Etiket: Başa

  • Prof. Dr. Yavuz Özoran: “Pandemi kurallarına uymazsak başa döneriz”

    Prof. Dr. Yavuz Özoran: “Pandemi kurallarına uymazsak başa döneriz”

    Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yavuz Özoran, pandemi kurallarına uymanın önemine işaret ederek “Pandemi öncesindeki dünya ile, pandemi sonrasındaki dünya aynı olamayacak. Buna hazırlıklı olmalıyız. Kurallara uymaktan başka bir çaremiz yok. Tersini yaparsak başa döneriz” dedi.

    Özoran, açık ortamlarda Covid-19 pozitif olan kişi ile sohbet ederken sosyal mesafeye uyarak dört dakikaya kadar virüs almadan kalınabildiğine işaret ederek, “Son bilimsel gelişmeler gösteriyor ki açık ortamlarda Covid -19 pozitif olan bir kişi ile sohbet ederken sosyal mesafeye uyarak dört dakikaya kadar virüs almadan kalabiliyoruz. Ama buna karşın kapalı ortamlarda bu süre bir buçuk dakikaya kadar iniyor. Bu nedenle vatandaşlarımızı açık ortamlarda bulunmaları sosyal izolasyona, sosyal mesafeyi korumaya, maske takmaya ve hijyen koşullarına uygun olarak hareket etmeleri konusunda yeniden uyarıyorum. Sonbaharın son güneşli günlerinden yararlanmakta fayda vardır” diye konuştu.

    Havaların soğumasıyla kapalı ortamlarda kalma süresinin artacağına dikkat çeken Özoran, “Bilim Kuruluda bu konuda tüm vatandaşları uyardı. Kış gelecek, havalar soğuyacak, kapalı ortamlarda kalma süremiz giderek daha da artacak. Buda pandemi de bir artışa yol açacak, şeklinde uyarılar oldu. Yaz döneminde de herkes kendi doğduğu şehirlere, özellikle büyük şehirlerden Anadolu’ya göç ettiler. Bu seyahatler sırasında da Anadolu’nun çeşitli yerlerine virüs taşınmış oldu. İlk başlarda büyük şehirlerde yoğunlukta görülen hastalık, bu kez Anadolu genelinde yaygınlaştı. Bunun yanı sıra düğünlerin artması ve asker uğurlama törenlerinin yapılması ve benzer etkinliklerle başta sosyal mesafeye uygun davranmamak nedeniyle bir artış görüldü. Anadolu’dan büyük şehirlere dönüşlerin başlamasıyla bu durum İstanbul özelinde daha büyük artışlara sebep olduğu gözlemledik. Bu nedenle Bilim Kurulu’nun açıklamalarına kulak vermemiz ve tavsiyelerini yerine getirmemiz süreç için çok önemli. Akılda kalması için bir kez daha tekrar edersek; Maske takarak, sosyal izolasyona sosyal mesafeye uygun davranarak, sıkça ellerimizi yıkayarak kendimizi koruyabiliriz. Bu yalnızca kendimiz için değil, bunun ötesinde bir sosyal sorumlulukta aynı zamanda, çevreye saygımızın gereği olarak yapmalıyız. Ama insanların bir arada olmak gibi bir tutkusu var. Toplumumuz sıcak kanlı insanlardan oluşuyor. Sarılmak, kucaklaşmak, el sıkışmak, birbirinin omzuna vurmak gibi yakın teması çok seviyoruz. Ama unutmayalım ki bilişim ortamında konuşmak, hareket etmek ve göz temasını koruyarak iletişim kurmak yeni dönemin en önemli iletişim konularından bir tanesi haline gelecek. Buna uyum göstermeliyiz” şeklinde konuştu.

    “Avrupa’da, alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon var”

    Avrupa’da alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon olduğunu kaydeden Özoran, “Özellikle Avrupa’da, alınan pandemi kurallarına karşı şiddetli bir reaksiyon var. İngiltere’de ve Fransa’da maske takmaksızın, sosyal mesafeye dikkat etmeksizin yürüyüşler, toplantılar düzenlendi. Tedbirlerin tümünü reddedeceklerini bağıra çağıra ifade ettiler. Sonunda ne oldu, Fransa’da bazı illerde sokağa çıkma yasağına varıncaya değin tedbirler geri geldi. Bu bir damlacık enfeksiyonu olması nedeniyle korunmak için elimizdeki tek imkan hijyen koşullarına uygun davranmak, elimizi sık yıkamak ve bunun ötesinde sosyal mesafeye ve maskeye riayet etmek. Yoksa tekrar şiddetlenmesi hiçte uzak bir ihtimal değil. Bunun şiddetlenmesi demek, sadece hastalığın yaygınlaşması değil, bunun ötesinde sosyal, psikolojik birçok sorunları da beraberinde getiriyor. Yine en çok etkilenen ekonomi oluyor. Hatta Alman şansölyesi bir ikinci atağa Alman ekonomisinin dayanamayacağını ifade etti. Dolayısıyla ekonominin korunması, sağlığın korunması ve her türlü fedakarlığı gösteren sağlık çalışanlarının korunabilmesi için bizim bilim kurulunun önerdiği kurallara mutlaka uyum göstermemiz lazım. Böylelikle sosyal bütünlüğümüzü korumamız lazım” ifadelerini kullandı.

    “Covid- 19 virüsü bugünden yarına ortadan kalkacak bir virüs değil” diyen Özoran, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    ”Pandemi bizlere sosyal dayanışmanın ne denli önemli olduğunu öğretti. Sadece kendi sağlığımızı düşünmememiz, toplumun sağlığını da kendi sağlığımız gibi düşünmemiz gerektiğini öğretti. Bu Covid- 19 virüsü bugünden yarına ortadan kalkacak bir virüs değil. Kalıcı hasarlar da bırakıyor. Sadece kendisine karşılık oluşturulan bağışık yanıtın üç, dört ay içerisinde ortadan kalkması değil tüm bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğinden birçok hastalığa da yol açabilecek bir virüs. Onun için elimizde, güvenilir ve ucuz olan, yaygın olarak kullanılması mümkün olan tedbirlere uyum gösterelim. Unutmayın ki aşıda tam koruyucu ya da önleyici değil, peki ne yapacak aşı? Aşı ile araştırmalar gösteriyor ki hastalığın meydana gelmesi ile orta çıkan bulgular, tıp dilinde semptom diyoruz, tamamen ortadan kalkmasa da hafifletici oluyor. Onun için şua anda kurallardan başka elimizde kesin sonuç verebilecek bir unsur yok. Unutmayalım pandemi öncesi ile, sonrası dünya için aynı olmayacak. Biz bu virüsle birlikte yaşamayı, ondan korunmayı öğreneceğiz.”

  • ABD Başkanı Trump’tan Biden’a: “Erdoğan ile başa çıkacak kapasiteye sahip değil”

    ABD Başkanı Trump’tan Biden’a: “Erdoğan ile başa çıkacak kapasiteye sahip değil”

    ABD Başkanı Donald Trump, katıldığı bir programda yaptığı açıklamada seçimlerdeki rakibi Joe Biden’ın dış politikada başarısız olacağını ifade ederek, “Erdoğan ile başa çıkacak kapasiteye sahip değil” dedi.

    ABD Başkanı Donald Trump, sabah katıldığı bir programda yaptığı açıklamalarda başkanlık yarışındaki rakibi eski ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’a yüklendi. Biden’in dünya çapında hareket eden birinci sınıf satranç oyuncularına karşı duramayacağını iddia eden Trump, “Çok zeki insanlarla muhatap oluyorsunuz. Kendi ülkelerinin liderleri olan dünya klasmanında satranç oyuncuları ile uğraşıyorsunuz. Hepsini biliyorum. Mesela Türkiye’nin Başkanı Erdoğan. Onun ne yaptığını bilemeyen birini seçemezsiniz” ifadelerini kullandı. Trump, Biden’ın dış politikada başarısız olacağını iddia ederek, “Erdoğan ile başa çıkacak kapasiteye sahip değil” dedi.

    Başkan Trump, Biden’e oy verilmemesi gerektiğini belirterek, yaşı ve sağlık sorunları nedeni ile sonunda başkanlık koltuğuna Kamala Harris’in oturacağını ileri sürdü. Trump, seçmenlere dikkatli olmaları çağrısında bulundu.

    Öte yandan, Demokrat Başkan adayı Biden’ın Ocak ayında Türkiye ve Erdoğan hakkında yaptığı açıklamalara Türkiye’den çok sert tepki gelmişti.

  • Sınav kaygısı ile başa çıkma yöntemleri

    Sınav kaygısı ile başa çıkma yöntemleri

    SANKO Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Burcu Gökalp Özcan, sınav kaygısının öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyen, dikkati toplamayı zorlaştıran ve başarıda düşmeye yol açan yoğun kaygı olduğunu söyledi.

    Dr. Özcan, “Büyük sınavlar yaklaşırken pek çoğumuz bunalmış, çaresiz, hayal kırıklığına uğramış hissedebiliriz. Bazen sınavlarda kalbimiz hızla çarpıp, titreyebilir, terleyebilir, belki de nefes almakta zorlanabiliriz. Bu hissettiğimiz kaygılar çoğunlukla sınav öncesi motive edici, algılamamızı kolaylaştırıcı etki gösterse de bazı kişilerde yoğun kaygı ortaya çıktığında rahatsız edici, dikkati olumsuz yönde etkileyecek biçimde olabilir ve bu durum performansı etkileyebilir” dedi.

    Dr. Özcan, sınav kaygısı hissedilirken zihinde “yapamayacağım, başaramayacağım” gibi düşüncelere neden olduğuna vurgu yaptı.

    Bedensel etkiler

    Yoğun kaygı yaşanırken vücutta titreme, terleme, çarpıntı, bulantı, ateş basması gibi belirtilerin ortaya çıktığına dikkat çeken Dr. Özcan, şöyle devam etti:

    “Bu belirtiler, dışarıdan bir tehdit sezdiğimizde, örneğin bir deprem, trafik kazası ya da bizi ölümle burun buruna getirebilecek başka bir olay yaşadığımızda hissettiğimiz kaygı durumunda da ortaya çıkar. Buna ‘savaş ya da kaç’ yanıtı diyoruz. Kaygı aslında yaşadığımız bu tehlikeli durumlardan bizi korumaya ve vücudumuzu harekete geçirmeye çalışır. Ama bazen dışarıdan bir tehdit olmasa da zihnimiz bazı durumları tehdit olarak algıladığında yine kaygı oluşur ve vücudumuzu alarm durumuna geçirir. Aslında bu algılanan tehdit, yaşamı tehlikeye sokan bir durum değil, içsel olarak düşüncelerle oluşturduğumuz bir durumdur.”

    Sınav kaygısının nedenleri

    Kaygının zihindeki “Yapamayacağım, sınavı yetiştiremeyeceğim, istediğim bölümü kazanamayacağım, kazanamazsam rezil olacağım” gibi kötü senaryolarla başladığını anımsatan Dr. Özcan, “Kendini yetersiz, başarısız biri olarak değerlendirmek, başarısızlığa yönelik düşünceleri ve kaygıyı iyice arttırır. Sürekli sınavın sonucuna odaklanma, kendini başkalarıyla kıyaslama dikkati bozar ve akademik eksiklikler, sınavlardan ve ders çalışmaktan kaçınmalar baş gösterir” diye konuştu.

    Kaygı ile baş etme yöntemleri

    Dr. Özcan, sınav kaygısıyla başa çıkmak için yapılması gerekenleri şöyle özetledi:

    “Bedensel belirtiler ortaya çıktığında, bunun kaygı durumunda ortaya çıkan fizyolojik belirtiler olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Zihnimiz bir tehlike algılar ancak ortada hayatımızı tehdit eden bir durum yok. Öyleyse bedensel belirtilere odaklanmak yerine yapacağımız işe odaklanmakla işe başlayabiliriz. Kaygı düzeyi bir süre sonra azaldığında bedensel belirtiler de yavaşça kaybolacak. Sınavdan ve çalışmaktan kaçınmak bilgi eksikliğine yol açacağından kaygımızı artıracaktır. Bu nedenle ne kadar zor görünürse görünsün, başarılı olmak ya da sınav sonucuna odaklanmak yerine elimizden geleni yapmalıyız. Sınav çalışma düzenini planlamak, konu tekrar etmek, soru çözmek, bizi en çok kaygılandıran şeyleri tespit etmeye çalışmak, çalışma odamızı rahat edebileceğimiz düzene sokmak gibi sınav için kontrol edebileceğimiz alanların yanında, sınav günü ve sınav sonuçları gibi kontrol edemeyeceğimiz şeyler de olabilir. Kontrol edebileceğimiz alanlara odaklanmamız kaygımızı azaltacaktır. Olumsuz düşünceler üzerine çalışabiliriz. Örneğin, ‘Yapamayacağım’ yerine ‘yapmak değil, yapmaya çalışmak benim elimde’, ‘sınavda başarısız olursam ben bir hiçim’ yerine ‘alacağım sonuç yalnızca sınavın bir değerlendirmesi, benim değil’, ’takdir edilmek için çok çalışmam lazım’ yerine ‘insanların beni takdir etmesi sınava bağlı değil, ben başkalarını başarılarına göre mi seviyorum’, ’kazanamazsam aileme ne derim? Benim için çok fedakârlık yaptılar’ yerine ‘ben ebeveyn olsaydım aynısını yapardım, ben de çalışmak için elimden geleni yapacağım’, ’hiç heyecanlanmamalıyım’ yerine ‘sınavda heyecanlanmak doğal, heyecanım bana gerekli’, ‘hiçbir soruya takılmamalıyım, hepsini yapmalıyım’ yerine ‘takıldığım sorular olabilir, yapamadığım olursa diğer sorulara geçerim’, ‘sınavı yapamazsam değersiz ve başarısız biriyim demektir’ yerine ‘ben sınava çalıştım, eğer yapamazsam bu beni değersiz ve başarısız biri yapmaz. Sadece sınava çalışma davranışımın yetersiz olduğunu gösterir’ gibi düşünceye yoğunlaşıp, olumsuz düşüncelerle savaşabiliriz. Zamanı verimli kullanmayı öğrenmek. Programlama ve zaman çizelgesi hazırlamak.Gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak.”

    Sınav öncesinde yapılacaklar

    Dr. Özcan sınav öncesinde yapılması gerekenlerle ilgili şu önerilerde bulundu:

    “Sınavdan bir gün önce çalışmamak. Ilık duş ve rahatlatıcı, hafif, gevşeme ve nefes egzersizleri yapmak. Neşeli bir film izlemek. Özel hayatta değişiklik yapmamak. Aynı saatte ve uygun süre uyumak, aynı beslenme düzenini sürdürmek.Sınava girilecek yeri önceden görmek, sınavda yanına alınacak eşyalar ve belgeleri düzenlemek, zamanında sınav yerine gitmek.”

    “Sınav esnasında yapılması gerekenler”

    Dr. Özcan, sınav esnasında yapılabilecekleri ise şöyle sıraladı:

    “Tuvalete gitmek. Rahat oturma şekli belirlemek. ‘Ben elimden geleni yaptım’ diye tekrar etmek. Kolay olarak yapılan sorulardan başlamak, zor soruları atlamak, sonra dönmek. Sınavda çevreye bakıp nasıl yaptıklarını izlemek yerine diğerlerini görmezden gelmek ya da başka yere odaklanmak. Sınavda kaygı çok artarsa biraz ara verip nefes egzersizi yapmak.”

    Ailelere ve öğretmenlere öneriler

    Dr. Özcan, ailelere ve öğretmenlere de önemli görevler düştüğünü belirterek şu önerilerde bulundu:

    “Mükemmeliyetçi sözler/davranışlar ve bu tarz mesajlardan uzak durmalı. Sonuca değil sürece vurgu yapan sözlerle yaklaşmalı. Kıyaslamalardan ve yüksek standartlardan uzak durmalı. Gerçekdışı beklentiler ve hedefler koymamalı. Kendi kaygımızı yönetmekte zorlanıyorsak bir uzman yardımı almalıyız.”

    Dr. Özcan, “Sevgili gençler, sınava hazırlanırken yardım/tedavi alarak baş etme yöntemlerini öğrenebilir, zorlu düşünceler geldiğinde ‘ben elimden gelenin en iyisini yaptım’ diyebiliriz. Hepinize yürekten başarılar diliyorum” diye konuştu.

  • ‘Gençlerle baş başa’ buluşmaları

    Kırklareli KYK Yurtlarında ‘Gençlerle baş başa’ buluşmaları kapsamında program düzenlendi. Sohbet sonrası gençlere çiğköfte ikramı yapıldı.

    Kırklareli KYK Yurtlarında “Gençlerle Baş başa” buluşmaları devam ediyor. İl Müftüsü Hüseyin Demirtaş, Şemsettin Sami Yurdunda gençlerle sohbet etti. Müftü Demirtaş, İslam dünyasında uygulamaya konan 6 fitne konusunu gündem yaparak, geniş açıklamalarda bulundu. Daha sonra gençler tarafından yöneltilen sorular cevaplandırılmasının ardında yurt yönetimi gençlere çiğ köfte ikram etti.

    Kırklareli İl Müftülüğü tarafından yapılan açıklamada, “Güvenli ve sosyal içeriklerle destekli güzel bir ortam için gayretli çalışmalar ortaya koyan yurt müdürü Ahmet Şimşek beyi, Erdoğan Yılmaz beyi, manevi danışman olarak görev yapan Ferhat Seçkin hocamızı ve diğer çalışanları özverileri için tebrik ediyoruz” denildi.

  • TESKİ Genel Müdürü Baş’a adaylık için istifa etti

    Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) Genel Müdürü Dr. Şafak Başa, belediye başkanlığı adaylığı için görevinden istifa etti.

    Dr. Şafak Başa istifasıyla ilgili açıklamasında, “13 Mart 2015 tarihinde atandığım TESKİ Genel Müdürlüğü görevimden mahalli idareler seçimlerinde aday olmak için bugün ayrılıyorum. Görev yaptığım 44 aylık süre zarfında TESKİ Genel Müdürlüğünü kurumsal bir yapıya kavuşturarak halkımıza en iyi hizmeti verebilmek için elimden gelen gayreti göstermeye çalıştım. Bu dönemde Tekirdağ genelinde 2 bin 510 kilometre altyapı çalışmasını tamamladık. Yapılan yatırımların değeri 780 milyona ulaştı. Sağlıklı içme suyu bakımından en iyi iller arasına girdik. Kanalizasyona erişim oranı yüzde 90’ı aştı. Atıksu arıtma kapasitesi 40 kat arttırıldı. Her iki vatandaşımızdan biri abonemiz oldu. Teknolojiyi en üst düzeyde kullanarak SCADA, CBS, GES, Su Sayaçları Test ve Kalibrasyon İstasyonunu kurduk. TESKİ; insan kaynağı, bilişim, iş makinası ve lojistik imkânlar açısından hızla gelişerek alanında her türlü hizmeti verebilecek imkânlara kavuştu. 7/24 halkımıza hizmet veren TESKİ emekçileri sayesinde kurumumuzdan memnuniyet yüzde 70 oranına ulaştı. Kısacası yeni kurulan bir su ve kanalizasyon idaresi olarak örnek olabilecek çalışmalar yapıldı. Takdir Tekirdağlı hemşerilerimizindir. Bütün bu çalışmalar yapılırken halkımızın güvenini sarsacak hiçbir eylem ve işlemimiz olmadı. Görev dönemimizde tek bir ihalemiz iptal edilmedi, denetleyici kurumlar tarafından hiçbir kamu zararı tespit edilmedi, hakkımızda ön inceleme dahi yapılmadı. Bugün gönül rahatlığıyla görevimi devrediyorum” dedi.

    Başa açıklamasının devamında, “Genel Müdür olarak bütün bu çalışmaları yaparken desteğini esirgemeyen başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Kadir Albayrak olmak üzere, Genel Kurul ve Yönetim Kurulu Üyelerimize, Denetçilerimize, Genel Müdür Yardımcılarımıza, Daire Başkanlarımıza, İlçe Şube Müdürlerimize, her düzeyde görev yapan mesai arkadaşlarıma, fedakârca görev yapan tüm TESKİ emekçilerine; eleştirileriyle bizi uyaran basın mensuplarımıza, işbirliği yaptığımız sivil toplum örgütlerine, kamu kurum ve kuruluşlarına; altyapı çalışmalarının tamamlanmasını bizleri güvenerek sabırla bekleyen değerli Tekirdağ halkına sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

    Trakya’nın bir evladı olarak ülkemizin en güzel illerinden biri olan Tekirdağımıza hizmet edebilmek benim için onurların en büyüğüdür. Hakkınızı helal ediniz. Saygı ve Selamlarımla” dedi.