Etiket: Başlattı

  • ABD Adalet Bakanlığı, Başkanlık seçimleri hakkında soruşturma başlattı

    ABD Adalet Bakanlığı, Başkanlık seçimleri hakkında soruşturma başlattı

    ABD Adalet Bakanlığı Denetleme Dairesi Başkanı Michael E. Horowitz, ABD Başmüfettişliği’nin (OIG) eski veya görevine devam eden herhangi bir Adalet Bakanlığı (DOJ) memurunun geçen sene yapılan Başkanlık seçimlerinin sonuçlarını değiştirmeye çalışıp çalışmadığını belirlemek için soruşturma başlatıldığını duyurdu.

    ABD’de geçtiğimiz sene yapılan Başkanlık seçimlerinin ardından ABD Adalet Bakanlığı’ndan dikkat çeken bir açıklama geldi. ABD Adalet Bakanlığı Denetleme Dairesi Başkanı Michael E. Horowitz yaptığı açıklamada, ABD Başmüfettişliği’nin görevine devam eden ve görevden ayrılan DOJ memurları hakkında soruşturma başlattığını ifade etti. Horowitz, OIG tarafından yürütülen soruşturmada DOJ memurları tarafından Başkanlık seçimleri sonuçlarını değiştirmeye yönelik yolsuzluk yapılıp yapılmadığının araştırılacağını belirtti. Açıklamasında soruşturmanın ayrıntılarına da değinen Horowitz, “OIG, eski veya halen görevde olan DOJ memurlarının 2020 yılı ABD Başkanlık seçimi sonuçlarını uygunsuz bir şekilde değiştirme girişiminde bulunup bulunmadığı hakkında soruşturma başlatmakta. OIG’nin eski ve halen görevde olan DOJ memurlarını soruşturma hakkı bulunmakta. OIG’nin hakları, diğer devlet yetkilileri hakkında iddiaları kapsamamakta” ifadelerini kullandı.

    Açıklamada ayrıca, “OIG, bu açıklamayı DOJ politikasına uygun olarak uygun bir kurumun iddiaları araştırdığına dair kamuoyuna güven vermek için yapıyor. OIG politikasına uygun olarak soruşturma tamamlanana kadar soruşturma hakkında daha fazla yorum yapmayacağız. Soruşturmamız sonuçlandığında bulgularımızı ilgili yasalara, DOJ ve OIG politikalarına uygun olarak kamuya açıklamak için olağan sürecimize devam edeceğiz” denildi.

    Eski ABD Başkanı Donald Trump, seçimlerde hile yapıldığını öne sürmüş ve birçok eyalette seçim sonuçlarına itiraz etmişti. Trump’ın itirazları ilgili mahkemeler tarafından reddedilmişti.

  • DTSO Bilim Eğitim Vakfı kadınların güçlendirilmesi için online eğitim başlattı

    DTSO Bilim Eğitim Vakfı kadınların güçlendirilmesi için online eğitim başlattı

    ABD Büyükelçiliği tarafından desteklenen DTSO Bilim ve Eğitim Vakfı bünyesinde yürütülen proje kapsamında, kadın girişimcilerin ve ekonomik hayata katılmak isteyen kadınların desteklenmesi amacıyla eğitim programları başlatıldı.

    Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Karacadağ Kalkınma Ajansı desteği ile kurulan Diyarbakır Sanayi Mektebi bünyesinde yürütülecek olan eğitim programları hakkında DTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Tayınlmak bilgi verdi. Tayınlamak, göreve geldikleri 2 yıllık süre içinde üye işletmeler, kadınlar, gençler, engelliler gibi farklı hedef gruplarına yönelik hizmetler geliştirdiklerini belirtti. Tayınlamak, işletmelerin üretim, hizmet süreçlerine katkı sunacak nitelikli insan kaynağının geliştirilmesi ve kadınların, gençlerin girişimcilik becerilerini geliştirmek amacıyla Diyarbakır Sanayi Mektebi’ni kurduklarını kaydetti. Tayınlamak, Sanayi Mektebi bünyesinde 6 aylık süre içinde yaklaşık 300 kişiye dış ticaret, hedef pazar ve ticari istihbarat, trafik mühendisliği, e-ticaret, drone pilotaj eğitimi, temel fotoğrafçılık gibi farklı dallarda eğitim programları düzenlendiklerini ifade etti.

    “TOBB ETÜ işbirliğinde eğitimler düzenliyoruz”

    Ercan Tayınlamak, Sanayi Mektebi bünyesinde eğitim programları için farklı üniversiteler ve meslek kuruluşları ile işbirlikleri sağladıklarını, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile imzaladıkları protokol ile ortak eğitim programları düzenleyeceklerini vurguladı. Tayınlamak, “Diyarbakır Sanayi Mektebi bünyesinde kurduğumuz teknolojik altyapı ile düzenli olarak farklı alanlarda eğitim programları düzenliyoruz. ABD Büyükelçiliğinden aldığımız destek ile Kadın Meclisimiz işbirliğinde kadınlara yönelik özel eğitim programları planladık. 13 farklı alanda TOBB ETÜ gibi akademik kurumlar işbirliğinde eğitim programları düzenleyeceğiz. Bu programlar mini MBA, dijital pazarlama ve sosyal medya uzmanlığı, e-ticaret e- ihracat, pazarlama satış ve müşteri ilişkileri yönetimi, yönetim ve organizasyon, sosyal girişimcilik, proje döngü yönetimi, iş planı hazırlama, finansal okuryazarlık, takım çalışması, problem çözme becerileri, sunum teknikleri, güç birliği şirketleri ve kooperatifleşme olacak” dedi.

    Tayınlamak, ilk eğitim programının 60 saatlik işletme yöneticiliği eğitimi olduğunu, 18 Ocak-10 Mart tarihleri arasında online olarak uygulanacağını, bu eğitim için başvuruların yapılabileceğini aktardı. Tayınlamak, ayrıca yerelde farklı kurumlar ile eğitim alanında işbirliği sağlandığını, işletmelerden, kurumlardan ve bireylerden alınan eğitim taleplerine göre farklı tematik alanlarda farklı hedef gruplarına yönelik online ve yüz yüze eğitim programları düzenleneceğini dile getirerek, yerelden ve bölgeden eğitimler için alınan her türlü talebi değerlendireceklerini sözlerine ekledi.

  • Unilever, Yarının Gıdaları İnisiyatifi’ni başlattı

    Unilever, Yarının Gıdaları İnisiyatifi’ni başlattı

    Unilever, besleyici ve sürdürülebilir gıdaların herkes için erişilebilir olması hedefiyle yarının gıdaları inisiyatifini başlattı. Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Kölükfakı, “Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olarak, adil bir küresel gıda sisteminin şekillenmesi için taşıdığımız sorumlulukla Yarının Gıdaları İnisiyatifini başlatıyoruz” dedi.

    Unilever, besleyici ve sürdürülebilir gıdaların herkes için erişilebilir olması hedefiyle yarının gıdaları inisiyatifini başlattığını duyurdu. Toplantıda açıklamalarda bulunan Unilever Türkiye Gıdadan Sorumlu Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Kölükfakı, “Unilever, 10 yıl önce Sürdürülebilir Yaşam Planı ile yola çıkarken temel hedeflerinden biri, insanları ve gezegeni yok saymadan büyümenin sağlanabileceğini ve tüm paydaşlarımızla birlikte uzun vadeli sürdürülebilir değer oluşturabileceğini kanıtlamaktı. Şirket, ‘Daha iyi bir gelecek üretmek’ için sürdürülebilirliği işinin merkezine koydu. 1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliğini iyileştirmek, çevresel etkisini yarıya indirmek ve milyonlarca insanın geçim kaynaklarını iyileştirmek için uzun dönemli bir plana odaklandı. Nitekim Unilever, geçtiğimiz on yılda önemli adımlar attı, başarılar elde etti. Sadece sözlerle değil, eylemlerle iyiliğin itici gücü olabileceğini ispatladı” ifadelerini kullandı.

    Kölükfakı, dünyanın gıda sisteminde ciddi aksaklıkların olduğunu ve bu durumun, herkesi değişim için zorladığına işaret ederek sözlerine şöyle devam etti: “Dünyada 2 milyar insan fazla kilolu, buna karşın 1 milyar insansa açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada hala 2 milyar insan vitamin ve mineral eksikliği yaşıyor. Gıda sistemi çevreye büyük zarar veriyor. Küresel sera gazı salımının yüzde 20’sinden fazlası gıda endüstrisi tarafından gerçekleştiriliyor, buna karşılık üretilen tüm gıdaların üçte biriyse çöpe gidiyor. Dünya genelinde yiyeceklerimizin yüzde 75’i 12 bitki ve 5 hayvan türünden geliyor. Bitkisel gıda tüketiminin yüzde 60’ı sadece buğday, pirinç ve mısırdan elde ediliyor. Dünya, önümüzdeki yılarda 10 milyar insanın nasıl besleneceğine sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor.

    Dünyanın en büyük gıda üreticilerinden biri olarak, adil bir küresel gıda sisteminin şekillenmesi için taşıdığımız sorumlulukla Yarının Gıdaları İnisiyatifini başlatıyoruz. Bu kapsamda 4 temel taahhütte bulunuyoruz:

    Ürünlerimizde sürdürülebilir tarımsal ham maddeler kullanımını ve bitkisel temelli gıda seçeneklerini artırmak.

    Besleyici gıdaları herkes için erişilebilir kılmak. 2025 yılına kadar yeterli ve dengeli beslenmeye katkı sağlayan ürünlerimizi iki katına çıkaracağız.

    Tüm ürün gruplarımızda kalori, tuz ve şeker miktarını azaltmaya devam edeceğiz.

    Gıda atığını yarıya indirmek. 2025’e kadar üretimden, ürünlerimizin raflara ulaşmasına kadar olan süreçteki doğrudan faaliyetlerimizde gıda atıklarını yarıya indireceğiz”.

    Sürdürülebilir bir gıda sistemine geçişe öncülük etmek için ölçeklerini, markalarını ve yeteneklerini kullanacaklarını söyleyen Kölükfakı, “Ayrıca, önümüzdeki beş ila yedi yıl içinde, et ve süt ürünlerine seçenek olarak bitkisel temelli gıdalardan oluşan global büyüklüğü 1 milyar Euro’ya ulaşacak yeni bir gıda iş kolu geliştirmeyi planlıyoruz. Yıllardır hayata geçirdiğimiz iyi uygulamaları, gıda kategorimizin yeni taahhütleriyle birlikte daha ileriye taşıyacağımız için çok heyecanlıyız. Önümüzde uzun bir yol var. Ancak ortak çabalar ile daha sağlıklı bir dünya oluşturup daha sürdürülebilir ve besleyici gıdaları beslenmeye dahil edebileceğimize inanıyoruz. Gıda sistemini değiştirmek, ekonomik büyüme açısından da önemli. Dünya genelinde 80 milyon istihdam oluşturabilir ve üretimdeki büyümeye 2030 yılı itibarıyla 2 trilyon euro oranında bir katkı sağlayabilir. Eyleme geçmemenin maliyeti, aslında eyleme geçmenin maliyetinden çok daha yüksek. Çalışmalar, beslenmeye harcanan her 1 dolar karşılığında ekonomik fayda açısından en az 16 dolar oranında geri dönüş sağlandığını gösteriyor” açıklamalarında bulundu.

    Kölükfakı, toplantıda öne çıkan diğer detayları şöyle aktardı:

    “Sürdürülebilir yaşam yolculuğunda neler başardık?

    Sürdürülebilir tarımsal ham maddeler kullanmak

    2010 yılından bu yana sürdürülebilir kaynaklar kullanan tarımsal ham maddelerimizin miktarını yüzde 14’ten yüzde 62’ye yükselttik; öncelikli 13 sebze ve baharatımızın yüzde 86’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde etmeyi başardık. Türkiye’de domateslerimizin yüzde 100’ünü Bursa, Karacabey’den geleceğe dost tarım yapılan tarlalardan sağlıyoruz. Nanemiz, Manisa Salihli ve Gaziantep Nizip’ten gelen yüzde 100 sürdürülebilir ürünler.

    2012 yılında WWF ile başlattığımız ‘Sürdürülebilir Tarım Programı’ ile bugüne kadar birlikte çalıştığımız 4 bin çiftçiye geleceğe dost tarım uygulamaları konusunda eğitimler verdik. Türkiye, Lipton çayın hem üretilip hem tüketildiği ilk ve tek Yağmur Ormanları Birliği Sertifikası (RA) alan ülke oldu. Lipton Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi kapsamında 2011 yılından beri her sene 35 bin kişiye toplamda 100 bin saat doğru tarım uygulamaları hakkında eğitim verildi. Magnum kakao çekirdeklerinin yüzde 98’inden fazlası sürdürülebilir şekilde Rainforest Alliance Certified çiftçilerinden temin ediliyor. Türkiye’de gıda, içecek ve dondurma işimizde, hammadde ve ambalaj malzemelerinin yüzde 72’sini sürdürülebilir kaynaklardan elde ediyoruz; harcamalarımızın yüzde 81’ini yerel kaynaklara yapıyoruz.

    Besleyici gıdaları erişebilir kılmak

    Gıda çeşitliliğimizi artırarak yeme alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Knorr ve WWF bu amaçla, globalde farklı üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları ile çalışarak, ‘Geleceğin Gıdası’ olarak tanımlanan 50 ham maddenin yer aldığı bir rapor hazırladı. Geleceğin 50 Gıdası listesinde Türkiye’de kolayca bulabileceğimiz gıdalar var: Kabak çiçeği, bamya, bakla, börülce, mercimek, maş fasulyesi, soya fasulyesi, karabuğday, horasan buğdayı, kinoa, kavuzlu buğday, kırmızı lahana, ıspanak, keten tohumu, kenevir tohumu, susam tohumu, ceviz, fasulye filizi, nohut filizi gibi. Bu gıdaların besin değerleri de oldukça yüksek. Kadim Anadolu, tüm bu leziz ve besleyici gıdalar açısından tam bir cevher. Biz de tüketicilerimize en lezzetli ürünleri sağlamak amacıyla bu ham maddeleri kullanıyoruz, kullanmaya da devam edeceğiz.

    Tuz, şeker, kalori ve plastik kullanımını azaltmak

    2019 sonu itibarıyla, gıda ürünlerimizin yüzde 70’i, küresel olarak günlük 5g olan bu tuz alımı standartlarını karşılamaktadır. Portföyümüz genelinde bir yandan mükemmel lezzete sahip ürünler üretmeye devam ederken, tuz miktarında da halihazırda önemli oranlarda azaltma gerçekleştirdik. Knorr tarafında, özellikle çorbada yüzde 5 ila yüzde 20 oranında tüketici tercihlerine göre tuzu azalttığımız ürünlerimiz var. Salata soslarımızda, bazı harçlarda, çeşni ürünlerimizde, makarna soslarımızda tuz azaltılarak Unilever’in en yüksek beslenme standartlarına (HNS) ulaşıldı.

    Dondurma kategorisinde şekeri azaltma konusunda aldığımız çok ciddi aksiyonlar var. Son 3 yılda ortalama yüzde 10-15 oranında şeker azaltımı gerçekleştirdik. Tüm ürün gruplarında programlı olarak şeker azaltma çalışmalarımız devam sürmektedir ve yalnızca bu yıl Carte D’or ürünlerinde ortalama yüzde 6 Algida Keyif ürünlerinde ortalama yüzde 9 şeker azaltıldığını belirtmek isteriz. Daha az şeker ve daha düşük kalorili ancak yine mükemmel bir lezzete sahip seçenekler sunmak üzere kalori kontrollü dondurmaları piyasaya sürdük. Algida ürün portföyümüzde son yıllarda artan tüketim trendleri göz önünde bulundurularak geliştirilen şeker ilavesiz ve tatlandırıcı içermeyen; şekeri meyveden gelen Frootie yüzde 100, Frootie Super gibi ürünlerimiz bulunuyor. Global olarak 2015 itibarıyla ambalajlı dondurma ürünlerimizin kalorisinin porsiyon başına 250 kcal seviyesini aşmayacağına karar verdik ve bunu başardık. 2019 yılında global portföyümüz, yüzde 93 oranında bu hedefi tutturdu. Şu an kalori kararımızı, 2025 itibarıyla ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95’ini kapsayacak şekilde genişletmiş bulunuyoruz. Bu karar doğrultusunda ambalajlı dondurma portföyümüzün yüzde 95’i, 2025 itibariyle en fazla 22 gram şeker ve 250 kcal içerecektir.

    Farklı kalori seviyelerindeki ürünlerden oluşan bir yelpaze sunarak tüketicilere tercih hakkı tanıyoruz. Aynı zamanda da mevcut ürün gruplarımızda yaptığımız çalışmalar ile de kalori azaltma ajandamıza uygun olarak ürünlerimizi iyileştiriyoruz. Carte D’or Light yüzde 35 daha az enerji, yüzde 45 daha az şeker, yüzde 50 daha az yağ içeren bir seçenek mevcut ürünlerimizde yürüttüğümüz programla da sadece bu yıl Carte D’or ürünlerinde ortalama yüzde 10 Algida Maraş Usulü ürünlerinde ortalama yüzde 5 Algida Keyif ürünlerinde ortalama yüzde 10 enerji azatımı sağlamış bulunmaktayız. Çocuklara yönelik dondurmalarımız 2014 yılından bu yana porsiyon kontrollü ve porsiyon başına 110 kcal ya da daha düşük kaloriye sahiptir.

    Sürdürülebilir ambalaj:

    Ar-Ge ekiplerimiz ürün ambalajlarımız için inovatif çözümler üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyor. Örneğin; ‘dünyanın ilk geri dönüştürülebilir çorba ambalajı’nı Türkiye’de geliştirmeyi başardık. Knorr çorba ambalajlarımız artık BPA’sız ve geri dönüştürülebilir şekilde üretiliyor. Çok katmanlı yapısıyla geri dönüştürülmesi en zor ambalajlardan birinde bunu başardık ve dünyaya örnek olduk. 2021’de tüm poşet ambalajlarda yüzde 100 geri dönüştürülebilir olacağız. Dondurmada ise yüzde 97 oranında geri dönüştürülebilir ambalaj kullanıyoruz. Her geçen yıl Lightweight gibi teknolojilerle özellikle ev tipi dondurma kaplarımızda kullandığımız plastiği azaltıyoruz. Çay ambalajlarının yüzde 100’ü geri dönüştürebilirdir. 2021’de demlik ve bardak poşet çaylarımızda kullandığımız filtre kağıdında, doğada çözünebilir bitki bazlı çay kağıdına geçme planımız bulunuyor.

    Gıda israfını azaltmak

    Konya Dondurma Fabrikası, Sıfır Atık Yönetmeliği’nce Sıfır Atık Yönetim Sistemini kurarak Sıfır Temel Belgesi almaya hak kazandık.

    2013’ten beri hızlı tüketim ürünleri sektöründe bir ilk olarak, Türkiye’deki 6 fabrikamız ve 2015 yılından beri ofislerimiz, depolarımız ve Ar-Ge merkezlerimiz ‘çöplüğe sıfır atık’ statüsünde çalışıyor.

    Lipton ile Rize’de; 2012’de katı atık toplama, 2013’te atık su arıtma tesislerini açtık.

    Gıda atığının ev dışı tüketimde çok önemli olduğunu biliyoruz. UFS Academy ile farkındalığı artırmak üzere çalışacağız”.

  • Coğrafi işaret, Milas zeytinyağında markalaşma yarışı başlattı…

    Coğrafi işaret, Milas zeytinyağında markalaşma yarışı başlattı…

    Milas Ticaret ve Sanayi Odası tarafından, ilçe sınırları içindeki “memcik” türü zeytin ağaçlarından erken hasat/soğuk sıkım yöntemiyle elde edilen polifenol değerleri yüksek zeytinyağına Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan 2016 yılında coğrafi işaret tescili alınmasından bu yana geçen sürede Milas zeytinyağında adeta bir markalaşma yarışı yaşanıyor. Coğrafi işaret alınmazdan önce 10’u bulmayan Milas’taki zeytinyağı markası kısa süre içinde 62’ye yükseldi.

    Öte yandan Milas’ta zeytinyağı üretiminde markalaşmanın hızla artmasının yanı sıra kendi markalarını alarak üretime geçenlerin, geleneksel üreticilerin dışında, farklı mesleklerden yükseköğrenim görmüş, kariyer sahibi kişiler olması da dikkat çekiyor. Bunlara en son örnek olarak İktisat Fakültesi mezunu olan Mümtaz Altuntaş ve oğlu Cenk Altuntaş katıldılar. Baba / oğul Altuntaş’lar bir yandan muhasebecilik mesleklerini sürdürürlerken diğer yandan Milas’ın Bafa yöresindeki Garandere mevkiindeki zeytinliklerinden elde ettikleri zeytinyağlarını markalaştırdılar. Kendilerine “Garandere” markasını seçen Altuntaşlar “Bafa’da aslında ’Karadere’ diye bir mevki var. Yöre halkının deyişiyle ’Garandere’ deniyor. Biz de kendimize bu adı marka olarak seçtik. Hedefimiz, coğrafi işaret standartlarına uygun bir şekilde Milas zeytinyağı üretmek ve internet ortamında satışa sunmak” dediler. Zamanla coğrafi işaretli sofralık Milas yağlı zeytinin de üretimini başlatacaklarını belirten Cenk Altuntaş “Zeytin ve zeytinyağı insan sağlığı için çok yararlı bir iksir. Bizim de amacımız tüm evlere bu iksirin bir damlasını olsun sokabilmek. Her eve bir damla zeytinyağı sokmayı başarırsak hem insan sağlığına çok önemli bir katkı sağlamış olacağız hem de yöremizin ve ülkemizin ekonomisine katkıda bulunmuş olacağız” diye konuştu.

    Milas Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret ederek Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer’e “Garandere” markalı zeytinyağlarını tanıtan Mümtaz ve Cenk Altuntaş, MİTSO’nun Milas zeytinyağının tanıtımı için yaptığı çalışmalar için de teşekkür ettiler.

    Milas’ta zeytinyağında markalaşmanın giderek artmasının kendilerini sevindirdiğini belirten MİTSO Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer, “Milas zeytinyağının coğrafi işaretini aldığımızda zeytinyağı markası sayımız 10’u bulmuyordu. Coğrafi işaret aldıktan sonra zeytinyağına marka almak adeta bir yarışa dönüştü. AB’den de coğrafi işaret aldığımızda marka sayımız çok daha fazla artacak. Üstelik İstanbul’dan, İzmir’den Antalya’dan, Karadeniz’den Milas’a gelip zeytinyağı üretimine girenler giderek artıyor. Zeytinyağı üretiminde artık daha bilinçli, dışa açık bir üretici yapısı oluşuyor. Milas zeytinyağının geleceği çok parlak görünüyor. Çok daha iyi olacak” dedi ve baba oğul Altuntaş’lara başarılar diledi.

  • Kaymakam, korona virüse klip ile mücadele başlattı

    Kaymakam, korona virüse klip ile mücadele başlattı

    Kütahya’nın Domaniç ilçesinde artan korona virüs vakalarına karşı her koldan mücadele başlatan Domaniç Kaymakamı Muhammed Enes İpek, yaptırdığı görüntü ses getirdi.

    “Önce Domaniç Başaracak” hashtag etiketiyle tüm kurumların aynı anda Sosyal Medyadan paylaştığı klip kısa sürede ilçe sınırlarını da aşarak rekor düzeyde paylaşımla binlerce insana ulaştı.

    Klipte, kahvelerin, parkların bomboş görüntülerinin ardından ilçe ye damgasını vurmuş yaşlıların duygusal görüntüleri geliyor, arka fondan gelen müzikle okunan ’Önce Domaniç Başaracak’ şiiri okunuyor. Şiir; annemi özledim, bayramda elini bile öpmeye gidemediğim, boynuna doyasıya sarılmadığım annemi, torunlarımı özledim, onlara sıkı sıkı sarılmayı, doyasıya sarılmayı özledim. Kahve sohbetlerini, dağdaki piknikleri, köydeki bahçeleri özledim. Bu millet çok acılar gördü, çok savaşlar çok salgınlar atlattı. Ama hepsi gelip geçti. Biliyorum; bu günlerde geçecek. O şen şakrak eş dostla güzelleşen günler yine gelecek. Ama bizler kurallara uyarsak, maskemizi takıp sosyal mesafemizi korursak, bunlar olacak. Domaniç bunu atlatacak ve bunu önce Domaniç Başaracak.

    Domaniç Kaymakamlığınca ilçenin yerel gazetesini yaptırılan görüntü kısa sürede on binlere ulaşırken Kaymakam da hem görüntüleri hazırlayan ekibe hem de Domaniçlilere teşekkür ederek şunları söyledi. Kaymakam İpek, yaptığı konuşmasında, “Kıymetli Domaniçliler, sizlerin de bildiği gibi, ülkemiz dahil tüm dünyada etkisini gösteren Korona virüs salgını, ilçem Domaniç’te de etkisini şiddetle artırmaya devam ediyor. Salgının boyutu ve ciddiyeti göz önüne alındığında bazı kararlar aldık, almaya devam ediyoruz. Bilinmelidir ki, almış olduğumuz her karar Domaniçlinin sağlık ve huzur içinde yaşamasını sağlamak içindir. Tabiatın bize her türlü mucizesini sunduğu güzel ilçem Domaniç’te, Muratlı’dan Karaköy’e, Çukurca’dan Saruhanlar’a, Hisar’dan Yeşilköy’e kadar ilçemizin her bir noktasında mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu mücadeleyi ancak bir olursak kazanırız. Hiçbir şey aldığımız nefesten daha kıymetli değildir. Siz kıymetli hemşerilerimi saygı ve sevgi ile selamlıyorum. İnanıyor ve güveniyorum ki özlediğimiz günlere kavuşmayı #ÖnceDomaniçBaşaracak” dedi.