Etiket: Başında

  • (Özel) Suriyeli Çocuklar Okul Sırasında Değil İş Başında

    Türkiye’de 400 bin Suriyeli çocuk okula gidemiyor. 2.2 milyon Suriyeli mültecinin yüzde 34’ünün okul çağındaki, yüzde 20’sinin de 0-4 yaş arası çocuklardan oluştuğunu söyleyen Mültecilerle Dayanışma Derneği (MülteciDer) İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, “Çocukların artık işten, tezgah başından, tekstil atölyesinden, ayakkabı makinesinin başından, inşaattan alınıp okullara döndürülmesi lazım” dedi.

    New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HWR)’nün raporuna göre Türkiye’de 400 bin Suriyeli çocuk ekonomik zorluk ve dil engeli nedeniyle okula gidemiyor.

    Türkiye’de yaşayan 2.2 milyon Suriyelinin yüzde 34’ünün okul çağındaki, yüzde 20’sinin de 0-4 yaş arası çocuklardan oluştuğunu belirten MülteciDer İdari Koordinatörü Pırıl Erçoban, sadece 212 bin civarında Suriyeli çocuğun okula gidebildiğini, bunların az bir bölümünün Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda eğitim görebildiğini kaydetti. Ekonomik nedenlerle okula gitmek yerine çalışmak durumunda binlerce Suriyeli çocuğun bulunduğunu ifade eden Erçoban, “Çocukların artık işten, tezgah başından, tekstil atölyesinden, ayakkabı makinesinin başından, inşaattan alınıp okullara döndürülmesi lazım. Bunun için hem devletin, hem sivil toplumun hem de uluslar arası kuruluşların öncelikli bir çalışma alanının olması lazım” diye konuştu.

    “CİDDİ BİR KAYIP NESİL SÖZ KONUSU”

    Okulsuz Suriyeli çocuk sorununun 5 yıldır süren bir sorun olduğunu dile getiren Erçoban, kimi çocukların okula hiç kayıt olmadığını, kiminin ise Suriye’de eğitim görürken Türkiye’ye döndükten sonra eğitimine devam edemediğini söyledi. Ciddi bir kayıp neslin söz konusu olduğunu vurgulayan Erçoban, şöyle konuştu: “Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okula gidenlerin oranı az. Büyük çoğu Geçici Koruma Merkezi veya ‘Suriye Okulları’ diye adlandırılan gözden geçirilmiş Suriye müfredatının okutulduğu, ağırlıklı olarak Arapça derslerin okutulduğu merkezlerde eğitim görüyorlar.”

    “ÇOCUKLAR ÇALIŞTIKLARI İÇİN OKULA GİDEMİYOR”

    Okul sorununun başında ekonomik nedenlerin geldiğini ifade eden Erçoban, pek çok Suriyeli çocuğun ailesindeki yetişkinler iş bulamadığı için veya iş bulsa bile geçinemediği için okula gitmek yerine çalışmak zorunda olduğunu kaydetti. Özellikle 12-13 yaşından itibaren ciddi bir çocuk işçi durumu ile karşı karşıya olunduğunu belirten Erçoban, şunları söyledi: “Çocuklar çalıştıkları için okula gidemiyor. Geçici Eğitim Merkezlerin bir kısmı ücretli. Kırtasiye masrafları, ulaşım masrafları var. Aileler bunları karşılayamadıkları için çocukları okula gönderemiyor. Geçici Koruma Merkezleri her ilde yok. 25 kampta faaliyet gösteriyor. Kamplardaki okullaşma oranı yüzde 99 civarında ama dışarıdakiler için bu oran yüzde 25-30 civarında. Kamplar dışında bazı illerde Geçici Koruma Merkezleri de var ancak alt yapı yeterli değil.”

    “DEĞİŞEN MEVZUATTAN HABERLERİ YOK”

    Okula gidebilen Suriyeli çocukların büyük bir bölümünün Geçici Koruma Merkezlerinde eğitim gördüğünü, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullardaki okullaşma oranının çok az olduğunu dile getiren Erçoban, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eylül 2014’te Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge yayınladı. Eylül 2014’ten önce çocuklarını okula kayıt etmek isteyenlere ‘hayır kayıt edemezsiniz’ cevabı verildi. İnsanların bu mevzuattaki değişiklikten haberi yok. Diyelim ki haberi oldu; çocukların zaten dil sorunu var, uzun süre okulsuz kalmışlar. Çocukların yaşı ve seviyesine göre sınıflar belirleme konusunda bazı sorunlarla karşı karşıya kalınıyor. Bazı yerlerde okul idarecileri kapıdan geri çevirebiliyor. Aslında böyle bir yetkileri yok ama insanlar bunu bilmedikleri için değişiklik yok deyip geri dönebiliyor. Ciddi bir bilgi eksikliği var. Milli Eğitim Bakanlığının okullarındaki alt yapının gelişmesi gerekiyor. Çocuklara Türkçe destek derslerinin verilmesi gerekiyor. Aradaki zamanın kapatılması gerekiyor ama buna yönelik çalışma yok denecek kadar az. Çocukların önemli bir kısmı ekonomik nedenlerden dolayı okula gidemiyor.”

    “SERT DAVRANIŞLA KARŞILAŞABİLİYORLAR”

    Mülteci oldukları ve dil bilmedikleri için Suriyeli çocukların okulda diğer çocuklardan ilgi görmediğini, sert tavırla karşılaşabildiğini anlatan Erçoban, “Bize gelen pek çok veli, çocuklarını okula yazdırdıklarını ancak birkaç ay sonra çocuğun okula gitmek istemediğini belirtiyor. Bütün bunlar bir araya gelince karşımızda kayıp bir nesil var gerçekten. Bu çocukların aradaki zamanı kapatması, okul çağına gelecek çocukların iyi, kaliteli ve uluslar arası standartlarda eğitim alabilmesi için yapmamız gereken çok şey var. Yaklaşık 500 bin çocuk 5. yıla girmelerine rağmen hâlâ okulsuzsa bu çocukların hayatını çalmak anlamına geliyor” dedi.

    “DİL DESTEĞİ VERİLMELİ”

    Ağırlıklı olarak Arapça eğitimin verildiği Geçici Koruma Merkezlerindeki dil sorunu hakkında da konuşan Erçoban, şu ifadeleri kullandı: “Anadilde eğitimde herkesin hakkı ancak şunu söylemek gerekiyor; bu çocukları bu topraklarda yabancı ama şuanki duruma baktığımızda kendi ülkelerine güvenli bir dönüş ortamının oluşması çok yakın gözükmüyor. Dolayısıyla daha uzun süre buradalar. O zamana kadar geçecek seneler içerisinde çocukların dönmek isteyeceklerini pek varsayamıyoruz. Bu insanları bu toplumun bir parçası olarak kabul edip birlikte yaşamanın pratiklerini geliştirmek lazım. Dil önemli bir rol oynuyor. Bu anadillerini unutsunlar anlamına gelmiyor ama Türkiye’de daha rahat yaşayabilmeleri için hem çocuklara hem de yetişkinlere dil desteğinin verilmesi gerekiyor.”

  • Burak Yılmaz’ın Babası Balıkesirspor’un Başında

    Balıkesirspor Teknik Direktörlüğüne Galatasaraylı futbolcu Burak Yılmaz’ın babası Fikret Yılmaz getirildi.

    Balıkesirspor’un yeni teknik direktörü Fikret Yılmaz oldu. Balıkesirspor’da yeni göreve gelen yönetim ilk iş olarak teknik direktör sorununa el attı. Kırmızı-beyazlılar Galatasaraylı futbolcu Burak Yılmaz’ın babası Fikret Yılmaz ile sezon sonuna kadar anlaşma sağladı.

    Kulüp tesislerinde düzenlenen imza töreni için Profesyonel Futbol Şube Sorumlusu Harun Atabay ile Basın Sözcüsü Umut Kırtıl da hazır bulundu. Sözlerine bu sezon takımı çalıştıran Erkan Sözeri ve Muhammet Yılmaz’a teşekkür ederek başlayan Profesyonel Futbol Şube Sorumlusu Harun Atabay, “Bu sezon mücadele ettiğimiz PTT 1. Lig’de ilk 7 hafta Erkan Sözeri ile çalıştık. Kendisi sonrasında istifa etti ve takımı Muhammet Yılmaz çalıştırdı. Ben Muhammet Yılmaz’a teşekkür etmek istiyorum. Bu isimler Balıkesir’in çocukları ve Balıkesir’in yetiştirdiği isimler ve bu işi başka bir amaç için değil, sadece Balıkesirspor’u sevdikleri için yapıyorlar” dedi.

    “FİKRET YILMAZ’A GÜVENİYORUZ”

    Erkan Sözeri’nin istifasının ardından takımı Muhammet Yılmaz’ın çalıştırdığını ifade eden Atabay, federasyonun kendilerinden lisansı yeten bir teknik direktör istediklerini söyledi. Atabay, “Futbol kurallar dahilinde oynanan bir oyun. Türkiye Futbol Federasyonu lisansı yeten bir hocayla çalışmamız gerektiğini söyledi. Biz de elimizdeki futbolcu grubuna bakarak, bu gruba artı değer verebilecek en uygun hocanın Fikret Yılmaz olduğuna kanaat getirdik. Bu süreçte birçok hocayla görüştük. Fikret Yılmaz ile birçok konuda anlaştık. Yapmak istediğimiz şeyler kendisiyle büyük ölçüde benzerlik gösteriyor. Bundan sonra biz kendisinin destekçisi olacağız. Biz kendisine güveniyoruz. Zor günlerden geçiyoruz ve bu zor günleri birlik beraberlik içinde aşabiliriz” diye konuştu.

    FİKRET YILMAZ: “BANA GÜVENENLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM”

    1981 yılında Balıkesirspor’da kaleci olarak görev yaptığını ve yeniden Balıkesirspor’a geldiği için çok heyecanlandığını belirten teknik direktör Fikret Yılmaz ise, “Balıkesirspor’un adını ilk duyduğumda çok heyecanlandım. Bana güvenenlere teşekkür ediyorum. 1981 yılında profesyonel olduğumda Balıkesirspor’da kiralık kaleci olarak görev yapmıştım. Yıllar sonra tekrar Balıkesirspor camiasında olmak bana gurur veriyor. Hep birlikte birlik ve beraberlik içinde Allah’ın izniyle başarılı olmak istiyoruz. Balıkesirspor iyi bir kadrosu var ve yetenekli oyunculardan kurulu. Üzerimize düşen görevi yaparak Balıkesirspor’u üst sıralara taşımak istiyoruz. Amacımız başarılı olmak. Başarılı olacağımıza yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Balıkesirspor’da Fikret Yılmaz’ın yardımcılıklarını ise şu isimler yapacak: “Mehmet Akif Ekmekçi (Yardımcı Antrenör), Hasan Sönmez (Kaleci Antrenörü), Bulut Ferruhlar (Kondisyoner).”

  • Ecevit Ölümünün 9. Yılında Mezarı Başında Anıldı

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Vatandaşlarımız, devlet adamları, siyasetçiler, bilim insanları pek çok unvan verdiler ama ona en çok yakışanı ‘Halkçı Ecevit’ti” dedi.

    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve DSP Genel Başkanı Masum Türker, ölümünün 9. yılında eski Başbakan Bülent Ecevit’i mezarı başında andı. Törene Kılıçdaroğlu ve Türker’in yanı sıra çok sayıda parti mensubu katıldı. Kılıçdaroğlu ve Türker, Ecevit’in kabrine çelenk ve karanfil bıraktı. Daha sonra bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Ecevit’in kabri başında anma konuşması yapan Kılıçdaroğlu, “Vatandaşlarımız, devlet adamları, siyasetçiler, bilim insanları pek çok unvan verdiler ama ona en çok yakışanı ‘Halkçı Ecevit’ti. Bütün siyasal yaşamını bu ülkenin iyiliği, bu ülkenin insanının refah içerisinde yaşaması için verdi. Mücadelesini hep bu noktaya odakladı. Türkiye’nin çıkarlarını korudu, uluslararası arenada zaman zaman kendisine yöneltilen hiçbir eleştiriye, hiç baskıya boyun eğmedi. Onun tek ideali vardı; Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sini çağdaş uygarlıkla birleştirmek” şeklinde konuştu.

    Kılıçdaroğlu konuşmasının devamında şunları kaydetti:

    “Siyasal yaşamında zaman zaman inişleri çıkışları oldu ama hiçbir zaman yılmadı. Onun idealleri vardı, düşünceleri vardı, gelecek öngörüsü vardı ve bunları gerçekleştirmek için olağanüstü bir çaba harcadı. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak eski Genel Başkanımızı rahmetle ve minnetle anıyoruz. Onun düşünceleri, ilkeleri elbette ki yolumuzu aydınlatıyor. Bundan sonra da aydınlatmaya devam edecek. Kendisine Allah’tan rahmet diliyoruz.”

    “BİZLER SENİ UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ”

    DSP Genel Başkanı Türker ise yaptığı konuşmada, “Türkiye’de demokratik sol hareketin kurucusu ve bugün 9. yılda bir arada olmamıza neden olan Sayın Genel Başkanımız, Başbakanımız Bülent Ecevit. Huzurundayız çünkü bize bıraktığın öğreti, fikir olarak farklı partilerde bile olsak bir araya gelmemizi sağlıyor. Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durumu 13 yıl evvel öngörmüş ve böyle davranılırsa şöyle olur diyerek o günkü davranışın sonucunun bugün olacağını söylemiştir. Şimdi herkes anlıyor ki senin devlet adamlığın, dürüstlük anlayışın; halkını, milletini; kendisinden, partisinden daha fazla seven ve herkese bunu aşılayan bir kişilik sembolüsün. Bizler seni unutmayacağız, unutturmayacağız. Fikirlerini geleceğe taşıyacağız. Senden, yanında bulunduğumuz sürece ayaküstü karar alınmayacağını, ayaküstü kararlarla devletin yönetilmeyeceğini öğrendik. Özellikle Türkiye’nin iç meselelerinden çok milli birliğini ve ülke bütünlüğünü sağlamak için öncelikle dış meselelerin ele alınması gerektiğini öğrendik. Ruhun şad olsun, seni özlemle anıyoruz. Senin halkçılık anlayışın, milliyetçilik anlayışın, ulusalcılığın, çağdaşlığı yakalama anlayışın, bunları birbirleriyle nasıl örtüşmesine ilişkin bize hem uygulamada hem de bıraktığın eserlerde yol gösterici olarak hep ön planda tutacağız” ifadelerini kullandı.

  • İbrahim Tatlıses Sandık Başında

    Annesiyle birlikte oy kullanırken çekildiği bir fotoğrafını İnstagram hesabından takipçileriyle paylaşan İbrahim Tatlıses, yazdığı notta, “Vatanımıza, milletimize hayırlı uğurlu olsun” dedi.

    Ünlü Sanatçı İbrahim Tatlıses oy kullandığı bir fotoğrafını İnstagram hesabından paylaştı. Annesinin de oy kullandığı fotoğrafı paylaşan Tatlıses, fotoğrafın altına şu notu düştü:

    “Anam da, ben de oyumuzu kullandık. Vatanımıza, milletimize hayırlı uğurlu olsun.”

  • Süleyman Demirel Doğum Gününde Mezarı Başında Anıldı

    Geçtiğimiz Haziran ayında vefat eden Türkiye’nin 9. Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel’in 91’inci doğum günü dolayısıyla İslamköy’de Çalça Tepesi’ndeki mezarı başında tören düzenlendi.

    Törende Demirel’in mezarına çiçek bırakıldı, dualar edildi. Törene Demirel’in Güzin Sokak’taki evinde çalışan görevliler, eski milletvekilleri ve vatandaşlar katıldı. Demirel’in sağlığında özel doktoru olan Aylin Cesur bir konuşma yaptı. Türkiye’nin Demirel doğduğunda yoksul ve yorgun olduğunu belirten Cesur, Demirel’in yönetimindeki Türkiye döneminde ovaların sulandığını, sanayinin iyileştiğini, eğitimde önemli mesafeler kat edildiğini söyledi. Cesur, “Demirel döneminde Türkiye dünyanın 16. büyük ekonomisi haline gelerek Avrupa sofrasına oturdu’ derken; Demirel’in Türk gençlerine bıraktığı mirasın Türkiye’nin bir çağdaşlık projesi olduğu bilinciyle bu yolda ilerlenmesi gerektiğini iletti.

    Cesur, “Türkiye her söylediğinizde göğsünü kabartan hür ve serbest seçimlerini bugün 26. defa, sizin doğum gününüzde yapabilmektedir. Yine sizin ifadenizle yarınlara başı dimdik ve umutla bakabilmektedir. Siz Büyük Atatürk’e ve silah arkadaşlarına, Celal Bayar’a, Adnan Menderes’e bu memlekete hizmet eden ve Hak’ka yürüyen herkese ve sizi dünyaya getiren Ummuhan anamıza Yahya babamıza ve bir ömür sadakatle yanınızda yürüyen Nazmiye Hanım Efendiye Nazmiye anamıza kavuştunuz. Biz boyun bükük ve biçare kaldık, sizsiziz. Sizden öğrendiklerimizle yürüdüğümüz yolda sizsiziz. Sizsizliğe halen alışamadık. Sizden siz olmadan nasıl yaşanması gerektiğin öğrenmedik çünkü. Bugün tek tesellimiz her yılını size ebediyen yaşatacak eserlerinizle süslediğiniz güzel ülkemizde ve bize bıraktığınız eserlerle sizin hep istediğiniz gibi onu en iyi şekilde yaparak bu ülkeye güzel hizmet etme şansımız var” dedi.

    Konuşmanın ardından Cesur, üzerinde “Güzin Sokak” yazan çiçekleri Demirel’in mezarına bıraktı. Tören, Kur’an-ı Kerim okunmasının ardından sona erdi.