Etiket: Besinler

  • Sigara Düşmanı Besinler

    18. yüzyılda Avrupa’ya İspanya yoluyla Amerika Kıtası’ndan geldiği bilinen bağımlılığı günümüzde fazlasıyla yaygınlaşmış sigaranın insan sağlığına verdiği zararlar saymakla bitmiyor.

    Uzun yıllar boyunca tüketilen sigaranın vücudu ağır nikotin tabakası ile birlikte ele geçirdiğini belirten uzmanlar vücudu arındırmanın yolunun bazı besin maddelerinden geçtiğine dikkat çekiyor. Hayatı ciddi yönde olumsuz etkilediği bilinen sigaranın zararlarını, ulaşımı kolay bazı besin maddeleriyle bertaraf edilebileceğini söyleyen Özel Liva Hastanesi’nden Uzman Doktor Abdullah Açıkgöz; “Yıllarca tütün ürünü kullanıp bırakan kişiler vücudunu nikotinden arındırmak isterse bazı yiyeceklerle bunu başarabilir, Nikotin temizliği dışında başka faydaları olan şu besinler öneriyoruz.

    Zencefil; Antioksidanlar listenin başında yer alan zencefilde akciğerlerin temizlenmesini sağlar. Bu nedenle zencefil çayı içerek, sigara isteğini azaltma kararınızda daha emin adımlarla ilerleyebilirsiniz. İsteğe bağlı olarak zencefil bitkisi çayı yapılmadan da yenilebilir.

    Kivi; Nikotini vücuttan atılmasını sağlar ve bol miktarda vitamin içerir. Ayrıca enerjik ve dinç olmanızı sağlar.

    Isırgan Otu; İçinde bol miktarda demir minerali ve dezenfektan özellikli madde içeren ısırgan otu sayesinde bedende ve akciğerlerde biriken nikotinden kurtulabilirsiniz.

    Havuç; Sigara tiryakisiyseniz her içtiğiniz sigaradaki nikotinin vücudunuzda 3 gün kaldığını unutmayın. Cilde zarar veren nikotinin bu etkisine karşı havuç suyu içebilirsiniz. Vitaminler açısından zengin olan havuç yada havuç suyu cildin kendini yenilemesini ve nikotinden arınmasını sağlar.

    Sigarayı bıraktıktan sonra metabolizma yavaşlamasını her gün düzenli bir şekilde 2,5 litre su tüketerek giderilebileceğini belirten Açıkgöz; “Sigarayı bırakanlar yüksek kalorili yiyeceklerden ziyade hafif yiyecekler tercih edilebilir. Kişi çay, kahvenin yanında sigara ihtiyacı hissedeceği için sigarayı bıraktıktan sonra çay, kahve tüketilmesi önerilmez. Su, vücuttaki zehirli maddelerin atılması için çok önemlidir. Vücudun susuz kalması halinde hücrelerin yenilenmesi ve nikotinin etkilerinin azaltılması zorlaşır” diye konuştu.

  • Tok Tutan Bol Lifli Besinler !

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, açlık krizlerini engelleyen ve doygunluk hissi veren lifli gıdalar sağlık için faydalı olduğunu belirtti.

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, bol lifli besinler hakkında şu bilgileri verdi:

    “Baklagiller:Faydaları saymakla bitmeyen baklagiller,tam anlamıyla lif deposudur.Sindirim sistemi dostudur. Karbonhidrat içerdiklerinden tok tutarlar.Magnezyum, potasyum, kalsiyum, demir, B vitamini ve mineral içerirler. Baklagillerin bazı faydaları şunlardır: Hazmı yavaş olduğu için kan şekeri dengeler, vücutta kan şekerinin dengede olması çok önemlidir. Lif içerdikleri için midede kolay parçalanır, bu karbonhidrat ve protein emilmesini kolaylaştırır, kabızlığı önler. Lif açısından zengin gıdalar olduğundan bağırsakların çalışmasını düzenler. Magnezyum ve kalsiyum, kemikleri güçlendirir.

    Enginar:Lif bakımından zengin olan bir besindir. Enginar, A,K ve C vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, demir, manganez ve fosfor mineralleri içerir. K vitamini deposu da olan enginar, kemik gelişimine katkıda bulunur ve ilerleyen yaşlarda oluşan çabuk kırılan kemik sorununun önüne geçer. Enginar karaciğer için çok faydalıdır; karaciğeri korur ve karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar. Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür ve vücuda dinçlik verir.

    Badem:Zayıflama da etkisi olan badem, çinko, demir, kalsiyum, potasyum, E vitamini gibi mineraller ve vitaminleri yönünden zengindir.Badem’in omega 3 seviyesi oldukça yüksektir. Bademin içindeki sağlıklı yağlar ve lifler açlık krizlerinin önüne geçiyor ve sizi tok tutuyor.Bağırsakların hareketlerini artırıyor.Diyet yapanlar için ara öğünlerin yıldızı olan badem,günde en fazla 10-15 adet tüketilebilir.

    Portakal:Bilindiği gibi ilk başta C vitamini açısından zengin olan Portakal, B ve E vitaminleri ile fosfor, magnezyum ve potasyum minerali de içerir.Portakal’da ayrıca bakır, çinko, demir, bakır ve manganez mineralleri ile protein de bulunur. Bağışıklık sistemini güçlendirir.Lif oranı oldukça yüksek olan Portakal bir bütün olarak tüketilmelidir.Eğer Portakal’ın suyunu içmeyi tercih ederseniz liflerinden yeteri kadar faydalanamazsınız. Portakal,vücuttaki zararlı maddeleri temizler. Cilt sağlığı açısından da oldukça faydalıdır.Cildin taze ve pürüzsüz görünmesini sağlamasının yanında ,cilt kırışıklıklarını önler.Hazmı kolaylaştırır ve kabızlığa iyi gelir.C vitamini oranı yüksek olan portakal, yağ yakımını da hızlandırıyor.”

  • Kış Ayında Şifa Deposu Besinler

    Diyetisyen Elif Bilgin, kıy aylarında şifa deposu besinlerin tüketilmesi konusunda uyardı.

    Kış aylarının sebze meyveler açısından çok zengin olduğunu belirten Bilgin, şifa veren kış sebzelerini şöyle sıraladı:

    “Brokoli: A vitamini ve potasyumdan zengin, folik asit için iyi bir kaynak olan brokolinin mineral kaybı en az olacak şekilde pişirilmesi çok önemlidir. Bu nedenle az pişirilmeli ve haşlama suyu dökülmemelidir.Mineral ve demir eksiliğini gideren brokoli vitamin deposudur. Antikarsinojenik (kansere karşı koruyucu ) etkisi yüksek, kalsiyumdan zengin dolayısıyla kemik erimesine karşı koruyucu, lif oranı yüksek bir besindir.

    Bal kabağı: Yüksek A vitamini, fosfor ve kalsiyum içeren bal kabağı sadece tatlılarda değil; çorba ve mezelerde de kullanılmalı. Ayrıca lifli yiyeceklerin sık tüketiminin kolon kanserine karşı koruyucu olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. K,C,B6 VE A vitamini için iyi birer kaynaktır. Lifi bol bir sebze olan kabak, bağırsakları tembel olanlar için tercih edilmesi gereken sebzelerdendir. Kabak sebzesi potasyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir gibi madensel elementler içerir. Kabak bedeni temizler, sinirleri yatıştırır .Kemik erimesini önler.

    Pırasa : A vitamini ve kalsiyumdan oldukça zengindir. Sebzelerin kalsiyum içeriklerini sıralayacak olursak maydanozdan sonra en yüksek kalsiyum içeren sebze pırasadır. Kış aylarının vazgeçilmez sebzesi pırasanın antioksidan içeriği oldukça yüksektir. Yani kış aylarında hastalıklara yakalanma riskini azaltır. İçerisinde zengin vitamin ve mineral içeriği olan pırasa günlük lif ihtiyacınızın ortalama %6-10’unu karşılarken, günlük K vitamini içeriğinin %45’ini, C vitamini içeriğinin %5’ini karşılamaktadır. Tüm koyu yeşil yapraklı besinlerde olduğu gibi pırasa içerisinde de folik asit yüksek miktarda bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle gebelik düşünen kadınlar için ekstra önemli bir besindir.Kalp hastalıkları ve felçten koruyucu etkisi vardır.

    Brüksel lahanası: Kükürtlü sebzeler grubunda olduğu için güçlü bir kanser savaşçısıdır. Az pişirilmesi veya çiğ tüketilmesi gerekir. Brüksel lahanası, düşük kalori değerine karşılık potasyum ve demir gibi mineraller ile A, C ve E vitaminlerini yüksek oranlarda içeren çok yararlı bir besindir. C, E ile A vitamini (betakaroten) gibi antioksidan maddeleri yüksek oranda içerdiğinden kalp hastalıklarına yakalanma, kalp krizi geçirme ve katarak illetine tutulma riskini azaltır.. Gene yüksek oranda potasyum minerali içermesi nedeniyle yüksek tansiyonu düşürür ve tansiyonu belli düzeyde tutar.

    Kereviz: A, B, C vitaminlerinden zengin, fosfor, çinko, bakır, selenyum minerallerini içeren kereviz, bağışıklığı kuvvetlendirmekte ve gaz gidermede etkilidir. Antioksidan etkisi olan kerevizin içerisindeki “fitalid” adlı madde, kandaki stres hormonunu azaltıcı etkisi ile hipertansiyonu ve kolesterolü dengelemektedir.İdrar söktürücü,kan temizleyici, saknleştirici etkileri vardır. Özellikle eklem ağrıları olan kişiler mutlaka tüketmelidirler. Kerevzin kendisi salatalarda, çorbalarda, sebze yemeklerinde, yaprakları ise çeşni verici olarak tüm yemeklerde kullanılabilir.

    Havuç: Havuç önemli bir antioksidan kaynağıdır. A vitamini öncüsü beta karotenin çok önemli bir kaynağıdır. K ve C vitamini, diyet posası, potasyum, B6 vitamini, manganez, molibden, B1 ve B3 vitamini, fosfor, magnezyum ve folat içerir. Karotenoidler kalp hastalıkları riskini azaltan ve koruyucu etki gösteren önemli bileşenlerdir.

    Pancar: Kırmızı pancar A, B, C ve P vitaminlerinden zengindir. İştah açıcı, besleyici özelliği vardır. Bileşiminde bulunan ve radyoaktif bir eleman olan rubidyumun sindirim üzerinde olumlu bir etkisi vardır. Pancar aynı zamanda fosfor, demir, bakır, potasyum, magnezyum, kalsiyum, brom, çinko ve manganez bakımından da zengindir. Bitki, beta karoten ve folat bakımından zengin yapısıyla bağışıklık sistemini güçlendirip kan yapımına destek verir. Kırmızı pancarın suyu en güçlü kan düzelticilerden biridir. Havuç suyu ile yarı yarıya karıştırılan kırmızı pancar suyu, içildiğinde alyuvarların sayısını kısa zamanda yükseltir. Özellikle soğuk algınlığı enfeksiyonlarının arttığı kış aylarında kırmızı pancarın tüketilmesi, vücudun direncini artırır. Karaciğerin safra salgılamasına ve kolesterolü dengelemesine yardım eder. Ayrıca mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelir. Ancak pişirildikten sonra içindeki maddeler çok kısa bir sürede toksik maddelere dönüşebildiği için hemen tüketilmelidir.

    Turp: Turp gibi olmak terimine yakışır özellikte olan turp tam bir antioksidan kaynağıdır. Siyah turp, çok daha yüksek miktarda besin öğesi içerir ve böbrekler için yararlıdır. Potasyum için iyi bir kaynaktır. Halsizliğe iyi gelir. Tokluk hissi sağlar. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Üst solunum yolu enfeksiyonlarının giderilmesinde iyi bir yardımcıdır. Günde 1 kase doğranmış turp ara öğünde yenebilir.”

  • Bu Besinler Çocuklara Zarar!

    Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, çocukların uzak durması gereken besinler konusunda uyardı.

    Çocukların sağlıklı beslenmesi için dört besin grubunda bulunan besinlerden yeterli miktarlarda ve dengeli bir şekilde tüketmeleri gerektiğini belirten Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, “Süt grubunda yer alan süt, yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç vb. besinlerin her öğünde yeterli miktarlarda tüketilmesine dikkat edilmelidir. Öğrenciler için en önemli öğün kahvaltıdır. Bütün gece süren açlıktan sonra, vücudumuz ve beynimiz güne başlamak için enerjiye gereksinim duymaktadır. Kahvaltı yapılmadığı takdirde, dikkat dağınıklığı, yorgunluk, baş ağrısı ve zihinsel performansta azalma olmaktadır. Bu nedenle, güne yeterli ve dengeli yapılan bir kahvaltı ile başlamak öğrencilerin okul başarısının artmasında son derece önemlidir. Çocukların her sabah düzenli olarak kahvaltı yapma alışkanlığı kazanmalarına özen gösterilmelidir. Peynir, taze meyve veya meyve suları, birkaç dilim ekmek, 1 bardak süt çocuklar için kahvaltıda yeterlidir. Özellikle kaliteli proteinve zengin vitamin ve mineral içeriğinden dolayı haşlanmış yumurtanın sıklıkla tüketilmesi önerilmektedir.” Dedi.

    AÇIKTA SATILAN BESİNLERDEN UZAK DURULMALI!

    “Açıkta satılan besinler, yeterince güvenilir ve temiz değildir” diyen Uzman Diyetisyen Pınar Kural Enç, daha sonra şunları kaydetti; “Ayrıca, uygun koşullarda muhafaza edilmedikleri için çabuk bozulma riski taşırlar. Bu nedenle, özellikle okul çevresinde açıkta satılan besinlerin kesinlikle satın alınmaması gerekmektedir.

    Çocukların okul kantinleri, büfe gibi yerlerden satın aldıkları besinlerin seçiminde de dikkatli olmaları gerekmektedir. Süt, ayran gibi ambalajlı besinleri satın alırken etiket bilgisinde Tarım ve Köyişleri Bakanlığından üretim izninin bulunmasına ve son kullanım tarihinin geçmemiş olmasına, ambalajsız satılan tost, simit, poğaça gibi yiyeceklerin de temiz ve güvenilir şekilde hazırlanmış olmasına dikkat edilmelidir.

    BESLENME ÇANTASI VE SU MATARALARININ HER GÜN TEMİZLENMESİNE ÖZEN GÖSTERİLMELİDİR

    Okulda veya evde dinlenirken ve ders çalışırken açlık hissedildiğinde tüketilen besinlere dikkat edilmelidir. Örneğin, şeker ve şekerli besinler, cips vb. yağlı ve tuzlu besinler veya gazlı içecekler yerine süt, yoğurt, sütlü tatlılar, ekmek arası peynir, taze sıkılmış meyve suları, kuru yemişlerin ve kuru meyvelerin tüketiminin tercih edilmesi daha yararlıdır.

    Çocuklara sigarasız bir ortam sağlamak, onların yanında sigara içmekten kaçınmak ve en azından yaşadıkları ev ortamını “sigara içilmez” bir yer haline getirmek çocukların sağlığını korumak açısından son derece önemlidir.

    ÇOCUKLARDA KAÇINILMASI GEREKEN BESİNLER

    KAHVE: İçeceği elde edilen bu bitki, kalp krizine yol açmasının yanı sıra, uyuma zorluğu ve dişlerde sararmaya yol açıyor.

    PATATES KIZARTMASI: Patates kızartmsının içinde yüksek oranda bulunan akrilamid maddesi nedeniyle uzun süre tüketilirse damar sertliği, şişmanlık ve kansere neden olabiliyor.

    ALKOLLÜ İÇECEK: Alkol kullanımı beyin ve sinir sistemini olumsuz yönde etkiliyor.

    SOSİS, SALAM: İçinde sodyum nitrit bulunan salam ve sosisin tüketilmesi kansere neden oluyor.

    CİPS: Cips yemek yağ içmekten farksız diyen uzmanlar, kanserden obeziteye, diyabetten alzheimere kadar birçok hastalığa neden olduğunu vurguluyor.

    ASİTLİ İÇECEK: İçerisinde asit barındıran bu içecekler mide ve bağırsak hastalıklarına neden oluyor.

    HAZIR ÇORBA: Toz haline getirilmiş, defalarca işlem görmüş, içinde çok fazla katkı maddesi bulunan hazır çorbalar kansere neden oluyor.

    BOYALI ŞEKER: İçinde boya yapıcı kimyasalları barındıran şekerler diş çürümesi başta olmak üzere, obezite, diyabet, kalp ve dolaşım hastalıkları, kanser, hipertansiyon, felç, ülser, astım, romatizma, kronik yorgunluk sendromu ve kemik erimesine neden oluyor.

    ÇİĞ YUMURTA: İçinde bulunabilecek zararlı salmonella mikrobu nedeniyle hastalıklara yol açıyor.

    HAZIR MEYVE SULARI: Hazır meyve sularının katkı maddeleri içermesi ve aynı zamanda glikoz yani şeker oranlarının yüksek olmasından dolayı ,evde taze sıkılmışlar tercihimiz olmalıdır.”