Etiket: beslenme

  • 2019’un sağlıklı beslenme trendleri

    Yaşanılır bir hayat felsefesiyle yola çıkan QNET’in Uzman Diyetisyeni Işın Sayın, yeni yılda öne çıkan beslenme akımlarını 5 grupta ele aldı. Sayın, 2019’da yılında süt ve süt ürünlerinin öneminin biraz daha artacağını ve ezberlenmiş bilgilerle oluşturulmuş diyetlerden çok kişiye özel beslenme programlarının öne çıkacağını ifade etti.

    “Süt ve süt ürünleri her zaman çok değerli”

    Tüm moda diyet akımlarının aksine son dönemde süt ve süt ürünlerinin öneminin tekrar kabul edildiğini belirten Sayın, “Gebelik, emzirme, büyüme, gelişme, menopoz ve yaşlanma, süreçlerinde hep yanımızda olması gereken süt ve süt ürünleri çok ama çok değerli. Sinir iletimi, kas kasılması, kanın pıhtılaşması, kanda LDL kolesterolü düşürmeye ve yağ yakımına yardımcı, kemik ve diş sağlığı gibi önemli görevleri olduğundan hayat boyu beslenmemizdeki yerini koruyacak” dedi.

    “Her gün bağırsaklarımız için bir şey yapmalıyız”

    “Hipokrat’ın milattan önce 450 yılında ‘Tüm hastalıklar bağırsakta başlar. Bağırsak hastaysa, tüm beden hastadır’ şeklindeki açıklamasını yeni yeni anlıyoruz”diyen Sayın, “Besinler kısmen sindirildikten sonra bağırsaklarda sindirilmeye devam eder. Bağırsakların iç çeperine sıkıca tutunan probiyotikler, toksik maddelere, zararlı mikroorganizmalara karşı bedeni korur. Böylece iç organlarda gelişebilecek sayısız hastalığı önler. 2019’da hepimiz probiyotik besinlerin kıymetinin bilincinde olmalıyız. Düzenli olarak kefir, probiyotik takviyesi yapılmış süt tüketmeliyiz. Tatlı isteği için ise özellikle bozayı tercih edebiliriz” şeklinde konuştu.

    Yepyeni ve bambaşka kimyada sağlıklı beslenme destekleri ve ürünleri geliyor

    Değişen gıda kimyasına karşı bedeni koruyacak yeni beslenme ürünlerinin piyasaya çıkma olasılığının yüksek olduğu bir dönemin başladığını belirten Sayın, her alanda olduğu gibi yiyecek içecek alanında da yeni gelişmelerin olacağını söyledi.

    “Vejetaryen beslenmeye yönelik ürünlere herkesin ilgisi artacak”

    “Çevreye çok daha duyarlı, hayvanları ekosistemde önemseyen, bitkilere daha çok yer veren bir akımın ise tam da içinden geçiyoruz ve çok daha dikkat çekecek” diyen Sayın, “Et ve hayvan dokularından üretilen pek çok gıdanın yerini vejetaryen seçenekler alacak. Küresel ısınma ve değişen iklimler, yok olan türler, düşen toprak kalitesi ile neticede insanlar kendinden başka canlılara saygı ve sevgi konusunda çok farklı bir bilinç seviyesine doğru yaklaşıyor” yorumlarında bulundu.

    “Kişiye özel beslenme programı olmazsa olmaz”

    Kişiye özel beslenme programlarının önemine de değinen Sayın, “Enerjisi kısıtlanmış ya da salt protein üzerine kurulmuş moda akımlar bitti. Bağırsak mikro florasıyla uyumlu kişiye özel beslenme programları, genetik haritasına göre, gelecekte sizi bekleyen hastalıklara karşı koruyucu, önleyici, tedavi edici özellikte kişiye özel beslenme programları revaçta olacak” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • Yılbaşında Sağlıklı Beslenme Önerileri

    SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Funda Esin Fakılı, sağlıklı beslenmenin yılbaşı sofralarında da yerini alması gerektiğini söyleyerek önerilerde bulundu.

    Yeni yıl denince akla yeni umutların, yeni heyecanların, yeni başlangıçların geldiğini belirten Fakılı, “Yeni bir yıla girerken yeni hedefler belirlenir, yeni kararlar alınır. Bunların en başta geleni ise sağlıklı bir yaşam temennileridir” dedi.

    Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı beslenmenin şart olduğunu ve sağlıklı beslenmenin yılbaşı sofralarında da ihmal edilmemesi gerektiğini anlatan Fakılı, yeni yılda beklenen bolluk ve bereket için bir başlangıç olsun diye yılbaşı sofralarının çok çeşitli yiyecekler ile donatıldığını anımsattı.

    Diyet yapanlarda, “bir günden bir şey olmaz, bugün istediğimi yiyeyim, yarın dikkat etmeye başlarım düşüncesi” oluştuğuna vurgu yapan Fakılı, “Yılbaşı gecesi ağır yemeklerden oluşan bir menü yerine hafif yiyecekler ile oluşturulmuş bir menü tercih edersek, ertesi gün yaşayacağımız sıkıntıları hafifletmiş oluruz” uyarısını yaptı.

    Yılbaşı beslenmesi

    Yılbaşı akşamı hazırlanan sofralarda aşırı yağlı yemekler ve kızartmalar yerine zeytinyağlıları ve salataları tercih etmek gerektiğine dikkat çeken Fakılı, ana yemek olarak fırında veya ızgarada pişmiş etlerin hazırlanabileceğinin altını çizdi. Yılbaşı akşamı denilince akla ilk olarak hindi geldiğini kaydeden Fakılı, hindi etinin özelliklerini şöyle özetledi:

    “Hindi eti yüksek protein içeriği, düşük yağ ve kolesterol oranı ile yeni yıl akşamının gözdesi olmaya adaydır, mineral deposudur. İçeriğinde bulunan çinko ile bağışıklık sistemini güçlendiren hindieti aynı zamanda yaraların çabuk iyileşmesine de katkı sağlar. Hindi eti demir, fosfor, magnezyum, B grubu vitaminleri ve özellikle triptofandan oldukça zengindir. Triptofan mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin üretimi için kullanılan önemli bir amino asittir. Beslenmenizde çeşitlilik oluşturmak ve bu faydalı özellikleri için yeni yıl akşamı dışında da sofranızda hindiye yer açın.”

    Yılbaşı akşamının vazgeçilmezlerinden birinin de kuru yemişler olduğunu hatırlatan Fakılı, “Kuruyemişler, içerdikleri bitkisel steroller sayesinde kötü huylu kolesterolü düşürürken, posa içerikleri nedeniyle kabızlığın engellenmesinde önemli rol oynamaktadırlar. Kuru yemişlerin her birini sağlık hazinesi olarak adlandırmak yanlış olmasa gerek. Dikkat etmemiz gereken nokta bedenimize fayda sağlayalım derken miktarı abartıp yağlanmamak. Bu özel akşamı kilo almadan atmak için kuru yemişleri avuç avuç değil, kararında tüketin” ifadelerini kullandı.

    Yılbaşında tatlısız olmaz diyenler için de önerilerde bulunan Fakılı, “Tatlısız olmaz diyenlerdenseniz yemeğin hemen üzerine değil, birkaç saat sonra ara öğün gibi, bir porsiyonu geçmeyecek şekilde yemeyi tercih edin. Aşırı kremalı ve şerbetli tatlılar yerine meyveli tatlılara, sütlü tatlılara ve meyveye ağırlık verin” diye konuştu.

  • Minik öğrencilere beslenme ve hijyen eğitimi

    Edirne’nin Keşan ilçesinde “Etwinning-Tüketen Eller Değil, Üreten Ellerle Hep Birlikte” projesi kapsamında, Dr. Rıfat Osman Mesleki Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, özel anaokulu öğrencilerine sağlıklı beslenme ve hijyen eğitimi verdi.

    Dr. Rıfat Osman Mesleki Teknik Anadolu Lise’si Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni İlgi Dilmen, 12/Ebelik sınıfı öğrencileri Nilsu Ağırbaş ve Ahsen Uslu minik öğrencilerine sağlıklı beslenme ve hijyen konusunda sunum eşliğinde eğitim verdi. Daha sonra eğitici şarkılar eşliğinde oyun oynandı.

  • KTO Karatay’da “Beslenme ve Diyetetik Çalıştayı” başladı

    Konya Ticaret Odası (KTO) Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü tarafından düzenlenen ve 5 gün sürecek olan “Beslenme ve Diyetetik Çalıştayı” başladı.

    KTO Karatay Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü, gıda endüstrisi, kanserleşme, fitoterapi, tıbbi çaylar, sporcu beslenmesi, obezite ile metobilik cerrahi gibi daha birçok konunun konuşulacağı ve 5 gün sürecek “Beslenme ve Diyetetik Çalıştayı’na ev sahipliği yapıyor.

    KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade, çalıştayın üniversite öğrencilerine ve beslenme ve diyetetik alanına katkı sağlayacağını belirterek “Sahadan ve akademiden değerli konuklarımız çalıştayımıza çalışmaları ile katkı sunacaklar. Beslenme konusunda çok fazla bilgi karmaşası var toplumumuzda, doğru bilgilere bu toplantıda ulaşma fırsatı bulacağız” diye konuştu.

    Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Seyfettin Baydar ise, Konya’da gıda ve tarım hususunda üniversitelerin de desteğini alarak nitelikli çalışmalar yaptıklarını aktardı. Baydar, dünya üzerinde bazı coğrafyaların açlıkla mücadele ederken bir kısmının ise obezite ile mücadele ettiğinin de altını çizdi.

    “Yanlış beslenmenin maliyeti 850 euro”

    Beslenmeye yönelik bu çalıştayın gerekliliğine vurgu yapan KTO Karatay Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurhan Ünüsan, “Gıda, beslenme ve diyetetik birbirleri ile ilişki içerisindeki bilimlerdir. Ülkemizde sağlıksız ve yanlış beslenme sonucu bir kişi devlet bütçesine yılda yaklaşık 850 Euro maddi kayıp yaşatmaktadır. Bu sebeple rahatsızlıklar oluşmadan önleyici tedbirler almak ve doğru beslenmek, insan hayatı için son derece önemli bir hal alıyor” şeklinde konuştu.

    “Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesiyiz”

    Anadolu coğrafyasının bitki örtüsü anlamında zengin ürün çeşitliliğine sahip olduğunu aktaran Konya Sanayi Odası Meclis Başkanı ve Helvacızade Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacigil, “Üzerinde bulunduğumuz coğrafya pek çok bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Bunun yanında yanlış beslenmeden dolayı Avrupa’nın obezite oranı en yüksek ülkesi konumundayız. Bitkileri doğru kullanmak burada önem arz ediyor. Bitkisel anlamda zenginlik ve AR-GE çalışmaları ile artık ilaç ihraç etme hedefiyle, üreten bir ülkeyiz” dedi.

    Gıda sektöründe AR-GE’nin önemi anlatıldı

    “Yasal Zorunluluklardan Gönüllü Girişimcilere Gıda Sanayisinin Beslenme Ajandası” konulu sunum yapan Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri İlknur Menlik, gıda sanayiinde yüksek teknoloji kullanımının ve Ar-Ge çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Menlik, tükenen kaynakların daha verimli kullanılabilmesi, yüksek katma değerli ürünlerin üretilebilmesi için gıda sektörünün daha fazla Ar-Ge ve inovasyona ihtiyacının olduğunun altını çizdi.

    Konuşmasının ardından İlknur Menlik’e, Prof. Dr. Nurhan Ünüsan tarafından, çalıştaya katılımından dolayı hediye takdim edildi. Alanında birçok ilki barındıran ve 5 gün sürecek olan “Beslenme ve Diyetetik Çalıştayı”nda Toplu Beslenme Sistemlerinde Diyetisyeni Rolü, Obezite ve Metobolik Cerrahide 5N 1K, Obezite ve Metobolik Cerrahide 5N 1K: Güncel Beslenme Yaklaşımları, Palyatif Bakımda Nütrisyonun Önemi, Gıda Endüstrisi ve Kanserleşme, Fitoterapi ve Tıbbi Çaylar ile Başarılı Bir Sporcunun Olmazsa Olmazı: Beslenme konuları uzmanları tarafından çalıştayda ele alınacak.

  • KTO Karatay’da “Beslenme ve Diyetetik Çalıştayı” başladı

    Konya’da KTO Karatay Üniversitesi tarafından düzenlenen “Beslenme ve Diyetetik Çalıştayı” başladı.

    Üniversite Sosyal Tesislerinde düzenlenen çalıştayının açılışına davetliler ve öğrenciler katıldı. Çalıştayın açılış konuşmalarında kürsüye ilk olarak KTO Karatay Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurhan Ünüsan geldi. Prof. Dr. Ünüsan, yediğimiz, içtiğimiz her şeyin; meyveler, sebzeler, fonksiyonel gıdalar, ne olursa olsun, hepsinin bizim öncelikle ruh sağlığımızı, genel vücut sağlığımızı direkt olarak etkilediğini söyledi.

    KTO Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bayram Sade de konuşmasında, “Hocalarımızın, değerli uygulayıcıların, profesyonellerin, saha deneyimi yüksek insanlarımızın, konuklarımızın çok değerli sunumları olacağını, birinci adresten bizim en doğru bilgilere ulaşacağımızı düşünüyorum. Öğrencilerimiz adına çok mutluyum, birinci elden en doğru bilgiyi alacaklar. Çok spekülatif açıklamaları hemen alıp hap gibi kullanmayın diyorum öğrencilerime de. Biraz okuyun, biraz karıştırın. Yani toptancı işlerin, spesifik olarak bir konuda bir doğru yanında on tane başka iş varsa o doğruyu alın onunu atın ama okuyun, dinleyin. Bu anlamda bu toplantının çok faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.

    Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri İlknur Menlik, “Yasal zorunluluklardan gönüllü girişimlere gıda sanayinin beslenme ajandası” konulu sunumunu yaptı. Dört tane önemli konu olduğunu ifade eden İlknur Menlik, “Bizim dört tane önemli konumuz var. Gıda güvenliği, önce insanlığın yaşamını idame ettireceğiz, arkasından sağlıklı yaşamalarını idame ettireceğiz. Yani o temel besini almadan maalesef hayat devam etmiyor. Ticaret ve rekabet yani uluslararası her geçen gün daha acımasızlaşan ortamda yine sizi en yüksek koruyacak duvar AR-GE’niz, inovasyonunuz, katma değerli ürünleriniz olacaktır” dedi.

    Gıda sanayinin zorunlu yasal mevzuatlardan gönüllü uygulamalara AR-GE ajandasında neler olduğunu anlatan İlknur Menlik, “Yani beslenme ajandasında neler var. Az önce de söyledik, işin özü gıda güvenliği ve üretim kalitesi. burada zaten kanunlar, yönetmelikler, mevzuatlar var. Bunlar hiç tesadüfi falan mevzuatlar da değil. Laf olsun diye de yazılıp çizilip resmi gazetede yayınlanmıyor. Gıda işletmesi iseniz o işletmeyi o kanunlara, yönetmeliklere, tebliğlere uygun çalıştırmak zorundasınız. Çalıştırmadığınız zaman ne olur, kapatma süreçlerine kadar giden cezai prosedürleri var. Dolayısıyla işletmelerimizin birinci görevi kanunlara, tebliğlere, yönetmeliklere uygun üretim yapmak. İkinci önemli konumuz ne; tüketici ve sağlık. Tüketicinin artık bir sağlık ajandası var. Özellikle dijital medya işi o kadar başka bir noktaya taşıdı ki artık bilgi çok kolay ulaşılabilir. Ve teknolojideki gelişmeler. Teknolojide yani gıda işleme teknolojisinde bir dönüşüm yapmamız gerekiyor. Sadece gıdanın daha sağlıklı, daha besleyici olması için değil, doğayı koruyabilmek için de bunu yapmak şart. İki tane temel AR-GE hedefleri, yani eşittir beslenme ajandası, AR-GE hedeflerini tetikleyen dinamik vardır. Bir tanesi rekabet avantajı sağlamak. Bütün bu işletmeler bir ticarethane ve maliye bakanlığı da vergi alıyor. Dolayısıyla bu işletmeler para kazanmak zorunda. Para kazanmazlarsa ayakta kalamazlar. Dolayısıyla tüm işletmeler rekabette daha avantajlı olmak için AR-GE’ye ve daha rekabetçi ürünlere nasıl ulaşırız diye her zaman çalışırlar” diye konuştu.

    Konuşmasının ardından Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurhan Ünüsan tarafından İlknur Menlik’e hediye verildi.