Etiket: Başbakanı

  • TBMM Başkanı Şentop, Azerbaycan Başbakanı Esedov’u Meclis’te misafir etti

    TBMM Başkanı Şentop, Azerbaycan Başbakanı Esedov’u Meclis’te misafir etti

    ANKARA (İHA) – TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Azerbaycan Başbakanı Ali Esedov’u Meclis’te ağırladı.

    TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Azerbaycan Başbakanı Ali Esedov ve beraberindeki heyeti Meclis’teki makamında ağırladı. Esedov’un, dost ve kardeş Azerbaycan’ın Başbakanı olarak ilk yurtdışı ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Şentop, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne hoş geldiniz” dedi.

    Türkiye ve Azerbaycan dostluğunun, dünyada eşi bulunmayan bir yakınlık ve samimiyette olduğunu belirten Meclis Başkanı Şentop, “Bizler ‘Tek millet iki devlet’ diyebilen, hem iyi günde hem kötü günde diğerinin yanında tereddütsüz durabilen iki kardeş ülkeyiz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan dört siyasi parti, Ermenistan’ın saldırılarına başlamasından hemen bir gün sonra, 28 Eylül 2020 tarihinde Ermeni saldırganlığını en kuvvetli şekilde kınayan ortak bir bildiri yayımladı. 10 Aralık’ta Azadlık Meydanı’nda Mehmetçiğimizin Azerbaycan Ordusuyla birlikte geçit yaptığı Zafer Töreni, ilişkilerimizin geldiği seviyeyi gösteren bir gurur nişanesi oldu” ifadelerini kullandı.

    Şentop, Türkiye’nin Güney Kafkasya’ya ilişkin vizyonunun; bölgesel sahiplenme temelinde istikrar, ortak güvenlik ve iş birliği alanı oluşturulması olduğunu vurgulayarak, “Bu çerçevede, Yukarı Karabağ’ın geleceği için Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in teklifi olan ‘çok taraflı bölgesel iş birliği platformu kurulması’ önerisini destekliyoruz. Bugüne kadar saldırganlığı ve hukuksuzluğu tercih ederek onca tarifsiz acıya sebep olan Ermenistan’ın, bu defa doğruyu yaparak barışın ortağı olmasını bekliyoruz. İyi niyetle ve samimi davrandığı takdirde, Ermenistan’ın atacağı olumlu adımlara aynı anlayışla karşılık vereceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır” dedi.

    Hocalı katliamına ilişkin olarak da TBMM Başkanı Şentop, “Bundan 29 yıl önce, Ermenistan askerî güçleri tarafından, kardeşimiz ve soydaşımız Azerbaycan halkını hedef alan ve insanlık tarihine ‘Hocalı Katliamı’ olarak geçen vahşet, 21. asrın en büyük acılarından birisi olarak hafızalara kazınmıştır. Önümüzdeki hafta, Meclisimizin çatısı altında, Hocalı Katliamı’nın 29. yıl dönümünde, Büyükelçiliğinizin de iş birliğiyle bir resim sergisi düzenleyeceğiz. Bu müessif hadisenin yıl dönümünde katliamı bir kere daha telin edeceğiz” şeklinde konuştu.

    Azerbaycan Başbakanı Ali Eedov ise, 13 vatandaşın şehit edilmesine ilişkin olarak, “13 Türk vatandaşının katledilmesi bizi de sarstı Sayın Meclis Başkanı size ve bütün milletvekillerine, Türk halkına başsağlığı diliyorum. Allah şehitlerimizi rahmet eylesin. Hem 13 şehidi hem diğer terör örgütü tarafından hayatlarını kaybetmiş şehitleri ve bizim şehitlerimizi Allah rahmet eylesin. Ben Azerbaycan halkının yaşadığı en çetin günlerde Ermenistan’ın saldırdığı ve 44 günlük savaşta ilk dakikadan itibaren Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere siz Sayın Meclis Başkanı ve diğer Türkiye’nin devlet adamları, milletvekilleri bütün Türk halkı ilk dakikadan itibaren bizim yanımızdaydınız. Bu bizim gücümüze güç verdi, biz bundan güçlendik. Bütün dünya bildi ki Azerbaycan yalnız değil ve sonuna kadar bizim yanımızda oldu. Azerbaycan halkı bu desteği hiç aklından çıkarmayacak. Büyük Türkiye ve Türk halkı bilmelidir ki 10 milyonluk Azerbaycan halkı da bir nefer gibi daima Türkiye’nin yanında olacaktır” diye konuştu.

  • İtalya Başbakanı Draghi: “AB-Türkiye diyaloğunun daha erdemli olması için çalışacağız”

    İtalya Başbakanı Draghi: “AB-Türkiye diyaloğunun daha erdemli olması için çalışacağız”

    İtalya’da geçtiğimiz cumartesi günü yemin ederek görevine başlayan Başbakan Mario Draghi, Senato’daki güven oylamasından önce yaptığı konuşmada, “AB-Türkiye diyaloğunun daha erdemli olması için çalışacağız” dedi.

    İtalya’da 26 Ocak’ta dörtlü koalisyonun bozulmasının ardından Başbakan Giuseppe Conte istifa etmişti. Conte’nin istifasının ardından İtalya Cumhurbaşkanı Sergio Matarella, Roma’daki siyasi krizi çözmesi için Avrupa Merkez Bankası eski Başkanı Mario Draghi’yi hükümeti kurmakla görevlendirmişti. Krizleri çözmesiyle tanınan “Süper Mario” lakaplı Drahgi, yaklaşık 10 gün süren istişarelerin kabinesini belirleyerek 23 kişilik bakanlar kurulu listesini Cumhurbaşkanlığı Sarayı Quirinale’de Matterella’ya sunmuştu. Draghi ile 8 teknokrat ve 15 siyasiden oluşan yeni hükümet, 13 Şubat’ta Quirinale Sarayı’nda düzenlenen törenle yemin etmişti.

    Akdeniz sorunu

    Yemin ederek görevine başlayan Başbakan Draghi, Senato’daki güven oylamasından önce yaptığı konuşmada, Avrupa Birliği (AB) -Türkiye ilişkilerine değindi. Draghi, Akdeniz bölgesinde göç ve çevre sorunu gibi konularda ortak hassasiyetlerin olduğu Yunanistan, İspanya, Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile işbirliğini arttırmayı amaçladıklarını ifade etti.

    Türkiye-AB vurgusu

    Türkiye hakkında ayrı bir parantez açan Başbakan Draghi, Türkiye’nin NATO müttefiki ve partner ülke olduğunun altını çizerek, “Türkiye ile AB arasında daha erdemli bir diyalog başlatılana kadar çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

    Başbakan Draghi, dış politikada Birleşmiş Milletler (BM), AB ve NATO ittifakı çizgisini takip edeceklerini vurguladı. 2011-2019 yılları arasından Avrupa Merkez Bankası Başkanlığı görevini yürüten Draghi, güven oylaması öncesinde yaptığı konuşmada ayrıca euronun ülke için “geri dönülemez” olduğunun altını çizdi.

    İtalya Senatosu’nda yapılacak güven oylamasının TSİ 01.00 sularında başlaması bekleniyor. 6 farklı partinin katıldığı geniş tabanlı koalisyon hükümetin güven oylamasını sorunsuzca geçmesi bekleniyor.

  • Bulgaristan Başbakanı Borisov’dan restore edilen camiye ziyaret

    Bulgaristan Başbakanı Borisov’dan restore edilen camiye ziyaret

    Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, Razgrad şehrinde restorasyon çalışmaları süren Makbul İbrâhim Paşa Camii’nde incelemelerde bulundu.

    Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, restorasyonu yapılan Razgrad kentindeki Makbul İbrâhim Paşa Camii’ndeki çalışmaları yerinde inceledi. 16. yüzyılın ilk yarısında Sadrazam Makbul İbrâhim Paşa tarafından yaptırılan caminin yanı sıra şehirdeki kiliseyi de ziyaret eden Borisov, bölgede yaşayan Hristiyan ve Müslümanlar arasında etnik hoşgörü olması için yeni kilise ve camiler inşa ettiklerini belirtti. Kültür mirası olan Makbul İbrâhim Paşa Camii’nin 70 yıldır tamir görmediğini kaydeden Borisov, 1990 öncesi yaşanan Türklerin isimlerini değiştirme sürecini hatırladıklarını ifade ederek, milliyetçi partilerin kurdukları koalisyonların da bunu hatırlaması gerektiğini söyledi.

    Makbul İbrâhim Paşa Camii’nin restorasyonu için 2019 yılında 712 bin 450 leva ayıran hükümet, caminin toplam restorasyon maliyetinin 2 milyon 374 bin 836 levaya çıkacağını açıkladı. İbadete kapalı olan Makbul İbrâhim Paşa Camii taşınmaz kültürel anıt statüsüne sahip.

  • KKTC Başbakanı Saner, ikinci doz aşısını oldu

    KKTC Başbakanı Saner, ikinci doz aşısını oldu

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) bugün başlayan ikinci doz aşılama kapsamında KKTC Başbakan Ersan Saner ikinci doz aşısını oldu.

    Sağlık çalışanlarına, korona virüs aşılarının 2. doz yapımına bugün itibariyle başlandı. Sağlık çalışanlarının 2. doz aşı yapımı 4 gün boyunca gerçekleştirileceği aktarıldı. Başbakan Ersan Saner ve Sağlık Bakanı Ali Pilli, bugün Covid-19’a karşı ikinci doz aşısını yaptırdı.

    KKTC Sağlık Bakanlığı, 2. doz aşı tarihi gelen kişilerin aşılarını yaptırmak üzere sokağa çıkma yasağından muaf olacağını açıkladı. Sağlık Bakanlığı, 2. doz aşı tarihi gelen şahısların aşılarını yaptırmak üzere sağlık merkezlerine başvurmaları gerektiğini bildirdi. Sağlık Bakanlığı’ndan tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Covid-19 salgını ile mücadele kapsamında uygulanmakta olan aşı programında 2. doz aşıların yapılmaya başlanması nedeni ile ikinci doz tarihi gelen şahısların aşılarını yaptırmak üzere sağlık merkezlerine başvurmaları gerekmektedir. Gerek ilçe içinde gerekse ilçeler arası seyahat ederek merkezlerimize gelecek kişiler, aşı kartlarındaki tarih ve yer bilgisinin kontrol edilmesi kaydıyla sokağa çıkma yasağından muaf olacaklardır” denildi.

    KKTC’de 75 vakanın 50’sinde mutasyonlu virüse rastlandı

    Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü, Covıd-19 PCR Tanı Laboratuvarı’nda yaptığı incelemeler sonucu; 1 Ocak-10 Şubat 2021 tarihlerinde korona virüs tanısı konulan vakaların, mutasyonlu virüs dağılımını açıkladı. Buna göre, Ocak 2021’de tespit edilen 31 vakanın 14’nün İngiltere mutasyonu olarak adlandırılan B117 mutasyonu ile enfekte olduğu tespit edildi. Şubat ayının ilk 10 gününde covid-19 tanısı konulan 75 vakanın 50’si de mutasyonlu virüs taşıdığı belirtildi.

    DESAM Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, SARS-CoV-2 virüsünün mutasyona uğramış varyantının KKTC’de yayılımına yönelik açıklamalarda bulundu. Ülkede yeni varyantın daha hızlı bir şekilde yayılım gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Şanlıdağ, “Şubat ayının ilk 10 gününde Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde pozitif tanısı konulan 75 vakadan 50’sinin mutasyonlu virüsle enfekte olduğunu saptadık. Halkımız, sosyal mesafe, maske ve hijyen önlemlerini çok daha büyük bir dikkatle sürdürmelidir” dedi.

  • KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e: “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır”

    KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’dan Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e: “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır”

    Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye hakkındaki küstah söylemlerine karşı çıkarak, “Kıbrıs’ın kan gölüne dönüşmesinin sorumlusu Yunanistan’dır” dedi.

    KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar yaptığı yazılı açıklamada, Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Türkiye’yi işgalcilikle suçladığı küstah söylemlerine karşı çıktı. Tatar, “Kıbrıs’ta esas işgalci olan EOKA terör örgütünü kuran, Akritas Planı doğrultusunda Kıbrıs Türk halkını yok etmek için başlatılan Rum saldırılarını destekleyen ve organize eden, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını gerçekleştirmek için 15 Temmuz 1974 darbesini düzenleyen Yunanistan’dır” dedi.

    Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs konusuyla ilgili gayri resmi 5 + BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimler devam ederken, bulunacak çözüm modeliyle ilgili kararlı duruşlarını devam ettirdiklerini belirtti.

    “Geri adım atmayacağız”

    “Duruşumuzdan geri adım atacak değiliz” ifadelerini kullanan Tatar, “Kararlılığımız halkımızın siyasi eşitliğini, egemenliğini, Türkiye’nin etkin ve filli garantörlüğü ile Türk askerini Kıbrıs’taki varlığını korumak, halkımızı azınlık durumuna düşürmemek ve tek gerçekçi çözüm yolu olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirmek yönündedir” dedi.

    Kıbrıs’ın gerçeklerine uygun olan egemen iki ayrı devlet modelini hayata geçirebilmek için uğraşlarına devam ettiklerini belirten Tatar, “Rum-Yunan ikilisinin çözüm karşıtı tahrikleri de devam ediyor. Bunun en son örneği de Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in Güney Kıbrıs ziyaretinde yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.

    “Rum-Yunan ikilisinin gerçek dışı iddiaları diyalog ve görüşmeleri dinamitleyici nitelikte”

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasaidis’in birlikte düzenledikleri ortak basın toplantısında yapmış oldukları açıklamalar Rum-Yunan zihniyetinin değişmediğini ve değişmeyeceğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. BM Genel Sekreterinin gayri resmi 5+BM toplantısının gerçekleşmesi yönünde girişimleri devam ederken, Rum-Yunan ikilisinin Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’ye yönelik gerçek dışı iddiaları ve suçlamaları diyalog ile görüşmeleri dinamitleyici niteliktedir” dedi.

    “Türkiye’nin garantörlüğü ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklar”

    Tatar, “Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis yaptığı açıklamada 1960 garanti sistemini hedef alırken, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını içeren bir çözümü hedeflediklerini belirtmiştir. Anastasiadis’in bu açıklaması Rum tarafının değişmez hedefi olurken, 1962 yılından bu yana Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma yönünde devam ettirdikleri faaliyetlerin günümüze yansımasıdır. Türkiye’nin garantörlüğünün ve Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı devam ettiği sürece emellerine ulaşamayacaklarını çok iyi bilmektedirler” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye kırmızı çizgimiz”

    Türkiye’nin Barış Harekatı ile tüm Kıbrıs’a barış ve huzur getirdiğini dile getiren Tatar, Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığının, Kıbrıs Türk halkının en büyük güvencesi ve kırmızı çizgisi olduğunu ifade etti. Tatar, Kıbrıs Türk halkının asla Türkiye’nin garantörlüğü ile Türk askerinden vazgeçmeyeceğini kaydetti.

    “Rum-Yunan ikilisi görüşmelerin çökmesine neden oldu”

    Tüm müzakere süreçleri boyunca Türkiye’nin garantörlüğünün kaldırılmasını, Türk askerinin Kıbrıs’tan uzaklaştırılmasını talep eden ve Kıbrıs Türk halkına azınlık hakları öneren Rum-Yunan ikilisinin bu tutumunun kabul edilemeyeceğini bildiren Tatar, “Son olarak Mont Pelerin ile Crans Montana görüşmelerinde de ’sıfır asker- sıfır garanti’ dayatmasında bulunan, Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliği ile egemenliğini kabul etmeyen Rum-Yunan ikilisi bu görüşmelerin çökmesine neden olmuştur” ifadelerini kullandı.

    “Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz”

    Cumhurbaşkanı Tatar, “Bunların yanı sıra Annan Planı referandumu ve Crans Montana’da yaşananlar federasyona dayalı çözüm modelinin tükendiğini de gözler önüne sermiştir. Rum’un azınlığı olmaya karşı çıkan Kıbrıs Türk halkı, egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin hayata geçmesini istemektedir. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde de iradesini bu yönde kullanmıştır. Temennimiz ve uğraşımız Rum zihniyetinin değişmesi, Kıbrıs’a ve bölgeye huzuru getirecek egemen iki ayrı devlete dayalı çözüm modelinin kabul edilmesidir. Kıbrıs sorununa çözüm bulunması girişimlerinde en gerçekçi yol budur. Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz” dedi.