Etiket: ’Beden’lerine

  • Haber alınamayan çiftin 5 saat sonra traktörün altındaki cansız bedenlerine ulaşıldı

    Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde sabah saatlerinde traktör ile kivi toplamak için tarlaya giden ve daha sonra haber alınamayan çift, yaklaşık 5 saat süren arama çalışmasının ardından takla atan traktörün altında ölü olarak bulundu.

    Olay, Kocaeli’nin Gölcük ilçesi Saraylı Mahallesi Sivritepe mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Hüseyin Can (53) ve eşi Dilek Can (47) sabah saatlerinde kivi bahçesine gitmek için 16 FAA 28 plakalı traktörle evlerinden çıktılar. Evden çıktıktan sonra Hüseyin ve Dilek Can çiftinden haber alamayan çocukları durumu hemen 112 Acil Yardım ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edilirken, vatandaşlar da kendi imkanları ile Hüseyin ve Dilek Can çiftini bulmak için çalışma başlattı. Kısa süre sonra olay yerine gelen jandarma ve AFAD ekipleri, vatandaşlar ile bölgede arama çalışmalarına katıldı.

    Cansız bedenlerine 5 saat sonra ulaşılabildi

    Yaklaşık 5 saat süren arama çalışmalarının ardından Dilek ve Hüseyin Can çiftinin yol kenarında takla atan traktörün altında kalmış haldeki cesetlerine ulaşıldı. Ekipler tarafından yapılan olay yeri incelemelerinde traktörün yoldan çıktığını ve 2 defa takla attığı belirlendi. Yapılan olay yeri incelemelerinin ardından Dilek ve Hüseyin Can çiftinin cansız bedenleri, vatandaşların ve iş makinelerinin yardımıyla kaldırılan traktörün altından çıkartıldı. Can çiftinin cansız bedenleri, otopsi incelemesi için Gölcük Necati çelik Devlet Hastanesine kaldırıldı.

    “Traktör maalesef kontrolden çıktığı için devrilmiş ve eşi ile kendisi hayatını kaybetmiş”

    Cam çiftin kaybolmasının ardından hemen bölgeye giderek arama çalışması başlattıklarını ifade eden İhsaniye Mahallesi Muhtarı Ahmet Özder, “Bu kardeşlerimiz, gündüz kayınpederinin kivi bahçesine geliyorlar. Akşama kadar kivileri toplamışlar. Saat 5 buçuk, 6 sıralarına geldiklerinde eve intikal etmedikleri için aile fertleri arama çalışmalarına gitmişler. Bulamayınca jandarma ekipleri ile arama çalışmaları için buraya gelmişler. Aile fertlerinin ifadelerine göre traktörde bir fren arızası mevcutmuş. Yukarıdan kontrolü kaybedince burasının meydan olduğunu düşünerek buraya dönmüş. Çünkü yolun daha tehlikeli olduğunu düşünmüş. Traktör maalesef kontrolden çıktığı için devrilmiş ve eşi ile kendisi hayatını kaybetmiş” dedi.

    Jandarma ekipleri incelemelerini sürdürürken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • Madende mahsur kalan 2 işçinin cansız bedenlerine ulaşıldı

    Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Kemer ilçesindeki maden kazasında mahsur kalan iki işçinin cansız bedenlerine yatay şekilde 830 metrede ulaşıldığını bildirdi.

    Kemer İlçesi’ne bağlı Ovacık Mahallesi’nde Balyak Madencilik Limited Şirketi’ne ait kömür madeninde metan gazı sıkışması sonucu meydana gelen patlamada iki işçi mahsur kalmıştı. 39 yaşındaki Levent Korkmaz’ın Zonguldaklı ve 3 çocuk babası olduğu öğrenilirken, emekliliğine 2 ay kaldığı belirtildi. Korkmaz’ın Türkiye’nin çeşitli madenlerinde çalıştığı belirtilirken, Antalya’daki madende ise 1.5 aydır çalıştığı öğrenildi.

    35 yaşındaki Esen Çavuş’un ise bir süre turizm sektöründe aşçılık yaptığı, daha sonra ise maden sigortası nedeniyle tekrar bu sektöre geri döndüğü ve 1.5 yıldır Antalya’da çalıştığı öğrenildi. İki işçinin yatay şekilde 830 metrede yanmış şekilde bulunan cansız bedenleri, yine kendi arkadaşlarının çabaları sonucu çıkarıldı. Mesai arkadaşları, 7 saatin sonunda üçüncü denemelerinde mahsur kalan iki arkadaşlarına ulaşabildi. İtfaiye ve sağlık ekipleri tarafından battaniyeye sarılan cesetler ambulanslarla Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

    Savcılık ve jandarmanın olayla ilgili soruşturması devam ediyor.

    “2 işçimizi kaybettik”

    Antaya Valisi Münir Karaloğlu, Kemer ilçesi, Ovacık Mahallesi’ndeki Balyak Madencilik’e ait kömür ocağında akşam saatlerinde meydana gelen kazada 2 işçiyi kaybettiklerini söyledi.

    112’ye ilk ihbarın 19:43’de geldiğini hatırlatan Vali Karaloğlu, “ Ardından hem Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye,AFAD ve maden ocağının kendi tahliye ekipleri çalışmaya başladı. İki işçimizin malasef cesetleri tünelden çıkarıldı. Allah Rahmet eylesin” dedi.

    “Patlama değil gaz sızıntısı”

    Madende bir patlama yada göçük durumunun olmadığını dile getiren Karaloğlu, “Gaz sızıntısı var. Yoğun bir gaz sızıntısı var. Arkadaşlarımızın gazdan etkilenerek öldüklerini düşünüyoruz. Ama kesin sonuçlar otopsi sonrası belli olacak. Gaz sızıntısı sonucu meydana gelmiş bir kaza. Soruşturma başlatıldı. Etraflıca savcılık ve jandarma ekiplerimiz soruşturuyor.Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı Enerji İşleri Genel Müdürlüğü olayı inceleyecek” dedi.

    “Tünelde 10 işçi vardı”

    Vardiyada işçi sayısının 14 olduğunu aktaran Vali Karaloğlu, “ Olay meydana geldiğinde 10 tanesinin tünelde olduğunu biliyoruz. İki işçimize ulaştığımız yer 830 metre. Bu tünel yatak bir tünel, aşağıya doğru değil” ifadelerine yer verdi.

  • Obezite Cerrahisiyle Yeni ’Beden’lerine Kavuştular

    Antalya’da 30 yaşındaki Uğur Cengiz ve 28 yaşındaki Hasan Özkul, tüp mide ameliyatıyla yıllar sonra zayıflamanın mutluluğunu yaşıyor.

    30 yaşındaki Uğur Cengiz ve 28 yaşındaki Hasan Özkul, Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Güler ve ekibinin gerçekleştirdiği tüp mide ameliyatıyla yıllar sonra eski görünümlerine kavuştu.

    FAZLA KİLOLARI ASKERLİĞİNE ENGEL OLDU

    Yaklaşık 12 yıl önce zayıf olduğunu ve düzensiz hayatından dolayı kilo aldığını belirten 30 yaşındaki Uğur Cengiz, “2003 yılında 68 kiloydum. Hayatımın düzensizliği nedeniyle 60 kilo aldım. Aldığım bu kilolar yüzünden askerlikten muaf oldum. Askerlik için 4 kez başvurdum ve hepsinde de kilolarım yüzünden olumsuz yanıt aldım. Kilolarımın gitgide daha çok artmasından dolayı ’Savaş ve Seferberlik Halinde Askerliğe Elverişsizdir Raporu’ verdiler. Sicilime bu şekilde bir rapor işledi, kendimi çok kötü hissettim” şeklinde konuştu.

    “İŞ BAŞVURULARINDA BİLE OLUMSUZ YANIT ALDIM”

    Fazla kilolarının iş hayatını da etkilediğini belirten Uğur Cengiz, “İş aradığımda, kilolarım yüzünden başvurularımdan çoğu zaman olumsuz dönüş aldım. Sonunda bir telekomünikasyon şirketinde tekniker olarak çalışmaya başladım. Ama kilolarım çalışma hayatımı da etkilemeye başladı. Yaptığım iş sürekli hareket istiyordu. Kilolarım yüzünden hareketlerim kısıtlanmaya başlamıştı. Çabuk yorulur hatta iş yaparken zorlanır hale gelmiştim. Artık kilolarımdan tamamen rahatsız olmaya başlamıştım” ifadelerini kullandı.

    “HERKES KARŞI ÇIKTI AMA BEN VAZGEÇMEDİM”

    Ailesinin tüp mide ameliyatı olmasına kesinlikle karşı çıktığını söyleyen Uğur Cengiz, “Her sene 5-10 kilo arasında kilo alıyordum. Bu yüzden ileride sorun çıkacağına şimdi çözüm bulmak daha mantıklı geldi ve herkesin karşı çıkmasına rağmen vazgeçmedim. Ameliyata karar verdiğimde 147 kiloydum, 1-2 haftalık diyetle 5 kilo verdim, 142 kiloyla ameliyata girdim. Annemler karşı oldukları için ameliyat öncesi yanımda değildi, eşimse ben ameliyathaneye girene kadar vazgeçebileceğimi söyledi ama ben vazgeçmedim” dedi.

    “TÜP MİDE AMELİYATIYLA 62 KİLO VERDİM”

    Ameliyattan sonra hızla kilo verdiğini ve her sabah tartıda bunu görüp mutlu olduğunun belirten Uğur Cengiz, “Ameliyattan sonraki 9. ayım ve artık 3 ay önce aldığım kıyafetler bile olmuyor. Ameliyattan sonra 48 bedene düşünce acele edip bütün dolabımı yeniledim. Şuan 44 bedenim ve aldığım her şey bol geliyor. Hergün verdiğim kiloları görünce daha da mutlu oluyorum. Vücudumun ihtiyacı olan bütün proteinleri alıyorum ve 5 aydır günde 2 saat spor yapıyorum. Şuan 62. kilomu verdim 85 kiloya düştüm, hedefim 80” şeklinde konuştu.

    “BOĞULARAK UYANIYORDUM”

    28 yaşındaki Hasan Özkul ise, “Bu ameliyatı olmaya karar verdiğimde 132 kiloydum. Şimdi 86 kiloyum. 44 kilo verdim. Çocukluğumdan beri kiloluydum. Çok çabuk yoruluyordum ve dizlerim ağrıyordu. Uyurken rahatsız oluyor hatta boğularak uyanıyordum. Toplumda kilolu biri olmak gerçekten zordu. Arkadaşlarım, çocukluğumdan beri bana ’Tombiş Hasan’ diye hitap ediyorlardı. İnsanlar şu anki halimi görünce şaşırıyorlar. Şükürler olsun ki bugün bu kiloya inebildim” dedi.

    “HER AMELİYATIN RİSKİ VARDIR”

    Obezite cerrahisi olmadan önce geniş kapsamlı bir araştırma yaptığını belirten Hasan Özkul, “Her ameliyatın riski olduğu kadar bu ameliyatın da bir riski vardı. Kilolarımdan dolayı vücudumun girdiği risk, ameliyatın riskinden çok daha büyüktü. Bu nedenle bu operasyonu olmaya karar verdim. Ameliyat sonrası süreçte de sıkıntı yaşamadım. Hiçbir sıkıntım olmadı. Psikolojik olarak da bu ameliyata hazırdım çünkü. Operasyona hazırlık sürecinde diyetisyenimiz ve doktorumuz çok iyi bilgilendirdi” şeklinde konuştu.

    “SOSYAL HATTA ÖZEL HAYATLARI DA BOZULUYOR”

    Obezitenin pek çok açıdan sıkıntılı bir hastalık olduğunu belirten Op. Dr. Mehmet Güler, “Birçok hasta 40- 50 kilo fazlasıyla bize başvuruyor. Zayıflamak için yıllarca uğraşıp, tüm yolları tüketmiş oluyorlar. Çalışmakta, yürümekte hatta günlük aktivitelerini yapmakta zorluk çekiyorlar. Çoğunda da yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve depresyon gelişiyor. Kalp-damar hastalıkları ve kanser riski de artıyor. Sosyal ve özel hayatları da bozuluyor. Evden çıkmadan çalışan hastalarla karşılaşıyoruz” şeklinde konuştu.

    “OBEZİTE AMELİYATLARI ORTA DERECELİ RİSK GRUBUNDADIR”

    Diğer önemli hastalıkların tedavisinde olduğu gibi obezite tedavisinde de ailelerin hastayla dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Güler, “Yıllardır obez olan bir hastaya, ’Ameliyat olmalısın’ demek bir bakıma onu hastalıklı ve kötü bir hayata mahkum etmek anlamına geliyor. Obezite bir süre sonra bir tek hastanın hayatını değil yakın çevresinin hayatını da zorlaştırıyor. Obezite ameliyatları orta dereceli risk grubundadır. Hastaların yüzde 90’ından fazlasının ameliyat dönemi ve sonrasını sorunsuz atlatıyor” dedi.

    “AMELİYAT SONRASI BESLENME VE PSİKOLOJİK DESTEK GEREKLİ”

    Sağlık yönünden uzun vadede obez olarak yaşamanın risklerinin daha ağır bastığına vurgu yapan Op. Dr. Güler şöyle devam etti: “Şu an mevcut olmayan sorunlar yıllar içerisinde karşımıza çıkabiliyor. Ameliyata hazırlık döneminde mutlaka endokrinoloji uzmanı kontrolünden geçilmesi gerekiyor. Ameliyattan sonra ilk aylarda daha yoğun olmak üzere beslenme ve psikolojik destek yönünden danışmanlık alınılmalı. Yani sadece cerrahın iyi bir ameliyat yapmış olması yetmiyor. Hastaların kolayca kontrollerine gidebilecekleri, gerektiğinde 7 gün 24 saat doktoruna ulaşabilecekleri bir merkezde ameliyat olmaları bu açıdan önemlidir.”