Etiket: Başvuruda

  • Bünyamin Tankut Keskin, AK Partiden Tortum Belediye Başkan aday adaylığı için başvuruda bulundu

    Erzurum’un başarılı alışveriş merkezi MNG’nin İşletme Müdürlüğünü yapmakta olan Bünyamin Tankut Keskin, AK Partiden Tortum Belediye Başkan aday adaylığı için başvuruda bulundu.

    Markalı tarım için, Tortum’un geleceğini değiştirecek gerçekçi projelerle aday adayı olduğunu ifade eden Keskin, “İçinde büyüdüğüm, bizi biz yapan değerlerimiz benim için daima öncelikli. Kendimi Erzurum Milliyetçisi olarak tanımlıyorum ama ayrıca da bir Tortum Milliyetçisiyim. Bunu söylerken amacım, bu ilçeye olan büyük sevgimi ve bağlılığımı vurgulamak. Ulusal ve uluslar arası arenada pek çok başarılı projede, Proje Uzmanı olarak yer aldım. Bu gün beni en çok heyecanlandıran konu ise Tortum’u marka bir ilçe haline getirmek için hazırladığım projeler.

    Bilindiği gibi genç nüfusu Tortum’da tutamıyoruz. Oysa bizim ürünlerimiz, doğal güzelliklerimiz öylesine zengin ki, hem alternatif turizm hem de markalı organik tarım konusunda yapabileceklerimiz ile kendimizi çok daha hızlı şekilde dünya çapında tanıtabiliriz. Eğer Belediye Başkanı olma şansını bulursam, amacım bu ilçeyi istihdam yaratarak artık dışarıya göç vermeyen, sağlıklı doğasını ve ürünlerini tanıtarak yaşam kalitesini yükselten bir ilçe haline getirmek. Hızla güzel bir gelecek kurabileceğimize inanıyorum ve bunun için tüm enerjimle görev almaya hazırım. Dileğim bundan sonrasında Tortum’un dışarıya göç vermeyen marka bir ilçe haline gelmesi.” diye konuştu.

    Son olarak Erzurum’un başarılı alışveriş merkezi Erzurum MNG’nin İşletme Müdürlüğünü yapmakta olan Bünyamin Tankut Keskin, uluslararası arenada patent sahibi bir üretici olmanın yanı sıra ticarette başarılı bir girişimci. Organik tarımdan turizme, marka yönetiminden ülkeler arası ticarete kadar geniş bir yelpazede deneyim sahibi olan genç siyasetçi, ilçede rakipleri arasından rahatlıkla sıyrılabilecek geniş vizyonu ile dikkat çekiyor. Türkiye çapında pek çok projenin hazırlığında yer alan Bünyamin Tankut Keskin, aynı zamanda Doğu Anadolu Sağlık Turizmi ve Alternatif Turizm Derneği’nin kurucu üyelerinden.

    Yerel seçimler için ülkenin her yanında çeşitli isimler üzerinde hararetli konuşmalar devam ederken, Erzurum’da da adaylar teker teker belli olmaya başladı. Başvuruların son günlerinde şehirde öne çıkan isimlerden biri, AK Parti Tortum Belediye Başkan aday adaylığı için başvuruda bulunan Bünyamin Tankut Keskin. Oldukça etkileyici bir özgeçmişe sahip olan Keskin, Tortum’un beklenti ve ihtiyaçlarına yönelik özgün projeler geliştirmesi nedeniyle beğeni topluyor. Siyasetin bilgi, cesaret ve insan ilişkileri ile ilgili deneyim istediğini söyleyen genç lider, iş hayatında farklı alanlarda 20 yıla yaklaşan tecrübesi ve genç yaşının getirdiği enerji ile diğer adayları zorlayacak gibi gözüküyor.

  • “Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Öne Çıkan Sorunlar” toplantısı

    Adana’da Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Ortak Projesi kapsamında, ’Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuruda Öne Çıkan Sorunlar’ konulu yuvarlak masa toplantısında sistemin işleyişi ve sorunları değerlendirildi. Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Michael Ingledow, etkin bir bireysel başvuru mekanizmasının kurulması ve sürdürülebilirliği konusunda Anayasa Mahkemesi ile çalışmalarının devam ettiğini kaydetti.

    Adana’da bir otelde düzenlenen toplantıda Adil Yargılanma Hakkı Bağlamında Savunma Hakkı, Adil Yargılanma Hakkı ile Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkı Kapsamında Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkeleri ile Hakkaniyete Uygun Yargılanma Hakkı, İfade Özgürlüğü Bağlamında Şeref ve İtibarın Korunması ve Yaşam Hakkı ve İşkence-Kötü Muamele Yasağı Bağlamında Etkili Soruşturma Yükümlülüğü konuları ele alındı.

    Toplantıda Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirlenen ilke ve standartlar da tartışıldı.

    Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı Michael Ingledow, bireysel başvuruya konu olan, yerel mahkeme ve savcılıkları doğrudan ilgilendiren sorunlu alanları tespit ederek ihlal kararlarına neden olan sorunların kaynağında çözümlenmesine katkıda bulunmayı amaçlayan toplantının açılışında yaptığı konuşmada, Avrupa Konseyi’nin 2004 yılından bu yana Türkiye’de çoğunluğu adalet ve insan hakları konularında olmak üzere toplam 23 proje uyguladığını, Bireysel Başvuru Sistemi’nin de Avrupa Birliği ile Avrupa Konseyi’nin, Anayasa Mahkemesi ve Türkiye’deki tüm yüksek mahkemelerle yürüttüğü 2’nci proje olduğunu söyledi.

    Etkin bir ’Bireysel Başvuru’ mekanizmasının kurulması ve kuruluşundan itibaren bu sistemin Türkiye’deki sürdürülebilirliğinin sağlanması konusunda Anayasa Mahkemesi ile çalışmaların devam ettiğini belirten Ingledow, “Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temelinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ikincil olduğu ilkesi yer alır. Yani taraf devletler bir ihlal iddiası olduğunda bunun giderilmesinden sorumlu yargı organları aracılığıyla yerel ve ulusal düzeyde sözleşmenin etkili bir biçimde uygulanmasını koruma ve izlemeden sorumlu ana aktörlerdir” diye konuştu.

    Türkiye’nin 2004 yılında Anayasa’nın 90’ıncı maddesinde yapılan değişikliklerle ikincillik ilkesinin uygulanması için ilk ve en önemli adımı attığını vurgulayan Ingledow, “Çoğu kez bireysel başvuru, Türkiye’deki insan haklarını koruma sisteminin temel bir unsurunu oluşturmakta ve insan hakları ihlallerinin ikincillik ilkesi gereği doğrudan Türkiye’de giderilmesine yardımcı olmaktır. Bu bağlamda mevcut proje kapsamında sözleşmeyle ilgili farkındalık ve yargı kurumları arasındaki diyalog oldukça önemlidir. Biz de Avrupa Konseyi olarak iştihat forumları, bölgesel yuvarlak masa toplantıları, hakim, savcı ve avukatlara yönelik eğitimler gibi projelerle bu amaca destek sunmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

    Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Saraç ise 2010 yılındaki anayasa değişikliğiyle, 2012 yılından itibaren Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruları inceleme yetkisi verilmesiyle hukuksal başvuruda yeni bir sürecin başladığını belirterek, “Proje kapsamında Türkiye Barolar Birliği olarak il barolarımızdan konuya ilgi duyan meslektaşımızdan eğiticinin eğitimcisi olarak yetiştirilmek üzere tespit ettikleri isimlerle 3 aşamalı eğitim yapılmıştır. Bu eğitimler sonucunda 60 meslektaşımız eğitimcinin eğiticisi olarak görev almış, Türkiye’nin her tarafında 100’ün üzerinde toplantıyla meslektaşlarımıza eğitimler verilmiştir” diye konuştu.

    Adana Bölge Adliye Mahkemesi Başkanı Hakan Kuzu ise bireysel başvurunun ek bir isnaf ve temyiz yolu olmadığına dikkat çekerek, “Temel hak ve özgürlükleri, kamu gücünün işlem eylem ya da ihmali ile ihlal edilen bireylerin diğer başvuru yollarını tükettikten sonra başvurdukları istisnai ve ikincil nitelikte bir hak arama yolu olarak tanımlanmaktadır. Bireysel başvuru kurumu uygulama kapsamı ülkeden ülkeye farklılık gösterse de başta Almanya, Avusturya, İspanya, İsviçre, Belçika olmak üzere 40’tan fazla ülkede uygulanmaktadır. Bireysel başvuru kurumunun kabul edilmesindeki en büyük amaç, temel hak ihlalleri iç hukukta ortadan kaldırılması ve buna bağlı olarak ülkemiz aleyhine AİHM’ye yapılan başvuruların sayıların azaltılmasıdır” şeklinde konuştu.

    Anayasa Mahkemesi Üyesi Kadir Özkaya da bireysel başvuru yolunun temel hak ve özgürlüklerin korunması, evrensel standartlarla uygulanması ve her yerde aynı titizlikle uygulanması konusunda önemli bir denetim mekanizması olarak görüldüğünü belirterek, “Uygulandığı ülkelerde de hak ve özgürlüklerin standartların yükseltilmesi, o ülkenin yargı sisteminin geliştirilmesi konusunda önemli bir işleve sahip olduğu ifade edilmektedir. Ülkemiz açısından bireysel başvuru sistemi temel hak ve özgürlüklerin anayasal denetiminin idari ve adli uygulamalar ve yargı kararları bağlamında anayasaya uygun şekilde korunup geliştirilmesinin kontrolünü sağlayan bir mekanizma olarak tanımlayabiliriz” dedi.

    Konuşmaların ardından Anayasa Mahkemesi üye ve rapörtörleri, Bireysel Başvuru Sistemi’yle ilgili sorunları ve sistemin işleyişini değerlendirdi.

    Toplantıya Adana Bölge Adliye Mahkemesi üyeleri, bağlı illerin Adalet Komisyonu Başkanları, Cumhuriyet Başsavcıları ve Baro Başkanları ile Adana’dan hakim, savcı ve avukatlar ve çeşitli üniversitelerin hukuk fakültelerinden akademisyenler katıldı.

  • Trabzon’da 3 bin 244 kadın şiddete uğradığı gerekçesiyle başvuruda bulunmuş

    Trabzon’da 3 bin 244 kadın şiddete uğradığı gerekçesiyle Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği’ne (KEBSED) başvuruda bulunduğu belirlendi.

    Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Avrupa Birliği Bilgi Merkezi tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle bir konferans düzenlendi.

    Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği’nin (KEBSED) katkısıyla düzenlenen konferansta Aile ve Sosyal politikalar Bakanlığı Trabzon Şiddet Önleme Merkezi Müdürü Neşe Uzuner bir konuşma yaptı. Uzuner, kadına yönelik şiddetin sona ermediğini artarak sürdüğünü vurgulayarak Trabzon’da toplam 3 bin 244 kişinin şiddet temelli sorunlar nedeniyle merkezlerine başvuruda bulunduğunu kaydetti.

    Merkezlerinin hem şiddetin önlenmesi için bilgilendirme çalışmaları yaptığını hem de şiddete uğrayan kadınlara destek olduğunu ifade eden Uzuner, “Trabzon’da geçtiğimiz yıl şiddetli temelli gerekçelerle toplam 3 bin 244 kişiye yardımcı olduk. Şiddete uğrayan kadınlar, kişisel olarak, kolluk kuvvetleri, Alo 183 hattı ve de 3. kişiler aracılığıyla bize başvuruyor. Türkiye’de şiddet gören kadınların başvurabileceği toplam 3 bin 433 Kadın konukevi bulunuyor. Şiddete karşı verilecek mücadelenin başarılı olabilmesi için çok geniş bir işbirliği ağına ihtiyaç var” dedi. .

    TTSO AB Bilgi Merkezi Koordinatörü Yakup Karbuz da merkezlerinin en öncelikli gündem maddelerinden birisinin kadın meselesi olduğunu dile getirdi. Kadın hareketinin çok güçlü olduğu Trabzon’da Avrupa Birliği’nin kadın politikalarının hedefler anlamında bölge gündemiyle örtüştüğünü de kaydeden Karbuz, bu anlamdaki çalışmalarının süreceğini söyledi.

    Konuşmaların ardından Kadın Erkek Birlikte Sosyal Eşitlik Derneği Başkanı Ayşegül Akyüz, Trabzon Şiddet Önleme Merkezi Müdürü Neşe Uzuner’e plaket sundu.

  • Anayasa Mahkemesi’ne Başvuruda Yeni Yöntemler Geliyor

    Anayasa Mahkemesi’ne 5 yılda 61 bin 332 bireysel başvurudan 38 bin 456’sının karara bağlandığını belirten Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Üyesi Nuri Necipoğlu, ileriki dönemde faks, mektup ve elektronik posta yoluyla başvuruları alacaklarını söyledi.

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve İktisat ve Siyaset Topluluğu tarafından düzenlenen ’Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru Hakları’ konulu panele; Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı ve Anayasa Mahkemesi Üyesi Nuri Necipoğlu, Anayasa Mahkemesi Üyesi Kadir Özkaya ve Anayasa Mahkemesi Raportör Hakimi Mustafa Eyyub Demirbaş konuşmacı olarak katıldı. Panelde; konuşmacıların yanı sıra, OMÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebül Muhsin Doğan, öğretim üyeleri ve öğrenciler hazır bulundu.

    “YASADA; MEKTUP, FAKS YA DA ELEKTRONİK POSTA YOLUYLA BAŞVURULAR DÜZENLENMEMİŞ”

    Panelde Konuşan Nuri Necipoğlu, “Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvurular; iç tüzük ekinde ve mahkemenin internet sitesinde yayınlanan başvuru formu ya da formdaki bütün bilgileri içeren aynı formatta bir dilekçede kullanılarak Anayasa Mahkemesi’ne doğrudan mahkemeler aracı kullanılarak, yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılabilir. Bu formun doldurulmasında bireysel başvuru formu kılavuzundan yararlanılabilir. Peki, başvurular; faks, mektup ve elektronik posta yoluyla yapılabilir mi. Yasada; mektup, faks ya da elektronik posta yoluyla başvurular düzenlenmemiş. Niye bu şekilde davrandık yasal mevzuatı hazırlarken. İlk etapta kolay ve doğrudan doğruya mahkememize ulaşmasını sağlamak asıl prensibimiz. Ancak kuruluş aşaması, usulü iyice tespit edip eksiklikler ortaya çıktıktan sonra güvenlik sorununu da hallettikten sonra faks, mektup ve elektronik posta yoluyla başvuruları almaya kararlıyız. Bu noktada biz yasal mevzuatı düzenlemedik. Önümüzdeki dönemlerde faks, mektup ve elektronik posta yoluyla başvuru hususu başlayacak” dedi.

    “PLANLAMAMIZ BU DOSYALARI KISA SÜREDE SONUÇLANDIRMAK”

    Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru istatistiklerini hakkında konuşan Necipoğlu, “23 Eylül 2012 tarihinden itibaren yetkimiz başladı. 2012 yılında bin 342 dosya gelmiş. 4’ü sonuçlandırılmış. 2013 yılında 9 bin 897 dosya gelmiş 4 bin 924 dosyayı sonuçlandırmışız. 2014 yılında 20 bin 578 dosya gelmiş 10 bin 948 dosyayı sonuçlandırmışız. 2015’te 20 bin 376 dosya gelmiş 15 bin 711 dosyayı sonuçlandırmışız. 2016 yılında 13 Mayıs 2016 saat 15.58 itibariyle 9 bin 139 dosya gelmiş 6 bin 869’una müdahale edip sonuçlandırmışız. Toplamda 61 bin 332 dosya gelmiş, karara bağlanan 38 bin 456. Şu anda derdest dosya sayımız 22 bin 876. 2014-2015 yıllarını baz aldığımızda 21 bin civarında dosya gelmesi muhtemel. Elimizdeki dosya sayısı 22 bin. Bizim planlamamız bu dosyaları kısa sürede sonuçlandırmak” diye konuştu.

  • Myp Lideri Yılmaz: “Parti Hukukçuları, Anayasa Mahkemesi’ne Başvuruda Bulundu”

    Muhafazakar Yükseliş Partisi (MYP) Lideri Ahmet Reyiz Yılmaz, “’Eşitlik ilkeleri çalışsın. Ya herkese dokunulmazlık ya hiç kimseye’ Anayasa bunu emrediyor. Parti hukukçuları ’Anayasal çerçevede ayrımcılığın giderilmesi’ amacı ile AYM ‘ye Başvuruda bulundu” dedi.

    Muhafazakar Yükseliş Partisi (MYP) Lideri Ahmet Reyiz Yılmaz, yazılı bir açıklama yaptı. Yılmaz yaptığı açıklamada “Cumhurbaşkanı partilere çağrı yaptı. MYP başvurdu. ’Eşitlik ilkeleri çalışsın. Ya herkese dokunulmazlık ya hiç kimseye’ Anayasa bunu emrediyor. Ülkenin çivilerini sökmeye kimsenin hakkı yok. Bu şartlar altında Terör bitmez. Parti hukukçuları ’Anayasal çerçevede ayrımcılığın giderilmesi’ amacı ile AYM ‘ye Başvuruda bulundu” dedi.

    “PARTİ HUKUKÇULARIMIZ ANAYASA MAHKEMESİ’NE BAŞVURUDA BULUNDU”

    Ahmet Reyiz Yılmaz, “Artan terör olayları neticesinde anayasamızın 40. maddesinin verdiği hak ile parti hukukçularımız anayasa önünde hak ve eşitlik ilkesini ihlal eden milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması ya da Türk milletinin her bireyine anayasada var olan diğer maddeler kapsamında aynı hakların verilmesi, dokunulmazlık kapsamındaki ayrıcalıkların diğer Türk vatandaşlarına da verilmesi maksadı ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundular” diye konuştu.

    “DAYANAKLARIMIZ ANAYASAMIZIN SARSILMAZ EŞİTLİK İLKELERİ”

    “T.C Anayasası esas itibari ile Anayasayı ortaya alan ve iki ucuna ayrı haklara sahip sınıflar oluşturacak uygulamaları esastan reddetmektedir” diyen MYP Lideri Yılmaz, “Buna göre; anayasamızın ilgili hükümleri olan başta 10. madde sonra 1. ve 2. madde devamında 11. ve 12. maddeler çerçevesinde var olan bir diğer dokunulmazlık maddesi olan 83. madde ile imtiyazlı guruba tanınan ayrıcalıklara bağlı toplumun diğer kesiminin kısıtlandığı ve anayasal haklarımızın esas itibari ile özünü kaybettiğini düşünmekteyiz” ifadesini kullandı.

    Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Dokunulmazlıklar nedeni ile oluşan fiili durumun, bir guruba tanınan imtiyaz nedeni ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim biçiminin aslında anayasamızın değiştirilemez hatta değiştirilmesi dahi teklif edilemez 1. ve 2. maddesi kapsamında öngörülen ’Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti bir cumhuriyettir’ temel tanımına aykırılık teşkil ettiğini, fiili uygulama da bir Oligarşi yönetimine dönüşüp dönüşmediği konusundaki endişelerimizi dile getirdik. Buna göre anayasanın özüne ve değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen esas maddelere aykırılıkların giderilmesi konusunda talebimizi gerekli tespitle beraber yüce mahkemeye ilettik. Milletimiz adına hayırlı bir sonuç doğmasını ve emek veren arkadaşlarıma da ayrıca şükranlarımı arz ederim. İşte Muhafazakar Yükseliş Parti tarafından gerekçeleri sunulmuş ve 4 Madde başlığı ile toplanmış olan başvurunun netice ve talep kısmı. Bu hususlar çerçevesinde ve yüksek mahkemenin de resen tensip ve takdir edeceği diğer sebepler ve bilgiler ışığında; Anayasamızın  başta 10. maddesi olmak üzere , anayasamızın 1- 2- 11 – 12 ve devam maddeleri ışığında 10. maddede tanımlanmış olan kanunlar önündeki temel hak ve hürriyetler eşitliği kapsamında , milletvekilleri dışında toplumun diğer kesimlerinin eşitlenebilmesi ve ilgili kanunlara uygun hale getirilebilmesi için  , milletvekillerine tanınan ve onları imtiyazlı sınıf haline getiren  hakların ilgili maddeler kapsamında tüm vatandaşlarımıza husus tarafıma da tanınması. Talep bir de arzettiğimiz anayasal eşitlik ve vatandaşlık hak ve hürriyetlere sadakatle aynı maddeler ışığında anayasal eşitliğin sağlanabilmesi adına imtiyazlı sınıfın oluşmasına sebebiyet veren, yürürlükte ki ilgili 83. maddenin öncelikle yürürlüğünün durdurulması. Türkiye Cumhuriyeti ülkesi ve milletinin bölünmez bütünlüğünü güncel terör saldırıları ile açıkça tehdit eden eylem ve söylemlere karşı, anayasamızın 66. maddesi kapsamında tanımlandığı üzere herhangi bir zümreye ayrım yapılmaksızın vatandaşlık bağı temelinde ilgili madde kapsamındaki suçları işleyenler hakkında, vatandaşlıktan çıkartılma talebimizin 66. madde kapsamında işletilmesi ya da işletilmesi yönünde ağır ihmalde bulunarak diğer vatandaşların anayasal haklarının ihlaline sebebiyet veren ilgili kurulların anayasal haklarımız çerçevesinde uyarılması. Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi dahi teklif edilemeyen 1. madde 2. madde 3. maddelerine göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetim biçimi demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyettir. Güncel olan durumda, yukarıda izah ettiğimiz ilgili kanunlar çerçevesinde belirli bir zümre olan milletvekillerine tanınan ayrıcalıklar nedeni ile mevcut durum demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyet tanımının fiiliyatta dışına taşarak , bir diğer yönetim biçimi olan oligarşi şekline dönüşmektedir. bu sebeple, fiili olarak doğan iş bu duruma sebebiyet veren imtiyazlar ortadan kaldırılarak anayasamızın emrettiği şekli ile demokratik , laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyet’in temel ilkelerine uygun olarak, tüm ayrıcalıkların kaldırılması hususlarını yüce mahkememize saygılarımızla arz ve talep ederiz”.