Etiket: Başkanı

  • Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Eğer birisi gelip size etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyorsa, ona sakın güvenmeyin” dedi.

    1 Kasım 2015’te yapılacak olan milletvekili genel seçimleri öncesinde çalışmalarını sürdüren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ardahan’da seçmene seslendi. Kılıçdaroğlu, ’’7 Haziran’da sandığa gittik ve oyumuzu kullandık. Niye ? Hangi hükümet kurulamadı? Bize geldiler, biz dedik; ’hükümet kurmak istiyorsanız, koalisyon kurmak istiyorsanız buyrun gelin bizim açımızdan sorun yok. Çünkü bizim için önce Türkiye vardır. Biz partimizi değil önce Türkiye’yi düşünürüz, vatandaşımızı düşünürüz, gelin oturalım konuşalım.’ 10 gün konuştuk dediler ki; ’biz koalisyon istemiyoruz.’ Ne istiyorsunuz? ’Seçim hükumeti istiyoruz, 3 aylık.’ Niye seçim, hangi gerekçeyle seçim? Vatandaşı neden tekrar sandığa taşıyoruz? Efendim bize 400 milletvekili verilmedi bizde o nedenle seçime gidiyoruz. Terörü azdırdılar, kan ve gözyaşını milletin önüne koydular. Ya diyor bana 400 vereceksin ya da seni her seferinde sandığa götüreceğim. Mademki size şantaj ediyorlar siz de onları sandığa gömün, bir daha da bu lafı etmesinler.Ardahan’ın çok sorunları var. İşsizlik 1 numaralı sorun. Bütün Türkiye’de gencecik çocuklarımız işsiz ve hiç çıkıp söylüyorlar mı biz işsizliği önleyeceğiz diye? Asla söylemiyorlar. Çünkü onların çocuklarının işi var, sanıyorlar ki herkesin işi var. Yok öyle bir şey işsizliği çözeceğiz. Size sözüm söz herkesin aşı herkesin işi olacak’’ diye konuştu.

    “TÜRKİYE’Yİ TERÖRDEN KURTARACAĞIZ”

    Türkiye’yi terörden kurtaracaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, ’’Bu ülkeye refahı ve huzuru getirmeye söz veriyorum. 13 yılda yapamadılar, 4 yılda çözeceğim ben bu sorunu. Türkiye’ye huzuru getireceğim. Kardeş kanı akmayacak bu ülkede, hepimiz huzur içinde yaşayacağız. 13 yıl tek başına görev yaptılar ve sanki Türkiye’nin bütün sorunlarını çözmüşler de milletin önüne çıkıyorlar. 7 Haziran öncesi seçim bildirgesi açıkladık. Dedik ki; ’emekliye Ramazan Bayramı’nda ve Kurban Bayramı’nda birer ikramiye vereceğiz.’ Dedik ki; ’aile sigortasını getireceğiz ve hiçbir ailenin geliri 720 liranın altında olmayacak.’ O zaman 17 milyon yoksul, fakir var diyorduk, son rakamlar çıktı 22 milyon fakir var bu ülkede, 22 milyon. Ayda 300 lira ile geçiniyorlar. Benim sözüm var hiçbir ailenin geliri 720 liranın altına düşmeyecek. Hiçbir ailede çocuk yatağa aç girmeyecek. Bu ülkeye refahı, bu ülkeye huzuru getireceğim’’ ifadelerini kullandı.

    800 BİN TAŞERON İŞÇİYE KADRO

    Türkiye’de şu anda 800 bin taşeron işçi bulunduğunu hatırlatan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bu işçilerin hiç bir güvencesi olmadığını belirterek şöyle konuştu:

    ’’800 bin taşeron işçisi var. Dedik ki; ’bunları kadroya alacağız.’ Zaten çalışıyor, zaten aylık alıyorlar. Zaten parayı veren devlet. Devlet taşerona veriyor. Doğrudan sen ver, niye taşerona veriyorsun? Bunu kaldıracağız, bunu söyledik.’’

    “ASGARİ ÜCRETTEN VERGİYİ KALDIRACAĞIZ”

    Asgari ücretten vergiyi kaldıracaklarını ve bin 500 liraya yükselteceklerini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, “Asgari ücreti de bizden öğrendiler. Kaç lira olduğunu bilmiyorlardı. ’Asgari ücreti net bin 500 lira yapacağız’ dedik, gidip bizi işverenlere şikayet ettiler. 7 Haziran bitti, her seferinde dediler ki; ’kaynağı nereden bulacaksınız, parayı nereden bulacaksınız?’ Maliye Bakanı da dedi ki; ’parayı bulursanız ben de CHP’ye oy vereceğim.’ Gayet güzel, şimdi bizim seçim bildirgemizi aldılar aynen kopya ettiler. Onlar da emekli diyor, onlar da işçi diyor, onlar da taşeron işçisi diyor, onlarda fakirliği bitireceğiz diyor. Ee, 13 yıldır sen ne yapıyordun, armut mu topluyordun sen? Cebini mi dolduruyordun sen, 13 yıl ne yaptın sen? Demek ki neymiş, demek ki kaynak varmış. Demek ki neymiş, Türkiye’nin sorunlarını en iyi bilen parti Cumhuriyet Halk Partisiymiş. Demek ki neymiş, Türkiye’nin en iyi kadrolarını bünyesinde tutan parti Cumhuriyet Halk Partisiymiş. Demek ki neymiş, kul hakkını yemeyen parti Cumhuriyet Halk Partisiymiş” açıklamalarında bulundu.

    “TAŞIMALI EĞİTİMİ KALDIRACAĞIZ”

    Kılıçdaroğlu, annelere de seslenerek, “Sevgili anneler, CHP iktidarlığında çocuğunuzu tam gün okula göndereceksiniz. Sabah gidecek akşam eve gelecek. Beslenme çantasını da artık kullanmayacaksınız. Sevgili anneler çocuklarınızı okula gönderiyorsunuz. Taşımalı eğitim, bilmem kaç kilometre ötede ki okula götürüyorsunuz. Taşımalı eğitimi kaldıracağız söz. Nerede öğrenci varsa öğretmen de orada olacak. Birinci kuralımız o. 2’nci kural çocuklar tam gün okula gidecekler. Sabah gidecek, akşam eve gelecek. Beslenme çantasını da artık kullanmayacaksınız. Çocuk öğle yemeğini öğretmenleriyle beraber okulda yiyecek. Hiçbir ücret ödemeyecek. Karnı doymuş öğle yemeğini de yemiş eve gelecekler’’ dedi.

    “ETNİK KİMLİK ÜZERİNDEN SİYASET YAPANLARA GÜVENMEYİN”

    Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin huzura ve barışa ihtiyacının olduğunu dile getirerek, “Türkiye’nin birlikte yaşamaya ihtiyacı var. Çok ayrıştırdılar bizi, çok böldüler. Eğer birisi gelip size etnik kimlik üzerinden siyaset yapıyorsa, ona sakın güvenmeyin. Birisi gelip size en temiz dinimiz üzerinden siyaset yapıyorsa ona da güvenmeyin” şeklinde konuştu.

  • Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Kışanak:

    Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak, Alevi kanaat önderleri ile buluşmasında yaptığı açıklamada, “Eğer bu IŞİD denen vahşete karşı, belaya karşı günümüzün Yezidlerine karşı güçlü bir tedbir alamazsak, güçlü bir mücadele yürütemezsek tehlikenin ne kadar büyük olduğunu görüyoruz, Ankara’daki saldırıda bir kez daha gördük” dedi.

    HDP Malatya İl Teşkilatı’nca kentteki Alevi Kanaat Önderleri ve Dedeleri bir araya geldi. Buluşmaya HDP’nin Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gülten Kışanak da katıldı. HDP İl Örgütü Eş Başkanı Hasan Şahin’in selamlama konuşmasıyla başlatan buluşmada söz alan Belediye Başkanı Gülten Kışanak, siyasetin siyasi partiler eliyle ve halkın seçtiği temsilcilerle yürütüldüğünü belirterek, “Fakat siyasetin asıl hizmet etmesi gereken bir toplumsal taban var o da halk. Halkın kendi arasında sosyal örgütlenmesi, sivil toplum örgütlenmesi yine inanç ihtiyaçları doğrultusunda örgütlenmesi son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

    HDP olarak sivil toplum örgütlerini ve inanç gruplarını çok ciddiye aldıklarını belirten Kışanak, “Yani siyasi partiler milletvekilleri seçilmiş partiler, göreve gelmiş kişiler ‘ben canımın istediğini yaparım’ diyemezler. Bunun adı demokratik siyaset değildir. O hakkı o görevi o vekaleti veren halktır. Halkı esas almayan bir siyaset demokratik olamaz” şeklinde konuştu.

    Muharrem ayında 12 İmamların yasını hep birlikte tuttuklarını ifade eden Kışanak, Alevilerin yaşam felsefesi ve inançlarının bunun üzerine kurulu olduğunu belirtti. Ancak günümüzde de Yezid zihniyetinde olanların kendilerine Kerbela’yı yaşattığını kaydeden Kışanak, “Son olarak Ankara’da 102 canımızı bu vahşi saldırılarda yitirdik. Aslında Ankara’da günümüz Yezidlerinin bize yaşattığı bir Kerbela idi. Ehlibeytin matemi ile Ankara’da yaşamını yitiren 102 canımızın matemi birbirine karıştı” diye konuştu.

    Kışanak konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Eğer bu IŞİD denen vahşete karşı, belaya karşı günümüzün Yezidlerine karşı güçlü bir tedbir alamazsak, güçlü bir mücadele yürütemezsek tehlikenin ne kadar büyük olduğunu görüyoruz, Ankara’daki saldırıda bir kez daha gördük. Çok değerli kanaat önderlerimiz ve Alevi Dedelerimiz Malatya’nın da bu demokratik mücadeleye güçlü bir katkısını bekliyoruz. Gerçekten de bütün bir halkımız için bütün bir insanlık için ve Türkiye için güçlü bir demokratik çıkış ortaya koymalıyız bu gidişatı durdurmalıyız. Malatya’nın da bu konuda üzerine düşen görevi büyük bir gayretle yerine getireceğine inanıyorum. Malatya’dan güçlü bir demokratik çıkış, demokratik siyaseti güçlendiren bir duruşu bekliyoruz. Yolunuz ve yolumuz açık olsun. Hızır ve 12 İmamlar hepimizin yar ve yardımcısı olsun.”

    HDP Malatya 1. sıra Milletvekili Adayı Aydın Erdoğan da yaptığı konuşmada Alevilerin Türkiye’de eşit yurttaş olma mücadelesi sürdürdüklerini belirterek, “Biz bu mücadeleyi elimizden geldiğince destekliyoruz, destekleyeceğiz” şeklinde konuştu.

    Diyarbakır’da cemevlerinin ibadethane olarak kabul edildiğini kaydeden Erdoğan, “Bu örnek tutumundan dolayı Gültan Kışanak’a teşekkür etmek istiyorum. Bu örnek tavrı Malatya’da belediyece de hükümetçe de devletçe de benimsenmesini talep ediyor ve bekliyoruz. Biz bu mücadelenin takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.

    Ülke koşullarının kimseyi mutlu edecek durumda olmadığını savunan Erdoğan, “Önümüzdeki 1 Kasım seçimi burada bir değişimin ve dönüşümün başlangıcı olmalıdır. Bütün canların bir olma zamanıdır. Dirlik için birliğe beraberliğe ve birlikte mücadeleye ihtiyacımız vardır” şeklinde konuştu.

  • Ak Parti İl Başkanı Arattan Teşkilatlarına Son Hafta Uyarısı

    Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Konya İl Başkanı Musa Arat, bu Pazar yapılacak olan Milletvekilliği Genel Seçimleri’nde Konya’dan yeniden rekor destek ve tek başına iktidar için teşkilatlarına son bir uyarı yaptı.

    AK Parti Konya İl Başkan Yardımcıları Serdar Küçük, Edip Emre Görgülügil ve Mustafa Baran ile birlikte Akşehir, Kulu, Cihanbeyli, Altınekin, Yunak, Çeltik, Tuzlukçu’ya giderek burada teşkilatlarıyla bir araya gelen AK Parti İl Başkanı Musa Arat, AK Parti’nin tek başına iktidarı adına son bir gayret istedi.

    “BU ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN SON BİR GAYRET İSTİYORUZ”

    Söz konusu ilçelerde AK Parti İlçe Başkanları, ilçe yönetimleri, kadın ve gençlik kolları başkan ile yönetimleri ve belediye meclis üyeleri ile bir araya gelen İl Başkanı Musa Arat, Konya olarak seçim çalışmalarını hız kesmeden sürdürdüklerini, bu son haftanın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek teşkilatlarından son bir gayret istedi. Başkan Arat, ilçe teşkilatı ziyaretlerinde, “Bugüne kadar çok fedakarca ve canla başla çalıştınız. Partimizi, iktidarımızı ve ülkemizi buralara hep birlikte getirdik. Ancak 1 Kasım için önümüzde yalnızca 5 gün kaldı. Sizden son bir gayret daha istiyoruz. Bu süreyi dolu dolu geçirelim. Hangi siyasi parti veya görüşten olursa olsun, ulaşamadığınız hemşehrilerimize gidelim, olmadı telefonla arayalım ve destek isteyelim. Bunu şehrimiz için, ülkemiz için ve geleceğimiz için yapalım. Konya olarak şu anda iyi durumdayız. Daha da iyi olabiliriz. Partimizin yeniden tek başına iktidarı adına bizlere düşen neyse yapalım. Bu bağlamda bu güzel ülkenin geleceği. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için son bir gayret istiyoruz” dedi.

  • Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu:

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bakın ben bunu açık yüreklilikle söylüyorum. 13 yılda çözemediler, 13 yılda. Ben 4 yılda çözeceğim diyorum. Türkiye’yi terör belasından, Orta Doğu bataklığından kurtaracağım” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ardahan’da düzenleyeceği miting için havayoluyla Kars’a geldi. Kılıçdaroğlu’nu havaalanında CHP İl Başkanı Özfer Koçak, milletvekili adayları Selami Yiğit, Saffet Özdemir, Aysel Boy ve çok sayıda partili karşıladı.

    Kılıçdaroğlu’na havaalanında Karsspor yöneticilerinden Yıldıray Özdemir tarafından Karsspor forması hediye edildi. Buradan seçim otobüsüne binen Kemal Kılıçdaroğlu, kent merkezine geldi. Kılıçdaroğlu yağmur altında Kazımpaşa Caddesi’nde esnaf ve vatandaşları ziyaret ederek 1 Kasım 2015 tarihinde yapılacak genel seçimler öncesinde destek istedi. Kılıçdaroğlu, daha sonra Kazımpaşa Caddesi’nden yürüyerek Halitpaşa Caddesi üzerinde bulunan partisinin seçim bürosuna geldi. Kılıçdaroğlu’nu burada da çok sayıda partili karşıladı.

    “TÜRKİYE’NİN EN TEMEL SORUNLARINI ÇÖZECEK TEK PARTİ CHP’DİR”

    Seçim bürosunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, “Karslılarla beraber olmaktan son derece mutluyum. İnanıyorum ki 1 Kasım’da Kars tarih yazacak. Sadece Kars’ın değil, Türkiye’nin sorunlarını çözmeye hazır parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Türkiye’nin en temel sorunlarını çözecek parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu bağlamda, Kars’ın ve Karslıların bize güç ve destek vermesi lazım. Kars bizim tarihimizin, bizim kültürümüzün çok önemli bir parçasıdır. Peyniriyle sadece Türkiye’nin değil, dünyada da ünlü bir şehrimizdir. Serhat Kars olarak da tanıyoruz Kars’ımızı. Bu nedenle 1 Kasım’da Kars’ın ve Karslıların Cumhuriyet Halk Partisi’ne büyük bir teveccüh göstereceğine inanıyorum ve onlara güveniyorum” dedi.

    Gazetecilerin Oslo görüşmeleriyle ilgili sorularını da yanıtlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “O belgeler açıklandı. Televizyonlarda, gazetelerde yer aldı. Size sadece şunu söylemek isterim. Türkiye’de adına ne derseniz deyin, ister Kürt sorunu, ister terör sorunu, ister başka bir sorun, ister toplumsal sorun, bu sorunu Cumhuriyet Halk Partisi dışında hiçbir parti çözemez. Hiçbir parti. Eğer vatandaşlarımız bu sorundan mağdurlarsa, bu sorunun biran önce çözülmesini istiyorlarsa oy verecekleri tek parti var. O da Cumhuriyet Halk Partisi’dir” diye konuştu.

    “TÜRKİYE’Yİ ORTA DOĞU BATAKLIĞINDAN KURTARACAĞIM”

    Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden birisini yaşadığını savunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”Bakın ben bunu açık yüreklilikle söylüyorum. 13 yılda çözemediler. 13 yılda. Ben 4 yılda çözeceğim diyorum. Türkiye’yi terör belasından, Orta Doğu bataklığından kurtaracağım. Bunun olması lazım. Yazık günah bu ülkeye, gencecik fidan gibi çocuklarımız hayatlarını kaybediyorlar. Yazık günah değil mi? Bir arada barış içerisinde yaşamak varken, bu kavga neden? Kavgadan bıktık. Siyasetteki gerginlikten de bıktık. Yeter artık bu ülkede biraz huzur istiyoruz, refah istiyoruz. İşsizlik istemiyoruz, yoksulluk istemiyoruz. Bunun mücadelesini ben veriyorum. Bu mücadeleye destek kim veriyorsa gelsin Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altına. Eski algılarımızı, eski düşüncelerimizi değiştirelim artık. Türkiye öyle bir noktaya geldi ki Cumhuriyet tarihinin en büyük krizlerinden birisini yaşıyor. Türkiye’yi kim yönetiyor Allah aşkına? Kim yönetiyor şimdi? Bir yönetim boşluğu var Türkiye’de, yazık günahtır. Biz Cumhuriyeti bunun için mi kurduk? Çocuklarımızı bunun için mi yetiştirdik? Kavga için mi? Hayır! Hayır daha refah, refah düzeyi yüksek toplum için biz mücadele ediyoruz. Çocuklar iyi okusun, iyi eğitim alsınlar, iyi yaşam koşulları olsun. Vatandaşımız huzur içinde olsun, neredeyse cadde de, sokakta birbirimize selam veremez hale geldik. Kim yaptı bunu? 13 yılda toplum bu noktaya geldi. Yazık, günahtır. Türkiye’yi buradan çıkarmamız lazım. Bu ateş çemberinden çıkarmamız lazım. Birbirimizi kucaklamamız lazım. Acımızı paylaşmamız lazım. Eğer bunu yaparsak çok önemi mesafe kat etmiş olacağız. Bu manada Karslılardan destek istiyorum” şeklinde konuştu.

    Yapılan konuşmaların ardından bir süre partililerle sohbet eden Kılıçdaroğlu, daha sonra Kars’tan ayrılarak Ardahan’a hareket etti. Kılıçdaroğlu, Ardahan’da partisinin düzenlediği mitinge katılacak.

  • Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek:

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Ankara Garı önünde meydana gelen terör saldırısıyla ilgili, “Bu hadisenin arkasında yüzde 1 trilyon PKK var. Olayı organize eden PKK’dır. DAEŞ’li diye ortaya çıkan kişiler de PKK tarafından oluşturulan çakma DAEŞ’in mensuplarıdır” dedi.

    Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Gündem Özel” programının canlı yayın konuğu oldu. Programda, İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Gökçek, yanında getirdiği belgelerle beraber gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

    Türkiye’deki DAEŞ’i “Çakma DAEŞ” olarak nitelendiren Gökçek, Ankara’daki bombalı saldırının arkasında PKK’nın olduğunu işaret ederek, “DAEŞ, bana göre Türkiye’deki olayların direkt faili değil. Ben, Türkiye’deki DAEŞ’i ‘Çakma DAEŞ’ olarak nitelendiriyorum. Bu olaylar oluyor, ölüm vakaları oluyor; bakıyorsunuz gerçek DAEŞ’ten ‘Biz bunu yaptık’ diye bir ses gelmiyor. Sadece, ‘Kim yaptıysa eline sağlık’ diyor. Bunların ikisi de terör örgütü olabilir ama birbirinin karşıtı olan örgütler. Bu hadisenin arkasında yüzde 1 trilyon PKK var. Olayı organize eden PKK’dır. DAEŞ’li diye ortaya çıkan kişiler de PKK tarafından oluşturulan çakma DAEŞ’in mensuplarıdır. Türkiye’de bir algı yönetimi yapıyorlar. ‘DAEŞ, Türkiye’de destekleniyor’ algısını oluşturmak istiyorlar. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘DAEŞ’i hükümet koruyup kolluyor’ diyor. Bunu, tamamen bir algı yönetimi yapmak için söylüyor. Aslında bu işin arkasında direkt olarak PKK var” ifadelerini kullandı.

    Bölücü terör örgütü PKK’nın, HDP’nin oylarını arttırmak için DAEŞ maskesi altında terör eylemleri gerçekleştirdiğini söyleyen Gökçek, “PKK geçen sefer bunu Diyarbakır’da yaptı ve Diyarbakır’da oyları yüzde 2 arttı. ‘Aynı şeyi burada da yapacağım, barajı rahatlıkla aşacağım’ diyor. Bütün mesele bu. Diyarbakır’da 5 Haziran’da bomba patladığında anketlerde yüzde 11’di. Seçimde yüzde 13.2 ile çıktı; 2 puan arttı oyları. Şimdi de aynı şekilde Ankara olayını kullanıp, oylarını 2-3 puan çıkartmak istiyorlar. Kalkıp da bizim gibi birisinin çıkıp bu olayı bir araya getireceği ve altında PKK olacağını ispat edeceğini kesinlikle düşünmediler” değerlendirmesinde bulundu.

    “PKK, MARJİNALLERİ BOMBALARLA TELEF EDİYOR”

    PKK’nın HDP’ye destek veren marjinal grupları kullandığını, gerektiğinde marjinal gruplara mensup gençlerin göz kırpmadan ölümlerine karar verdiğini dile getiren Gökçek, “Benim ortaya koyduğum delillerle, PKK’nın marjinal grupları bozuk para gibi harcadığı ortaya çıktı. Suruç olayının arkasında, Ankara olayının arkasında PKK’nın olduğu ortaya çıktı. Marjinal gruplarda da şu anda ses yok; kendi aralarında tartışmaya başladılar. Beni sevmiyorlar ama diyorlar ki, ‘Melih Gökçek’in söyledikleri doğru.’ PKK, marjinalleri bombalarla telef ediyor, arkasından da marjinallerin desteğini istiyor. Onlar, kullanıldıklarını ve kendilerine hiç değer verilmediğini çok yeni anladılar. Bütün deliller bu olayları PKK’nın yaptığını gösteriyor. Marjinaller, PKK’nın kendilerini kullandığının, öldürdüğünün farkında. Marjinal gruplar, desteğini çekmeyi düşünüyor ama bu marjinal grupların arkasında da beynelmilel güçler var. O beynelmilel güçler PKK’ya emir verirken, marjinal gruplara da emir veriyor. Ama ben inanıyorum ki; tabandaki marjinaller, bunu idrak edecek ve buna karşı isyan edecek” diye konuştu.

    İstanbul’da aynı kişinin hem Ülkücülerin mitinginde hem de HDP’nin mitinginde slogan attığı görüntüleri hatırlatan Gökçek, “Kıyafetini bile değiştirmemiş; kırmızı tişörtlü. Hem HDP mitinginde, hem MHP mitinginde. Bunu nasıl izah edebilirsiniz” dedi.

    ADANA VE MERSİN’DEKİ PATLAMALAR

    Gökçek, programda 18 Mayıs’ta Adana ve Mersin’deki patlamalara ilişkin fotoğrafları gösterdi. Patlamalardan sonra, HDP’li Meral Danış Beştaş’ın yaptığı açıklamalara değinen Gökçek, “Bu patlama olur olmaz, HDP Genel Başkan Eş Yardımcısı ve Adana 2. sıra Milletvekili Meral Danış Beştaş bir beyanat verdi: ’Parti mitinglerinin yapıldığı 2 ilde, aynı dakikalarda uğradıkları saldırının tesadüf olamayacağını, planlı bir saldırı karşısında bulunduklarını, bunun sorumlusunun hükümet olduğunu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun kışkırtıcılık yaptığını’ öne sürdü. Yine bir haber okuyorum: ‘Bugün Mersin’de miting yapacak olan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, patlamalara ilk tepkisini Twitter’dan gösterdi. Attığı twitlerde patlamalardan AK Parti’yi sorumlu tutan Demirtaş, şunları söyledi: ’Yaşanan patlamaların sorumluları, HDP’nin baraj altında kalması süper olur diyerek açıklama yapan AK Parti yöneticileridir. HDP’ye yapılan saldırıların tümü planlı ve programlı saldırılardır. Bu saldırılar, tek merkezden koordine edilen saldırılardır.’ Alttaki 2 cümleye ben de imza atıyorum. Kimin koordine ettiğini bütün belgeleriyle ispat edeceğiz” şeklinde konuştu.

    “ÖNCE DHKP-C, SONRA EL KAİDE’Cİ, SONRA DA IŞİD’Cİ…”

    Mersin’de HDP binasına yönelik bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin fotoğrafını gösteren Gökçek, şunları ifade etti:

    “Şu anda kaçtı; bu beyefendinin adı Savaş Yıldız. Kim bu Savaş Yıldız? 21 Haziran 2007’de gözaltına alınan DHKP-C’li Savaş Yıldız, savcılıkça serbest bırakıldı. Aynı yıl Ankara’da DHKP-C’ye bağlı Haklar ve Özgürlükler Cephesi’nin düzenlediği yürüyüşe katılan Yıldız, 16 Temmuz 2007’de tutuklandı. Bir süre hapis yattı, sonra çıktı. Yeniden 2014 yılında Van’da ortaya çıktı. El Kaide’ci olduğu ortaya çıkan Yıldız, hakim kararıyla serbest kaldı. DHKP-C’liydi, 7 yıl sonra El Kaide’ci oldu. DHKP-C’li Savaş Yıldız, Adana ve Mersin’deki bombalı saldırılarla yeniden ortaya çıktı. Yıldız, bu kez kendisine IŞİD’ci süsü verdi. Saldırılardan 2 ay önce sosyal medyada IŞİD’ciymiş gibi bir hesap açtı. Paralel yapıyla HDP de anlaşmış gibi; terörist IŞİD’ci diyerek hükümeti hedef gösterdi. Önce DHKP-C, sonra El Kaide’ci, sonra da IŞİD’ci; bunu kastediyorum. Demek ki neymiş; bu işin arkasında PKK varmış.”

    “GÜNEYDOĞU’DA POLİS VE ASKERİ LOJMANLARIN BULUNDUĞU BAZI YERLERDE HDP BİRİNCİ PARTİ OLARAK ÇIKIYOR”

    Güneydoğu’da ve Doğu’da polis teşkilatının içerisinde paralelcilerin olduğunu kaydeden Gökçek, bu paralelcilerin PKK’lıları himaye ettiklerini söyledi. Polis ve asker lojmanlarının bulunduğu bazı yerlerde HDP’nin seçimden birinci parti olarak çıktığını belirten Gökçek, “En çok üzüldüğüm nokta, Güneydoğu’da ve Doğu’da, pek çok yerde, polisin içerisinde paralelciler var ve bunları şu anda himaye ediyorlar. Aynı şekilde yargıda da şu anda bunları himaye edenler var. Normal şartlar içerisinde bu işin tahlili olsa, ülkesine, vatanına bağlı olan insanların benim yaptığım bu tahlili yapmamaları mümkün değil. Paralel yapının kendi varlığını devam ettirebilmesi için Türkiye’nin karışması lazım. Bu kadar polis ve asker şehit oldu. Bir de bakıyorsun ki; Güneydoğu’daki polis ve askeri lojmanlarda HDP birinci parti olarak çıkıyor. Bunu izah etmek mümkün mü? Ben buradan o polislere sesleniyorum; o ölenler sizin arkadaşınız. Tamam paralelci olmayabilir ama bu ülkenin evlatları. Düne kadar siz bunları kesmez bıçakla kesmeye hazırdınız, şimdi ne oldu? Şimdi arkadaşlarınız ölüyor, arkadaşlarınızın ölümleri karşısında bu adamları gizlemeye çalışıyorsunuz. Bu dünyada kendinizi kurtarsanız, öbür dünyada kurtarmanız mümkün değil” diye konuştu.

    “BU BOMBA ÖNCESİ HDP’NİN OYU 11’Dİ, 13’E ÇIKTI”

    Diyarbarkır’daki patlamanın HDP oylarını en az yüzde 2 artırdığını savunan Gökçek, “7 Haziran’da seçim vardı, 5 Haziran’da Diyarbakır’da bomba patladı. Bu bomba öncesi HDP’nin oyu 11’di, 13’e çıktı. Kasten bir itirafçı geldi, 18 Temmuz’da polise teslim oldu ve polise itiraflarda bulundu; PKK’lı. Şu ifadeleri verdi: ‘18 Temmuz günü Kars’ta kendi rızasıyla jandarmaya teslim olan itirafçı, 2 yıl boyunca örgütte yaşadıklarını anlattı. 7 Haziran seçimleri öncesinde Diyarbakır’da patlatılan bombanın örgüt tarafından yerleştirildiğini söyleyen itirafçı, bomba patlattıktan sonra örgüt, Artık seçimler garanti, bizim işimiz kolaylaştı diyerek sevindi dedi.’ Bunu itirafçı söylüyor. Devam ediyor, ‘PKK itirafçısı, örgütün 20 Temmuz’dan itibaren ses getirecek eylemler yapma kararı aldığını da anlattı. Diyarbakır mitinginde hayatını kaybedenler sebebiyle pişmanlık duyduğunu söyleyen itirafçı: ’Pişman oldum, bu sebeple güvenlik kuvvetlerine teslim olarak yardımcı olmak istedim’ diyor. Suruç ne zaman oldu? Ayın 21’inde Suruç bombası patladı. Söyledikleri birebir doğru. Peki Diyarbakır patlamasının faili kim; Orhan Gönder diye birisi. Annesi, Alevi bir ailenin kızı. Kadının babası Alevi dedesi, kendisi Kürt. Lise yıllarında İslami olarak en ufak bir davranışı ortada yok. Son 6 ay içerisinde saç, sakal bırakıyor, sonra da kendisini patlatıyor. Genel olarak akrabalarının büyük ekseriyeti HDP’li” değerlendirmelerinde bulundu.

    “PATLAMANIN GERÇEKLEŞTİĞİ HDP’Lİ BELEDİYEYE AİT KÜLTÜR MERKEZİNİN GÜVENLİK KAMERALARI O GÜN BOZUK”

    “Suruç olayında, bu işi PKK’nın yaptığına dair elimizde birçok belge var. Diyarbakır’da o kadar somut bilgi yok ama Suruç’la ilgili çok somut bilgiler var” diyen Gökçek, “Ezilenlerin Sosyalist Partisi diye bir parti var. Bu parti Figen Yüksekdağ’ın partisi. 300 tane partisine mensup sosyalist gençlik teşkilatı var. Bu 300 kişi Suruç’a geliyor. Polis, girerken bunları kontrol ediyor. Geriye kalan yerde, HDP’liler kesinlikle bunların kontrol edilmesini istemiyor. ‘Bunların basın toplantısında kontrolünü biz yapacağız’ diyor. Basın toplantısı yapılacak olan alanda bomba patlıyor. 31 tane sosyalist devrimci gençlik derneğinin elemanı burada ölüyor. Suruç Kaymakamı bakın ne diyor: ‘Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi, patlamanın gerçekleştiği kültür merkezinde polisin bulunmaması HDP’nin talebiydi’ diyor. Olaydan 1 gün önce gelen gruptan 19 kişinin Kobani’ye geçmeleri ve basın açıklamasının Kobani sınırındaki Çaykara köyünde yapılması konusunda uzlaştıklarını söyleyen Kaymakam Çiftçi, olay günü bu planın birileri tarafından değiştirilmiş olduğunu ifade etti. ‘Grup, Suruç’a geldiğinde güvenlik güçleri tarafından ilçe girişinde arandılar. Gruptan 2 kişi aranmaları olduğu sebebiyle gözaltına alındı’ diyor kaymakam. ‘Patlamanın gerçekleştiği kültür merkezinde polisin bulunmaması HDP’nin talebiydi, orada toplananların tahrik olmaması için böyle bir istekte bulundular. Grubun güvenliğini biz sağlayacağız dediler’ diyor kaymakam bey. Patlamanın gerçekleştiği kültür merkezine ait güvenlik kameraları o gün bozuk, hiçbiri olayı almıyor; HDP’li belediyeye ait” ifadelerini kaydetti.

    ANKARA’DAKİ PATLAMA ÖNCESİNDE ATILAN TWİTLER

    Ankara’daki patlamadan önce Twitter’dan yapılan paylaşımlardan bahseden Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “10 Ekim’de Ankara’da eylem oldu ve 102 kişi hayatını kaybetti. Olay olmadan 1 gün önce meşhur twitler atıldı. Ne diyor: ‘Ankara’da yapılacak eylemde IŞİD adı altında müdahil olabilir, bunu engellemenin yolu sol örgütlerin direkt müdahalesidir, PKK yok bu işte.’ Önceden niye söylüyorsun PKK’nın olmadığını, niye böyle bir ihtiyaç hissediyorsun? Devam ediyor; ‘IŞİD Ankara’da patlamasın.’ Devam ediyor; ‘Bomba Ankara’da patlayacak’ diyor. Bu evraklar ortaya çıkıyor. Daha sonra Demirtaş, hemen açıklama yapma ihtiyacı hissediyor. Söylemiş olduğu en önemli söz şu: Gazete haberinde diyor ki; ‘Gazeteciler tarafından 2 kişinin gözaltına alındığının hatırlatılması üzerine Selehattin Demirtaş şunları söyledi: Bırakın PKK’yla bağlantılı, birinin benim sosyal medya danışmanım olduğu iddia edildi. Söz konusu sosyal medya hesaplarının, adı geçenlerin AK Parti’yle alakası ispatlandı. Büyük bir AK Parti yanlısı trol hareketi medyada işliyor. Başbakan da bu ekibin içerisinde, çünkü kendisi trol yapıyor. Atılan 3 tane twit üzerinden mi soruşturmayı yürütüyorsunuz? Bunlar AK Parti’yle bağlantılı isimlerdir’ diyor. Demirtaş, Twitter’daki paylaşımlarla ilgili gözaltılar hakkında, ‘Şimdi o isimlerle ilgili soruşturma yürütülüyor. Ben çok ciddi olduğunu düşünmüyorum. Hiçbirinin bizimle ilgisi yok; tanımayız da tanımam da, şahsen de bilmem’ diyor. Sonunda da, ‘Bunların hepsi kamuoyunda AK Parti IŞİD’in işbirliğini, dayanışmasını saklama girişimidir’ diyor.”

    Gökçek, Demirtaş’la ilgili sözlerinin ardından, Ankara’daki patlamadan önce twit atan kullanıcının fotoğrafını gösterdi. Şahsın, HDP’nin 1. Olağanüstü Kongresi’nden bir fotoğrafını gösteren Gökçek, “Adamcağız tesadüfen kürsüye gelmiş. Görüyorsunuz; 1. Olağanüstü Kongre’de konuşma yapıyor. Bunlar fotomontaj değil. Zaten böyle bir şey olursa ertesi gün bas bas bağırırlar ‘fotomontaj’ diye. Aynı adamın mitingde de resmi var. Beyefendi HDP’nin adayı” yorumunda bulundu. Gökçek, daha sonra aynı şahsın milletvekili adaylık belgesini alırkenki fotoğrafını da gösterdi.

    “YİNE AK PARTİ’Yİ TEK BAŞINA İKTİDAR YAPMAZSANIZ, BU SEFER CEZAYI AK PARTİ’YE DEĞİL, KENDİNİZE VERİRSİNİZ”

    Gökçek, 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’nin tek başına iktidar olamamasını, seçmenin bir uyarısı olarak değerlendirdi. AK Parti’nin 1 Kasım seçimlerinde de tek başına iktidar olamaması halinde ülke ekonomisinin bozulabileceğine dikkat çeken Gökçek, “Millet özellikle cebi konusunda son derece hassas. Bu seçimde vatandaş bize yüzde 41 oy verdi. Bize ‘Ben sizin yatırımlarınızdan memnunum, size güveniyorum ama biraz paraya ihtiyacım var. Vermem diyorsunuz; ben de size oy vermeyip sizi ikaz ederim’ dedi. Vatandaş bizim oyumuzu yüzde 41’e düşürdü ve 19 tane milletvekili eksik verdi. 19 milletvekili daha verse iktidar olacağız. ‘Bakın, aklınızı başınıza alın, ona göre benim karşıma gelin’ dedi. Biz de bundan dersimizi çıkardık. Hesap kitap yapıldı, yatırımların bir kısmından vazgeçildi ve vatandaşımızın cebine para verilmesi için Başbakanımızın açıkladığı birçok vaatlerimiz oldu, tatmin edici bir yere geldik. Geçen sefer, 12 ay 100’er TL verdik; 100 TL deyince insanların gözünde küçük kaldı. Kılıçdaroğlu, 2 maaş ikramiye vaat etti; 800 TL’den bin 600 TL ediyordu. Biz bin 200 verdik ama anlatamadık. Ama bu sefer net olarak rakamlar söylendi. Ben vatandaşa bir çağrıda bulunuyorum; Şimdi yine AK Parti’yi tek başına iktidar yapmazsanız, bu sefer cezayı AK Parti’ye değil, kendinize verirsiniz. Dolar aldı başını gitti, Euro aldı başını gitti, işsizlik konusunda ciddi sıkıntılar geliyor. Yarın bu memleket ekonomisi koalisyonlara kalırsa, devletin ekonomisi azalırsa, bu sefer maaş bile alamayacak duruma geleceksiniz. Allah korusun, AK Parti tek başına iktidara gelmesin, bir de bakacağız ki Dolar 4 TL mi olmuş, 5 TL mi olmuş, artık dışarının vicdanına kalmış. Kendinizi düşünün bu sefer mutlaka bizi iktidar yapın” şeklinde konuştu.