Etiket: Bebekte

  • Tüp Bebekte Tekrar Şansı Artırıyor

    Memorial Antalya Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Op. Dr. Mehmet Öztürkmen, çiftlerin tüp bebek tedavisinde ilk denemelerin ardından umutsuzluğa kapılmamaları gerektiğini belirterek, “Tüp bebek tedavisi tekrarlandıkça başarı şansı artmaktadır” dedi.

    Op. Dr. Mehmet Öztürkmen, tüp bebek tedavisinde doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi. Tüp bebeğin ne zor ne de ağrılı bir tedavi yöntemi olduğunu dile getiren Op. Dr. Öztürkmen, ileri teknoloji ve gelişen tekniklerle başarı şansının arttığını kaydetti.

    Tüp bebek işleminde karın bölgesi cilt altına çok ince bir iğne uygulandığını aktaran Op. Dr. Öztürkmen, “Hasta, bu iğneler uygulanırken hiçbir ağrı hissetmez. Yumurta toplama sürecine geçildiğinde, anestezi altında 10 dakika süren bu işlem hasta için ağrısızdır. Son olarak, embriyo transferi de basit bir muayene şeklinde gerçekleşir. Hastanın tedavi sürecinde sarf etmesi gereken özen ve dikkat, herhangi bir aşılama tedavisinden farklı değildir. İşlem sonrası hastaların büyük kısmı, 1-1,5 saat sonra taburcu edilmektedir” dedi.

    “GÜNLÜK YAŞAMA DEVAM”

    Yumurta büyüme evresinde hastaların normal yaşamlarına devam ettiğinin altını çizen Op. Dr .Öztürkmen, “Yumurta transferi sonrasında hastanın bir gün dinlenmesi önerilir. Bu dönemde olay mikroskobik düzeyde devam etmektedir. Sürekli yatar pozisyonda olmak, erişkin bir bireyin hareketini kısıtlar halde durması, böbrek üstü bezlerinde stres hormonlarını artırır ve gebeliğin gelişmesini olumsuz etkiler. Bu nedenle, hastalara ağır olmayan iş ve günlük yaşantılarına dönmeleri özellikle tavsiye edilir” diye konuştu.

    “İKİZ VE ÜÇÜZ GEBELİK YANLIŞ BİLİNEN İFADE”

    Tüp bebek tedavisinde uyulması gereken kriterler olduğuna değinen Op. Dr. Öztürkmen şu ifadeleri kaydetti:

    “Sadece 35 yaş üstü hastalara, daha önce transfer olmuş ve başarısızlıkla sonuçlanmış adaylara iki embriyo transfer edilmektedir. Diğer tüm hastalar için tek embriyo transferi önerilmektedir. Tüp bebek tedavisinde asıl hedef, sağlıklı tek gebelik elde etmektir ve iki tane embriyo transfer edilse bile, gebelik geliştiğinde bunun ikiz olma ihtimali ancak yüzde 3’lerdedir. Tüp bebek tedavisinde, sayı garanti edilemez. İkiz ve üçüz gebelik tercihi, tüp bebek tedavisinde yanlış bilinen ifadelerden biridir.”

    “KARIŞMA SÖZ KONUSU DEĞİL”

    Tüp bebek tedavisinde özel tanıma sistemlerinin kullanıldığını vurgulayan Op. Dr. Öztürkmen, “Bu teknolojik gelişme sayesinde, her hastanın işlemi kendisine ait kodlu bölümlerde saklanmaktadır. Çoklu doğrulama yöntemleriyle emin bir şekilde gerçekleştirilen işlemlerde, hiçbir hastanın hücrelerinin diğer hastanınkiyle karışması söz konusu değildir” dedi.

    “TEKRARLANDIKÇA BAŞARI ARTAR”

    Op. Dr. Öztürkmen, tüp bebek tedavisindeki en az sayıda ve tekrarda embriyoyu transfer ederek, ilk denemede gebeliği elde etmenin önemli olduğunu ifade ederek, “Fakat bir önceki denemede uygulanan tedavi başarısızlıkla sonuçlandıysa, sonraki işlemde başarı şansını artıracak yöntemler geliştirilebilir. Düşünülenin aksine, tüp bebek tedavisi tekrarlandıkça başarı şansı artmaktadır. Yapılan araştırmalarda 18-19 kez tüp bebek yaptırmış hastaların oranlarına bakıldığında, tekrar sayısından bağımsız olarak tüp bebek tedavisi başarı şansının yüzde 80-90’lara ulaştığı görülmüştür” ifadelerine yer verdi.

    YAŞIN ÖNEMİ

    40 yaşından sonra tüp bebek başarı oranlarının düştüğüne değinen Op. Dr. Öztürkmen, “Hastaların kaliteli yumurta rezervlerinin tükenmeden, 42 yaşından önce tüp bebek tedavisine başlamaları önerilmektedir. Fakat yine de 45-47 yaşına kadar başarıyla sonuçlanmış gebeliklerle karşılaşılmakta ve o yaş grubundaki hastalar da tedaviden yararlanmaktadır” dedi.

    Op. Dr. Öztürkmen, tüp bebek tedavisinde erken menopoza yol açacak herhangi bir işlem uygulanmadığının da altını çizdi.

  • Tüp Bebekte İki Başarıyı Etkileyen İki Önemli Sorun Yeni Teknolojiler İle Ortadan Kaldırılıyor

    Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, dünyada da henüz yeni uygulanan bir tedavi ile anne adaylarından adeta “altın yumurta“ elde ettiklerini söyledi.

    Eurofertil Tüp Bebek Merkezleri Medikal Direktörü Üreme Sağlığı ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Hakan Özörnek, bir kadının yumurta rezervinin doğduğu anda belli olduğunu ve bunun hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini söyledi. Kadın kaç yaşında ise yumurtasının da aynı yaşta olduğunu ifade eden Özörnek, kadınla birlikte yaşlanan yumurtaların gebelik şansını azalttığını söyledi. Hakan Özörnek, 20-30’lu yaşlardaki anne adaylarından 8-10 yumurta toplarken, 40’lı yaşlardaki hastalarda yumurta toplama sayısının 1-2’ye düştüğünü kaydetti. İleri yaştaki anne adayları için dünyada yeni bir uygulamaya gidildiğini anlatan Op. Dr. Özörnek, yeni uygulamaya ilişkin şu bilgileri verdi:

    “Anne adaylarında adetin başında 10 günlük bir tedavi ile yumurta topluyoruz, bu yumurtaları donduruyoruz. Yumurta toplama işleminden 3-4 gün sonra bir kez daha aynı şekilde ilaç tedavisi uygulayarak ikinci kez yumurta topluyoruz. Bu şekilde elde ettiğimiz 4-5 yumurtayı genetik teste tabi tutuyoruz. Çünkü 40 yaşın üzerindeki kadınlarda transfer edilen 2 yumurtadan 1’inin genetik olarak kusurlu olma ihtimali çok yüksek. Bu durumda gebe kalma şansı azalıyor ya da gebelik düşük ile sonuçlanıyor. Yani bir adet döngüsünde 2 defa yumurta topluyoruz. Bu şekilde daha fazla yumurta toplayarak sağlıklı ve kaliteli yumurta ve yüksek gebelik şansını aynı anda yakalamış oluyoruz. “

    “Çifte uyarım” adı ile bilinen bu yöntemin yaklaşık 3 yıldan bu yana dünyada uygulandığına dikkat çeken Op. Dr. Hakan Özörnek, uygulama sonuçlarının başarılı ve güvenli olması sebebi ile artık kendisinin de hastalarına bu yöntemi uygulamaya başladığını bildirdi. Bu yöntemle bulunan yumurtaları “altın yumurta” olarak adlandırdıklarını söyleyen Özörnek, bu şekilde anne adaylarının hamile kalma şanslarının çok önemli oranlarda arttığını kaydetti.

    BABA ADAYININ SPERM SORUNU

    Op. Dr. Özörnek, modern yaşamla birlikte geçtiğimiz yüzyılda 100 milyonun üzerinde olan sperm sayılarının üst sınırının günümüzde Dünya Sağlık Örgütü tarafından 15 milyon olarak belirlendiğini söyledi. Özörnek, bunun insan üremesini tehdit eden bir durum haline geldiğine işaret etti. Erkeklerin karşılaştığı sperm azlığının çeşitli nedenleri olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Özörnek, bunlardan bir tanesinin toksinler, yani çevresel zararlı etkiler olduğunu, bunlar arasında sigarayı, alkolü, uyuşturucu maddeleri saymanın mümkün olduğunu söyledi. Modern yaşamın getirdiği tehlikeli durumlar yani sulardaki atıklar, ağır metaller, hava kirliliği gibi olumsuz etkiler de üreme sağlığını olumsuz etkiliyor.

    MİKROÇİP UYGULAMASI

    Günümüzde kısırlık sorunlarının yüzde 50’sinde erkek faktörü mevcuttur. Sperm sayı ve hareketliliğindeki yetersizlik ya da sorunlar kendiliğinden gebelik şansını oldukça düşürmektedir. Ancak son yıllarda geliştirilen ve oldukça umut vaat eden mikroçipli tüp bebek tedavisi birçok anne ve baba adayının bu arzularını gerçekleştirmesine yardım etmiştir. Mikroçip yöntemi, Harvard’da bir Türk bilim adamı tarafından geliştirilmiştir. Türkiye’de de gitgide yaygınlaşan bu yöntem, yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Mikroçip yönteminin uygulanması ile beraber gebelik oranlarında oldukça etkin bir artış görülmüştür. Mikro akışkan çip teknolojisi ile spermler arasından DNA yapısı en ideal olan spermleri seçmek mümkündür. Bu sayede de daha iyi embriyolar oluşturulabilmekte ve oldukça başarılı neticeler elde edilmektedir. Bu yöntem ile sağlıklı spermlerin diğerlerinden ayırt edilmesi sağlanır. Sperm çipleri mikro kanalcıklardan meydana gelir. Mikro kanallar da iyi kalitedeki spermlerin seçimine yardım eder. Bu yöntem ile sağlıklı olmayan, DNA’sı ufak da olsa hasar görmüş her sperm bir bölümde toplanır. Dİğer bölümde ise, kaliteli ve hasarsız olan sağlıklı spermler mikro kanallardan geçer ve orada toplanır. Dolayısı ile sağlıklı spermlerden oluşturulan embriyolarla daha yüksek gebelik sonuçları elde edilmiş olur. Mikroçipli tüp bebek tedavisi ile gebelik elde edilebilir, elde edilen gebeliklerde de bebekler oldukça sağlıklı olur. Çünkü spermler seçilirken en kaliteli ve en sağlıklı olanlar tercih edilmektedir. Bu yöntemin bu denli başarılı olmasındaki kaynak, spermler arasından DNA’sı en kaliteli olan spermleri kullanmaktır. Bu sayede oluşturulacak embriyoların da DNA yapısı oldukça kaliteli olacaktır.

  • (Özel Haber) 15 Aylık Bebekte Darp Şüphesi

    Zonguldak’ta beyin kanaması nedeniyle yoğun bakıma alınan 15 aylık bebeğin vücudunun birçok yerinde morlukların olduğunun fark edilmesi üzerine doktorlar durumu hastane polisine bildirdi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

    Edinilen bilgiye göre, Kocaeli’de 15 aylık Z.K. isimli bebeğin rahatsızlanması üzerine ailesi, hastaneye başvurdu. Hastanede tedavi altına alınan Z.K.’nın beyin kanaması geçirdiği fark edilince ilk müdahalenin ardından yoğun bakım ünitesine alınmak istendi. Fakat yoğun bakım ünitesinin dolu olması üzerine 15 aylık Z.K., 112 ambulansıyla Zonguldak’taki Bülent Ecevit Üniversitesi Hastanesi Çocuk Acil Servisi’ne nakledildi.

    “DARP İHTİMALİ, ADLİ BOYUT KAZANDIRDI”

    Kabulün ardından başlatılan tedavi sürecinde bebeğin el, ayak ve gövdesinde kızarıklıklarla morlukları fark eden doktorlar durumu hastane polisine haber verdi. Polis ekipleri bebeğin vücudundaki morlukların ardından soruşturma başlattı.

    Bebeğin vücudunun çeşitli yerlerinde morlukların olduğunu fark ettiklerini belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü doktoru Yrd. Doç. Dr. Aydemir Kale, şöyle konuştu:

    “15 aylık bir kız çocuğu dün gece 112 tarafından yönlendirmek isteniyor. Yoğun Bakım olmadığı gerekçesiyle üniversitemizi arıyorlar. Biz de Çocuk Hastalıkları Yoğun Bakım Ünitesi’nde yer olduğunu söyleyerek hastayı kabul ediyoruz. Edindiğimiz bilgiye göre beyin kanaması mevcuttu. Hasta geldiği zaman da değerlendirildi. Gerçekten cerrahi gerektirmeyen bir beyin kanaması tespit edildi. Yoğun bakıma alınarak destek tedavisine başlandı. Şu an için durumu iyi. İlk geldiğinde biraz daha uykuya meyilliydi. Şimdi biraz daha hareketlendi. Canlandı. Muayene sırasında gözlemlediğimiz çocuğun el, ayaklarında, gövdesinde, yüzünde bazı kızarıklıklar ve morluklar oldu. Bu da aklımıza çocuğun darp edilmiş olabileceği ihtimalini getirdi. O açıdan adli bir boyut kazanmış oldu. Gerekli incelemeler sonrası buna karar verilecektir. Adli tabiplerin ve emniyet güçlerinin değerlendirmesi sonrasında şimdilik durum böyle. Ailesi ile görüşüldü.”

    “VÜCUDUNDA ESKİ VE YENİ MORLUKLAR VARDI”

    Morlukların ardından aile ile görüştüklerini hatırlatan Kale, anne ve babanın da olayla ilgili fazla haberi olmadığını da aktardı. Dr. Aydemir Kale, “Annesinin yakın bir zaman önce beyin ameliyatı geçirdiği bundan dolayı çocuğun takip eden bakan kişinin teyzesi olduğu öğrenildi. Teyzesinin evinde de farklı yaş gruplarından çocukların olduğu, bu izleri sorduğumuz zaman çocuğun oynarken olabileceği ya da düşme sonrası olabileceği söylendi. Tabii annesinin babasının da durumdan çok haberdar olmadığını anladık. Çeşitli zamanlarda oluşmuş morluklar vardı. Çok taze görünenleri de vardı. Üç beş günlük olanlar da var. Çeşitli zamanlarda oluşmuş” dedi.

    Kale, BEÜ’nün yatak kapasitesine de dikkat çekerek, “Hastanemizde son yıllarda özellikle arttırılan yoğun bakım yatak kapasitesiyle oldukça fazla hastaya yoğun bakım desteği verebilmekteyiz. Bu da özellikle çevredeki illerden bilinmekte 112 tarafından ve hastaları kabul etme oranımız yüksek olduğu için tarafımıza yönlendirmeler bu şekilde çok olmaktadır” diye konuştu.

    Beyin ve Sinir Cerrahisi Araştırma Görevlisi Doktor Mehmet Kaya ise Z.D.’nin tedavisinin devam ettiğini ifade etti.

    “İŞİN HUKUKİ BOYUTU VAR”

    Doktorların morlukları fark etmesi üzerine araştırmanın boyutunun derinleştirildiğini ifade eden BEÜ Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Bekir Hakan Bakkal, “Beyin kanamasıyla Kocaeli’de hastaneye başvuran hastaya çocuk bakım ünitesinin yetersizliğinden dolayı üniversitemiz bünyesindeki çocuk yoğun bakım ünitesine yönlendirildi. 112 acil üzerinden hasta bize başvuruldu. Çocuğun ilk yapılan muayenesinde ufak bir kanama olduğu saptandı. Cerrahi bir müdahale düşünülmedi. Şu an yoğun bakım ünitemizde tedavisi devam ediyor. Genel durumu geldiği zamana göre daha iyi. İnşallah yakın zaman içerisinde genel durumunu toparlayıp sağlığına kavuşturacağız. Çocuğun vücudunda gerek yüz çevresinde gerek gövdesinde bazı morlukları mevcut. Ama bununla ilgili uzmanlarımız değerlendirecekler. İşin hukuki boyutu da var gibi gözüküyor. Bununla ilgili olayın detayları şekillendikçe daha net bir aşamaya gelinecek. Yüzde ve vücutta eski ve yeni olma olasılığı bulunan bazı morluklar mevcut. Bununla ilgili uzman arkadaşlarımız bazı detaylı inceleme yapacaktır ve biraz daha açıklığa kavuşacaktır” şeklinde konuştu.

    Minik Z.D.’nin tomografisinin çekilmesinin ardından Çocuk Yoğun Bakım Servisi’ndeki tedavisi sürüyor.

  • Tüp Bebekte Akupunktur Etkisi

    Son 15 yılda Almanya ve İngiltere’de yapılan bilimsel çalışmalarda akupunktur tedavisinin tüp bebekte başarı oranını artırdığı tespit edildi. Dr. Murat Topoğlu, “Hastalarımda da bunların örnekleri mevcut. Hatta aylarda günlerde akupunktur sonucu tüp bebek sahibi olan bir hastamız da doğum yapacak” diye konuştu.

    Dr. Murat Topoğlu, normalde tüp bebek olasılığı 35 yaş ve altında yüzde 32, 35-37 yaşlarında yüzde 27, 38-39 yaşlarda yüzde 20, 40-42 yaşlarda ise yüzde 13 olurken, akupunktur tedavisiyle birlikte 35 yaş altı tüp bebek tedavisinde başarı oranı yüzde 60-65’lere çıkıyor” dedi.

    AKUPUNKTURUN TÜP BEBEK OLUŞUMUNDAKİ ETKİSİ

    Dr. Topoğlu şunları kaydetti:

    “Yumurtaların artmasına neden olur. Yumurtaların kalitesinin artmasına neden olur, Otonom sinir sistemimiz üzerinden hormonsal dengenin oluşmasına ve yumurta kalitesinin de artmasına katkıda bulunmaktadır. Bu araştırmalar akupunktur tedavisi gören anne adaylarının hamile kalma ve bu hamileliği sürdürme oranlarının daha yüksek olduğunu göstermektedir.”

    Dr. Topoğlu, “Tüm vücutta, beta-endorfin denen bir kimyasal maddenin salgılanması artmaktadır. Bu artış ile GnRH (gonadotropin releasing) =Vücut büyüme hormonunun salınımını artırır. Bu da dolaylı olarak vücudun ürettiği steroid ve gonadotropin hormonlarının salgılanması artmaktadır. Ek olarak, akupunktur uygulaması sonrasında, uterusa (rahime) olan kan akımı artar, Rahim iç duvarının (endometrium) olgunlaşmasını sağlar ve sonuç olarak rahimde gebeliğin oluşmasını kolaylaştıran koşullar sağlanır. Akupunktur tedavisi, endometrium olarak adlandırılan rahim içerisindeki bu tabakanın yeterli kalınlığa ulaşmasına katkıda bulunur. Akupunktur, ruhsal durum üzerine de dengeleyici bir etki yaptığından dolayı; ruhsal stres de büyük oranda ortadan kalkar. Böylece tüp bebek uygulaması öncesinde ve sonrasında, akupunktur tedavisi gören anne adaylarının başarı şansı; akupunktur tedavisi görmeyenlere göre daha fazla artmaktadır. Akupunktur endometriumun yeterli olgunluğa ulaşmasına katkıda bulunur. Akupunktur düzenleyici etkisi ile anne adayının strese karşı dayanıklılığını arttırır. Böylece tüp bebek uygulaması öncesinde ve sonrasında akupunktur tedavisi gören anne adaylarının başarı şansı akupunktur tedavisi görmeyenlere oranla daha artmaktadır. Tedavilere ideal olan yumurtalıkların uyarılmasından 3 ay önce haftada bir kez seans uygulanmasına başlanmasıdır. Yumurtalıkların uyarılması için verilen ilaçların yan etkisini de azaltır. İlaçların etkisini artırarak yumurtaların fazla olmasını ve de olgun olmasına yardımcı olmasını sağlar. Aşılama yapılıncaya kadar haftada 4 kez toplam 10-15 seans uygulanır. Sonra sonuç beklenir. Tedavi 30 dakika sürer. İğneler hem kulağa hem de vücuda konarak yapılır” diye konuştu.

  • Mikroçip Yöntemi Tüp Bebekte Başarı Sağlıyor

    Tüp bebek tedavisinde mikroçip yöntemi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, geliştirilen son teknik imkanlar ile tüp bebek tedavisindeki başarı oranlarının arttığını söyledi.

    Tüp bebek tedavisinin uzun yıllar çocuk sahibi olamayan çiftler için umut ışığı olan yardımcı bir üreme yöntemi olduğuna dikkat çeken Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu, “Tüp bebek tedavisi ile labaratuvar koşullarında sağlanan döllenme imkanı ile çiftlerin istedikleri çocuklara kavuşabilme şansları olmuştur. Günümüzde kısırlıkların yarısı erkek kısırlığından kaynaklanmaktadır. Erkek spermlerinin yeterisiz ya da kalitesiz olması çiftlerin doğal yollardan çocuk sahibi olmalarındaki en büyük engellerdendir. Ancak hem tıbbın ilerlemesi hem de tüp bebek tedavisi imkanlarının geliştirilmesi ile artık erkek kısırlığının da önüne geçilebilmektedir” dedi.

    MİKROÇİPLİ TÜP BEBEK TEDAVİSİ

    Tüp bebek tedavisinde mikro akışkan çip teknolojisinin kullanılmaya başlanması ile yeni bir döneme de girildiğini belirten Fıçıcıoğlu, “Mikroçipli tüp bebek tedavisi yöntemi olan bu teknikle erkeklerin sperm miktarlarındaki azalma veya kalitesizliğin doğurduğu sorunlar büyük ölçüde ortadan kaldırılmıştır. Mikroçipli tüp bebek tedavisi Amerika’da bir Türk biliminsanı tarafından keşfedilmiştir. Amerika’da ve Avrupa’dan sonra ülkemizde de birçok merkez mikroçipli tüp bebek tekniğini kullanmaya başlamıştır” dedi.

    Mikroçipli tekniğin kullanılmasıyla tüp bebek merkezlerinde elde edilen gebelik oranlarında artış gözlemlendiğini ifade eden Fıçıcıoğlu, “Mikroçipli yöntem sayesinde en iyi DNA’ya sa-hip spermlerin seçilmesi imkanı elde edilmiştir. DNA’sı en iyi olan spermlerde en düzdün DNA’lı embriyoların meydana gelmesini sağlamaktadır. Böylelikle yapılan embriyo transferi sonrasında kaliteli embriyoların anne adayının rahmine tutulması daha kolay olmaktadır. Mik-roçip tekniğinin kullanılmasının temelinde vücudun sperm üreten mekanizmasının tatklit edilmesi amacı vardır. Mikroçip tekniğinde kaliteli spermler ile kalitesiz spermler mikro ka-nallar sayesinde farklı yerlerde toplanmaktadır. Mikroçip teknolojisi ile ulaşılan kaliteli spermler doğrudan yumurtaların döllendirilmesine ve kaliteli embriyoların meydana gelmesi için kullanılır. Mikroçipli tüp bebek tedavisinin keşfedilmesindeki amaç erkek faktörlü kısır-lıkların ortadan kaldırılmasının istenmesidir. Gerçekten de bu teknik ile spermlerin kaliteli olanlarının seçilmesi sağlanarak erkek kaynaklı kısırlığın önüne geçilmiştir” diye konuştu.

    MİKROÇİPLİ TÜP BEBEK UYGULAMASI

    Tüp bebek tedavisinde istenilen başarılı sonucun elde edilebilmesi için kaliteli embriyoların oluşturulması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Fıçıcıoğlu, “Kaliteli embriyoların oluşturulması için hem yumurtanın hem de spermlerin birbirinden ayrı kaliteli olmaları gerekmektedir. Mikro akışkan çip teknolojisi sayesinde kaliteli spermlerin seçilmesi ile iyi nitelikte embriyolar oluşturulabilmektedir. Döllenme işlemi doğal yollardan yapıldığı taktirde spermler kadın vü-cudunda rast gele seçilme özelliğine sahiptirler. Mikro akışkan çip teknolojisi yöntemiyle hor-monların ortaya çıkarmış olduğu mikro kanalcıklar ile vücudun kendi işleyişi taklit edilir. Tıpkı bir süzgeç gibi kaliteli spermler ile kalitesiz spermler birbirlerinden ayrıştırılarak farklı mikro kanalcıklarda toplanırlar. Ardından mikroenjeksiyon yöntemi ile birbirinden ayrılmış sperm-lerden kaliteli olanlar seçilerek doğrudan yumurtaya enjekte edilir. Sağlanan döllenme sonrası daha kaliteli ve canlılığı yüksek embriyolar elde edilir” ifadelerine yer verdi.

    MİKROÇİPLİ TÜP BEBEK TEKNİĞİNİN SAĞLADIĞI AVANTAJLAR

    Mikroçip yönteminin avartajlarına değinen Cem Fıçıcıoğlu, “Mikro akışkan çip teknolojisinin çiftlere sağladığı en büyük avantaj erkek kısırlığı sorununu ortadan kaldırarak tüp bebek teda-vilerinde elde edilen gebeliklerdeki artıştır. Tüp bebek tedavisinde başarılı sonuçlar elde edilmesi için kaliteli embriyoların seçilmesi şarttır. Kaliteli embriyoların oluşması içinse anne adayının yumurtalarının kaliteli olması baba adayının da sperm miktarının yetmesi ve kaliteli olması gerekmektedir. Mikro akışkan çip teknolojisi sayesinde kaliteli spermlerin seçilmesi ve kaliteli spermlerin kullanılması mümkündür. Böylelikle yumurta ile yapılan döllenme son-rasında 5. güne kadar canlılığını ve gelişimini koruyan embriyoların elde edilmesi sağlana-bilmektedir. Bu embriyolar canlılığı ve gebelik şansı en yüksek olan embriyolardır. Mikro akışkan çip teknolojisi sayesinde erkek kısırlıklarından kaynaklı tüp bebek başarısızlıkları oranı da yüzde 20’lere kadar düşürülmüştür” dedi.