Etiket: Başlar

  • Prof. Dr. Karaoğlan: “Osteoporozdan Korunma Anne Karnında Başlar”

    Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Başkanı Prof. Dr. Belgin Karaoğlan, “Osteoporozdan korunma anne karnında başlar” dedi.

    Kemik hastalıkları içinde en yaygın görülenlerden osteoporoz hakkında bilgi veren Prof. Dr. Belgin Karaoğlan, sistemik bir iskelet hastalığı olarak kabul edilen osteoporozdan korunma yollarında sürecin annenin hamilelik dönemine kadar uzandığını ifade etti. Karaoğlan, kemik yapısının gelişmesinde annenin hamilelik döneminden itibaren etkilenme söz konusu olduğunu vurgulayarak, çocukluk, gençlik ve ergenlik döneminde kalsiyumlu gıdalarla beslenmenin ve D vitaminin gerekliliğine dikkat çekti. Fiziksel aktivitenin kemik yapısının sağlamlığını etkileyen bir başka önemli faktör olduğunu ifade eden Karaoğlan, kemikleri güçlendirmenin hastalığı önlemede büyük rol oynadığını söyledi. Karaoğlan, yaşlıların ve özellikle menopoz sonrası kadınların sorunu olarak bilinen osteoporozun her yaşta ortaya çıkabildiğini, genç yaş kadın ve erkeklerde ve hatta çocuklarda bu rahatsızlığın görülebildiğini ifade etti. Hastalığın başlangıçta pek belirgin bulgu vermediğini belirten Karaoğlan, rahatsızlığın genelde kırık olduğunda ya da farklı nedenlerle yapılan radyolojik incelemelerde şüphe durumunda görüntüleme yöntemleri ile saptanabildiğini ifade etti. Osteoporoza bağlı kırıkların her zaman düşme sonucu olmadığını söyleyen Karaoğlan, düşük enerji kırığı denilen basit bir travma, öksürme, aksırma gibi efor sonucu bile ortaya çıkabildiğini belirtti.

    Çok yaygın bir hastalık olan osteoporozun gerekli önlemler alınmaz ise önüne geçilmekte zorlanabileceğini vurgulayan Karaoğlan, Ulusal Osteoporoz Vakfı’nın Amerika Birleşik Devletleri’nde 2010 yılından önce 12 milyon kişide görülen hastalığın 2020’de 14 milyondan fazla insanda görüleceğini ve gerekli önlemler alınmaz ise kalça kırık olasılığının 2040 yılında 2-3 kat artabileceğini öngördüğünü de aktardı. Karaoğlan, osteoporozlu hastaların öncelikle aerobik, germe, güçlendirme egzersizleri gibi fiziksel aktivitelerle kemiklerini güçlendirmesi gerektiğini ve haftada en az 3 gün 40-45 dakika yapılacak tempolu yürüyüşün de olumlu sonuç vereceğine vurgu yaptı. Kalsiyumun çok önemli olduğunu ifade eden Karaoğlan, D vitamininin aktifleştirilmesi için günde 20-30 dakika vücudun üçte birlik kısmından güneş ışığı alınması gerektiğini kaydetti. Karaoğlan, osteoporotik kırıkların önüne geçebilmek için hastanın düşme, çarpma gibi travmalardan sakınması, yaşadığı ortamın düzenlenmesi, gerekiyorsa yürürken baston, yürüteç vs. kullanmasının da önemli olduğunu aktardı.

  • Eşitlik Okulda Başlar

    Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik farkındalığı geliştirmek amacıyla başlattığı projeyle Millî Eğitim Bakanlığı, “her öğrenciye eşit fırsat ve eşit muamele” diyor.

    Proje kapsamında 15-19 Şubat 2016 tarihleri arasında Yerel Toplumsal Seferberlik Kampanyası süresince İzmir’deki öğrenciler ve öğretmenler toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda faaliyetler gerçekleştirecek.

    Eğitimde kız ve erkek çocuklar arasında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını amaçlayan Millî Eğitim Bakanlığı, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi (ETCEP) kapsamında, Trabzon’da başladığı Yerel Toplumsal Seferberlik Kampanyası’na İzmir’de devam ediyor. 15-19 Şubat tarihleri arasında İzmir’de seçilen 4 pilot okulda gerçekleştirilecek etkinliklerle öğrencilerin toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda farkındalığının artırılmasının yanında öğretmenlerin konuyla ilgili bilinçlendirilmesi ve ebeveynlerin bilgilendirilmesi hedefleniyor.

    Toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki duyarlılığın gelişmesi amacıyla Millî Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen ve bu alandaki ilk uygulama örneği olmasıyla da dikkat çeken ETCEP, 10 proje ilindeki 40 pilot okulda Aralık 2014’de fiilen başladı.

    Projenin yerel düzeyde gerçekleştirilen önemli ayaklarından biri olan Yerel Toplumsal Seferberlik Kampanyası kapsamında ilk olarak 14-18 Aralık 2015 tarihlerinde Trabzon’da gerçekleştirilen Okul Temelli Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kampanyası’nda farklı yaş gruplarında bin 253 öğrenci eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalığı geliştirmeye yönelik çeşitli etkinliklere katıldı.

    MESLEĞİN CİNSİYETİ OLUR MU?

    Proje kapsamında 15-19 Şubat 2016 tarihlerinde, İzmir’deki, Bornova Anadolu İmam Hatip Lisesi, Batıçim İlkokulu, Güzelyalı Ortaokulu ve İzmir Amerikan Koleji’nde çeşitli etkinlikler gerçekleştirilecek. Öğrencilerle, masallarda toplumsal cinsiyet, atasözleri ve deyimlerdeki cinsiyetçi söylemler gibi konular tartışılacak. Ayrıca, “mesleğin cinsiyeti olur mu?”, “dilimizin cinsiyeti var mı?” gibi oyun ve etkinliklerin yanı sıra çeşitli video sunum çalışmaları da gerçekleştirilecek. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusunda farkındalığının artırılması için sadece öğrenciler değil, o öğrencileri eğitmekle yükümlü olan eğitimcilerin ve idari personelin de konuyla ilgili bilgilendirilmesi sağlanacak.

    MESLEK SEÇİMİNDE EŞİTLİK HEDEFLENİYOR

    Proje kapsamında, sadece öğrencilerde değil toplumun genelinde yaygın olan “erkek işi” ve “kadın işi” gibi yargıların da kırılması hedefleniyor. Okul ortamında eşitlikçi davranışların geliştirilmesi ile zaman içinde eşitlikçi toplumların oluşturulması için gerekli altyapı sağlanacak.

    KAMU SPOTU HAZIRLANDI

    Projenin toplumun her kesimine ulaşabilmesi için MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, okullardaki kız öğrenciler ve erkek öğrenciler arasında eşitliğin sağlanması, toplumsal cinsiyete duyarlı bir yaklaşımın yaygınlaştırılması için bir de kamu spotu hazırladı. Televizyon kanallarında yayınlanan kamu spotunda, okul fişlerinde kullanılan fişlere atıfta bulunuldu. “Ali ekmek al”, “Ayşe sofra kur”, “Ali babana yardım et”, “Ayşe annene yardım et” gibi ifadelerin yer aldığı kamu spotunda, “Bunları yeniden yazmaya var mısın” sorusuna yer verildi.

    10 PİLOT İLDE 40 OKULDA

    Proje iletişim faaliyetleri kapsamında öğretmenlere kampanya uygulamalarında yol gösterici olmak üzere hazırlanan “Okul Temelli Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kampanya Kılavuzu”ndan yararlanıldı. Kılavuz Türkiye genelinde benzer faaliyetler gerçekleştirmek isteyen öğretmenlerin yararlanabilmesi için proje web sitesinde de paylaşıldı. 10 pilot ilde ve 40 okulda gerçekleştirilmekte olan projede binlerce öğrenciyle yapılan etkinliklerin yanı sıra farklı seminer çalışmalarıyla yaklaşık 2 bin öğretmenin eğitiliyor.

  • Gimdes’ten ’Helal Lokma Ailede Başlar’ Eğitimi

    GİMDES, Kasım ayında başlattığı ’Helal Lokma Ailede Başlar’ eğitimi geçen hafta tamamladı.

    Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalama Araştırmaları Derneği (GİMDES), Kasım ayı başında ’Helal Lokma Ailede Başlar’ adıyla başlattığı eğitimi geçen hafta tamamladı. Ayrıca GİMDES, Trabzon’da, Şanlıurfa’da, Kız Kuran kurslarında ve İsmailağa Külliyesinde çeşitli eğitimler verdi. Bolu’da Halal Dünya Market şubesinin açılışını yapan GİMDES, bu vesileyle binlerce vatandaş helal ve tayyip yaşam hakkında bilgilendirildi.

    Trabzon Halal Dünya Marketleri şubesi ve Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) Trabzon Şubesi’nin organizesi ile 2 farklı yerde konferans gerçekleştirdi. GİMDES Başkanı Dr. Hüseyin Büyüközer ve Başdenetçi Kimyager Ali Rıza kurum konuşmacı olarak katıldığı konferanslarda gıda ekonomisi, gıdalarda kullanılan koruyucu katkı maddeleri, helal gıda sertifikalama sistemi, kozmetik ve temizlik ürünlerinde kullanılan zararlı kimyasallar ve ilaçlardaki tehlikeler hakkında bilgi verdiler.

    Bilinçli kız öğrencilerin isteği doğrultusunda da Şanlıurfa Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde konferans veren GİMDES, Baş Denetçi İbrahim Halil Yüzgül tarafından GİMDES’in kuruluş amacı, misyonu, gıda katkılarının kullanım amaçları ile ilgili bir sunum yaptı. Müslümanların helal, şüpheli ve haram katkılara çokça dikkat etmesi gerektiğini açıklayan Yüzgül, “Özellikle bir Müslümanlar kolayı 5 içerikten dolayı içmemelidir. Bunlar carmin, karbondioksit, aspartam, alkol, fosforik asittir. Bunlar zararlı olmak ile beraber haram olan alkolü de içermektedir. Aspartam çocuk şurupları dahil bütün tatlı şeylerde kullanılır. 1 kg.’ın şekerden 200 kat daha tatlı ve sağlığa çok zararlıdır” dedi. Yüzgül, konferansta, domuz ve jelatinin kullanım alanları geniş bir şekilde anlattı.

    Her yıl olgunlaşma ve kendini geliştirmek için İstanbul İsmailağa külliyesinde 2 yıllık kursa alınan hocalara ’Helal Gıda ve Helal Sertifikalama’ konularında seminer veren GİMDES bu yılki seminerini de gerçekleştirdi. Seminere konuşmacı olarak katılan Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer ve Dr. Halim Aydın, Genetiği Değiştirilmiş Organizma’lı (GDO) ürünlerdeki helallik ve sağlık üzerindeki riskler, gıda, kozmetik ve ilaçlardaki helalliği bozan ve sağlığa zarar veren bazı katkı maddeleri anlattılar.

    Helal lokmada, ilk mektebin annelerin olduğunun bilinmesi ve bu vazifenin icra edilmesi amacıyla genç kızlarla buluşan GİMDES Kadınlar Kurulu, Ümraniye Dudullu Gülistan Kız Kur’an Kursu’nda ve Zeytinburnu Kız Yurdu’nda ’Müslüman Bir Annenin Çocuğuna Helal Bilinci Yerleştirmesi’ konulu seminer verdi. Çocukların, özellikle gıdada helal haram kavramlar ile tanıştırılması ve bir annenin çocuğuna helal bilinci yerleştirmesi amacıyla gereken vazifelerinin anlatıldığı seminerde, ancak helal lokma ile yetişmiş ve helal yaşam şuurunda olan bir gençlik ile bugünkü buhranlarından kurtulabilineceği anlatıldı.

  • Başkan Akgün: “Kaliteli Bir Demokrasi Çocuklardan Başlar”

    Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, kaliteli ve gerçek demokrasinin yolunun çocuk haklarının uygulamasından geçtiğini söyledi.

    Büyükçekmece’de eğitim gören yüzlerce çocuk “Dünya Çocuk Hakları Günü”nde sürprizlerle dolu etkinliklere tanıklık ederek, günlerini kutladı. Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliklere Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün ve eşi Hatice Akgün, Lapta Belediye Başkanı Fuat Namsoy, Uluslararası Festivaller Birliği Başkanı ve aynı zamanda da Pendik Belediyesi Başkan Yardımcısı olan Atilla İpek katıldı.

    ÇOCUKLAR EĞLENEREK ÖĞRENDİ

    Etkinlikler arasında yer alan “Çocuk Haklı” adlı tiyatro gösterisinde kahkahalara boğulan minikler sonrasında soluğu el sanatları atölyelerinde aldı. Ebruli, ahşap boyama ve cam yakma sanatlarında birbirinden yaratıcı ve orijinal projeler ortaya çıkartan minik sanatseverler daha sonrasında Atatürk Kültür Merkezi önünde seksek oynayarak renkli sahnelere ortak oldu.

    “DEMOKRASİ KÜLTÜRÜYLE YETİŞTİRMELİYİZ”

    Geleceğimizin çocuklara emanet olduğunu belirten Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, “Türkiye’de demokrasinin rayına oturabilmesi için öncelikle çocuklarımızı demokrasi kültürüyle yetiştirmemiz gerekir. Büyükçekmece’de açmış olduğumuz Çocuk Hakları Masası ile çocuklarımızın toplum içerisinde kendilerine olan güvenini arttırmak ve onlara demokrasinin ne olduğunu anlatma konusunda hizmet etmeye çalışıyoruz. Çocukların geleceğe hazırlanması ve demokrasi kültürünü daha iyi özümleyebilmeleri için Çocuk Hakları Masası’nda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İleride kaliteli bir demokrasi olsun istiyorsak bu işe çocuklardan başlamalıyız” ifadesini kullanarak öğretmenlere ve Büyükçekmece Belediyesi’nde eğitim gören çocuklara teşekkür etti.

  • Diş Ağrısı Neden Gece Başlar

    Clinic Plus Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, diş ağrısının kişiden kişiye algıda değişiklik gösteren, tamamen subjektif bir kavram olduğunu ifade ederek, “Aynı uyaran bir kişiyi çok rahatsız ederken, başka birinde en ufak bir sızıya bile sebep olmaz. Bunun asıl sebebi tabii ki ağrı eşiğinin kişiden kişiye değişkenlik göstermesidir” dedi.

    Ağrı eşiğinin düşük olduğu bireylerde, en ufak bir çürük başlangıcının bile ağrıya sebep olduğunu ifade eden Eralp, “Kısa zamanda erken teşhis ile tedavi edilir. Göreceli olmakla beraber, bu aslında iyi bir şeydir. Çünkü ağrı eşiğinin yüksek olduğu bireylerde, çürük ilerler ama kişi çok az bir sızı hisseder. Tedavisini, müsaaitlik durumuna göre erteler. Fakat uzun süre ertelenen tedavi sebebiyle, çürük aşırı ilerlemiş olabilir. Bir gece aniden başlayan zonklama şeklinde ağrılar başlar ve ağrı eşiği ne kadar yüksek olursa olsun, gece başlayan diş ağrısı hemen herkeste aynı şekilde etki yapar ve maalesef hiç de hayırlı değildir. Burada akla gelen bir soru da, vücudumuzun herhangi bir yerindeki yara gece ağrı yapmazken, diş çürüğü neden ağrı yapıyor. Vücudumuzda bulunan bütün sert dokuların üzeri örtülü ve dış ortamla ilişkileri yoktur. Fakat dişlerimiz için durum çok farklıdır. Dişlerimiz, vücudumuzda hem kemik içinde kapalı ortamda hem de kemik dışında, dış ortamla ilişkide olan tek organdır. Dişin ağız içinde görünen kısmında çürük ve iltihaplar olurken, kemik içinde bulunan kısımda iltihabın direne olması zorlaşıyor. Direne olamayan iltihap basınç ve zonklama şeklinde ağrıya sebep oluyor” diye konuştu.

    Diş ağrısının genelde gece başladığını belirten Clinic Plus Uzman Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, “Aslında ağrı kavramının geneline baktığımızda, sadece diş ağrısı değil, vücutta meydana gelen bütün değişikliklerin acısı gece çıkıyor. Gece, gün ışığından faydalanma olmadığı için saat 03.00 civarında, gün ışığından aldığımız fayda tamamen bitiyor. Vücutta hormonal değişiklikler başlıyor. Vücut metabolizması, bazal metabolizma dediğimiz en düşük seviyeye iniyor. Uyurken, vücuttaki tek aktivite, hücrelerde yenilenme ve iyileşme oluyor. Kan hücreleri, problemli bölgelere hücum ederek, yaraları onarmaya ve hücreleri yenilemeye çalışıyor. Aslında buraya kadar her şey sistemin ne kadar güzel çalıştığını hatırlatıyor insana. Ama sorun şu ki vücut bazal metabolizmaya geçtiğinde, dişlerimizde var olan bir çürüğü ya da diş etlerimiz de var olan bir iltihabı onarmaya çalışırken, problemli bölgenin etrafında, iyileştirici kan hücrelerinin miktarı oldukça artıyor ve o bölgede bir basınç ağrısına sebep oluyor. İşte bu diş ağrısı, kemik içinde sıkışan hücrelerin yaptığı basınç ağrısı, gecenin bir yarısı herkesi uyandırıyor. Gece yarısı başlayan diş ağrısına çözüm olarak, en doğrusu bir sağlık kuruluşunun acil bölümüne gitmek olacaktır. Halk arasında bilinen, diş üzerine aspirin, sarımsak, kolonya gibi maddelerin konulması, diş ağrınıza tam bir çare olmayacağı gibi, çevre yumuşak dokulara da zarar verecek ve ikincil ağrılara sebep olacaktır. Kısa zamanda doktora gidemiyorsanız ve yüzünüzde şişlik oluştuysa, şişen bölgeye soğuk kompres yapabilirsiniz. Soğuk ağrıyı da bir miktar azaltacaktır. Ağrı kesicilerden faydalanabilirsiniz. Fakat ağrı kesicilerin etkisi kısa süre sonra geçecek ve ağrı tekrar başlayacaktır. Gözle görülen bir çürük var ise, çürük üzerinde yemek birikintisi olmadığından emin olmak için dişlerinizi fırçalamanızı ve o bölgeyi temizlemenizi tavsiye ederim. Çürük diş içerisine yemek artığı kaçtığı zaman ağrınız oldukça artacaktır. Bunun dışında, evinizde bulunması az ihtimal de olsa, karanfil yağı diş ağrınıza iyi gelecektir. Küçük bir pamuğa karanfil yağı dökerek, çürük dişinizin üzerine koyarsanız, diş ağrınız hafifleyecektir. Karanfil yağını uygularken çevre yumuşak dokulara zarar verebileceğinden, sadece diş üzerine uyguladığınızdan emin olmanız gerekir” şeklinde konuştu.

    Dt. Sevgen Eralp, “Dişinizde bir ağrı hissettiğiniz zaman, en doğrusu diş hekiminizi ziyaret etmektir. Uygun bir anestezi ile ağrı tamamen bloke edildikten sonra, gerekli tedaviler yapılabilir. Sonrasında da ağrınızın tekrarlaması beklenmez.” dedi.