Etiket: Bebeğin

  • Hira bebeğin davasında keşif

    Bursa’da, 10 aylık Hira bebeğin öldüğü ve teyzesinin yaralandığı kazayla alakalı mahkeme heyeti olay yerinde keşif yaptı.

    Geçen haziran ayında merkez Nilüfer’in Ahmet Yesevi Mahallesi’nde meydana gelen kazada, Selin Dursun (22) idaresindeki 16 EU 497 plakalı kamyonet, Eminer Caner (36) ve kucağındaki 10 aylı Hira bebeğe çarptı. Ağır yaralanan 10 aylık bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Gözaltına alınan sürücü ise adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldı.

    Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermek’ suçlarından 3 ile 15 yıl arasında hapis talebiyle yargılanan Selin Dursun, SEGBİS ile ilk duruşmadaki ifadesinde, “Ben ne bebeğe ne de teyzesine çarptım. Sokağa normal şekilde girmiştim. O sırada yolun ortasında bebek arabası duruyordu. Teyzesi hemen arabaya doğru hareket etti. Arabada bebek olduğunu düşündüm. Çarpmamak için direksiyonu duvar tarafına kırdım. Duvara çarptıktan sonra teyzesinin dengesi bozuldu. Arabanın arka tarafı teyzesinin ayaklarına çarpmış diye düşünüyorum. Teyzesi de can havli ile bebeği atmış. Bebek yere düşünce beyin kanaması sonucu vefat etmiş” dedi.

    Mahkeme heyeti, kaza mahallinde keşif yaptı. yapılmasına karar verdi. Gözyaşları içinde keşif duruşmasını izleyen Hira’nın annesi Ayşe Bozacıoğlu Genar (29), sanığın tutuksuz yargılanmasına tepki göstererek, “Canım gitti. Daha 10 aylık bebekti. Bizi meleğimizden ayırdı. Serseri gibi geziyor dışarıda” dedi.

    Sanık Selin Dursun’un katılmadığı keşif sırasında Teyze Emine Caner, kazanın nasıl olduğunu anlattı. Caner, “Annesi çocuğu arabada bırakıp yukarı çıktı. Ben yeğenimi sevmek için kucağıma almak üzereyken sokağa bir araç hızla girdi. Yalpalayarak geliyordu. Araç bize doğru hızla yaklaştı. Sonra, Hira’yı aracın önünde sürüklenirken gördüm. Ardından araç duvara çarptı. Olay sırasında aracın tekerlekleri ayaklarımın üzerinden geçti. Sol koluma ve göğüs bölgeme de çarpmıştı. Bu sırada çocuğa da çarpıp önüme düşürdüğünü düşünüyorum” diye konuştu.

    Baba Samet Genar ise, “Bizi evladımızdan ayıran bu şahsın en kısa zamanda cezalandırılmasını istiyoruz” dedi.

  • (Özel Haber) Down Sendromlu 2,5 yaşındaki Ayaz bebeğin ailesi yardım bekliyor

    Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde bir apartmanın bodrum katında Down Sendromlu 2,5 yaşındaki çocukları Ayaz bebekle yaşam mücadelesi veren Ceylan ailesi kendilerine uzanacak yardımı bekliyor.

    Apartmanın bodrum katında 7 yıldır sobalı bir evde kirada yaşayan Ceylan ailesi 2,5 yaşındaki Down Sendromlu çocukları Ayaz’ın artan masraflarını karşılamakta zorluk çekiyor. Ayaz bebeğin annesi Sevgi Medeni Ceylan, eşinin bir fabrikada asgari ücretle çalıştığını kaydetti.

    “Sobalı evde oturduğumuz için kömür yakıyoruz”

    Kömür bittiği için ısınamadıklarını söyleyen Ceylan, “Kirada oturuyoruz. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Evin masrafları, çocuğun masrafları yeri geliyor karşılayamaz durumda oluyoruz. 7 sene oldu burada oturuyoruz. Evimiz şuan bodrum kat, sobalı evde oturduğumuz için kömür yakıyoruz. Allah razı olsun devletimizden. Bu kış kömür verdi. Bu kış çok soğuklarımız oldu. Kömür dayanmadı. Devletin verdiği kömür belirli bir yere kadar gitti. Ondan sonra bitti. Şuan kömürümüz bitti. Şuan sağ soldan eşim tahta topluyor, bir şeyler kırıp yakıyoruz. Oğlumuz üşümesin, soğukta durmasın” dedi.

    “Benim çocuğum özel bir çocuk olduğu için bazı ihtiyaçları var”

    2,5 yaşındaki Down Sendromlu çocukları Ayaz’ın ihtiyaçları olduğunu ifade eden Ceylan, “8 aylık doğduğu için nefes borusu gelişmediğini söylemişlerdi doktorlar. Şuan iyi. Devamlı mama kullandım. Her çocuğun olduğu gibi benim oğlumun da masrafları oluyor. Benim çocuğum özel bir çocuk olduğu için çocuğumun bazı ihtiyaçları var. Çocuğun sağlık problemleri olur olmaz diyerek her ay kontrole fakülteye götürüyoruz” diye konuştu.

    “Masrafları yeri geliyor karşılayamayacak durumda oluyoruz”

    Eşinin asgari ücretle çalıştığını söyleyen Ceylan, “Devamlı sağlık kontrollerini yaptırıyoruz. Yaptırmaya çalışıyorum daha doğrusu. Elimden geldiği kadarıyla, maddi imkanların el verdiği kadarıyla yaptırmak istiyorum. Eşim asgari ücretle çalışıyor. Evin masrafları, çocuğun masrafları yeri geliyor karşılayamayacak durumda oluyoruz” ifadelerini kullandı.

    “Duyarlı insanlarımızdan yardım bekliyoruz”

    Kendilerine uzanacak yardım elini bekleyen Ceylan, “Oğlumu her ay fakülteye götürmek zorundayım. Sağlık problemlerinden dolayı, normal çocuklara nazaran sağlık problemleri daha çok oluyormuş. Kalp problemleri, böbrek problemleri bu yüzden biz de devamlı gidip geliyoruz. Bizim durumumuz ortada. Devletimizden, devlet büyüklerimizden yardım bekliyoruz. Yardım istiyoruz. Duyarlı insanlarımızdan yardım bekliyoruz” şeklinde konuştu.

  • 40 günlük bebeğin ölüm sebebinin ’cinsel istismar’ olduğu belirlendi

    Van’da yaklaşık 40 günlük erkek bebeğin ölümüne cinsel istismarın yol açtığı belirlendi.

    Van’da, Lokman Hekim Van Hastanesi’ne getirilen yaklaşık 40 günlük erkek bebeğin cinsel istismar sonucu yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklamada bulunan Lokman Hekim Van Hastanesi Başhekimi Operatör Dr. Mesut Pekmez, kimliği olmayan bir erkek bebeğin, yine kimliği olmayan ve annesi olduğunu iddia eden yaklaşık 22 yaşlarında bir kadın tarafından hastaneye getirildiğini belirtti. Bebeğin ölü bir şekilde hastaneye getirilmesi üzerine acil müdahalelerde kullanılan ‘mavi kod’un verildiğini ifade eden Pekmez, “Mavi kodun verilmesinin ardından acil servise doğru gittiğimde, bir bebeğe anestezi, acil ve çocuk doktorların hep birlikte müdahale ettiklerini gördüm. Bende olaya katıldım. İlk müdahalede çocuğun ağzından ve akciğerlerinden bol bol süt geliyordu. Biz ilk etapta buna bağlı olacağını düşündük. Çocukla ilgili gerekli müdahaleler, yeniden canlandırma işlemi yapıldı. Daha sonra makineye bağlanacak şekilde çocuk hazırlandı. Kalp masajları yapıldı. Ondan sonra biz çocuğumuzu yeni doğan yoğun bakım ünitemize aldık. Bu esnada ayrıntılı bakıma daha sonra geçildi. Çünkü öncelikli amacımız, çocuğumuzun tekrar hayata tutunması için canlandırma işlemiydi. Canlandırma işlemi yaptıktan sonra ayrıntılı muayenede, şüpheli bulgular saptanması nedeniyle gerekli ayrıntılı muayene ve filmler çekildikten sonra olay adli mercilere çok hızlı bir şekilde iletildi” dedi.

    Perşembe günü acil servise gelen bebeğin tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadığını da sözlerine ekleyen Pekmez, “Bebeğimiz, yaklaşık 20-22 saat sonra Cuma saat 10.00 civarında vefat etti. Bebeğimizin vefatını biz yine adli mercilere ve savcılığa hızlı bir şekilde intikal ettirdik. Adli tıp uzmanı ve savcılığın önderliğinde otopsileri yapıldı. Biz de olayın sonucunu takip ediyoruz. Olay adli bir olaydır ve savcılığa intikal etmiştir” ifadelerini kullandı.

  • Bebeğin öldüğü kazaya keşif

    Bursa’da, 10 aylık Hira bebeğin öldüğü ve teyzesinin yaralandığı kazayla alakalı mahkeme heyeti olay yerinde keşif yapacak.

    Geçen haziran ayında merkez Nilüfer’in Ahmet Yesevi Mahallesi’nde meydana gelen kazada, Selin Dursun (22) idaresindeki 16 EU 497 plakalı kamyonet, Eminer Caner (36) ve kucağındaki 10 aylı Hira bebeğe çarptı. Ağır yaralanan 10 aylık bebek kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Gözaltına alınan sürücü ise adli kontrol kaydıyla serbest bırakıldı.

    Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet vermek ’ suçlarından 3 ile 15 yıl arasında hapis talebiyle yargılanan Selin Dursun, SEGBİS ile ilk duruşmadaki ifadesinde, “Ben ne bebeğe ne de teyzesine çarptım. Sokağa normal şekilde girmiştim. O sırada yolun ortasında bebek arabası duruyordu. Teyzesi hemen arabaya doğru hareket etti. Arabada bebek olduğunu düşündüm. Çarpmamak için direksiyonu duvar tarafına kırdım. Duvara çarptıktan sonra teyzesinin dengesi bozuldu. Arabanın arka tarafı teyzesinin ayaklarına çarpmış diye düşünüyorum. Teyzesi de can havli ile bebeği atmış. Bebek yere düşünce beyin kanaması sonucu vefat etmiş” dedi.

    Ölen bebeğin teyzesi Emine Caner ise, “Ben yeğenimi sevmek için kucağıma aldığım sırada sokağa bir araç hızla girdi. Yalpalayarak geliyordu. Araç bize doğru hızla yaklaştı. Yeğenimi önüne aldı ve bir müddet sürükledi. Sonra da araç duvara çarptı. Olay sırasında Hira kucağımdaydı. Aracın tekerlekleri ayaklarımın üzerinden geçti. Sol koluma ve göğüs bölgeme de çarpmıştı. Bu sırada çocuğa da çarpıp önüme düşürdüğünü düşünüyorum” diye konuştu.

    Mahkeme heyeti, sürücünün tutuksuz yargılanmasının devamına ve kaza mahallinde keşif yapılmasına karar verdi. Mart ayında yapılacak keşifte şahitler olay yerinde dinlenecek.

  • 18 aylık bebeğin öldüğü yangının görgü tanıkları olayı anlattı

    Afyonkarahisar’da bir iş yerinde çıkan ve 18 aylık bir bebeğin hayatını kaybettiği, 4 kişinin de yaralandığı yangın felaketinin görgü tanıkları olayı, “Tarif etmesi imkansızdı, her şey 5 dakika içerisinde oldu” sözleri ile anlattılar.

    Akşam saatlerinde Dumlupınar Mahallesi, Yeşilyol Caddesi üzerinde bir pastanede henüz belirlenemeyen bir neden ötürü meydana gelen yangında, 18 aylık bebek Mert İsce hayatını kaybederken, Hacer Lale İsce (37), Yavuz İsce (41), Edanur Kandemir (24) ve Musa Mert Aktaş (19) yaralanmıştı.

    Olayın görgü tanıklarından Kadir Mihrioğlu isimli esnaf yangında hayatını kaybeden bebeği kurtarmaya çalıştıklarını ifade ederek, “Önce ani bir patlama oldu. Patlama üzerine dükkan sahibinin eşi koşarak elinde kız çocuğu ile beraber çıktı. Biz o an da pastanenin önündeydik. Hemen ani bir müdahale için koştuk içeri girdik ama yukarıda müthiş derecede bir alev topu haline dönüş bir şekilde gördük merdiven başında. 3 arkadaş ve taksici Recep arkadaş ile birlikte tekrar bir müdahale etmeye çalıştık. Su dökmeye çalıştık müthiş derecede kartonpiyerler de patlıyordu. Ama çocuğa ulaşmanın da imkanı yoktu zaten” diye konuştu.

    “Yapacak bir şey yoktu müthiş derecede bir alev topu vardı”

    Mihrioğlu yaşanan dehşet dakikalarını anlatmaya şöyle devam etti:

    “ Dediğimiz 2-3 dakika içerisinde, 5 dakika sürmemiştir bile. 5 dakika içerisinde müthiş bir alev topuna döndü. İçeriden bir küçük kız çocuğu çıktı, babası zaten çatıdaydı. Camları kırmaya çalışıyordu, oradan girmeye çalışıyordu. Ama yapacak bir şey yoktu müthiş derecede bir alev topu vardı. Tarif etmesi imkansızdı yani o çocuklar o haliyle yani oraya girsek çıkmaya imkan olmayacaktı. Birde bilmediğimiz alan yani girsek, müthiş derece bir duman vardı yani olay 5 dakika içerisinde oldu ben kapının önünden geçiyordum patlama olduğunda”

    Bir başka görgü tanığı Recep Altınsoy ise, “İçeri girmek için müdahale ettik. Ama içerideki alev topu, patlama oldu bir engel oldu. Tekrara bir daha denedik bir daha patlayınca içeriye giremedik zaten” sözleri ile yaşanan dehşeti anlattı.

    Olayın ardından başlatılan soruşturmanın sürdüğü bildirildi.