Etiket: Besinler

  • Unutkanlığa iyi gelen besinler

    Unutkanlığa iyi gelen besinler

    Diyetisyen Salih Gürel, unutkanlığa iyi gelen besinler hakkında bilgi verdi.

    Diyetisyen Salih Gürel, “Çağımızın en büyük sorunlarından biri olan unutkanlık artık sadece ilerleyen yaşlarda değil stresli bir hayat, yoğun tempo iş ortamı, hava kirliliği, çevresel faktörler ve yanlış beslenme alışkanlıkları sebebiyle genç yaşlardaki kişilerde de kendini göstermeye başladı. Unutkanlık; erişkin merkezi sinir sisteminin edinsel nedenlerle hasarlanması sonucu, bilinç bulanıklığı olmaksızın, birden fazla kognitif alanın bozulması, bununla ilintili olarak günlük yaşam aktivitelerinin eskisi düzeyinde sürdürülememesine neden olan, doğal seyri açısından kalıcı, sıklıkla da ilerleyici bir klinik tablodur. Bellek, dikkat, dil becerileri, görsel mekansal işlevler gibi kognitif becerilerde eksilme unutkanlıkta karşılaştığımız tablodur” dedi.

    Unutkanlığın bir çok sebebi olduğunu ifade eden Gürel, “Bunların arasında hormon yetersizlikleri ve vitamin eksikliği de ( D ve B12 Vitamini )sayılabilir.Ağır depresyon da unutkanlık sebeplerinden biridir. Kırmızı et, omega – 3 yağ asidi bakımından zengin olan balıklarda , omega – 3 yağ asidi bakımından fındık ve ceviz , yaban mersini ve bitter çikolata, domates, ıspanak, tarçın, nar unutkanlığa iyi gelen besinler arasındadır” açıklamalarında bulundu.

  • Dişler için sağlıklı besinler

    Diş Hekimi Mahmut Genç, dişlerin her daim sağlıklı olması için ağız ve diş bakımının yanı sıra tüketilen besinlere ve içeceklere de dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

    Diş Hekimi Mahmut Genç, “Dişlerimizin en önemli görevi hiç kuşkusuz beslenmedir. Vücudumuz için aldığımız gıdalar ilk olarak ağız yoluyla alınır ve dişlerin öğütme ve parçalama fonksiyonu ile sindirilebilir bir hal almaktadır… Genel vücut sağlığımız için besinleri tüketmek ve dengeli beslenmek zorundayız. Tükettiğimiz gıdalar içerisinde dişlerimize son derece yararlı gıdalar olmakla birlikte diş sağlığımızı olumsuz etkileyen gıdalarda bulunmaktadır” dedi.

    Diş Hekimi Genç, diş sağlığı için faydalı besinleri şöyle sıraladı:

    “Süt ve Süt Ürünleri: Süt, yoğurt ve peynir diş ve diş eti sağlığımızda 1. sıradaki besinlerdir. Bu besinler içerdikleri yüksek orandaki kalsiyum ve fosfat ile dişleri korumakta ve çürük oluşumunun önüne geçmektedir.. Peynirlerin bazik özelliklerinden dolayı ağızdaki asidik ortam nötürlenir ve asitlerin diş çürüğüne neden olması önlenir.

    Meyve ve Sebzeler: Sebze ve meyveler içerdikleri mineraller ve vitaminler ile diş sağlığını koruyan görev üstlenirler. Diş eti sağlığı için nar ve c vitamini içeren portakal mandalina gibi meyveler tüketilmelidir. Dişlerin doğal beyazlığına kavuşması için muz kabuğu kolay ve pratik bir yöntemdir. Ancak içerdikleri şeker sebebi ile aşırı tüketiminden kaçınmak gerekir.

    İçecekler: İçme suyu, yeşil çay ve diğer bitkisel çaylar içerisindeki aksioksidanlar ve antibakteriyel özellikleri sebebi ile diş ve dişeti sağlığı için yararlı içeceklerdir. Şekersiz tüketilmeleri durumunda yararları kanıtlanmıştır. Asitli içecekler diş minesi üzerinde aşındırıcı özelliklerinden dolayı ve çürüğe sebep olmaları sebebi ile tüketilmemesi gereken içeceklerdir.

    Diş Sağlığınız İçin Zararlı Besinler: Dişler için en zararlı besinler şeker içerenler ve şekerli asitli içeceklerdir. bu gıdaların tüketilmesi ile ağız içindeki bakteriler bu şekeri tüketir ve asit oluşturur. Bu asit diş sert dokuları üzerinde yıkıma sebep olur ve çürüklerin başlamasına sebep olur. Bu gıdalar tüketilmemeli veya tüketildikten sonra ağız bakımı dikkatlice yapılmalıdır. Diş ve dişeti sağlığımız için beslenmemize özen göstermeli ve ağız bakımımızı aksatmamamız gerekiyor. Günde en az 2 kere dişlerimizi 2 dakika fırçalamalı ve mutlaka 6 ayda bir diş doktorumuza kontrole gitmeliyiz.”

  • Dişler için sağlıklı besinler

    Diş Hekimi Mahmut Genç, dişlerin her daim sağlıklı olması için ağız ve diş bakımının yanı sıra tüketilen besinlere ve içeceklere de dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

    Diş Hekimi Mahmut Genç, “Dişlerimizin en önemli görevi hiç kuşkusuz beslenmedir. Vücudumuz için aldığımız gıdalar ilk olarak ağız yoluyla alınır ve dişlerin öğütme ve parçalama fonksiyonu ile sindirilebilir bir hal almaktadır… Genel vücut sağlığımız için besinleri tüketmek ve dengeli beslenmek zorundayız. Tükettiğimiz gıdalar içerisinde dişlerimize son derece yararlı gıdalar olmakla birlikte diş sağlığımızı olumsuz etkileyen gıdalarda bulunmaktadır” dedi.

    Diş Hekimi Genç, diş sağlığı için faydalı besinleri şöyle sıraladı:

    “Süt ve Süt Ürünleri: Süt, yoğurt ve peynir diş ve diş eti sağlığımızda 1. sıradaki besinlerdir. Bu besinler içerdikleri yüksek orandaki kalsiyum ve fosfat ile dişleri korumakta ve çürük oluşumunun önüne geçmektedir.. Peynirlerin bazik özelliklerinden dolayı ağızdaki asidik ortam nötürlenir ve asitlerin diş çürüğüne neden olması önlenir.

    Meyve ve Sebzeler: Sebze ve meyveler içerdikleri mineraller ve vitaminler ile diş sağlığını koruyan görev üstlenirler. Diş eti sağlığı için nar ve c vitamini içeren portakal mandalina gibi meyveler tüketilmelidir. Dişlerin doğal beyazlığına kavuşması için muz kabuğu kolay ve pratik bir yöntemdir. Ancak içerdikleri şeker sebebi ile aşırı tüketiminden kaçınmak gerekir.

    İçecekler: İçme suyu, yeşil çay ve diğer bitkisel çaylar içerisindeki aksioksidanlar ve antibakteriyel özellikleri sebebi ile diş ve dişeti sağlığı için yararlı içeceklerdir. Şekersiz tüketilmeleri durumunda yararları kanıtlanmıştır. Asitli içecekler diş minesi üzerinde aşındırıcı özelliklerinden dolayı ve çürüğe sebep olmaları sebebi ile tüketilmemesi gereken içeceklerdir.

    Diş Sağlığınız İçin Zararlı Besinler: Dişler için en zararlı besinler şeker içerenler ve şekerli asitli içeceklerdir. bu gıdaların tüketilmesi ile ağız içindeki bakteriler bu şekeri tüketir ve asit oluşturur. Bu asit diş sert dokuları üzerinde yıkıma sebep olur ve çürüklerin başlamasına sebep olur. Bu gıdalar tüketilmemeli veya tüketildikten sonra ağız bakımı dikkatlice yapılmalıdır. Diş ve dişeti sağlığımız için beslenmemize özen göstermeli ve ağız bakımımızı aksatmamamız gerekiyor. Günde en az 2 kere dişlerimizi 2 dakika fırçalamalı ve mutlaka 6 ayda bir diş doktorumuza kontrole gitmeliyiz.”

  • Mevsim değişikliklerinde bağışıklığımızı güçlendiren besinler

    Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım, mevsim değişikliklerinde bağışıklığımızı güçlendiren besinler konusunda uyardı.

    Uzman Diyetisyen Şebnem Kandıralı Yıldırım, bağışıklığı güçlendiren besinleri şöyle sıraladı;

    “Mantar: İçerdiği selenyum ile beyaz kan hücrelerine hastalığı temizleyen sitokinlerin üretiminde yardım eder. Antimikrobiyal bir lif olan beta glukanı içerir, süper kahraman olarak görev yapan hücreleri aktive edip, enfeksiyonları yok eder.

    Sarımsak: Sarımsak gibi güçlü kokuya sahip besinler içerdikleri antimikrobiyal bir kimyasal olan allisin sayesinde hastalıklarla mücadelede etkilidir. Yapılan bir çalışmada allisin suplemanı alan bireylerde %46 oranında daha az soğuk algınlığı görülmüş ve iyileşme sürecinin daha hızlı olduğu kaydedilmiştir. Günde 2 diş sarımsak tüketimi önerilir.

    Yabani somon: Yapılan bir çalışmada D vitamini seviyeleri düşük olan bireylerde solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskinin yaklaşık %40 daha fazla olduğu saptanmıştır. D vitamini seviyelerini somonla arttırın. 100 gramlık bir somon 360IU D vitamini içerir, günlük 800-1000 IU D vitamini alımı tavsiye edilir.

    Çay: Yapılan bir çalışmada günde beş bardak siyah çay tüketimi içerdiği theanine sayesinde 2 hafta sonunda vücudun bağışıklık sistemini 4 katına çıkardığı saptanmıştır. Çay aynı zamanda kateşin, epigallokateşin gibi serbest radikallere karşı savaşan kimyasallar içerir. Günde 1 ila 3 bardak arası siyah, yeşil veya beyaz çay için.

    Yoğurt: Sindirim sistemi en büyük bağışıklık sistemi organlarından biridir. Yoğurt gibi fermente besinlerde bulunan prebiyotik ve probiyotiklerden zengin beslenerek hastalık yapan mikropları uzak tutmak gerekiyor. Günde en az 1 porsiyon tüketimi bağışıklık sistemi fonksiyonlarını arttıracaktır.

    Bitter çikolata: Yüksek dozda kakao T yardımcı hücreleri destekler, enfeksiyonlara karşı savaşmak için bağışıklık sisteminin yeteneğini arttırır. Sağlıklı diyetlerde bitter çikolataya her zaman yer vardır.

    İstiridye: İçerdiği çinko bağışıklık sistemi üzerinde hayati rol oynar. Çinko soğuk algınlığı ya da gribe neden olan bakteri ve virüslere karşı savaşmak için beyaz kan hücrelerini bir araya getirip, örgütler. Bir orta boy istiridye gün içinde almanız gereken nerdeyse tüm çinko ihtiyacını karşılar. 6 tanesi genel olarak bir porsiyon miktarı günlük ihtiyacın 5 katı kadar çinko içerir.

    Badem: Kalp dostu badem bağışıklığı arttırıcı bir antioksidan olan E vitaminini içerir, solunum yolu enfeksiyonları, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklara karşı savaşır. Günlük E vitamini alımı için 1 porsiyon bademden daha fazlasına ihtiyaç vardır bu yüzden zenginleştirilmiş tahıllar, ayçiçeği tohumu, buğday tohumu veya şalgamın yeşil yaprakları gibi besinlerde tüketilmelidir.

    Çilek: Yapılan çalışmalar güçlü bir antioksidan olan C vitamini alımının hastalık oluşumunu engellemediği ancak içerdiği C vitamini ile grip ya da soğuk algınlığının süresini ve şiddetini kısaltabildiği yönündedir. 1 su bardağı çilek günlük C vitamini ihtiyacının %160’ını karşılar. 10 tane çilek 1 büyük boy portakaldan daha fazla C vitamini içerir, kalorisi de daha düşüktür.

    Tatlı patates: İçerdiği beta karoten vücudun savunma sistemlerini geliştirir. Bağışıklık sistemi hücrelerinin büyüme ve gelişmesinde etkili olup, zararlı toksinleri nötralize eder. Tatlı patates ve havuç, bal kabağı, yumurta sarısı ve kavun diğer sarı/turuncu besinler en iyi beta karoten kaynaklarıdır.

    Zencefil: Doğal bir ağrı kesici ve ateş düşürücü olup, hafif bir yatıştırıcı etkiye sahiptir. İçerdiği bir kimyasal ile soğuk algınlığına neden olan yaygın olarak görülen rhinovirüsler ile savaşır. Çaylarda rendelenmiş taze zencefil ya da kök zencefil kullanılabilir.

    Bal: Boğaz ağrılarını yumuşatıcı özelliğe sahiptir. Antioksidan ve antimikrobiyal özellikleri sayesinde virüs, bakteri ve mantar gibi enfeksiyonlarla savaşır. Karabuğday balı en yüksek antioksidan seviyelere sahiptir.”

  • Bu besinler meme kanserinden koruyor

    Medline Adana Hastanesi’nden Diyetisyen Merve Sehlikoğlu, araştırmacıların, beslenmenin kanser oluşumuna bilinen etkisinin yüzde 30’lar civarında olduğunu tahmin ettiklerini belirterek, “Bazı besinlerin meme kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu biliyoruz. Bunların düzenli olarak tüketilmesinde fayda var” dedi.

    Diyetisyen Merve Sehlikoğlu, 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada, meme kanserinden korunmak için vücuttaki yağ oranını kontrol altında tutmanın, dengeli ve doğru beslenmeyi bir alışkanlık haline getirmenin çok önemli olduğunu söyledi.

    Yapılan çalışmaların meme kanserinin tüm dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu gösterdiğini vurgulayan Sehlikoğlu, “Öyle ki, çevremizdeki her 8 kadından biri meme kanseri riskiyle hayatını sürdürüyor. Meme kanserinin esas sorumlusu olarak ’östrojen’ hormonu gösterilse de hayat tarzı ve beslenme alışkanlıklarının da bu konuda önemli bir yere sahip olduğu biliniyor” ifadelerini kullandı.

    Meme kanserinden korunmak için normal vücut ağırlığında olmanın önemine dikkat çeken Sehlikoğlu, mercimek, barbunya, kuru fasulye, nohut gibi kurubaklagiller posaları sayesinde kan şekerini dengelemede önemli bir yere sahip olduklarından tokluk süresini uzatarak kilo kontrolüne yardımcı olduğunu belirtti.

    C vitamini antioksidan etkili

    Vitaminlerin, hastalıklarla mücadelede büyük önem taşıdığını söyleyen Sehlikoğlu, şöyle devam etti:

    “Antioksidan özelliği bilinen C vitamininin yetersizliğinin kanser oluşumu ile ilgili olabileceği düşünülüyor. Bu nedenle portakal, mandalina, kivi gibi meyvelerin yanı sıra maydanoz, turp, yeşil biber gibi C vitamini deposu olan sebzelerin sofralarda mutlaka bulunması gerekiyor. Ayrıca domates de çiğ olarak tüketildiğinde ’likopen’ içeriği ile kanserden korunmada etkili bir besin olarak dikkat çekiyor.”

    Zeytinyağının bol miktarda E vitamini içerdiğini, bu sayede hem kanser oluşumunu engellediğini hem de bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini belirten Sehlikoğlu, bundan dolayı yemek hazırlarken yağ tercihinin, kilo kontrolü açısından aşırıya kaçmamak koşuluyla zeytinyağı yönünden yapılmasının önem taşıdığını kaydetti.

    Çiğ sarımsağın sırrı

    Araştırmaların sarımsağın da bağışıklığı güçlendirici ve kanserden koruyucu etkisi olduğunu gösterdiğine işaret eden kaydeden Sehlikoğlu, bu olumlu etkinin ise sarımsakta bulunan “allisin” isimli bileşende gizli olduğunu, sarımsağın bu özelliğinden yüksek oranda faydalanmanın sırrının ise ezilip, çiğ olarak yenilmesi olarak gösterildiğini söyledi.

    Yağlı balıkları tercih edin

    Diyetisyen Merve Sehlikoğlu, şunları kaydetti:

    “Sardalya, somon, uskumru, palamut, lüfer gibi balıklar sahip oldukları yüksek orandaki yağ asitleri (Omega-3) sayesinde meme kanserine karşı koruyucu etkiye sahip besinler arasında geliyor. Bu nedenle balığa sofralarımızda ızgara ve buğulama gibi pişirme yöntemlerini kullanarak haftada 2-3 kez yer vermek gerekiyor. Soya ve soya ürünlerinin çokça tüketildiği Asya kıtası ülkelerinde meme kanseri vakaları daha az görülüyor. Ancak araştırmalar soya ürünlerinin meme kanseri riskini azalttığını gösterse de özellikle soya sosunu ve yağını kilo kontrolü açısından ölçülü tüketmekte fayda var.”