Etiket: Bebeğin

  • 10 Aylık Iraklı Bebeğin Ölümü Şüpheli Bulundu

    SAMSUN (İHA) – Irak’tan Samsun’a 1 buçuk ay önce göç eden ailenin 10 aylık kız çocuğunun ölümü şüpheli bulundu.

    Olay, Samsun’un ilkadım ilçesi Reşadiye mahallesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Iraklı Hameed ailesi ülkelerindeki savaştan kaçarak 1 buçuk ay önce Samsun’a yerleşti. 10 aylık kızı Reetaj Hameed’i emzirmesinin ardından yatağına yatıran anne, bir süre sonra küçük çocuğun nefes almadığını fark ederek sağlık ekiplerinden yardım istedi. Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne götürülen Reetaj Hameed’in öldüğü olduğu tespit edildi.

    Bebeğin ölümü şüpheli bulunurken, savcı olayla ilgili soruşturma başlattı. Bebeğin kesin ölüm sebebinin otopsinin ardından belli olacağı öğrenildi.

    Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

  • Başbakan Davutoğlu, Aylan Bebeğin Babasını Kabul Etti

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Aylan bebeğin babası Abdullah Kurdi’yi kabul etti.

    Başbakan Davutoğlu, Aylan Bebeğin babası Abdullah Kurdi’yi kabulünde “Sizin gibi yüreğimiz yandı. O resim güzümüzün önünden gitmiyor” ifadesini kullandı.

    Sare Davutoğlu’nun selamını da ileten Başbakan Davutoğlu, “Aylan çok küçük yaşta vefat etti ama büyük bir miras bıraktı. O olmasaydı Suriyeli mültecilerin dramını kimse anlayamayacaktı. Eğer biz yüzlerce toplantı yapsaydık, kampanyalar yapsaydık Aylan’ın o resmi kadar etkili olmazdı. Kısa süre yaşayıp da arkasında bu kadar güzel bir miras bırakmış bir çocuğa sahip olmak şereftir, onurdur. Aylan’ı, sizleri de bizim ailemiz kabul ettik ve bundan sonra öyle olacak. Hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de bizim öz ailemizsiniz” diye konuştu.

    Abdullah Kurdi, Başbakan Davutoğlu’na mültecilere verilen hizmetlerden dolayı teşekkür etti.

    Başbakan Davutoğlu ise şöyle devam etti:

    “Bu bizim vazifemiz. Yoksa ahirette Aylan’ın huzuruna nasıl çıkarız. Siz bizim kardeşimizsiniz. Arap’ta, Kürt’te, Türkmen’de hepiniz kardeşimizsiniz. Aramaza nifak sokmak isteyenler hiç bir zaman başarılı olamayacaktır. Tekrar Allah size sabır versin diliyorum. Bu sabırda hep yanınızda olacağız. Artık Aylan ismini bütün dünya biliyor.”

  • (Özel) Beş Günlük Bebeğin Ölümünde İhmal İddiası

    İzmir’in Konak ilçesinde, özel bir hastanede doğan Hıdır Ayaz bebek, iddiaya göre doktor ve hemşire tarafından annesi Songül Başak’a sağlıklı denilerek kucağına verildi. Fenalaşan bebek için çağrılan 112 ekipleri, ‘Solunum yetmezliği’ teşhisi koyarken kuvözü olan başka bir hastaneye sevk edilen Hızır Ayaz bebek, 5 gün sonra hayatını kaybetti. Acılı baba Uğur Başak eşinin doğum yaptığı hastanenin kusuru olduğunu ileri sürerek ’’Benim çocuğumu sağlıklı deyip bize verdiler. Ama solunum yetmezliği çıktı. Sonra başka bir hastanede kuvöze konuldu ama hayatını kaybetti. Çocuğumun ölümünde kimin hatası varsa cezasını bulsun. Benim başım yandı başkasının yanmasın’’ dedi.

    Konak ilçesinde özel bir okulda teknisyen olan Uğur Başak ile (27) ev hanımı Songül Başak (24) çiftinin heyecanla beklediği ikinci çocukları, Konak’ta bulunan özel bir hastanede, geçen Çarşamba günü öğle saatlerinde dünyaya geldi. Başak çifti, 4 yaşındaki Yusuf Emir’den sonra dünyaya gelen çocuklarının ismine daha önceden belirledikleri Hıdır Ayaz ismini koydu. Büyük sevinç yaşayan Başak çiftinin mutluluğu kısa sürede hüzne dönüştü.

    BEŞ GÜN DAYANABİLDİ

    Doğduktan sonra iddiaya göre hiçbir sağlık sorunu olmadığı belirtilen Hıdır Ayaz bebek, hastanede yatan annesine verildi. Bebek sürekli ağlamaya ve inlemeye başladı. Gece saatlerine kadar huzursuz olan ve rengi değişen bebek için 112 ekibi hastaneye çağrıldı. Gelen sağlık ekipleri, Hıdır Ayaz bebeğin solunum yetmezliği olduğunu belirterek küvözü olan bir hastaneye götürülüp tedavi edilmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra ambulans ile Hıdır Ayaz bebek başka bir özel hastaneye götürülüp küvöze konuldu. İddiaya göre, ciğerinde kanama olduğu saptanan Hıdır Ayaz, yapılan tüm müdahalelere rağmen doğumundan 5 gün sonra hayatını kaybetti.

    ANNE SON KEZ BEBEĞİNİ UĞURLADI

    Hıdır Ayaz bebeğin cenaze namazı dün ikindi namazının ardından Yüzbaşı Hasan Ağa Camisinde kılındı. Hıdır Ayaz bebeğin tabutuna son kez bakan anne Songül Başak, sinir krizi geçirdi. Hıdır Ayaz, Buca Gökdere Mezarlığında toprağa verildi.

    ‘DOKTOR VE HEMŞİRE SAĞLIK SORUNU YOK’ DEDİ

    Çocuğunun ilk doğduğunda mosmor doğduğunu ileri süren baba Uğur Başak, ’’Ben oradaki görevli hemşireye ’Çocuğum neden mosmor?’ diye sorduğumda ’Üşümüştür’ dedi sadece. Çocuğumda hep ağlama inleme sesi vardı. En sonunda çocuğu yarım saat bir yerde beklettiler sonra eşimin yanına çıkarttılar. Bize ’Bol bol bebeği emzirin’ dediler. Bize bebeğimizin herhangi bir sağlık sorunu olmadığını sağlam olduğunu söylediler. Bebeğimiz devamlı ağladıkça gelip baktı önce ebe bir şey yok dedi daha sonra doktor geldi o da bir şeyi yok dedi. Bize ’Emzirin emzirin çocukta gaz var’ dediler. Bize neredeyse fırça atacaklardı’’ dedi.

    112 EKİBİ SOLUNUM YETMEZLİĞİNİ FARK ETTİ

    Gece 02.30 sıralarında bebeğin çok ağlamasına yine doktor geldiğini ifade eden acılı baba Uğur Başak, şöyle konuştu:

    ’’Doktor yine bir şeyi yok dedi. Aradan 15 dakika sonra hemşire geldi, ’Bu çocuğun göğüsleri çok hızlı atıyor’ dedi. Sonra 112 acil çağırdı. 112 sağlık ekiplerinden gelen hemşire hastanedeki yetkililere bağırarak ’Bu çocuk kaç saattir burada. Bu çocukta solunum yetmezliği var’ dedi. Özel hastanedeki doktor ve hemşireler çocuğumun solunum yetmezliğini saatlerce anlamadı, dışarıdan gelen 112 ekibinin hemşiresi hemen anladı. Sonra çocuğum başka bir özel hastaneye sevk edildi ve orada küvöze konuldu. Orada yapılan tetkiklerde, çocuğumun ciğerlerinde kanama başladığı saptandı. Kanamayı durdurdular bu sefer kalbi durdu. Kalbi durduktan sonra aşırı ilaç yüklenmesine dayanamadı ve doğumundan 5 gün sonra hayatını kaybetti.’’

    SORUMLULAR CEZASINI BULSUN

    Yetkililere seslenen acılı baba Uğur Başak, şunları söyledi: ’’Allah rızası için sizinde evladınız varsa bu olayı açığa çıkarın. Benim canım yandı başkalarının yanmasın. Sağlık Bakanlığı’na şikayette bulundum, onlarda ’Araştırma yapılacak, size haber verilecek’ diye bana geri dönüş yaptı. Savcılığa suç duyurusunda bulundum. Benim bebeğimin ölümünde kimin suçu varsa cezasını alsın, evladımın ölümüne neden olanlardan hesap sorulsun. Benim çocuğum ihmal kurbanı oldu.”

    HASTANEDEN AÇIKLAMA

    Özel hastane yetkilileri ise yazılı olarak şu açıklamayı yaptı; “Songül Başak’ın ikinci gebeliği. Anne ile baba arasında birinci derece akraba evliliği mevcuttur. İlk gebeliği sezaryen olan annenin, bu doğumu da 09.12.2015 tarihinde yine sezaryen ile gerçekleştirilmek üzere planlanmıştır. 29.06.2015 tarihinden beri takipte olan hastanın ağrılarının başlaması ile 09.12.2015 çarşamba günü sabah saat 09:30 sularında sezaryen operasyonu için yatışı yapılmıştır. Anne Songül Başak saat 11.33’te, 3 kilo 240 gram ağırlığında 50 santim boy ve 35 santim baş çevresine sahip bir erkek bebek dünyaya getirmiştir. Doğumu takiben, hepatit aşısı ve K vit uygulaması yapılan bebek, yenidoğan takipnesi takibi için kuvöze alınıp oksijen desteği verilmiştir. Genel durumu iyi olduğu tespitini takiben bebek aileye teslim edilmiştir. Emzirme desteği verilen anne ile bebeğin emmesinin sorunsuzca gerçekleştiği görülmüştür. Gün içerisinde sık aralıklar ile gerçekleştirilen ziyaret ve bakımlarda bebeğin anneyi aktif emdiği, solunum sıkıntısının olmadığı görülmüştür. Çocuk uzmanı tarafından ayrıntılı muayenesi gerçekleştirilen bebek Başak’ın fizik muayenesinde genel durumunun iyi olduğu, emme refleksinin güçlü olduğu ve solunum probleminin olmadığı tespit edilerek günlük hekim izleme raporuna kaydedilmiştir.”

    Açıklamada, gece bebeğin ve annenin ebe ve hemşirelerin rutin ziyaretleri sırasında yaklaşık saat 02:00 sularında bebekte takipne ve çekilme başladığı fark edilerek çocuk hekimine bilgi verildiği belirtilerek şöyle denildi:

    “Söz konusu bulgu nedeniyle bebeğin yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı olabileceği öngörüsü ile sevkine karar verilmiştir. Bebek, özel bir hastaneye ilgili prosedür ile sevk edilmiştir. Netice itibariyle bebeğin sağ ve tam doğumu gerçekleşmiş, süreçte genel durumunun iyi olduğu, emzirildiği görüldükten ve anneye teslim edildikten uzun süre sonra bebeğin genel sağlık durumunun kötüleşmesi ile ileri derecede tetkik ve tedavi için bir başka sağlık kuruluşuna sevki gerekmiştir.”

  • 750 Gram Bebeğin Kalbindeki Delik Ameliyatsız Yöntemle Kapatıldı

    Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Çocuk Kardiyologları başarılı bir operasyona imza atarak, 750 gram ağırlığındaki prematüre bebeğin kalbindeki deliği ameliyatsız olarak kasıktan girerek girişimsel yöntemle kapattı. Bugüne kadar 1 kilogramın altında 5 bebeğin girişimsel olarak kalbindeki deliği kapatan ERÜ çocuk kardiyologları, 750 gram ağırlığındaki bebeğe yaptıkları son operasyon ile dünyada en düşük ağırlıktaki bebeğe girişimsel kalp operasyonu yapma başarısı göstermiş oldu.

    Vaka ile ilgili bilgiler veren ERÜ Çocuk Kardiyoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Nazmi Narin, prematüre bebeklerdeki kalp deliklerinin kapatılmasında uyguladıkları girişimsel işlemlerdeki başarı ve tecrübeleri artırarak, diğer meslektaşlarına örnek teşkil etme amacında olduklarını söyledi.

    Prof. Dr. Narin, “19 Kasım 2015 tarihinde Hastanemiz Kadın Doğum Servisinde 25 haftalık prematüre olarak dünyaya gelen bebeğimiz solunum sıkıntısı nedeniyle kuvözde solunum cihazına bağlıydı. Kalbi çok yoruluyordu. Yaptığımız tetkikler sonucu bu bebeğimizin kalbindeki PDA denilen deliği girişimsel olarak kapatmaya karar verdik. Fakat bebeğin düşük doğum ağırlığına sahip olması, işlem sırasında oluşabilecek komplikasyonlar bir riskti. Fakat önceki vakalardan kazandığımız tecrübeler ile kasıktan girerek bu bebeğimizin kalbindeki PDA denilen deliği kapattık. Şuan bebeğimizin sağlık durumu gayet iyi. Solunumu, nabzı normal. Tam iyileşip kuvözden çıkması 1-2 ayı bulur” dedi.

    “DÜNYADA BU AĞIRLIKTA PREMATÜRE BEBEĞE YAPILMIŞ PDA YOK”

    Prof. Dr. Nazmi Narin, prematüre bebeklerde kalpte doğuştan oluşan fakat ileriki günlerde kapanmayan deliklerin tedavi edilmesinin iki yöntemle yapıldığı belirtirken, “Bu yöntemlerden biri cerrahi yani açık kalp ameliyatı, diğeri ise kasıktan girerek girişimsel olarak kalp deliğinin kapatılması. Girişimsel olanı zor fakat vakanın çabuk toparlanması için iyi bir yöntem. Ancak deneyimli merkezlerde yapılması gerekir. Biz Erciyes Üniversitesi Çocuk Kardiyoloji Bölümü olarak daha önce 1 kilogramın altında 5 prematüre bebeğin kalbindeki deliği kapatmıştık. Bu altıncı vakamız. Fakat bu vakanın bir özelliği 750 gram ağırlığındaki prematüre bebeğe uygulanmış olması. Türkiye’de bu ağırlıkta bebeğe yapılan PDA işlemi yok. Dünyada taradık bu ağırlıkta prematüre bebeğe yapılmış bir PDA işlemi yok. Dünyada en düşük ağırlıktaki prematüre bebeğe yapılan girişimsel operasyon diyebiliriz” şeklinde konuştu.

    Prof. Dr. Kazım Üzüm ise dünyada bebeklerde kalp hastalığı görülme oranının yüzde 5 olduğunu, 10 prematür bebeğin 5-7’sinde ise PDA çıktığını bildirdi. Prof. Dr. Üzüm, “Prematüre bebeklerde oluşan PDA’ların zamanla kapanmayanları, ya ameliyat, ya da girişimsel işlemle kapatılıyor. Bizim işimiz zamanla kapanmayan prematür bebeklerin kalbindeki deliği tedavi etmek. Girişimsel yöntemle kapatmak. Bunda da ekip olarak oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz” dedi.

    Prof. Dr. Ali Baykan da, prematür bebeklerde doğuştan kalp deliklerinin kalıtsal olmadığını, altta yatan genetik faktörlerin bu rahatsızlık için etken olabileceğini ifade ederken, “Bu tür vakalarda eğer prematüre bebeklere gerekli tedavi yapılmazsa akciğerde tansiyon yükselir, solunum sıkıntısı artar. Ve bebek için hayati tehlike oluşur. Bu yüzden bu tür vakalarda ya açık kalp ameliyatı, ya da girişimsel yöntem şart” diye konuştu.

    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer Güneş ise girişimsel olarak kalp deliği kapatılan prematüre bebeklerin zamanla toparlandığını ve takiplerinin zamanında ve iyi yapılması durumunda, sağlığına daha çabuk kavuştuklarını kaydetti.

    Girişimsel yöntemle kalbindeki delik kapatılan 22 günlük prematüre bebeğin annesi Kader Hoşafçı ile babası Mevlüt Hoşafçı, çocuklarını sağlığına kavuşturmasından dolayı ERÜ Çocuk Kardiyoloji ekibi doktorlarına teşekkür etti.

  • Mehmet Kerem Bebeğin Umutları Soğuk Sularda Sona Erdi

    Aydın’ın Didim ilçesinde denizden donmak üzereyken kurtarılan 18 göçmenin tedavisi devam ederken, hayatını kaybeden 6 aylık Mehmet Kerem bebeğin cansız bedeni duygusal anların yaşanmasına neden oldu.

    Didim’in Tekağaç mevkisi açıklarında alabora tekneden denize düşen ve soğuktan donmak üzere olan 18 Suriyeli göçmenin tedavisine devam ediliyor. Kurtarılan Suriyeliler arasında yer alan yaşları 6 ila 12 arasında değişen 6 çocuk ile 3 yetişkin ambulanslarla Söke ve Aydın’daki hastanelere sevk edildi. Suriyeliler için sosyal medyada yapılan çağrıya kayıtsız kalmayan çok sayıda vatandaş, hastaneye elbise getirdi. Elbiseler, sırılsıklam olan Suriyelilere dağıtıldı.

    MEHMET KEREM’İN CANSIZ BEDENİ KUCAKTA TAŞINDI

    Tekne faciasında hayatını kaybeden ve adının Mehmet Kerem olduğu öğrenilen 6 aylık bebeğin cansız bedeni ambulansla getirildiği Didim Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde bir sağlık görevlisinin kucağında taşındı. Morga indirilen Mehmet Kerem’in cansız bedenini gören sağlık görevlileri ve hasta yakınları duygusal anlar yaşadı.

    Sahil Güvenlik ekiplerinin denizdeki arama kurtarma çalışmaları yoğun bir şekilde devam ederken, alabora olan teknede yaklaşık 40 kişinin bulunduğu iddia edildi.