Etiket: Başvurun”

  • (ÖZEL HABER) Dolu mağduru araç sahiplerine uyarı: “5 iş günü içerisinde sigorta şirketinize başvurun”

    (ÖZEL HABER) Dolu mağduru araç sahiplerine uyarı: “5 iş günü içerisinde sigorta şirketinize başvurun”

    Doludan hasar gören araçların kasko dahilinde onarımlarının yapılabileceğini söyleyen sigorta şirketi üst yöneticisi Çiftçi, “Hasarın oluştuğu günden itibaren 5 iş günü içerisinde sigorta şirketlerine başvuruda bulunulmalı, kasko poliçesi alındığında genel olarak dolu teminatı otomatik olarak verilir” diye konuştu.

    İstanbul’da geçtiğimiz gün etkili olan dolu yağışının ardından, binlerce araç hasar gördü. Yağışın etkisiyle araçlarda meydana gelen göçüklerin onarımlarının sigorta kapsamına dahil olup olmadığı sorgulanmaya başlandı. Konuyla ilgili bilgi veren IBS Sigorta ve Reasürans Brokerliği CEO’su Murat Çiftçi, araç sahiplerini uyardı. Çiftçi, hasarın oluştuğu günden itibaren 5 iş günü içerisinde mağdurların sigorta şirketlerine bildirim yapılması ve ilgili dosyanın açtırılması gerektiğinin altını çizdi. Çiftçi, kasko poliçesi alındığında genel olarak dolu teminatının otomatik olarak verildiğinin altını çizen Çiftçi, “Eğer poliçenizin yapısı dahilinde açık bir şekilde dolu hasarlarının dahil olmadığını gösteren bir maddeniz yok ise almış olduğunuz kasko poliçesi böyle bir hasarı öder” diye konuştu.

    “Trafik sigortası dolu hasarını karşılamaz”

    Dolu yağışının sigorta şirketleri tarafından senede bir kez beklediği hasar durumlarından olduğunu belirten Murat Çiftçi, “Trafik sigortası bu tarz hasarları karşılamaz. Bu tarz hasarın karşılanması için kasko poliçenizin olması gerekir. Teminat içeriği burada bütün risklerde önemlidir ama genel bir kasko poliçesi aldığınızda dolu teminatı otomatik olarak verilir. Eğer poliçenizin yapısı dahilinde açık bir şekilde dolu hasarlarını dahil olmadığını gösteren bir maddeniz yok ise almış olduğunuz kasko poliçesi böyle bir hasarı öder. Kullanıcılar nasıl olsa sigortam var işim yokken buna başvururum tarzında düşünürler. Genel şartlarda hasar gerçekleştikten sonra en geç 5 iş günü içerisinde sigorta şirketine müracaat edilmesi ve gerekli dosyanın açtırılması gerekir. Böylelikle poliçeden kazanmış olduğunuz haklarınız kaybetmemiş olursunuz. Hasar gerçekleştikten sonra zamanında sigorta şirketlerini bildirim yapmak büyük önem teşkil ediyor” şeklinde konuştu.

    “Mini onarım dahilinde hasarsızlık sistemi bozulmaz”

    Sözlerine devam eden Çiftçi, “Dolu teminatı otomatik olarak tüm teminatlarda gelen bir ürün. Eğer çok bir ucuz ürüne yönelmediyseniz o almış olduğunuz hangi sigorta şirketinden olursa olsun kasko ürünün içerisinde mutlaka dolu teminatı olur. Hasar oluştuktan sonra hasarın büyüklüğüne ve küçüklüğüne göre birçok hasar sigorta şirketinin mini onarım dahilinde değerlendirilir. Hasarsızlık sistemi bozulmaz burada. Bazı sigorta şirketlerinde ise aracın ciddi bir tamire ihtiyacı durumunda hasarsızlık durumu bozulabilir” ifadelerini kullandı.

    “Dolu yağışının sektöre 500 milyon lira civarında bir hasarı olabilir”

    Son olarak geçtiğimiz günlerde olan dolu hasarının 2017 yılında olan dolu hasarına göre nispeten daha hafif geçtiğini belirten Çiftçi, “Zarar anlamında da daha az zarar verecekmiş gibi görünüyor. Temmuz 2017’de olan dolu yağışı mesai çıkışında olduğundan dolayı sigorta sektörüne ciddi bir rakam oldu. Tam sayı veremesem de 5 binin üzerinde araç hasar görmüştü o dönemde. Mali karşılığı ise sigorta sektörüne 1 milyar liralık hasar tutarı oldu. Buna nispeten geçenlerde olan dolu yağışı daha az hasara neden oldu. Muhtemelen 500 milyon lira civarında bir hasar olabilir. Bu tutar tüm sigorta sektörüne yaklaşık bir tutar” diye sözlerini tamamladı.

  • Arısoy: “Talep edilen bedele ilişkin olarak tüketici hakem heyetlerine başvurun”

    Arısoy: “Talep edilen bedele ilişkin olarak tüketici hakem heyetlerine başvurun”

    Palen Doğalgaz firmasının abonelerinden ek teminat bedeli istemesi ile ilgili bir açıklama yapan Avukat Yakup Çağrı Arısoy, abonelere çağrıda bulunarak, tüketici hakem heyetlerine başvurabileceklerini söyledi.

    Ülkemizde doğalgaz abonelerinin hizmet alımı ve hizmet kullanımı ile fatura bedelleri konusunda 4628 Sayılı kanun kapsamında kurulmuş bulunan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun çok geniş bir alanda düzenleme yetkisi olduğunu lakin hem kayıp kaçak kullanım bedeli konusunda, hem de güvence bedeli konusunda tüketicinin yanında yer aldığının söylenemeyeceğini anlatan Avukat Yakup Çağrı Arısoy, açıklamasında şunları kaydetti;

    “Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nde yapılan tanıma göre; Güvence Bedeli Dağıtım şirketinin, alacaklarını garanti altına alabilmek amacıyla, mekanik sayaç kullanan abonelerden abonelik sözleşmesinin imzalanması sırasında bir defaya mahsus olmak üzere aldığı bir bedeldir.

    Ayrıca Güvence Bedelinin tespitinde Doğal Gaz Dağıtım Sektörü Bağlantı ve Hizmet Bedellerine İlişkin Usul ve Esaslar’ın 7/4 maddesine göre; Merkezi sisteme dahil olan ve aboneler için belirlenen yakıcı cihaz türü haricinde ayrı bir yakıcı cihazı bulunmayan serbest tüketiciler için tahakkuk ettirilebilecek güvence bedeli üst sınırı üçüncü fıkra hükümlerine göre belirlenir. Denilmektedir. 3. Madde de ise; Dağıtım şirketinin, mekanik sayaç kullanan abonelerine her bir yakıcı cihaz türüne göre ayrı ayrı; merkezi sistem aboneliklerinde ise BBS üzerinden tahakkuk ettirebileceği güvence bedeli üst sınırı Kurul tarafından belirlenir. Ön ödemeli sayaç kullanan abonelerden güvence bedeli alınmaz. Denilmektedir. Kurulun 2020 yılı için belirlediği üst limit; kombi kullanıcıları için 563,9TL, merkezi sistem kullanıcıları için ise; 503TL olarak belirlenmiştir. Ancak tahsil edilen bu bedelin nasıl saklanacağı konusunda bir düzenleme yok. Bedelin alım amacının fatura ödenmemesi halinde firmanın zarar görmesini engellemek olduğunu dikkate alırsak, faturasını düzenli ödeyen kişiler bakımından bu bedel firmaya ait değil. Kendisine ait olmayan güvence bedelinin nasıl saklanacağı konusunda düzenleme olmaması ise tüketicinin ödediği güvence bedelinin haksız yere kullanılmasına ve enflasyon karşısında erimesine neden olabilir.

    Dolayısı ile Doğal Gaz Dağıtım Sektörü Bağlantı ve Hizmet Bedellerine İlişkin Usul ve Esaslar’ın 3. Maddesi kapsamında yer alan tüketicilerden güvence bedeli konusunda artırım yapma hakkında dair açık bir düzenleme yok iken, güvence bedelini alıp, birkaç yıl sonra enflasyon nedeni ile bu bedelin düşük kalmış olması iddiası ile tüketiciden yeniden bedel talebinin hakkaniyet dışı olduğu kanaatindeyim.

    Bu bilgiler ışığında tüketicilerin talep edilen bedele ilişkin olarak tüketici hakem heyetlerine başvuru yapmalarının yerinde olacağını düşünüyorum. Mevzuatta açıkça düzenleme yok iken, uzun kış mevsimi nedeni ile hatırı sayılır doğalgaz faturası ödeyen Erzurum halkına karşı doğalgazın taban fiyattan alınmasını beklerken, “EK” güvence bedeli talebini hem bir Erzurumlu hem bir hukukçu olarak hakkaniyet dışı görüyorum.”

  • Mehmet Ali Şahin: “Anayasa Mahkemesinin yanında Diyanet İşleri Başkanlığına da başvurun”

    Eski TBMM Başkanı ve AK Parti Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, “Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamasından sonra sadece Anayasa Mahkemesine anayasaya aykırılığı dolayısıyla başvurmasını beklemiyorum ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Din Kuruluna da başvurmasını bekliyorum” dedi.

    Şahin, Karabük’ün Eskipazar ilçe kaymakamlığını ziyareti sırasında gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin TBMM’den oylama ile geçen Anayasa değişikliğinin iptali için CHP’nin Anayasa Mahkemesine başvuru yapacağının sorulması üzerine Şahin, “Mecliste gücü yeten herhangi bir muhalefet partisinin bir kanunu meclisten geçtikten sonra Anayasa mahkemesine getirmesi doğal hakkıdır, buna bir şey diyemeyiz. Ancak, Sayın Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamasından sonra sadece Anayasa Mahkemesine Anayasaya aykırılığı dolayısıyla başvurmasını beklemiyorum ben doğrusu, ayrıca Diyanet İşlerli Başkanlığı Yüksek Din Kuruluna da başvuruda bulunmasını bekliyoruz. Çünkü dün kendisi bu kanunun İslam dinine de aykırı olduğunu iddia etmiştir. Anayasa değişikliğinin anayasa mahkemesine başvurmanın yanı sıra dünkü açıklaması samimiyse bir de Diyanet İşleri Başkanlığına başvursunlar görelim bakalım ne netice çıkacak. Bizim halkımız müspet düşünen bir halktır. AK Parti döneminde 2 anayasa referandumu oldu. Birinde halkımız yüzde 69 ile evet, ikincisinde ise yüzde 58 oy ile evet dedi. Şimdi bizim dönemimiz halkın önüne getirdiğimiz bu üçüncü referandum oluyor. Evet müspeti, hayır menfiyi temsil eder. Bizim halkımız büyük çoğunlukla müspet, pozitif düşünen halktır. Hangi tarihte yapılırsa yapılsın ki, muhtemelen Nisan ayı içersinde olacak ve yine müspet sonuç çıkacağını ve halkımızın bu anayasa değişikliğine diğerlerinde olduğu gibi yüksek oyla tasvip edeceğini düşünüyorum. Bu kanunu beğenmeyenlerin ilgili yerlere başvurmaları da doğal haklarıdır. Gelişmeleri göreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız da bir an önce Anayasa Mahkemesinin bu konuda karar vermesini arzu etti. Ben de aynı beklenti içindeyim” dedi.

    “2019 geldiğinde CHP Cumhurbaşkanı adayı göstermeyecek mi acaba”

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bir CHP’li de başkan olsa, biz ona da karşı çıkarız. Bu sistem, doğru bir sistem değil” yönündeki açıklamasının da hatırlatılması üzerine Şahin, şunları söyledi:

    ” Acaba bu şu mu demek; bu anayasa değişikliğini halkımız referandumda onayladığı takdirde Cumhurbaşkanı bizden de olsa bunu kabul etmiyoruz demekle, 2019 geldiğinde CHP Cumhurbaşkanı adayı göstermeyecek mi acaba. Bunu mu ima etti bilmiyorum. Şunu iyi hatırlıyorum ki; 2010 anayasa değişikliğinde ‘Hayır’ oyu kullanmış ve ‘Hayır’ için çalışmıştı CHP. Ancak yüzde 58 oy ile anayasa değişikliği kabul edildikten sonra muhalif olan tüm siyasi partiler pazartesi günü hepsi birer anayasacı kesilmişlerdi. Halkın anayasa değişikliklerine olan desteği gördükten sonra hemen tavır değişikliği içersine girmişlerdi. Bu referandum için de doğrusu fikirlerini referandumdan sonra yeniden değerlendireceklerini düşünüyorum. Ama, bu kadar katı bu Anayasa değişikliği gerçekleşirse Türkiye diktatörlük rejimine geçecektir şeklindeki hiçbir akla mantığa uymayan iddiaları karşısında 2019 yılında CHP bir Cumhurbaşkanı aday gösterirse, örneğin Sayın Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olursa ki, tabanının beklentisi budur. Ama halkı şöyle bir soru sorabilir kendisine, ‘Siz bu sistemi diktatörlük olarak değerlendirmiştiniz. Siz bizden diktatör olmak için mi oy istiyorsunuz’ diye sorarsa acaba ne diye cevap verecek. Siyasiler konuşurlarken ilerde karşılarına neler çıkacağını ne gibi zorluklarla karşılaşacaklarını düşünerek konuşmalıdır. İfrattan ve tefritten kaçarak siyaset yapmanın çok daha doğru olacağı kanaatindeyim. Biz halkımıza güveniyoruz. Halkımızın daha önceki anayasa değişikliğinde olduğu gibi bu anaysa değişikliğini destekleyeceği kanaatindeyiz. Ülkemiz için hayırlı sonuçlar getirmesini diliyorum.

  • Gülsoy: “Kışı Rahat Geçirmek İçin Doğal Yağlara Başvurun”

    Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Sevil Gülsoy, doğal bitkisel yağlardan ferahlatıcı kokusuyla bilinen okaliptüs-nane yağı karışımı hakkında bilgiler verdi.

    Kış aylarında, özellikle grip nezle gibi durumlarda sık sık burnumuzun tıkandığından şikayet edildiğini ve bu durumun çekilmez bir hal aldığını belirten Aksuvital Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Gülsoy; “Kış aylarında gerçekleşen burun tıkanıklıkların en büyük nedeni viral enfeksiyonlardır. Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi durumlarda viral enfeksiyonlar ödem ve şişliğe sebep olarak burun tıkanıklığına sebep olurlar. Bu durum da nefes almak tam bir işkence haline gelir. Burundan nefes alamadığımız için ağızdan nefes almaya başlarız. Ağızdan alınan hava ağız kuruluğuna sebep olur ve direkt akciğerlere gider. Direkt akciğerlere giden hava enfeksiyon riski oluşturabilir” dedi.

    Burun tıkanıklıklarında karşı doğal çözümler öneren Gülsoy, “Nane ve Okaliptus yağı karışımı Almanya’da uzun yıllardır bilinen ve uygulanan bir karışımdır. Doğal yağlardan elde edilen bu karışım antibakteriyel ve antiseptik özelliktedir. Ayrıca üst solunum yollarını açmaya yardımcı olur. Üst solunum yolları için; 8-10 damla okaliptus yağı, 8-10 damla nane yağını koyu renk boş bir kapta karıştırın. Sıcak suyun içerisine 1 çay kaşığı kadar ekleyip buharına durabilirsiniz” ifadelerini kullandı.

    Okaliptusun dünyanın en uzun boylu ağaçlarından olduğunu belirten Gülsoy, “Okaliptus ağaçlarının yapraklarından yağı çıkartılır. Bu yağ cineol (Eucalyptol) bakımından oldukça zengindir. Nane bitkisinin toprak üstü kısımlarından elde edilen nane yağı, mentol ve menton bakımından oldukça zengindir. Mentol ferahlatıcı ve rahatlatıcı etkisiyle ön plandadır. Bu iki yağı karıştırarak odaklanmanın artmasına yardımcı olabilirsiniz. Ağzı açık küçük bir kap içerisine eşit miktarlarda 3-4 damla nane ve okaliptus yağı koyun ve üzerine bir tatlı kaşığı su ekleyerek kaloriferlerinizin veya odanızın bir köşesine koyabilirsiniz. Hem havanızın daha temiz olmasını hemde daha rahat nefes almanıza yardımcı olacaktır” diye konuştu.

    Aksuvital Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Gülsoy, ayrıca yapılan okaliptus-nane yağı karışımının içerisine, susam yağını da eklenirse kas ağrılarına karşı masaj şeklinde de tercih edilebileceğini belirtti.