Etiket: Bilgen’den

  • HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen’den Nevruz Açıklaması

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Nevruz etkinliklerinin Türkiye’nin birçok yerinde yasaklandığını belirterek, geçmişte çok acı Nevruzlar yaşandığını, her yasaklamanın bir provokasyona zemin oluşturmasından kaygı duyduklarını söyledi.

    Kars’ta düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulunan HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, “Nevruz bu coğrafyada Kürtlerin, Türklerin, Farsların, kimi bölgelerde hatta Arapların önem verdiği, anlam yüklediği, kimisinin daha inançsal, kimisinin tabiatla ilgili, kimisinin kendi felsefi değerleri yüklediği bir dönüm noktasıdır. Bahar aslında yeni bir başlangıçtır. İçinde bulunduğumuz sıkıntıların, tasanın, kederin, soğuğun bitmesi yeni bir başlangıç, yeni bir umut, doğanın kendini üretmesi gibi hayatında sorunların çözümünde de bir yeni başlangıç yapabilmesidir” dedi.

    Nevruz’a gitmenin çok büyük bir suç olduğu dönemlerden geçtiklerini ifade eden Bilgen, “Bu ülkede geçmişte çok acı nevruzlar yaşandı. Çok sert müdahalelerin yapıldığı, ölümlerin yaşandığı, Nevruz’a çıkmanın, Nevruz’a gitmenin çok büyük bir suç olduğu dönemlerden geçtik. Ve ne iyi ki bunları aştığımızı düşünüyorduk. Artık bu tür yasaklamaların bittiğini bir daha tekrarlamayacağını düşünüyorduk ama geçtiğimiz yıllarda bir hafta boyunca bir müdahale olmadığında, bir baskı, bir yasaklama olmadığında hiçbir tatsız olay yaşanmadan, kimsenin burnu kanamadan bu etkinliği düzenleyen o buluşmada, o coşku da bulunan halkında güvenlik güçleriyle hiçbir sıkıntı yaşamadığı buluşmalar gerçekleşiyordu. Gerçekten bir bayram havasında, bir kutlama havasında bir hafta boyunca farklı yerlerde, farklı şehirlerde bu etkinliklerde insanlar bir araya geliyorlardı” diye konuştu.

    Baharında bu anlamda barışa vesile olmasına ve bu ölümlerin, bu şiddetin, bu çatışmanın bitmesi için bir dönüm noktası olmasına dair hepimiz beklenti içerisindeydik diyen HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, “Ne yazık ki geçtiğimiz günlerde Ankara’da gerçekleşen patlama, daha önce Sur’da, Cizre’de, İstanbul’da Suruç’ta yaşananlar elbette ki geçtiğimiz kışı son derece acı içerisinde, keder içerisinde, tasa içerisinde geçirmemize neden oldu. Baharında bu anlamda barışa vesile olmasına ve bu ölümlerin, bu şiddetin, bu çatışmanın bitmesi için bir dönüm noktası olmasına dair hepimiz beklenti içerisindeydik. Fakat ne yazık ki Nevruz etkinlikleri Türkiye’nin birçok yerinde, birçok ilinde yasaklanıyor. Ve tek bir gün sadece 21 Mart’ta anmanın, kutlamanın mümkün olduğuna dair yazılar, cevaplar valilikler tarafından partimize iletiliyor. Yani İran’da iki hafta boyunca kutlamalar yapılıyor. Hemen yanı başımızda Ortadoğu coğrafyasında eğer Nevruz herkes için bir anlam ifade ediyorsa geçmişte bu ülkede de bir hafta boyunca, on gün boyunca bu etkinlikler serbestçe düzenlendi. Elbette eskiden yasaktı. Sonunda devlet kendisi düzenlemeye başladı. Kendisi de bu etkinlikleri yapmaya başladı. Biz devletten etkinlik düzenler, ya da düzenlemez, biz devletten böyle bir beklenti içinde değiliz ama insanların bu günü nerede nasıl kutlayacaklarına kendilerinin karar verebileceğini artık devletinde görmesi, kabul etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

    Her yasaklamanın bir provokasyona zemin oluşturacağı kaygısını taşıdıklarını ifade eden Ayhan Bilgen, şunları söyledi:

    “Biz her yasaklamanın bir provokasyona zemin oluşturacağı kaygısını taşıyoruz. Her engellemenin şiddete ortam oluşturacağının kaygısını taşıyoruz. Siyasi bir gerilimi, siyasi bir çatışmayı işte kan dökülmesine dönüştürecek bir tablodan alı koymak içinde mülki idare amirlerini, güvenlik güçlerini duyarlı, sağduyulu davranmaya çağırıyoruz. Siyasi iktidarı da, siyasi iradeyi de bu konuda yasakçı değil, tam tersine hiçbir şiddet yaşanmadan insanların buluşup anmasını yapabileceği, kutlamasını yapabileceği bir ortamı tesis etmeye davet ediyoruz. Bu anlamda da Kars’ta da 21 Mart dışındaki günlerde Nevruz kutlamanın yasaklandığı bütün şehirlerde de yani biraz daha anlayışlı ve bu yanlıştan geri dönen, hoşgörü gösteren bir yaklaşım sergilenmesini bekliyoruz. Yani istenen şey galiba haksız bir talep değil. Yani insanlar bulundukları şehirlerde farklı tarihlerde bu haftayı kutlamak, anmak ve bu haftanın anlamına yakışan barış içerisinde, kardeşçe huzur içerisinde bir etkinlik düzenlemek istiyorlar. Anayasada çok net biçimde önceden izin almaksızın herkes toplantı, yürüyüş düzenleme hakkına sahiptir diye ifade ediliyor. Eğer darbe anayasasının bile tanıdığı bu hakkı toplumdan esirgersek bu ülkenin gün geçtikçe işte sokağa çıkmanın suç sayıldığı, korkunun kaygının egemen olduğu bir coğrafyaya dönüşmesine bizde yani suç ortağı olarak katılmış oluruz. Bu hükümetin yani yeniden bir kez daha işte bu kadar değişim iddiasından sonra Nevruz yasaklayan bir iktidar olarak sicilinin bir kez daha tescillenmemesini temenni ediyoruz”.

  • HDP Parti Sözcüsü Bilgen’den ’Ankara Saldırısı’ Açıklaması

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, Ankara’da 28 kişinin öldüğü ve 61 kişinin de yaralandığı patlama ile ilgili Kars’ta açıklamada bulundu.

    HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, partisinin Kars İl Başkanı Cengiz Topbaş ve partililerle birlikte Ticaret Borsası Başkanı İsmet Çelik’i ziyaret etti. Bir süre Çelik ile görüşen Bilgen, Ticaret Borsası çıkışında gazetecilerin, Ankara’da meydana gelen, 28 kişinin öldüğü ve 61 kişinin de yaralandığı patlama ile ilgili sorularını cevapladı.

    HDP Parti Sözcüsü ve Kars Milletvekili Ayhan Bilgen, “Aslında Türkiye bir süreden beri böyle acıları yaşıyor. Ne yazık ki bazen ülkenin bir yerindeki acı, başka bir yerinde de hissedilmiyor” dedi.

    “Ülkenin içine girdiği seyre odaklanmak ve bu tabloyu ortaya çıkaran sebeplerle yüzleşmek gerekiyor” diyen Ayhan Bilgen, “Türkiye bölgede komşularıyla çok yoğun bir çatışma içerisinde. Neredeyse barışık bir ilişki içerisinde olduğu komşusu yok. Ülke içerisinde gerilim zaten her gün cenazelerin gelmesine, her gün anaların ağlamasına sebebiyet veriyor. Türkiye’de bu son saldırı olması umuduyla, dileğiyle, özellikle de siyasetin, özellikle iktidarın artık şapkasını önüne koyması, bu ülkeye daha fazla bedel ödetmeden, daha ağır fatura ödetmeden, hem içeride demokratikleşme ve barış eksenli siyasete dönmeyi, hem de dış politikada çevreye saldırı yaparak, etrafa vuruş yaparak kendi gücünü ispat etme değil, tam tersine bölgede istikrarı, bölgede barışı, çatışmasızlığı, silahların susmasını, siyasetin çözüm yolu olmasını, diyaloğun esas alınmasını kendisine şiar edinmelidir. Bu olmadığı takdirde bu ülke çok daha büyük acılar yaşamak zorunda kalacak. Ne yazık ki böyle ifade ediyoruz” diye konuştu.

    Bilgen, “Yani bu konuda partimiz başından beri aslında daha önce Diyarbakır saldırısı, Adana, Mersin bombalama girişimleri, Suruç, Ankara’daki bunlar çok büyük katliamlardı. Sultan Ahmet yani her birinin mağdurları farklıydı. Belki ilişkilendirilen örgütler de başkaydı. Ama sonuç itibarıyla bir büyük kaos yaşadığımız ve kıyas yapıldığında da Avrupa’da 5-6 tane ülkede yaşanan kayıplar kadar kaybı, sadece Türkiye’nin son birkaç ay içerisinde verdiğini görmemiz gerekiyor. Bu konuya daha ciddi yaklaşmayı gerektiriyor. Sadece hamaset değil, sadece hedef gösterme değil, sorunun esasına dair çözüm konusunda yani çok net, çok açık barış siyasetini ve insan güvenliğini, toplum güvenliğini esas alan bir yaklaşımı geliştirmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

  • HDP Parti Sözcüsü Bilgen’den ’Rus Uçağı’ Ve ’Leyla Zana’ Açıklaması

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, Leyla Zana’nın yemin etmemesiyle ilgili yaptığı açıklamada, henüz yemin etmeyen başka vekillerinde olduğunu söyledi.

    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesi ve Leyla Zana’nın Meclis’te yemin etmemesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

    Ülke gündemi ile ilgili birkaç şeyi paylaşmak istediğini ifade eden Bilgen, “Öncelikle artık Suriye’de sorunun sadece IŞİD olmaktan çıktığını, benzer bütün örgütlerin bu yeni savaşta, belki barışın öncesinde bu son büyük kavgada doğrudan doğruya hedef haline geldiğini Türkiye’nin de kabul etmesi gerekiyor. IŞİD çatısı altında savaşan ya da El Kaide ile bağlantılı Nusra ve yine onunla ilişkili olan Fetih ordusu gibi, Türkiye’nin desteklediği Yavuz Selim, Ahdulhamid isimleriyle anılan gruplar gibi birçok yapı bugünlerde muhtemelen doğrudan doğruya Rusya’nın hedefi olacak. Dolayısıyla da böyle bir dönemde Türkiye’nin Suriye’deki gerilimi, Suriye’deki kavgayı sadece IŞİD üzerinden tarif etmesi, sadece IŞİD üzerinden tanımlaması ve buna göre pozisyon almasının da hiçbir değeri, hiçbir anlamı kalmamış durumdadır. Nasıl bir Suriye istendiği ve Suriye’nin nasıl bir hukuki sürece sahip olacağı ve bu silahlı grupların konseptteki pozisyonları artık doğrudan doğruya Suriye ile ilgili iddiası olan bütün devletlerin hedefinde olacaktır” diye konuştu.

    “SİYASET SADECE HAMASETLE OLMAZ”

    Enerji bağımlılığını göz ardı ederek, yok sayarak Rusya ile ilişkileri şekillendirmenin imkansız olduğunu ifade eden HDP Parti Sözcüsü Bilgen, “Siyaset sadece hamasetle olmaz. Türkiye’nin Rusya ile ilişkileri hem şehrimizi, hem Türkiye’nin her yerinde Antalya’da turistten, Bolu’daki beyaz et üretenlerine kadar, Adana’daki turunçgillerle ilgili üretim yapanlara kadar herkesi doğrudan doğruya ilgilendiriyor. Bir kere enerji bağımlılığını göz ardı ederek, yok sayarak Rusya ile ilişkileri şekillendirmek imkansız. Dolayısıyla yaptığınız her işin, attığınız her adımın sonuçlarını göze alarak, bunun faturasını, bunun bedelini dikkate alarak yapmak zorundasınız. Yapılan açıklamalar gösteriyor ki olayın sadece teknik bir sorun gibi tarifi imkansız. Türkiye’nin Yunanistan ile binlerce kez benzer bir pozisyona girip ama uçağı düşürme yoluna değil başka yollara, başka yöntemlere, paralel uçuş gibi, karşılıklı taciz gibi it dalaşı gibi başka yöntemleri tercih ettiğini herkes biliyor. Bütün dünya biliyorken, burada doğrudan doğruya uçağın vurulmasının faturasını da ne yazık ki bütün bir ülke, ekonomisiyle, belki güvenliğiyle, barışıyla hepimiz ödemek zorunda kalacağız” diye konuştu.

    “BAŞKA MİLLETVEKİLLERİMİZ DE HENÜZ YEMİN ETMEDİLER”

    Gazetecilerin Ağrı Milletvekili Leyla Zana’nın Meclis’te yemin etmemesiyle ilgili soruları da cevaplayan Bilgen, “Bu konuda hem iktidar partisinin temsilcileri, bu yemin metninin darbe döneminden kalma bir yaklaşımı yansıttığını ifade ettiler. Ve tabi ki yeni başkanın takdiridir. Ama biz zaten değişecek olan, değişeceğini dair irade beyanın CHP’nin de, AK Parti’nin de ve bizim partimizin de net beyanda bulunduğu bir metinde hala ısrar ederek bunu bir krize, bir gerilime çevirmenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Bu arada bizim başka milletvekillerimiz de henüz yemin edemediler. Nusaybin’den çıkamadıkları için, iki haftadır yemin edemeyen başka vekillerimiz de var. Dolayısıyla yemin sorunu, yemin krizi sadece bu konu ile ilgili değil. Ama galiba dün asıl göz ardı edilen başka bir şey gerçekleşti Ankara’da, yani çok olağanüstü biçimde, ilginç biçimde Meclis Başkanlık Divanı şimdiye kadar 15 kişi 17 kişiyi, 18 kişiyi hiç geçmemişken MHP ve AK Parti’nin pazarlığıyla bu sayı 23’e çıkartıldı. MHP’ye divanda bir üye çıkartmanın karşılığı da RTÜK Başkanlığı krizinin çözülmesi oldu. Belli ki yani 7 Haziran’da başlayan gizli koalisyon, MHP- AKP gizli koalisyonu doğrudan doğruya bir takım pozisyonları, koltukların paylaşılmasından tutun genel güvenlik politikasına kadar her yerde devam ediyor” ifadelerini kullandı.

    Ayhan Bilgen, Harakani Havalanı’nda yaptığı basın toplantısının ardından partililerle birlikte Digor ilçesine hareket etti.