Etiket: Beni

  • Kazada Babası Ölen Genç, ’Buna Dayanamam, Beni De Öldürün’ Diye Feryat Etti

    Konya’da kontrolden çıkan otomobilin hafif ticari araca çarparak devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. Kazayı haber alarak olay yerine gelen genç, yerde yatan babasının cansız bedenine atılarak, “Bu babam olamaz, babamsa dayanamam buna, beni de öldürün” diyerek feryat etti.

    Kaza, saat 17.30 sıralarında merkez Meram ilçesi Hasanköy Mahallesi Antalya Çevreyolunda meydana geldi. İddiaya göre, çevre yolunda sol şeritten seyir halinde olan Ali Murat G. idaresindeki 42 EH 222 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle orta şeritte Doğan M. idaresindeki 42 ABG 13 plakalı hafif ticari araca çarptıktan sonra kaldırıma çıktı. Otomobil kaldırımdaki elektrik panosunu devirerek yan yattı. Devrilen otomobilde bulunan Hamza Çobanoğlu (48), sürücü Ali Murat G. ile Büşra G. (18) yaralandı. İhbar üzerine olay yerine 112 Acil Sağlık ekipleri ve polis sevk edildi. Sağlık görevlileri tarafından ilk müdahaleleri yapılan yaralılardan Hamza Çobanoğlu’nun hayatını kaybettiği anlaşıldı. Diğer yaralılar Ali Murat G. ile Büşra G. ambulanslarla Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.

    Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

    POLİSİN SİLAHINI ALMAYA ÇALIŞTI

    Öte yandan, acı kazayı haber alarak olay yerine gelen Çobanoğlu’nun yakınları sinir krizleri geçirdi. Eşi ve oğulları yerde yatan babalarını görünce feryat ederek ağlamaya başladı. Oğullarından birisi babasının üzerine doğru atılarak, “Bu babam olamaz. Babamsa dayanamam buna, beni de öldürün”diyerek feryat etti.

  • Kahramanlı: “Hayali İthamlarla Beni Lekeleyemezler”

    Mersin İdmanyurdu eski Başkanı Ali Kahramanlı, Kulüp Başkanı Hüseyin Çalışkan ve bazı yöneticilerin kendisiyle ilgili ortaya attıkları iddiaların hayal ürünü ve iftiradan ibaret olduğunu belirterek, “İddialarını ispatlayamazlarsa altında kalır ve bedelini öderler. Benim alnım ak, içim rahat. Bu açıklamalardan dolayı savcılığa iftira ve hakaretten suç duyurusunda bulunacağım” dedi.

    Kahramanlı, Mersin İdmanyurdu Kulüp Başkanı Hüseyin Çalışkan ve Basın Sözcüsü Murat Altındere’nin dün kendisiyle ilgili ortaya attıkları iddialara bugün yaptığı yazılı bir açıklama ile yanıt verdi. İddia sahiplerinin her şeyden önce tüm bu iddiaları belgeleriyle ispatlamakla yükümlü olduğunu vurgulayan Kahramanlı, “10 genel kurul geçirmiş ve bu genel kurullardan ibra edilmiş bir başkan olarak benim alnım ak, içim rahat. Şu anki yeni yönetimden 11 kişi benim yönetimimdeydi. Hem de imza yetkileri de vardı. Madem her şey usulsüzdü, neden o zaman itiraz etmediler? Başkan Çalışkan son genel kurulda tüm hesaplar ibra edilirken neden bu şekil şov yapmadı? Siz bu kulübün durumunu bilerek almadınız mı? Maalesef takımın ligdeki gidişatı iyi değil ve bu yönetim başarısızlığı yıkacak bir kişi arıyor” ifadelerini kullandı.

    “İSPATLAYAMAZSANIZ ALTINDA KALIR, BEDELİNİ ÖDERSİNİZ”

    İddiaları ortaya atanların elinde her türlü yetkinin bulunduğunu ve iddialarının arkasında duruyorlarsa gidip savcılığa suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini belirten Kahramanlı, “Fakat ispatlayamazsanız altında kalır, bedelini ödersiniz. ‘Kulüpteki bazı arkadaşlar’ diyerek kaynağı, yetkisi belli olmayan altı boş soyut iddialarla beni suçlayacağınıza, elinizde varsa belgelerle çıkıp konuşacaksınız. Ben bu kentte yatırımları olan saygın bir iş adamıyım. Benim itibarımı hayali ithamlarla, hatta iftiralarla lekeleyemezsiniz. Ben bu açıklamalarından dolayı savcılığa hakaret ve iftiradan suç duyurusunda bulunacağım. Hüseyin Çalışkan bu iddialarını ispatlamakla yükümlüdür. Belgelerini sunsunlar, tüm iddiaları ispatlasınlar” şeklinde konuştu.

    “SÜPER LİG YÖNETİCİSİ BAZI VASIFLARA SAHİP OLMALI”

    Mersin İdmanyurdu Kulüp Başkanı Hüseyin Çalışkan’ın yöneticiliğinden şüpheye düştüğünü söyleyen Kahramanlı, şöyle devam etti:

    “Süper Lig’de mücadele eden bir kulübün başkanı olacak kişi bazı vasıflara sahip olmalıdır. Sayın Çalışkan 2008’den önce kulüp başkanıydı. Takım 2. ligdeydi. Hala amatör yönetim anlayışında olduğunu üzülerek görmekteyim. Mersin İdmanyurdu büyük bir kulüp. Giren para belli, çıkan para belli. Borç belli, alacak belli. Her türlü denetime tabiyiz. Kaldı ki, Çalışkan’ın şu anki yönetiminde yer alan arkadaşlar zaten benim yönetimimdeydi. Kararlar hep birlikte alınmıştır. Kulübün mali müşaviri aynı mali müşavirdir. Hatta mali müşavirimiz genel kuruldan önce kulübün tüm mali kayıtlarını dosyalayıp Hüseyin Çalışkan’a teslim etmiştir. Hüseyin Çalışkan bu kayıtları bilerek, görerek aday olmuş, başkanlığa talip olmuştur. Şimdi her şeyi yeni görüyormuş gibi ortalığa düşmesi ve kamuoyuna bu şekil yansıtması manidardır. 8 yıldır bu görevde olan mali müşavirimiz Sedat Aydöner’e çok güveniyorum. Bilen kişi olarak çıksın bu konularla ilgili açıklamayı belgeleriyle yapsın. Başkan Çalışkan kulübün mali müşavirine sorsaydı gerekli cevabı da zaten alırdı.”

    “YÖNETİMDEKİ BAŞARISIZLIĞINI BENİM ÜZERİME ATMASIN”

    Bu kulübe para veren bir başkan olduğunu, iddiaya konu paraları verdiğine dair elinde belgelerinin de bulunduğunu kaydeden Kahramanlı, “Ben bu parayı verdim kardeşim. Elimde hepsi belgeli, evraklı, dekontlu, makbuzlu. ’200 milyon lira serveti mi var ki, 20 milyon lira versin’ diyerek beni dolandırıcılıkla itham etmiştir. 2008 yılında Sayın Çalışkan kulüp başkanıyken biz bu kulübü 4 milyon 500 bin TL borçla devraldık. Kulüp yöneticilerinin bir oturacak koltuğunun bile olmadığını, buna rağmen takımın hiçbir şeyi olmadığı gibi onun döneminde nasıl bu kadar borç yapıldığı da kamuoyunun bilgisindedir. Bizler o dönemde bu enkazı bilerek aldık ve bu kadar başarılı bir yapıya çevirdik. Şimdi dönsün baksın kulüp nereden nerelere gelmiş. Tevfik Sırrı Gür Stadyumu, Süper Lig’e yakışır bir hale nasıl geldi? Takımın kullandığı otobüs hala benim otobüsüm. Sayın Çalışkan’a sadece edep diyorum. Yöneticilikteki başarısızlığını benim üstüme atmasın” dedi.

    “VEREMEYECEĞİM HESABIM YOK”

    Her fırsatta yeni yönetimin ve Başkan Çalışkan’ın ’şeffaf bir yönetim olacağız’ dediğine dikkat çeken Ali Kahramanlı, “Buradan ne kast ediliyor. Bizim dönemimizde her şey yerin altında mıydı, gizli kapaklı mı iş yapılıyordu? Ben bütün kararlarımı yönetime danışarak ve yönetimle birlikte tartışarak aldım. Bizim her şeyimiz zaten şeffaftı. Kamuoyu nezdinde benim başkanlık dönemimi karanlık göstermeye kimsenin hakkı yok. Allah bana bir kuruş haram yemeyi nasip etmesin. Benim veremeyeceğim hesabım yok” diye konuştu.

    “1,5 AYDA KULÜBÜ NE KADAR ZARARA SOKTUĞUNU AÇIKLAYIN”

    Mersin İdmanyurdu yönetimine seslenen Kahramanlı, yapılan bazı yanlış uygulamaların da açığa çıkarılması gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:

    “Madem bu kadar şeffafsınız yaklaşık bir buçuk aylık yönetiminizde neler yaptığınızı neden kamuoyuna açıklamıyorsunuz? Örneğin Bülent Korkmaz’la sözleşmeyi tek taraflı feshettiniz. Anlaşma yoluna gitmediniz. Bu yüzden kulübü neden ekstra zarara soktunuz? Oktay Delibalta aynı şekilde. Tek taraflı feshedildi ve kulüp yine fazladan zarara sokuldu. Şimdi de Servet Çetin tek taraflı feshedildi. Takım yine zarara girdi. Kulübün menajerini, masörlerini, doktorunu gönderdiniz, bunlara tazminat ödemeyecek misiniz? Siz bir buçuk ayda kulübü kaç milyon lira zarara soktuğunuzu da açıklayın. Hatta yeni hoca Ümit Özat’la yapılan sözleşmenin detaylarını kamuoyu bilmemektedir. Şeffaf yönetimin kamuoyunu bu sözleşmenin detaylarıyla alakalı olarak aydınlatmasını bekliyorum.”

  • Muhammet Demir: “Hami Hoca Beni Birçok Kişiden Daha İyi Biliyor”

    Trabzonsporlu futbolcu Muhammet Demir, “Hami hocamla genç milli takımlarda çok çalıştım. Benim neler yapabileceğimi, nasıl bir insan olduğumu birçok kişiden daha iyi biliyor. Burada olması, benim için bir artı oldu.

    Şu an tek hedefim, sahaya çıkıp gollerimi atmak ve her zaman dediğim gibi Avrupa Şampiyonası’na giderek kendimi ve ülkemizi göstermek” dedi.

    Bordo-mavili kulübe ara transfer döneminde katılan Muhammet Demir, Trabzonspor Dergisi’nin Şubat ayı sayısına açıklamalarda bulundu.

    İlk olarak futbol yaşantısına nasıl başladığı sorusuna cevap veren Muhammet Demir, “Futbol yaşantım, kendimin farkına vardığım an başladı. O andan sonra da aklımdan başka ne yapabilirim düşüncesi bile geçmedi. Açıkçası dünyada başka bir mesleğin olduğunun farkında bile değildim. Bana göre sadece futbolcu olabilirdim ve Allah da nasip etti. İlk olarak Zonguldak Ereğli’de okul takımında oynamaya başladım. Orada hocalarım performansımı beğendi ve beni amatör takım olan Ereğli Belediye Alt Yapısı’na verdiler. O dönem Zonguldak minik takımlarda şampiyon olduk. Ankara’da turnuvaya katıldık. Orada yine beni fark ettiler ve böylelikle Bursaspor Alt Yapısı’na geçmiş oldum. Sonrasında ise herkesin bildiği gibi Bursaspor ve Gaziantepspor’la devam ettim” ifadelerini kullandı.

    “ÇOK TUHAF HİSSETMİŞTİM”

    “24 Mayıs 2009 yılında Gaziantepspor ile oynanılan Süper Lig müsabakasında, maçın bitimine son 4 dakika kala oyuna girdin ve böylelikle ilk Süper Lig maçına çıkmış oldun. Hayatının o dört dakikasını bizimle paylaşır mısın? Nasıl geçti o dakikalar?” şeklindeki soruya bordo-mavili genç golcü şu cevabı verdi:

    “Açıkçası sadece müsabakanın bittiğini ve nefes nefese kaldığımı hatırlıyorum. Maçla ilgili başka hiçbir şey yok hafızamda. İlk karşılaşma her zaman biraz tuhaftır derler, hakikaten çok tuhaf hissetmiştim. İnsanlar yanımdan makine gibi geçiyor ve sanki benden üç beş kat daha farklı güce sahip gibiydiler. Denizlispor ile kupa maçı oynamıştık; o zaman kendimi sahaya biraz daha ait hissettim ve diğer maçlarda da artık tamamen bu duygularımdan sıyrıldım.”

    “BURSASPORLU TARAFTARLAR BANA HEP HOŞGÖRÜLÜ DAVRANDI”

    Burrsaspor’da fazla forma şansı bulamamasını ardından transfer olduğu Gaziantepspor’da ise tam tersine fazla forma şansı bulmasını neye bağladığı şeklinde yöneltilen soruya Muhammet Demir, “Bursaspor’da camia olarak bir sıkıntım ve problemim hiç olmadı. Hem yönetim hem de taraftar bana karşı hep hoşgörülü oldu. Ama kendimi hiçbir zaman çok değerli hissedemedim. Milli takıma gidiyordum ve kulübe geri döndüğümde eksik olan bir şeyler var gibiydi. Açıkçası biraz dışlanmış gibi hissettim. Benim tek arzum o değerin içinde yer almaktı” şeklinde konuştu.

    SÜPER LİG’DEKİ İLK MAÇI

    “Gaziantepspor’a transfer olduktan sonra Tolunay Kafkas’ın seni fark etmesiyle açılan yollar, daha sonra antrenörlük görevine getirilen Abdullah Ercan ile şansa dönüştü. ilk kez ilk 11’de yer aldığın Süper Lig karşılaşmasında iki gol ve bir asistle beklenen patlamayı gerçekleştirdin. Neler söyleyeceksin, hangi maçtı hatırlıyor musun?” sorusuna ise Trabzonsporlu futbolcu Muhammet Demir, “Bursaspor’dan Gaziantep’e geçtiğimde altı ay kadro dışı kalmıştım” diyerek bir hatırlatma yaptı ve açıklamalarına şöyle devam etti:

    “Bunun sıkıntısını Gaziantepspor’da yaşayacağımın farkındaydım ve devre arası zaten bunu bilerek gitmiştim. 5-6 ay, hem takıma ayak uydurayım hem de yavaş yavaş oynamaya başlarım diye düşündüm. O dönem antrenörümüz Tolunay Kafkas’tı. Oynamadan geçirdiğim zamanların sıkıntısı vardı. Tolunay hoca beni yavaş yavaş hazırlamaya başladı ama forma şansı veremedi. Abdullah hoca ise takımın başına geldiğinde beni direkt oyunun içine attı. Gençlerbirliği maçı, benim Süper Lig’de 11 oynadığım ilk karşılaşma oldu. Mücadeleye iki gol bir asistle başladım. Genç bir oyuncunun ilk 11 olarak ilk karşılaşmasını 2 gol 1 asistle bitirmesi çok olumlu bir başlangıç. Allah herkese nasip etsin. Gençlerbirliği maçından sonra oyunculuğuma hep olumlu şekilde devam ettim. Zaman zaman kötü, zaman zamanda iyi işler yaptım. Benim için çok güzel bir dönemdi diyebilirim.”

    “DERİN BİR HİS SARDI BENİ”

    Gaziantespor’daki ikinci karşılaşmasında Galatasaray’a karşı topuğuyla bir gol attığının hatırlatılması üzerine Muhammet, “Gaziantepspor’da ikinci maçım, Galatasaray karşılaşmasıydı. O zaman Arena daha yeni yapılmıştı. Maçtan önce otelde kendi kendime, ’Ben bugün topukla gol atacağım’ dedim. Garip ama böyle derin bir his sardı beni. Çıktım ve gerçekten topukla gol attım. O an inanılmazdı; şaşırdım ve mutlu oldum” dedi.

    “SAKATLIK DÖNEMLERİ BENİ ÇOK ZORLADI”

    İki sezon boyunca yaşadığı sakatlık dönemini de anlatan genç golcü, “Gerçekten çok zor zamanlar yaşadım. Ama bu duruma rağmen pes etmeden çalışmak zorunda olduğumu da öğrendim. Yaşadıklarım beni olgunlaştırdı. Bir kere umutsuzluğa kapıldım ve artık olmayacak dedim. Çünkü sakatlık sürecim uzundu ve her gün saatlerce yüzde yüz konsantre ile çalışmak zorundaydım. Beni en çok zorlayan da bu olmuştu” dedi.

    “MİLLİ TAKIM OLAYINA FARKLI BAKIYORUM”

    “Milli Takım kariyerini konuşalım biraz da… Önüne Milli Takım anlamında koyduğun hedefin Euro 2016 olduğunu her fırsatta dile getiriyorsun. Bir de başka bir söyleşinde, ‘Milli Takım formasını giyince kendimi kaybediyorum” demişsin. Tam olarak ne anlatmak istiyorsun?” şeklindeki soruya bordo-mavili futbolcu, “Genç milli yaş gruplarının hepsinde bulundum ve kaptanlık yaptım. İki defa A Milli Takım’a gittim. Milli takım olayına farklı bakıyorum. Biraz fazla milliyetçiyim. Sakatlıklarımın yüzde 75’ini milli takım da yaşadım. Sakat olduğum halde oynadım. Hataydı belki ama oynadım. Bunun her şeyi özetlediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

    “SAMİMİ BİR ORTAM OLUŞTURDUK”

    Trabzonspor’a transfer olduğu süreci de açıklamalarına ekleyen Muhammet Demir, “Trabzonspor, Bursaspor Alt Yapısı’ndan A Takıma yükseldiğim andan itibaren benimle iletişim halindeydi. Hatta Gaziantepspor’a gideceğim zaman buraya gelmemi istiyorlardı. Ama Bursaspor’dan ayrılma nedenim oynamamaktı. Ligde hiçbir maçım yokken Trabzonspor’a gelseydim yine aynı şeyi yaşayacaktım. Bu büyük bir hata olurdu ve Bursaspor’dan ayrılmamın da bir anlamı kalmazdı. O yüzden oynayabileceğim bir takımı tercih etmek en mantıklısıydı. Ben Trabzon’a doğru zamanda geldiğimi düşünüyorum. Başkanımız Muharrem Usta, bir televizyon kanalında beni transfer etmek istediklerini söylemişti. O an çok mutlu olmuştum. Çünkü biz Gaziantepspor’da takım olarak çok zor işler yapıyorduk ve açıkçası bu mücadelemizin bir türlü kıymet gördüğünü hissedemiyordum. Ama Başkanımızdan o sözleri duyunca hem takımım hem de kendi adıma çok gururlandım. Bu benim için önemliydi. Zaten ardından olaylar gelişti, kulüpler görüştü. En son Başkanımız Muharrem Usta beni arayıp, “Hayırlısı olsun, bu iş oldu” deyince ben de kalkıp hayallerimin takımına geldim” dedi.

    Öte yandan Muhammet, Yusuf Erdoğan, Sefa Yılmaz ve Okay Yokuşlu’ya geçmişte aynı takımlarda forma giydiğini sözlerine ekledi. Bu durumun da kendisi adına uyum ve anlaşmayı beraberinde getirdiği ve bunun bir futbolcu için çok önemli olduğunu söyledi.

    “AİLEMDEN AŞİNAYIM”

    Trabzonspor taraftarlarına ailesinden aşina olduğunu dile getiren genç golcü, “Taraftarlara ailemden aşinayım. Bizimkilerin Trabzonspor’a olan sevdaları çok derin, o nedenle ailemden yola çıkarak taraftarlarımızın neler hissettiğini, neler düşündüğünü daha iyi anlayabiliyorum. Ben de onlara yardımcı olmaya çalışacağım” dedi.

    Kendinde geliştirmesi gereken bir özellik olup olmadığının sorulmasıyla alakalı Trabzonsporlu futbolcu, “Gaziantepspor’da çok fazla atak oynayan bir takım değildik. Ben de forvet oyuncusu olduğum için kendimi daha fazla geliştirme açısından sıkıntı yaşıyordum. Bu durumu burada atlatacağıma ve yeteneklerimin üzerine yenilerini koyacağıma inanıyorum” açıklamalarında bulundu.

    “HAMİ HOCA BENİ BİRÇOK KİŞİDEN DAHA İYİ BİLİYOR”

    Muhammet Demir, Trabzonspor’a transfer olduktan sonra havalimanında yaşadığı anları ve Hami Mandıralı hakkında ise, “Buraya geldiğimde saat biraz geç olmuştu ve bu kadar kalabalık bir grubun beni karşılayacağını tahmin etmiyordum. Onları karşımda görünce heyecanlandım, konuşamadım. Hami hocamla ise genç milli takımlarda çok çalıştım. Benim neler yapabileceğimi, nasıl bir insan olduğumu birçok kişiden daha iyi biliyor. Burada olması, benim için bir artı oldu.

    Şu an tek hedefim, sahaya çıkıp gollerimi atmak ve her zaman dediğim gibi Avrupa Şampiyonası’na giderek kendimi ve ülkemizi göstermek” dedi.

    “YETER ARTIK GİT DE KURTULALIM”

    “Dışarıda oynayan bir Trabzonlu olarak buraya deplasmana geldiğin zamanlarda neler hissederdin? Mesela, arkadaşlarınla neler konuşurdun?” şeklindeki soruya Muhammet şu yanıtı verdi:

    “Aslında hislerim karmakarışık olurdu. Özellikle ısınmalara çıktığımızda taraftar sürekli beni çağırırdı. Takım arkadaşlarım rahatsız olma noktasına gelirdi. Burada yaşadığım en farklı ve yoğun duygu buydu. Sonuçta sürekli benim gelmemi isteyen Trabzonspor taraftarlarının sesi vardı kulaklarımda. Takım arkadaşlarım bana espri yaparak, “Yeter artık! Git de kurtulalım” derlerdi.”

    “BENİ ÖLDÜREBİLİRLER”

    Muhammet Demir, “Trabzonspor’a transfer olduğunu duyduklarında ailenden ilk kim aradı seni?” sorusuna ise, “Onlar aramadan ben onları aramak zorundaydım. Başka yerden duyarlarsa beni öldürebilirler” ifadelerini kullandı.

    Gaziantepspor’dan ayrılrken duygusal anlar yaşadığını söyleyen Trabzonspor’un golcü oyuncusu, “Gaziantep’e gittim ve iyi ki de gitmişim diyorum. Hem güzel bir şehir tanıdım hem oradaki dostlukları gördüm. Bir yerde beş sene geçirmek bir futbolcu için uzun bir süre. Ayrılırken duygusal anlar yaşadım çünkü ben Antep’te hayatı öğrendim” diye konuştu.

    Maçlara çıkmadan önce dua okuduğunu dile getiren Muhammet, Karadeniz yemeklerinden en çok Kuymak’ı sevdiğini söyledi.

  • Çocuk İstismarı ’Beni Duy’ Projesi İle Önlenecek

    Mersin Büyükşehir Belediyesi, ’Beni Duy’ projesi ile çocuk istismarına karşı farkındalık oluşturmak için harekete geçti.

    Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kadınlar Birliği Mersin Şubesi arasında ’Çocuk İhmal ve İstismarına Yönelik İşbirliği’ taahhütnamesi çerçevesinde oluşturulan ’Beni Duy’ projesinin imzaları, Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz ve Türk Kadınlar Birliği Mersin Şube Başkanı Hülya Yücel tarafından atıldı. Proje ile ebeveynlere, çocuk ihmal ve istismarı konusunda genel bilgilendirme yapılarak, özellikle cinsel dokunulmazlıklarına karşı işlenen suçlar konusunda eğitim çalışması yapılması amaçlanıyor.

    Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, ’Mersin’i birlikte yönetelim, birlikte büyütelim’ diyerek işe başladıklarını hatırlatarak, “Hepimiz bu geminin içinde yer alıyoruz. Hedefe varırsak hepimiz mutlu oluruz. Çocuklar bizim geleceğimiz, onları ilgilendiren her proje en hassas noktamız. Bu yüzden sosyal sorumluluk gerektiren projelere destek olmaya devam edeceğiz. İnanıyorum ki, çocuklarımız ile ilgili hayata geçirdiğimiz bu proje çok daha kapsamlı ve önemli projelerin oluşumuna vesile olacak. Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak vatandaşlarımız özellikle de çocuklarımız ile ilgili konularda duyarlılığımızı her zaman göstereceğiz” dedi.

    Türk Kadınlar Birliği Mersin Şube Başkanı Hülya Yücel ise gerçekleştirdikleri bilgilendirme çalışmalarından bahsederek, çocukların yetişme süreci ve dünyaya sevgi ile bakabilmesinin önemine değindi.

    PROJENİN UYGULANIŞI

    Aile bilgilendirme eğitimleri, çocukların ihmali ve cinsel istismardan korunmaları hususunda belirli bir program çerçevesinde Mersin Büyükşehir Belediyesi bünyesinde görev alan psikolog ve sosyal hizmet uzmanları tarafından gerçekleştirilecek. ’Beni Duy’ temalı cinsel istismara yönelik ebeveyn eğitim projesi, çocukları ilkokul, ortaokul ve liseye devam eden öğrenci velilerini kapsıyor. Ebeveynler, çocuklarının yaş gruplarına göre sınıflandırılarak seminer programına alınacak.

    Çocukluk döneminin cinsel gelişim ve bilgilenmenin henüz tamamlanmadığı bir süreç olması nedeniyle bu dönemde yaşanacak herhangi bir cinsel istismar eyleminin, özellikle yakın çevreden

    kaynaklanması çocukta meydana gelebilecek zararı daha da artırıyor. Bu bağlamda hazırlanan ve 2016 yılının tamamını kapsayacak olan ’Beni Duy’ projesi ile ailelerin ve böylelikle çocukların, cinsel istismarı tanımlamaları sağlanarak bu hususta bilinç ve farkındalıkları artırılacak.

    Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Türk Kadınlar Birliği Mersin Şubesi işbirliği ile gerçekleştirilecek proje ile hem geniş kitlelere ulaşmanın yolu açılacak hem de projeden elde edilecek sonuçlar doğrultusunda farklı kitlelerin bu hususta bilinçlendirilmesine yönelik yeni projeler hazırlanmasına olanak sağlanacak.

  • Delgado: “Beşiktaş’ın Beni Bulması Büyük Bir Gurur”

    Beşiktaş’ın bugün sağlık kontrolünden geçirdiği yeni transferi Alexis Delgado, “Beşiktaş gibi büyük bir kulübün beni takip etmesi ve bulması büyük bir gurur” dedi.

    Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman, İspanyol ekibi Getafe’den transfer edilen Alexis Delgado ile Vodafone Arena’da buluştu. Kulüp televizyonuna açıklamalarda bulunan Başkan Fikret Orman, “Beşiktaş’ta transfer hiç bitmez. Biz şu anda esas olarak sezon sonu için çalışıyoruz. Bu dakikadan sonra takımın içine başka bir takviye düşünmüyoruz. Bu noktadan sonra konsantre olunması gereken şey Beşiktaşımızın şampiyonluğu. Takımımızın desteklenmesi, bütün taraftarlarımızın takımımızın arkasında olması lazım. Bizim görevimiz ise oyuncularımızın parasını ödemek ve stadı bir an önce bitirmek” diye konuştu.

    “NE ZAMAN MAÇIMIZ VAR KAR YAĞIŞI BAŞLIYOR”

    Orman, ertelenen Mersin İdmanyurdu ve Trabzonspor maçlarıyla ilgili olarak ise, “Ne zaman bizim maçımız var, kar yağışı başlıyor. ’Hayır var’ demek lazım. Takımımız çok kuvvetli. Kuvvetli kadromuzla çıkacağız topumuzu oynayacağız” dedi.

    “BİR İNSANIN BÖYLE KARŞILANMASI ÇOK HOŞ”

    Alexis Delgado ise, “Çok mutlu ve heyecanlıyım. Burada olmak beni çok mutlu ediyor. Beşiktaş gibi büyük bir kulübün beni takip etmesi ve bulması büyük bir gururdu. Bir insanın böyle karşılanması çok hoş ve çok sevindirici bir şey. Buraya büyük bir heyecanla geldim, ligin en iyi şekilde geçmesi ve takım için en büyük kazançları sağlamak benim için en önemlisi” şeklinde konuştu.