Etiket: Başbakanlık

  • Yunanistan Başbakanlık sitesi hacklendi

    Türk hacker grubu,”Ayasofya’da ezan ve Kur’an-ı Kerim okuduk diye tepki gösteren Yunanistan’a tepki göstermekte bize düşer” diyerek Yunanistan Başbakanlık sitesini hacklediklerini açıkladı.

    Türk hacker grubu Aslan Neferler Tim Yunanistan’a tepki göstermek için Yunanistan Başbakanlık sitesini çökertti. Aslan Neferler Tim, facebook hesaplarında “Ayasofya’da ezan ve Kur’an-ı Kerim okuduk diye tepki gösteren Yunanistan’a tepki göstermekte bize düşer. Çipras şaşırma sabrımızı taşırma” yazılı paylaşımlarıyla Yunanistan Başbakanlık sitesini çökerttiklerini duyurdu.

    Ayasofya’da geçtiğimiz yıl başlayan ve bu yılda devam edilen Kadir Gecesi etkinliklerine Yunanistan’ın resmi makamları tepki göstermişti. Dış işleri Bakanlığı, Yunanistan’ın Dışişleri Bakanlığı’nın Ayasofya’da ezan ve Kur’an-ı Kerim okunmasına yönelik açıklamasını kınamış Türk halkının Ramazan ayını ve kadir gecesini kutlamak yerine, Ayasofya’da Kur’an-ı Kerim ve ezan okunmasını çarpıtmak yoluna gitmiştir” açıklamasında bulunmuştu. Türk hacker grubu Aslan Neferler Tim, buna tepki göstererek Yunanistan Başbakanlık sitesini çökerttiklerini duyurdu.

  • Başbakanlık Malatya’daki FETÖ davasına müdahil oldu

    Malatya’da 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin görülen davada Başbakanlığın müdahil olma talebi mahkemece kabul edildi.

    Malatya’da görülmeye başlanan 6’ısı general 76 sanıklı davanın ikinci duruşması başladı. Duruşmada tutuklu ve tutuksuz sanıkların hazır olması ile başlayan oturumda Mahkeme Başkanı Vedat Koç, duruşma öncesi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığından gelen müdahil olma talebini okudu. Koç, “Duruşmaya Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığının suçtan zarar görme durumu dikkate alınarak davaya katılma isteğinin oy birliği ile kabul edilmesine karar verilmiştir” dedi.

    Duruşma boyunca Başbakanlığı vekaleten bir avukat oturumlara müdahil olarak katılacak.

  • Sahte Başbakanlık genelgesine dikkat

    Başbakanlık kaynakları, sosyal medyada yayılan genelgenin asılsız olduğunu açıkladı.

    Referandum öncesi vatandaşlar üzerinde algı yapmaya çalışan bazı gruplar sosyal medya üzerinde yalan genelge ile dikkat çekmeye çalışıyor. Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü tarafından 2 Şubat 2017 tarihinde yayımlandığı iddia edilen 2006/18 sayılı sözde genelge, sosyal medyada kısa sürede yayıldı. “Selamlaşma Kalıpları” konulu sahte genelgede, “Kamu kurum ve kuruluşlarında gerek kamu çalışanları arasında, gerekse kamu çalışanları ile hizmet alıcılar arasında ’Hayırlı işler’, ’Hayırlı günler’, ’Hayırlı cumalar’, ’Hayırlı sabahlar’, ’Hayırlı akşamlar’, ’Hayırlı olsun’, ’Hayırlı dersler’ gibi selamlaşma ve iyi dilek kalıpları kullanılmamasına özen gösterilecektir” ifadeleri yer alıyor. Hayır sözcüğü ile başlayan gündelik selamlaşma şekillerinin 10 Mayıs 2017 tarihine kadar yasaklandığı belirtilen sahte genelgeye bazı vatandaşlar inanırken, bazıları ise sahte olduğunu dile getiriyor.

    Sosyal medyada yayınlanan sahte genelgenin aslının ise özürlüler için yayınlanan genelge olduğu öğrenildi. Başbakanlık kaynakları, sosyal medyada dolaşan sözde Başbakanlık genelgesinin tamamen asılsız olduğunu açıkladı.

  • Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Gürsel Dönmez:

    Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Gürsel Dönmez, Alman gazetecilere, “Son dönemde Almanya’da sistematik bir şekilde Türkiye düşmanlığı başladı. Spiegel dergisinin 2001’den bu yana kapaklarına baktığınızda bir İslam karşıtlığı, Türk düşmanlığı, dostlar arasında olmaması gereken bir üslup görüyorsunuz. Bütün bunları üzüntüyle takip ediyoruz. Bu tutum yakın gelecekte olumlu sonuçlara yol açmaz” dedi.

    Antalya’nın Serik Belediyesi ile Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) tarafından organize edilen Türk-Alman Medya Forumu, Belek’te bir otelde yapıldı. Foruma AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Gürsel Dönmez, Serik Belediyesi Avrupa Almanya Danışmanı Dr. Latif Çelik, Almanya’nın farklı bölgelerinde yayın yapan gazetelerin önde gelen yazarları, bürokratlar ve Türk gazeteciler katıldı. Serik Belediye Başkanı Prof. Dr. Ramazan Çalık, bu tür toplantı ve diyalogların devam edeceğini belirterek, Türk-Alman dostluğunun gelişmesine katkı koymaya devam edeceklerini söyledi. Başkan Çalık, “Avrupa deyince benim aklıma ilk Almanya gelir. Alman dostlarla ilişkilerimiz yeni değil uzun yıllara dayanır. Türk Alman Medya Forumu’nun hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.

    “Almanya’nın yeniden inşasında Anadolu’dan gelenlerin alın teri var”

    Alman gazetecilere seslenen AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ise, Anadolu’nun dünyanın en önemli medeniyetlerinin merkezi olduğunu ifade ederek, “Anadolu topraklarında farklı farklı inançlara sahip insanlar yüzyıllarca yan yana barış içinde yaşadı. Bugün Hatay’a gidin, Mardin’e gidin, cami, kilise ve havra görürsünüz. Yahudi, Müslüman, Hristiyan vatandaşlar asırlarca bir arada yaşamış. İşte vakit ayırarak teşrif ettiğiniz bu topraklarda böyle bir dünya var. Özgürlüğün, hukukun, dostluğun, birlikte yaşamanın en güzel örneklerinin bulunduğu Belek böyle bir dünya. Türkiye ve Almanya’nın asırlara dayanan dostluğu var. 1. Dünya Savaşı’nda Türk-Alman dostluğu ile savaşa girildi, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’nın yeniden inşasında Anadolu’dan gelen insanların da alın teri var. İki ülke vatandaşları birbirleriyle evlilikler yaptı. Kız alıp verildi, akraba olundu. Almanya’da 50 yılı aşkın süredir bulunan Türkler de artık göçmen veya yabancı değil birer Alman yurttaşıdır” dedi.

    “3 yıldır Alman dostlarımızın medya mahallelerinden taciz yapılıyor”

    Alman halkının Türk tekstilini kullandığını, Türkiye’deki insanların rüyalarına giren otomobilleri Almanlar’ın yaptığını belirten Külünk, sosyal ve iktisadi temelleri bu kadar güçlü olan iki devletin birbirini çok daha iyi anlaması gerektiği bir süreçte bulunulduğunu dile getirdi. Türkiye’nin bugün geldiği nokta itibarıyla birçok Avrupa ülkesinden daha ileri bir demokrasiye sahip bulunduğunu, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlük ve milletin egemenliğinin içselleştirildiğini, Almanya’da medya mahallesinden çok fazla taciz yapıldığını ifade eden Külünk, “İfade özgürlüğünün arkasına saklanılarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik (karikatürlerle aşağılama, hakaret) edildi. Saygıya dayalı eleştiri olur, herkesin düşüncesine saygı duymak gerekir. Ama her gün aşağılama, her gün hakaret, her gün tahkir. 3 yıldır Alman dostlarımızın medya mahallesinden bu ülkedeki halkın iradesine o kadar çok taciz yapılıyor ki. Benim gördüğüm bu dostlarımız Türkiye’yi hiç bilmiyor, hiç gelmemişler. Şansölye Angela Merkel’i her dönem iktidar yapan milletin egemenliği, Erdoğan’ı da her dönem iktidar yapan milletin egemenliği. Benim ülkemde Şansölye Merkel’e her gün hakaret edilse siz ne dersiniz? Ama biz bunu yaptırmayız, çünkü Alman dostlarımızın buna üzüleceğini bilir, izin vermeyiz” şeklinde konuştu.

    “Almanya’da sistematik bir şekilde Türkiye düşmanlığı başladı”

    Başbakanlık Dış İlişkiler Başkanı Gürsel Dönmez de Alman medyasının 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de neler oluyor sorusunu merak ettiğini, kendilerinin de Almanya’da neler oluyor sorusunun cevabını merak ettiğini söyledi. Almanya’yı büyük bir endişe içinde izlediklerini ifade eden Dönmez, “Benim neslim Bayern Münih hayranı olarak yaşadı. Almanya ile iyi ilişkilerimiz vardı. Son yıllarda çok sistematik bir şekilde Türkiye düşmanlığı başladı. Spiegel dergisinin 2001’den bu yana kapaklarına baktığınızda bir İslam karşıtlığı, Türk düşmanlığı, dostlar arasında olmaması gereken bir üslup görüyorsunuz. Bütün bunları üzüntüyle takip ediyoruz. Bu tutum yakın gelecekte olumlu sonuçlara yol açmaz. 15 Temmuz darbe girişiminin olduğu gece Başbakanlık’ta görev yerindeydim. Bulunduğumuz yere tankla saldırıldı. Kendisini cemaat olarak takdim eden yapı o gece karşımıza Nazi subayları gibi dikildi. Bunun karşısında devlet olarak hangi tedbirler alınması gerekiyorsa onlar alındı” dedi.

    Konuşmaların ardından devam eden forumda gazeteciler geçmişten bu yana süren ilişkileri değerlendirdi.

  • Eski Başbakanlık görevlisi Gergerlioğlu: “Enişteye darbe girişimini haberi veren sivil kişiye bu bilgiyi ulaştıranlar MİT mensuplarıdır”

    Casusluk yaptığı iddialarıyla 11 ay Almanya’da tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Muhammed Taha Gergerlioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Darbeyi eniştemden öğrendim’ şeklindeki açıklamalarıyla ilgili, “Enişteye darbe girişimini bir sivil kişi ulaştırdı. O sivil kişiye de bu haberi verenler MİT mensuplarıdır. MİT her şeyin farkındaydı ve olayları izliyordu” iddiasında bulundu.

    Muhammed Taha Gergerlioğlu, 17 Aralık 2014 tarihinde gittiği Almanya’da, Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) casusluk yaptığı iddialarıyla gözaltına alınmıştı. Frankfurt’ta 11 ay hücrede tutuklu bulunan eski Başbakanlık görevlisi, yapılan araştırmalar neticesinde bir delil bulunamayınca serbest bırakılmıştı. Şu anda Finansal İstihbarat Uzmanı olan Muhammed Taha Gergerlioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Darbeyi eniştemden öğrendim’ açıklamalarının ardından yıpratılmaya çalışıldığını söyledi. Erdoğan’ın eniştesine bilgi veren kişiyi açıklayan Muhammed Taha Gergerlioğlu, “Tahminim Hakan Fidan Cumhurbaşkanını aradı ama ulaştırılmadı. Enişteye ihbarı bir sivil kişi ulaştırdı. O sivil kişiye de bu haberi verenler MİT mensuplarıdır” iddiasında bulundu.

    Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz kanlı darbe girişimiyle ilgili MİT’in olayları izlediğini ifade eden Gergerlioğlu, teşkilata darbe girişimiyle ilgili çok sayıda ihbarının gittiğini söyledi. Taha Gergerlioğlu, “Aşağı yukarı ayda 15 defa darbe yapılacağı konusunda ihbar vardı. Bir emekli hava generali bana da böyle bir ihbarda bulunmuştu. Yani 15 Temmuz 15 Eylül arasında azami askeri en az iki yıl içerisinde bir ihtilalin olacağını söylemişti ve bunun bizzat Cumhurbaşkanına ulaştırılmasını istemişti benden. 15 Temmuz’da vatandaşın ayağa kalkması MİT’in elini kolaylaştırdı. MİT aslında burada bu işin öncülüğünü yapmıştır” şeklinde konuştu.

    “Gizli kahraman MİT’tir”

    Muhammed Taha Gergerlioğlu, 15 Temmuz darbe girişimin püskürtülmesinde Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) önemine de dikkat çekerek, “MİT her şeyin farkındaydı ve olayları izliyordu. Gizli kahraman MİT’tir. Darbe başarısız olmuşsa MİT’in katkısı büyüktür ama MİT kendisinin reklamını yapmak durumda değildir. MİT’in görev ve yetki alanları daha da artırılmalıdır. Daha da etkin olmalıdır. Her an en hızlı bir şekilde yönetenlere ulaşabilmelidir. Sahada daha etkili olmalıdır, daha güçlü olmalıdır” diye konuştu.

    “Hakan Fidan hata yapsaydı görevden alınırdı”

    MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın 15 Temmuz’da Genelkurmay Karargahı’na gittiğini ifade eden Gergerlioğlu, konuşmalarına şöyle devam etti:

    “Hakan Fidan bir ulusal kahramandır. Zaten sayın Cumhurbaşkanımız, Fidan hata yapsaydı anında görevden alırdı. O ihtilal saatlerinde Genelkurmay’a gidiyor, bir çok yeri arıyor. Bir er gibi çalışıyor. Bir müsteşarın çalışma durumuna baktığımda mükemmel bir çalışma. MİT’e gelen darbe ihbarından sonra kelle koltukta Genelkurmay Başkanlığı’na giden Hakan Fidan büyük bir cesaret örneği göstermiştir. Tehlikeye rağmen korkmadan, çekinmeden Genelkurmay karargahına gitmesi zaten bir bir kahramanlık örneğidir”.