Etiket: Başarısı

  • Sakarya’nın ihracat başarısı sürüyor

    Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), 2017’nin Kasım ayına ilişkin ihracat verilerini açıkladı.

    Buna göre, ülke ihracatı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 14,2 artarak 13 milyar 629 milyon olurken, bu yılın Ocak-Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,7 artış ile 142 milyar 663 milyon dolara ulaştı. Sakarya Kasım ayı ihracatı Geçen yılın aynı ayına göre kıyaslandığında yüzde 21.2 artış gösteren Sakarya’nın ihracat performansı 451milyon 672 bin dolarla yükselmeye devam ediyor. Sakarya, Kasım rakamlarıyla en çok ihracat yapan ilk 10 il arasında 7. sırada yer alırken, 25 sektörde, 109 ülkeye ihracat gerçekleştirildi. İhracat başarısından duydukları memnuniyeti paylaşan Başkan Mahmut Kösemusul, şehrin iş dünyasını kutlarken, ihracatçı ilk 5 il arasında olmak hedefinde gelinen son noktayı yeterli görmediklerini, şehrin üretim yeteneğini ve ihracatçı sayısını artırarak hedefe ulaşacaklarını dile getirdi.

    Türkiye ekonomisinin başarı yürüyüşünü sekteye uğratmak için atılan tüm adımlara karşı birlik ve beraberliğin sarsılmaz gücüyle kararlı ve dik duruş gösterecek irade ve imkana sahip olduklarını aktaran Başkan Kösemusul, “Sakarya’mız iş dünyası hedefe ulaşma inancıyla üretecek ve büyüme yolculuğunu sürdürecektir. Ülkemizin ve şehirlerimizin kalkınmasını ve gelişmesini istemeyenlerin tehdit ve çabalarına karşı, aziz milletimizin güçlü liderinin arkasında daha dirençli ve kararlı olacağına, olumsuzlukları büyük sorunlar haline getirmeden çok çalışarak başarıya ulaşacağına inanıyorum.” ifadelerini kullandı.

  • Türk cerrahın Belçika’da büyük başarısı

    Belçika’da doğup büyüyen Türk Cerrah Doktor Alaaddin Yılmaz, geliştirdiği kapalı göğüs ameliyatı tekniğiyle büyük bir başarıya imza attı.

    Belçika’da Jessa Hastanesinde görev yapan Türk Cerrah Alaaddin Yılmaz kapalı göğüs ameliyatlarında ilerleme sağlayarak büyük başarıya imza attı. İHA muhabirine açıklama yapan Kalp, Damar ve Göğüs Cerrahisi Uzmanı Yılmaz, kariyerinde çok sayıda çeşitli ameliyat yaptığını belirterek “Benim geliştirdiğim tekniği kullanan cerrahlar var. O bakımdan beni baya tanıyan var. Belçika’da olmasa da dünyada çok tanıyan var. Benim özelliğim kalp cerrahı olarak göğsü açmadan ameliyat yapıyor olmam. Tek kapak tamiri değil, her türlü ameliyatı göğüs kapalı yapıyorum. Baypass’tan kapağına, kombine gibi her türlü ameliyatı göğüs kapalı yapabiliyorum” dedi.

    Eğitimin önemli olduğunu vurgu yapan Doktor Alaaddin Yılmaz, “Türkler için Belçika’da yaşamak zor olsa da, ırkçılık olsa da yaptığın çalışmayla değerlendiriyorlar. Okumak her zaman bir yere varmaktır. Belçika’da olsun ya da yurt dışında olsun, okuyan insana her zaman başka gözle bakarlar. İşçi olarak her zaman zayıf duruma düşüyorsunuz. Güçlü olmamız için okumamız lazım. Bunların dilini, kültürünü, her şeyini bilmemiz lazım ve entegre olmamız lazım. Bir mevkiye gelelim ki, gereken işler daha kolay bir şekilde yapılsın” diye konuştu.

    Doktor Alaaddin Yılmaz, Amerika’dan, Hollanda’dan, Almanya’dan, Dubay’dan “Gel bizde çalış” şeklinde teklifler aldığını söylerken, vatanının Türkiye olduğunu fakat kendisinin şimdilik Belçika için çalışmayı tercih ettiğini ifade etti.

    “İlk önce Türklerin sahiplenmeleri lazım”

    Belçika’daki Türk toplumunun önemli bir eksikliğinin dili bilmemek olduğuna da değinen Doktor Alaaddin Yılmaz, “Doktora gidip, doktordan eksiksiz bilgi almak toplumumuzun sıkıntısı. Ne kadar Belçikalı olsak da, Belçikalı doktorlarda her ne kadar ırkçı olmadıklarını söyleseler de, yabancı hastalara yeterince bilgi vermiyorlar. Benim uyguladığım tekniği söylemiyorlar. Bu aslında çok önemli bir şey çünkü hasta göğsünün açılmasını istemez. Bilen geliyor ama bilmeyenin göğsü açılır” şeklinde konuştu.

    Her hafta dünyanın farklı yerlerinden cerrahların, çalıştığı hastaneye gelerek, tekniğini öğrenmek istediklerini dile getiren kalp uzmanı, “Ne yazık ki, bizim Türkiye’deki meslektaşlarımız tarafından pek önemsenmiyor. Yazık oluyor çünkü bu bir Türk’ün icat ettiği bir tekniği ilk önce Türklerin sahiplenmeleri lazım” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

    Alaaddin Yılmaz

    1974 yılında Afyonkarahisar’a bağlı Emirdağ ilçesinden Belçika’nın Gent şehrine göç eden işçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Alaaddin Yılmaz, üniversitede genel cerrahi eğitim gördükten sonra 2001 yılında Utrecht’te damar cerrahi uzmanlığı üzerine eğitim gördü ve ardından 12 sene boyunca aynı şehirde bir hastanenin kadrosunda yer aldı.

    4 yıl önce Hollanda’dan tekrar Belçika’ya dönen Doktor Alaaddin, Hasselt kentinde bulunan Jessa Hastanesinde kalp, damar ve göğüs cerrahisi uzmanı olarak görev yapıyor.

  • Öğrencilerin başarısı için göz muayenesi şart

    Samsun Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Kuruca, çocuklarda sık rastlanan göz hastalıkları ile ilgili aileleri uyardı ve muayene konusunda açıklamalarda bulundu.

    Liv Hospital Samsun Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Kuruca, yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla çocuklara göz muayenesinin yaptırılması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. Kuruca, “Türkiye’de 2013 yılında yapılan okul öncesi göz muayenesi taramasında çocukların yüzde 22’sinde myopi, yüzde 10’unda hipermetropi, yüzde 11’inde ise astigmat saptanmıştır. Bu çocuklardan yüzde 20’sinin gözlük takması zorunlu iken gözlük takan çocuk sayısı sadece yüzde 6 olarak saptanmıştır” dedi.

    “Başarısızlığın nedeni iyi görememek olabilir”

    Op. Dr. Serdar Kuruca, “Aileler bazen çocuklarının okuldaki başarı seviyelerinin düşük olmasının nedenini, öğrenme yeteneklerinin düşük olmasına bağlamaktadır. Oysa sorun, bir göz rahatsızlığından kaynaklanıyor olabilir. İyi göremediği için derslerinden geri kalabilir. Göz bozukluğunda önlem alınmadığında, çocuk okulda tahtayı iyi görememekte ve iki göz numaraları arasında fark varsa bu durum baş ve göz ağrısına neden olabilmektedir. Bunun sonucunda da çocuğun derse olan ilgisi ve konsantrasyonu azalır. Bu konuda sadece ailelere değil, öğretmenlere de büyük görev düşmektedir. Eğer okula başladıktan sonra çocuğunuz okula gitmek, ders çalışmak ya da ödevlerini yapmak istemezse onları tembellikle suçlamadan önce mutlaka gözlerini muayene ettirmelisiniz. Aksi takdirde ilerledikçe tedavisi mümkün olmayan ya da kalıcı hasarlara yol açabilen rahatsızlıklar oluşabilir.Özellikle yakın görmeyle ilgili uğraşıları artmaya başladığı okul çağında okuma isteksizliği, çalışma isteksizliği, çabuk yorgunluk, hemen uykusunun gelmesi gibi, çok sık söyledikleri baş ağrısı gibi şikayetleri olabilir. Görme kusurlarından kaynaklı bu tür çalışma isteksizlikleri, okula karşı bir tepki, ödev yapma yönünde bir isteksizlik, ilkokula başladıkları andan itibaren tembelliğe meyledebilir. Bu nedenle her çocuğun okula gitmeden mutlaka göz muayenesinden geçmesi gerekir” diye konuştu.

    Tüm hastalıklarda olduğu gibi çocukluk çağı göz hastalıklarında da erken tanının önemli olduğunu belirten Kuruca, “Çocuklarda bir veya her iki gözde kayma, gözleri sık sık ovalamak, bir gözü kapayarak bakmak, gözlerini kısarak bakmak, çok yakından okumak ve okurken satır atlama parmakla takip etme, sakarlık, televizyonu yakından izlemek, yapılan aktivitelerde düşük performans göstermek, baş ağrısı ve dalgınlığın olması, başı bir yana eğerek bakmak, gözlerde titreme gibi durumların önemsenmesi gerekir” ifadelerini kaydetti.

  • Heykeltıraşlığa soyunan köylünün başarısı görenleri şaşırtıyor

    Aydın’ın Germencik İlçesine bağlı Selatin Köyü Mahallesinde yaşayan 60 yaşındaki Saffet Akçakoca, boş zamanlarını değerlendirmek için başladığı heykeltıraşlık işinde profesyonel oldu. Ünlü Filozof Sokrates’in mermerden heykelini yapan Akçakoca, stres atmak için mermer heykel yaptığını söyledi.

    Edinilen bilgiye göre; Selatin Köyü’nde doğup büyüyen ve çalışmak için zaman zaman gurbete çıkan Saffet Akçakoca tarım işlerinden elini ayağını çekince köyde boş oturmaktan sıkılınca heykeltıraşlığa soyundu. Mermer kütleleri köye getirip yontmaya başlayan Saffet Akçakoca’yı ilk zamanlar şaşkınlıkla izleyen köylüler ortaya çıkan heykelleri görünce gözlerine inanamadı. Sanata siyaset karışmaması için hiçbir ünlü ve siyasinin heykelini yapmayan Akçakoca, belli süre sevdiği kişilerin heykellerini yapıp hediye etti.

    Küçüklüğünden bu yana bu tür çalışmalara ilgi duyduğunu ancak çocukluğunda okuma olanağı olmadığı için hayalini gerçekleştiremediğini belirten Saffet Akçakoca, “Küçüklüğümde mermerden yapılma heykellere çok ilgi duyardım. Ne içimdeki bu merakı kimseye söyledim ne de okuyabildim. İlkokulu bitirdikten sonra çiftçilik yaptık. Yaş ilerleyip çalışmayı bırakınca içimde kalan heykeltıraşlığı hobi için yapmaya başladım. Yaptığım heykeli görenler oldukça beğeniyor. Sevdiğim kişilerin heykellerini yapıp hediye ettim. Ancak sanata siyaset bulaşmaması için siyasilerin heykelini yapmadım. Zamanında meslek edinseydik belki güzel şeyler yapardık ama yaş geçtikten sonra olmuyor” diyerek gençlerin yetenekli oldukları alanda zaman kaybetmeden kendilerini geliştirmelerini tavsiye etti.

  • İzmirli genç çiftin kıtaları aşan başarısı

    Yaşar Üniversitesinde Bilgisayar Mühendisliği Bölümünde okurken tanışıp mezun olduktan sonra evlenen Eray ve Emel Balkanlı çifti, kariyerlerinde de başarıya ulaştı. Kanada Halifax’taki Dalhousie Üniversitesinde bir yandan burslu olarak yüksek lisans eğitimi alırken bir yandan da araştırma görevliliği yapıp önde gelen yazılım şirketlerinde çalışan Balkanlı çifti, kariyerlerinde başarıya nasıl ulaştıklarını anlattı.

    Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden 2012 yılında ikincilikle mezun olan Eray Balkanlı, yurtdışında eğitim ve uluslararası bir kariyer hedefini gerçekleştirmek için Kanada’da bulunan Dalhousie Üniversitesini tercih etti. Eylül 2013’te tam burslu olarak kabul edildiği yüksek lisans programında eğitim görürken araştırma görevlisi olarak da çalışan Balkanlı, sınıf arkadaşı ve şu an eşi olan Emel Balkanlı’yı da Dalhousie Üniversitesinde yüksek lisans programına katılması için teşvik etti. İstatistik Bölümünde okuyan ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümünü çift anadal programıyla bitiren Emel Balkanlı da bir yıl sonra Dalhousie Üniversitesi’ne yüksek lisans öğrencisi olarak kabul edildi.

    Sevgiyle gelen başarı

    Öğrenciyken araştırma görevlisi olarak çalışmanın yanı sıra bir yazılım firmasında yarı zamanlı yazılım geliştiricisi olarak çalıştığını, Mayıs 2015’ te mezun olduktan sonra ise sağlık alanında dünya çapında yazılımlar ve teknoloji destekli iş çözümleri üreten Accreon’da çalıştığını belirten Eray Balkanlı, “Yurtdışında eğitim almayı hep istedim. 2011’de Yaşar Üniversitesinin sağladığı ERASMUS programı ile Belçika’ya eğitim için gittiğimde yüksek lisansımı yurtdışında yapmak istediğime emin oldum. Lisans boyunca eğitim dili yüzde 100 İngilizce olduğu için yurtdışında hem dersleri anlamakta hem de sosyal ortamlarda dil sıkıntısı neredeyse hiç çekmedim. ‘Derslerde öğrendikleriniz iş hayatınızda pek karşınıza çıkmaz’ derler, ancak iş hayatımda karşılaştığım pek çok değişik problemden, Yaşar Üniversitesinde aldığım eğitimde potansiyel çözümleriyle birlikte bizlere bahsedilmişti. Her yıl düzenlenen kariyer günleri etkinliklerinde onlarca farklı firmadan gelen yetkililerle ayrı ayrı görüştüğümden, kendi adıma, mezuniyetimden sonraki iş mülakatlarım oldukça rahat ve sıkıntısız geçti. Aldığım bu eğitimler, Kanada’da da iş hayatına çok daha kısa sürede motive olmamı sağladı ve işimi severek yapmama yardımcı oldu” dedi.

    “Hayallerimiz doğru adımlarla gerçekleşti”

    Eray Balkanlı, “Tabii Yaşar Üniversitesinde tanıştığım, şimdi eşim olan Emel de bu sırada eğitimine devam ediyordu. Emel mezun olduktan sonra onu da Kanada’da yüksek lisans başvurusu için teşvik ettim. 2015’te o da başvurdu ve başarılı bir öğrenci olduğu için kabul edildi. Mayıs 2015’te de evlendik. İkimiz de başarıyla mezun olduk. İkimiz de yazılım alanında dünya çapında işler yapan firmalarda çalışıyoruz” diye konuştu.

    Balkanlı, “Hayallerinizin peşinde koşarsanız başarırsınız, derler, bu kısmen doğru. Üniversitemiz öğrenciyken, bize mesleğimizi olumlu yönleriyle tanıtıp sevdirdi ve doğru bir şekilde yönlendirdi. En önemli katkısı, alanında uzman akademisyenlerimizin bana özel zaman ayırıp, hayallerimi benimle birlikte bir hamur misali yoğurarak doğru amaçları doğru adımlarla kovalamamı sağlamaları ve hayallerimin peşinden giderken de bir an olsun desteklerini eksik etmemeleri” diye konuştu.

    2 bölümden mezun oldu

    Emel Balkanlı ise Yaşar Üniversitesinde yaptığı çift anadal programı sayesinde hem istatistik hem de bilgisayar mühendisliği bölümlerinden mezun olduğunu belirterek, “Lisans eğitimim sırasında Kariyer Günleri etkinliği için gelen MasterCard ile olumlu geçen mülakatlar sonrasında 2 yıl İstanbul’da yazılım geliştiricisi olarak çalıştıktan sonra, Dalhousie Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri Bölümüne yüksek lisans öğrencisi olarak kabul edildim. Öğrenciliğim suresince araştırma görevlisi ve yarı zamanlı veri uzmanı olarak çalıştım. Kariyerim açısından attığım en kritik ve faydalı adım, istatistik okurken farklı bir alana da ilgi duyduğumu fark edip bilgisayar mühendisliği bölümünde de eğitim almam oldu. Eşimle de bu ikinci bölümümde okurken tanıştım. İş hayatımda ve yüksek lisansım süresince her iki bolümde aldığım eğitimi kullanabiliyor olmak bana çok büyük avantaj sağladı. Amerika ve Kanada’da en gözde mesleklerden biri olan veri uzmanlığı alanında çalışma imkanını bu sayede elde ettim” diyerek eğitim hayatını anlattı.