Etiket: Başlatan

  • Yaşlı vatandaşlara sahte senetlerle icra takibi başlatan çete çökertildi

    Kocaeli’nin Gebze ilçesinde yaşlı vatandaşlara sahte senetler üzerinden icra takibi yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan 7 kişi, adliyeye sevk edildi.

    Edinilen bilgilere göre Kocaeli Emniyeti Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Gebze KOM Grup Amirliği ekipleri, menkul, gayrimenkul ve hesaplarında yüklü miktarda para bulunan yaşlı kişilere sahte senetlerle icra takibi yaptıran bir çetenin çökertilmesi için çalışma başlattı. Ekipler tarafından yapılan teknik ve fiziki takibin ardından olayı gerçekleştirdiği belirlenen 8 şüphelinin kimlikleri tespit edildi. Şahısların yakalanması için ekipler tarafından eş zamanlı operasyon düzenlendi. Gerçekleştirilen operasyonla 8 şüpheliden 7’si, yakalanarak gözaltına alındı.

    Gözaltına alınan 7 kişi, emniyetteki işlemlerinin ardından Gebze Adliyesi’ne sevk edildi. Firari olan 1 kişinin ise yakalanması için çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

  • Türkiye’de yasadışı bahisi başlatan örgüt “Ofsayt” operasyonu ile çökertildi

    Kocaeli’nin Gebze ilçesi merkezli 15 ilde yapılan “Ofsayt” adlı operasyonda Türkiye’ye yasadışı bahis sistemini getirdiği iddia edilen örgüt lideri B.S.’nin de olduğu 67 kişi gözaltına alındı. Bahisten kazanılan yaklaşık 109 milyon 555 bin TL’lik para ve gayrimenkule ise el konuldu.

    Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘Örgüt Faaliyeti Kapsamında Yasadışı Bahis’ oynattıkları belirlenen şahısların yakalanması için başlattığı soruşturmada Kocaeli merkezli 15 ilde düzenlenen “Ofsayt” adlı operasyonda örgüt lideri B.S.’nin de aralarında olduğu 67 şüpheli gözaltına alındı. Türkiye’ye yasadışı bahis sistmeini getirdiği iddia edilen şahısların, kazandıkları paralarla aldıkları gayrimenkul ve araçların da aralarında olduğu yaklaşık 109 milyon 555 bin TL değerindeki taşınmaz ve paralara ise el konuldu.

    “90 Şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi”

    Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığı koordinesinde Kocaeli merkezli İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Muğla, Eskişehir, Çanakkale, Kütahya, Samsun, Denizli, Ordu, Bursa, Malatya, İzmir ve Aydın illerinde ‘Örgüt Faaliyeti Kapsamında Yasadışı Bahis’ oynatmak suçunu işledikleri tespit edilen 90 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. 6 ay süren fiziki ve teknik takibin ardından 15 ilde, 5 gün süren eş zamanlı ‘Ofsayt’ isimli operasyon başlatıldı. Sürdürülen operasyon kapsamında yasadışı bahis sitesi kurup yönettikleri tespit edilen örgüt lideri B.S.’nin de aralarında olduğu 67 şüpheli gözaltına alındı. Yapılan operasyon sonucu 3 adet ruhsatsız tabanca, 1 adet kurusıkı tabanca, çok sayıda cep telefonu, dijital materyal ve yasadışı bahis ile kazanılan paralarla alınmış taşınmazlara ait tapular, çok miktarda nakit para ve ziynet eşyaşları ele geçirildi.

    “109 milyon 555 bin TL değerindeki gayrimenkule el konuldu”

    Emniyette sorguları yapılan şahısların yasadışı bahis ile elde ettikleri gelirle Adana’da 1 akaryakıt istasyonu ve 1 adet restoran, İzmir’de 3 adet ambalaj fabrikası, 1 adet gayrimenkul firması, İstanbul’da 1 adet inşaat şirketi ve 1 adet kıymetli madenler şirketi, Aydın, Muğla ve Eskişehir’de 3 gece kulübü, yaklaşık 4 milyon 810 bin TL değerinde 54 adet motorlu taşıt ve yaklaşık 34 milyon 45 bin TL değerinde 64 taşınmaz aldıkları tespit edildi. Yapılan tespitler sonrasında yaklaşık 109 milyon 555 bin TL değerinde 64 taşınmaz, 54 adet motorlu taşıta el konulurken, 10 adet şirkete ise kayyum atandı. Gözaltına alınan 67 şüphelinden emniyette işlemleri tamamlananlar ise sabah saatlerinde Gebze Adliyesine sevk edildi.

  • Açlık Grevi Başlatan Maden İşçilerine Ailelerinden Destek

    Zonguldak’ta 4 aydır ücretlerini alamadıkları gerekçesiyle açlık grevi yapan maden işçilerine destek için yakınları yürüyüş yaptı.

    4 aydır ücretlerini alamadıklarını belirten maden işçilerinin geçen çarşamba akşamı başlattıkları kömür ocağından çıkmama ve açlık grevi eylemine destek vermek amacıyla madenci yakınları Kilimli kent meydanında toplanarak ocağa doğru yürüdü. Sloganlar atarak ocağa yürüyen grubun önü Bölüm Mahallesi girişinde TOMA ve Çevik Kuvvet tarafından kesildi. Madenci yakınları haricindeki katılımcıların kalabalıktan ayrılmaları istendi.

    Maden işçisi Mustafa Kuru’nun annesi Emine Kuru, çocuklarının haklarını istediklerini, bu hakkı sonuna kadar arayacaklarını söyledi. Çocuklarının aç susuz oralarda günlerdir durduğunu ifade eden Kuru, “Çamurun içinde gidiyoruz oralara, çocukların can güvenliği yok. Aç susuz oralarda duruyorlar. Her gün 3 tane hasta çıkıyor. 90 kişi var içeride, eğer onlar ölürse Zonguldak’a kimse gelmesin, oy alınacağı zaman herkes kapımızı aşındırıyor. Nerede milletvekilleri, nerede belediye başkanları? Çocukların haklarını versinler. Şimdi bize barikatlar kuruluyor, biz ne yaptık, çocuklarımızın hakkını istiyoruz” dedi.

    Devletten 245 maden işçisine sahip çıkmasını isteyen De-Ka İşçi Temsilcisi Cemal Akın ise, “Bizim bir buçuk aydan beri çektiğimiz çileyi buradaki madenci arkadaşlarımızın ailelerinin haykırışlarını görüyorsunuz. Bizim mağduriyetimizi herkes görecek. Biz emeğin başkentindeyiz. İlk önce bize Zonguldak sahip çıkmadı. Biz 245 madenci arkadaşımızın madenden başka yapacak işi yok. Biz hepimiz madenciyiz, bizim buradan başka yere gitme şansımız yok. Biz devletten bize sahip çıkmasını, birileri suç işlediyse suçlular cezasını çeksin ama bu bize mal edilmesin, biz bu zamana kadar kelle koltukta çalıştıysak emeğimizin karşılığını alana kadar sonunda ölümde olsa biz davamızdan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

    Bölüm Mahallesi’ne kadar gelen maden işçisi yakınları, burada emniyet yetkilileri ile görüştü. Zaman zaman gerginliğin yükseldiği alanda emniyet yetkilileri, madenci yakınlarına durum hakkında bilgiler verdi. Emniyet yetkilileri tarafından madenci ailelerinden sadece madenci eşleri ve anneleri ocağın olduğu alana alındı. Ocağa gitmek isteyen maden işçilerinin yakınları zaman zaman sinir krizleri geçirirken, 112 ekipleri müdahale ederek sakinleştirdi.

  • Erdoğan: “1919 Yılından Başlatan Bir Tarih Anlayışını Reddediyorum”

    Kutü’l-Amare Zaferi’nin 100. yılı kutlama törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ders kitaplarındaki tarih anlatımında ise bırakın eksikliği adeta tam tersi bir çaba söz konusudur. Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini nerede ise 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda Kutü’l Amare Zaferi’nin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen kutlama programına katıldı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, GenelkKurmay Başkanı Hulusi Akar, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, askeri erkan ve diğer davetliler katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunda bir asır önce kazandığımız Kutü’l Amare Zaferi’nin 100. yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum. Selman-i Pak ve kut çarpışmaları başta olmak üzere 1. Dünya Savaşı’nın tüm cephelerinde kahramanca mücadele ederek şehit olan, gazi olan, tüm askerlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum. Bu toprakları bize vatan kılmak için Malazgirt’ten beri kesintisiz bir şekilde sürdürdüğümüz mücadelelerin her bir aşamasında şehit olan, gazi olan ecdadımızı aynı şekilde rahmetle hürmetle anıyorum. Kurtuluş Savaşı’nı kazanarak bizlere Türkiye Cumhuriyeti’ni armağan eden Gazi Mustafa Kemal Paşa başta olmak üzere kurucu Meclisimizin ve ordumuzun tüm mensuplarını da rahmet ve şükran duygularımla yad ediyorum” diyerek sözlerine başladı.

    “BU VATAN BİZE KİMSENİN İNAYETİ DEĞİLDİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte bizim milletimiz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığı boyunca Anadolu’nun bozkırlarını, Ege’nin, Trakya’nın, Akdeniz’in o bereketli ovalarını, Karadeniz’in yeşil tepelerini, Doğu Anadolu’nun o görkemli dağlarını, bugün bir kısmı sınırlarımız dışında bulunuyor olsa da insanlığın Fırat ve Dicle etrafındaki kadim yerleşimlerini, tüm renkleri ile Balkanları velhasıl vatanın her karışını kanıyla yoğurarak bayrağımızı oralarda dalgalandırmıştır. Bu vatan bize kimsenin inayeti değildir. Bu coğrafya millet olarak bedelini halen her gün ödediğimiz bize anamızın ak sütü kadar helal asli vatanımızdır” dedi.

    “YÜREĞİMİZLE VE BİLEĞİMİZLE HAKKINI VERMEDİĞİMİZ HİÇBİR ZAFERİMİZ YOKTUR”

    Erdoğan, “Geniş bir coğrafyada 2 bin 200 yılı aşkın bir süredir kesintisiz devam eden devlet geleneğimiz boyunca yüreğimizle ve bileğimizle hakkını vermediğimiz hiçbir zaferimiz yoktur. 1400 yıllık İslam tarihinin bilhassa son bin yılında millet olarak bizim içinde olmadığımız hiçbir büyük mücadeleye rastlamak neredeyse mümkün değildir. Tüm medeniyetlerin göz bebeği Anadolu’yu bunca yıldır vatanımız olarak muhafaza edebilmemizin gerisinde işte böyle büyük bir birikim vardır. Batı medeniyetinde Türk belli bir kavmin adı değil, tüm Müslümanları ifade eden bir isimdir. Dünyanın üzerinde 200 milyonun üzerinde bir varlığa sahip Türkçe konuşan toplumlar denince de akla önce bizim milletimiz gelir. Millet olarak temsil ettiğimiz bu geniş algının gerisindeki büyük mücadeleyi ve fedakarlıkları çok iyi görmek çok iyi değerlendirmek ve idrak etmek mecburiyetindeyiz” diye konuştu.

    “MEDENİYETİMİZİN BİNLERCE YILLIK TARİHİNİ NEREDE İSE 1919 YILINDAN BAŞLATAN BİR TARİH ANLAYIŞINI REDDEDİYORUM”

    Gerçek Türk tarihini nesillere anlatacak bir tarih anlayışının mevcut olmadığına dikkat çeken Erdoğan, “Ülkemizde maalesef nesillere bu büyük fotoğrafı gösterecek bir tarih anlayışı mevcut değildir. Elbette bir takım iyi niyetli başarılı çalışmalar vardır ama bunlar özellikle Batı ülkelerinin benzer çalışmaları yanında çok sönük kalıyor. Ders kitaplarındaki tarih anlatımında ise bırakın eksikliği adeta tam tersi bir çaba söz konusudur. Milletimizin, medeniyetimizin binlerce yıllık tarihini nerede ise 1919 yılından başlatan bir tarih anlayışını reddediyorum” dedi.

    “BİZİM ORDUMUZ SADECE MUVAZZAF DEĞİLDİR, AYRICA BİZİM BİRDE MOBİL ORDUMUZ VARDIR, O DA MİLLETİN TA KENDİSİDİR”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim ki zaferleriyle ve yenilgileriyle son 200 yılımızı, hatta son 600 yılımızı soyutlayıp, eski Türk tarihinden Cumhuriyete atlıyorsa biliniz ki o kişi milletimizin de, devletimizin de hasmıdır. Balkan Savaşı bizim için Gazi Mustafa Kemal’in Çanakkale’de askerlerine hücum emri verirkenki ifadesiyle ’Balkan utancını bir daha yaşamaktansa ölmeyi tercih ederim’ dediği bir hezimettir. Ama tarihimizin bir parçasıdır. Osmanlı Ordusu Balkan hezimetten aldığı derslerle bir yıl gibi kısa bir sürede kendini her bakımdan yenilemiştir. Bu sayede 1. Dünya Savaşı’nda bir milyonu bulmayan bir güçle 1,5 milyon İngiliz, 1 milyon Rus, çeyrek milyon Fransız ve bir o kadar da Ermeniler’in başı çektiği çeşitli azınlık çeteleriyle mücadele edebilmeyi başarabilmiştir. Osmanlı Ordusu’nun bu dönemdeki başarısı bir başka ülkeden gelen az sayıdaki askeri danışmanın değil, milletimizin ordusuyla birlikte varlığını korumak için başlattığı bir kıyamın ürünüdür. Evet tüm cepheleriyle 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı milletimizin kıyamıdır aynı ayağa kalkışı, şahlanışıdır. Tarih kitaplarında bizim milletimiz için ne denir? Asker millet. Veya ordu-millet ifadesi kullanılır. Çünkü biz gerektiğinde tüm fertleriyle inancı, vatanı, bayrağı, devleti uğruna savaşabilen bunu göze alan bir milletiz, yani bizim ordumuz sadece muvazzaf değildir, ayrıca bizim birde mobil ordumuz vardır, o da milletin ta kendisidir” şeklinde konuştu.

    “BAŞIMIZI YAKAN KLASİK SORUNUMUZ CEPHEDE KAZANIP MASADA KAYBETME İŞİDİR, YANİ DİPLOMASİ EKSİKLİĞİDİR”

    “Bizim bu dönemde başımızı yakan klasik sorunuz olan cephede kazanıp masada kaybetme işidir, yani diplomasi eksikliğidir” diyen Erdoğan, “Ama biz ne yapmışız, kendi tarihimizin üzerine adeta kara bir örtü örtmeye çalışmışız. Kendi tarihimizi gömmeğe çalışmışız. Kendimize ait pek çok başarıyı bizimle ilgisi yokmuş gibi kısaca anlatıp geçenler veya hiç değinmeyenler hem ecdadımıza saygısızlık, hem de gelecek nesillere çok büyük kötülük yapmışlardır. Kutü’l Amare Zaferi bunun en çarpıcı örneğidir. Biraz sonra sahnelenecek Kutü’l Amare Zaferi ayrıntılı şekilde anlatılıyor. Fakat bizim okullarda okutulan tarih kitaplarında Çanakkale Savaşı belki biraz işlenir, bunun dışında diğer zaferlerimiz ya hiç yoktur ya da birkaç cümleyle geçiştirilir. Daha yakın zamanda lise ikinci sınıflara okutulan bu olay ne şekilde anlatılıyor biliyor musunuz? Savaş başladığında Basra’ya çıkan İngilizler Kutü’l Amare’de yenilgiye uğratıldılar. Bu kadar. Öncesi sonrası yok. Hatta İngilizleri kimin yendiği dahi yok, hepsi bu kadar. Halbuki İngilizler 1918 yılında İstanbul’u işgal ettiklerinde ne yapmışlardı biliyor musunuz? Şehirdeki kendilerine ait tüm bürolara üzerinde Kutu hatırla yazan tabelalar asmışlar. Dikkat ediniz yenilen taraf asker ve sivil tüm vatandaşlarına bir ibret vesikası olarak hatırlatırken, biz ise kendi zaferimizi unutturmak için adeta elimizden geleni yapmışız. Maalesef biz resmi tarihimizi yıllarca tam İngilizlerin istediği gibi düzenledik. 1. Dünya Savaşı’nın her cephesinde başta İngilizler olmak üzere düşmanlarımızın öfkeyle, dostlarımızın ümitle ama tüm dünyanın şaşkınlıkla takip ettiği bir mücadele ortaya koyduk. Ateşkes anlaşması imzalandığında Osmanlı Ordusu tüm cephelerde savaşmaya devam ediyordu. Yani ortada çökmüş, bitmiş, teslim olmuş bir ordu, bir devlet yoktu. Bizim bu dönemde başımızı yakan klasik sorunumuz olan cephede kazanıp masada kaybetme işidir. Yani diplomasi eksikliğidir” diye konuştu.

    “ŞUANDA BİR TERÖRLE MÜCADELENİN İÇİNDEYİZ VE İŞTE ŞEHİTLERİMİZ VAR”

    Erdoğan, “Şuanda bir terörle mücadelenin içindeyiz ve işte şehitlerimiz var. Askerden şehitlerimiz var, polisten şehitlerimiz var, koruculardan şehitlerimiz var. Fakat ben şuanda karşımda askerimizi görüyorum ve askerimizin içinde geleceğin adayları da var. Ve ben yarının Mehmetlerine de, bugünün Mehmetlerine de şöyle sesleniyorum; sizler kutsal peygamber ocağının mensuplarısınız. Dünyada hiçbir ülkede askerine Mehmetçik diyen bir başka ülke yoktur. Bu küçük Muhammed anlamında Mehmetçiktir. Ve şehadet sıradan bir olay değildir, peygamberlik makamından sonra en yüce makamdır. Birileri bunu speküle edebilir ama ben inanıyorum ki benim askerim, polisim, korucum bu yola çıkarken bu aşkla, bu inançla çıkmıştır. Biliyorsunuz biz tarihte annelerimiz, babalarımız kınalı kuzu kime derdi. Kınalı kuzu evet askere gidene. Ona kınayı yakarlar ve ‘git oğlum git ya gazi ol ya şehit’ derlerdi. Birde kınayı nerede yakardık, düğünden önceki kına gecesinde adaya yani gelinimize yapardık. Bizde anlayış budur. Şimdi tabi yoğun bir şekilde yapılan operasyonlar var. Bu operasyonların muzaffer ordusu, muzaffer komutası sizlersiniz. Er veya geç bu operasyonlardan zaferle çıkacak ve bu vatan topraklarında biz hainlere operasyon yaptırtmayacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

    Erdoğan’ın konuşmasının ardından Kutü’l Amare Zaferi’ni anlatan gösteriye geçildi. Gösterinin ardından program sona erdi.