecek cihaz, bu alanda Türkiye’nin tam donanımlı ilk biyomedikal cihazı olacak. İlk etapta kalp hastalarının sürekli takibini sağlayacak cihaz, sonraki adımlarda başka biyolojik parametrelerin takibi için de kullanılacak.

    Kibrit kutusundan küçük bir kart hekim ve ambulans temini yapabilecek

    Proje ve cihaz hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulunan Yrd. Doç. Dr. Haydar Özkan, “Biz Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Mühendislik Fakültesi olarak Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi, Esenler Belediyesi ve IBM Türkiye Firması ile bir ortaklık kurduk ve İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan projemize destek aldık. Projemiz 1 Aralık 2016 yılında başladı ve 1 yıl sürecek. Hedefimiz evde yalnız yaşayan bakıma muhtaç yaşlı insanların sağlık parametrelerini uzaktan takip edebilmek. Giyilebilir bir teknoloji üretiyoruz. Son teknolojilerle birlikte öncelikli olarak EKG, nabız ve kan satürasyonunu ölçebileceğiz. Kibrit kutusundan daha küçük bir elektronik kart ile birlikte bluetooth low energy kullanıp sinyalleri cep telefonlarına gönderiyoruz. Cep telefonundan kişinin bu parametrelerini görebileceğiz ve bulut teknolojisini kullanarak uzaktan hekimin ve o kişinin yakınlarının evde yalnız yaşayan kişiyi takip edebilmesini sağlayacağız. Bu sayede ani bir kalp krizi olduğunda hızlıca müdahale edebileceğiz. Zaten amacımız da çok hızlı olarak ambulans ve hekim temini yapabilmek. On dakikada eğer kalp krizine müdahale edebiliyorsak kişiyi kurtarma şansımız var. Süre ilerledikçe kurtarma olanağımız düşüyor. Ayrıca psikolojik olarak da o kişilere onlara yalnız olmadıklarını hissettireceğiz” dedi.

    “Var olan cihazlar millileştirilmeli”

    Proje bir yılın sonunda tamamlanacak ve patent sonrası ticarileşme sürecine girecek. Öncelikli olarak Esenler Belediyesi ile çalışıldığı için o bölgedeki hastalara uygulanacak olan cihaz daha sonra Türkiye geneline yayılacak. Dünyada da giyilebilir medical cihazların popüler olduğuna ve bu alanlara yatırım yapılması gerektiğine de değinen Haydar Özkan, “Bugün dünyada biyomedikal teknolojileri alanında 250 milyar dolarlık bir pazar hacmi bulunmaktadır. ABD 125 milyar dolarla bu pazar hacminin yarısını bünyesinde devam ettirmekte. Türkiye’ye baktığımız zamansa bu alanda yüzde 85 oranında dışa bağımlı durumdayız. Kalkınma Bakanlığı’nın 2023 hedeflerinde yüzde 85’lik dışa bağımlılık oranının yüzde 30’a indirilmesi hedefleniyor. Bu yüzden de akademisyenlere büyük görev düşüyor. Elimizi taşın altına koyacağız ve mühendislik ve tıp fakülteleri ile özel sektörün bir araya gelip öncelikli olarak var olan medikal teknolojilerimizi ve cihazlarımızı yerlileştirmemiz gerekiyor. Yeni buluşlar bir anda olmuyor. İlk olarak var olan cihazların millîleştirilmesi ve yerlileştirilmesi yolunda ilerlemeliyiz. Gelişmekte olan ülkeden gelişmiş ülke pozisyonuna geçmemiz için kendi cihazlarımızı üretmemiz lazım. Son zamanlarda Türkiye’de sağlık turizmi de çok gelişti. Bu gelişme bizim hekimlerimizin kalitesinden kaynaklı. Fakat hekimlerimizin kullandığı cihazlar dışarıdan geliyor. Eğer dışarıdan gelen cihazları biz üretirsek sağlık turizminde de sıçramalar yapabiliriz” diye konuştu.

  • Gider: “Bu millet onlara pabuç bırakmayacak”

    AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Beşiktaş’ta meydana gelen hain terör saldırısını kınadı.

    İstanbul’da önceki gün yaşanan hain terör saldırısının ardından açıklama yapan Milletvekili Ayhan Gider, “İçimiz yanıyor. Bunu yapan eşkıya dahi olamaz. Onun da bir namusu vardır kendi çapında. Terörün tek derdi bizi birbirimize düşürmek. İçimiz kan ağlasa da dimdik ayaktayız. Hesap ne ise fazlasıyla ödeyecekler” dedi.

    İçeride ve dışarıda hainlerle mücadelenin sürdüğünü söyleyen Gider, “Yari güzel olanın, uyku girmez gözüne. Hal böyle olunca da bizim işimiz zor. Bizim yârimiz aziz vatan, yüce millet, büyük devlet. Varsın düşmanımız bol olsun, varsın içimizde büyüttüğümüz hainler ve bu hainlerin kumanda ettiği robotlar düşmanla birlik olup bize saldırsın. 2000 yılı aşan Türk devletinin baş özelliği devlet-i âli olması, diğer özelliği de ebed-müddet olmasıdır. Biz Fatih’in torunları olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hayal edilmeyen özgürlükleri getirdik. Getirdiğimiz her hürriyetin arkasında ve savunucusuyuz. Pişmanlığımız yoktur. Ancak dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, savaşmaları için kendine teslim edilen silahlarla bu milleti öldürme hakkı vermez. Ancak dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, adalet dağıtması için kendisine teslim edilen kürsüyü, Amerika’daki hain hocasının ya da cemaatinin çıkarları doğrultusunda kullanma hakkı vermez. Ancak dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye, millete hizmet etmesi için makamına teslim edilen iş makinalarıyla eşkıya olup hendek açma hakkı vermez. Ancak dünyada hiçbir sistem, hiç kimseye , sözüm ona ‘haber yapıyorum’ maskesiyle memlekete ihanet etme hakkı vermez. Türk devleti âlidir, milletine özgürlük tanır bunları insanlığa zulmetmek için kullandığınızda da tepenize biner. Ağlamak sızlamak yalan dolana sığınmak da fayda etmez. Her işte ‘Avrupa ne diyor, Amerika ne diyor?’ diye bizi korkutma gayretlerinin sonuç verme ihtimali sıfır bile değildir. Bu soru yok hükmünde. Hiç heveslenmesinler , bu millet ve bu lider artık onlara pabuç bırakma niyetinde değil” diye konuştu.