Etiket: Başbuğ

  • AK Parti Ağrı İl Teşkilatı, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu

    AK Parti Ağrı İl Teşkilatı, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu

    AK Parti Ağrı İl Teşkilatı, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunduklarını basın açıklaması ile duyurdu.

    AK Parti Ağrı İl Başkanı Av. Abbas Aydın, Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan, Merkez İlçe Başkanı Mehmet Nuri Yıldız bir araya gelerek, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında su duyurusunda bulunduklarını duyurdu. AK Parti İl Teşkilatı’nın yaptığı ortak basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

    “AK Parti Ağrı İl Teşkilatını temsilen, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında Türk Ceza Kanununun ’halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme’ başlığını taşıyan 21’ncı maddesine istinaden, Cumhuriyet Başsavcılığımıza suç duyurusunda bulunduk. Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti devleti, doğrudan milletin yürüttüğü ve onun temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinin yönettiği bir istiklal mücadelesi sonunda kurulmuştur. Temelinde milli iradenin üstünlüğü olan Cumhuriyetimiz, çok partili siyasi sistemle birlikte, bu vasfını siyasi alanda da tam manasıyla hayata geçirmeye başlamıştır.

    Elbette, en başından beri her dönemde milli iradenin üstünlüğünü hazmedemeyenler olmuştur. Milli irade düşmanlığı, kimi zaman darbeci, kimi zaman vesayetçi, kimi zaman marjinal akımların temsilcisi olarak karşımıza çıkmıştır. Hepsi de faşizmin en ilkel, en karanlık, en nobran söylemleri ve eylemleriyle millete, milletin değerlerine, tarihine, kültürüne saldıran köhne zihniyetin mensuplarıyla mücadele etmek, kendine bu ülkenin demokrat, yerli ve milli bireyi olarak gören herkesin en başta gelen sorumluluğudur.

    Yakın tarihte 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar uzanan nice acı hatıraları hala hafızasında canlı olan milletimiz, faşist zihniyete karşı gösterdiği ilkeli ve güçlü duruş sayesinde, ülkemizin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımının partimiz vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesini sağlamıştır. AK Parti olarak en büyük gururumuz ve mutluluğumuz, bu büyük atılımda milletimizin temsilcisi olarak mücadele safının en önünde yer alıyor olmaktır.

    Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi yolculuğunda kat ettiği mesafedeki başarısı; akıl, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından takdirle teslim edilmektedir. Bu sayede ekonomiden hak ve özgürlüklere kadar her alanda dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle mukayese edilebilecek bir yere geldiğimizi en iyi milletimiz biliyor.

    Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi yolculuğunda kat ettiği mesafedeki başarısı; akıl, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından takdirle teslim edilmektedir. Bu sayede ekonomiden hak ve özgürlüklere kadar her alanda dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle mukayese edilebilecek bir yere geldiğimizi en iyi milletimiz biliyor.

    Kimi zaman milli iradenin tecelli ahı olan Meclisin mehabetini bozan, kimi zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde hesaplaşmakta kararlıyız. Bu örneklerden biri, CHP’nin resmi yayın organı olan bir televizyon kanalında ’başörtülü bir hakimin tarafsız olamayacağını ve adil yargılama yapamayacağını’ söyleyen, eski milletvekili ve bakan Fikri Sağlar’ın ortaya koyduğu tavırdır. Türkiye’nin artık geride bırakmış olması gereken, büyük acıların çekildiği ve bedellerin ödendiği bir meseleyi yeniden gündeme getiren bu kişi, CHP’nin demokrat yaldızı altındaki faşist yüzünü bir kez daha sergilemiştir.

    Gazeteci kimliğiyle yaptığı bir sosyal medya paylaşımında ise Can Ataklı, Cumhurbaşkanımızın seçimle gitmeyeceğini, ordunun darbe kabiliyetinin kalmadığını, artık tek ümidin ülkenin halkta öfkeye yol açacak büyük bir felakete uğraması olduğunu söyleyebilecek kadar derin bir sefalete düşmüştür. Darbe ve felaket çığırtkanlığı yapan bu zihniyet, ülkemiz için bizatihi bu tehditlerin kendisi kadar tehlikelidir. Aynı şekilde, Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un, 27 Mayıs darbesinin, şayet rahmetli Menderes erken seçim kararını ilan etseydi olmayabileceği, böyle bir durumda da iktidarın zaten CHP’ye geçeceği yönündeki açıklamaları, zihinlerin gerisindeki darbe sevdasını açık etmiştir. Sadece bu üç örnek dahi, Türkiye’nin 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde elde ettiği milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmedemeyenlerin, vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu göstermeye yeterlidir.

    Demokrasi tarihimiz de siyaset darbelerle her dönem inkıtaya uğratılmıştır. Bugün seçilmişlerin en kritik demokratik mücadele süreci devam ederken, bu tür söylemlerin ve yaklaşımların, kesinlikle iyi niyetli olmadığı, arkasında farklı ajandaların ve gayelerin bulunduğu tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıktır. Unutulmamalıdır ki terörle ve her türlü vesayet odağı ile mücadele demokrasiyi koruma mücadelesidir.

    Hak ve özgülük mücadelesinde ülkemizin elde ettiği kazanımlara, vesayetten darbeye, terör örgütlerinin saldırılarından uluslararası tuzaklara kadar nice badireleri göğüsleyerek sahip çıkan milletimizin, bu karanlık zihniyete de hak ettiği dersi, demokrasi ve hukuk sınırları içinde vereceğinden şüphe duymuyoruz.

    Türkiye’nin 81 vilayetindeki AK Parti teşkilatları olarak biz de, yapılan bu saldırıları; demokrasinin kalbi milli iradeye, onun taşıyıcısı siyaset kurumuna ve nihayetinde bizatihi demokrasimize, partimize ve seçilmiş Cumhurbaşkanımıza yönelik bir saldırı olarak görüyor ve hukukun bize verdiği hakları kullanarak, suç duyurusunda bulunmak suretiyle, milletimize ve tarihe karşı görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Tüm diğer siyasi partileri de demokrasi karşıtı bu açıklamalara tepki vermeye davet ediyoruz. Benzer her türlü girişime karşı da aynı kararlılıkla mücadele edeceğimizi de özellikle belirtmek istiyoruz.”

  • AK Parti Erzurum Teşkilatı’ndan Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında suç duyurusu

    AK Parti Erzurum Teşkilatı’ndan Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında suç duyurusu

    AK Parti Erzurum İl Teşkilatı, Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında Türk Ceza Kanunu’nun “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” başlığını taşıyan 216’ncı maddesine istinaden savcılığa suç duyurusunda bulundu.

    AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar, Aziziye Belediye Başkanı Muhammed Cevdet Orhan, Yakutiye Belediye Bakan Vekili İhsan Karabulut, AK Parti İl Yönetim Kurulu üyeleri, Erzurum Büyükşehir, Palandöken, Aziziye ve Yakutiye Belediye Meclis üyeleri, İlçe Belediye Başkanları ve üyeler, savcılığa Fikri Sağlar, Can Ataklı ve İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulundu. İl Başkanı Öz burada yaptığı açıklamada, “Bilindiği gibi, Türkiye Cumhuriyeti devleti, doğrudan milletin yürüttüğü ve onun temsilcisi olan Büyük Millet Meclisinin yönettiği bir istiklal mücadelesi sonunda kurulmuştur. Temelinde milli iradenin üstünlüğü olan Cumhuriyetimiz, çok partili siyasi sistemle birlikte, bu vasfını siyasi alanda da tam manasıyla hayata geçirmeye başlamıştır. Elbette, en başından beri her dönemde milli iradenin üstünlüğünü hazmedemeyenler olmuştur. Milli irade düşmanlığı, kimi zaman darbeci, kimi zaman vesayetçi, kimi zaman marjinal akımların temsilcisi olarak karşımıza çıkmıştır. Hepsi de faşizmin en ilkel, en karanlık, en nobran söylemleri ve eylemleriyle millete, milletin değerlerine, tarihine, kültürüne saldıran köhne zihniyetin mensuplarıyla mücadele etmek, kendine bu ülkenin demokrat, yerli ve milli bireyi olarak gören herkesin en başta gelen sorumluluğudur. Yakın tarihte 28 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar uzanan nice acı hatıraları hala hafızasında canlı olan milletimiz, faşist zihniyete karşı gösterdiği ilkeli ve güçlü duruş sayesinde, ülkemizin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımının partimiz vasıtasıyla gerçekleştirilebilmesini sağlamıştır. AK Parti olarak en büyük gururumuz ve mutluluğumuz, bu büyük atılımda milletimizin temsilcisi olarak mücadele safının en önünde yer alıyor olmaktır. Türkiye’nin kalkınma ve demokrasi yolculuğunda kat ettiği mesafedeki başarısı; akıl, vicdan ve izan sahibi herkes tarafından takdirle teslim edilmektedir. Bu sayede ekonomiden hak ve özgürlüklere kadar her alanda dünyanın en gelişmiş ülkeleriyle mukayese edilebilecek bir yere geldiğimizi en iyi milletimiz biliyor. 2023 hedeflerinde somutlaşan büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası gayretlerimizi, inşallah, zaferle neticelendireceğiz. Tabii bu süreçte, eski Türkiye’de kaldığını ümit ettiğimiz faşist zihniyetin, bulduğu her fırsatta adeta hortlamasının yol açtığı tedirginliği de hep birlikte yaşıyoruz. Kimi zaman milli iradenin tecelligâhı olan Meclis’in mehabetini bozan, kimi zaman medya mecralarını kirleten, kimi zaman eskiden mensubu oldukları kurumların saygınlığına zarar veren bu zihniyet sahipleriyle hukuk önünde hesaplaşmakta kararlıyız. Bu örneklerden biri, CHP’nin resmi yayın organı olan bir televizyon kanalında ’başörtülü bir hakimin tarafsız olamayacağını ve adil yargılama yapamayacağını’ söyleyen eski milletvekili ve bakan Fikri Sağlar’ın ortaya koyduğu tavırdır. Türkiye’nin artık geride bırakmış olması gereken, büyük acıların çekildiği ve bedellerin ödendiği bir meseleyi yeniden gündeme getiren bu kişi, CHP’nin demokrat yaldızı altındaki faşist yüzünü bir kez daha sergilemiştir. Gazeteci kimliğiyle yaptığı bir sosyal medya paylaşımında ise Can Ataklı, Cumhurbaşkanımızın seçimle gitmeyeceğini, ordunun darbe kabiliyetinin kalmadığını, artık tek ümidin ülkenin halkta öfkeye yol açacak büyük bir felakete uğraması olduğunu söyleyebilecek kadar derin bir sefalete düşmüştür. Darbe ve felaket çığırtkanlığı yapan bu zihniyet, ülkemiz için bizatihi bu tehditlerin kendisi kadar tehlikelidir. Aynı şekilde, Genelkurmay eski Başkanlarından İlker Başbuğ’un, 27 Mayıs darbesinin, şayet rahmetli Menderes erken seçim kararını ilan etseydi olmayabileceği, böyle bir durumda da iktidarın zaten CHP’ye geçeceği yönündeki açıklamaları, zihinlerin gerisindeki darbe sevdasını açık etmiştir. Sadece bu üç örnek dahi, Türkiye’nin 97 yıllık Cumhuriyet tarihinde elde ettiği milli iradenin üstünlüğünü esas alan kazanımları hala hazmedemeyenlerin, vesayet ve darbe dönemlerinin özlemiyle yanıp tutuştuğunu göstermeye yeterlidir. Demokrasi tarihimiz de siyaset darbelerle her dönem inkitaya uğratılmıştır. Bugün seçilmişlerin en kritik demokratik mücadele süreci devam ederken, bu tür söylemlerin ve yaklaşımların, kesinlikle iyi niyetli olmadığı, arkasında farklı ajandaların ve gayelerin bulunduğu tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıktır. Unutulmamalıdır ki terörle ve her türlü vesayet odağı ile mücadele demokrasiyi koruma mücadelesidir. Hak ve özgülük mücadelesinde ülkemizin elde ettiği kazanımlara, vesayetten darbeye, terör örgütlerinin saldırılarından uluslararası tuzaklara kadar nice badireleri göğüsleyerek sahip çıkan milletimizin, bu karanlık zihniyete de hak ettiği dersi, demokrasi ve hukuk sınırları içinde vereceğinden şüphe duymuyoruz. Türkiye’nin 81 vilayetindeki AK Parti teşkilatları olarak biz de, yapılan bu saldırıları; demokrasinin kalbi milli iradeye, onun taşıyıcısı siyaset kurumuna ve nihayetinde bizatihi demokrasimize, partimize ve seçilmiş Cumhurbaşkanımıza yönelik bir saldırı olarak görüyor ve hukukun bize verdiği hakları kullanarak, suç duyurusunda bulunmak suretiyle, milletimize ve tarihe karşı görevimizi yerine getirdiğimize inanıyoruz. Tüm diğer siyasi partileri de demokrasi karşıtı bu açıklamalara tepki vermeye davet ediyoruz. Benzer her türlü girişime karşı da aynı kararlılıkla mücadele edeceğimizi de özellikle belirtmek istiyoruz” diye konuştu.

  • Başkan Karataş, Merhum Başbuğ Türkeş’in vefat yıl dönümü münasebetiyle mesaj yayınladı

    Başkan Karataş, Merhum Başbuğ Türkeş’in vefat yıl dönümü münasebetiyle mesaj yayınladı

    Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanı Naim Karataş, MHP’nin Kurucu Genel Başkanı merhum Alparslan Türkeş’ in vefatının 23. Yıl dönümü münasebetiyle bir mesaj yayınladı.

    Milliyetçi Hareket Partisi Erzurum İl Başkanı Naim Karataş, MHP’nin Kurucu Genel Başkanı merhum başbuğ Alparslan Türkeş’ in vefatının 23. yıl dönümü münasebeti dolayısıyla yaptığı açıklamada; hakka yürüyüşünün 23. yılında, merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’i dualarla, özlemle andıklarını, rahmet, minnet ve Fatihalarla yad ettiklerini belirtti.

    Başkan Karataş; ‘’Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i Fatihalarla yâd ederken, aynı zamanda bizlere bıraktığı eşsiz emanetlerini koruma ve zafere ulaştırma mücadelemizin de azimle ilelebet devam edecektir. Merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş, seksen yıllık ömrü boyunca hayatını ülkesine, milletinin bekasına ve devamlılığına adayan örnek bir dava adamıdır. O, büyük dava ve devlet adamının aramızdan ayrılışının 23. yıl dönümünde bizlere bırakmış olduğu emanetlerin anlam ve önemini bu vesileyle bir kez daha idrak ediyoruz. Milliyetçi Hareketin kurucu lideri ve büyük Türk Milliyetçisi Alparslan Türkeş, inanç, bilgi, cesaret ve kararlılık gibi önemli özelliklere sahip olan değerli bir şahsiyet olarak tehlikelere ve tüm zorluklara karşı cesaretle göğüs germiş ve ömrü boyunca yılmadan, yorulmadan azimli bir şekilde inandığı Türk-İslam davası uğruna çalışmayı son nefesine kadar devam ettirmiştir.

    Cennet mekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş, hayatı boyunca Türk milletinin birlik, beraberlik ve huzuru için, Türk milleti ve Türk dünyasına hizmet etmeye devam etmiştir. Ülkemizin gerilim yüklü, çekişme ve çatışma dolu yıllarında istikrar numunesi olmayı başaran nadir şahsiyetlerden biriydi. Merhum başbuğumuz, bir kişiden başlayarak, günden güne büyüyen ülkü davasının gönüllere ve milli vicdanlara mal olacağını ispatlamış, büyük ve dengesiz adımlar yerine, küçük ve sabırlı adımlarla uzun yolları kat etmenin tılsımını ispatlamıştır.

    Kalplerdeki yeri, gönüllerdeki zirvesi hiç değişmeyecek olan merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş’ i ve aziz şehitlerimizi saygı, sevgi ve rahmetle yad eder, merhum Başbuğumuzun Kabrinin Nur, Ruhunun Şad, Mekanının Cennet olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.” dedi.

  • İlker Başbuğ, siyasetçilerin geçmişi iyi bilmesi gerektiğini söyledi

    26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, son kitabı “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Güç Odaklarının Mücadelesi” için Bodrum’da imza günü düzenledi.

    26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ Turgutreis mahallesinde bulunan bir kitapçıda, “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Güç Odaklarının Mücadelesi” adlı son kitabının imza gününe katıldı. Başbuğ’un imza gününe katılan kitapseverler uzun kuyruklar oluşturdu. Vatandaşlar kitaplarını Başbuğ’a imzalatmanın ve onunla söyleşi yapabilmenin mutluluğunu yaşadı. Okurlarıyla sohbet eden ve bol bol fotoğraf çektiren Başbuğ kitaplarını imzaladı.

    Başbuğ kitabı hakkında gazetecilere de bilgiler verdi. Geçmişi iyi bilmek gerektiğini ifade eden Başbuğ, şu ifadelere yer verdi “Geçmişte ve şimdide fazla şey değişmiyor. Olaylar maalesef hep tekerrür ediyor. Aynı şeyler yaşanıyor. Bugünü, hatta yarını iyi anlayabilmek için her şeyden evvel geçmişi iyi bilmek gerekiyor. Özelikle bu, siyasetçiler açısından da yöneticiler açısından da çok önemli” dedi.

  • Başbuğ: “Afrin kesinlikle haklı bir operasyon”

    Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, TSK’nın Afrin’e yönelik devam eden Zeytin Dalı Harekatı ile ilgili olarak, “TSK operasyonu en iyi şekilde planlamıştır, en iyi şekilde gereğini icra edecektir. TSK’nın verdiği bilgilerle verdikleriyle yetinelim, ‘yok şöyle yok böyle olacak’ gibi harekatın detayının tartışılması doğru değil, biraz sabırlı olmamız gerekir. Az şehit vererek ve orada masum insanlara zarar vermeden ilerlemeniz gerekiyor” dedi.

    Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ANSİAD) bir otelde düzenlenen 4. Olağan Toplantısına katıldı.

    Burada, “Orta Doğu ve Türkiye” başlığı altında bir konuşma yapan Başbuğ, Orta Doğu’nun tarih sahnesine çıkışının Osmanlı Devleti ile başladığını kaydetti. Başbuğ, Osmanlı Devleti’nin hakimiyetinin ve sağladığı düzenin, barışın 1914 yılına kadar devam ettiğini aktardı. Atatürk’ün ’Musul’u da alın’ gibi bir vasiyetinin olduğunu bilip duymadığını dile getiren İlker Başbuğ, “Ben böyle bir şey görmedim, bu konuyla iyi kötü bilenlere sordum, onlar da öyle bir şey bilmiyor” dedi.

    “Dünya devleti ABD”

    ABD’nin büyük bir dünya devleti olduğunun altını çizen İlker Başbuğ, “ABD’nin dünyanın her denizinde donanması var. Denizlere hakim. Dünya devleti olabilmeniz için hatta dünya devleti değil bir bölgede güçlü olmak ve dediğinizi yaptırmanız için deniz kuvvetlerinizin olması gerekir. Bu olmadan ne bölge, ne de dünya devleti olabilirsiniz. ABD’nin dünyanın en güçlü silahlı kuvvetleri olduğu gerçeği var. Büyük bir ekonomik güç, bunun yanında en büyük teknolojik gücü, teknoloji, ekonomi, silahı olduğu zaman ortaya büyük bir dünya devleti çıkıyor. Rusya bunun yanında bir güç ama ABD ile eşit noktada değildir. Uyuyan değil büyüyen potansiyel bir devlet var o da Çin. ABD için potansiyel tehdit Çin’dir” ifadelerine yer verdi.

    “Güçler dengesi”

    ’Orta Doğu ABD politikasında birinci öncelikli mi ya da Çin Denizi’ne neden öncelik veriyor’ şeklinde soru soran Başbuğ, “Dünyaya hakim olan bir devlet. Bu dünyada çeşitli stratejik bölgeler var. Bunlardan bir tanesi Orta Doğu, buradan Çin Denizi’ne gidiyorsunuz. Dünyayı stratejik bölgelere ayırın, dünya devleti, o bölgede güçlü bir devlet olmasını istemez. O devlet ben bölgeye hakimim, bölgeyi etkileyebilecek güce erişecek bir büyük devlet istemez. Bakıyorsunuz bir devlet sivriliyor, askeri ve ekonomik olarak. Dünya devleti olarak bölgede güç dengesi kurmalısınız, en kolay yolu bu. ABD’nin Orta Doğu’da diyor ki bir bölgesel dengelerin ABD’ye karşı değişmesi, ABD’de güvenlik sorunu oluşturur. Bölgedeki dengeler benim aleyhime değişmeyecek. ABD en büyük stratejik hatayı 2003 yılında yaptı. Orta Doğu’da aslında bir İran vardı, İran’a karşı, Irak bir denge sağlıyordu. İran-Irak savaşı çıktığı zaman Irak’ın arkasında ABD vardı. Bölgede bir Arap-İsrail dengesi vardı. Mısır, Irak, Suriye, Ürdün vardı. Irak yerle bir edildi. Mısır, Arap Baharı ile gitti. Suriye, İsrail’e karşı yakın tehdit Suriye’ydi. 2011‘de Suriye’deki iç olaylar başladı. Boşluk var. Bunu kim dolduracak, ABD kendi unsurlarıyla beklenmedik bir aktör, yoğun olarak bölgeye Rusya girdi. İsrail ne zaman girecek. Yakın zamanda müdahale edebileceğini söyleyenler, değerlendirenler var. İsrail de bu resmin içine girerse tam bir felaket doğacak. Hem bölgede dengeyi sağlayacağım diyorsunuz hem de dengeyi alt üst ediyorsunuz büyük bir boşluk doğuruyorsunuz” diye konuştu.

    ABD’nin Orta Doğu’yu ABD’ye karşı olan bir gücün kontrolüne bırakamayacağını savunan Başbuğ, ABD’nin Orta Doğu’da attığı her adımın İran’la olan bağlantısına bakmanın önemli olduğunu vurguladı.

    “Salih Müslim PKK’nın adamı”

    Trump’ın ABD ordusunu daha güçlendireceğini açıkladığını aktaran Başbuğ, “Benim dış politikamın ardındaki ana enstrüman ordu olacak diyor. İran, ABD için Orta Doğu’da etkendir. Irak’ta yaşananlardan ders çıkarılması lazım, benzer şeyler yaşanıyor. Suriye’de iç savaş 2011’de başlıyor. O yılda ABD yönetimi Suriye’de mevcut yönetiminin gitmesi gerektiğini söylüyor. Suriye’nin stabil olmasını 10-15 yıl süreceğini söyleyenler var. 2011’de olay başladı, 2012 yılına gelindiği zaman Beşar Esad Afrin’i YPG’ye bırakıyor. Niye bıraktı, bu da ayrı bir soru, birden fazla neden olabilir. PYD, partinin ismi, YPG silahlı unsuru. Partinin silahlı unsuru olur mu? İzahı mümkün olmayan bir durum. 2002 yılında PKK isim değiştirecek, kendini kamufle ediyor. 8. Kongresi’nde Suriye’de, İran’da, Türkiye’de PKK zaten var, siyasi oluşumu olacak diyor. PYD, YPG, KCK-PKK hepsi aynı. Başına kimi veriyorlar, 2003’de yapılanmada Salih Müslim yürütme organı içinde yer alan isim. Sen git kardeşim Suriye’deki partiyi oluştur diyorlar. PKK’nın Suriye’deki kolu bu kadar basit. Salih Müslim, PKK’nın adamı. 2012’de Afrin’i bırakacak Esad, 2013’e gelince, Abdullah Öcalan diyor ki, ’Orada yapılanma oluyor, Suriye’nin kuzeyinde bölgeler kurun’ diyor. Fırat’ın doğusunda, Rojava, El Cezire gibi özerk bölgeler kurulacak” dedi.

    “Sınırda terör yapılanmasına Türkiye izin verir mi”

    2015’te bölgede tam resmin görüldüğünü kaydeden Başbuğ, “PKK Suriye’de sizin hudutlarınız boyunca yapılaşmaya, devletleşmeye girecek böyle şeyi Türkiye kabul edebilir mi? PKK, terör örgütünün uzantısı olan YPG, PYD Suriye’nin kuzeyinde yapılanmaya gidiyor. Toprak kontrolüne kadar neredeyse Suriye’nin 3’te 1’i. Yönetim var, idare var, bir de silahlı gücü var. Burada devletleşmeye giden yapılanmayla karşı karşıyayız. Türkiye’nin böyle bir şeyi kabul etmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.

    “Afrin, haklı ve gerekli bir operasyondu”

    2016 yılına gelindiği zaman Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonuna başladığını dile getiren Başbuğ, “Fırat Kalkanı operasyonu elbette gerekli, haklı ve doğruydu. Zamanlaması üzerinde tartışabilirsiniz, daha erken olmaz mıydı diye. El Bab operasyonu ile devam ettik. Bunlar doğruydu. Bunu yaparsanız Fırat’ın doğusunu kontrolünde tutan PYD-YPG Fırat’ın batısına ilerleyecek dolayısıyla Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü koridoru oluşacaktır. Buna müsaade edilemez mümkün değil. Yabancı devletler neden anlamıyor, anlıyorlar da hakikaten izahı anlaşılması çok zor tabii ki. Bir tarafta terör örgütünün uzantısı sınırlarınız boyunca bir yapılanmaya gidiyor, siyasi dönüşme ihtimali var, siz bunu seyredeceksiniz, böyle bir şey olabilir mi? Mümkün değil. Meksika sınırınıza gelse bir terör örgütü otursa, hududunuzda yeni yapılanmaya kalksa siz müsaade eder misiniz? Küba’da Castro’ya müsaade etmediniz. Türkiye’nin sorunu bu, hududu boyunca terör devleti oluşuyor. İdlip’in ardından Afrin bekleniyordu. Kesinlikle haklı bir operasyondur. Uluslararası hukuk açısından sıkıntı yoktur, haklıdır. Hudutlarınızda Afrin Hatay’ın dibinde, YPG, PYD, PKK vardı. O bölgede PKK’nın kendisinin de olmasıydı. IŞİD unsurlarının olduğu yönünde bilgiler vardı. Haklı ve gerekli bir operasyondu, başarıyla devam ediyor” diye konuştu.

    “TSK’ya güvenin, sabırlı olun”

    TSK’nın 2015 yılında Güney Doğu’da meskun mahalde yaptığı operasyonlarla tecrübe kazandığını dile getiren Başbuğ, “Ordumuz üstün tecrübeye sahip oldu ve kazandı. Şimdi teknolojik imkanları da var, Afrin’i de planlayıp icraata dönüştürdüklerini görüyoruz. TSK operasyonu en iyi şekilde planlamıştır, en iyi şekilde gereğini icra edecektir. TSK’nın verdiği bilgilerle verdikleriyle yetinelim, ‘yok şöyle yok böyle olacak’ gibi harekatın detayının tartışılması doğru değil, biraz sabırlı olmamız gerekir. Zor bir harekat, bir mümkün olduğu kadar en az şehit vererek harekatı yürütmeliyiz. Dikkatli gitmeliyiz. ‘Neden hızlı gidilmiyor’ diyenler var. Bu bir Kıbrıs çıkarması değildir. Teröristle mücadele ediyorsunuz, öbür tarafta klasik savaştı. Burada dar bir arazide gidiyorsunuz. Sabırlı olmamız lazım. İkinci nokta orada yaşayan masum insanlara zarar vermemeniz lazım. Bunun için de dikkatli ve yavaş planlı hareket etmeniz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

    “Ordumuzun mayası sağlam”

    Menbiç konusunun tartışıldığını aktaran İlker Başbuğ, “Esas sorun Fırat’ın doğusunda, orayı çözemezseniz, sorun duruyor demektir. Buz dağının altındaki sorun Fırat’ın doğusundadır. Bunları biraz zamana bırakacağız. Zaman bize gösterecek neler olacağını. TSK’ya güvenin, TSK çok acılar çekti, 2007-2014 döneminde. Bu ordunun mayası sağlam. Acılara rağmen görev verildiği zaman onları bir tarafa bırakıyor, acısını yüreğine basıyor, canı pahasına verilen görevi yapmak için çalışıyor. Şehitler veriliyor, kolay bir olay değil. Tecrübelerimiz var, teknolojik olanaklarımız en iyi seviyede. Biz güveneceğiz. Türk ordusu, Mustafa Kemal Atatürk’ün ordusudur. Cumhuriyeti kuran ordu da, vatanına ve milletine canı pahasına hizmet eder. Onlara güvenerek maddi ve manevi desteği vererek, gelişmeleri sakinlikle, sabırla bekleyeceğiz” dedi.

    “İç kaleyi sağlamlaştırmamız lazım”

    Günümüzde Atatürk’ü sloganlarla, şekillerle anlatmaya çalışmanın hata olduğunu ifade eden Başbuğ, eğitim sisteminin sorgulayıcı ve analiz edici olmadığını bildirdi.

    ’Büyük Orta Doğu Projesi’nde sıra Türkiye’ye gelir mi’ sorusuna ise Başbuğ, “Gelir kardeşim, aklını kullan, engelle ona göre dikkatli ol. Gelebilir. Çünkü gelmez dersen tarihi unuttun demektir. Onun için güçlü olmamız lazım. Esasen önemli olan milletin bütün olması ve milli konularda milletin arkasında olmasıdır. İç kaleyi sağlamlaştırmamız lazım, yarın sıra gelebilir” diye cevapladı.