Etiket: Bilinen

  • Doğru bilinen yanlışlıklar, afişte gösteriliyor

    Elazığ’da,öğrenciler tarafından yapılan afiş çalışmasıyla doğru bilinen yanlışlıklar düzeltilmeye çalışılıyor.

    Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü öğrencileri,topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında çok bilinen yanlışlıklar projesini hayata geçirdi. Proje kapsamında,yanlış bilinen sözlerin doğruları afiş haline getirilerek otobüsler ve duraklar başta olmak üzere kentin belirle noktalarına asıldı.

    Topluma hizmet uygulamaları dersi kapsamında öğrencilerle birlikte çok bilinen yanlışlıklar projesini hayata geçirdiklerini dile getiren FÜ Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.Dr. Serdar Yavuz, “Öğrenci arkadaşlarımızın fikrini hayata geçirdik. ‘Galat-ı Meşhur’ çok bilinen yanlışlıklar anlamında kullanılır. Vatandaşlarımız “Galatı meşhur, lügati fasihten evlâdır” ifadesini kullanır. “Lügati Fasih” doğru güzel söz anlamında, ‘Galat-ı Meşhur’ ise yanlış bilinenler anlamında kullanılır. Yanlış bilinenler lugatta doğru kullanılanlardan daha çok kullanılmaktadır. Toplumda biz ‘Galat-ı Meşhur’lar, ’Lügati Fasih’in önüne geçmesin diye böyle bir etkinlik planladık”dedi.

    Yanlış bilinenleri vatandaşın görmesini istediklerini dile getiren Doç. Dr. Yavuz, belediye ve üniversitenin de desteklediğini kaydetti.

    Projeyi gerçekleştirmekten dolayı mutlu olduklarını dile getiren öğrenciler ise, geleceğin Türkçe öğretmenleri olarak yanlışları görmelerini istediklerini vurguladı.

  • “Kireçlenme olarak bilinen ‘Osteoartritde’ en sık kadınlarda görülüyor”

    Erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülen halk arasında kireçlenme olarak bilinen ’Osteoartrit’in hastalığının daha çok eklemlerde ve ellerde oluştuğunu söyleyen Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Pembe Hare Yiğitoğlu Çeto, hastalığın tanı ve tedavisi hakkında bilgiler verdi.

    Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Pembe Hare Yiğitoğlu Çeto, halk arasında kireçlenme olarak bilinen ve en sık karşılaşılan eklem hastalığı ‘Osteoartrit’in ellerde de oluştuğunu, eklemlerde kıkırdak kaybı ve kemik değişiklikleri ile dejeneratif bir hastalık olarak karşımıza çıktığını ve sıklıkla yaşlılarda görüldüğünü dile getirdi.

    El Osteoartrit’inde başlıca şikayetin ağrı olduğunu, tutulan eklemi kullandıkça ağrının arttığını, eklemi dinlendirdikçe azaldığını, ileri safhalarda ise eklem kullanılmasa bile ağrıların şiddetlendiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Çeto, hastaların uzun süren hareketsizlik sonrası tutukluk hissettiğini ve harekete başlamakta zorlandığını belirtti.

    “Kadınlarda sık olarak Nodal Generalize Osteoartrit görülüyor”

    Yrd. Doç. Dr. Çeto, el eklemlerini tutan bu Osteoartrit’te bulunan nodüllerin erken yaşta ortaya çıktığını belirterek şöyle devam etti:

    “Nodal Generalize Osteoartrit’te çok sayıda eklem tutulması görülür. Hastalarda el ile birlikte daha sonra diz veya kalça Osteoartrit’i de sıkça görülmektedir. Hastalar ağrılarını ilk olarak elde hissederler. Parmaklarda, bir ya da birkaç eklemde ağrı, şişlik ve tutukluk hissi görülür. Osteoartrit’te nodüller oluşmasına rağmen el fonksiyonları olumsuz etkilenmez.”

    Konuşmasına Erozif Osteoartrit’in görülme sıklığıyla devam eden Yrd. Doç. Dr. Çeto, 40-50 yaş arasındaki kadınlarda sık görüldüğünü kaydetti. Yrd. Doç. Dr. Çeto, “Erozif Osteoartrit aynı anda birçok eklemi etkiler, genellikle her iki elde simetrik tutulum olur. Bu nedenle elleri tutan romatizmal bir hastalık olan Romatoid Artrit ile sıklıkla karışır. Ağrılı süreç yıllarca sürebilir fakat en sonunda hastanın şikayetleri geriler. Hastalığın ileri evrelerinde her ne kadar eklemler ağrısız olsa da fonksiyon kaybı görülür” şeklinde konuştu.

    “Kadınlarda, erkeklere göre daha sık görülüyor”

    El Osteoartrit’inde en önemli risk faktörünün yaş olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Çeto, 60-70 yaş arasındaki kadınların yüzde 75’inde görüntüleme yöntemi ile DİF eklemlerinde Osteoartrit’in saptandığını, genetik geçişin önemli rol oynadığı kadınlarda, erkeklere göre daha sık görüldüğünü ve daha çok eklemleri tuttuğunu vurguladı. Yrd. Doç. Dr. Çeto, “Özellikle Heberden nodullerinin kalıtsal geçiş özelliği çok belirgindir. Obezitenin bazı eklemlerde sadece yüklenme gibi mekanik nedenlerle değil, metabolik nedenlerle de Osteoartrit’e neden olduğu saptanmıştır. Obezitenin el Osteoartrit’i için risk faktörü olması çok dikkat çekicidir” diye konuştu.

  • Kilo almada doğru bilinen yanlışlar

    Özel MMT Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Merve Gül Kalkan, zayıflık ve yanlış beslenme ile ilgili uyarılarda bulunarak, kilo almak için yapılan en büyük hatanın şekerli gıda, aşırı yağlı gıdalar ve fast-food tarzı yiyeceklerin tüketilmesi olduğunu söyledi.

    Kilo alamamanın önce nedenlerinin araştırılması gerektiğini ifade eden Özel MMT Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Merve Gül Kalkan, “Zayıflık, vücut ağırlığının boy uzunluğuna oranla az olmasıdır. Zayıflıkta vücut yağ oranının diğer dokulara oranı azalmıştır. Harcanan kadar enerji alınamaması, dolaşım bozuklukları, enfeksiyonlar, parazitler, hormonla dengesizlik, Tiroid hormonlarının aşırı çalışması ve bazı vitamin ve minerallerin eksikliği gibi sebepler zayıflığın sebebi olabilir. Kilo almak isteyen kişiler öncelikle bir kan tahlili olmalı ve zayıflığının altında yatan sebebi bulunmalıdır. Daha sonrasında beslenme tedavisine başlanır. Bu kişilerin yaptığı en büyük hata kilo almak için şeker ve şekerli, aşırı yağlı, fast-food besinlere çok yüklenip, enerji yakmamak için de hareketi azaltmalarıdır. Önemli olan bir diyetisyenden yardım alıp kişiye özgü yeterli ve dengeli bir beslenme programının uygulanmasıdır” dedi.

    Yapılması gerekenler

    Özel MMT Amerikan Hastanesi Diyetisyeni Merve Gül Kalkan, beslenme tedavisine dair neler yapılması gerekildiği konusunda önemli uyarılarda ve önerilerde bulunan Kalkan, “Kahvaltı günün en önemli öğünüdür, mutlaka düzenli kahvaltı yapmalıyız. Kahvaltılarda yumurtanızı bol peynirli omlet olarak tercih edebilirsiniz. Diyetinize sağlıklı yağlar eklemelisiniz. Bunlar ceviz, badem, fındık, fıstık gibi kalorisi yüksek sağlıklı tohumlar olabilir. Çay, kahve tüketimi kısıtlanmalı, alkol mümkün olduğunca tüketilmemelidir. Su tüketimi yemek esnasında değil yemeklerden yarım saat önce veya sonra olmalıdır. Yemeklerdeki çorba gibi sıvı besinleri midenizi doldurup yemek yemenizi engellememesi için yemeğin sonunda tüketmelisiniz. Su, meyve suyu, ayran gibi içecekler ara öğünlerde tüketilmelidir. Besinleri aşırı yavaş tüketmemelisiniz. Ekmek, pilav, makarna tüketimi arttırılabilir. Metabolizmanızın en yavaş olduğu gece kilo almak için çok önemli bir zaman dilimidir. Gece muz, bal ve fındık, ceviz, badem ile blenderize edilmiş tam yağlı süt içebilirsiniz. Ara öğünlerde kuru meyve, kuruyemiş tüketebilirsiniz. Çay, kahve yerine aralarda süt, ayran taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler tüketilmelidir. Ara öğünlerde kuru kayısı, kuru incir, kuru üzüm gibi besinler tüketilebilir. Salatalarınıza peynir, patates, havuç, avokado, mısır, susam, kuru yemiş eklemeniz faydalı olacaktır. Düzenli bir şekilde spor yapın ki bu süreçte kas kütleniz artsın” diye konuştu.

  • Diyette doğru bilinen yanlışlara diyetisyen uyarısı

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Melisa Karataş, diyet yaparken doğru bilinen yanlışlar hakkında uyarılarda bulundu.

    Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Melisa Karataş, özellikle ‘ekmek kilo aldırır’ şeklindeki bilgilerin doğru olmadığını kaydeden Karataş, “Maalesef bu algının kırılması gerekli. Danışanlarımın çoğu bana geldiklerinde gururla ekmek yemediklerini söylüyorlar. Tabii ben, cevap olarak ‘o ekmek yenecek’ diyorum. Tek bir besin ne size kilo aldırır, ne de kilo verdirir. Yapılan araştırmalarda ekmek tüketmemek tatlı krizlerine neden olduğunu gösteriyor. Ben diyet yapıyorum ve tatlı krizlerim oluyor diyen insanlara ‘Bugün ekmek tükettiniz mi?’ diye sormak gerekir” dedi.

    “Aç kalarak kilo verilmez”

    Karataş, “Aç kalarak kilo verilir” şeklindeki bilginin de doğru olmadığını vurgulayarak şöyle konuştu:

    ”Çoğu insan aç kalarak kilo vereceğini düşünür. Evet diyetin başında diyelim ki kilo verdiniz ya sonra? Uzun süre açlık sonrası metabolizma yavaşlar ve yağ deposunu arttırmaya başlar. Hatta yediğiniz en ufak yiyecek bile yağ olarak depolanır. Hem metabolizmanız yavaşladı hem de yağ deponuz arttı. Bu kötülüğü kendinize neden yapıyorsunuz? Aslında diyet denildi mi akla aç kalmak, yemek tüketmemek ve sevdiğiniz besinleri bir daha tüketmemek gibi bir algı oluşabilir. Biz diyetisyenler sizi aç bırakmıyoruz, diyet yaparak aç kalmazsınız. Tam aksine daha sağlıklı yeterli ve dengeli beslenirsiniz.”

    “Sadece sebze ve meyve vücudun ihtiyacını karşılayamaz”

    Sebze ve meyve yiyerek zayıflama yönteminin de yanlış olduğunu kaydeden Karataş, “Tek besine dayalı diyetlerde vücudun ihtiyaçları tam olarak karşılanmaz. Düşünün, vücudunuz bir makine.Eğer sadece bir yere bakım yaparsanız, diğer yerler zamanla arıza verir ve makine bozulabilir. Diyet yaparken de çok güzel vitamin, mineral alıyorsunuz, peki ya protein ve yağ nerede? Vücudumuz tam olarak bu ihtiyaçları karşılayamazsa metabolizma yavaşlar ve yağ kütleniz artmaya başlar” uyarısında bulundu.

    “Akşam 18.00’den sonra yemek yenir”

    Karataş, “akşam 18.00’den sonra yemek yenmemesi gerektiği” bilgisinin kesin bir kural olmadığını aktararak, “Her bireyin yaşam tarzı ayrıdır en basit örnekleri; uyanma, uyuma, işe gitme, derse gitme saatleri kişiden kişiye değişir. Evet, 2 saat sonra yatacak birey için bu kural geçerli olabilir ama saat 20.00’de kalkıp nöbet tutan bir güvenlikçiye veya saat 17.00’de kalkıp derse giden bir öğrenciye saat 18.00’den sonra yemek yeme diyemezsin. Kısacası anlatmak istediğim diyet kişiye özgüdür ve kişinin günlük yaşamıyla uyumlu olmak zorundadır. Bu nedenle saat 18.00’den sonra yemek yiyemezsin diye kesin bir kural yoktur” diye konuştu.

    “Yanlış beslenmeyi sporla dengelemelisiniz”

    Karataş, spor yaparak zayıflama yöntemi hakkında ise şu bilgileri verdi:

    ”İlk olarak şu konuda anlaşalım ki kilo vermek için spor yapılmaz. Sağlıklı bir yaşam için spor yapılır. Bugün ben çok yedim, akşam spora giderim ve yediklerimi yakarım düşüncesini aklınızdan çıkarın. Yanlış beslenmeyi sporla dengeleyemezsiniz. Evet, spor yaparak metabolizmanızı hızlandırabilirsiniz ama yapmak istediğiniz spor yaş, vücut tipi ve sağlık durumuza göre düzenlenmelidir. Genel olarak herkese tavsiye ettiğim en az 45 dakika yürüyüştür. Sonuç olarak, kilo vermek yediklerimizden vazgeçmek ile doğrudan ilişkili değildir. Kişinin vücut ve yaşam özelliklerine göre değişir. Biz diyetisyenler de insanları yediklerinden veya yemek istediklerinden uzak tutan kişiler değiliz. Esas olan kişinin yaş, boy, vücut yapısı, yaşam alışkanlıklarını saptayıp bu düzene uygun diyet tasarımı ile ideal kiloyu yakalamasını sağlamaktır. Bizlerin bilgilerinin kıymetli tarafı da bu noktadır. Bu sebeple diyet niyeti olan ve zayıflamak isteyenlerin mutlaka bir uzmana danışmaları vücudun çalışma düzenini bozup başka sorunların karşımıza çıkmasına sebep olmamak için çok önemlidir.”

  • Gebelikte doğru bilinen yanlışlar

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Taş, gebelikte doğru bilinen yanlışlarla ilgili bilgi verdi.

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Taş, gebelikte doğru bilinen yanlış bilgileri; ultrasonun zararlı olduğuna dair inanç, gebeliğin ilk 3 ayında diş tedavisi yapılmaması gerektiği, gebelikte nar, nane, maydanoz yemenin sakıncalı olabileceği, gebelikte iki kişilik yemek yemek gerektiği, gebelikte fazla hareketin zararlı olduğu ve gebelikte kesinlikle araç kullanılmamasına dair kanılar şeklinde sıraladı.

    Gebelikte ulstrason zararlı değil

    Ses dalgalarıyla çalışan ultrasonun gebelik sürecinde anneye ve bebeğe zararlı olduğuna dair herhangi bir bilimsel çalışma bulunmadığını belirten Dr. Öğretim Üyesi Taş, bebeğin gelişimini değerlendirmek için ultrasondan başka alternatif olmadığını ifade etti. Dr. Öğretim Üyesi Taş, gebelikte doğru bilinen diğer yanlışları şöyle sıraladı:

    Hekim önerisiyle diş tedavisi yapılabilir

    “Gebelikte ilk 3 ay da diş tedavisini önermiyoruz. Ama 3 ay sonrası ve son 3 aya kadar en güvenli dönemde gebelikte diş dolgusu, diş çekimi ve kanal tedavisi doktorunuzun onayı ile yapılabilir.”

    Aşırıya kaçmadıkça nar, nane, maydanoz tüketilebilir

    “Gebelikte nar nane maydanoz yemenin sakıncalı olduğu söylentisi de toplum tarafından yanlış bilinen bir başka yanlış bilgidir. Biz hekimler olarak buna katılmıyoruz. Aşırıya kaçmamak şartıyla gebelikte nar, nane, maydanoz tüketimi normaldir ve doğaldır. Hiçbir zaman kısıtlamaya gitmeye gerek yoktur.”

    Gebelikte iki kişilik yemek yenmemeli

    “Gebelikte iki kişilik yenilmesi gerektiği anlayışı da doğru değil. Yapmamız gereken gebelikte kaloriyi arttırmaktır ama kesinlikle iki katına çıkarmak değildir. Daha düzenli bir şekilde diyetimize uyarak, her gün proteinle ve ara öğünleri katarak mutlaka iyi beslenmek gerekiyor. Günlük ceviz, badem, muz, yumurta, süt, yoğurt, peynir, siyah kuru üzüm, pekmez gibi gıdaları beslenmemize eklediğimizde iki kişilik yemek yenmesine gerek kalmıyor. Zaten gebelikte fazla kilo alımını da arzu ettiğimiz bir durum değil.”

    Hareket kısıtlamasına gerek yok

    “Gebelikte her şey yolunda gidiyorsa hareket kısıtlamasına kesinlikle gerek yok. Ama mutlaka ekstrem sporlardan kaçınmamız gerekiyor ve bunun yanı sıra ağır kaldırmamaya ve aşırı yorulmamaya da dikkat etmek gerekiyor. Pilates, yoga ve yüzme gebelikte yapabileceğiniz en iyi sporlardan.”

    Son 3 ay dışında araç kullanılabilir

    “Gebelikte araç kullanılıp kullanılmamasına dair de çok soru alıyoruz. Gebeliğin pozitif olduğundan itibaren, emniyet kemeri takmak şartıyla araç kullanılabilir. Lakin son 3 ayda, karşıdan gelen araçları da düşünerek, herhangi bir kazaya mahal vermemek için gebelerin şoför mahallinde değil, yan koltukta oturmalarını öneriyoruz.”