Etiket: başbakan erdoğan

  • Türkiye’yi savaş alanına çevirdiler

    Türkiye’yi savaş alanına çevirdiler

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, günlerdir devam eden Gezi Parkı olaylarıyla ilgili Habertürk ekranlarında yayınlanan Teke Tek programında açıklamalarda bulundu.

    “NEDEN BUNLARI YAPTINIZ?”

    Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Erdoğan, olaylar sonrası ortaya çıkan bilançoyla ilgili rakamları açıkladı. Erdoğan açıklamasında, “Araçlar, belediye otobüsleri yakılıp yıkıldı. Bunda kesinlikle CHP’nin onayı var. Resmi rakamlara göre 1 Haziran’dan 2 Haziran’a kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 18 belediye aracı, 4 bize ait bina yakılıp yıkıldı. Şimdi yani ne oldu da siz bunu yapıyorsunuz? Seçim hakkınız, demokratik haklarınız mı elinizden alındı? Neden bunları yaptınız?” ifadelerine yer verdi.

    “NEDEN BUNLARI YAPTINIZ?”

    Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtlayan Erdoğan, olaylar sonrası ortaya çıkan bilançoyla ilgili rakamları açıkladı. Erdoğan açıklamasında, “Araçlar, belediye otobüsleri yakılıp yıkıldı. Bunda kesinlikle CHP’nin onayı var. Resmi rakamlara göre 1 Haziran’dan 2 Haziran’a kadar 89 polis aracı, 42 özel araç, 18 belediye aracı, 4 bize ait bina yakılıp yıkıldı. Şimdi yani ne oldu da siz bunu yapıyorsunuz? Seçim hakkınız, demokratik haklarınız mı elinizden alındı? Neden bunları yaptınız?” ifadelerine yer verdi.

    “MESELE GEZİ PARKI MESELESİ DEĞİL”

    Meselenin AVM ve Gazi Parkı olayı olmadığını belirten Erdoğan, “Bir İstinye Park gibi bir şey oraya yapılabilir mi? Şehir Müzesi olayını telaffuz ettik biz. İstanbul’da çünkü bir şehir müzesi yok. Bunun dışında biz bir büyük kütüphane de düşünüyoruz. Orası da Rami Kışlası olacak. Ona da itiraz edecekler. Orada zaten kışla kalmamış.” dedi.

  • Başbakan Erdoğan Akil İnsanlar Toplantı’sında konuştu

    Başbakan Erdoğan Akil İnsanlar Toplantı’sında konuştu

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Kamuoyunda bu heyete ‘Akil İnsanlar Heyeti’ adı verildi. Bugün burada bulunan heyet, Türkiye’nin elbette ki tüm akil insanlarından oluşan heyet değildir. Bu heyeti bir özet, bir örnek, temsili bir grup olarak görmek belki daha doğru olacaktır’ dedi.

     

    Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşen ‘Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı’nın açılışında konuşan Erdoğan, toplantının ülke ve millet, özellikle de umutla ilerleyen çözüm süreci için hayırlara vesile olmasını istedi.

    Erdoğan, ‘Öncelikle çağrımıza olumlu yanıt verdiğiniz için bu sürece yüreğinizi koyduğunuz için Türkiye umutla geleceğe ilerlerken tarihin yapımında görev üstlendiğiniz için her birinize ülkem ve milletim adına tek tek teşekkür ediyorum’ diye konuştu.

     

     

    Konuşmasının başında 2009 yılında başlattıkları Milli Birlik ve Beraberlik Projesi’nden bahsetmekte fayda gördüğünü ifade eden Erdoğan, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi adını vererek başlattıkları süreçte, içinde bulunulan salonda çok değerli dostları ağırladıklarını, sanatçı, mütefekkir, yazar, gazeteciler, spor insanları, sivil toplum örgütü temsilcileri, rektörlerle toplantılar yaptıklarını anlattı.

    Erdoğan, şu anda burada bulunanların bazılarının da o toplantılara katıldıklarını belirterek, o süreçte bu salonda gerçekleştirilen toplantılardan, istişarelerden gerçekten çok istifade ettiklerini söyledi.

     

     

    Başbakan Erdoğan, bugün gelinen bu noktada birkaç hususun altını özellikle çizmek istediğini belirterek, şöyle devam etti:

    ‘Bugün bu salonda bulunmuyor olmak takdir edersiniz ki, süreçlerin dışında kalmak anlamına asla gelmez. Kamuoyunda bu heyete ‘Akil İnsanlar Heyeti’ adı verildi. Burada bulunan heyet, Türkiye’nin elbette ki tüm akil insanlarından oluşan bir heyet değildir. Bu heyeti bir özet, bir örnek, temsili bir grup olarak görmek belki daha doğru olacaktır. Benzeri bir yapılanmayı 2005 yılında ihdas ettiğimiz Medeniyetler İttifakı girişiminde de uygulamıştık. O zaman 20 kişiden oluşan bir grup oluşturulmuş, ittifak içerisinde de ismi ‘High Level Grup’ yani ‘Yüksek Düzeyli Grup’ olarak belirlenmişti. Sonradan bu grup Akil Adamlar ismiyle anılmaya başlanmıştı. Grup içinde çok değerli hanımefendilerin olmasına rağmen Akil Adamlar isminin kullanılması haklı olarak eleştirilere maruz kaldı. Biz enerjimizi isim üzerinde harcayacak değiliz. Akil İnsanlar da denilebilir, yüksek düzeyli temsilciler de denilebilir. Burada listenin ve heyetin isminden de ziyade işin magazin boyutundan ziyade üstlenmekte olduğumuz misyonun çok daha önemli olduğunu, çok daha hassas bir zeminde yürütülüyor olduğunu özellikle hatırlatmak durumundayım.’

     

     

    -Medyaya çağrı-

    Başbakan Erdoğan, kamuoyuna özellikle de medya, yazarlar ve yorumculara çağrı yapmak istediğini belirterek, şöyle konuştu:

    ‘Hayırlı bir iş için bir araya geldik. Hayırlı niyetler için bir araya geldik. İşin magazin boyutuna, isim boyutuna kim vardı, kim yoktu boyutuna takılıp hedefin ve niyetin arka plana itilmesine, sulandırılmasına lütfen müsaade etmeyelim, zira geçmişte bunu çok yaşadık. Çok can alıcı çok acil bir meseleyi çözmek için istişare toplantıları yaparken niyet unutuldu, hedef unutuldu, yapılanlar, konuşulanlar ne yazık ki magazin, sulandırma hep ön plana çıktı. Hem buradaki heyetin hem de dışarıdaki dost ve kardeşlerimizin zarfla, çerçeveyle ilgili tartışmaları bir kenara bırakıp mazrufla, özle ilgilenmelerini sürecin önemi ve hassasiyeti açısından çok hayati bulduğumu özellikle ifade etmek istiyorum.’

     

     

    -‘Zorlu bir seçme süreci yaşadık’-

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, heyeti oluştururken gerçekten zorlu bir bir seçme süreci yaşadıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    ‘Geniş bir havuz oluşturduk. Katkı verebilecek, söz söyleyebilecek, örnek teşkil edecek temsil kabiliyeti yüksek, kanaat önderliği yapabilecek çok sayıda isim belirledik. Ancak heyetin etkinliği, çalışma kolaylığı açısından sayıyı sınırlı tutmak gibi bir zorunluluğumuz da vardı. Çok ince çok hassas bir tercih sürecinin ardından farklı kesimleri, farklı düşünce dünyalarını temsil etmek suretiyle 76 milyonun özeti sayılabilecek bir listeyi oluşturduk. Oluşturmaya gayret ettik. Elbette burada bulunan insanların ortak noktası; kangren olmuş bir sorunun çözüme kavuşturulmasını istemeleridir. Can kaybına kan kaybına yol açan bir meselenin sona erdirilmesini dert edinmeleridir. Her zaman ifade ediyorum; bu heyetin içinde ya da dışında söyleyecek sözü, önerisi olan, eleştirisi olan varsa dikkatle dinleriz, dinliyoruz ve hiçbir komplekse kapılmadan dinlemeye devam edeceğiz. 76 milyonun tamamını ilgilendiren bir meselede 76 milyonun tamamına kulak verebilmek için bugüne kadar nasıl hassasiyetle çalıştıysak bundan sonra da aynı hassasiyetle aynı sabırla aynı kucaklaştırıcı tavırla çalışmaya devam edeceğiz.’

     

     

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘Bu ülkede teröre, kazanacağı veya kaybedeceği oy penceresinden bakanlar oldu ve bunlar halen de var. Bu ülkede gençlerin ölümüne, tiraj kaygısıyla, reyting endişesiyle bakanlar oldu ve bunlar halen de var. Bu ülkede ocaklara düşen ateşe, kaybettiği ve kazandıklarıyla, kasasına giren ve çıkan parayla bakanlar oldu ve bunlar da halen var. Akan kana bakarken, kendi canlarını, kendi çocuklarını, kendi kardeşlerini gözünün önüne getirmeyip, sadece reytingini, şöhretini, imajını düşünenler oldu ve bunlar da halen var’ dedi.

     

     

    Erdoğan, Dolmabahçe’deki Başbakanlık Ofisi’nde gerçekleşen ‘Çözüm Süreci Akil İnsanlar Heyeti İstişare Toplantısı’nın açılışındaki konuşmasında, 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurarken, terör meselesine ilişkin görüşlerini ve çözüm önerilerini programda net şekilde açıkladıklarını anımsattı.

    Başbakan Erdoğan, ‘O zamandan itibaren de bu meseleyi çözmek, Türkiye’nin ayağına takılan bu prangayı söküp atmak, enerjimizi bu meseleye değil, büyümeye, kalkınmaya, daha fazla demokrasiye hasretmek için yoğun gayret içinde olduk. Çok açık söylüyorum; bütün bu süreçte yalnız olduk, yalnız kaldık, yalnız bırakıldık’ ifadelerini kullandı.

     

     

    ‘Birlikte yol yürüdüğümüz milyonları kast etmiyorum’ diyen Erdoğan, ‘Elbette bizimle aynı sızıyı yüreğinde hisseden, eliyle, diliyle, kalemiyle, hiç olmazsa gönlüyle bir şeyler yapanları, yapmaya çalışanları kast etmiyorum. Gücü, yetkisi, birikimi, tecrübesi, imkanı ve fırsatı olduğu halde bu can alıcı, can yakıcı meselede inisiyatif almayanları, elini taşın altına koymayanları mazur görmemiz mümkün değil’ şeklinde konuştu.

     

     

    Erdoğan, ülkede teröre, kazanacağı veya kaybedeceği oy penceresinden bakanlar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

    ‘Bu ülkede gençlerin ölümüne, tiraj kaygısıyla, reyting endişesiyle bakanlar oldu ve bunlar halen de var. Bu ülkede ocaklara düşen ateşe, kaybettiği ve kazandıklarıyla, kasasına giren ve çıkan parayla bakanlar oldu ve bunlar da halen var. Akan kana bakarken, kendi canlarını, kendi çocuklarını, kendi kardeşlerini gözünün önüne getirmeyip, sadece reytingini, şöhretini, imajını düşünenler oldu ve bunlar da halen var.

     

     

    Bütün kalbimle, samimiyetimle söylüyorum; isterdim ki bir başbakan olarak, siyasetçi olarak ben sadece yol açsaydım, yolu temizleseydim, yolu aydınlatıp, o yoldaki engelleri kaldırsaydım, açtığımız o yoldan bilim insanları, mütefekkirler, münevverler, gönül insanları, kanaat önderleri, aydınlar, sanatçılar, en önemlisi de siyasetçiler ilerleseydi. Ne yazık ki, biz yolu açtık ama o yol sadece kendimiz, milletimiz -kimsenin hakkını yemeyelim- bir avuç o da gönül insanıyla devam ediyor. O yolda ilerlemesi, bizi takip etmesi değil, bize yol göstermesi gereken niceleri, ‘Hele siz gidin, bakalım biz de arkanızdan belki geliriz’ dedi. Niceleri, yola hendekler kazdı. Niceleri yola tuzaklar döşedi. Niceleri bizi o yoldan saptırmaya çalıştı. Yol boyunca taşlandık, tehdit edildik, saldırıya uğradık. Partimizin kapatılması tehdidinden tutun, Danıştay saldırısına, müdahale senaryolarından tutun sabotajlara, provokasyonlara kadar nice badire atlattık ama hiçbir zaman vazgeçmedik, hiçbir zaman yılgınlığa boyun eğmedik, umutsuzluğa kapılmadık, vazgeçmeyi aklımızın ucundan bile geçirmedik. Çünkü biz bu süreçte şunu çok net olarak gördük; Eğer bir ülkede demokrasi açığı, hukuk açığı varsa o ülkede her alandaki sorunlar birbirini besleyerek derinleşiyor. Eğer bir ülkede tek tipçi, dayatmacı, inkarcı bakış açısı, bir zihniyet, devlet ve siyaset anlayışı varsa, orada karmaşa, çatışma, huzursuzluk eksik olmuyor. Eğer bir ülkede, milletin iradesi gasp ediliyorsa, çeteler, karanlık odaklar cirit atıyorsa, vesayetçi odaklar kendini hakim olarak görüyorsa, orada ne huzur ne refah ne hak ne özgürlük olur.’

     

     

    -‘O örgüte inanılmaz fırsatlar sunanlar da o kadar suçlu’-

    Terörü sadece silahlı saldırı, sindirme hareketi olarak görenlerin ciddi şekilde yanıldığını belirten Erdoğan, terörün ekonomik, diplomatik, sosyal, siyasal, psikolojik boyutları olan bir mesele olduğunu söyledi.

    Erdoğan, ‘Terör, bir ülkeye, millete karanlık bir istikamet çizme yöntemidir. Terör, hükümetleri sıkıştırmak, seçimleri yönlendirmek, toplum mühendislerine imkan sağlamak için bir araca, bir taşerona dönüşmüştür. Maalesef terör 29 yıl boyunca kısmen de olsa bu noktalarda başarı sağlamıştır’ dedi.

     

     

    Terör ve şiddetin ekonomiye, sosyal, psikolojik yapıya zarar verdiğinin altını çizen Erdoğan, konu ele alınırken bunların göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret etti.

     

    Erdoğan, ‘Silaha, teröre, bölücü anlayışlara sarılanlar ne kadar suçluysa, başta Diyarbakır Cezaevi olmak üzere insanlık dışı muameleyle, işkenceyle o örgütün adeta kurulmasına çanak tutanlar da o kadar suçludur. Kan döken örgüt ne kadar suçluysa, o örgüte inanılmaz fırsatlar sunan, hiçbir yerde bulamayacağı istismar bataklıkları sunanlar da o kadar suçludur. Sadece şu son birkaç ay içinde kimi siyasetçi, kimi akademisyen ve kimi yazarların sergilediği faşizm, inanın terör örgütünün 29 yılda yaptığı tahribattan çok daha fazlasını yapmıştır’ şeklinde konuştu.

  • Türkeş’ten Başbakan’a ağır sözler:

    Türkeş’ten Başbakan’a ağır sözler:

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Başbakan Erdoğan’ın ‘Milliyetçiliği ayağımın altına alırım’ sözüne, ‘Senin o bacağını kırarlar’ diye cevap verdi.

     

    MHP’nin kurucu genel başkanı merhum Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümü nedeniyle Yüreğir Şahlar Düğün Salonu’nda mevlit okutuldu. Programda söz alan MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, hükümet tarafından sürdürülen açılım sürecine karşı çıktı. Başbakanın sıkıştığında rahmetli Türkeş’in sözüne sığındığını ileri süren Tuğrul Türkeş, “Günü geldiğinde de ‘Milliyetçiliği ayağımın altına alırım’ diyor. Senin o bacağını kırarlar, kırarlar.” diyerek tepki gösterdi.

    Gelinen süreçte teröristbaşıyla müzakereler yapıldığını ifade eden Türkeş, Türkiye Cumhuriyetidevletinin kanunları hiçe sayılarak görüşmeler, müzakereler yapıldığını savundu. Bu süreçte Başbakan Erdoğan’ın en çok kendilerine sataştığını iddia eden Türkeş, “Sıkıştığında rahmetli başbuğun, merhumun sözüne sığınan başbakan, günü geldiğinde de bakıyor ki manevrasında iş zora giriyor, ‘milliyetçiliği ayağımın altına alırım’ diyor. Senin o bacağını kırarlar, kırarlar.” ifadelerini kullandı.

     

     

  • Değeri 12 milyar $ çıktı ‘onay’ vatana ihanetti

    Başbakan Tayyip Erdoğan, köprü ve otoyol ihalesinde çıkan rakamın kendisini tatmin etmemesi yüzünden iptale gidildiğini belirtirken, yeni yöntemin de halka arz şeklinde olacağını açıkladı.

     

    Birleşik Arap Emirliği’nden Ankara’ya dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, iptal sürecini de detaylarıyla anlattı.
    “Bu rakam beni tatmin etmedi. Ben bunun üzerine bir çalışma yaptırdım” diyen Erdoğan, bundan sonraki gelişmelerle ilgili şöyle konuştu:
    “Çalışmada bunun iki katı bir rakam çıktı karşıma. Birisi 11-12 ise öbürü 8-9 civarında rakam çıktı. Peki en düşüğü ne olmalı? En düşüğü de 7 civarında çıktı. Arkadaşlar böyle çıktıktan sonra ben bunu verirsem vatana ihanet ederim, halkıma ihanet ederim.
    Şimdi ne yapacaksınız? Arkadaşlarımızla bir istişare yaptık, bu istişare neticesinde kesin değil ama büyük ihtimalle burayı halka açacağız. Halka arz ile bu işi çözelim istiyoruz ve arkadaşlarımızın ortak kanaati de bu istikamette  netleşti. Bakanlar Kurulu’ndaki arkadaşlarımın da havası bu istikamette.”

     

    Kazananlardan açıklama var

    İhaleye en yüksek teklifi veren Koç Holding-UEM Group Berhad-Gözde Girişim tarafından dün açıklama yapıldı. İhaleye titiz hazırlık süreci sonrası teklif sunulduğu belirtilirken, açıklamada şu ifadeler yer aldı:
    Ortak Girişim Grubumuz, bu projeyi Türkiye’nin bugünü ve geleceğine olan inancının ifadesi olarak sahiplenmiş, Türkiye’nin gelişme potansiyelini ve şartnamede talep edilen yüksek bakımve işletme standartlarını dikkate alarak teklifini vermiştir.  Özelleştirme Yüksek Kurulu’nca yapılan değerlendirme ve alınan karar ile yapılan özelleştirme ihalesinin iptal edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız.”

     

     

    ‘Blok satış yok’

    Köprü ve otoyolarda işletmenin aynen devam ettirileceğinin bilgisini veren Başbakan Erdoğan, halka arz süreciyle ilgili olarak da Halkbank örneğinden yola çıkarak şunları kaydetti:
    Halk Bankası’nın şu anda yönetimi değiştirmedik, blok bir satışla  birileri gelir alırsa o zaman yönetim değişir. Blok satış yok, halka arz var. Halka arzın içerisinde de mevcut yönetim bunu işletir. Yıl sonu karı nedir? 700-800 milyon TL, bu fiyatlara zamlar geldikçe bu trilyonlara varacak. Oralara vardığı zaman herkes yıl sonunda neyse onu alacağı gibi, zaten borsada kağıtlar sürekli el değiştirme şansına da sahip.”

     

  • Erdoğan’dan ‘Geçmiş olsun’

    Başbakan Tayyip Erdoğan, Balyoz davasından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan ve önceki gün çok kritik bir açık kalp ameliyatı geçiren emekli Orgeneral Ergin Saygun’un ailesini arayarak “Geçmiş olsun” dedi ve acil şifa dileklerini iletti. Erdoğan hastane başhekimiyle de görüşüp ameliyatla ilgili detaylı bilgi aldı.

     

    BALYOZ hükümlüsü emekli Orgeneral Ergin Saygun’un önceki gün geçirdiği kritik açık kalp ameliyatı sonrasında Başbakan Tayyip Erdoğan’dan gelen telefon, Saygun Ailesi ve çevresinde büyük moral ve sevinç yarattı. Gündemin bir numaralı başlığı olan telefonun geldiğine dair ilk haberi, Türkiye dün hürriyet.com.tr’den öğrendi. Erdoğan önce hastane başhekimi ile telefonla görüştü ve ameliyata dair detaylı bilgi aldı. Erdoğan, daha sonra da aileye ulaştı ve emekli Orgeneral Saygun’un kızı Ece Saygun ile görüştü. Erdoğan, “Geçmiş olsun” diyerek acil şifa dileklerinde bulundu. Önceki gün saat 20.15 sıralarında gelen telefon ailede sevinçle karşılandı.

     

     

    UZUN TUTUKLULUĞU ELEŞTİRMİŞTİ

    Erdoğan, yakın dönemde uzun tutukluluk sürelerine işaret ederek bu konudaki endişelerini dile getirmiş, özellikle sağlık durumu kritik olan mahkûmların halen cezaevinde tutuklu olarak yargılanmalarının devam etmesini eleştirmişti. Erdoğan yapılan düzenlemelerin ve özellikle 3’üncü yargı paketinin aslında tutuksuz yargılama süreçlerinin önünü açtığını seslendirmişti.