Etiket: Başkanından

  • Sayıştay Başkanı’ndan ’ işe alımlarda torpil baskısı alıyor musunuz? cevabı:

    Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, KPSS sınavları sonrası 45 memur alacaklarını, daha sonra ek sınav daha açarak 45 kişi daha alacaklarını açıkladı. Konuşmasında kendisine, “İşe alımlarda torpil baskısı alıyor musunuz?” sorusuna ise Baş, mülakatlardaki komisyon yetkilisini işaret ederek, “Ortada bir adam vardır, konuşmaz ama size bakar. O adamdır sizin torpiliniz. Biz sınavlarımızı, genel olarak diğer kurumlar da yapıyoruz. Bütün Facebook, İnstegram, Twitter hesaplarının hepsini tarıyoruz. Oradaki paylaşımlarının hepsine bakıyoruz” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde üniversite öğrencileriyle bir araya gelen Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, burada öğrencilerle yaklaşık 2 saatlik bir söyleşi gerçekleştirdi.

    Öğrencilere kariyer planlama ile ilgili bilgiler veren Baş, kişinin planlamasını kendisinin yapması gerektiğini vurguladı. Planlamada ailenin, üniversite hocalarının ya da KPSS’nin herhangi bir faktörü olmadığını kaydeden Baş, “Bu planı biz yapacağız. Aile, hoca, KPSS veya kurslar yapmayacak. Onlar plana yardımcı olacak. Bu plan şahsi plan. Böyle bir iradeyi kendimiz oluşturacağız. Bu planda ne tür adımlar atacağız onları kurgulamamız lazım. Stratejik planlama gibi düşünelim, ne tür eylemlerle ona ulaşacağız. Hedefler değişebilir, zaman içerisinde. O hedef gerçekleşmese başka hedeflere dinamik bir şekilde değiştirebilmeli” dedi.

    “90 kişi alacağız”

    Denetçilik konusunda öğrencilere bilgilerde veren Baş, denetçiliğin bir meslek olduğuna dikkat çekerek, “Biz bütün arkadaşlarımıza Sayıştay denetçiliğini açıyoruz. Ama biz de kapasite sınırlı. 45 kişi alacağız, süreci devam edenler var. Önümüzdeki dönemde belki son baharda bir sınav daha açacağız. 45 kişi daha denetçi yardımcısı alacağız. Dolayısıyla bizde kapasitesi sınırlı. Ancak vergi denetim kurulu tarafında daha fazla imkan var” diye konuştu.

    Torpil cevabı

    Bir öğrencinin, Sayıştay kurumuna işe alım konusunda bürokratlar tarafından üzerinizde baskı yapılıyor mu? Böyle bir şey var mı?’ sorusuna, “Mülakatta en büyük torpil kişinin kendisidir” şeklinde cevap veren Baş, mülakatlarda yer alan komisyon yetkilisinin işe alımdaki bakış açısının önemine işaret etti. Baş, “Ortada bir adam vardır, konuşmaz ama size bakar. O adamdır sizin torpiliniz. Yeterli öz güveni karşıya o algıyı verebildiyseniz, mesleğin gerektirdiği ciddiyete haizseniz, güvenlik soruşturmasında herhangi bir sıkıntı yoksa işe girmemesi için bir neden olmaz. Kariyer mesleklerinde torpil çok önemli değil ama onun dışında başka özel sektörlerde işe yarayabilir. Netice itibariyle biz denetçilik yapacak kişiler bakıyoruz. Ya da müfettişlik yapacak kişi bakıyoruz. Bu arkadaşımızın durumu müfettişliğe elverişli midir. Her bir müfettiş kendi başına resmi bir dairedir. Uzman nasıl yapar, çalışmasını yapar kendisine verilen konuda yapmış olduğu çalışmayı daire başkanına sunar, daire başkanını, o genel müdür yardımcısına o da genel müdüre sunar yukarıya doğru gider. Uzmandan böyle bir şey beklenmez” ifadelerini kaydetti.

    “Bütün sosyal medyayı tarıyoruz”

    15 Temmuz sonrası kamuda işe alımlardaki güvenlik soruşturmalarının artırıldığına da dikkat çeken Baş, “Güvenlik soruşturmasında bir takım şeyler varsa, mesela abisi bir suça karışmış, öbürü hapiste bunlar güvenlik soruşturmasında çıkıyorsa onaylanmaz. Özellikle 15 Temmuz sonrası bu türlü soruşturmalar arttı. Biz de sınavlarımızı genel olarak diğer kurumlarda yapıyoruz. Bütün facebook, İnstegram, Twitter hesaplarının hepsini tarıyoruz. Oradaki paylaşımlarının hepsine bakıyoruz” dedi.

  • Belediye başkanından ilginç kutlama

    Ürgüp Belediye Başkanı Fahri Yıldız referandum sonuçları sonrasında Türkiye’nin kararının “Evet” çıkması sonrasında ilginç bir kutlamaya imza attı.

    16 Nisan Pazar günü yapılan referandum sonrasında Türkiye’nin kararının “Evet” çıkması sonrasında asfalta, “FETÖ, Darbe, Cunta, Koalisyon, PKK ve Avrupa” isimlerini yazdırdı ve belediye araçları ile yolu temizletti. Başkan Fahri Yıldız konuyla ilgili açıklamasında, “Sevgili hemşehrilerin dün 16 Nisan 2017 tarihinde bir referandum yapıldı. Referandumda sizler hepiniz güçlü bir katılım ile sandığa gittiniz ve iradenizi ortaya koydunuz. Bu seçimin kaybedeni yok, referandumun kaybedeni yok kazanını var evet diyeni de kazandı, hayır diyen de kazandı fakat kaybeden birileri var işte onlar önümüzde. Bu millet bu hainlerin hepsini süpürdü çöpe attı ve biz de bugün Ürgüp’te aynı şeyi yaptık süpürüyoruz süpürmeye devam edeceğiz ve ancak mesuliyetimizin on kat daha arttığının farkındayız. Teşekkürler Türkiye, Teşekkürler Ürgüp” dedi.

  • Mahkeme Başkanından darbeye sevindiğini hatırlamayan sanığa reçete önerisi

    Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erhan Yıldırım, 15 Temmuz gecesi darbe girişimini çığlık atarak kutladığı iddia edilen sanığının “O gece çok hastaydım” şeklindeki savunmasına “Sana reçete yazayım mı?” diye karşılık verdi.

    Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında 9’u tutuklu 44 sanığın yargılandığı Didim yapılanması davasının ikinci gününde sanıkların ifade işlemlerine devam edildi.

    KHK ile kapatılan FETÖ/PDY ile bağlantılı Irmak A.Ş’nin kurucularından olan Yakup Erkan, kurucusu olduğu şirkten hiç para almadığını savundu. Erkan, “Bu okulun kazancı muhasebe kayıtlarında mevcuttur. Yönetim kurulu toplandığı zaman muhasebeci Ayvaz Kocabaş gelir gider hakkında bize bilgi veriyordu. Bu şirket uzun süre kar etmedi” dedi.

    Mahkeme Başkanı Erhan Yıldırım, Erkan’a “Muharrem Sever ve Şahin Ayvaz’ı şirkete FETÖ’den birisi mi atadı?” diye sordu. Mahkeme Başkanı, Erkan’ın “Bu konuda bilgim yok” cevabı üzerine aynı soruyu Irmak A.Ş’de hissesi bulunan sanıklara yöneltti. Sanıklardan Didim Ticaret Odası eski Başkanı Ufuk Döver, soruyu “Bu gibi işlemleri okul müdürü yapar. Muhasebeci işe giren kişinin evraklarını hazırlayarak önümüze getirir, biz sadece imzayı atarız. Biz bu kişileri tanımayız” şeklinde cevapladı.

    Darbeye sevinme iddiasına ilginç savunma

    Mahkeme Başkanı Yıldırım, Didim’deki esnaf yapılanmasının sohbetlerine katıldığı iddia edilen Yakup İbrahimoğlu’na “Akraban Namık Kemal İbrahimoğlu, Trabzon’un Of ilçesi Sarayköy’deki evinde darbe olunca sevinç çığlıkları attığını, darbe girişimi başarısız olunca da ‘nasıl başarısız olur’ dediğini iddia ediyor” diye bir soru yöneltti.

    İbrahimoğlu’nun kendisini “Bu iddiaları ret ediyorum. Bu kişinin zaten benimle husumeti var. O akşam hastaydım. 4 torunum, 7 çocuğum var. Eğer sevinç çığlığı attıysam bunları görmeyeyim. Ölümcül bir kaza geçirdim, zaman zaman ağrılarım oluyor” sözleriyle savunmasına tepki gösteren Mahkeme Başkanı Yıldırım’ın “Sana bir reçete yazayım mı?” demesi üzerine salonda gülüşmeler yaşandı.

    Mahkeme Başkanı bu savunma üzerine “Siz kimin emanetçisisiniz, kim size bu işleri emanet etti” diye ikinci bir soru daha sordu. İbrahimoğlu, “Irmak A.Ş’nin yüzde 15 hissesini 2008 yılında aldım. 2012 yılında hissemi devir ettim. Alırken de satarken de para ödemedim. Bu okul insanların teveccühü ile yapıldı. Biz para talep etmedik. Bu okul devamlı borçlanıyordu, borcu da inşattı da bitmedi. Zaten devlete kalacaktı” dedi.

  • Mahkeme Başkanından sözde imama Ergenekon tepkisi

    Aydın’da yargılanan FETÖ’nün sözde Didim imamı Muharrem Sever’in, “Fetullah Gülen suçlu bulunursa, cezalandırılacaktır. Ergenekon sürecinde Genelkurmay Başkanı da terörist ilan edilmişti. Sonrasında masum olduğu ortaya çıktı” sözleri üzerine mahkeme başkanı, “Onu, cemaat terörist ilan etti” diye çıkıştı.

    Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY silahlı terör örgütü soruşturması kapsamında 9’u tutuklu 44 sanığın yargılandığı Didim yapılanması davasında ilk gün tamamlandı. Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk gününde 12 sanığın ifade işlemi tamamlandı.

    FETÖ’nün Didim’deki kasası olduğu iddia edilen Ayvaz Kocabaş, “Irmak A.Ş’de 2011 yılında muhasebesi olarak çalışmaya başladım. Çalıştığım kurumun terör örgütü olduğunu bilmiyordum. Evimden çıkan Fetullah Gülen’in CD’lerini kabul etmiyorum. Çünkü arama olduğu sırada evde yoktum. Üzerime atılan iddiaları kabul etmiyorum” dedi.

    Sözde imam Didim’e iş kurmak için gelmiş

    Davanın 1 numaralı sanığı olan FETÖ’nün 2015 yılından sonraki sözde Didim imamı Muharrem Sever, tutuklu bulunduğu Düzce T Tipi Kapalı Cezaevi’nden canlı bağlantıyla ifade verdi. Mahkeme Başkanı Erhan Yıldırım, Sever’e “Sen Didim’in son imamı mısın?”diye sordu. İddiaları ret eden Sever, “Didim’e atamayla gelmedim. Didim’e 2015 yılında iş kurmak için geldim. Didim’e gelmeden önce Gaziantep’te GAYEDER’de memur olarak çalışıyordum. Maaşımı dernekten alıyordum. Didim’e emlakçılık yapmak üzere geldim. Çocuklar ve eşim alışamayınca geri döndüler. Ben Didim’de kaldım. Irmak A.Ş’ye bağlı şirketler ve kurumlarla ilgim yoktur. Resmi olarak çalışmışlığım yoktur. FETÖ’ye bir sempatim yok, üyesi değilim. Sohbetlerine de katılmadım. Bu süreçte kararı yargı verecek. Fetullah Gülen suçlu bulunursa, cezalandırılacaktır. Ergenekon sürecinde Genelkurmay Başkanı da terörist ilan edilmişti. Sonrasında masum olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle yargılama sonuçlarını beklemekte fayda görüyorum” dedi.

    Sever’i Ergenekon süreciyle ilgili beyanlarını nedeniyle uyaran Mahkeme Başkanı Yıldırım, “Onu, cemaat terörist ilan etti” diye çıkıştı.

    FETÖ’ye ziyarete giden ekibi açıkladı

    Tutuksuz yargılanan Didimli mimar Eyüp Sabri Ekiz de, hakkındaki iddiaları kabul etmedi. Ekiz, “Paralel yapıya dahil değilim. 17-25 Aralık’tan sonra hiçbir toplantıya katılmadım. 2014 yılında Irmak A.Ş’deki hisselerimi kardeşime devir ettim. Benim zamanımda yapılanmanın başında Nurullah Topçu vardı. Sohbetlere genelde öğretmen arkadaşlar katılıyordu. 2012 yılında Nurullah Topçu’nun önerisiyle ABD’ye gidip, Fetullah Gülen’i ziyaret ettik. Ben, Ufuk Döver, Abdurrahim Öztürk, Hilmi Yıldırım ve Mustafa Mutlu, Nurulllah Topçu’yla birlikte New York Havaalanından karayoluyla Pensilvanya’ya gittik. İlk 3 gün Gülen’in misafirhanesinde kaldık. Bir çalışan bizi Fetullah Gülen’in yanına götürdü. Bize ‘Hoş geldiniz’ dedi, nereli olduğumuzu sordu. Toplam 2 dakika sohbet ettik” dedi.

    Mahkeme Başkanı, Ekiz’e “Klasik raconu yerine getirip el öptünüz mü?” diye sordu. El öpmediklerini söyleyen Ekiz, firari kardeşi Ömer Faruk Ekiz’in nerede olduğuyla ilgili soruya ise şu şekilde cevap verdi:

    “Kardeşim Avrupa’da ama hangi ülkede olduğunu bilmiyorum”

    Traktördeki kitaplar proje için toplanmış

    Sohbet imamlığı yaptığı ileri sürülen Hüseyin Metin ise, yakılmak için traktörle götürülürken yakalanan kitap ve evrakların bir projeye destek vermek amacıyla toplandığını savundu. Metin, “Ben imam değilim, dini eğitimim yok. Bu kitap ve evraklar çalıştığım devlet okulunda Kaymakam ve İlçe Milli Eğitim Müdürünün onayıyla hazırlanan‘Bugün Atık Kağıt, Yarın Kitap’ projesi kapsamında toplandı. Annem Zekiye Metin’in 80 yaşında ve dört darbe görmüş. Benim zarar görmemem için panikleyip, evinin bahçesindeki ağaçların altında bulunan bu atıkları traktörle bölgeden uzaklaştırmak istemiş olabilir” şeklinde ifade verdi.

  • AK Parti İlçe Başkanından, CHP’nin ‘AK Partililer 2 üyemizi dövdü’ iddiasına yalanlama

    AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Abdullah Öğe, CHP’nin ‘AK Partililer 2 üyemizi dövdü’ yönünde yaptığı açıklamayı yalanladı.

    Öğe, CHP’nin kendilerine üye olduğunu ve dayak yediğini iddia ettiği üniversite öğrencileri H. D. ve U. E. ile bir araya geldi. İki öğrenci hiçbir partiye üye olmadıklarını belirtirken, kendilerini yaşanan arbededen AK Partililerin kurtardığını söyledi. CHP Çerkezköy İlçe Başkanlığının gazetecilere WhatsApp aracılığıyla gönderdiği, “Veliköy Mahallesi’nde 2 üyelerinin AK Partili 20’ye yakın kişi tarafından dövüldüğünü” iddia ettiği imzasız yazı ile ilgili AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Abdullah Öğe basın açıklaması yaptı.

    Olaydan kendilerine malzeme çıkaran siyasi görüşlerin olduğunu ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirmek için basın toplantısı düzenlediğini belirten AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Abdullah Öğe, “Veliköy mahallemizde üzücü bir olay meydana gelmiş. Bu olaydan kendilerine malzeme çıkarmaya çalışan bazı siyasi görüşler var. Halkımızı bilgilendirmek adına böyle bir açıklama yapma gereği duyduk” diye konuştu.

    “iftira atıyorlar”

    10 gündür sahada olduklarını ve mahalle mahalle gezdiklerini ifade eden Öğe, ”Genel merkezimiz tarafından sahada olan tüm birimlerin yapacakları çalışmalarda nezaket ve siyasi kurallar çerçevesinde hareket etmeleri konusunda gerekli eğitim ve talimatlar verilir, bizler saha çalışmalarına öyle başlarız. Şundan emin olabilirsiniz ki bizler AK Partililer olarak siyasi partiler içerisinde nezaket kurallarına en çok uyan, bütün halkımızı kucaklayan bir siyasi görüşün temsilcileriyiz” dedi.

    CHP Çerkezköy ilçe örgütünün ne olup bittiğini anlamadan, ön yargılarıyla, asılsız ve yalan haberlerle partilerine iftira attığını söyleyen Öğe, “Bizimle hiçbir alakası olmayan bir kavgayı kendilerine yapılan bir saldırı gibi gösterip mağdur edebiyatı yapmaktadırlar. Veliköy Mahallesi’nde çalışmalarını sürüten ekibimiz, kendi çalışmalarını yürüten CHP’liler ile bir esnaf önünde karşılaşıyorlar. Arkadaşlarımız gayet nezaket kuralları çerçevesinde neden evet dediklerini, karşı tarafta hayır dediklerini anlatıyor. Bu esnada toplanan kalabalık içerisinden kişiler üniversitede okuyan 2 gencimize saldırıyorlar. Arkadaşlarımız bu kavgayı ayırmaya çalışıyor ve ayırıp yaralanan arkadaşlarımızı seçim arabasına alarak hastaneye yetiştiriyorlar. CHP ilçe örgütü ve CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer bu gençlerin CHP Gençlik Kollarından olduğu iddiasında bulunuyor. Bu tamamen yalan ve iftira. Gençlerin CHP mensubu olmadıklarını öğrendik. Buradan kendilerine prim yapmaya çalışıyorlar” İfadelerini kullandı.

    “Camcı ile görüştüm”

    Olay yaşandıktan kısa bir süre sonra CHP İlçe Başkanı Engin Camcı ile telefonda konuştuğunu belirten Öğe, “CHP İlçe Başkanı Engin Camcı beni telefonla arayıp ‘Sizin elemanlar bizim partililere saldırdı’ diye ithamda bulunuyor. Kendisini uyarıp, bu saldırının bir provokasyon olabileceğini, ne olup bittiğini anlamadan hemen iftirada bulunmaması gerektiğini söyledim. Asıl kavgacı, ayak ısıran, burun kıran demokrasinin vazgeçilmez unsuru olan meclis kürsüsünü deviren Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’sidir. Biz AK Parti olarak hiçbir zaman kavgacı tarafta yer almadık almayacağız” dedi.

    Olayın gerçeğini öğrendikten sonra Engin Camcı’yı aradığını söyleyen Öğe, ”Çocukların CHP’li olmadığını, saldıranların belli olmadığını, bizim arkadaşların kavgayı ayırıp, 2 gence yardımcı olduklarını söyledim” dedi.

    “CHP’ye ekmek çıkmaz”

    Öğe, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Buradan CHP’ye ekmek çıkmaz. Kavgayı ayıran biz, saldırıya uğrayan gençleri arbededen çıkarıp hastaneye götüren biz, tedavileriyle ilgilen biz iken mağdur olduklarını ifade eden ve basına demeçler veren Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si. Darp edilen gençlerin CHP Gençlik Kolları üyesi olduğunu söyleyen ilçe başkanı ve milletvekili konuyu bilmediklerinden mi bu açıklamayı yapmışlardır, yoksa gelenek haline getirdikleri iftira ve yalan politikalarının bir uygulaması mıdır. Basına altında imza olmayan, kim tarafından gönderildiği bilinmeyen asılsız ifadelerle bize leke süremezler. Bu kavgaları çıkarmak onlara yakışır. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Bizler herkesin görüşüne saygı duyarak sahada çalışmalarımıza devam edeceğiz.”

    Olayın mağdurları anlattı

    AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Abdullah Öğe’nin açıklamalarının ardından yaşanan olayda fiziksel şiddete maruz kalan H.D. ve U.E. yaşadıklarını anlattı. Okuldan çıktıktan sonra pazara gittiklerini ifade eden gençler, kahvehanenin önünde seçim çalışması yapan iki grubu görünce kalabalığın bulunduğu bölüme doğru yaklaştıklarını ifade ettiler. AK Parti ve CHP’li partililerin ‘Evet’ ve ‘Hayır’ üzerine konuştuklarını söyleyen gençlerden U.E., “Hayırcı kadınlara ‘yanlış yanlış bilgiler veriyorlar’ dedim. Sonra bir kadın bana ‘Senin bu yaptığın doğru mu?’ dedi. Ardından kalabalıkta bulunanlardan biri bana vurdu ve daha sonra da etrafındakiler gelip bizi dövdüler. Bizi AK Partili yöneticiler kurtardı, servis aracına bindirip hastaneye götürdüler. Allah onlardan razı olsun. İddia edilenler yalan. Bize baskı yapılmadı aksine bizlere AK Partililer yardım etti” ifadelerini kullandı.