Bursaspor, Genel Müdür Erhan Başoğlu ile karşılıklı anlaşarak yollarının ayrıldığını açıkladı.
Yeşil-beyazlı kulüpten yapılan açıklamada, “Kulübümüz Genel Müdürü Erhan Başoğlunun iş akdi karşılıklı anlaşmak suretiyle sona ermiştir. Hizmetlerinden dolayı kendisine teşekkür ediyor, bundan sonraki yaşamında başarılar diliyoruz” denildi.
Ünlü sunucu Murat Başoğlu, karısının iki kez kendisini dövdürttüğünü ileri sürdü.
Başoğlu, suskunluğunu bozarak gözyaşları içinde basın mensuplarına çarpıcı açıklamalarda bulundu. Burnunda yara izi bulunan Başoğlu, darp ve tehdit edildiğini iddia etti. Eşinin kendisini 2 kez darp ettirdiğini ifade eden Başoğlu, “Eşim kafama silah dayasa bile ondan şikayetçi olmayacağım” dedi. Hakkında çıkan haberlerin yalan olduğunu da belirten Başoğlu, “Ben namuslu bir adamım, namussuz değilim benim hakkımda artık televizyonlarda konuşmasınlar” dedi.
Dün eşini tehdit ettiği ve yanında çalışan bayanı darp ettiği iddiasıyla gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan ünlü sunucu Murat Başoğlu, bugün tekrar Bodrum Adliyesine gelerek olayla ilgili Emre S. isimli kişiden şikayetçi oldu. Burnunda darp izi olduğu görülen Başoğlu, gözyaşları içerisinde yaşananları anlattı.
Cep telefonundan eski eşi Sadiye Hande Bermek’e attığı mesajları da gösteren Başoğlu, eşinin kendisine silah sıksa bile şikayetçi olmayacağını belirterek şunları söyledi: “Olay günü yanımda çalışan elemana verdiğim bazı vekaletnameler vardı. Onları almak için eve gittim. 20 dakika önce zaten oğlumu eve bırakmıştım. Yani ev basma olayı falan yok. Fakat eşim eski bir polisi kendine koruma tutmuş zannedersem. Çünkü ben eve gittiğimde evde bir adam vardı. Kapının üstünde anahtar vardı zaten anahtarı açtım girdim. Ben dedim ki “Ne yapıyorsunuz” sadece bunu söyledim. Adam üstüme atladı zaten. Burnumu yaraladı, omzum sakat, raporlarım var. Kendisi emekli polis olduğu için işlerin nasıl yapılacağını biliyor. Raporları ona göre düzenlemiş zaten. Ben kendisinden davacı oldum ve koruma talebi için müracaatta bulundum. Polis olduğu için bu işleri iyi biliyor kulağıma eğilip seni öldüreceğim, aileni öldüreceğim, bir daha çocuğunu göremeyeceksin gibi tehditlerde bulundu. Ben elimi bile kaldırmadım. Çünkü kavga etmeye gitmedim. Benim karımla bir alıp veremediğim yok. Her gün eve uğrayıp çocuğumu görüyorum. Okuldan ben alıyorum, spora götürüyorum. Burada benim normal bir hayatım var. Bugüne kadar yazılan bütün yalan haberlere rağmen sustum, konuşmadım. Ama artık konuşma zamanı bence susmaya gerek yok. Görüyorum ki sustukça herkes üstünüze geliyor”.
Hakkında sosyal medyada sahte hesap açıldığını ifade eden Başoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Kin ve nefret oluşturup insanları üstüme salmak istiyorlar. Bu işin ilk başında FETÖ ile ilgilide bazı şeyler söylendi. Ben bunlara hep güldüm böyle şeyler olmaz diye düşündüm. Çünkü ben namuslu bir adamım, namussuz bir adam değilim. Ben hiçbir kulun hakkını gasp etmedim. O yüzden hakkımda “gebersin” diyen herkesten davacı olacağım. Bundan sonra susmayacağım o televizyonlarda benim hakkımda konuşanları, çocuk tacizcisi olduğunu hepiniz gördünüz. Siz asıl insanların kendi pisliklerini örtmek için neler yaptığını görün. Benim artık kameralarla işim bitti. Son kez konuşuyorum, bir daha da konuşmak istemiyorum. Ben ölüm tehditleri alıyorum, bu emekli polislerinde görevden atılma, FETÖ’cü falan olduklarını düşünüyorum. Onlarla ilgili sonuna kadar hukuksal mücadelemi vereceğim. Benim olan haklarıma, mallarıma el konmaya çalışılıyor. Ben bununla ilgili mücadelemi ediyorum. Ben ev falan basmadım, karımı dövmeye gitmedim. Aksine yaşadığımız tüm bu olaylara rağmen kendisini çok sevdiğimi söyleyip, barışmak istedim. Ama kendine eski polis olan silahlı adam tutmuş. Benim üzerime saldırtmak için. Geçen gün yaşanan olay planlı yapılan bir kumpastı. O gün beni öyle görmenizi istemedim, spordan çıkmış eve gidiyordum. Yeni bir imaj yapıyorum sakal uzatıyorum. Kimse zor günler geçiriyor Murat ah vah demesin. Zor günler geçiriyorum ama dimdik ayaktayım. Beni kimse yıkamaz, ben şerefli bir adamım kimsenin hakkını yemedim. O yüzden televizyonlarda çıkıp Hakan Ural falan benim hakkımda konuşmasın. Hakan benim arkadaşım benim nasıl bir insan olduğumu biliyor. Popüler olmak için uğraşmasın kimse, artık benim üstümden haber yapmayı bıraksınlar”.
“Suratımı yere sürttü, üstüme yattı”
Basın mensuplarına yaralı burnunu gösteren Başoğlu, “Suratımı yere sürttü, üstüme yattı neler yaptı ben elimi bile kaldırmadım. Ben bir tek fiske bile vurmadım. Çünkü ben kavga etmeye gitmedim. Niye kavga edeyim, öyle bir durum yok. Benim çalışanım o evdeydi, çalışanıma verdiğim boşanmayla ilgili malların devri olan onunla ilgili vekaletler vardı, Hande ile ilgili bir problem oldu, vekaletleri geri istedim bana sıkıysa gel al dediler. Ve o vekaletleri benim iznim olmadan kullanıp dolandırıcılık yaptılar. Benim yanımda 5 yıldır çalışan insan benim iznim olmadan vekaleti kullanıp evlerin devrini yaptı. Ben evrakları gidip almayayım diye emekli polis tutmuşlar. Evrakları gidip alırsam dövecekler diye, işte başıma gelen bu. Bir anne bunu nasıl yapar. Ben her gün o eve gidiyorum o gün mü dövmeye gittim. Benim onu dövmeye gitmem için bir nedeni olması lazım, nedenini söylesin. İnsanların para için ruhlarını nasıl sattığını görüyorum. Ben çocuğumun annesi diye yapacağım bir sürü hukuki işlem varken yapmadım. Ama bugünden sonra yapacağım “ dedi.
“Beni adam tutup dövdürttü”
Eşi Hande Bermek’in kendisini adam tutup dövdürttüğünü iddia eden Başoğlu, “Bu ilk değil ikinci. Beni adam tutup dövdürttü. Bununla ilgili kamera kayıtları var, cep telefonumda, savcılığa vereceğim. Onu şikayet etmemiştim, insan gibi konuşmak yerine bunları yapıyor, sadece konuşacağız. İstiyorsa gelsin kameralar önünde konuşalım buradan çağrı yapıyorum” dedi.
Gazetecilerin eşinizle ilgili şikayetçi olacak mısınız? sorusu üzerine gözyaşlarına boğulan Murat Başoğlu, “Eşim beni silah çekip vursa ben şikayetçi olmam. Siz 16 yıldır eşim dediğiniz birine aile içinde yaşadığınız şeyler yüzünden bu hale geliyorsunuz. Annesi vefat etmeden önce onu bana emanet etti. olabilir bende hatalar yapmışımdır, yaptığım hatalarda beni ilgilendirir. Ben onu üzmüşümdür ama pişmanımdır, pişman olmuşumdur. Neticede bizim bir çocuğumuz var ona bunları yaşatmaya kimin hakkı var. yaşananların üstünde iki yaz geçti yeter artık. Ben bana yapılan suçlardan beraat ettim. Yani yapılan haberlerin hepsi yalan. Biz o kişi o değil diyorsak değildir. Yüz tanıma programı var diyorlar, yok öyle bir şey. Bunları bir çete bilerek ve isteyerek yapıyor. Hayatımla ilgili doğru olmayan binlerce şey yazıldı. Karımla 16 yılım geçti beni dövdürse de vursa da ondan şikayetçi olmam. Ben ondan şikayetçi olursam oğlumun yüzüne bakamam, o benden olursa oğlunun yüzüne nasıl bakacak” dedi.
Öte yandan, olayların ardından koruma talep eden Murat Başoğlu’nun talebi kabul edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında eski Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Celal Başoğlu’nun yargılanmasına başlandı.
Kütahya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan eski Kütahya Hava Er Eğitim Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Celal Başoğlu ve avukatı katıldı. Başoğlu hakkında ’anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme’ ve ’silahlı terör örgütüne üye olma’ suçlarından cumhuriyet başsavcılığınca hazırlanan iddianamenin bazı bölümleri okundu.
Savunmasında hakkındaki suçlamaları reddeden Başoğlu, 25 sayfadan oluşan savunma metnini okudu. Bilgisi dışında listeye isminin yazılmış olabileceğini söyleyen Başoğlu, 15 Temmuz gecesi yaşananları şöyle anlattı:
“Hatırladığım kadarıyla tugayda görevli Yüzbaşı Kadir Özen’i nöbetçi amir olduğu için öncelikle onu arayıp herhangi bir mesaj ya da olayla ilgili bir bilgi olup olmadığını sordum. Yine yolda tugayda görevli ana birlik komutanlarını arayıp tugaya gelmelerini istedim. Bu süreçte hatırladığım kadarıyla tugaya geçtikten sonra daha önceden çağırmış olduğum subay arkadaşlar odama geldiler. Bunlar ana birlik komutanlarıydı. Ben odama geçtikten sonra saat 23.30 sıralarında bağlı olduğum üst birlik olan Hava Eğitim Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğgeneral Veyis Savaş’ı aradım. Görüşmeyi resmi telefondan isimlerini belirttiğim birlik komutanlarının huzurunda yaptım. Kurmay Başkanı bana ’Mesajı aldınız mı? Siz de Kütahya sıkıyönetim komutanısınız’ dedi. Ben Veyis Savaş ile görüşmeyi yaptıktan sonra hatırladığım kadarıyla sinirlendim, neler söylediğimi hatırlamıyorum ancak birlik komutanlarım beni sakinleştirmeye çalıştılar. Daha sonra Korgeneral Hasan Küçükakyüz’ü aradım. Kendisine durumu sorduğumda aramızdaki samimiyete binaen de ’Celal sakın bunların yaptığına uyma, birliğinin başından ayrılma, normal hiyerarşik düzen içinde ol, bunlar iyi niyetli değiller’ dedi. Çok kısa bir görüşme oldu, zaten çok kısa bir süre içinde komutana da darbe kalkışmasını yapanlar tarafından gözaltı işlemi yapılıp, Akıncı Kışlası’na götürüldüğünü öğrendim. Daha sonra Kütahya Valisi Ahmet Hamdi Nayir ile tekrar görüşüp, darbe girişimine karşı çeşitli önlemler aldım. Bu görüşme sonrasında da birlik komutanlarına birliğin asayişi konusunda bir kısım talimatlar verdim. Hatırladığım kadarıyla o günlerde birlikte eğitim amacıyla gelen 4 bin 500 civarında uzman erbaş, sözleşmeli er ve acemi erden oluşan personel vardı. Uyuyanların uyandırılmaması, silahlıkların ve cephanelerin güvenliğinin sağlanması, yine devriye araçlarının tepe lambalarının yakılmaması konusunda uyardım. Hatta daha ileri boyutta endişe nedeniyle nöbetçilerin mermilerinin bile toplatılması emrini verdim. 3 gün boyunca da mermisiz nöbet tutuldu” diye konuştu.
Mahkeme heyetince 15 Temmuz darbe girişimindeki sözde “sıkıyönetim komutanları listesi”nde “Kütahya sıkıyönetim komutanı” olarak yer aldığı iddialarının sorulması üzerine Başoğlu, bilgisi dışında listeye isminin yazılmış olabileceğini öne sürdü.
Cumhuriyet Başsavcısı Ali Ulvi Yılmaz tarafından 16 Temmuz 2016 sabahı ifadesi alınan Başoğlu, 23 Temmuz 2016’da çıkarıldığı Kütahya Sulh Ceza Hakimliğince yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, görev süresi uzatıldıktan bir süre sonra kendi isteğiyle emekli olmuştu.
Mahkeme heyeti, tanıkların dinlenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.