Etiket: Başbuğ

  • İlker Başbuğ “Recep Tayyip Erdoğan’ın mücadelesinde tek kaldığı dönem oldu”

    Bursa’da Rotary 2440. Bölge Federasyonu’nun Cumhuriyet Kazanımları etkinlikleri kapsamında davet ettiği, Genelkurmay eski başkanlarından İlker Başbuğ’u konuşmacı olarak Bursa’da bir otelde önemli açıklamalarda bulundu.

    15 Temmuz darbe girişiminin başarılı olması durumunda nerede olacağımızı unutmamalıyız diyen Başbuğ ” Cumhurbaşkanı başbakanken tek başına mücadele etmek zorunda kaldı, bunu da kabul etmek zorundayız. 15 Temmuz öncesini hatırlayın; daha önceki süreçlerinde bazı konularda tek başına bırakıldığı kanaatini taşıyorum. Cemaat tehdidinin ortadan kaldırılması lazım” diyerek FETÖ tehlikesine değindi.

    Eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ “FETÖ tarafından silahlı kuvvetlere yönelik komplo teorileri uygulanmaya başlandı. Biz cemaat olduğunu biliyorduk fakat elimiz de delilimiz yoktu ama genel değerlendirmemiz FETÖ olduğu yönündeydi. Başbakana bugün bize yapılanların arkasında cemaat var yarın da size yapacaklar diye uyardığımda ’komutanım çok abartıyorsunuz diyerek maalesef bizim uyarılarımız dikkate alınmadı” diyerek FETÖ unsurunun önemsenmediğini söyledi.

    “Ak Parti’de 2002 yılıyla 2007 yılı farklı bakılması gereken bir nokta”

    Ak Parti ile cemaatin 2011 yılında kopmaya başladığı anlatan Başbuğ süreci “2002’de Ak Parti siyasi iktidara geldiği zaman, bir siyasi kadrosu, bürokrasi kadrosu yok, o zamanlarda cemaatin bürokratik olarak güçlendiği dönem. O süreçte partiyle cemaat arasında ki ilişkiyi yorumlamanız gerekiyorsa iş birliğidir, ama 2007 yılına kadar cemaatin iş birliği var fakat silahlı kuvvetlerle çatışma yok, bazı konularda geri adım atmıştır. Fakat 2007’den sonra ki dönem ki ben bu dönemi 2011 Hazirana kadar uzatıyorum. Siyasi iktidarla cemaatin kol kola olduğu dönemdir. Silahlı kuvvetlere karşı saldırıların desteklendiği dönemdir. 2011 Hazirana geldiğimizde iş değişiyor, seçimlerde cemaat partiyle ortaklık istiyor, milletvekili talebi var cemaatin, tabi dönemin başbakanı siyasi gücü paylaşma noktasında değil. Dolayısıyla cemaatle siyasi iktidar arasında bir kopma başlıyor. ” şeklinde anlattı.

    Askeri hastanelerinin Sağlık Bakanlığına bağlanmasının yanlış olduğunu savunan Başbuğ, “Dünyayı incelesinler, askeri hastanelerin olduğu ülkeleri de incelesinler, bu hastanelerin Sağlık Bakanlığına bağlı olduğu bir tane ülke var mı? Bu, akla ve mantığa ters gelen bir şey. Bunun bir örneğinin olabileceğini ben düşünmüyorum. Bütün dünyada askeri hastaneler vardır ve bu hastaneler, Milli Savunma Bakanlığının bünyesindedir.” ifadelerini kullandı.

    Genel olarak cumhuriyet rejiminin ülkeye ve topluma kazandırdığı değerler üzerine konuşan Başbuğ, Cumhuriyetin temel niteliklerinin, demokratik, laiklik, sosyal, hukuk devleti olduğunu belirterek “Rahmetli Prof. Halil İnalcık’ın şu andaki Türkiye’yle ilgili bir durum tespiti var. O durum tespitini tekrar hatırlatmak isterim, kitabında ’Türk halkı bugün kültür bakımından, zihniyeti, dili, davranışı bakımından birbirini dışlayan adeta iki ayrı topluma dönüşmüştür.’ Tabi bu bölünmelerin farklı nedenleri de var, peki buradan çıkış yolu ne? Halil İnalcık hoca kitabında ’Bugün toplumu ve siyaseti heyecanlandıran, birbirine düşüren, çatışma haline getiren görüşleri bilim ve sosyoloji yoluyla aydınlatmak lazım. Lüzumsuz bir bağnazlıkla, birbirimize düşeceğimize sosyolojik tahlillerle uzlaşmaya gitmek zorundayız. Zaten bir taraf siyah diyor diğer taraf beyaz diyor, buradan siyah veya beyaz diyerek çıkış yolu yok, o zaman iki tarafın da empati kurarak, olaya sosyolojik bakarak uzlaşmaya gitmek zorundayız ’ diyor ki bende aynı şeylere katılıyorum” şeklinde konuştu.

    Laikliğin toleransı dahi olamaz

    Atatürk’ün her şey de tolerans gösterebileceğini sadece laiklik kavramında tolerans göstermediğini hatırlatan Başbuğ konuşmasına “Açın Fethi Okyar’a yazdığı şeyde ’Tamam herşeyde tolerans gösteririm, tartışırım fakat tek noktada tolerans göstermem o da laikliktir’ diye Atatürk’ün mektubunda yazar. Tabi laiklik bir noktada, felsefik anlamda laikliği sadece akıl ve bilim karşınıza çıkar. Aklı ve bilimi öne alıyorsanız siz felsefik olarak laiksinizdir. Din ve siyaset arasında kesin çizgi çiziyorsanız, yani dinin siyasette, yalnız siyasette değil ekonomiye, anayasanın 24. Maddesinde tanımlanan hususlara giriyorsanız zaten siyasi laikliğe giriyorsunuz. Onun için laiklik kavramına bir pencereden bakmamak lazım” şeklinde konuştu.

    “Harp Okulları dünyada ordusu olan tüm ülkelerde var”

    Harp okullarının Genelkurmay’a bağlı olması gerektiğini savunan eski Genelkurmay başkanı dünyada ordusu olan tüm ülkelerin harp okulları olduğunu belirtti. Cümlelerine “Bakın kamuoyunun dikkatini hiç çekmeyen, KHK’lerde beni en çok rahatsız eden konu birinci öncelikle; Milli Savunma Üniversitesi diye bir üniversite kuruldu, harp okulları alındı bu üniversitenin altına konuldu. Bu okul Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı. Kara, Hava, Deniz Harp okulları subay yetiştiriyor, yetişen subaylar kuvvet komutanlıklarına ve genelkurmay’a bağlıydı. Bu kuvvet komutanlarının ve genelkurmayın, harp okulları üzerinde hiç bir emir komuta tasavvufu yok. Ordusu olan bütün okullarda harp okulları var” şeklinde konuştu.

    İlker Başbuğ, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın da yargılandığı “şike davası” sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

    “Fenerbahçe bu süreçte nasıl davrandı?” sorusunu yanıtlayan Başbuğ, “Cemaatin komplolarına karşı 3 Temmuz süreciyle beraber Fenerbahçe camiası başarılı bir mücadele verdi. Onun dışında hiçbir kurum başarılı olamadı.” diye konuştu.

    Kritik süreçlerde siyasi sorumlulukların tartışılamayacağına işaret eden Başbuğ, şunları kaydetti:

    “2012’den bugüne kadarki dönemde, FETÖ’ye karşı şimdiki Cumhurbaşkanı tek başına mücadele veriyor. 15 Temmuz öncesindeki süreçlerde Cumhurbaşkanı’nın bazı konularda yalnız bırakıldığı kanaatindeyim. Tek başına mücadele verdi. Cemaat tehdidinin Türkiye’den silinmesi lazım. Bu tehdidin ortadan kaldırılması lazım.”

    Düzenlenen organizasyona Bursa Rotary kulübünün birçok üyesinin yanı sıra eski bakanlardan Turhan Tayan’da katıldı.

  • Başbuğ yeni kitabını imzaladı

    Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, ’15 Temmuz Öncesi ve Sonrası’ isimli kitabı için imza günü düzenledi.

    Genelkurmay eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, gazeteci Ahmet Hakan ile Tarafsız Bölge programı kapsamında yaptığı röportajı kapsayan kitabı ’15 Temmuz Öncesi ve Sonrası’ için imza günü düzenledi. Bodrum Milta Marina çarşısında bulunan D&R Kitapevinde düzenlenen imza gününe çok sayıda vatandaş katıldı. Başbuğ’un kitaplarını imzalatmak isteyen hayranları çarşı içinde uzun kuyruk oluşturdu.

    Yaşanan kanlı darbe girişiminin cemaatin silahlı bir saldırısı olduğu, Türkiye’nin yaşadığı daha önceki darbelerden çok farklı bir girişim olduğunun anlatıldığı kitapta İlker Başbuğ, Ahmet Hakan’ın sorularını cevaplandırıyor.

    İmza gününde yaşanan yoğunluk nedeniyle gazetecilere röportaj vermeyen eski Genelkurmay Başkanının etrafındaki koruma sayısındaki fazlalık ise dikkatlerden kaçmadı.

  • İlker Başbuğ İmza Gününde İzmirlilerle Buluştu

    26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, D&R Mavibahçe’de son kitabı “Unutulan Ada Kıbrıs”ı imzaladı.

    D&R, bu hafta sonu Türkiye Cumhuriyeti 26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ’u ağırladı. Başbuğ, “Unutulan Ada Kıbrıs” adlı son kitabının imza gününde İzmirlilerle bir araya geldi. Karşıyaka Mavibahçe D&R’da gerçekleşen imza gününe okurlar yoğun ilgi gösterdi. Vatandaşlar kitaplarını Başbuğ’a imzalatmanın ve onunla söyleşi yapabilmenin mutluluğunu yaşadı. Okurlarıyla sohbet eden ve bol bol fotoğraf çektiren Başbuğ kitaplarını imzaladı.

  • Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ: “Suriye Kürtlerini Yöneten Güç PKK”

    Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Milli Siyaset Ortadoğu ve Türkiye” konulu konferansında yaptığı konuşmada, “Suriye Kürtlerini yöneten güç PKK” dedi.

    Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Atatürk Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü’nün davetlisi olarak Erzurum’a geldi. Atatürk Üniversitesi Nenehatun Kültür Merkezinde düzenlenen “Milli Siyaset Ortadoğu ve Türkiye” konulu konferansına katılan Başbuğ, öğrencilerden yoğun ilgi gördü.

    Konuşmasına Erzurum Kongresi’nde alınan kararları açıklayarak başlayan Başbuğ, alınan kararların önemine dikkat çekerek ‘bugün de bu kararları göz önüne getirin’ tavsiyesinde bulundu. Türkiye’de artan terör olaylarının Suriye’de yaşanan kaos ortamıyla da ilintili olduğunu ifade eden Başbuğ, “Vatan bir bütündür birbirinden ayrılmaz. Yaşadığımız bugünlerde Erzurum Kongresinde alınan kararları unutmamamız lazım. Suriye ile Türkiye’nin yürüttüğü politika doğrumu yanlış mı? Milli siyasetin uygulanmasında nelere dikkat etmemiz gerekir? Milli siyaset kendi gücünüze dayanır. Dış politika olaylarına ideolojik bakışla bakarsanız yanılırsınız. Dış siyasette başarılı olmak için içeride sağlam olmanız gerekir. Bugünkü olaylara baktığımız zaman Hakkari’de bazı olayların başlaması size tesadüf mü geliyor. Tarihte yaşanmış olayları iyi okursanız bunları anlarsanız, bugünü de anlarsanız. Bugün Türkiye’nin içerisinde bulunduğu sorunları anlamak için tarihe bakın” diye konuştu.

    İlker Başbuğ, Kobani’de Suriye Kürtlerinin IŞİD’e karşı koymalarının onlara güç kazandırarak kırılma noktası olduğunu belirterek, “Kanton bölgeler, özerk bölgeler oluşturmak için terör arttı. Biz biliyoruz ki yok PYD vesaire bunlar hep PKK’ya hizmet edenler. Suriye Kürtleri eşittir PKK. Kimse gelip burada laf ebeliği yapmasın. Evet Suriye Kürtleri ve orayı yöneten PKK. Her yerde Abdullah Öcalan’ın resmi var. Geçen gün İngiliz Büyükelçisi bile konuşmasında YPG’nin her ofisinde Abdullah Öcalan’ın resmi var diyor. Biz hala yok PKK’mı, PYD’mi. Hayır Suriye Kürtlerini yöneten güç PKK” şeklinde konuştu.

    Konferans soru cevap kısmıyla sona erdi.

  • Orgeneral İlker Başbuğ Selçuk’ta

    26. Dönem Genel Kurmay Başkanı, Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, dış politikada yapılan hataların telafisinin çok zor olduğunu söyledi.

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Türk Hukuk Topluluğu ve Türk Hukuk Enstitüsü Konya Şubesi, 26. Dönem Genel Kurmay Başkanı, Emekli Orgeneral İlker Başbuğ katılımıyla ‘Atatürk’ün Dış Politika Uygulamaları ve Bugünün Ortadoğusu’ konulu konferans düzenledi.

    Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa, Konya Cumhuriyet Başsavcısı Bestami Tezcan, Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Şahin, İl Jandarma Komutanı Albay İsmet Cansaran, Merkez Komutanı Alparslan Yücesoy, Rektör Danışmanları Doç. Dr. Ufuk Deniz Aşçı ve Doç. Dr. Necmi Uyanık, Öğrenci Toplulukları Koordinatörü Doç. Dr. Birol Gülnar, Türk Hukuk Topluluğu Akademik Danışmanı Prof. Dr. Şahin Akıncı, Türk Hukuk Enstitüsü Konya Şube Başkanı Av. Gökhan Tozoğlu, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.

    “KONYA BURAM BURAM ANADOLU KOKUYOR”

    Selçuk Üniversitesi’nde olmaktan çok mutlu olduğunu ifade eden İlker Başbuğ, “Gördüğüm manzara karşısında ümitlerim daha da güçlenerek ayrılacağım. Burası çok ayrıcalıklı bir yer. Buram buram Anadolu kokuyor. Ben de Makedonya göçmeniyim ama dedeme sorduğumda hep Karamanlıyız dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün de memleketi Karaman’dır. Bu şehrin bir ayrıcalığı da Hz. Mevlana gibi büyük bir bilgine ev sahipliği yapmasıdır” dedi.

    “MİLLİ SİYASET MİLLİ MENFAATLERE DAYALI OLMALIDIR”

    Konferansında Atatürk’ün dış politikadaki tutumuna değinen Başbuğ, “Milli siyaset milli menfaatlere dayalı olmalıdır. Milli güce dayandıracaksınız. Menfaatlerimiz de bağımsız toprak bütünlüğümüzü korumak ve halkımızın güvenliğini sağlamaktır. Mustafa Kemal Atatürk de milli menfaatlerimizi korumak için milli gücümüzü kullanmamız gerektiğini savunmuştur. Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ sözünde yurt önce gelir. Buna dikkat etmeliyiz. Çünkü içerideki sulh iyi olursa vatandaşlarımızın güvenliği yerinde olursa dış politikada da başarılı olursunuz” diye konuştu.

    “DIŞ POLİTİKADA YAPILAN HATALARIN TELAFİSİ ZORDUR”

    Atatürk’ün gerçekçi bir dış politika yürüttüğünün altını çizen Başbuğ, “Dış politikada Atatürk hayalci değil gerçekçiydi. Dış politikada gerçekçi bir tavır takınmıştır. Milli güce göre hareket etmiştir. Hayalci olsaydı baba toprakları Selanik’i de alırdı zamanında. Ama gerçekçi politika uygulamaları buna izin vermemiştir. Çünkü dış politikada yapılan hataların telafisi çok zordur” şeklinde konuştu. .

    Atatürk’ün anayasaya bakışına da değinen Başbuğ, “Atatürk’ün hayatı boyunca yasa dışı bir eylemi yoktur. Anayasaya hep bağlı kalmıştır. Ama tarihte sadece bir kez masaya yumruğunu vurmuştur. O da saltanatın kaldırılması sürecindedir. Çünkü askeri zaferi siyasi zaferle taçlandırmak gerekiyordu” dedi.

    Ortadoğu’daki güç dengesini değerlendiren Başbuğ, Arap Baharı, Suriye, Irak, İsrail ve ABD’nin bölgedeki hakimiyeti konusunda da görüşlerini ifade etti. Başbuğ konferansın sonunda ise öğrencilerin merak ettiği soruları yanıtladı.