Etiket: Bilgiler

  • Derin dondurucularda enerji tasarrufu sağlayacak pratik bilgiler

    Pratik, kullanışlı ve işlevsel üniteler olan derin dondurucuların basit birkaç teknik ile çok daha verimli kullanmanın mümkün olduğunu belirten uzmanlar enerji tasarrufuna yönelik teknikleri uygulamanın da son derece kolay olduğunu belirtiler.

    Türkiye’de 1954 yılında dondurma makineleri imalatı ile üretime başlayan ve yaklaşık 30 yıldır 5 kıtada 137 ülkeye hizmet veren Uğur Derin Dondurucu, derin dondurucularda enerji tasarrufu sağlayacak pratik bilgiler verdi. Neredeyse her evde bulunan ve hayatı kolaylaştıran derin dondurucuları kullananlara hem zaman kazandıracak, hem de elektrik faturalarını düşürecek pratik bilgiler;

    Küçük porsiyonlara ayırarak dondurun

    Bütün bir tavuğu derin dondurucuya olduğu gibi atmak o kadar da iyi bir fikir değil, özellikle de hepsini bir seferde pişirmeyecekseniz. Tamamen donmuş bir tavuğu parçalarına ayırmanın ne kadar zor olduğunu tahmin edebilirsiniz – üstelik bu esnada tavuğun kullanmayacağınız kısımlarının çözülmesi riski de her zaman mevcut. Bunun yerine, önceden tavuğu bölüp birkaç parça haline getirerek dondurursanız, sadece ihtiyacınız olan kadarını çıkarır ve hızlı bir şekilde kullanmaya başlayabilirsiniz. Tüm gıda ve besinler için geçerli olan bu ipucu, size zaman kazandıracak.

    Paketlerin içinde hava bırakmayın

    Gıda ve besinleri içine koyduğunuz paketlerde mümkün olduğu kadar az hava bırakmaya çalışın. Eğer alüminyum folyo kullanıyorsanız, açık bir köşesinin kalmadığından emin olun. Derin dondurucular içlerindeki her şeyi dondurur – paketler içindeki hava dahil. Ambalajlarda gereksiz hava bırakmanız, hem dondurma sürecinin verimliliğini olumsuz anlamda etkileyecek ve hem de enerji tüketimini artıracaktır.

    Yumuşak gıdaları kapaktan uzak saklayın

    Bir derin dondurucunun kapağı, sıcaklığın en yüksek olduğu yerdir. Bu nedenle dondurma gibi yüksek yağ oranı içeren gıda ve besinleri burada değil, zeminde saklamanız gerekir. Kapağa yakın yerlere sert ve yağ oranı düşük gıdaları yerleştirin.

    Ambalajlara etiket yapıştırın.

    Ne kadar dikkatli paketlerseniz paketleyin, bir süre sonra o paketin içinde ne olduğunu unutursunuz. Ambalajı açıp içine bakmak ise hem gereksiz, hem de verimsizdir – paket içerisindeki yalıtımı ortadan kaldırır, dondurma sürecinin kalitesini düşürürsünüz. Bu nedenle her ambalajın üzerine içinde ne olduğunu gösteren küçük etiketler yapıştırın. Bu etiketlere ürünü derin dondurucuya koyduğunuz tarihi de eklerseniz, son kullanma tarihlerini hiçbir zaman atlamamış olursunuz.

  • Kaynak: “İlk bilgiler, yangının trafodaki elektrik kontağından çıktığı”

    Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Adana’da kız öğrenci yurdundaki yangınla ilgili olarak, “İlk verilen bilgiler, bu yangının trafodaki elektrik kontağından çıktığı… Çıkması muhtemel diyorlar” dedi.

    Kaynak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile Adana’nın Aladağ ilçesinde 12 kişinin hayatını kaybettiği kız öğrenci yurdunda çıkan yangında yaralananları tedavi gördükleri Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çukurova Dr. Aşkım Tüfekçi Devlet Hastanesi’nde ziyaret etti. Hastane yetkililerinden yaralıların sağlık durumları hakkında bilgi alan Kaynak, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

    Aladağ’da çok acı bir olayı hep beraber yaşadıklarını ifade eden Kaynak, “Akşam 19.30 sıralarında bir yangın neticesinde bir yurtta 12 vefat var 10’u çocuk 2’si yetişkin. 24 yaralı var, yangının çıkış nedeniyle ilgili Aladağ Belediyesi hemen duruma vaziyet etmiş ve yarın bir keşif yaptırılacağını ifade ettiler. İlk verilen bilgiler, bu yangının trafodaki elektrik kontağından çıktığı… Çıkması muhtemel diyorlar. Ahşap kaplama ve yalıtım var bunlar tutuşmuşlar. Çocuklarımızın bir kısmı atlayarak ayaklarında kırıklar var bir kısmının dumandan etkilenerek rahatsızlıkları” dedi.

    Yangında hayatını kaybedenlerin adli tıp kurumundaki otopsilerinden sonra kendi defnedilecekleri yere gönderileceğini söyleyen Kaynak, “Olay bütün yönleriyle bir taraftan yargı tarafından araştırılmaya başlanmıştır bir yandan da yangın tertibatları bakımından gerekli araştırmalar ayrıca yapılacaktır. Milli Eğitim Müdürlüğümüz tarafından izin verilmiş bir yurt. O bakanlığımız kendi çalışmalarını ayrı yapacaktır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız piskososyal destek yönünden zaten olayın ilk anından itibaren 32 görevlisiyle sahada. Biz hem yaralananların hem de hayatını kaybeden çocuklarımızın ailelerinin yanında olacağız. Neticede olaya sebebiyet veren her neyse bu ortaya çıkacaktır ve sorumlularla ilgili işlemler yapılacaktır” diye konuştu.

    (SRK-ADN-Y)

  • Prof. Dr. Hamza Duygu Kalp Damar Hastalıklarına Dair Bilgiler Verdi

    Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, kalp damar rahatsızlıklarında obezite, hipertansiyon ve sigara kullanımının en büyük risk faktörleri olduğunu söyledi.

    Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, 12-18 Nisan Kalp Sağlığı Haftası nedeniyle, kalp ve damar hastalıklarına yol açan etkenler, bilinen kalp damar hastalığı olan veya yüksek risk grubuna dahil edilen bireylerde korunma tedavisi ve bu hastalıklardan korunmada eğitimin önemi ile ilgili bilgiler paylaştı.

    Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne açıklamalarda bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, ‘’Kalp ve damar hastalıkları günümüzde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde başta gelen ölüm ve işgörmezlik nedenlerindendir. Kalp – damar hastalıkları birçok Avrupa ülkesinde orta ve ileri yaş grubunda en önemli ölüm nedenidir. Avrupa’da tüm ölümlerin yüzde 49’u, 65 yaş altındaki ölümlerin ise yüzde 30’u kalp – damar hastalıkları nedeniyledir’’ dedi.

    Prof. Dr. Hamza Duygu sözlerini şu şekilde sürdürdü: ‘’Dünya Sağlık Örgütü kan basıncı, obezite, kolesterol ve sigara içiminin kontrolü ile kalp ve damar hastalıkları görülme sıklığının yarıya indirilebileceğini bildirmektedir. Bu anlamda koruyucu hekimlik kalp ve damar hastalıklarından ölümlerin azaltılmasında çok önemli role sahip. Buradaki amaç, kalp damar tıkanıklığı için yüksek risk taşıyan bireylerin saptanması ve bu kişilerdeki ilk veya tekrarlayan kalp damar tıkanıklıklarının önlenmesidir.’’

    ‘’OBEZİTE, HİPERTANSİYON VE SİGARA KULLANIMI EN BÜYÜK RİSK FAKTÖRLERİ’’

    Kalp ve damar hastalıklarındaki risk faktörlerini değiştirilemez ve düzeltilemez olarak ikiye ayıran Prof. Dr. Hamza Duygu, ‘’Kalp ve damar hastalıkları ile ilgili risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, genetik ve etnik etkenler “değiştirilemez etkenler” grubuna girerken; sigara, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı alkol, oturgan (sedanter) yaşam, şişmanlık, kan yağlarının yüksekliği, kan basıncı yüksekliği ve kan şekeri yüksekliği “düzeltilebilir risk faktörleri” olarak ayrılabilir. Özellikle düzeltilebilir risk faktörleri kalp ve damar hastalıklarının önlenmesi stratejilerinin temelini oluşturur. Başta gelen üç risk faktörü olan obezite (aşırı kilo), hipertansiyon ve sigara içimi kalp ve damar hastalıkları ile savaşta ana hedef olmalıdır’’ diye konuştu.

    Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesinin getirdiği değişimler nedeniyle toplumun gün geçtikçe farklılaşan bir yaşam tarzı sürdüğünü dile getiren Prof. Dr. Hamza Duygu, ‘’Modern yaşamın getirdiği olanaklar nedeniyle insanlar daha az hareket eder hale geliyor. Değişen yaşam tarzı insanların beslenme alışkanlıklarını da kötü yönde etkiliyor. Beslenmenin daha çok hayvansal kaynaklı gıdalara dayanması, sebze ve meyvenin yeterince tüketilmemesi, aşırı yağlı, soslu, yüksek enerjili gıdalar tüketilmesi, fiziksel aktivite eksikliği ile birleştiğinde kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini arttırıyor. Son yıllarda, yirmili otuzlu yaşlarda da kalp damar tıkanıklıklarına günlük pratiğimizde daha sık rastlıyoruz. Bunun en önemli nedeni sigara alışkanlığı. Buna ek olarak fiziksel aktivitedeki azalma, kilo artışı, beslenmeye yeterince dikkat edilmemesi ve stres de katkıda bulunan faktörler olabilir’’ ifadelerinde bulundu.

    BESLENMENİN KALP DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

    Sağlıklı beslenme sayesinde kalp – damar hastalıklarına neden olan risk faktörlerinden aşırı kilo, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gelişiminin geciktirebileceği veya azaltılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Hamza Duygu, ‘’Toplumun giderek yerleşen batı tipi diyet ve fastfood alışkanlığı ile mücadele etmek bu hedeflere ulaşmak için gereklidir. Diyet alışkanlıkları çocukluk yaşlarında başladığından, bu yaşlardan itibaren sağlıklı diyet alışkanlığının yerleştirilmesi ile toplumun kalp – damar hastalığı riski azaltılabilir. Aşırı kalori ve tuz tüketilmesinin önlenmesi, hayvansal yağların azaltılarak bitkisel yağların, taze sebze, meyve, lifden zengin yiyecekler ve balığın daha çok tüketildiği bir diyetin benimsenmesi kalp damar hastalığı riskini azaltmaktadır. Nitekim zeytinyağı ve balık tüketiminin daha fazla olduğu bölgelerde kalp – damar hastalıklarından ölüm daha az görülür. Toplam tüketilen enerjinin yüzde 30’dan azının hayvansal yağlardan köken alması gerekir’’ diyerek sözlerini sürdürdü.

    KALP DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUNMADA FİZİKSEL AKTİVİTE EĞİTİMİNİN ÖNEMİ

    Diğer bir öncelik verilmesi gereken konunun şeker hastalığı sıklığındaki korkutucu artıştan sorumlu şişmanlık ve hareket azlığı ile mücadele olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Hamza Duygu, ‘’Bu mücadele de toplum düzeyinde verilmeli ve topluma bu bilinç eğitim yoluyla kazandırılmalı. İlk ve orta dereceli okullarda fiziksel aktivite ve beslenmeyle ilgili eğitimlere daha çok önem verilmeli ve okullarda öğrencilerin günde 1 saat beden eğitimi yapma olanağı sağlanmalı. Erişkinlerin beden eğitimi yapabileceği merkezlerin sayısı ve kalitesinin arttırılması devletçe desteklenmelidir. Yerleşim alanlarında insanların güvenle yürüyüşlerinin sağlanabileceği parkurlar sağlanmalı, varolanların kaliteleri yükseltilmelidir. Haftanın beş günü günde en az 30 dakika süre ile yapılacak yürüyüş, koşu, jogging, step, yüzme gibi yarışmalı olmayan aerobik spor ve aktiviteler kalp kasının oksijenlenmesini artırmasının yanısıra, kişinin ideal kilosuna ulaşmasına, kolesterol düzeyinin düşmesine, kan basıncının kontrol altına alınmasına yardımcı olur; bu durum ayrıca kişinin stres düzeyini de azaltır. Şişmanlık ile mücadelede medyaya önemli görevler düşüyor. Çikolata, gofret, bisküvi gibi atıştırmalık ürünlerin televizyondaki reklamlarına, okullarda satışına kısmi kısıtlamalar getirilmelidir. Abdominal obezitenin (yağın göbek çevresinde toplanması) genel obeziteden daha zararlı olduğu kavramı halka ve hekimlere benimsetilmelidir. Bel çevresinin ölçülmesi hekimlerimizin kan basıncı gibi yaptığı rutin ölçümlerden biri olmalıdır’’ dedi.

    SİGARA KULLANIMININ KALP DAMAR HASTALIKLARI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

    Düzenli olarak sigara içenlerin yüzde 50’sinin sigara içimi ile ilişkili nedenlerden kaybedildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hamza Duygu, ‘’Bu ölümlerin yaklaşık yarısı orta yaş grubunda görülmektedir. İçilen sigara miktarı ile kalp damar hastalıkları, kanser ve solunum sistemi hastalıkları ile doğrudan bir ilişki mevcuttur. Avrupa’daki veriler sigara kullananların yaklaşık 20 yıl daha az yaşadığını göstermektedir. Pasif içicilik de benzer riskleri getirmektedir. Sigara kullanımının önlenebilmesinde ilk basamak eğitimdir. Hedefler okullar, işyerleri ve sağlık kuruluşları olmalı, her aşamada yoğun çabalar harcanmalıdır. Sigaranın bırakılması ile kalp damar hastalıkları riskinin azaldığı kanıtlanmıştır. Sigaranın bırakılması sonrası kalp damar hastalıkları riski 10 yıl içinde azalarak hiç içmeyenler seviyesine inmektedir. Kalp krizi geçirenlerde sigaranın bırakılması ile krizin tekrarlama riski yarı yarıya azalmaktadır’’ diye konuştu.

    KALP-DAMAR HASTALIKLARINDAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

    Kalp-damar hastalıklarından korunmak için alınabilecek önlemleri de değinen Prof. Dr. Hamza Duygu bu tedbirleri şu şekilde sıraladı: ‘’Sigara dumanından uzak durulmalı, sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalı, hergün düzenli spor yapılmalı, kilo almamaya dikkat edilmeli, ideal kilo korunmalı, kan basıncının yükselmemesine özen gösterilmeli, fazla tuzdan uzak durulmalı, kötü huylu kolesterol yüksekliğine dikkat edilmeli, kan şekeri kontrolü sağlanmalı, günde ortalama 7 saat uyumaya dikkat edilmeli, stresli yaşamdan uzak durulup, iyimser olmaya gayret edilmeli, fazla alkol tüketiminden kaçınılmalı ve mümkün olduğunca kirli havanın olduğu yerlerden uzak durulmalı.’’

  • Başkan Toçoğlu 16 İlçede Yapılan Çalışmalar Hakkında Bilgiler Verdi

    Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Hendek Belediye Başkanı İrfan Püsküllü ve AK Parti Hendek İlçe Başkanı Ali Kemal Sofu ile bir araya geldi.

    SASKİ Hizmet Binası’nda gerçekleşen ziyarette değerlendirmelerde bulunan Başkan Toçoğlu, 16 ilçeye yayılan çalışmalar ve hayata geçirilmesi planlanan yeni yatırımlar ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Büyükşehir sınırlarında devam eden altyapı ve içmesuyu yatırımlarına değinen Başkan Zeki Toçoğlu, “Göreve geldiğimiz günden bu yana özellikle altyapı anlamında çok ciddi çalışmalar hayata geçirdik. Tüm il sınırlarının büyükşehire dâhil edilmesiyle birlikte, hizmet alanımıza katılan 6 ilçemizde de kısa sürede altyapı çalışmalarına başladık. Arıtma tesisleri, yağmursuyu, içmesuyu ve kanalizasyon hat çalışmaları ile ilçelerimizin içmesuyu ve altyapı geleceklerine güvence getirdik. Sağlam altyapı ve sorunsuz içmesuyu için aynı kararlılıkla çalışıyoruz” dedi.

    Asfalt ile ilgili talepler aldıklarına dikkat çeken Başkan Zeki Toçoğlu, 2016 yatırım planında asfalt çalışmalarının önemli bir başlık olacağını kaydetti. Toçoğlu, “Özellikle ilçelerimizden yol ve asfalt ile ilgili talepler geliyor. Tüm bu talepleri kurmaylarımızla birlikte değerlendiriyoruz. İnşallah 2016 yılında ilçelerimizde çok ciddi bir yol çalışması yapacağız. Ve bunun yanında ilçelerimiz için hazırladığımız projeleri tamamlayacağız. Meydanlar, parklar, spor alanları, yol çalışmaları ve planladığımız diğer çalışmalar bir bir hayata geçirilecek. 16 ilçemizin tamamına neyin sözünü verdiysek program dahilinde inşa edeceğiz” diye konuştu.

    Başkan Toçoğlu sözlerinin devamında ise, “TÜİK rakamlarında da gördük ki Sakarya Türkiye’nin en yaşanabilir şehirleri arasında yer alıyor. İnşallah bundan sonraki süreçte Sakarya hiçbir zaman geriye gitmeyecek. Hamdolsun belediyeciliğin her bir alanında ciddi çalışmaları hayata geçirdik. Çok güzel bir eşiğe ulaştık. El birliğiyle şehrimize daha fazla hizmet etmenin gayreti içerisinde olacağız. Sakarya’ya yeni bir eşik daha atlatacak, Sakarya’nın diğer şehirlerden farkındalık oluşturmasını sağlayacak yeni projeleri hayata geçireceğiz. Öncelikli olarak planlanan çalışmaları tamamlayıp, ardından da üzerine çalıştığımız yeni hizmetleri halkımızla buluşturacağız. Sürprizlerimiz devam edecek” ifadelerini kullandı.

  • Sakarya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Yusuf Türkhan Zabıta Hakkında Bilgiler Verdi

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanı Yusuf Türkhan, “Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak toplumda huzur ve sükûnu sağlamak, gıdanın güvenilir bir şekilde vatandaşlarımıza ulaşmasını öncülük etmek ve insan sağlığını ilgilendiren müesseseler ile ilgili olarak kanunun tarafımızı yetkilendirdiği alanlarda Sakarya’nın hizmetinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

    ZABITA DAİRESİ TAM GÜN HİZMET VERİYOR

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekiplerinin tüm gün hizmet verdiğini ifade eden Zabıta Daire Başkanı Yusuf Türkhan, “Zabıta Daire Başkanlığımız, Büyükşehir Belediyesi’nin 14 tane daire başkanlığından birisidir. Büyükşehir Belediyeleri’nin kurulmasıyla oluşturulmuş bir birimdir. Daire Başkanlığımıza bağlı olarak görev ifa etmekte olan 3 tane müdürlüğümüz bulunmaktadır. Bu 3 müdürlüğümüzün de denetleme görevinin olmasıdır. Bunlar; Zabıta Şube Müdürlüğü, GSM Ruhsat Denetim Şube Müdürlüğü ve Hal Şube Müdürlüğüdür. Müdürlüklerimiz kendi alanlarında çıkarılmış olan kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde görevlerini yerine getirmektedir. Zabıta müdürlüğümüzde 71 personel ile tam gün, yani 24 saat, GSM Ruhsat Denetim Şube Müdürlüğümüzde 8 personel mesai saatlerinde, Hal Şube Müdürlüğümüz de 28 personel ile tam gün, yani 24 saat hizmet vermektedir” dedi.

    HAL VE RUHSAT DENETİMLERİ ZABITA ELİYLE YAPILIYOR

    Hal ve Ruhsat denetimleri zabıta ekipleri tarafından yapıldığını söyleyen Başkan Türkhan, “Evet, sadece zabıta işleri ile ilgili görevleri yerine getirdiğimiz gibi bir algı söz konusu. Ancak bunun yanında yukarıda da ifade ettiğim gibi şehrimizde Gayri Sıhhi Müesseselere ruhsat vermekte ve buraları denetlemekteyiz. Kanun ve yönetmeliklere uygun olarak da işletilmesini sağlamaktayız. Aynı zamanda da yine 5957 sayılı “Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Kanun”a bağlı olarak ticaretin yapıldığı Hal’de, şube müdürlüğümüzün çalışma alanıdır ve müdürlüğümüz bu alanda hizmet vermektedir. Şehrin gıda ihtiyacını sağlayan burada da sağlıklı bir şekilde hemşerilerimize ulaşması için çalışıyoruz. Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı olarak toplumda huzur ve sükûnu sağlamak, gıdanın güvenilir bir şekilde vatandaşlarımıza ulaşmasını sağlamak ve insan sağlığını ilgilendiren müesseseler ile ilgili olarak kanunun bizi yetkilendirdiği alanlarda toplumun hizmetinde çalışan bir daireyiz” diye konuştu.

    ZABITA EKİPLERİ SOKAK SATICILARI VE DİLENCİLERE KARŞI TEYAKKUZDA

    Sakarya Büyükşehir Belediyesi zabıta ekipleri sokak satıcıları ve dilencilere karşı teyakkuzda olduğunu da söyleyen Başkan Yusuf Türkhan, “Az öncede ifade ettiğim gibi öncelikle hedefimiz toplumda huzur ve sükûnu sağlamaktır. Her türlü özel ve tüzel kişilerle ilgili olarak 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu ve Sakarya Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından çıkarılmış olan Zabıta Emir ve Yasakları Uygulama Yönetmeliğine bağlı kalarak sahada, halkın huzur ve esenliğini korumak, düzeni sağlamak ve yaşanabilir bir şehir oluşturmak adına çalışmalar sürdürmekteyiz. Sokak satıcıları ile mücadele de hem bizim hem de ilçe belediyelerinin görevleri arasındadır. Ben çalışma arkadaşlarıma her zaman şunu söylüyorum; yapılması gereken iş eğer zabıta işiyse bunun nerede olduğunun bir önemi yoktur. Eğer zabıtayı ilgilendiriyorsa müdahale edilmesi gerekir. Kabullendiğimiz bu anlayış şehrimizde bulunan seyyar satıcılar ile mücadele konusunda önemli bir mesafe kat etmemizi sağlamıştır. Bilhassa şehir merkezinde bu konuda başarılı bir çalışma yürütüyoruz. Dilenciler konusunda da sadece zabıta tedbirleri ile aşılabilecek bir konu değildir. İnsanların vicdani duygularını istismar ederek rant devşirmeye çalışan bir hareket olarak görülür. Bunu sadece zabıta müdahalesi ile önlemek mümkün değildir. Toplumsal bilinçle bunun üstesinden geleceğimize inanıyorum. Halkımızdan istirhamım sokakta el açanlara yardım etmeleri değil gerçek ihtiyaç sahiplerini bularak onlara yardım etmeleridir. Böylece gerçek ihtiyaç sahipleri şehrimizde el açarak dilenmek durumunda kalmayacaktır. ama her halükarda ekiplerimiz bu konuda sahada görev yapmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

    Zabıta Daire Başkanı Yusuf Türkhan sözlerinin devamında, “Zabıtanın yapmış olduğu işler ile ilgili olan her konuda yoğun mesai harcamak zorundayız. Kamu alanlarının işgal edilmemesi, çevrenin kirletilmemesi, tüketicinin haklarının korunması, araçların kaldırımları işgal etmemesi vs. mesaimizin çoğunu alır. Yaşayan bir organizma olan şehirde kontrolü elden bırakmamanız gerekir. Mesela kaldırım işgali yapan bir işyerini uyardıktan sonra aynısını yapmayacağı anlamına gelmez. Aynı yerden biz tekrar tekrar geçmek gerekir. Bu şekilde yaptığımız zaman düzen sağlanabilir. Tabi buradaki amaç şehirdeki esnaflarımıza ve vatandaşlarımıza zorluk çıkartmak değil, aksine insanlarımızın hayatlarını kolaylaştırmaktır. Elbette anlayış bu konularda çok önemlidir. Ayrıca bu görevi kanun bize vermiştir, biz de yerine getirmeye gayret ediyoruz. En çok önemsediğimiz konu ise kul hakkıdır, bence de bunun herkesçe önemsenmesi gerekir. Vatandaşlarımıza kapımız her zaman açıktır, herhangi bir randevu almalarına gerek yoktur. Bulunduğumuz mevkiin bize görev olarak yüklediği herhangi bir konuda konuşmak, danışmak isterlerse kapımız herkese her zaman açıktır. Bizim görevimiz vatandaşlarımızın sorunlarını çözmektir. Bu anlamda da diyalog sorun çözümünde en önemli yoldur. Diyalog kapısını ve odamızın kapısını hiçbir zaman kapatmayız. Zabıta personellerimizin iyi hizmet sunmaktadırlar. Ancak daha iyi hizmet sunabilmesini sağlamak adına hem davranış bilimlerinde hem de kanun ve yönetmelikleri bilgilendirme anlamında eğitimleri sürekli gerçekleştiriyoruz. Hem hizmet içi eğitimler hem de kurum dışı eğitim seminerlerine katılmak suretiyle eğitimlere önem veriyoruz. Bilgi önemlidir. Bilgi insanı güçlü kılar. Sahada görev tanımını ve kanunun kendisine vermiş olduğu yetkiyi bilen arkadaşlarla çalışmak işimizi kolaylaştırır. Malumunuz 6360 yasa gereği 30 Mart seçimlerinden sonra şehrin bütün mülki sınırları Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanlarındadır. Bir başka deyişle sorumluluk alanımız Sakarya ili mülki sınırlarına kadar genişlemiştir. Buna paralel olarak bizimde sorumluluklarımız artmıştır. Toplumda huzur ve sükunu sağlamanın yanında şehrin caddelerinin işgalden korunması, terminallerde, meydanlarda yani kısacası geniş bir alanda hizmet sunmaktayız. Biz elimizdeki imkânları maksimum düzeyde kullanarak görevimizi ifa etmeye gayret ediyoruz. Çalışmalarımız aynı azim ve kararlılıkla sürdürülecektir” şeklinde konuştu.